Bazen atışmalarınız olduğunda konuşmalarımızda sizden tebessümle bahseder o anlaşamamak değil de espritüel didişmeler gibi görür bunlara kırılmaz onun kırıldığı farklı şeyler, tekrar tekrar konuşmaya gerek yok. çizgisini hiç bozmaz ve herkesle belirlediği sınırlar dahilinde konuşur ancak o çizgi aşılırsa uyarır. burası hassas kalpler için çokta uygun bir yer olmalıydı sizce de terslik burada değil mi? sanki herkesi biraz silkeledi gibi geliyor bana..
o sözün bir de açılımı var...küçük bir bölümü bana gönderdiği pdf den yazdım
Uçarken yara aldın kanadında Süzülürken mavi mavi sema’ da Özgürlük kokuyor senin tütsün Göğe, buram buram kanadın da
Kim incitti seni? Kimler bastı böğrüne tuz boran! Hangi kasırga? Seni göğün göğsünden koparan?
Sen misin? Gök kubbeyi böylesine inleten! Göz yaşların mı? Bu sel bu tufan! Bir serçeciğin ahıydı belki bu ziyan…
Ağaçları kesip, ormanları yakan ey! İnsan, bil ki; dünya bir serçenin yüreği kadar…
Dünya küçük derler ya hani, herkes her yerde karşılaşabilir yerine… farklı bir perspektiften değerlendiriyorum bu sözü. Bana göre dünya kullandığımız kadar… yukarıda bahsi geçen serçe nereden bilsin dünyanın yüz ölçümünü? O yuvası kadar ve uçabildiğince bilir dünyayı, kanadını kırıp yuvası yıkıldığında dünyası da yıkılır, bu yüzdendir dünya serçenin yüreği kadar demelerim. Yaratılmış canlıların tümü için geçerli bu bence. Düşünsenize insanoğlu da aynı değil mi? Herkesin dünyası yaşadığı alan kadardır. Her ne hikmetse bizler bu yaşamsal alanları genişletmeye çalışacağımıza birbirimize nasıl çelme takarız, nasıl zararlar veririz, nasıl sekteye uğratırız diye çabalıyoruz, son zamanlarda gördüğüm, gözlemlediğim kadarıyla gençlik bu durumda. Hatta gençlikle sınırlamayalım genel bir bakış açısı oluştu dünya genelinde, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” herkes menfaatleri doğrultusunda yaşar hale geldi. Değişmeyen tek şey sadece karın tokluğuna yaşayan hayvancıklardı. Bu egomania içinde fark edilmeyen doğanın bir döngüsünün olduğu ve bu döngü ile var olduğu gerçeğiydi, her şey birbirine bağlı olan bu evrende her birimin kendi dünyası vardı ve bu dünyalar birleştiğinde dünya denilen evren ancak kendini tamamladığıydı. Bu sebeptendir ki; her canlı bir dünyadır ve yıkılan her bir dünya evrende bir parçanın yok olması demektir… yani; bugün bize dokunmadığını sandığımız yılan, (hatta şimdilerde yıl 2022) doğa felaketleri ile pekte güzel dokunmaya başladı bile. Bu sebeptendir kedileri öldürdüğünüzde köyü farelerin basması.
Sitenin kaybı Tuba hanım kendileri bilir:) Instagram'da yazıyor ve çok değerli insanlar ile görüşüyor farklı bir şiir sitesinde de yazıyor ne yalan söyleyeyim ben de burada onun gibi konuşmaya kalksam kim bilir bana neler söyleyecekler? bu kadar seviyesiz bir yer yok! ben de çıkacağım zaten...
Uğur melek, onun zaten bilgi aktarımı yapacağı bir eğitim kurumu var... buraya ihtiyacı yok ki, bir daha gelmez adını bile andırmıyor... Aslı buraya kültür sanat sitesi diye girmişti karşılaştığı farklı muameleyle çok bile uğraştı... tek söylediği cümle şu, olduğu gibi aktarıyorum;" benim insanım çok değişmiş, önceden bilgiye değer verir saygı gösterirdi"
Ayın önü çöple örtülür mü?
güzelliğini ancak deniz bilir...
ne güzel söyledin kimya hatun.
Kargayı alıkoyamazsın yaptıklarından halet^-i rühiyesi gereğidir çöplükte debelenirken ahkam kesmesi...
Bazen atışmalarınız olduğunda konuşmalarımızda sizden tebessümle bahseder o anlaşamamak değil de espritüel didişmeler gibi görür bunlara kırılmaz onun kırıldığı farklı şeyler, tekrar tekrar konuşmaya gerek yok. çizgisini hiç bozmaz ve herkesle belirlediği sınırlar dahilinde konuşur ancak o çizgi aşılırsa uyarır. burası hassas kalpler için çokta uygun bir yer olmalıydı sizce de terslik burada değil mi? sanki herkesi biraz silkeledi gibi geliyor bana..
o sözün bir de açılımı var...küçük bir bölümü bana gönderdiği pdf den yazdım
Uçarken yara aldın kanadında
Süzülürken mavi mavi sema’ da
Özgürlük kokuyor senin tütsün
Göğe, buram buram kanadın da
Kim incitti seni?
Kimler bastı böğrüne tuz boran!
Hangi kasırga?
Seni göğün göğsünden koparan?
Sen misin?
Gök kubbeyi böylesine inleten!
Göz yaşların mı? Bu sel bu tufan!
Bir serçeciğin ahıydı belki bu ziyan…
Ağaçları kesip, ormanları yakan ey! İnsan, bil ki; dünya bir serçenin yüreği kadar…
Dünya küçük derler ya hani, herkes her yerde karşılaşabilir yerine… farklı bir perspektiften değerlendiriyorum bu sözü. Bana göre dünya kullandığımız kadar… yukarıda bahsi geçen serçe nereden bilsin dünyanın yüz ölçümünü? O yuvası kadar ve uçabildiğince bilir dünyayı, kanadını kırıp yuvası yıkıldığında dünyası da yıkılır, bu yüzdendir dünya serçenin yüreği kadar demelerim. Yaratılmış canlıların tümü için geçerli bu bence. Düşünsenize insanoğlu da aynı değil mi? Herkesin dünyası yaşadığı alan kadardır. Her ne hikmetse bizler bu yaşamsal alanları genişletmeye çalışacağımıza birbirimize nasıl çelme takarız, nasıl zararlar veririz, nasıl sekteye uğratırız diye çabalıyoruz, son zamanlarda gördüğüm, gözlemlediğim kadarıyla gençlik bu durumda. Hatta gençlikle sınırlamayalım genel bir bakış açısı oluştu dünya genelinde, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” herkes menfaatleri doğrultusunda yaşar hale geldi. Değişmeyen tek şey sadece karın tokluğuna yaşayan hayvancıklardı. Bu egomania içinde fark edilmeyen doğanın bir döngüsünün olduğu ve bu döngü ile var olduğu gerçeğiydi, her şey birbirine bağlı olan bu evrende her birimin kendi dünyası vardı ve bu dünyalar birleştiğinde dünya denilen evren ancak kendini tamamladığıydı. Bu sebeptendir ki; her canlı bir dünyadır ve yıkılan her bir dünya evrende bir parçanın yok olması demektir… yani; bugün bize dokunmadığını sandığımız yılan, (hatta şimdilerde yıl 2022) doğa felaketleri ile pekte güzel dokunmaya başladı bile. Bu sebeptendir kedileri öldürdüğünüzde köyü farelerin basması.
bu şiir de sözde değil özde Müslüman olmayı hatırlatsın herkese
Gölgesinde otur amma
Yaprak senden incinmesin.
Temizlen de gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Yollar uzun, yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin.
Burdayım de ararlarsa
Doğru söyle sorarlarsa
Tabutuna sararlarsa
Bayrak senden incinmesin.
İl göçsün göçtüğün vakit
Yol yansın geçtiğin vakit
Suyundan içtiğin vakit
Irmak senden incinmesin.
Toz konmasın sakın sana
Hakkı geçer halkın sana
Gücenmesin yakın sana,
Uzak senden incinmesin.
Abdurrahim Karakoç
Sitenin kaybı Tuba hanım kendileri bilir:)
Instagram'da yazıyor ve çok değerli insanlar ile görüşüyor farklı bir şiir sitesinde de yazıyor ne yalan söyleyeyim ben de burada onun gibi konuşmaya kalksam kim bilir bana neler söyleyecekler? bu kadar seviyesiz bir yer yok! ben de çıkacağım zaten...
bende çok üzgünüm.
Uğur melek, onun zaten bilgi aktarımı yapacağı bir eğitim kurumu var... buraya ihtiyacı yok ki, bir daha gelmez adını bile andırmıyor... Aslı buraya kültür sanat sitesi diye girmişti karşılaştığı farklı muameleyle çok bile uğraştı... tek söylediği cümle şu, olduğu gibi aktarıyorum;" benim insanım çok değişmiş, önceden bilgiye değer verir saygı gösterirdi"
gezenti seni:) nerelerdesin yine?
geçen attığın resim efsaneydi hikayede