Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • serbest kürsü19.01.2023 - 13:46

    emine hanım
    bu kitabı da okumak isterim.
    bir döneme üstelik en buhranlı türkiyeye ışık tutmuş okunmaya değer mutlaka.

  • serbest kürsü19.01.2023 - 10:19

    paylaşmamanıza biraz bozuldum ama sizleri de anlıyorum
    ya okumuyoruz
    ya da okuduğumuzu paylaşmak istemiyoruz
    tabii bir de bu tarz kitap yorumu falan gibi etkinlikler daha çok kadınlara atfedilir
    sebep bu da olabilir.
    dediğim gibi zorla değil.

  • serbest kürsü19.01.2023 - 09:23

    ben en son masumiyet gözyaşı diye bir kitap okudum.
    selahattin Yusuf adlı yazarımızın
    ilginenip okumak isteyenler olabilir diye çok içeriğe girmeyeceğım.
    kitabın kapağında yazan bir kaç bilgi kırıntısını aktarmakla yetineyim:
    yazar gezi olaylarının
    çeşitli kesimlerce nasıl algılandığı ve gezi olayları sırasında kimlerin bunu manipüle etmeye kalktıklarını bir aşk hikayesi eşliğinde anlatmak istemiş.
    ben yazarı dilindeki akıcılık,
    değindiği konu ile tarihin küçük bir kesitine ışık tutmaya çalışması ı bakımından başarılı buldum.

    sizleri de bekliyorum arkadaşlar
    tabii isteyenleri
    zorla hiç bir şey olmaz.

  • serbest kürsü19.01.2023 - 09:11

    bu gün
    etnisitelerin, kökenlerin,
    soyların sopların ve türklüğün tartışılmadığı bir gün olsun isterdim.
    mesela herkes en son okuduğu kitabı paylaşsa
    kısaca bir kaç cümle ile kitaba dair kendi izlenimlerini paylaşsa
    ne güzel olurdu
    gönlümden geçen bu
    tabiii hayaller hayatlar
    diye bir şey de var.

  • serbest kürsü19.01.2023 - 09:08

    günaydın
    selamlar arkadaşlar.

  • serbest kürsü18.01.2023 - 11:37

    Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
    Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
    Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
    İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
    Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
    özlemeye başladım herkesi...
    Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
    Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
    Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
    Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
    solculuk oynamaya başladık..
    Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
    Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
    Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
    Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
    Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
    Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
    Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
    Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
    Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
    Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
    Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
    Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
    Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
    Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
    Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
    Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
    Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
    Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

    Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

    Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
    Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
    Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
    Muş ovasının yalancı maviliğini
    Otobüs oluyordum bir süre
    Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
    Otobüs oluyordum
    Bir ülkeden bir iç ülkeye
    Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
    Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
    Korkuyordum
    Sonra iniyordum otobüsten
    Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
    ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
    ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
    Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
    Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
    Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
    Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
    Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
    bir yol üstü lokantasında
    Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
    Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
    Ben seninle herhangi bir insan elinin
    terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

    Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!
    Yılmaz Erdoğan

  • gecenin tenhasına bir söz bırak18.01.2023 - 11:34

    Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme.
    Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme.

    Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı?
    Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme.

    Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru.
    Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme.

    Ey ay, felek harab olmuş, altüst olmuş senin için...
    Bizi öyle harab, öyle altüst ediyorsun, etme.

    Ey, makamı var ve yokun üzerinde olan kişi,
    Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme.

    Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan.
    Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme.

    Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan.
    Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme.

    Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
    Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.

    Ey, cennetin cehennemin elinde oldugu kişi,
    Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme.

    Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize,
    O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme.

    Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle.
    Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme.

    Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı.
    Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun, etme.

    İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil.
    Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme.
    Mevlana Celaleddin Rumi

  • gecenin tenhasına bir söz bırak18.01.2023 - 11:02

    Umberto eco
    gülün adı
    güzel bir ortaçağ Hristiyan dünyası okuması
    uzun olması sizi yanıltmasın bir çırpıda okuyup bitirebileceğiniz bir roman
    aslında sadece roman demek bile hafif kalır
    bir kaynakça bile denebilir.

  • şu an ne dinliyorum18.01.2023 - 10:49

    sarı gelin
    yavuz bingöl

  • serbest kürsü18.01.2023 - 10:40

    bizim aşiretimiz Osmanlı ve Atatürk döneminde devletine bağlılık yemini etmiş ve daima devletine sadık kalmış hiçbir ideolojinin peşinde savrulmadan dimdik ayakta kalmayı başarmış ve hatta her daim devletinin yanında yer alıp ona hizmet etmekten bir adım geri durmamıştır.