DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI'na DAİR "Yasama, yargı, yürütme iç içe geçmişse, özgürlükler garanti.değildir ve anayasa yok demektir... Kuvvet kimdeyse o hakimdir." (Jean-Jacques ROUSSEAU)
KADIN'a DAİR Kadınınızı, daha dogrusu, karınızı araklayan adama verebileceğiniz en büyük ceza, "Sende kalsın" demek... miş!
(Bunu 1885-1957 arası yaşayan Fransız oyuncu, yönetmen, yazar Sacha GUITRY söylemiş... Yani artık kendisini meŞaŞ yağmuruna tutup protesto etme şansımız yok. Allah affetsin. Amin!"
ÇOCUKLUK ve ÇOCUKLAR'a DAİR "Çocukluk başlı başına bir memlekettir, hatta sılasıdır insanın... Büyüdükçe sıla özlemimiz artar, hayat giderek gurbetleşir. Sanki ne yaşarsak yaşayalım hep gurbetteyizdir. Büyümek, gurbete çıkmaktır. (Murathan MUNGAN)
DOĞA'ya DAİR Doğa, bize dedelerimizden kalan bir miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir emanet... idi. Ne yazık ki anlayamadığımız gibi, koruyamıyoruz da!
YAŞAM'a DAİR "Değişim ne zaman gerekli, sorusuna verilecek en iyi yanıt, gerekli hale gelmeden öncedir." (Claus MOLLER / Danimarkalı psikolog ve ekonomist)
GÖKYÜZÜ'ne DAİR "Bazen durgun, bazen öfkeli bazen sessiz bazen gürültülü... Gökyüzünün ne kadar da çabuk değiştiğine baktıkça, onu biz insanların yaptığını sanmaya başlıyorum."
[John RUSKIN (1819-1900) / İngiliz yazar, şair ve sanat eleştirmeni]
BUZLUK:((( Babam ve taa liseden iki arkadaşı, yıllar sonra bizde bir araya gelmişlerdi. O gün evde adeta bayram havası vardı, üçü de çok sevinçli ve heyecanlı idi.
Sarmaş dolaş ve hoş beşten sonra, birbirlerinden uzak oldukları yıllarda neler yaptıklarını anlatmaya başladılar.
Birinci amca, "Tanrıdan bir çiçek istedim, o bana bir bahçe verdi" diye özetledi. Keyfi yerindeydi.
İkinci amca da keyifliydi, "Tanrıdan bir ağaç istedim, o bana bir orman verdi" dedi özetle.
Sıra babamdaydı. Babam, "Tanrıdan bir hıyar tarlası istedim" diye başladı ağır ağır...Ve durakladı. "Eee?" diye merakla babama baktı amcalar.
Devam etti babam kahkaha atıp beni göstererek, "Bana bu salağı verdi."
... Alacağın olsun bUba, ben de senin kuru fasulye tenceresini gizlice nasıl kaşıkladığını anama söylemezsem n'olim!!! O zaman da gülebilecen mi bakalım?! Kah kuh koh :(((
DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI'na DAİR
"Yasama, yargı, yürütme iç içe geçmişse, özgürlükler garanti.değildir ve anayasa yok demektir... Kuvvet kimdeyse o hakimdir." (Jean-Jacques ROUSSEAU)
YAR'in GİDİŞI'ne DAİR
"Şart mı dudaklarımla da 'kal' demem, gözlerim çığlık çığlığa gitme diye haykırırken?.." (Alıntı)
ADAMLIK ÜZERİNE
"Bir daha "Asla!" deme, çünkü yalana girer."
YALAN MAKİNESİ
"Yalan söylemeyen kadın, kadın değildir." (Evrensel/ Enternasyonal/Anonim)
KADIN'a DAİR
Kadınınızı, daha dogrusu, karınızı araklayan adama verebileceğiniz en büyük ceza, "Sende kalsın" demek... miş!
(Bunu 1885-1957 arası yaşayan Fransız oyuncu, yönetmen, yazar Sacha GUITRY söylemiş... Yani artık kendisini meŞaŞ yağmuruna tutup protesto etme şansımız yok. Allah affetsin. Amin!"
ÇOCUKLUK ve ÇOCUKLAR'a DAİR
"Çocukluk başlı başına bir memlekettir, hatta sılasıdır insanın... Büyüdükçe sıla özlemimiz artar, hayat giderek gurbetleşir. Sanki ne yaşarsak yaşayalım hep gurbetteyizdir. Büyümek, gurbete çıkmaktır. (Murathan MUNGAN)
DOĞA'ya DAİR
Doğa, bize dedelerimizden kalan bir miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir emanet... idi. Ne yazık ki anlayamadığımız gibi, koruyamıyoruz da!
YAŞAM'a DAİR
"Değişim ne zaman gerekli, sorusuna verilecek en iyi yanıt, gerekli hale gelmeden öncedir." (Claus MOLLER / Danimarkalı psikolog ve ekonomist)
GÖKYÜZÜ'ne DAİR
"Bazen durgun, bazen öfkeli bazen sessiz bazen gürültülü... Gökyüzünün ne kadar da çabuk değiştiğine baktıkça, onu biz insanların yaptığını sanmaya başlıyorum."
[John RUSKIN (1819-1900) / İngiliz yazar, şair ve sanat eleştirmeni]
BUZLUK:(((
Babam ve taa liseden iki arkadaşı, yıllar sonra bizde bir araya gelmişlerdi. O gün evde adeta bayram havası vardı, üçü de çok sevinçli ve heyecanlı idi.
Sarmaş dolaş ve hoş beşten sonra, birbirlerinden uzak oldukları yıllarda neler yaptıklarını anlatmaya başladılar.
Birinci amca, "Tanrıdan bir çiçek istedim, o bana bir bahçe verdi" diye özetledi. Keyfi yerindeydi.
İkinci amca da keyifliydi, "Tanrıdan bir ağaç istedim, o bana bir orman verdi" dedi özetle.
Sıra babamdaydı.
Babam, "Tanrıdan bir hıyar tarlası istedim" diye başladı ağır ağır...Ve durakladı.
"Eee?" diye merakla babama baktı amcalar.
Devam etti babam kahkaha atıp beni göstererek, "Bana bu salağı verdi."
... Alacağın olsun bUba, ben de senin kuru fasulye tenceresini gizlice nasıl kaşıkladığını anama söylemezsem n'olim!!! O zaman da gülebilecen mi bakalım?! Kah kuh koh :(((