Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Hay Mat Los
Hay Mat Los

İnsanın kim olduğunu acı karşısındaki terbiyesi ele verir..

  • Ve sonra farkettim ki14.06.2023 - 22:49

    “…zamandan geriye kalan içimde taşıdığım kendi tarihim.”
    Ahmet Altan

  • Kendinizi bir dörtlükle ifade edebilir misiniz?14.06.2023 - 01:07

    Havasız koğuşlara alışılır
    Yatılır of demeden hücrelerde
    Hiçbirşey öldürmez insan yüreğini
    Öldürür eğilmek bir ekmek uğruna
    Üç kuruşluk adamlar önünde..

    Metin Demirtaş

  • hayat size neler öğretti?14.06.2023 - 00:10

    kedim Gülizar’ın bir çok tanıdığımdan daha zeki olduğunu ..

  • Sonra dedim ki13.06.2023 - 23:56

    ..o kadar hızlı düşer ki martı asılı kalır beyazlığı havada..,,
    gözlediği balığı tutamasa da açlığıyla çarpışır suda....
    Attila İlhan

  • Ve sonra farkettim ki13.06.2023 - 23:28

    Artık en popüler öteki, mülteci.

  • bir söz bırak!13.06.2023 - 23:26

    Artık en popüler öteki, mülteci.

  • sessizliğin sesi06.06.2023 - 20:02

    " "İnsanın iç acılarının toplamı, Rabbinden uzaklığı kadardır."

  • serbest kürsü05.06.2023 - 23:48

    Siyaset en cahilimizin bile konuşma yapabileceği tek alandır....

    Zan - Bir Arifin Fantastik Romanı
    Sayfa 53

  • serbest kürsü03.06.2023 - 00:27

    Bana bir gün İlyas-ı Habır isimli bir Mardinlinin hikâyesini anlatmıştı.İlyas’ın Roma’da bir restoranda çalışan akrabaları varmış. Onları ziyarete gitmiş. Akrabaları her gün çalışmaya gidince o da sokağa çıkıyor, Roma’da bilmediği yollarda dolaşıp duruyormuş. Bir gün yolu park gibi nefis bir yere düşmüş. Orada çiçekler, ağaçlar, göller arasında gezmeye başlayınca gözüne birtakım mezarlar çarpmış. Mezarlar birer mutluluk tablosu gibi mermer heykellerle, binbir renkli çiçekle süslüymüş. Ama mermerlerin üzerindeki yazıları görünce çok şaşırmış. Çünkü kiminin üstünde 21 gün, kiminin 34 gün, kiminin 17 gün yaşadıkları yazılıymış. O dili bilmese de, mezar taşlarının üzerindeki sayıların bunu gösterdiğini anlamış. Mezarların boyları da bebek mezarı olamayacak kadar uzunmuş. Bu işe hayret etmiş, bir anlam verememiş, İtalyancası olmadığı için parkın bekçisine de soramamış. Evde akrabalarına anlatmış, izin gününde beraber o parka gidip bu işin sırrını çözmelerini rica etmiş. Bir tatil günü hep beraber gitmişler, parkta bekçiyi bulmuşlar, ona mezarlarda yazılı günlerin sırrını sormuşlar. Bekçi, “Burası özel bir mezarlıktır” demiş. “Buraya gömülen insanlar mezar taşlarının üstüne gerçek yaşlarını değil, hayatta mutlu oldukları günleri yazarlar. Kimi 21 gün mutlu olmuş, kimi 37 gün. 52’yi geçen çıkmadı daha.”
    Bekçiye teşekkür edip ayrılmışlar. İlyas bir süre sonra Mardin’e dönmüş. Uzun bir ömür sürmüş, sonra bir gün hastalanmış. Ölüm döşeğinde oğullarını başına toplamış ve demiş ki: “Size bir vasiyetim var. Mezar taşıma aynen şöyle yazacaksınız: İlyas-ı Habır bitti / Anasından doğru kabre gitti.” Mardinli arkadaşım, bu gün görmemiş,
    Zülfü Livaneli
    Serenad

  • kimsin?02.06.2023 - 00:21

    Kartvizitini, diplomasını, bankadaki parasını, hangi sülaleye mensup ya da hangi milletten olduğunu bir kenara bırakınca, geriye ne kalıyorsa kişi işte odur..