niye fallarda hep sen çıkıyorsun, sen benden gitmedin mi ? gidişin depremdi, hasretinse cehennemim şimdi.. ev biliyormusun bıraktığın gibi, masanın üstünde bulmaca çözdüğün kalemin, sehpada yarım kalmış bulmacan, ev sen kokuyorsun sen, arkandan benle beraber gökyüzüde ağladı, epeydir şehre yağmıyan yağmur,.. yağdı, karıştı yağmur damlalarına, gözümden akan sel, gel desem gelirmisin ? bilmem ki hadi nolur gel, yada bekle beni,geleyim ben.. offff be sevdiğim bakma sen bana, işte yine olmazı düşleyip, olmazı istiyorum.. gitmen biliyorum ani bir öfkeydi, biz ne öfkeler ne krizler atlatmadık mı ? kin tutamam ki ben,kalbim mütemadiyen sen diye atarken.. hadi sende bırak şu ham gururu.. biliyorsun işte sen, sevdayla yoğrulmuş ikimizin hamuru niye beraber atmıyalım ki, şu üstümüzdeki çamuru ? niye...?
en iyi günler hepimizin olsun, herkesin kürsüsünün cemaati :
serseri bir mayın bu benim, avare gönlüm namlusu bana çevrili silah anlamlı, gülen gözlerin
anlamıyorsun değil mi şaka geliyor sana, seni anlatmanın zorluğunu, ırak,uzak gecelerde dertler, kucak açmış beni bekler.
mutsuzluğa yenik düşmüş yüreğim, ızdırap, keder bende böyle gelmiş böyle gider
oyun mu oynuyor felek benimle ? laf değil bu, gelde dinle unut deme bana, yalanda olsa, sevdim de, oyun oyna istersen benimle, ruhum çelişiyor kendinle, unut diyor, unutma mutluluğa seninle koydum, son nokta
gitme, gidipte,beni benden etme tam bütünleşiyorum ben de derken yarım kaldığımı,sensiz çarpma yokluğunu, tokat gibi yüzüme, küsmesin içimdeki hüzünlü çocuk herşeye ama herşeye, en çokta sana, küstürmem diyordun ya hani gitme,
her boşluğumda sen vardın, yada ben öyle sanıyordum, şimdi nerden çıktı ? bu yaman ayrılık, soluğum sensin ya, soluksuz yaşanır mı sence, yaşamdaki her renge bürünmüştün ufkumda, gidince sen şimdi, sadece siyah kalacak usumda .gitme, gidipte,beni benden etme.. kırmızılardan geçirtip, beni siyaha mahkum etme.. gitme diyorum ya işte, GİTME..
buda gitmeyi düşünenlere,hemde yaşanan onca şeye rağmen, nazire olsun
aşağıda dizeler unut diyenlere nazire olsun ( alıntıdır ) Biliyor musun? Ben seni hiç özlemedim…
Özlemek için uzak kalmak değil; özlediğin ne varsa, onu unutmak gerekir… Ben senin hiçbir şeyini unutmadım ki, özleyeyim…
İşte özlemek için; önce unutmalı, sonra özlem çekmeli insan… Ben seni nasıl unuturum da özleyebilirim… İnan ben seni hiç özlemedim…
Gülüşlerini unutmalı ki; gülüşlerini, dudaklarını unutmalı ki; dudaklarını özleyeyim… Bakışlarını unutmalı ki; bakışlarını, gözlerini unutmalı ki; gözlerini özleyeyim… Ağlamalarını bile özlemedim…
Tenini unutmalı, özlemek için tenini. Teninin sıcaklığını unutmalı. Pürüzsüzlüğünü, yumuşaklığını… Sarılışlarını unutmalı önce özlemek için… Ben bunların hiç birini unutmadım… Kollarını ellerini özlemedim. Hem! Tuttuğumdaki ellerinin sıcaklığı hâlâ ellerimdeyken ben nasıl ellerini unutabilirim de el ele olduğumuzu özlerim? Bacaklarını, ayaklarını özlemedim…
Saçlarını okşayışlarım aklımdayken ben nasıl saçlarını okşamayı özleyebilirim? İnan ben seni hiç özlemedim…
Kavgalarımız bile aklımda. Farklı düşüncelerimiz bile… Öfkelerimiz, birbirimize bağırışlarımız da öyle… Özlemedim hiç birini…
Hem senin hiçbir yerini özlemedim kısaca ve açıkça…
Yalnızca kokunu özledim… O da unuttuğumdan değil. Hissedemediğimdendi, o kadar… Yine de ben seni hiç özlemedim…
Özlemek için uzak kalmak gerekir. Özlediğin ne varsa onu unutmak gerekir… Ne ben seni unuttum ne seninle geçen günleri… Ben senin hiçbir şeyini unutmadım ki… Nasıl özleyeyim…
merhabalar herkesin kürsüsünün cenaati : doğum ünümü unutmayıp kutlayan site arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler, bu sene eskilerden çok yeni arkadaşlarım hatırlamış.. unutulduk mu ne ? :=))
hoş gelmişen gardaşşşşşşşşşşşşş
Gitmek çözümmüydü ?
niye fallarda hep sen çıkıyorsun,
sen benden gitmedin mi ?
gidişin depremdi,
hasretinse cehennemim şimdi..
ev biliyormusun bıraktığın gibi,
masanın üstünde bulmaca çözdüğün kalemin,
sehpada yarım kalmış bulmacan,
ev sen kokuyorsun sen,
arkandan benle beraber gökyüzüde ağladı,
epeydir şehre yağmıyan yağmur,.. yağdı,
karıştı yağmur damlalarına,
gözümden akan sel,
gel desem gelirmisin ? bilmem ki
hadi nolur gel,
yada bekle beni,geleyim ben..
offff be sevdiğim bakma sen bana,
işte yine olmazı düşleyip,
olmazı istiyorum..
gitmen biliyorum ani bir öfkeydi,
biz ne öfkeler ne krizler atlatmadık mı ?
kin tutamam ki ben,kalbim mütemadiyen
sen diye atarken..
hadi sende bırak şu ham gururu..
biliyorsun işte sen,
sevdayla yoğrulmuş ikimizin hamuru
niye beraber atmıyalım ki,
şu üstümüzdeki çamuru ?
niye...?
GÜLEN
en iyi günler hepimizin olsun,
herkesin kürsüsünün cemaati :
serseri bir mayın bu benim,
avare gönlüm
namlusu bana çevrili silah
anlamlı, gülen gözlerin
anlamıyorsun değil mi
şaka geliyor sana, seni anlatmanın zorluğunu,
ırak,uzak gecelerde dertler,
kucak açmış beni bekler.
mutsuzluğa yenik düşmüş yüreğim,
ızdırap, keder bende böyle gelmiş böyle gider
oyun mu oynuyor felek benimle ?
laf değil bu, gelde dinle
unut deme bana,
yalanda olsa, sevdim de,
oyun oyna istersen benimle,
ruhum çelişiyor kendinle,
unut diyor, unutma
mutluluğa seninle koydum, son nokta
harika dizeler ,...Sinan bey kutluyorum
hımmm yani sizce ben akıllı delilerdenim he mi ?
şımardım yaaaa..
haklısınız sayın Ahmet İhsan bey,.. tüm kalbimle katılıyorum size.
Gitme sakın
Gitme
gitme,
gidipte,beni benden etme
tam bütünleşiyorum ben de derken
yarım kaldığımı,sensiz
çarpma yokluğunu,
tokat gibi yüzüme,
küsmesin içimdeki hüzünlü çocuk
herşeye ama herşeye,
en çokta sana,
küstürmem diyordun ya hani
gitme,
her boşluğumda sen vardın,
yada ben öyle sanıyordum,
şimdi nerden çıktı ?
bu yaman ayrılık,
soluğum sensin ya,
soluksuz yaşanır mı sence,
yaşamdaki her renge bürünmüştün
ufkumda,
gidince sen şimdi,
sadece siyah kalacak usumda
.gitme,
gidipte,beni benden etme..
kırmızılardan geçirtip,
beni siyaha mahkum etme..
gitme diyorum ya işte,
GİTME..
buda gitmeyi düşünenlere,hemde yaşanan onca şeye rağmen,
nazire olsun
aşağıda dizeler unut diyenlere nazire olsun ( alıntıdır )
Biliyor musun? Ben seni hiç özlemedim…
Özlemek için uzak kalmak değil; özlediğin ne varsa, onu unutmak gerekir…
Ben senin hiçbir şeyini unutmadım ki, özleyeyim…
İşte özlemek için; önce unutmalı, sonra özlem çekmeli insan… Ben seni nasıl unuturum da özleyebilirim…
İnan ben seni hiç özlemedim…
Gülüşlerini unutmalı ki; gülüşlerini, dudaklarını unutmalı ki; dudaklarını özleyeyim…
Bakışlarını unutmalı ki; bakışlarını, gözlerini unutmalı ki; gözlerini özleyeyim…
Ağlamalarını bile özlemedim…
Tenini unutmalı, özlemek için tenini. Teninin sıcaklığını unutmalı. Pürüzsüzlüğünü, yumuşaklığını… Sarılışlarını unutmalı önce özlemek için… Ben bunların hiç birini unutmadım…
Kollarını ellerini özlemedim. Hem! Tuttuğumdaki ellerinin sıcaklığı hâlâ ellerimdeyken ben nasıl ellerini unutabilirim de el ele olduğumuzu özlerim?
Bacaklarını, ayaklarını özlemedim…
Saçlarını okşayışlarım aklımdayken ben nasıl saçlarını okşamayı özleyebilirim?
İnan ben seni hiç özlemedim…
Kavgalarımız bile aklımda. Farklı düşüncelerimiz bile…
Öfkelerimiz, birbirimize bağırışlarımız da öyle… Özlemedim hiç birini…
Hem senin hiçbir yerini özlemedim kısaca ve açıkça…
Yalnızca kokunu özledim… O da unuttuğumdan değil. Hissedemediğimdendi, o kadar…
Yine de ben seni hiç özlemedim…
Özlemek için uzak kalmak gerekir. Özlediğin ne varsa onu unutmak gerekir…
Ne ben seni unuttum ne seninle geçen günleri…
Ben senin hiçbir şeyini unutmadım ki… Nasıl özleyeyim…
merhabalar herkesin kürsüsünün cenaati :
doğum ünümü unutmayıp kutlayan site arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler,
bu sene eskilerden çok yeni arkadaşlarım hatırlamış..
unutulduk mu ne ? :=))
merhaba herkesin küesüsünün cemaati ;
Melahat hanıma,yerden göğe kadar hak veriyor ve katılıyorum,bazı şiirler şaka gibi ya..