bu gece nasıl olmalı acep.. melankolik bir aşık mı, yoksa tefekkürle boynu bükük mü.. ya da matrak takılan şımarık çocuk mu, veya menzili belli olmayan bir yolda yürüyen yolcu mu.. yoksa yapayalnız bir gece mi.. hangi düşte yaşamalı bu gece. kaçmak mı, yoksa beyaz bayrağı çekip teslim olmak mı.. sığınıp eflâtun geceye, kaçıncı solukta yakalamalı güneşi..
yaslandığım yerden hayatı seyrediyordum alıyla, yeşiliyle, moruyla.. ama içimden hayata karışmak gelmiyordu sen varken.. çünkü ben sadece sendeki renklere aşıktım.. ve yüreklerimizin ritmi bile her gün daha fazla benziyordu birbirine..
insan ismiyle müsemmadır ve ismi ile huyu/ karakteri/ kişiliği özdeşmidir..? mesela adı güven olan güvenilir, nalan olan ağlar, güler olan güler, dursun olan durur mu.. ismi kâmil olan kemalâta ermiş, ferzane olan ilim / feraset sahibimidir.? cahilliğimden olsa gerek, ben bu sorunun cevabını bilmiyorum. amaa heer konuda ehl-i ilim olan ‘’ o köşe sakini ‘’ eminim bu konuda da fikir beyan edebilir. ee o postta kurulması için boşuna icazet vermedik o’na.. çırak, ustayı geçsin istedik. :)))) hı hı sataşmadan duramıyoruz..alışmışız.. mâzur görüle. :)
yürümek gibi bir niyetimiz yoktu.. lakin bin yıl yürüsek te mecalsiz kalmayacağımız, bitmesini istemediğimiz bir yoldayız kii menzili olmasa da ne gam.. hani dersin ya boş geçelim.. yok geçmeyelim, boşlamayalım.. zira müptelayızdır ‘içimizde gülene’.. vardıkça yolun bitmeyenine.. :)
tüm hayatım avucumda parçalanan kuru bir yapraktan ibaret... yaprak parçalanırken o çıtırtısından ne kadar zevk ve ders alırsam hayatım o kadar anlamlıdır... gökkuşağına doyamadıysam hala, yaşıyorum demektir...
Hassas yürekler taşıyoruz
Camdan, Çatlayan, Buğulanan, Kırılan..
Candan dost aramamız da bu yüzden
Camdan anlayan..
bu gece nasıl olmalı acep.. melankolik bir aşık mı, yoksa tefekkürle boynu bükük mü..
ya da matrak takılan şımarık çocuk mu, veya menzili belli olmayan bir yolda yürüyen yolcu mu..
yoksa yapayalnız bir gece mi.. hangi düşte yaşamalı bu gece.
kaçmak mı, yoksa beyaz bayrağı çekip teslim olmak mı..
sığınıp eflâtun geceye, kaçıncı solukta yakalamalı güneşi..
amaa ben kapıyı açmadım.. :))
Esas gücümüz, en zayıf yönümüzün gösterebildiği direnç kadardır.
Ve de en güçlü yanımız dediğimiz özelliğimiz, aynı zamanda en zayıf noktamızdır
Her halükarda buldum.
Bulurum da.
Bazen gelirken...
Bazen giderken...
yaslandığım yerden hayatı seyrediyordum
alıyla, yeşiliyle, moruyla..
ama içimden hayata karışmak gelmiyordu sen varken..
çünkü ben sadece sendeki renklere aşıktım..
ve yüreklerimizin ritmi bile her gün daha fazla benziyordu birbirine..
insan ismiyle müsemmadır ve ismi ile huyu/ karakteri/ kişiliği özdeşmidir..?
mesela adı güven olan güvenilir, nalan olan ağlar, güler olan güler, dursun olan durur mu..
ismi kâmil olan kemalâta ermiş, ferzane olan ilim / feraset sahibimidir.?
cahilliğimden olsa gerek, ben bu sorunun cevabını bilmiyorum.
amaa heer konuda ehl-i ilim olan ‘’ o köşe sakini ‘’ eminim bu konuda da fikir beyan edebilir.
ee o postta kurulması için boşuna icazet vermedik o’na.. çırak, ustayı geçsin istedik. :))))
hı hı sataşmadan duramıyoruz..alışmışız.. mâzur görüle. :)
Rüzgarda savrulup duran kuru bir yaprak sanma beni..!
Aksine,
Bizzat dilediği istikamette efil efil esen karayelim..
yürümek gibi bir niyetimiz yoktu..
lakin bin yıl yürüsek te mecalsiz kalmayacağımız,
bitmesini istemediğimiz bir yoldayız kii menzili olmasa da ne gam..
hani dersin ya boş geçelim.. yok geçmeyelim, boşlamayalım..
zira müptelayızdır ‘içimizde gülene’..
vardıkça yolun bitmeyenine.. :)
tüm hayatım avucumda parçalanan kuru bir yapraktan ibaret...
yaprak parçalanırken o çıtırtısından ne kadar zevk ve ders alırsam hayatım o kadar anlamlıdır...
gökkuşağına doyamadıysam hala, yaşıyorum demektir...