"....g ü n a y d ı n y ı l d ı z t o z l a r ı..."aşk yaşayıp ayrılan sewgililerin birbirine eski mesajları tekrar tekrar gönderme haleri" en sewdiğimmmm....."
"Evvelden bade-i aşk ile mestiz / Yerimiz meyhane, mescit gerekmez / Saki-i kevserden kandık elestiz / Kuran-ı natık var sâmit gerekmez Cennet irfan imiş remzini bildik / Bai bismillahtan dersimiz aldık / Cemâl-i dilberi aşikâr gördük / Cennetteki huri, gilman gerekmez Gelmişiz cânânın asitanına / Sıtkıyla sarıldık dost dağmanına / Canla baş koymuşuz aşk meydanına / Hayvan kesmek gibi kurban gerekmez Bize lâzım değil müftü fetvası / Ehl-i aşk olanın var âşinası / Ademi hor görüp olmayız asi / Secdeden ar eden şeytan gerekmez Biliriz abdesti, savmı, salâtı / Kelime-i şahadet, haccı, zekatı / Taklit ile olmaz hak farziyatı / Riya ile olan iman gerekmez Biliriz mevlayı vicdanımızda / Allah aşikârdır seyranımızda / Kuş dili okunur irfanımızda / Arabi, Farisi lisan gerekmez Yürekte gizlidir bizim derdimiz / Taklide bağlanmaz hiçbir ferdimiz / Nefsimiz iledir daim harbimiz / Cahil-ü nadanla kavga gerekmez İBRETİ, nâdanla etme ülfeti / Dost kapısın bekle, eyle hizmeti / Anlamak istersen ilm-i hikmeti / Aşktan başka din ve iman gerekmez"
"Ellerini yaz sıcağında ceplerine sok, kışın gömlek katına soğukta yürü. Çünkü karın güneşi söndürmesi, suyun ateşi dondurması, kalbin aklı terbiye etmesidir aşk. Bir ayraçtır. Öncesi ve sonrasını kendinden ayıran bir “an ustası”. Belki biraz şiirdir -bir kırıntı gibi not defterlerine yazılan-. “Herkes gitti/ Bir ben kaldım”* diyordu şair o ikiye katlanmış yarım defter sayfasında. Herkesin gittiği ve herkesin kendi başına kaldığı tek yerdir aşk. Küllendiğinde iki mısra şiire sığabilecek kadar coşkun ve bir o kadar hüzünle yoğrulmuştur."
"..."Ağzına geleni söyleyen, aklına gelmeyeni duymaya hazır olmalıdır/olacaktır..." cümlesi sizi de kapsıyor hatırlatırım.. şu "hizaya getirme" konusunda hangi hakla kim olarak kimi hizaya çekiyorsunuz? merak yaptım...
"....g ü n a y d ı n y ı l d ı z t o z l a r ı..."aşk yaşayıp ayrılan sewgililerin birbirine eski mesajları tekrar tekrar gönderme haleri" en sewdiğimmmm....."
"...Minareye çıkıp bize bağırma / Haberimiz vardır, sağır değiliz / Sen kendini düşün bizi kayırma / Sizlerle kavgaya uğur değiliz
Her yerde biz Hakkı hazır biliriz / Olgun insanları Hızır biliriz / Bundan başkasını sıfır biliriz / Tahmininiz yanlış, biz kör değiliz
Eğer insanlıksa doğru niyetin / Nefsini ıslah et varsa kudretin / Bize lazım değil senin cennetin / Huriye gılmana esir değiliz
Arapca duaya değiliz mecbur / İster müslüman bil, istersen gavur / İnsanı hor görmek en büyük küfür / Buna inanmışız, münkir değiliz
İBRETİ, bu hâle insan acınır / Ham sofular bu sözlerden gücenir / Aslına ermeyen elbet gocunur / Onu avutmaya mecbur değiliz
"Evvelden bade-i aşk ile mestiz / Yerimiz meyhane, mescit gerekmez / Saki-i kevserden kandık elestiz / Kuran-ı natık var sâmit gerekmez
Cennet irfan imiş remzini bildik / Bai bismillahtan dersimiz aldık / Cemâl-i dilberi aşikâr gördük / Cennetteki huri, gilman gerekmez
Gelmişiz cânânın asitanına / Sıtkıyla sarıldık dost dağmanına / Canla baş koymuşuz aşk meydanına / Hayvan kesmek gibi kurban gerekmez
Bize lâzım değil müftü fetvası / Ehl-i aşk olanın var âşinası / Ademi hor görüp olmayız asi / Secdeden ar eden şeytan gerekmez
Biliriz abdesti, savmı, salâtı / Kelime-i şahadet, haccı, zekatı / Taklit ile olmaz hak farziyatı / Riya ile olan iman gerekmez
Biliriz mevlayı vicdanımızda / Allah aşikârdır seyranımızda / Kuş dili okunur irfanımızda / Arabi, Farisi lisan gerekmez
Yürekte gizlidir bizim derdimiz / Taklide bağlanmaz hiçbir ferdimiz / Nefsimiz iledir daim harbimiz / Cahil-ü nadanla kavga gerekmez
İBRETİ, nâdanla etme ülfeti / Dost kapısın bekle, eyle hizmeti / Anlamak istersen ilm-i hikmeti / Aşktan başka din ve iman gerekmez"
"Ellerini yaz sıcağında ceplerine sok, kışın gömlek katına soğukta yürü. Çünkü karın güneşi söndürmesi, suyun ateşi dondurması, kalbin aklı terbiye etmesidir aşk. Bir ayraçtır. Öncesi ve sonrasını kendinden ayıran bir “an ustası”. Belki biraz şiirdir -bir kırıntı gibi not defterlerine yazılan-. “Herkes gitti/ Bir ben kaldım”* diyordu şair o ikiye katlanmış yarım defter sayfasında. Herkesin gittiği ve herkesin kendi başına kaldığı tek yerdir aşk. Küllendiğinde iki mısra şiire sığabilecek kadar coşkun ve bir o kadar hüzünle yoğrulmuştur."
“Kendinikendinden soymanı istediklerinde, ç ı p l a k l ı ğ ı n a bakıpgülümseyeceksin. "devam et..”
ne üzerime alındım ne de avukatlığa soyunuyorum..minicik bir soru soruyorum sadece..
"..."Ağzına geleni söyleyen, aklına gelmeyeni duymaya hazır olmalıdır/olacaktır..." cümlesi sizi de kapsıyor hatırlatırım.. şu "hizaya getirme" konusunda hangi hakla kim olarak kimi hizaya çekiyorsunuz? merak yaptım...
"...anladım... k ö r b i r i n e k a h v e r e n g i y i a n l a t ı y o r s u n...kolaygele..."
N'oluyo burda..
"...y e r i n i yadırgayan e ş y a l a r g i b i y i m...."