Su sıcacıktı, suyun altında yüzdüm yüzdüm yüzdüm..Tüm yüzler, sesler yitip gitmişti vücudum suya uyum sağlamış suyun içinde yaşayan bir varlıktım artık. Oysa bedenim hala suyun yüzündeydi kollarımdan oğlum ve kızım tutmuş bırakmıyorlardı. Dudaklarıma bir damla göz yaşı düştü, su dedim su. Babam göz yaşlarını sağdı kuruyan dudaklarıma kana kana içtim. Tanrım nasıl da susamıştım....
Derin bir nefes aldım ve kendimi suyun kollarına bıraktım, ceplerime doldurduğum ağırlık beni diplere doğru çekiyordu hiç kimse yoktu hepsi suyun üstünde kalmıştı son kez ellerimi birleştirdim, tut elimi dedim, tuttum.
Hakiki aşk tohuma benziyordu, bir kez toprağını bulmaya görsün, büyüyor, filizleniyor meyve veriyordu. Her ölümlü gibi zamanı gelince o da ölüyordu. Ama hiç ummadığın bir anda o tohum bir yerden fışkırıyor, yeniden çiçekleniyor, insanın kalbini huzurla dolduruyordu. Ne zaman sen öldün o zaman o da seninle birlikte sonsuzluğa karışıyordu.
sonra bir sessizlik oldu, ağlayan bebek sustu su durdu, sustu işte bildiğin ne varsa sustu. Acı can evimde bir ateşi tutuşturdu, soluksuz kaldım, bir yangının içinde bende yandım. Gitme diyemedim, seni herkesten çok ben severim diyemedim, kartal bakışlım, şahinim diyemedim.Bizim oralarda giden tutulmaz, öyle derdi anam doğru bilirdi zahir. Dutamadım, ala dağlar başında şahinimi eyleyemedim.
bir bedenim var diyeceğim, ayağa kalkacağım, yaşamak diyeceğim buna, benim diyeceğim, ayağa kalkacağım, düşünmeyi bırakacağım, işimle dolu olacağım, ayakta durmakla, ayakta durmayı sürdürmekle, yer değiştirmekle, katlanmakla, yarına, gelecek haftaya sağ çıkmaya çalışmakla, yeterli olacak fazlasıyla bütün bunlar, bir hafta, ilkbaharda bir hafta fazlasıyla yeterli olacak, yaşam şırıngalayacak içimize. Arzulamak yeterli bunu, arzulayacağım ben de, bir bedenim olmasını arzulayacağım, bir kafam olmasını arzulayacağım, birazcık kuvvet, birazcık da cesaret, şimdi koyuluyorum işe, bir hafta çok çabuk geçti, sonra döndüm buraya, şu karışık yere, günlerden uzak, günler uzak, kolay olmayacak. Peki neden tüm bunlardan sonra, hayır, hayır, bırak, başlama yeniden, dinleme tüm bunları, tüm bunlar deme, her şey eski, her şey eşdeğerde, yazgıları böyle yazıldı. Ayaklarının üzerindesin işte şimdi,doğruluğuna ant içerim, senin bunlar, benim bu, ant içerim, oynat ellerini, dokun kafana, usun orada işte, bir çalışmasa çuvallardın anında...
Su sıcacıktı, suyun altında yüzdüm yüzdüm yüzdüm..Tüm yüzler, sesler yitip gitmişti vücudum suya uyum sağlamış suyun içinde yaşayan bir varlıktım artık. Oysa bedenim hala suyun yüzündeydi kollarımdan oğlum ve kızım tutmuş bırakmıyorlardı. Dudaklarıma bir damla göz yaşı düştü, su dedim su. Babam göz yaşlarını sağdı kuruyan dudaklarıma kana kana içtim. Tanrım nasıl da susamıştım....
Derin bir nefes aldım ve kendimi suyun kollarına bıraktım, ceplerime doldurduğum ağırlık beni diplere doğru çekiyordu hiç kimse yoktu hepsi suyun üstünde kalmıştı son kez ellerimi birleştirdim, tut elimi dedim, tuttum.
Hakiki aşk tohuma benziyordu, bir kez toprağını bulmaya görsün, büyüyor, filizleniyor meyve veriyordu. Her ölümlü gibi zamanı gelince o da ölüyordu. Ama hiç ummadığın bir anda o tohum bir yerden fışkırıyor, yeniden çiçekleniyor, insanın kalbini huzurla dolduruyordu. Ne zaman sen öldün o zaman o da seninle birlikte sonsuzluğa karışıyordu.
sonra; soran olursa beni öldü dersin, bir bahar sabahı öldü gül güzeli...
sonra bir sessizlik oldu, ağlayan bebek sustu su durdu, sustu işte bildiğin ne varsa sustu. Acı can evimde bir ateşi tutuşturdu, soluksuz kaldım, bir yangının içinde bende yandım. Gitme diyemedim, seni herkesten çok ben severim diyemedim, kartal bakışlım, şahinim diyemedim.Bizim oralarda giden tutulmaz, öyle derdi anam doğru bilirdi zahir. Dutamadım, ala dağlar başında şahinimi eyleyemedim.
Masal bittiii...
Kumsala yazılmış gibiydi adım bir dalga çarpıntısınaydı ömrü, silndi gitti...
Yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. Onu çekilmez yapan tek şey ise 'yenilmişlik' duygusudur.
kesinlikle gerçekleşmesi mümkün olandır
bir bedenim var diyeceğim, ayağa kalkacağım, yaşamak diyeceğim buna, benim diyeceğim, ayağa kalkacağım, düşünmeyi bırakacağım, işimle dolu olacağım, ayakta durmakla, ayakta durmayı sürdürmekle, yer değiştirmekle, katlanmakla, yarına, gelecek haftaya sağ çıkmaya çalışmakla, yeterli olacak fazlasıyla bütün bunlar, bir hafta, ilkbaharda bir hafta fazlasıyla yeterli olacak, yaşam şırıngalayacak içimize. Arzulamak yeterli bunu, arzulayacağım ben de, bir bedenim olmasını arzulayacağım, bir kafam olmasını arzulayacağım, birazcık kuvvet, birazcık da cesaret, şimdi koyuluyorum işe, bir hafta çok çabuk geçti, sonra döndüm buraya, şu karışık yere, günlerden uzak, günler uzak, kolay olmayacak. Peki neden tüm bunlardan sonra, hayır, hayır, bırak, başlama yeniden, dinleme tüm bunları, tüm bunlar deme, her şey eski, her şey eşdeğerde, yazgıları böyle yazıldı. Ayaklarının üzerindesin işte şimdi,doğruluğuna ant içerim, senin bunlar, benim bu, ant içerim, oynat ellerini, dokun kafana, usun orada işte, bir çalışmasa çuvallardın anında...