* (( Bir tulû’ kadar gurûbu seyretmek de tatlı,)) * Her gurûb, (( bir tulû’a emâre)) bu âlemde, * ((gerçeğinin tulû ve gurûbları yaşanır.)) * ((insanın gönlüne tulû)) eden
(( Bir tulû’ kadar gurûbu seyretmek de tatlı,)) Rûh, bir kısım sihirli duygularla kanatlı.. Her gurûb, (( bir tulû’a emâre)) bu âlemde, Karanlığın arkasında ışıktan bir perde. Geceleri gökler pırıl pırıl çehresiyle, Hep bir türkü söyler o müthiş hendesesiyle. .............(m.f.gülen) tulû’ kırık mızrapta böyle geçerken
tasvvuf konulu bir metnin içinde
Haşyet, kâmil mânâda bir enbiyâ hususiyetidir; nebiler; sürekli içinde, âdetâ İsrafil'in sûrunun duyulduğu bu atmosferde ve Hakk'ın azamet ü celâlinin savleti karşısında bir can ile ölür, birkaç can televvünü ile dirilirler. Onların his, şuur ve idrâk ufuklarında her zaman:
ف َ ل َ م ّ َ ا ت َ ج َ ل ّ َ ى ر َ ب ّ ُ ه ُ ل ِ ل ْ ج َ ب َ ل ِ ج َ ع َ ل َ ه ُ د َ ك ّ ً ا و َ خ َ ر ّ َ م ُ و س َ ى ص َ ع ِ ق ً ا
'Cenâb-ı Hak azametle dağa tecelli edince, dağ şak şak oldu, parçalandı ve Mûsâ kendinden geçip bayıldı.'[11] ((gerçeğinin tulû ve gurûbları yaşanır.)) (m.f.gülen kalbin zümrüt tepeleri 'Havf ve Haşyet' bahsi)
başka bir metinde
Bağış, ihsan, hak vergisi ve ekstra ilâhî lütuflar mânâsına gelen mevhibe; kalbe gelen, içe doğan ve ((insanın gönlüne tulû)) eden vârid –biz bunu daha ziyade çoğul olarak 'vâridât' şeklinde kullanırız– tasavvufçulara göre, yoldakilere Cenâb-ı Hakk'ın özel bir teveccühü, bir iltifatı, bir atiyyesi ve bazı ahvâlde hususi bir tenvir ve irşadıdır ki, buna, hak yolcularının her şeyi doğru görüp doğru değerlendirmeleri için zaman zaman onların iç dünyalarında tecellî eden 'envâr-ı sıfât' veya 'envâr-ı esmâ' demek de mümkündür. (m.f.gülen kalbin zümrüt tepeleri 'Vâridât ve Mevhibe ' bahsi)
tulû ümit ışıltıları, gurûb'un zıttı kalpte duyulan itminan duygusu mehtabın sırrı bir doğum emaresi doğum yapan annenin tebessümü tulû hakkında kalbimin beyan ettiği kadar aslında derin ve sırlı bir sözcük sözcükler içindeki yeri 'taşlar içinde kıymetli ve sırlı bir taş gibi'
Hatırla mâzî-i mes'ûdu sen de ben gibi yan Tulûa bak beni yâdet, gurûba bak beni an. Unutmadım seni ömrümde bir dakika inan Tulâ bak beni yâd et gurûba bak beni an M.NSelçuk
* (( Bir tulû’ kadar gurûbu seyretmek de tatlı,))
* Her gurûb, (( bir tulû’a emâre)) bu âlemde,
* ((gerçeğinin tulû ve gurûbları yaşanır.))
* ((insanın gönlüne tulû)) eden
(( Bir tulû’ kadar gurûbu seyretmek de tatlı,))
Rûh, bir kısım sihirli duygularla kanatlı..
Her gurûb, (( bir tulû’a emâre)) bu âlemde,
Karanlığın arkasında ışıktan bir perde.
Geceleri gökler pırıl pırıl çehresiyle,
Hep bir türkü söyler o müthiş hendesesiyle.
.............(m.f.gülen)
tulû’ kırık mızrapta böyle geçerken
tasvvuf konulu bir metnin içinde
Haşyet, kâmil mânâda bir enbiyâ hususiyetidir; nebiler; sürekli içinde, âdetâ İsrafil'in sûrunun duyulduğu bu atmosferde ve Hakk'ın azamet ü celâlinin savleti karşısında bir can ile ölür, birkaç can televvünü ile dirilirler. Onların his, şuur ve idrâk ufuklarında her zaman:
ف َ ل َ م ّ َ ا ت َ ج َ ل ّ َ ى ر َ ب ّ ُ ه ُ ل ِ ل ْ ج َ ب َ ل ِ ج َ ع َ ل َ ه ُ د َ ك ّ ً ا و َ خ َ ر ّ َ م ُ و س َ ى ص َ ع ِ ق ً ا
'Cenâb-ı Hak azametle dağa tecelli edince, dağ şak şak oldu, parçalandı ve Mûsâ kendinden geçip bayıldı.'[11] ((gerçeğinin tulû ve gurûbları yaşanır.)) (m.f.gülen kalbin zümrüt tepeleri 'Havf ve Haşyet' bahsi)
başka bir metinde
Bağış, ihsan, hak vergisi ve ekstra ilâhî lütuflar mânâsına gelen mevhibe; kalbe gelen, içe doğan ve ((insanın gönlüne tulû)) eden vârid –biz bunu daha ziyade çoğul olarak 'vâridât' şeklinde kullanırız– tasavvufçulara göre, yoldakilere Cenâb-ı Hakk'ın özel bir teveccühü, bir iltifatı, bir atiyyesi ve bazı ahvâlde hususi bir tenvir ve irşadıdır ki, buna, hak yolcularının her şeyi doğru görüp doğru değerlendirmeleri için zaman zaman onların iç dünyalarında tecellî eden 'envâr-ı sıfât' veya 'envâr-ı esmâ' demek de mümkündür. (m.f.gülen kalbin zümrüt tepeleri 'Vâridât ve Mevhibe ' bahsi)
tulû ümit ışıltıları,
gurûb'un zıttı
kalpte duyulan itminan duygusu
mehtabın sırrı
bir doğum emaresi
doğum yapan annenin tebessümü
tulû hakkında kalbimin beyan ettiği kadar
aslında derin ve sırlı bir sözcük
sözcükler içindeki yeri 'taşlar içinde kıymetli ve sırlı bir taş gibi'
türk dil kurumu şapka kullanımını kaldırdığından beni şapkasını kullanamasam da benim adım. pek çok kişi yanlış söylese de ben adımı seviyorum.
tûl (uzunluk) ile tulû'u birbirine karistirmamak gerek...
Güneşin doğması, doğuşu.
TDK
O yüzden güneşin tulû'u olmaz.. Nüans farkı denmiş gibi olur o zaman :)))
Hatırla mâzî-i mes'ûdu sen de ben gibi yan
Tulûa bak beni yâdet, gurûba bak beni an.
Unutmadım seni ömrümde bir dakika inan
Tulâ bak beni yâd et gurûba bak beni an
M.NSelçuk