Kültür Sanat Edebiyat Şiir

tımarhane duvarı sizce ne demek, tımarhane duvarı size neyi çağrıştırıyor?

tımarhane duvarı terimi Maria Puder tarafından tarihinde eklendi

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    HÜZÜN HÜSRANDA HASRETİN GÖRÜŞME VAKTİ SAATiYLE

    Ziyaret yeri günü ve saatiyle
    İnsana
    Dünyaya
    Ve hayata görüşmek dileğiyle
    Yaşını aşka büyütüp de gelmiş çalan kapılarında sevmelere talip dolu deli yüreğin
    Bohçalanmış süslenmiş,
    Bahçe duvarlarından sokaklara inip sarkan çağla çiçekler gibi yemişler ve asmalar hevengiyle
    Sonsuzluğun dört diyarından çağırıp seslenerek
    Aşkın polenleştiği zamanı taşıyan kanatlarıyla zembereğin içinde ve dışında çınlayan
    Bir uçarı gönül sevdasıdır zarifliğin hayata uzanan nazlı salınımları
    Derin
    Uzak
    Ve zifir zindan göklerden
    Kıvılcımlar sökünü derin ve son yolculuklara kayıp giden yıldızlar yazgısıyla
    Dünya bahçesinde bazan gül bazan diken, sicilde serüvende ne yeminli kayıtlıysa olsun varsın demiş
    Etrafı kızgın körüklerle dağlanmış deşilmiş öykülerden temsil
    Ve soğuk demirlerle sıvanıp örülmüş müebbetliğin yılları uslandıran fosil duvarları arasında
    Kolonya şişesine kalan zaman zuhur avlu sokak çarşı ve künyelerin
    Perde perde ışıklar oyunuyla kederli sakin kavruk ve yanık bir yağmurlu şehir kalabalığı
    Ve herkesin avunarak kavşağından uğrayıp geçtiği hederden hebadan yılbaşı çekişen
    Sefil sahralar ikramında helak olma çarkının
    Ay gezer, sessizlik yürür, kilit döner duvar kalınlaşır, vade uzar, ip incelir, iz ve yol sürer iklim
    Suskunluğun sinip yuvalandığı derin diplerden , ayyuka çıkarak yalnızlığa diyar olmuş
    Çalı dağındaki renkler sonbahara, dünya kuytulara, gemiler limanlara çekilir poyraz karayel..
    Poyrazın boşalan koynunda soğuk düşlerle köşe bucak bir dolu yaprak ve hüzün sayfası
    Demek ki sen de dikenler ömrünün gül tomurcuğu misafiriydin, doğdun, belki sevindin güldün
    Belki ağladın üzüldün
    Her ne vakit her çiçekte kanaviçesi allı morlu kendini toplayıp getiren baharlardan
    Hayatın yüklediği bütün topraklara defne mektupları götüren güvercin sevincinin
    Ve bütün fırtına kıyılarını gören çepe çevre kasırga fenerlerinin korsan gözetiminde
    Aşkın sesi soluğu nabzı hasreti hüznü maksadı meramı mevzusu müjdesiyle
    Misafirlik boyuncası kutlu ziyarete mahsus öksüz yetim belki sürgün..
    Allanır
    Dillenir
    Süslenirsin
    Avunur sevinirsin can kafesinde ve gönül burcunda sevda kuşu çırpınan
    Suyun toprağın hürmetine
    Urgansız
    İpliksiz
    Çakıl taşlarıyla kendine kolyeler dizerken nehir nehir akıp giden hayat
    Solunum yetmezliği
    Gıda yetmezliği
    Konfor yetmezliği
    Böbrek yetmezliği
    Derman yermezliği
    Dalak yetmezliği
    İşitme yetmezliği
    Görme yetmezliği
    Sinir yetmezliği
    İşitme bozukluğu
    Damar tıkanıklığı
    ….sıralayıp saymakla insanı kendine ve herkese özürlü muhtaç noksan eksik ziyan bırakan
    Vakti zamanı ihtiyar düşkün halsiz mecalsiz koyarak
    Vakti sırası gelen herkesi tabiatıyla yoklaya düzelte çıkıp gelenleriyle
    Anlaşılabilir
    Mantıklı
    Saygın, düzeyli, makul, münasip ve makbul görülebilir haller durumlar silsilesidir , fakaaat..
    Fakat sabahtan akşama insanı aval salak yurduna yerleşik toplu intihar süsü verilerek..
    Ortak çıkar kulu kölesi rafına özenle işleyerek delik deşik mihraklaşmayı mezarlaştıran
    Soygun sömürü beslemesi magazin ve popüler kültür seçkin denekleriyle aşılanıp afyonlanmaya
    Ev bark öte beri üst baş ve cüzdan fukaralığının ebediyyen fakirfakirliği bataklık çukurundaki
    Alçısı sıvası düşmüş dökülmüş
    Kalıbı bünyesi kaportası yahut kalıbı kirişi çatlamış çürümüş
    Karanlığı donatan odalara sadece ay ışığından sızıp sinen dönük kibrit ve mum eskisine benzer
    Bulanık loşlukların ve boşlukların insana hükmettiği evrede
    Akıl yetmezliği
    Fikir yetmezliği
    Vicdan yetmezliği
    Kalp yetmezliği
    Hukuk yetmezliği
    İdrak yetmezliği
    Huzur yetmezliği
    Hoşgörü yetmezliği
    İrade yetmezliği
    İnanç yetmezliği
    Düşünce yetmezliği
    Duyum yetmezliği
    His yetmezliği
    Sorumluluk yetmezliği
    Özgürlük yetmexliği
    Dil yetmezliği
    İtibar yetmezliği
    Güven yetmezliği
    Alfabe hesap kitap yazı söz saygı sevgi ve rakkam yetmezliği halinde kapış kapış
    Serbest borsa marka pazar tezgah ve Piyasa götürüsüyle
    …Besleyenlerin fukara fakiri olarak alışmış kanıksanmış bağımlılıklarla tüketilip
    Yaşanıyorsa, fenanın fenasındadır kör sağır dilsiz soğuk silik işlevsiz içeriksizliğin
    Yağma yıkımına kendini ve künyesini kişiliksiz kayıtsızlığın çöplük çeşidine çıkaran haram hurda mefta
    Bahis konusu bile değildir artık ne huzur ne onur ne denge ne düzen ne de insan denen
    …Yaşama sanatını ve Dünya yükünü,
    Sürdürülebilir hayatın kendine özgün öyküsüyle mutluluğa taşımaya layık
    Ne sicil, ne karakter, ne de istikrar

    Seyfi Karaca…. Ocak/24

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 1
    ….
    İçinde doğduğu yaşam döngüsünde beslendiği büyüdüğü ve büyüttüğü hayati gerçekliğin ayrılmaz kopmaz aidiyetine özgün özgür ve özdeştir insan.

    Kimlik kodlamalarını içinde doğduğu dünya insanlık toplum kültür birikim ve hayat gerçekliğiyle yaşayarak deneyimleyip biriktiren; irdeleyici ve sorgulayıcı gözlemelerden akıl fikir eleyen süzen yoran ve yorumlayan çıkarımların sağlıkta beslenmede barınmada eğitimde siporda dilde ulaşımda sanatta iletişimde hakça üreten ve adil paylaştıran; tarafsızlık - eşitlik ilkesiyle donanmış hukukun üstünlüğü makamına danışarak huzur verici, mutluluk üretici, ihtiyaç giderici, istikrar saygınlık ve güvenlik sağlayıcı, hayatın yükleyip getirdiği bütün çelişkileri liyakatlilik esasıyla üstesinden gelip çözümleyebilmenin karşılıklı değerliliğine tanıklık ederek, farkında olarak ve araştırıp BİLEREK sosyal siyasal ekonomik ve kültürel insan kimliğine özdeş yapıyı örer dokur insan.

    Sorumlu üretken adil onurlu güvenli hiç bir değerden, ilişkiden, bilgiden, deneyimden, iletişimden ve sosyal bağlardan bozulup koparmaksızın Emeği esirgenmemiş tecrübelerle edinilen BİLGİ kodlarıdır saygın ve sağlıklı ilişkilerle donatılmış hayatta kalmanın yaşam kavgasını onurlu itibarlı ve sürdürülebilir kalıcılığa devamlı daim kılmak.

    Herkesin kişilik ve kimliğinde özdeş duyarlı bilinçli nazik alıngan hassas üzülüp incineceği bir özdeşliği vardır çünkü ve bu yüzden kinayen takdir
    övgü yahut yüceltmeler dahi kendi sorumluluk hak ve yükümlülüklerini harama vererek gerçekliği olmayan hurafelere kahramanlara idollere tapınacak derecede sevk ve havale eden ihanet ve istismar ihaleciliğinin sayısız sınırsız türev çeşitlerini üretip çoğaltarak, toplumsal hayatı kökten sarsar topyekün yıkıma uğratır.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 2
    ..
    Sosyal kimlik kültürel değer, onursal saygınlık, sosyo ekonomik zenginlik veya bireysel kişilik, ancak doğduğu toplumsal gerçekliği bizzat kendi katılımcılığıyla anlayan gören duyan tanıyan farkına ve ayırdımına varan tecrübe katkı ve tanıklığın büyütüp olgunlaştırdığı BİLGİ birikimleriyle insanı kendisine özgün ve özdeş dirençli dayanıklı dinamik karakter ve özgürlüğü kazandırır.

    Yani kullandığı Hayat Bilgi’ sine ne kadar kendi emek ve kaynaklarıyla ulaşıp eriştiği gerçekliğinde özgür ve özdeşliği kadardır, insanın değeri, anlamı, sosyal varlığı, ekonomik zenginliği veya siyasal yaşamı. Aksi takdirde sağ ve sağlam çıkamaz ne kendine ne de sosyal siyasal hayata insan.
    Orada, soygun vurgun talan haram ve sömürüden beslenen; acizliği karanlığı korkuyu gerilimi sefaleti gericiliği her türlü soyut ve yüzeysel kısır döngü hurafeleriyle kamçılayıp kışkırtarak çatışma kültürüyle salgın ve yaygın hale getirilip sürekli kılınan piyasa pazarcılığı tanrılarının emşr kipinde bütün çarpanlarıyla her bir şeyin paraya tahvil edildiği kullanışlı BİLGİSİZLİK ( kara cehalet ) veya BİLGİ KİRLİLİĞİ ; zorunlu tüketime sunulur yaşanır.

    inancı itimatı güveni sözü sadakati ve sabırı, dilediği keyfiyetin kullanışlı istismar ve ihanet araç gereci haline getirerek, ayrışarak hiç bir konuda anlaşamayan soyut hurafelerin kulu köleliğine saplanıp kutuplaşmış sürü bağışıklığı güdümlüsü çatışma kültürünü istismar ve bilgi kirliliğiyle baskılayıp yönlendiren dolaşımın her türlü toplumsal bozulmalarına yıkıcı yağmacı soygun sömürü sülükleri yapılanıp yerleşir.
    .
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 3
    ….
    Yarattığı yağma yıkımlardan doğma somut sorunların hem esaslı mimarı hem de - her şekil haram gösteriş görgüsüzlük acımasızlık bencillik hırsızlık gasp talan haydut harami kibir kahır zorba kişiliksizliğinin önde gideni oldukları halde - yapay sahte soyut asılsız sorunsal kurtarıcılığına kendilerini dayatıp sosyo kültürel hayatın başına çöküp çullanmanın belası kesilerek, koskolayca sınırsız sorgusuz hak hukuk ve yetki sahibi olmaya dair uyuşturup afyonlayıcı alışkanlık ve afyon külliyatıdır çünkü kişisine özdeş olmayan; ve hayatına kayıtsız ilgisiz alım satım etiketinden her buyrulana eksiksiz hatasız peşin harcayıp tüketmeler bağımlısı insan morgu sanallaştıran BİLGİ Kirliliği.

    Bu saygınlığı ve inanırlığı değerinden dökülüp düşürülerek her şekil adiliği bayağılığı ve aşağılaşmayı içinde barındıran kişiliksizliğe özelleşmiş Bilgi Kirliliği etiket koduyla ve paraya tahvilliliğin istismara aracı yahut ihanet haracı piyasa ve borsaların tüm hayatı etkileyip esir aldığı eğitim inanç itibar ilgi onur liyakat saygı ulaşım barınma beslenme gibi gibi sıraya dizilmiş hizaya getirilmiş sebeplere sanat vesair SİĞOR’ da kimliksizliğin haraç mezatıydı.

    Ürettiği her somut soruna örtbas edip perdeleyen soyut afyon ve uyuşturucu hurafe karanlıklarını örtüp kapatırken, tıpkı edebiyat sanat sinema gibi, Futbol’ a indirilip yağma yıkım ve sömürü piyasasının vazgeçilmezi olarak Sipor’ da ordan bundan nasibini alarak gide gide mafya hükümranlığının hükmedip hakim olduğu haydut harami keyfiyetinin kullanışlı keyfiyetine endüstrileştirildi.
    Çünkü..
    Topluma ait değerleri kendilerine soğutup şekilde dekorda tezgahta görünen ve gösterenlerin buyurduğu veya yönlendirip yönettiği sinsi ve simsarların şartlara durumlara göre kurduğu kararttığı patlattığı ördüğü kısıtladığı gerdiği parlattığı kışkırttığı perdelediği veya bozduğu sosyal siyasal ekonomik ve kültürel harabeye en başta Bilim İlimden yoksun yitirdiği ve yabancılaştığı bütün değerler karşılığının cehalet özenti takıntı gösteriş bağışıklığına şartsız koşulsuz güdümlü ve bağımlı kul kölelerini eğilir bükülür kullanır harcarlar.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRRREYE ATATÜRKÇESİNE 4

    Düzeni ilmi sanatı hüneri becerisi karakteri kimliği alışkanlığı aklı fikri bozulduktan sonra altın da bir, mülk de bir, pul da bir, para da bir, demir de bir naylon da birdir.
    Çünkü insanına onurda kişilikte karakterde akılda fikirde ve BİLGİ birikimlerinde özdeş değilse her şey erir çürür harcanır tükenir, hayatı ve yaşamını yükümlü kılan buradaki somut dünya sorumluluklarını ilgisini iletişimini aklını fikrini sorgulamasını gerektiren kendisiyle özdeş emek zahmetlerini terkederek haydut haramilerin kul ve kökeliğe bağımlı kıldıkları soyut kifayetsiz hır gür çelişki tapınma adanma kapışma çekişme ve nizahlaşmalarla “ ben sizin her yetkide ilahınız her hakta ve hukukta her yapıp işlediğin kutsal sayılması zorunlu yargıdız sorgusuz tanrısal kudretlisiz ‘ bağıra çağıra haykırıp kükreyenlerin oyalayıp avutan yağma yıkım keyfiyetine terkederken, zaten bildiklerini de unutan düşkünler topluluğuydu.

    Böylece her harama vurguna dönük her değerden düşürülerek ihtiyaç gören yağma yıkım istismar aracı, inançtan kültüre varıncaya kadar özü içeriği boşaltılmış soyut sanal vitrin süsü işlevi görmeye devletten toplumdan insandan ve kimlikten daha iri büyük ve vazgeçilmez hale şişirilip büyütülerek,popüler sanalda her bahaneye kutuplaşarak sürekli soyut hurafelere çatışan toplumsuz kimliksiz devletsizliğin aciz zavallısı konumuna kayıt yaptırtıldı. Ardından somut hayatını ayarlı dizilerin gerilim şiddet bunalım fahiş furya ve pisiko manyaklığı dayatıp aşılayan özenti toplumunu sürükledikleri boşlukta ve çukurda, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe… gibi hibilerin de suç pay cürüm saldırı bağırtı gürültü hisse borsa ve dosya kabarıklıkları vardı.
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 5

    Bilimle danışıp bilimin ilimi sanatıyla konuşanlar ortak hayatı tüm değerleriyle kolaylaştırıp güvende istikrarda huzurda ve dengede tutan toplumun insanlığın ve hayatın ihtiyaç duyduğu oranda keşif buluş icat araştırma katkılarıyla demirin taşın toprağın tıbbın teknolojinin kime ne zaman ne zenginlikle dilini kimyasını damarını huyunu sicilini anladığı ve konuştururduğu sağlam adil ve sağlıklı iletişim devamlılığını sağlar. Olmayan ve yapamayansa kara cahilliğin her türlü zavallılık ve acziyet dayattığı intihar sarmalında hurafelerin kişiyi kendinden soğutan yetersizlik değersizlik ve yenilmişlik duygularını körükleyip yozlaştırtıcı ve özgür anlayış cesaret bilgi irade sahibi insanlığını işlevsiz kılıcı abuk subuk kısır döngü saplantılarıyla gün öldürerek, kurgulayıp buyuran itaatliliğin her konuda uyumlu ayarlı koşulsuz kulu kölesi olurlar.

    Ve tüm bu sorun sarmal diyet illet güzergahında tarihin yeri, dünyanın dönüşü dolaşımı ve toplumların gidiş geliş hattı yoku aklı fikri onuru bilinci belleği değişmeyenler gerçeğiyle, her şeyin parametrik alan satanlar borsasında insanlık dahil alım satım tezgahına konduğunda kokuşan çürüyen yozlaşan alçalan değişen değersizliğinin en ince ayrıntılarıyla farkına vardığı, gördüğü, yorduğu, deneyimleyip gözlediği lle de HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT İLİM’ dir … özetini tarttığı ölçtüğü dediği inandığı ve karara bağladığı… Var olanların üstüne onur itibar cesaret özgürlük vicdan ve özgüven sahibi insanlığını koydukça hiç bir şartta ölmez eskimez bitmez azalmaz tükenmez değerin kişisine saygın BİLGİ’ den geçtiğini tembihleyip söylüyordu yürekten armağan ettiği Türkiye Cumhuriyetiyle özdeş sevgili ATATÜRK.
    ..
    BİLGiSİ BELGEDE ZERREDEN KÜRREYE ATATÜRKÇESİNE 6

    Böylece Osmanlı’ yı kin güdümlü öç alımlı katillikle ve İngiliz ortaklığıyla yağmalayıp yıkan petrokimya ARAP banka ve bonservisliğine satılık işler güçler için tahvil Futbol özetli Sipor ve camia, dövize dolara çalım yiyen sert alçalış ve düşüşlerden sonra tüm bunların böyle olduğu gerçeğini, ancak Fener- Galatasaray yurt dışı sürgünlüğünden anlamış bilmiş gibi sanki…
    Vatan bildiği toprağı için can verip toprağa düşen sıvasız evlerin şehit çocukların ruhu şad ....
    Toprak sahada gün boyu aşkına tutkusuna top koşturarak doyumsuz sevince, toplumsal aidiyeti kopmaz ölmez kardeşliğe,hem kimlikte hem kişilikte mutluluk hissesi paylaşan çocukluğa bin selam olsun.

    Seyfi Karaca… Aralık/ 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ..
    BUHURDANLIKTAN BARDAĞA BİR DEMLİK SÜRSEFA

    Olmak istediğin kişidir kendin
    Şahsen gitmek bulunmak varmak ve yaşamak istediğin yerdir en doğrusu evin barkın adresi
    Arayıp sormakta hatır gönül huzur sükunet dost seyir sefa seyran yar diyardan yana
    Bir demlikte anlıyor musın…?
    Bir demlikte
    Aşk ateşiyle ocağı kibriti çıralanmış buğusu üstünde tüten kahvenin kırk yıl ötelerine kahvenin
    Yürek yangınlığına duman olduğu ve bir demlikte can yakınlığına kurulu sedirdeki
    Buhurdanlıktan bardağa bir demlik çay misali sürsefalara..
    Aracısız kibirsiz ve ayrıcalıksız seni kendinle temsil eden bedellerden gocunup gücenmeksizin
    Bile isteye bir demlikte bütün kayda değer ve kalıcı samimiyetlere ömür yoran zahmetlerin kutlu çabasını
    Omzuna sarıp
    Kalbine koyup
    Aklında ve ahdinde tutarak..
    Götürebildipin kadardır sevgiye saygıya dair gülümsemeyi dilediğin mutluluklar
    Akıl ettiğin kadardır vicdan
    Yüklenebildiğin kadardır sorumluluk özgürlük barış sevgi ve nicesi
    Kendi payına arzedip İsteyebildiğin her neyse başkasının hayatında yer verebillmenin tahammülü talebi ve takdiriyle
    Dünyanın en doğru izi semti yolu meskeni yönü tarafı ve adresi
    Ve hayatın herkesçe itirazsız kabul görür en güvenli hallerine en saygın durumlarıdır
    Süzülmüş damıtılmışlarınntümünü
    Bir demlikte her lokmandan aşka sevgiyi karıştırarak yudum yudum
    Hayatı dirilten
    Güzelliği sağıltan
    Mutluluğu her koşulda her yerde her gün her saat dinç ve diri tutan bir demlikte..
    Özümseyerek yaşamayı önemsiyor ve önceliyorsan üste koyarak artan sevinçlerin onurlu ırgatı
    Özgürlüğün itibarın devran sürdüğü hükümlere harmancısın demektir
    Değilse sağlam bildiğin bütün şifreli şifresiz hesaplardan devrilip düşerek
    İflasın eşeğini tüm köşeli kıvrımlara büküp bağlayan kirli paslı makaslar arasındasın demektir
    Sapkınlardasın demektir
    Kuyulardasın demektir
    Çatal kıskaçlardasın demektir kör dilsiz ve zindan…
    Meğerse morg bir tesellide malım mülküm var diyenlerin kokuşmuş çürümüş köhnelerinde
    Yeryüzünü gök yüzüne bağlayan her zerreyi yaşanılması imkansızlardan bilip sayan
    Ölümün kayıt tuttuğu yüksek faturalı hücrelerde yığınlaşmaya depolayarak
    Çirkefliğe delil
    Ecele müşteri
    Doyumsuzluğa aç
    Pintilerin daniskası
    Cimrilerin kıyassız gözdesi
    Ve açgözlülüklerin tabutunu ömrüne süsleyip yakıştıran sürüncemelere harapsın
    Bitiksin
    Yitiksin
    Aksi halde ve takdirde dengesini bozmuş aklını yitirmiş vicdanından kendini çürüğe çıkarmış
    Haller durumlarda yediğin içtiğin kimyasal kusuntusu ve boğazından geçmeyen köpük..
    Hep topu gördüğün yaşadığınsa dirliksiz artıklardan gerilim bunalım döküntüleri toplayan
    Ele ayağa düşmüşlüğün zehir zıkkım soykası ve rezil rüsva sadakacılığıdır

    Seyfi Karaca…. Kasım/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    MEĞERSE ESİP GEÇEN SAM YELİDİR HAYAT

    Telgrafsız çığlıksız esip geçen
    Aslında fırtınaları kopmuş dökülmüş ekim biçim harmanıdır hayat
    Oylum büklüm suya ışığa rüzgara toprağa inişli yokuşlu göç kervanları katarak
    Varacağı yere fersah fellik gündüzü bitiren, gecelerin sabahına her adım başı silbaştan
    Bir solukluk nefestir ve bir alış veriş, her nefeste tartısı terazisi ırgatlğın değer bilen kıymetli ömrüne
    Titizlik ister
    Bakım ister
    Özen ister
    Güven ister
    Dürüstlük ister
    Vicdan ister
    İlgi ister
    Sorumluluk ister
    Merak ister
    Muhabbet ister
    Samimiyet ister
    Seyir ister
    Seyran ister…
    İnanılır güvenilir sevgi saygı aşk ve kişilik karakter ehli insan ister ki..
    Kötelenmiş bir bumerangın sahibine bükülüp giden ve dönen silbaştan muhasebesidir hayat
    Sen kendinde beni görüyorsun diyen aynaların tembihi telkini takdiriyledir meram muhabbet ve mutluluk
    Mutluluk demişken…
    Öyle ki aslında doğduğu ilk günle beraber herkese hak herkese helal herkese reva..
    Çerçevesi kalıbı olmayan huzurun ve dirliğin karşılıklı ilişki kaynağıyla beslenen geçim kapısıdır hayat
    Çünkü hergün güneşle doğar dünya, dünya her gün ay ışığına sığındığı ve dağlara yaslandığı
    Gelinciklerle güvercinlerle insanla ve toprakla iklimden iklime bağ bahçe olan kirmenlerde döner dolaşır
    Bir billur pınarlar çeşmesidir hayat bazan durulur bazan bulanır
    Ve bir bağrı yanıklığın süren savuran sam yeli esmeleridir künyesi yar diyarına
    Mumlu mühürlü mektuptur meramı aşk aşk semtinin sevgili koynuna ve kucağına
    Ne kadar varsa beyaz,
    O kadardır siyah…
    Ne kadardırsa kor hasretin sonsuz özlemlerle buğulanıp tüten dem ve devranı
    O kadardır günün payına düşendir ışık su rüzgar ve toprak
    Her lokmasında serili kurulu hayatsa eğer yarına sözlenerek şimdi hemen şurdaki dünya,
    Her nefeste ferahlığı doyumsuz bir ömre değsin yarasın diye yudum yudum
    İçiyor kanıyor soluklanıyorum işte bir dem bir damla şarabı aşktan
    Ve mülkü meramı külliyen sevdadan

    Seyfi Karaca….. Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    DÜNYA KÜTÜĞÜNDE EFSANE YAZANDAN
    ….
    Dünya kitabında kayda değer
    Yıkılmaz silinmez kütüğü künyesi ve sicili yazılı olandan
    kızılkaya,alacadağ,kavakpınarı,çatak, dodurga,edremit,torbalı, kırkağaç, tire, söke, yoncalı, haymana, salihli, kumluca, bahçedere, susuzören,çal, esme, gediz,kula,göçek, çukurincir..
    Poyrazdamları, nergiz,ören, akyaka, elmalı,kınık,beldibi, kasaba, dalyan, serik, kundu,seydişehir, viranşehir, beyşehir,karkın,ermenek,ereğli, mut, ayrancı,ulukışla,çamardı,çamlıyayla,başakpınar, yeşilhisar, yahyalı, sızır, çandır, çayıralan, turhal, yeşilyurt, akbelen, erbaa,kavak, vezirköprü, bafra,suluova, merzifon,kazankaya, iskilip ,osmancık,boyabat, taşköprü, sarıkum, ovacık,kuzkaya, pınarbaşı, bartın, ereğli,gerede,kaynaşlı, şile, sapanca, gölyaka,derince, alaçam, çakıl, erdek, gemlik,belek,aydıncık, gülnar,erdemli,değirmendere,tarsus,sikifke, yenice,pozantı,aladağ, afşin, tufanbeyli , altınyayla,yıldızeli,niksar, görele,aybastı,bulancak, şebinhisar, imranlı,araklı,ünye,mesudiye, kozan, şiran, erzin, yarpuz, kırıkhan,elbeyli, siverek , oğuzeli, elbistan, nizip,narlı ergani, halfeti, derik, tercan,ılıcalar, arpalı,ardeşen,hopa,ovacık, arapgir, akmeşe , divriğ, hekimhan, bozova, silvan,kozluk, dumlu, ispir, pasinler, tekman, şavşat ,çıldır, arpaçay, oltu, kağızman,bulanık,karlıova, horasan, gürpınar, çaldıran, doğansu, erzin, divriğ, kozaklı, hayrabolu, evreşe, kırıkhan, kozan, erciş, doğubeyazıt, gülveren….
    Şiir gibisin be mübarek
    Dilde yar aşkta diyar gözde gönülde ülkeler incisi nazlı belde sevgili yurdum
    Bütün saklı sırların senden seslenip konuştukça huzur veren kaynaklara çağlayıp çoştuğu
    İllere yollara dağlara derelere toprak toprak
    Güneşin koynundan bir kucakta, bir duvar dibinde bahar çiçekleriyle yaz bahçelerine
    Birbirine sokakları açılan kapıların dünya semtinde ve ağaç gölgesinde güz dalları portakal nar
    Tohumlanmış her bir sevincin ismi cismine yakışan çağrılarda dengini ve değerini bulduğu
    Tutkuya mahal tükenmez bağlılığın güven verici aidiyetine sonsuzluğun komşusu
    Ve emsalsiz efsanelerin şiiiri gibisin be mübarek, senden konuştukça insanın içini açan
    Yüreğini ısıtan
    Kederiyle dertleşen
    Mutluluğuyla kaynaşanHayallerin gerçek rüyası özlemlerin doyumsuz sılası kavuşmaların ile nihayet toprağı
    Sevdalısına delisine şiir gibisin be mübarek…
    Dünya defterinde emsaline efsane yazan
    Şiir …

    Seyfi Karaca….. Kasım/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    YOLCU YOLUNA

    Hangi dağı hangi bağa
    Yükleyip saran tanıklığında yeryüzü gökyüzüne emanetse madem
    Toprak edip sevgi tohumlarını aşk harmanında elekten kalburdan savurmaya
    Yarası derde derman olanlardan bahar giyinip çiçek süsleniyorsa güzelliğin bedelidir
    Yöresiyle
    Töresiyle
    Sırrını yazan kitabın sözleşme tarihi sonsuzlukla doğum günlerini kutlayan
    Bundandır ki bakraçtaki süt serildiği sofralarda tükenir
    Perdedeki oyun sahnesi değiştiğinde yorulur yenisine can çekişir
    Penceredeki rüzgar, buluttaki yağmur, topraktaki güneş, kapıdaki sessizlik
    Uykusundan uyanınca taşla demirle yüzleşen hayaller gibidir
    Herkes bir alem kendi içinden gelip geçenlerle konuşurcasına ordan buraya
    Burdan her yere veya hiç…
    Herkes bir yol
    Her yolculuk dünya, bir kervan
    Her kervan bir yolculuktur
    Eğer ziyareti kendi üzerine değilse külliyen de zarardadır , toprakta ekmek, muslukta çeşmeler kurur tükenir
    Kervan yola
    Yol yolcusuna
    Aşk insana
    İnsansa hiç…

    Seyfi Karaca….. Ekim /23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ……
    TAVSiYE MEKTUBU

    Güneşin kumaşından giyinmiş
    Yağmurla eğleşip rüzgarla koklaşan hayatın yollar üstü muhabbetiyle
    Yel eser yol gider insan eskir han yıkılır
    Değiştikçe iklim mevsim
    Bir eli kestane toplayan bir hali eski baharlarla evinde oturup bekleyen demden devrandan
    Çaya bugusu sinmiş efkarlara saki sunarak
    Sönmüş küllere odun kayarcasına hozan bağların yalandan bekçiliğini avutan
    Ve obası olmayan sarp dağlarda davara gidecek çoban aramakla tükenmişse nefes
    Durmuşsa saat
    Okunmuşsa kütükten kundaktan künyede yazılı tavsiye mektubu
    Sararmış solmuşsa çığlığı sessizliğin kovuklarında susup sönen yankının
    Vardan yoktan doğruyu eğriye eğriyi hurdaya eğirip büken çelişkileriyle belası gani, fenası çok…
    Herkesin boş ve yalnız bulduğu her kapıya çark edip tokmak silkeleyen sobesidir
    Bayır yokuş yerinden yurdundan sökülerek kol kanatları kırık, arızaları tam teşekküllü uzakların mahali
    İplikçi iğneci boncukçu klarnetçi postacı mobilyacı galerici camcı yorgun baygın herkes
    Dünya göçünü hediyelik eşyalar listesine sarıp vitrindeki yürürlüğe koyduğu
    Olmayınca olmuyor işte geçen giden gün sende bende
    Yok dedik ya…
    Bazan kıvrım kıvrım…
    Kimsenin görüp bilmediği kenardan kıyıdan çığ koparan sökünlere yuvarlanarak
    Bazan körükler vurarak varildeki yangına kendi kendisiyle kumara tutuşan
    Ucu bucağı belirsiz dik çıkışlı bir merdivenin tırmandığı duvarların gördüğü denizlerde
    Tüm hayatını uzaklara götürmek için gecesini gündüze katarak yutkunup can çekişen
    Burkulmuş incinmiş sızılar güzergahı sırasında kuyudaki çığlıklar gibi ağıtlarını dışa vuran
    veya sancısı hiç geçmeyen şeylerin tümüdür doğranmış lokmalardan ağulu çiğnemler dürümleyen
    Derdi kederle, acıyı zulümle defter deftere
    Mezarlıkta yitirdiği hayatını arayan sessiz suskun haller durumlar ve akıbetlerin kabalasına tüccar
    Darlık yokluk kırpık kesik çevrimler kıskacındasındır tüy hafifliği yahut köpük zerrecikleri bile Ağırlığını sürükleyip taşıyamayacağı ömrün sırtına yaşanmazlarla ören donatan yükün
    Bazan bolluk sağlık dirlik rahat mut huzur ve güven toprağında yerli yerindesindir.
    Herşeyin kaynagindan doya kana içe sinesinden
    Aşk ile oynaşır güzelliklerle sevişiyorsundur ve bazan…
    Sündürdükçe söküldüğü yerden kopuşlara doğru uzayan meselerin boyuna posuna
    Kısa ölçekli halkalar öyküler kesitler takarak
    Nasıl ki insan…
    Ay boncukları yağmur kolyeleri ve güneş damlaları gibi gibi uzak yıldızlardan
    Kendini seyre dalarcasına hepten tümden sosyal varlık olduğunu
    Ve etrafsız toplumsuz yaşamasının asla mümkün olmayacağını
    Aidiyet bağını iletişim kaynağını asosyal viranlara haşat ve harap ederek
    Kökten temelden sevgisini toprağını Işıklarını karanlığın örtüp kapattığı yalnızlığa tamamlayıp
    Eksik gedikte kalan sefil seyirlerin azap öğünleriyle zindanlaşırsa eğer
    Her kişiyi bitirip söndüren küslük dargınlık boğumlarının hücrelerine yerleşip sindirdiği
    Çölerden çoraklardan yalnızlık ve cinnet kabukları bağlayan yıkıntılara kapanıp gömüldükçe
    Kıran kırana kendi kendini imhaya gider akıbet

    Seyfi Karaca…. Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    YAŞARKENE DÜNYAYI
    ….
    Üzülüp koparak
    Yanaktan yüze sökülüp dökülürken
    Divanda dizde avuçlar dolusu ağıtlar çalıp yakmanın ne zamanı ne devresi ne de sırasıdır
    Koyulaşan rengini boyundan küçük işlere bezendikçe karma karışık siyah beyaz
    İllaki derde derman olacaksa moral mut umut baris saygi sevgi için
    Ne en iyiye
    Ne herşeyin en kötüsüne
    Korkular endişeler kaygılar kuşkular kayıtsızlığında dolup boşalanlardan kol kürek
    Aktarıp döndermelerin körükleyici kundakçıları dışında kime ne faydası olsun ki..
    Hele de yeryüzü atıkları ve çöpleri kadar haksız hukuksuzluğa tav talip ve ittifakçıyken insanlık
    Sebep verdiği sonuçlara üstün ve baskın çıkanlarına ne kadar ağzı yüzü bozuk laf etsen
    Torbadaki bütün kelimeler ilk sinir boşalmasında daha üçünü beşini bulmadan bitip tükenecektir
    Defol
    Kaybol
    Bas git
    Yıkıl karşımdan gözüme gözükme gibilerin en nezaketli kibarlarda kaldığı
    Kontrolden çıkmışsa aklın fikrin rot ayarı balansı fireni farları depreji ve dingili
    Kontrolünü kaybetmiş savrulmaların kuyusuna düşer, kendi kendini yiyip bitirmeye şarampolleşir insan
    Bir uçurum enkazının hiç bitmeyen molozunu ve tonozunu
    Silkelendikçe zibilleşir çepe çevre hat ve güzergah
    Oysa çocukluğun gözü gönlü oldum olası ana babalığın insanlığı kökten büyüten pusula seyrindedir
    Sakin nerdeyse sukunetin oralarda bir yerde olduğuna hissedip duyan kanaatle
    Kabaran öfke böylece sahibini kamalayan hançere dönüşecektir besbelli ya…
    Sayıp sövmekle insanın daha çok kendine ağırlık verenlerin luzumsuz yük taşıyıcı hamalı olacağı
    Besbelli ya…
    Gizli fısıltısını saklı niyazını o sebeple, bu yüzden..
    Dizginlerinden tutarak götürecek olan rüzgara dala budağa bir damla sevgiden
    Güzel konuşmalı güzele sevgilim diyor ve inanıyorsa insan , güzel danışmalı
    Güzel ile görüşmeli tanışmalı bazan çamur kar toz buz olsa bille gocuk çorap don gömlek
    Yunsun yukansın
    Hamdolsun ki aşkın dilini konuştuk duyduk iştttik
    Gerçi yanıldık
    Gerçi yandık buyduk üşüdük gerçi yıprandık yorulduysak da
    Uğrumuza kendimizi
    Öğünümüze aşkı kattık,
    Katık ettik huzurun kutlu sevincini mutluluğun payına diyebilmelerin hakkı ve harcıyla
    Ömrünce yaşadığına değer doğum günlerinin

    Seyfi Karaca…… Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    İNCİRSİN DESENE
    ….
    İzmir deyince incir geliyor aklıma fikrime
    Öyle böyle değil, incir…
    Nedeni niyesi kendime bile sırrı saklı ne bileyim niçindir nedendir
    İzmir deyince üstü açık bir kamyon ve sağlamından poyrazlanmış rüzgar
    Bağrı yakası hepten yırtılmış mintan gömleğinin mavi rengine tüm gelmiş geçmiş zamanları giyerek
    Güvertesi gemisi olmayan fırtınalara tutunarak aşk nereeee ben oralara firari fora
    İliklerine kadar yemekle bitmeyen doyumsuz iştahın kışkırtıp azdırdığı, izmir deyince
    Güzel kızlar geliyor aklıma İzmir deyince
    Güzel bağlar bahçeler
    Ve suyun o yakası
    Bu yakası
    Öteki yakası
    Karşı yakası…
    Çakarlı damperli araçların istop edip anahtar teslimatını kumbarasız deposuz kenara koyduğu
    İncir deyince çekirdeklerine kadar bal kuyusuna sarkan toprağından dalından
    İzmir deyince aklıma kaparasız sözleşmesiz kefilsiz fındık kıran fıstık çerezlenen
    Yarim ferahnaz yosmam güzel saz piyesiyle ,
    Güzel kızlar
    Güzel aşklar
    Orası burası güzel alnından öpülesi incirsin desene, ki…
    Dill dudağı dilber iskele rampaları ve vapur kaçamakları geliyor aklıma
    İnciri kendine emsal, aşka sandal kayık İzmirsin dedense….

    Seyfi Karaca…Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    BİR SOĞUK GÖLGE ve BİR SURETİ HAYALDEN İBARET
    ….

    Demek oluyor ki,
    Bal yiyen baldan da..
    Toprak hattında şarteli inik sağı solu belli olmayan burgaçlı gerilimlere hususiyeti mahsus
    Yanlış bağlantıların kablosu pirizi alıştıkça başkalaşan çarpılmalarla evli barklığa çorak çıktığı
    insanını her ayrıntıda kendi hortlak molozuna benzetmesi kaçınılmaz ve kesindir
    Yollar kurulur bozulur amenna lakin..
    Dirayetin dayanıklığın ilmim iraden yoksa bıraktın mı hiç ummadığın çukurlara düşüyorsundur
    Asıldın mı bilinmedik boşluklara sökülüp kopuyorsundur
    Ve bir kere sökülüp koptunmuydu doyurup besleyen ölümün gıdasına zıkkımına zehrine avunup aldanan
    Hiç anlayıp bilmiyorsundur bile asıl neydi, esas neresi, sahte hangisi, yalan dümen kim..
    Formatlanmış ölçülerin gerçek insan varlığını kendisiyle tanımlamayan kokuşmuş kalıplardaki
    Alıştıkça yanıltan her yokluğu varmış gibi algılayıp kabullenerek
    Yılgın yorgunlara bezmiş usanmış poz ve piyasa dayatmalarını ısrarla ve inatla
    Aşırı koruyuculuğun seni sana rehin alan her çeşit kusursuz hatasızlığı tapınaklaştırdığı kurdan kulvardan
    İyilik güzellik bahanesi adına yolunu ilkesini azıp sapıtmış mükemmellik morguna buzullaşarak
    Kendinden rol çalan hayatı sönük ur kitlesi vitrininde birikinti artığı ve kalıntı çöplüğüdür
    Demek okuyorsun ki, ilkesi iradesi olmayan hayatın mülk sahibiysen yürürlükteki morga
    Öte berisiyle beraber çıfıt kadavrası yıkıntılar fosili ve murdar kalıntısı olmaya mahkumsındur
    Hiç sektirmez şaşmaz mahvoluşun itildikçe aralanan aciz viran muhtaç ve sığıntılar yükünü
    Sefil surette eğri büğrü şirincelik dişirip toplayan sürgün kapılarına rezil rüsva ederek
    Kıyamet gününü kendi intiharıyla süsleyip donatan kargaşa noktasıdır dünya bildiğin trafik
    …. Çünkü hangi niyetlerle yola çıkarsa çıksın hiç bir şey yoktur ki
    Her zahmeti zor dayanma gücünün bittiği kırılgan bir yerde darmadağın çürüyüp çökmesin
    Ancak tek şarta yerin dibine toprak olup cesedini çiğnetmeye ölüp gitmek kadar
    İntihar peşinde kıyamet ekip biçen azap diyetini yutkunup sindirmeye rıza gösterip razı gelerek
    Ve belasına derdine bulaştıkça çığ gibi büyümelerin ipe sapa gelmez yumağını öre işleye
    Ölüp kendinden kurtulmakla ancak bıraktığı dünya boşluğunu yitik kayıp dosyalarla ödeşmeye
    Bütün küskünlüklerin örülü duvarları geçimsiz kapıları gidilmez yöreleri ve aşılmaz dağlarını
    Esen yellerden sorarak can acısının yakıp körüklediği hasret kokusunda yol gözleyip bekleşen
    Yetmişinden sonra hele bir daha bir başkadır dünya gününü huzurun armağanını sihhate sağlığa diyerek
    Ecel garında bembeyaz mendillerin kendiliğinden sallandığı kimi sarmaş dolaş yıkık yoksun
    Kimi derdi dertle avutmanın sahibi kimi yalnızlığyla muhabbete keyfe kederler sarmalıyla
    Paranın mülkün karşılayamayacağı kutsal değerliliktedir çünkü ilkesi sıfatı doğal dengelerden olup bitme insan ve insanlık
    Demek oluyor ki böylece bu yollarda bal yiyen baldan da zehirlenir bıkar bezer usanır mı usanır…
    Demek oluyorsun ki,
    Olsun da sevgi dilinden
    Olsun da itibarı saygıdan
    Olsun da sıfırla başlayan her şeyi sıfıra bitirip tüketerek aklına fikrine hayaline koyup giderken dünyayı
    Ölecekse insan iki dudağının arasında aşkın
    Koynunda kucağında bir piyeslik hayal perdesidir sonsuzluğa miras devran döngüsü fani
    Demek oluyorsun ki, bir yol bir han aralığında ölsem de gitmen sandığın misafirlikte
    Konar göçerliğin kervan katarında bir gölge ve bir sureti hayalden ibaretsin

    Seyfi Karaca…. Ekim/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    DIYESiM GELENE
    ….
    Ne süslü sandiklarda ziyneti kilitli haciz malidir dün, ne desinler görsünler aklina iflas tezgahindaki ispata kanita muhtac insanlik mirasidir bugünden tezi yok yarin. INSAN ki…..doymusluk kanmislik yetinmeleriyle aklinin hududunu, yasamanin maksadini, varliginin anlamini degerini ve karsiligini bilip NEDENSELLIK iliskisiyle her bir fedakarliga örüp isleyip dokumadikca…her zahmet hacizdir. Her niyet maksatsa iflasin kacinilmazligina yilip yalpalayan yaltaklanan güdüklenen ve her degisim dönüsümü biriken dert sorun fesatlik fitnelik görgüsüzlük karinsizlik karamsarlik güvensizlik istikrarsizlik ve inancsizlik süpesi kuskusuyla bogulup tikandigi cöplüklere alcalip kücülmelerin sahte, soyut, samimiyetsiz, kaypak kisiliksiz ve karaktersizligine yuvalanip hücrelenisini ve ucurumunu derinlestirir. KI böylesi tükenis, sesi rengi tavri tutumu davranisi duyarliligi ve kumasi kendini temsil etmeyen ve insandan olmayan zir zibil igretisi ve igrentisidir.
    Bu bir ikindi kahvesiydi, her söze gönül doyuran selamlasmayi yudumladikca, hatirda hatiradaki herseye ve herkese bu baglamda sevgiyle doyun saglicakla kalin diyesi gelense eger, dogduguna hiic pisman degildir cisiltilerde büyüyen akarsu, günes damlalarinda büyüyen dag bayir tarla ve toprak, hele de yalansiz yapmaciksiz tartan ve tasiyan degerlerin kiymetlisine insan, ne ziyadedir ne noksanda, herkes bizzat kendi kendine.

    Seyfi

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    SONBAHARSA SAZ ve GIRNATA
    ….
    Sonbaharsa saz gırnata
    Hüzün nadasıyla göçebe güzünü ve yeryüzü harmanını, gerçi..
    Gerçi çeyrekten buçuğa
    Olur musun
    Gider misin
    Varır mısın
    Kalır mısın…
    Gerçi kovuklar içinde halkalanmış bir koridor sehpasıdır orda burda oturup kalktığın
    Bir güleylen dünyasıdır her demde serip sürdüğün sofralar tuzdan acıdan
    Bir gelip gitmek arasıdır ister sus ister söylen iadeli taahütlü sebebi ziyarete mühür ve mektup
    Kızgın çölün soğuk sessizliğine
    Acıklı serap çizgileri gösterir gibi dipten derincelerden
    Oyukluğunu kendi içinde saklayan açık seçik koz kırımlarına iskambil
    Ve kızkısrak resimleriyle belediye otobüsünün en son saatinden inerek sahneye çıkan
    Afişleşmiş duvarlarda gıcırdayıp dönen uğultulu gecenin rengi ne dün ne yarın
    Mecburen postasını birçok ve pek çok paylaşılmadıklara dağıtarak hüznün tüketen sabrıyla
    Soykası kara yerden gelesice diline dünyayı ihbar eder gibi sureti viran silüet
    İçtikçe damlası acılaşan susuzluğun çöl yangınlarını akrep dönüşlü bir saattir
    Zehirden
    Zemberekten
    Debelenip duran yalnızlığa alfebe öğretir gibi çırpındıkça karanlığın uzadığı
    Derinliğin kaybolduğu
    Yırtılmış sökülmüş bohça ilmeğini ölsün de öteberisi bana kalsın cenderesinde söküp dikerek
    Bir asansör karşılaşması sonrası karanlığın dip yarısından sabahların çiy düşümüne kadar
    Bir hazan müddetidir
    Ve bir sazan öyküsü başladığı yere döner her hikaye her canlı her insan
    Başını kendi belasına çarpa çarpa ..
    Çeyrekle buçuk koridor aralığında su götürür yel üfürür toprak ve sıla çağırır
    Döner dolanır dallarına tutunduğu ve sırtına sarındığı ömrüyle,
    …. kumlara yazılanları silen dalgalar gibi
    Sıfırı tüketen dünya yüküyle yele yamaç yağmura bulut..
    Ziyaretin doğduğu yerden çağıran sessizliğe temelli göç eyler

    Seyfi Karaca….. Ekim//23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    …..
    HALVAKiTTE EYLÜL GÖCEBESiYiM MADEM
    …….
    Gidiyorum artik
    Zeytinlere gidiyorum, ay salincaginda isildayip parlayan zühre kivilcimlarina
    Güz salkimlarina gidiyorum, igdelere incirlere
    Portakalmis turuncmus narenciyeleri palmiye dallariyla konu komsuluk ettigi
    Edirneyle ardahan arasi ve sinopla alanya kalesi
    Gül tenine askin ve sevginin tutkusu sinmis bulasmis
    Topraklarin delsine divane insan sicakligini eleyip süzüp harman ettigi
    Irem baglarina yediveren bahcelerine
    Ormanlara daglara denizlere gidiyorum
    Kozasinda güzelligin büyüsünü boyanip süslenen kasabalara köylere
    Ve polenlerinde ariyla kelebeklerin ötüsen kuslara kur yaparak
    Kanat cirpindigi yel kovanlara gidiyorum, balkovanlara..
    Sepetlere dolan kaktüs yemislerinin dörtmevsimler yurduna gidiyorum
    Trakyaya harputa mardine midyata artvine sinopa
    Kimi yayla kimi ova kimi derin vadi kimi kizil irmak
    Ucsuz bucaksiz sari buydaylara yalniz agaclara dolu dizgin bozkirlara gidiyorum
    Firiktir fenikedir hitittir babildir iyonyadir yahut sümerdir
    Biraz ege esintisi, biraz akdeniz kayik yelkenlisi, biraz kum, biraz iyadeye kalan
    Vaktin bundan sonraki evi sokagi Fethiyesi…
    Cöküp yerleserek yeni öykülere tasinan hikayesi yazilmadik huzuru hissesine
    Bin yillarin damar damar insanlik mirasini evsindigi anadoluya gidiyorum
    Karli daglardan sirali göllerden iliklerime kadar sinmis sizmis
    Kesintisiz yagmurlardan ayazdan buzdan vikingten germenden
    ….karptlardan ve alplerden
    Hasreti ömrümün genclik caglarini gezmis yorulmus diyari gurbetlerden
    Cocuklugumu kundaginda hala el bebek gül bebek hayal ve hatirasinda
    Dün gibi saklayip sevgili bilen gelmis gecmisime,
    Günese gidiyorum gönül diyarina tohum toprak olmus sevgili ülkeme
    Madem ask iken bir yol bir ömür bin devran
    Biraz elvedalarda koyulup gidenlere hoscakal
    Biraz sofrasi kurulu sevinclere hali vaktin eylül göcebesi
    Ve kucaklar dolusu merhabalardayim madem…

    Seyfi Karaca………..Eylül / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    …..
    ASOSYAL COCURTU ( kertiklemesine)
    ….
    Sidik yarıştırmasını..?
    Hadi diyelim
    Hadi
    Anlayıp kabullenmesem de kabul deyip anlayana tepe tepe kullansın kıyağı benden olsun
    Fakat akıl zevk merak hayal his duygu kafa kalıp gölge ve hayat yarıştırmak…?
    Benlik narkozunu kimsenin erişip ulaşamayacağı servete sermaye etme budalalığıyla
    İçine çektikçe cerahat cerahat şişen kabaran büzülen pörsüyen azalan azgınlaşan kördüğümleşmrye
    O yol ordan geçmez olur, o boru , o hortum , o dülger, o matkap, o delik deşiklik haraba karargah kurar
    Kendisini ortadan kaldırmanın azgın sapkın dehşetli çelenk kelepçesidir İnsana yapıştıkça yapışır
    İnsanı boğdukça boğar
    İnsanı bölük pörçük, lime lime ve dilim dilim ezip ufaladıkça ufalar
    Başkasının aferinine
    Takdirine
    Onayına
    Alkışına
    Tezahüratına
    Çapraz işaretine asimetrik kıskacına ve dümdüz yatay çizgisine yanıp yıkılarak
    Kendi üstüne devrilmiş bir kusnuk çöküntüsüdür her çöplükten dünya mülkü kazanmanın derdine düşmeler
    Ha bire limitsiz otorite
    Sınırsız imtiyaz
    Kayıtsız sorgusuz hükümranlık
    Eşsiz emsalsiz güç gösteriş irade yetki kaynak imkan ve ihtişam sahibi olmak yaratıklığına
    Sivri ve süper zekayı kendine cayır cayıp yakıp yiyip harcayıp bitirerek
    Bütün bozulmuş çürümüş kokuşmuş hastalıklı ve arızalı alışkanlıkların hiper aktivitesiyle cünüpleşip
    Ne üdüğü belirsizliğin abuk subuk sicilsiz soysuz sopsuzluğundan maskeler kodlar ve markalar kundaklanmakla
    Doğası gereğini yerine getiremez insan maskarasına devre mülk olmuşsa dünya devran
    Dağın ardından doğarken ay , ufkun ötesinden sökerken şafak.,suyun bağrında sönerken güneş
    Yıldızlar damda bulutlar gökte dün ve yaronyorgın yılgın yollarda
    Ve akıl hayal hırs ve hayat yarıştırıp tokuştururlen insanlar murdar olur
    Yerle yeksan olur
    Pisi pisine zıbarır ölür
    Yazdan kalma günün sıcaklığını üstüne başına yedire yaya
    Kıçını kalçasını bir o yana bir bu yana çalkalayıp kıvırtarak o kız o şehrin sonbahar sokaklarında,
    Ne sahilde fener yanar ne balığa gidenler geri döner
    O kadın da öyle,
    Elinde köpek belinde kuşa kuşağın kundağında çocuk akşam vaktini sallana sallana eve gidemez
    …O herif
    İskeledeki vapur kayık direklerine bağrını döşünü gere gere yan gelip yaslanamaz
    Kargalar hoplayıp zıplayamaz kırk beşlikler çalarken cevizlikte
    Akıl zevk hayal be hayat yarıştırarak makinaların ve cihazların kurup bozduğu dangalağa
    Sokaklar boş caddeler tıklım evlerin yüzü gözü pasak kir, solumaya ve yunmaya yetmez yağmurların cılız mecali
    Anahtar dersin
    Ahbap dersin
    Olurdu dersin olmazdı dersin çürümüş bir sakız gibidir laflayıp lakırdayan kilit kapı ve gargara
    Üstün zeka çağının dünyayı insana kiltleyip kapattığı cehennemin dibine çakılır ve saplanır herşey
    Ve kapılar örtüldüğünde dışardaki kıyamet
    Akıl zihin hayat ve sicil tokuşturup yarıştırarak varılan akıbeti furya fena,
    İçerdeki ceset morgundan intihar girişimli alış verişi tastamam ederek
    İnsanın üstünde anlaşılabilir sadece kan revan ağıt hıçkırık bela hiddet şiddet ve cinnet
    Soktatesten bu yana binlerce yıllık tutmuş ay gün hafta ve seneler ve bilmeliydin ki
    Bilecektin ki
    Biliyor ve farketmiş olacaktın ki
    Künyesini sorana cızbız kertiklerde asosyal yorup yığan al işte bildiğin dünya
    Bildiğin o bu şu öteki sıfat zamir ismiyle cismiyle burası orası veya bir başkası
    Hepsi dahil bildiğin o bu şu öteli veya tek başına toplamda sen kendin

    Seyfi Karaca….. Eylül/23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    TIMARHANE DUVARINA ÜCBES SATIRLA 2
    ….
    Birim basi pul sayar, kupon biriktirir, kapcik yahut ambalaj sarar bükerken hayat, meraklisi insaninin istahini kabarttigi oranda A-SALAKLASMANIN murdar, geberik, muhtac, kevgir, mega, giga, tegra ve mendebur iliskisizligini tükürür kabizlastirir hem sinine hem de sinesine.
    Cünkü birim basi akil fikir hayat hayal his duygu düsünce…gibileri tokusturup yaristirmaksizin olup bitecek mebla degildir cesedinden ve cibiliyetinden habersize kovulmus sonsuz ölüm. Ki böylesi savma ve savrulma, ille ELiT BiLGELiGiN vahset dehset zulüm mezalim güncelli savaslarini, silahlarini, ilimlerini, bilimlerini AKIL EDIP ÜRETIR ve YAYGINLASTIRIRKEN, mecburen tüketimilmeye sundugu bütün degerler tomlamindan sönmüs sogulmus kavga nizah gerilim salgin doyumsuzluk ve mutsuzluk kulu ve kölesi insanlik bagimliligina kurulu BORSALAR tezgahini herkese haddinden fazla yetecek derecede sefalet yoksulluk gerilim bunalim hissesiyle dagitip paylastirdigi sirada elbette ki KURUL KARARIYLA degil, kisisel EGOLARINI doyurup tatmin etmek isteyenlerin hüner yöntem sifre formül gibileri labaraturlayarak icat eden BENLiK düskünü cinnet ve cehennem zebanilerinin payesinde veya sayesinde olup biten sabikasi kabarik cürümdür.
    Cünkü güzel, saglikli, güvenilir, inanilir, dayanikli ve saygin KALICILIK; sosyal-bireysel adini nasil ve ne sekilde yazdirirsa toplamda özgürlügü, paylasimi, sorumlulugu, kültürü, liyakati, ilgiyi, idraki, iradeyi, sanati…tüm toplumsal degerlerle yoran ve yoguran birbiriyle tokusup yarisan SÜPER ZEKA kusursuz ve mükemmelini her yolu mübah bilerek basari grafigi PARAMETRELERCE kullananin zevkine-keyfine hacic harac ölceklenmelerle degil, ORTAK AKLIN birbirini danisip konusup tartisarak saglikli cikarimlar yaptigi önemseyip önceleyen hassasiyetin emek zahmetleriyle hayatin dengesini dünyasini yurdunu ve yuvasini kurar.
    Cünkü keyfiyetin basina buyruk kükümranliginin borsaladigi akil fikir duygu düsünce hayat hayal ve insan tokusturup yaristiran intihar müessesesi insanligin tüm etkin degerleriyle beraber kokusturan ezen cürüten yozlastiiran ve bitiren sonunu getirirke, robot kapsülünde her sekil tüketim piyasasi ruhsuzluguna hormonlasmis SÜPER ZEKALILARIN ayni vampirlesmeden karakteristik bozukluklar hücrelenerek bozulduklari herseyi tüketim bagimliligi kirbaciyle kendilerine hapseden kiyameti ceker cevirirler. ORTAK AKILSA, toplumculugun onurunu haysiyetini dilini tarihini cografyasini dünyasini ilgisini iletisimini sicilini sanatini dünden kaynaklanan degerlerle yarina artirip cogaltmanin zinhinde ve kalbinde yasayabilmenin insanligina adanip armagan olan emek ve cabalar toplamidir.
    Bu baglamda DELISINE DIVANE olanlara sonsuz selam ve sevgiyle.
    Seyfi Karaca

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ……
    GÖCER GiDERKENE YiRMIÜC SULARINDA EYLÜLÜN
    ………
    Görmeden..
    Soluyarak bütün günleri saatleri senelere yillara
    Cocuklarin düsleri ve hayalleri pesinden gelecege giderek
    Dogrusu ne güzel..!
    Güvenlik kodlarini zihinsel tel örgülerini ve sifre duvarlarini asabilmenin gücüyle
    Hic de öyle gereksiz belirsiz uzaklara sürüklenip tasinmadan
    Derin yara cukurlarinda
    Kitlik kiranlarda
    Hasta ve yorgun iz birakmanin corak izlerinde
    Debelenip cirpinmaya tikanip kalmadan yarinki günaydinlara yuva kurup
    Acilmis kucaklarda inanip güvenerek aska sevgiye duygu düsünceler cagirmak
    Bir diyebilse insan ah…
    Bir görebilse, azmin cabanin emegin cesaretin özgürlügün gücüyle
    Duyulmadik seslerde nice sarki türkülerin örülüp örgülendigini
    Ellerinden cok kalbi titreyecek,
    aliskanliklarindan cok akli fikri bellegi bilinclenecek
    buyurmadan paylasabilmenin tahammülü kabülü sevinci ve onuruna
    Insan
    Yoklugu hicligi kendi hirsiyla artirip, cer cöp edip cogaltmadan insan
    Her güzel rüyada huzurun dengini kendisiyle konusup söylesecek
    Ve görülüp duyulmayi bekleyisin duraklarinda eskiyip cürümeden
    Insan, ah bir yetisip yetinebilse
    Büyüdükce büyüyen gökkusaginin kucakladigi dünyalari saracak ömrüne
    Öksüzlügün topraginda esen sicak rüzgarlar
    Ve yagan yagmurlar gibi yumusacik
    Ödül sunar gibi mutluluga iremden bagdan bahcelerden
    Kiyidaki denize, dagdaki cinara, yoldaki yolculuga, ask ve sevgideki tutkuya
    Israra
    Ikrara….
    Sonbaharin dudagina düsmüs dökülmüs cig sürgünleri misali yaraya melhem
    Doya kana yasama sevincinin sonsuz sinirsiz kainatina
    Gündüzün gurbetine,
    Sagir gecelerine yaban yazinin…

    Seyfi Karaca………..Eylül / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    TIMARHANE DUVARINA ÜCBES SATIRLA
    ……
    Degerli `Maria Puder ` ..hangi akla hizmet etti de burayi TIMARHANE DUVARI olarak vasiflandirip isimlendirdi orasini bilemem. Orasini burasini bilmemekle beraber hayatin ve insanligin üstünde cila ve cerrak dokunuslari kurcalanip oynanmamisliga dair tüm cekismelerini, celiskilerini, aykiriliklarini, zitlasmalarini örtüsen yahut hic uzlasmayan kabuksuz kapaksiz bütün kaliplar disindaki koskocaman sonsuzlugun, hic bir tirip, ukalalik, üstencelik, buyurganlik, kibir, haset, fesat, bagnazlik ve bencillik gibi herseyi sinirsiz bir tükenise sürükleyerek öldüren KEYFIYET KUDURGANLIGININ dogurdugu arizalara ve bozulmalara karsi dik duruslu ÖZGÜVEN svecenligi olarak aldim anladim ve kabul ettim burayi.
    KAFATASI ölcerek herseyi katagorize edip hiclige hücreleyen ve kistaslayan AYRACLAR konsumunda, herseyin pariltisi ( en basta insani ESYA MANYAGINA CEVRIMLEYIP yaratiklastiran ) kendinden kopyalanmis kof ve kalabalik yiginlari tüketim toplumu ve YAPAY ZEKA CAGI ASOSYAL`i olarak bozup bozguna ugrattigi artik kimsenin tartismadigi gerceklikle…
    Böylece vakkumlanmis bir esaret sürüncemesinde elbetteki akil fikir duygu düs düsünce hayat hayal hasret ASK sevgi saygi özgürlük güven irade idrak paylasim baris huzur mutluluk….hersey ve hersey cürür carmih gerer ve MORGLASIR.
    Bozulan herseyin basina (I QU ) AY KU `su herkesten üstün , etkin, yetkin, baskin ve buyurgan olma gibi insan aklini PARAMETRELERLE ölcüp yaristiran mükemmelliyetciligin birincisine katlayip büküp KATAGORiZE EDEN ayristirici, asagilayici, dislayici ve isine gelmeyeni acimasizca hayatin bütün hassas alanlarindan kovulmusluga serbest piyasalayan cinnet sarmalinda sonsuz ve bitimsiz KABA INSAAT külüstürüdür insanlik. Haliyle de hic bitmeyen tamirlere tedavilere doktorlara avukatlara yalvar yakar mahrum aciz ve muhtaclik duyar. Sonra da hani var ya…
    „ Ammmaaaaan irbaaam lan, hasdiyim hasdiyim, hasdiyim diyon, hergün aksam da sarilip öpüsüp sevissek diye saatler sayiyon „ durumu gibisine matrak maskaralar devsirir dönüsür intihardaki zivana.
    Buranin ismi bu yüzden SIS CINGIRAGI veya KIYAMET SORENI`de olabilirdi. Öbür taraftan -romanciyi ikili rolde yoruldukca yedegiyle degistiren alisagelmislikle- SERVANTEZ`in ikinci oglu Sanca Panco`nun tenekeden sapkasi var miydi yok muydu cok da önei yok…!
    Ama MARIA PUDER`in bu duvari, BASKI`nin GRAVITILER püskürterek modern köleligin anlasmali sokak cocugu yaramazligiyla markalasmis yapay, sanal, sahte, soyut karalayip boyadigi onca zibillikten cok daha gercek, samimi ve sahici burasi. Bu yüzden de hic olmadigi kadar ortak paylasimin sevincine dair, aklimi fikrimi zihnimi ötemi berimi büyük bir mutlulukla yorarak, gelip gitmeleri hic gocunup yüksünmeksizin kendi semt sokak ve evsinmisligimden biliyorum burasini.
    PUDER`e saygi sevgi selamla.

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Zaten bilgiden delirmiş gibiler.

    Başhekimi kim?

    Tam benlik bura arada uğrarım:)))
    Kimse duymasın, az buçuk bende de var…

  • Maria Puder
    Maria Puder

    Asla


    :)))

  • Ata Kızı
    Ata Kızı

    Eee bu tımarhanenin delileri taburcu mu oldu?

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca 31.05.2023 - 18:23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ...
    IKiNCi YENiYLE ÖZDES CÖKÜS ve CÜRÜME SÜRECi 2
    …….
    Toplumlarin ortak akil fikir hafiza bllek bilinc dil konusma iletisim kazanim ve paylasimlarini nitelikli, cagdas, kalici , gercekci , inandirici ve samimi huzur güven ve istikrara baglayip büyüten en baslica servet zenginliginin basinda Kültür-Sanatin geldigi, degismez ilkelerin degisen kosullara dayanikli direncli bagisikligi saglayici onur hak adalet saygi sevgi ahlak cesaret özgürlük dürüstlk dogruluk liyakat özgüven gibi sayisiz degerler toplaminin bilimsel egitimliligiyle kiside ne kadar kimlik kazanan karakterlilige direk ve dogrudan ilintilidir.

    Yorucu zahmetlerinden üsenip yüksünmeksizin kisiyi kendi özgür iradesine egitip ögreten HUKUKUN ÜSTÜNLÜGÜ ilkeselligiyle cevresine dogasina gecmisine gelecegine toplumuna dünyaya insanliga ve deneyimli degerler birikimlisi kendisine her konuda sorgulayan akil fikir idrak dirayet duygu düsünce - yol yöntem bulmada hic bir zorluk cekmeyen- ve algilarin sahibi insan degerliligi, ögrenerek büyüdügü hayatin hic bir kör kurak kirlenme bozulma dayatma rüsvet pirim tehdit baskilama ve etkilesimlerinde takilip kalmayan özgün, duyarli, titiz, saygin, onurlu, kararli, azimli, inancli, birikimli, hünerli, becerikli, ve donanimli zenginligin kimligini yasar ve yasatir.

    Aksi haldeyse bellek ve bilinc altina özenle narkozlanmis UYUSTURUCU ve ALISTIRICI afyonlarla, kolay yidilip güdülebilirligin gördügü duydugu baktigi bildigine veya bire bir taniklik ettiine dahi kendi varlik bildirimi ve özgür iradesi olmayan buyrulmus kodlamalar esaretinnde kökten kapalililigin, GERCEKLIK DUYGU DEGER ve DÜSÜNCELERiNi kaybetmis, hic bir kosulda itirazi tepkisi sorgulamasi mümkünsüz yozlasmalarin ve körelmelerin kulu kurbanidir insan.

    Böylesi durumlarin her kosulda isler calisir ve gecer akcesi ve yakit tanki, herkesin hic bir toplumsal yasam ortakligini dikkate degere almayarak icabina keyfine nasil geliyorsa, basina buyruk kendince dogrularinin kul kurbanligina saplanip dayatarak, sonu gelmeyen bozulma parcalanma soguma ve kopuslarin bütün degerleri yerle bir olmus ve herkesin birbirine kendini baskiladigi gecimsiz mutsuz dengesiz düzensiz insan sekilci sembolcü güc gösteris bagimlisi özenti tipini ve doyumsuzluk iliskilerini hortlaklasir insanlik dünyasi ve toplumsal hayat.

    Sanayinin endüstrileserek koldan yandan bütün kosullari kendine baglayarak Tüketim Cilginligini körükleyeren kiyametlere ilerlemesi ve sanatin ilimin kültürün bilimin teknolojinin satilik söhretlilige zirve yapmasiyla insan duyarliligina dar hic birseyi sag diri saglam ve hayatta birakmayan bütün bu yikim tahsilati, daha da sarmal sapkin acimasiz soyut yapay sahte ve azgin iliskilerle, kurulu tezgahta algisi ilgisi kökten beri kundaklanip kodlanmis KUL KURBANLARIYLA birlikte alip satanlarin soygun sömürü vampirligine ve asosyal tüccarligina servet kaynakligi eder.

    Yalanlarla alisip avunarak seyrettigi dünyayi ve hayati yikima sürüklenisini uzaktan seyretmenin suni tenefüslü nester atma isine soyunup girisen TANZIMAT´la birlikte, Emirgan`lardan Gülhanelere Saray ve Saltanat Bahcelerinde okunan ( fermanlari okuyan ne Türkiye Cumhuriyet`ydi ne Atatürk ) yenilgi buyruklari nitelikli Humayunlar ve Fermanlar`la beraber, Sinasi-Namik Kemal cabalariyla TERCÜNAN-I AHVAL kendine göre dilde yazida yük ve yükümlülük üstlendi.
    Yikimin önlenemez topuklayip gidisini bu damarlara bagli ZIYA PASA artik köklesmis urlasmis yerlesik ve yaygin Dogu-Bati, yergiyle övgü, ilimle cehalet, ihmalle imar, haramla adaletin, ihanetle dogru dürüstlügün temel celiskilerine dayali keskin ayirdimini gözledigi yasadigi ve taniklik ettigi gerceklige dair yazdigi Gazelde :
    „ Diyar-i küffari gezdim beldeler kesaneler gördüm
    Dolastim mülk-i islam`i bütün viraneler gördüm
    ….
    Cihan namindaki bir maktel-i ama yolum düsdü
    Hükümet derler anda bir nice sal-haneler gördüm „

    Gazel, sürükleyip götüren korkunc ve kacinilmaz yikimin buhranli bunalimli girdaplarinda bogulmus tükenmis insan tanikligiyla, duygusunu düsüncesini kime ve nereye yazacagini bilmeden derin dipsiz karalik vilinmez belirsiz kivranip duran boslugun hali diliyle, yikim günleri cekip sürükledikce yaklasan felaket ve kiyametin habercisi - acidigi yerleri henüz duyarak yasayan insan kalbiyle- niteligindedir.

    Ordan ötesi, ilerisi arkasi gerisiyse …:
    Diledigi renge istedigi cismi boyayip süsleyen, tarifi tanimsiz anlamsiz ve avareliklerle dolu sekli surati davranisi kendini tarif etmeyen maskesini mahluklugunu; her yetkiye sahip olanlarin sergiledigi yoksul sefil baskilayan yozlastiran özenti ve imrenti esaretindeki, „ ben böyle yaptim bozdum sen kendinden sana ne, „ zorbaligini ve despotlugunu dayatarak; yalandan polümden uyarli ayarli muhalifligin önce üstün körü karsi cikip, sonra insanlarin sefaletle süründügü beklentilerini hep yenilgiyle sonuclanan siyasi tezgahta bosa cikararak kaniksanmis sürekli kayip yitik yikim ve degersizlik bagisikligini oldugu gibi kabullendiren siyasi istismarciligiyla, her haydut harami dayatmasina dolaysiz ve direk ortaklikla destek ve yardimci oldugu…
    Her deneyim ve birikim, kaniksanmis aliskanliklarin besleyen barindiran BAGISIKLIGINI örer dokur gelistirir ve donatir. Olumlu veya olumsuz gerekcelendiren bahanesi ne olursa olsun Adanmislik, körü körüne kul kurban olmalarin sürekli alt yapisi saglanm ölümcüllerini yasayarak provali deneyimli yokluk ysefalet aci keder kaygi korku endise gibi ve pek coklarina narkozlanmis bilinc alti dolgulari yapilip yerlestirilerek - morg hali süreklilik arzeden – operasyon sancisini bile hissetmeyen; cinnetini kahrini kederini cilesini zavalliligini överek vazgecilmez yasam nafakasi sayip bilmeye fakir fukaraligi kutsayanlarin soygun vurgun sömürü talan ve yagma gözdesi olmayi kendine onurdan ve itibardan sayar.
    Cay simit muhasebesiyle milyarlar tirilyarderlerin servetine sarayliligina mezun olup terfiye edenlerin nerde ne zaman neye kirilma bozulma dagilma veya sonsuza kadar tepkisiz sessiz tanri bildigi yagmaci sömürücü vurguncu yolsuz haksizlik sultasina ve imtiyazli haramilige ADANMISLIGA ebediyyen özel operasyonlarla akli fikri iradesi bellegi bilinci hafizasi uyumlu kulluk kölelige sartsiz kosulsuz baglilikla narkozlanarak ( kendi gecmislerinden geldikleri yeri, yüksek ücretli Bop tezgahina özel sosyoloji ve pedagoji danismanlarinin da toplumsal kaynamalarda olup bitenlerden okuyarak ekleme ulamalarlar tavsiye telkin ve tembihlerde bulundugu ) egilip büküleceklerini cok iyi billenlerin, ebediyyen kul kurbanliga adanmislara cay simit sefaletini cilesini yoksullugunu haktan revadan tesis tayin iskan ve terbiye ettigine gücenip gocunmazlar bile…

    MAKBER…Ziya Pasa`nin yol ve menzil verdigi ve olacaklarin önceden sezgileyen ileri asamasina ön gördügü derin diplerde savrulmanin kapidan esikten hic bir saglam yerini birakmayan ülke toplum dil kültür iletisim güvenlik yagma yikimlarinin dayanmis gelmis catmis ve herseyin artik sürükleyen yere devrilip bosalmaya dogru izdiham halini aldigina bütün yogunluguyla yasanilip hissedilen, artik cerrah lokman bilmez -dinlemezlik komasidir.

    Osmanli`nin ne dogu ne bati yeri meskeni belirsiz sürekli yenilgilerle ice dogru ezilip büzülen kol damar toprak cekilmelerinde sosyal-siyasal her türlü hayatin elden kayip gittigi, insan kaybi en basta ilimle ihanetin, celiskisini tarif etmekte akil sir erdiremeyen kesintisiz cöküs ve yikilis zirvesidir orasi.

    Hani derler ya, `bükemedigin bilegi öpmek..` ten olsa gerek, ilim getirsin diye devletin yolladigi aydin bilgili egitimlilerinin ya kerhane -meyhane hovardaligina kendini verip insanlik iflasiyla geri döndügü; veya gezdigi gördügüne hayran ve hasta kalarak; ilahligina tapinararak afyonlanip ipnotize olduklari sekilleri, suretleri, akimlari, tarzlari, türleri, dekorlari ve özentileri kedilerine acaip SIR KÜPLÜLÜGÜ vakfederek sonsuz yikilisin ve dipsiz karanligin yanar-söner isildakligini yüklenir getirirler , sefil gidip de fiyakali forslu dönenler.
    Böyle bir yikik bina, sefil insan, yilgin toplum ve degerler komasinda ören haneler muhtacliginin cerci ve carsi cilingirlerinden biridir ABDÜL HAK HAMiT TARHAN. Devlet kademesinde seckin Aile ortaminin sagladigi imkanlarla Dogu-Bati hatti ve hudutsuzlugunda cok yer gezmis görmüs dolasmis, cagdaslari olanlari bilhassa gelenegi hic bozmayarak Fransizlar`dan cok sey okumus cevirmis yazmis yayinlamis, kendisi de devlet admliligini babadan kalan miras`la her yetkiyi yasadigi hayatin sürükleyiciligine göre eksiksiz limitsiz kullanmis; ilk evliligi ve karisi Fatma henüz on üc yasinda kiz cocugudur .
    Sonralari önüne gelene evlilik arkadaslik izdivac teklif taltiflariyla, Hindistan`da kaybettigini Belcika`da bularak; Ingiltere`yi kendine ikinci vatan bilmis ve konuslanmis. Hatta öyle ki, tiyatro yazarak Edebiyat girisi yaptigi ve kurguladigi hikayelerinde üst düzey zümrelerinden baska hic kimsenin olmadigi kapali ve ic mekan istanbullulugunun zamanla siir`e dönüstügü, toplumsuz aidiyetsiz kendinden ibaret ve kendisiyle bildigi yanlislarin dogruluk sanrilarini sinir ufuk tanimadigi, utta ihtiyatta öylesine ilerilere gider ki Tarhan; anlasarak bosandigi Belcika`li kadina kadin baskasiyla evlilik yaptiktan sonra ekrar müsteri olurken kadin`la kendisinin arasindaki yas farki otuz küsürlrin cok üstündedir. Ve hayatindan ölerek eksilen her kadina tekrar tekrar MAKBER yazip yaymak istemistir. Cünkü her ne kadar seckin özel üst düzeylilige soyutlayan hayat tarzinin dibinde odaciklarinda korunakli bir hayatin kalemsörü ve devlet erkancisi olsa da, yasanan yikim öylesine catirdayip homurdanmaktadir ki, her yeri mezarlik Makber zindanindan baska, yazacak maddesi ve malzemesi yoktur Tarhan`in

    Türk Edebiyat Sanat ve Siyasetinde SEMBOLCÜLÜGÜN FRANSA`sini kendilerine tapinak bilen IKINCI YENI gelisim dönüsüm sürecini, Ahmet Hasim, Hamdullah Suphi, Ali Canip Yöntem, Mehmet Behcet, Yakup Kadri Karaosmanoglu , Izzet Melih ve pen coklarinin , Edebiyati Cedide`sinden FECRI-ATi`cilerin asli sembolistligine ön taksit e taksim gecisleri yapan Abdulhak Hamit Tarhan; delik desik yenilgiler ve yikimlar sürecindeki kurulu nizamin mihenk taslarindan biriydi.
    Ömrünün sonunuysa Türkiye Cumhuriyeti meclis binasinin SENATÖRLER kabinesinde son evliligini dünya turu yaptiktan sonra Türk bayanla bitirerek sonlandirildi. Makber`i yorup incelemeden önce Fransiz sembolist etkilesimcilerinden ve MERDIYEN.iyle ünlü ve BAUDELAIRE -Valleriy animsatmali Ahmet Hasim…

    YOLLAR `siirinden bir bölmdür..:
    Bir lamba hüznüyle
    Kisildi altin ufuklarda aksamin günesi
    Söndö gölgelerde aks-i girye-vesi
    Gecenin avdet- i sukunüyöle

    Yollar
    Ki gider kimsesiz, tehi, ebedi
    Yollar
    Hep birer hatti-pür-sukut oldu
    Aksamin sine-i gubarinda

    Onlar
    Hangi bir belde-i hayale gider
    Böyle sessiz ve kimsesiz simdi

    Meftur
    Ve mühteriz yine bir nefha- yi hayal esiyor
    Bu nefha dallari bi-tab ü bi-mecal uyutur
    Sonra eyler giyahi nalende
    Sonra agus- i ufk icinde ölür

    Ey kalb
    Seni öldürmesin bu saye- i seb
    Iste, bir dest-i sahir ü mahfi
    Sana nur-i nucumu indirdi



    Mskber degilse bile, Makber`e yakin püryasin perisanligin hali dilidir Yollar`da neyi nereye baglayip götürecegini bilmeyen sembollere ve simgelere signarak, suskunlugunu her yere dagitip sacan elem keder bogumlsrindaki Ahmet Hasim
    ABDUL Hak Hamit Tarhan Makber` ine yakin bakip irdeleyen yazinin diger ileriki sayfasinda devam dilek ve düsüncesiyle.

    Seyfi Karaca…………Mayis / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca 31.05.2023 - 14:57

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    ….
    SECiLiP SECMEMEYE DAiR KISACA EZCÜMLETEN 3
    …..
    Secim sonuclarini kutlayip hileymis dümenmisine bakmaksizin ktebrik etmeye alfabetik sirasini bile beklemeden kutlayanlar kuyruguna gecenlerin basinda Amerika, Avrupa, Rusya; Arap Cemiyet ve Cemahiriyesi, Rus ve daha nice niceleri, …menfaat öncelikli ortak ittifakta hizaya -nizama durmuslar, hic sasirmamak kaydiyla, iyi mi…?!
    Ortada akil vicdan irade onur aklak hukuk sorumluluk bilinc bellek dil kültür tarih cografya aydinlik huzur refah güven samimiyet yakinlik taniklik ve dogru dürüstlük adina ne din kalmis ne iman ne yol ne ilim ne irfan; sadece adandigi korku karanlik ve yozlasmalarla besleyenlerin her yaptigini tanrisal hükümle bütün zorba hükümrnliklarina kosulsuz sartsiz din imam ve kimlik dolguamasi olarak günlük yasadigi sürüncemelerde harcayip tüketen.
    Sineklerin cogalmasi, orda varolan kimi yatkin yapi veya doku uygunlugunun yahut kendini birakip terketmisligin kirlenmeye mikroplasmaya cürümeye kokusmaya sinmis alismis yerlesmis ve `dokunmayin karneval tüttrüren nargile konusan keyfine yalan dolan dünyanin ` hallicesinin daim ve düp düzgünlügüyle de cok yakin ilgili alakaliligi vardir. Sabun ...haci sakir de olsa sabun, veya daha neleeer nelerin yanisirasina, bitlenmeyi cogaltacak konum degisimleri olmasi gerekir imdata müskül verandanin. Uzatmadan siire katki bildireyim isteedim. En samimi saygi selamlarimla.

    Sorgulamakla ADANMISLIK arasindaki farkliligi ve farkindaligi saglikli saygin özgür duyarli bilgili cesur yetkin olgun ve hic bir kiskirtan KUL KURBANLIK buyrukluguna kapilmaksizin; bütün ön yargili saplanti yobazlik ve BAGNAZLIKLARINDAN kurtulmus; ve hayatin somut gerceklerinden - hic bir POLYANACILIK GÜZELLEMESINE kapilip gitmeksizin - ayrilip kopmayan deneyimli gözlemli birikimli katilimci akil fikir ve MANTIK ÖNERMELERiYLE irdeleyip düsünerek algilayabilen dinamigin, diyalogun ve DIYALEKTiGiN ihtiyac duydugu acik yürekli ve aydin görüslü cabanin emegin sorumlulugun gayretin duyarliligin yolun yöntemin YASAM MÜCADELESi BAGLAMINDA hakkini hukukunu geregiyle vermenin üstesinden ancak gelinebilecek bireysel irade ve toplumsal OLGUDUR dogru -dürüstlügü iktidar kilmanin siyasal sosyal ekonomik kültürel her konu basligina ilskin hayati derecede ilkesel ve bilimsel temel dayanaklari..
    Fakat gerek Fethul Metal gerekse Pekaka ACILIM KOALISYONLARI sirasinda güvenlik güclerine kahir küfür lanetler yagdiriran güruh ve kalabaliklara `megri megri`pilaklari caldiran meydanlarda „ onlara sakin dokunmayin „ görevlendirildigi yagma yikim hesap kitap muhasebesine maahsuz yüksek voltajli emir- buyruk talimatiyla hudut sinir serbest gecis ve hendek kazitma mahkemeleri kurarken BOP; her yaptigini asla sorgulanamaz mutlak kutsallikla kökten kundaktan ilgisi davranisi karari ve ön yargisi hic degismez bilenmis ve ADANMIS kalabaliklarin suskunuguna; „ halkimiza dogrulari anlatarak secimini ve teveccühünü kazanacagiz „ miskin müsait mülayim pasifleme polyanaciligi, olsa olsa düzeni devrani tümden temelden bozulmus islevsizlesmis toplumsal hassasiyete kendi hüner ve meziyetini baskasina YAFTALAYARAK topyekün degerler yikim yagma istismarciligina cöküp cullanan keyfi hükümranlik sürecine katki sunup sevckin deneklik etmekten baska hic bir yaptirim etkisi ve paydasi yoktur.

    Nitekim de, Istifi ütüsü cilasi cakasi fiyakasi bozulmayan miskin mülayimlikle kazanilmadiydi Türkiye Cumhuriyeti ülkesi toplumu ilkeleri ve degerleri. Türban cigirtkanliklariyla sokak meydan cadde salon her yerde BOP ESBASKANLIGINI iktidar etmenin foyasi maskesi ve arac gerecleriyle, Fatih Altayli veya Ertugrul Özkök`lerin piyasasini kizistirdigi HOLDiNGLER MEDYASI`nin rozet Atatürkcülügü; ayni ortak cikarciligin sadece ganimete odakli yagma yikimlari önemseyip nceleyen ve maddesi kimyasi BOP`lara tezgah ikiyüzlü markasi ve madolyocuguydu…

    Bütün onlar bunlar ötekiler ve diger sebep nedenselliklere ragmen, ülke insaninin – sandik sonuclari her nasil ve nedense hep elli ikiye kirksekizlerde Elon Mask ve Bil Gates bilgi sayimlarina cakili, donuk ve sabit kaldigi- toplam yarisinin degisim dönüsüm karariligi miladina, sadece yüzde bes gibiye tozuna kirine zahmetine üsenip bakmaksizin - elestirdigi ötekinden ROL MODELCiLIGI veya poz fiyaka ahkam kesme taklitciligi yapmak yerine- etkin bilgili samimi gercekci azimli kararli durusu davranisi tahlili ve mücadelesi gerekiyordu inandiriciigi olmasi gereken muhalefetin.

    Tümüyle vurguncu soyguncu cikar ortakcilr toplami dis ve ic güclerin dayanak destek kaynak yatirim ve imkanlarinda eger ki hileli hurdali secimin bastan sonucu belliligiyle mümkün degildiyse, tüm hurs ve ihtiraslarindan siyrilarak dogru dürüstlügün gerektirdigi acik yüreklilige cikip „ bu yogun bakimli arizali hurdali dümenli kusurlu sartlarda secmek ve secilmenin imkani mümkünü yoktur „ demeyi onur sayip bilmeliydi kendinden umutlananlarin beklentisini bosa ve sürekli yenilmislige doyurup kandirmaksizin elestirdiginin farklisi oldugunu idda eden muhalefet.

    Öyle olmadigi gibi, „vtoplumun sikayetlerini tekrar topluma aglayip sizlayarak iade etmeyi ve adanmis köktencilerin numaralanmis formatlarindan maci kazanacak rica minnet dilenmeyi yegleyerek, sonucu bilinen ve belli BOP istikametinde sür saltantligi ebediyyen diledigi keyfiyete konuslandirmaya yikila düse vara gide , „ eeeey millet, beni telofona kilitlediler, sesim gelmiyor gitmiyor sesim, duyan gören varsa gelsin bu zindandan beni kurtarsin „ sinyallesmeleri sirasinda, binadan binaya senelerce siritan yalanci gülümseyislerle, tokalasmayi cumhiriyeti eski ayarlarina kurtarmak olarak siyasi ahkam reklam gösterislerinde bulunup; ve ingiliz The TELGRAF ajandasinin „ Türkiye secimini yapti ve tüm Amerika-Avrupa derin ve rahat bir nefes aldi ` yorumunu sanki „ bizim oglanlar cok güzel isler becerdi „ Oniki Eylül repligini hatirlatan tekerrür tekrarlar araligindan, sessiz sedasizliga silinip kayboluverdi gitti Bop mülayim ve müdavimi muhalefet..

    Ne diyelim….dediydik ya daha evvelce, `Karaman`in koyunuuuuu, sonra cikar oyunu ` öyleydi böyleydi ubbusuyla gubbusyla, tepe tepe kullanilan yahut kullananlara evrakiyla esgaliyle malum mevcut yekun herkese hayirli ugurlu olsundan baska ne diyelim..! Böylelikle dürüp kilitleyip kapatiyorum muammasi muglak bulanik ve malum konuyu.

    Seyfi Karaca…….Haziran / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca 30.05.2023 - 14:35

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ..
    SECiLiP SECMEMEYE DAiR KISACA EZCÜMLETEN 2
    ….
    Yapay Zeka caginin herseyi paraya ölcüp endeksledigi ve hic birseyi alinir veya satilabilir modern kul köle serbest piyasa pazarinda korunakli istisnasiyliga muhaf tutulmadigi sanal soyut sahte etiketlesme esyalasma ve markalasma özentileri bagimliliginin muhtac mecbur tüketicisi olarak; tutsakliginda ezile üzüle bunalip bogularak biriktirdigi ve günden güne bogustugu hektik siddet kaygi endise korku kusku güvensizlik belirsizlik gecimsizlik mutsuzluk iltihaplasmalariyla kullanimsiz itibarsiz ilgisiz kayitsiz ve islevsiz hale geldigi akildan saygidan duygudan düsünceden iradeden dilden kültürden sorumluluktan onurdan inanctan sogulup soguyarak kaybettigi konusma dilini ve sorgulama duyarliligini ardindan yetisemedigi huzur ave sakinlige bir türlü cikamayarak, bütün dert sorun bela bunalim buhran acmaz tikanmis saplanmisliklarda cürüyüp kokusmaya yükledigi cinnet birikintilerini taaa kundaktan itibaren kiskirtan ve kundaklayan köktenciligin adanmis militanligi veya fanatikligiyle, kolayca doldurusa gelen kontrolsüz yikim bosalmalari sirasinda hic bir dehset nefret kin ayrisma kutuplasma catisma yönelme ve odaklanmalari sirasinda akil fikir vicdan dogruluk dürüstlük hesap ve muhasebesini yapmayan bir gözü dönmüslpk izdihami depren ve tufan halindedir insan.

    Böyle olunca da, sefalet yoksulluk keder kaygi yetersizlik zavallilik KAN BAGIYLA adanmis oldugunun bütün ezen üzen yoksunlastirici mutsuzluklarini ve gecimsizliklerini ayricalikli imtiyazlarla hayatin her alaninda sorgusuz sualsiz her yetkiye TANRILASTIRDIGI ORTAK CIKAR GÜRÜHU tarafindan kendine lütfedilmis kutsanmis ödül takdir ve ulasilabilecek en yüksek mertebel ( bu dünyada cektiklerinin öte dünyalarina hazir yatirimli ilahi yücelik olarak gören bilen inanan ) esi benzeri bulunmaz mükafatin zenginligi olarak yüklendigi hayatin hic bir acisini eziyetini görüp duymaksizin ; ve gerek yagma gerek yikim her yapilani Kutlu Dava markasi altinda Cihat Savasimi`nin ilahi ganimeti olarak soyana calana sömürene hak reva mübah ve mesru görerek, kul kulbarligi ugruna dünya ve insanlik iletisim deger ve kiymetlerinin tümünden vaz gecerek buyruldugu, kiskirtildigi ve adandigi kutsalina dokundurmadigi bütün olumsuzluklarini sürünüp sürüklenmekte zerre kadar tezatlik acaiplik hukuksuzluk yolsuzluk aykirilik ahlaksizlik mantiksizlik ve terslik görmez adandigi saplantilarin bagimli güdümlüsü toplum veya topluluklar. Bu düz konak cereyanlasma ve akintilarinda iradesiz yetkisiz pesin kükümlülügün yidip güttükleriyle sarsilip birikmis yigilmis ayristirici kundaklayici ve kutuplastirici kin nefret öfke ve yozlasmisliklarini kendilerine sartlandirilan odaklara ve kiskirtmalara körü körüne yikip bosaltirlarken yigin yigin dert sorun sefalet kann bagiyla kutsalina dokundurtmamaya kul kurban kalabaliklar; en az Pekaka kadar tehlikeli Acilimlarin kurup devirdigi masayi zamaninda olagan ve dogal saydiklari gibi, küresel vampir- emperyallerin icabin geregine göre kullanip devre disi biraktiklari dünyanin bütün BOP baslikli isbirlikciligine mahsus catisma ve isgalleri yolundaki kiralik katilleri AFGAN, LIBYA, SURiYE ve nice nicelerinin milyonlara varan MÜLTECI iSGALLERiNiN ilerde acacagi her türlü yikim talan bölme ve parcalama fiil ve falieterine zerre kadar umursamayan secim zaferi sarhoslugu naralari bagirip cagirdi.
    Yapan yikan yagmalayanlarin toplum ülke devlet mülküne cöküp cöreklenmeleriyle hep icraat faaliyt dosya ve faili bilinenlerini yanina kazanc hanesi olarak servet saltanat milyarderleri olarak kaldiklarini kurumsallastirarak..
    Ve bu ugurda, „ haksiz hukuksuz dengesiz bütün kurum birim devlet ülke ve toplum imkanlarini tek elinde toplayan sulta hükümranliginda var olan olumsuzluklar giderilmedigi sart ve kosullarda asla secim yapilmasi mümkün degildir „ diyemeyen hantal, mülayim, münasip, ait ve BOP YEDEGI muhalif kanadin, en az sucladiklari otoriter yapi kadar yerini ve konumunu her sartta sonuna kadar muhafaza ederek kendinden baska hic bir baskaca olguya duyarliliga veya yetkiye firsat ve imkan tanimayan ve despotlukta BOP yaziliminin bütün niteliklerini karakterinde tasiyan; ve sürekli kaybedrek ADAMA yenilmez yikilmaz ünvanini kazandirirken, kendinden umut cözüm care adalet hukuk liyakat ilim bilim gibi CUMHURiYET`e yeniden degisim dönüsümler bekleyenlerin hakkini umudunu saygisini secimini tercihini bosa cikararak sinirsiz sonsuz degismezligin umutsuzlugunu yenilmisligini tükenmisligini carsizligini terbiye edip asilarken; gayet DOGRU DÜRÜST olmayarak mülayim ve sakin ve bop ayarina uygun ve hatta kendi partilerinde dahi onlarcasinin kaypat ve kiralik islerin getir götür islerinde ödev görev ve vazife aldigi, sonucu bastan belli yenilgilerin bir yenisini daha ögretti uyguladi ve terbiye etti gitti.
    Iradesiyle sectigini sayip bilenlere , sefalinin kann bagina adanmis ligini bosaltip yikarken `karamanin koyunu, sonra cikar oyunu ` atalardan kalma cevapla, hayirli ugurlu olsun ve tepe tepe kullansin. Ne yiyelim…!

    Seyfi Karaca…..MAyis / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca 29.05.2023 - 15:25

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca

    ….
    SECiLiP SECMEMEYE DAiR KISACA EZCÜMLETEN
    ….
    Sorgulamakla ADANMAK keskin ayrimi ve kritik esigidir, hayatin öznesi nesnesi yüklemi tümleci zarfi sifati zamiri ve dolayli dolaysiz cümle alem toplumsal devran döngülerini belirleyip yönlendiren ve yöneten aslolanlar ilkeselligi..

    Cok uzatmadan , secmece karpuz kelek kavun üzüm incir turp veya SOGAN tezgahlarinin bile baktigini gördügünü bildigini kokladigini yokladigini ve begendigini his duygu sezgi akil fikir ve kararlilikla özgür iradeli TERCiHE `onu degil ötekini istiyorum ` diyebilen ayirdimin tenkit tahlil gözlem irdeleme takdir kabul ve itiraz yetkisiyle ölcüyü tartiyi düzeni ve dengeyi tayin etmede kisiye taninmis hic bir kisitlayici engelsiz ve sinirsiz hak hukuk sahiplliligi tanirken…

    Siyasi sosyal kültürel ekonomik ve tüm diger yasam alanlarinda kisiye taninmis yasama hakkiyla bire bir özdes HUKUKUN ÜSTÜNLÜGÜ birikimi kazanimi deneyimi kimligi ve karakteriyle, sayisiz kere tüm bunlardan yoksun BOPLATIP HOPLATAN olaganüstü zorluklarin bütün hileli arizali sandik secmecesi oyunlariyla engelleyiyen kisitlayan perdeleyen ahkam kesen veya istismar eden tüm imkan olanak ve kaynaklarin kiyassiz dengesiz sayisiz kere toplumsal beklentileri bütün kilitlendigi ve saplandigi yerde bosa cikarmanin olagan dürüst dogru söylemleriyle ; yani bozuk bir yolu düzgün bir aracla onurun huzurun adaletin toplumsal iradeyi yücelterek basa cikarilmasi asla mümkün olmayacagini görüp bilip farketmesi gerekirdi, mevcut iktidara tam tersiyle talip oldugu iddasini askida birakan MUHALEFET.

    Muhalefet dedim de…
    Olaganüstü yikim ve yagmalari olagan siradan, mülayim ve mevcut durumun tam da gökte ararken Altili Masa`da buldugu, hepsi sadece mikrofon veya binde bir ekran meydan sosyeteligi olmak disinda hicbir emek zahmet mücadele yormayan CAKAR ISILDAKLI lükslerinin, sayisiz kere ayni hileli hurdali secim kaybetme deneyimini GELENEK HALiNE getirmisligin muazzam ve muntazam donanimli BOP isbirlikcisi ve yedek paydasi oldugunu; kurulan haksiz hukuksuz yolsuz ve kanunsuz düzensizliklere eften püsten mahcup mülayim ; ama hic de hic kimsenin imtiyazli ayricalikli söhretli ünvanligini ve ortama uyar kaymagi kiyak rahatini ürkütüp bozmaksizin her bozgunu ve dayatmayi sindire sindire geri cekilerek kesintisiz kaybetmenin yenilmisligini, ezikligini, caresizligini, iradesizligini, yetersizligini, mahkumlugunu, beceriksizligini ve mevcut bozulmalarin hic bir sartta degismez imkansizligini ve mümkünsüzlügünü tüm beklentileriyle bosa cikardigi toplumsal yiginlara yedire sindire Muhalefet..

    Kendine yüklenmis her iradesiz yetkisiz ve islevsizligin bütün hassas diri sag ve duyarli damarlarini koparip tikayarak, yenilgilerinden SORGULAYARAK cikarimlayamadigi akil fikir yol ilim bilgi beceri irade algi imkan firsat etki yetki sahibi olmak yerine; sefaletiyle sorunuyla derdiyle kederiyle kaygisiyla zorlu belali hayati sürünüp sürüklenmekten hic gocunup yüksenmeyen; dorgu yanlislarin ölcüsünü kendine aciisiyla zehirlenip avunan siginaklar terbiye edenlere kökten ve kundaktan beri adanmisligin özeline mahremine aidiyetine ve kutsalina dokunuluyormus gibi kutuplastiran kabuklar icinde herseye kapatip kilitleyen toplum kesimlerinden kendi kaderine terkedilmis sandiklarda özgür iradeli secimler umunan Muhalefet…
    Olaganüstü yagma yikim kosullarinda olagan ve siradan mülayim ve müsait söylemlerle sinirli kalarak; kurulu tezgahin siradaki BOP iskambil karma karisik oyununu kaybedecegi kesindi.Suriyeli -Afganli cogunluktki Mültecilerin zafer sarhoslugu kutlamalariyla TRETE`nin capcanli renkli görüntülü reklam dikizine tahsis meydanlarin caddelerin ve sokaklarin secim sonucunu, Avrupa, Amerika, Arap, Rusya, Japon, Avusturalya, Cin…beklenildigi üzere kutlamakta izdiham olmanin kuyruk sirasina girdigi…

    Ne diyelim, madem lamiyla cimiyle tepe tepe kullanmaya secti begendi sonucuna vardi toplum, hayirli ugurlu olsun ne diyelim..! Muhalefet de artik bundan sonra booool bol yan gelip yatarak, artik coktan devre disi kalmis meclis mazbata mühür falan filanin, `biz olmasaydik haliniz tümden harapti ` langurt lungurt laf bulantisi cevirip calkalayarak endilerine Bop takiminda korunakli yer bulmanin parametrik kosu bandinda sahislarinda sonlandirdiklari toplumsal irade temsilini dibine kadar carkita cikarmanin söhretiyle, diledikleri gibi tezip tozabilirler bundan sonralarina.

    Seyfi Karaca…….Mayis / 23

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca 28.05.2023 - 14:51

  • Seyfi Karaca
    Seyfi Karaca


    SANATTAN SiYASETE IKINCi YENi CÖKÜS ve CÜRÜME SÜRECi

    Denge kavrami, duyarliligi ilgisi bilgisi farkindaligi hassasiyeti hic bozulmamis gercekligiyle, karsiliklik ilkesinin özgür adil gercekci hilesiz zorlamasiz ölcen tartan vazgecilmez zorunlulugunun yogunlugunu ve agirligini hayatin cekip cevirdigi ve insanligi özgün degerlerle tasidigi uyumlu - düzenlilige donatip denklestiren olgunun ürünüdür.
    Dengede INANILIR GÜVENiLIR itibar ve istikrarin besleyici -saglayici ilkesellige dair liste basi kural ve kaidesinden oldugu; tüm diger insanlik degerler bütününde oldugu gibi akil fikir EMEK zahmet duygu gaye kaygi sorumluluk ihtiyat özveri paylasim vicdan saygi sevgi duyarlilik tutarlilik onur bilgi beceri ve saymakla bitmeyenlerin özgün kiisilikle özgür iradede insan karsiligiyla hayat buldugu; azalan -artan etkisiyle olmasi ve saglanmasi durumunda ilimin bilimin egitimin ulasimin sagligin güvenin huzurun haysiyetin sayginin sevginin inancin itimatin ilginin merakin iletisimin dilin SANATIN ve EDEBIYATIN arastiran sorgulayan ve derinlemesine gözlemleyip deneyimleyen yüksek lisansli nitelikli ve kaliteli yol yöntem insan ve kaynak cesitliligiyle üretip paylasarak yasamanin ortak nabzidir DENGE DÜZEN.

    Olmamasi halindeyse sürekli azalan DENGE DÜZEN bozuluslarinin hep yegnilen veya agirlasan yitik kayip hantal kokusmus cürümüslerin toplumsal enkazina inanc itibar ilgi hukuk hak özgürlük özgüven adalet saygi hosgörü vicdan onur güven samimiyet tanimayan ; ve insanlarin bos bulunduklari yere sürekli kendinden hayattan toplumundan ve dünyadan vazgecmisligin siddetini korkusunu karanligini sinmisligini gerilimini körükleyip kiskirtip kolayca yidilir güdülebilir istismarlara bogarak `cay simit ` hesabiyla zavallilasmanin her türlüsüne artik cekip süründügü acilari eziyetleri soygunlari sefaletleri belalari dertleri ve sorunlari duyup hissetmeyecek kadar yozlastiran soygun sömürü bagimliliklari ve narkozlariyla bogup sindirildigi ECiR_-SABIR cilekesligini mutsuz gecimsizliginin vazgecilmez istikrar zenginligi ve uyusum siginagi olarak gören toplumsal cinnete, cay simite talim yarattigi sorunlarin tüm degerler azalmasindan veya bir baska deyisle bozulan denge ve degerlerin keyfiyet liyakatsizi sahsi cikar düskünlügü kullaniminda toplanan sorgusuz yargisizliga yücetilmis kutsanmis sirket ve devlet sahibi olarak kendini TANRISAL gücte yetkide kudrette imkanda sultada mümkünde servette saltanatlikta ve hükümranlikta görenlerin hileli dalavereli TEZGAH VITRININE dönüsür; bellegi bilinci inanci egilimi ihtiyaci duygusu hafizasi kimligi iletisimi ve dolasimiyla sonsuz istismar hamasetciliginde en kullanisli kulluk kölelige itirazsiz kabulü yedirip yutturmanin cerrahi operasyonculugunu didikleyip deserek anlamini ve islevini yitiren dengeden düzenden sogumus ve soyutlanmis ilim bilim sanat kültür dil ve dagarcik.

    Bu bakimdan zamanla yesil kedi, siyah armut, mavi karpuz, zürafaya benzer karga, akrep kafali tilki, yüzen sehir, kici basi belli olmayan yan ile yen…alip götüren ve amansiz kiyameti sürükleyip getiren inzivada „ icimde birikenlerin cagirdigini disariya söküp dikerek, ister uysun ister uymasin kafama göre yazdim cizdim benzettim boyadim , kaplumbagaya güvercin, güvercine incir agaci dedim ve akla fikre ziyan hic bir itiraz dinlememeye boyali süslü noktayi caktim koydum bundan sana ne ?„ özetinin kisa ve ezcümlesidir; insanligi bugünkü haliyle kendi gercekliginden kopararak hayattan toplumdan dünyadan yilmis bezmis soygun sömürü patron tanrilarinin sartsiz kosulsuz itaatliliginin hic bir denge ve DEGERLER idraki iradesi ve katilimciligi olmaksizin kurulup bozulan tüketim tezgahinda sürekli tarz tip sekil degistirerek kendi karakteri akli fikri duygusu santi bilgisi becerisi dili konusmasi tepkisi kisiligi özgürlügü duyarliligi SECiMi tercihi yaptirimi etkisi yetkisi hassasiyeti ve haysiyeti olmaksizin dengesi düzeni bozulmus insanlik ölümünde sonsuz belirsiz dertler sorunlarin agirligini günden güne uyusarak ölmenin ihtiyac ve bagimlilik artirdigina ANLAMSIZLIGI yenilmisligi yilginligi bitkinligi tükenmisligi belayi siddeti ancak YAPAY ZEKA sifreleriyle bulabildigi ve kentsel dönüsümlü isaret SEMBOLLERiYLE konusup davrandigi insanlik intiharinin köken kaynagidir; Sanattan siyasete Ikinci Yeni Cürüme ve Cöküs süreci..
    Bugün artik özel dadiya, ihtiyar bilgeye, insan akil fikirli yol yöntem gösterici rehbere, yakin gercek ve samimi kilavuza ve hatta ana baba icerik ve islevine ihtiyac yok gibidir. Cünkü eski devr tarim toprak toplumunda aldigi gelini götürecek baska dünyasi olmadigi icin birbirine dayali ve ic ice halkalanmis genis aile kavraminin yasadigi dar( bilinir belli ) doga toplum cevre ve iletisim iliskileri disinda hic bir uzak öte hayat ufku olmadigin icin; saglam baglarla görenek -genenekci devri daim mirasin hali dili yolu ilgisi güvenci dayanagi fikri duygusu düsüncesi ve inanciyla herseyi birbirinden sorup danisarak ( IMECE ÖNCELiKLI ) sayesinde kendilerini koruyan kollayan huzur ve güvencede hissettikleri kültürel kurumsal kimlik birikim ve bellegini cogaltip büyütüyordu.

    Oysa simdi cocuklar kundaktan itibaren tüketim Pazar piyasasinin kusatip tutsak ettigi; baska da hic bir özgün irade secim tercih idrak algi iliski ve iletisime hic bir etki ve yetkilerinin olmadigi indirilmis programlarin yükleyen afyon artik cöp sanal suni ve zorunlu tüketim bagimliliklarinin tezgah ortasinda dogduklarinin muhtac mecbur kulluk köleligine müsteri olarak hayata basladigi yerde öldükleri kizilca kiyamet hirs ve yarislarinda özgürlük adalet dayanisma paylasma hak hukuk kültür sanat kimlik kisilik zenginliginden yoksun sürekli kusursuz hatasiz mükemmel ve birincisi olmak ugruna herkesin herkesi ayrisan kutuplamalarin soygun sömürü degersizleri olarak kiskirtildiklari kin ve nefret sarmalinda yiyip bitirdigi azap ve gazap cehenneminde -dogar dogmaz kundaktan baslayarak en sert cirkin azgin kopuk amansiz ve acimasiz dünyanin her bir halinden kendi kendisiyle kovulmus terkedilmislige haberdar edildigi- kimse kimsenin yakin samimi ilgili duyarli ve insani rehberligine ve kilavuzluguna ne ihtiyaci vardir ne ilgisini iletisimini kabullenip tasiyacak tahammül gücü.

    Cünkü en birincisi, mükkemmellik sonuncusu, kusursuzluk harikasi…diye ne bir söz vardir ne elem ne sanat ne siir ne edebiyat. Kim ki buna kapilir inanir aldanirsa insanligin en üstünü ve hic görülmemisi olma ugruna herseyle dövüsür satasir bozusur; böylelikle kendini ugrunda kamcilayip kudurttugu ve bogup bitirdigi sarmal dolambaclarina delik desik eden huzursuz yetersiz ve doyumsuz mutsuzluga yitip yok olarak inanip bir türlü kanaat getiremedigi hayattan ögrenemedigi basit gercekligin sonunu, ölüm ona eninde sonunda kacisi olmayan mutlaklikla eze eze eze ögretir.
    Yenilip yönetemedigi görgüsüzlügün tahammülsüzlügün doyumsuzluguna tatminsizligine hirsina tamahina gösterisine öfkesine nefretine bagli ve güdümlü azgin sapkinligin kulu kölesi olarak en zahmetsiz sorumsuz nefret dilini ve catisma kültürünü kundaklayip derinlestiren kayip yitik ve kargasa ablukasinda alistigi servet vurgun talan saltanat ve ganimetciliginin sonsuza kadar kalici ve yerlesik halini almasi icin ülkenin devletin ve toplumun tüm zenginlik ve birikiml kaynaklarini sahsi menfattine aktarip bindirmeye, kendi ihtiraslarinin disinda hic bir sosyal siyasal ekonomik ve kültürel kiyametin umrunda olmadigi fitneci fesatci ayristiran bogan baskilayan ezen sömüren acimasiz duyarsiz kayitdisi sorgusuz sualsiz ve liyakatsiz keyfiyet istismarlariyla ( asil dertleri davalari ülke mülkü ve insanlik deger birikimleri yagma yikimi olan ) odakli iliskilidirler; feristah fermanina bop mirasindan karakter kisilik vade ve programlanmis isbirlikci kuklaciligi takinan gürüh…

    Narkoz ve Istif atölyesini FRANSIZ SEMBOLISTLERINDEN bilhassa okudugunu tercüme ederek bize „ benden baska kimse yapmadi „ diyerek CEMAL SÜREYA-OKTAY RIFAT cekismesiyle tam bir yüksek devirli SERVETI FiNUN turbo dinamigini Yapay Zeka türübünlerine topuklayarak cinnet ciritliligiyle aktaran yerden baslar bu izdiham, inziva ve intihar kaynakciligin kökeni.

    Oraya gelmeden de, sadece tasvirlerle, tariflerle kime nerde ne diyecegini bilmeden yapay bir dilin sadece seckin zümrelere hapis ifadesizlik bicimselligini ve sekilselligini özeyip süsleyen DIVAN`türünü tikanmis bogulmus bocalamalardan hic cikmama kaydiyla, sözden yazidan ibaretliligi sonra ve daha sonra ilerleyen yüzyillarda tiyatro resim mimari heykeltraslik basliklarinda bütün kalip bezeme ve dekorlariyla devralarak BATI`dan arakladiklarini yasadiklari topluma asilayip aktarirken, yine sadece Bati`dan geleceklerle eraha huzura dirilige istikrara sagliga ve DENGEYE kavusacaginin iddasini misal siirin `SAiRI AZAMI ` olarak ün söhret ve imkan zengini yapilan `sanat sanat icindir`akli fikrine akli fikri sözü ve kalemi gömenlerden biriydi, kivranip döndügü kabiz ve kisirlikta kime ne nerde nicin nasil ne diyecegini bilemeden yazip okumanin ilkel yollarini `Ikinci Yeni´ ve IKiNCi CUMHURiYETCi`lere dogru dösemedeki kalemsörlerinden olarak tarihe gecen ABDÜL HAK HAMIT TARHAN…kimdir nedir nasildir; Makber örnegiyle yazinin devaminda desip didikleyecegim.

    Seyfi Karaca………Mayis / 23