Kültür Sanat Edebiyat Şiir

telefon sizce ne demek, telefon size neyi çağrıştırıyor?

telefon terimi Ger tarafından tarihinde eklendi

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Birgün,Amerika'daki her büyuk şehirde bir tane telefon olacaktır.(Graham Bell)

  • Nadir Gür
    Nadir Gür

    Onunla konuşmayı pek sevemediğim alet. Cep için olanları kanser yapıyormuş etrafa yaydığı radyasyonla :) Ama bizim bakan radyasyonlu çayı içti hiçbir şey olmadı...

  • Ayça Çavaş
    Ayça Çavaş

    duyulmayan..
    görülmeyen..
    şarjı olmayan..
    unutulan..
    şu sıralar alışılmaya çalışılan..
    bu aşamada karşı tarafa sabır dilenen..
    portakal renkli,komik bişiidir :))

    bide 6 yıllık olanları vardır,görülücektir işşala:Pp

  • Aysun Nirvana
    Aysun Nirvana

    sabit telefonlar cep telefonuna gore daha cazip..cunku sabit,bi yere gittigi yok.yerinde duruyor.bi kusur,efenime soylim bi yanlıs yapma gibi bi tehlike arzetmiyor.hem cep telefonunda oldugu gibi tus sesi ayarlarıda yok..hep otuyor.1 e basıyosun otuyor 9 a basıyosun,aa gene otuyor..insanı da gelistiriyor aynı zamanda.sanki bi muzik aleti gibi tuslarına basarak istedigimiz muzigi calabiliyoruz(ara notalar hariç) .hatta isi abartıp notaları aklında tutarak,sayılara esir olmadan numara ezberi yapan bile var olabiliyor(var.ayse teyze=kuzu kuzu,sutcu kadın=olmasa mektubun,nazmiye abla=gulsen oof off) .en cok evi ararken nail oluyorum o zevke.bulutsuzluk ozleminin bagdat kafesi gibi bisey cıkıyor.tabi sekizden sonraki ilk uc tus seri basılacak..yavastan basarsanız dogusun korkma daha biz genciz sarkısına donuyor..allah sonumu hayır etsin

  • Aliye
    Aliye

    bakmakla yükümlü olduğum makine
    ölse de kurtulsam :)

  • Birgül Meral
    Birgül Meral

    ışınlanma gibi bir şey. gülme! ..
    belki üç gün daha aklının ucundan geçmeyecekken üç gün hiç çıkmayabiliyorum senden..
    bir kez de sen başlatsan oyunu...

  • Hisamiddin Dinç
    Hisamiddin Dinç

    unutman gereken kişileri unutmanı engellemeye programlanmış meşguliyet robotu...

  • Lanet Herif
    Lanet Herif

    cep telefonumun çekmediği yerler diye bir şiir vardır.
    yine sıkça kullanılan nereye gitsem meşgul çaldım lafı...

    bir de beklemekle alakalıdır...

  • Sebnem Olcer
    Sebnem Olcer

    telefonun geçmişten günümüze kadar olan aşmaları ve fotoğrafları

  • Ece Özdemir
    Ece Özdemir

    Şikayet ederiz ama yine de onsuz bir hayatı düşünemeyiz... :)))
    Bırakın deseler, buna kim yanaşır....Denemek lazım... :)))

  • Nazlı Menşur
    Nazlı Menşur

    sevgili sayımdaki tek suçlu :)))

  • Sultan Fatih Yağcı
    Sultan Fatih Yağcı

    ' Türkiye'deki telefon şehir kodları listesine bakarsanız, birbirine komşu şehirlerin kodlarının çok farklı, kod numaraları yakın olan şehirlerin ise birbirlerinden çok uzak olduklarını görürsünüz.
    Bunun nedeni, kod sisteminin tuşlu telefonlar yaygınlaşmadan önce kadranlı telefonlara göre kurulmuş olmasıdır.
    Kadranlı telefonlarda 9'u çevirmek için, hizasındaki deliğe parmağınızı sokup, sonuna kadar kadranı çevirmeniz ve bırakmanız gerekiyordu. Kadran da otomatik olarak geri dönerek eski konumuna geliyor ve bir tek numara çevirme işlemi tamamlanıyordu.
    Bu işlemde l'i çevirmek 9'u çevirmekten, 212'yi çevirmek 989'u çevirmekten çok daha kısa bir sürede gerçekleşiyor ve santraller daha az meşgul oluyorlardı. Şüphesiz bugünkü tuşlu telefonlar çok hızlı çalıştıklarından, numaraları aramak bakımından bir zaman farkı yok.
    Bu nedenle, 212 gibi kısa süre tutan kod numaraları ülkenin en büyük, en çok telefon kullanılan şehirlerine verilmiştir. Örneğin, NevvYork ve İstanbul'un kod numaraları aynı, yani 212 iken, Chicago ve Ankara'nın da 312'dir.
    Bu sisteme göre bugün Türkiye'de üçüncü en kısa kod 222 ile Eskişehir iken, en uzun süren kod ise 488 ile Batman'dır.
    Zamanla şehirler çok büyüyünce, onları kısımlara bölüp, yeni kod numaraları vermek ihtiyacı doğdu. Yeniler eskilerle karışmasın diye farklı numaralar verildi. Örneğin kodu 212 olan 127 NewYork ikiye bölününce, ikinci kısma 718 kodu verildi. Bizde ise buna pek dikkat edilmedi, ben 212 mi Avrupa yakasıydı, yoksa 216 mı, hala karıştırırım..'

    erdem aLpHaE

  • Selma Doğan
    Selma Doğan

    dost gönülleri birbirine bağlar................ :))

  • şimdide arayıp konuşmamak son moda..
    cep telinden gizli noyla çağrı bırakmak gibi bişey
    ne anlıyorlarsa artık...

  • Elif Çetin
    Elif Çetin

    iletişim

  • Mâi Eflatun
    Mâi Eflatun

    son bir yıldır 'hande' diye aranmaktan illallah dedik efendim...hatlar nasıl karışır anlayamıyoruz..

  • Fatih
    Fatih

    gecenin 02 si,,,,,,
    bir ince ses var kulaklarımda diğer uçta,
    beklenmemişliğin garip maharetli uyku düşü sanki
    nerdesin derken,
    gel al beni diyen bir yutkunmamıydı bu,
    bilemeden gitmelerimin son sesimi,
    bile bile aldatan seslerin
    savunucusu olan ben mi
    derken
    sabahlara kadar sarılışların izmir sokaklarımı,
    terketmelimi kalmalımı bu sesleri
    izmiri
    daha kaç boynuz giydiren
    kadın sesi
    kalacak kulaklarımda
    uzaklarda bir ses var güneydoğuda

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    zamanın kapsama alanından çıkmak isteyen bir kaçak var.

  • Selin Pamuk
    Selin Pamuk

    msjı okuduktan sonra olacak
    ;)

  • Dark Woods
    Dark Woods

    Alexandr Graham Bell'i bazen bu aleti niye icad ettin deyip,
    bir kerede benim öldüresim geliyor.

  • Yusuf Tayfur
    Yusuf Tayfur

    alo orası neresi......nereyi aradın kardeşim....memet abeyle görüşeceeedimde :)

  • Nihan Aydın
    Nihan Aydın

    aloooooo...
    bağlantı mı kesildiiiii....
    alooooooooooooooooooooooo...............

  • Ayse Mutlu
    Ayse Mutlu

    sevgililerin şu gibi durumlarına yataklık yapan çihazz;

    -hadi kapa
    -hayır sen kapa
    -tmm beraber kapayalım..
    -hadi birr ikii üüç.

    sûkut bi süre..

    -alouu?
    -niye kapamadın?
    -kapadım ben..
    -haa..oldu

    bknz.sonsuza kadar gider..
    yalnız bu yeni sevgililer için daha bi geçerli durumdur..aradan zaman geçince;

    -hadi kapa
    -tmm..(çaatt)

    ..kisvesine bürünür nihâyetinde.

  • Alp Kobazoğlu
    Alp Kobazoğlu

    bir telefon kadar yakındasın ama kapsama alanına giremiyecek kadar uzaktasın....

  • Melike Toros
    Melike Toros

    Telefon şehir kodları nasıl veriliyor?

    Türkiye'deki telefon şehir kodları listesine bakarsanız, birbirine komşu şehirlerin kodlarının çok farklı, kod numaraları yakın olan şehirlerin ise birbirlerinden çok uzak olduklarını görürsünüz.
    Bunun nedeni, kod sisteminin tuşlu telefonlar yaygınlaşmadan önce kadranlı telefonlara göre kurulmuş olmasıdır.
    Kadranlı telefonlarda 9'u çevirmek için, hizasındaki deliğe parmağınızı sokup, sonuna kadar kadranı çevirmeniz ve bırakmanız gerekiyordu. Kadran da otomatik olarak geri dönerek eski konumuna geliyor ve bir tek numara çevirme işlemi tamalanıyordu.
    Bu işlemde 1'i çevirmek 9'u çevirmekten, 212'yi çevirmek 989'u çevirmekten çok daha kısa bir sürede gerçekleşiyor ve santraller daha az meşgul oluyorlardı. Şüphesiz bugünkü tuşlu telefonlar çok hızlı çalıştıklarından, numaraları aramak bakımından bir zaman farkı yok.
    Bu nedenle, 212 gibi kısa süre tutan kod numaraları ülkenin en büyük, en çok telefon kullanılan şehirlerine verilmiştir. Örneğin, NewYork ve İstanbul'un kod numaraları aynı, yani 212 iken, Chicago ve Ankara'nın da 312'dir.
    Bu sisteme göre bugün Türkiye'de üçüncü en kısa kod 222 ile Eskişehir iken, en uzun süren kod ise 448 ile Batman'dır.
    Zamanla şehirler çok büyüyünce, onları kısımlara göre bölüp, yeni kod numaraları vermek ihtiyacı doğdu. Yeniler eskilerle karışmasın diye farklı numaralar verildi. Örneğin kodu 212 olan NewYork ikiye bölününce, ikinci kısma 718 kodu verildi. Bizde ise buna pek dikkat edilmedi, ben 212 mi Avrupa yakasıydı, yoksa 216 mı, hala karıştırırım.

  • Melike Toros
    Melike Toros

    Cereyan kesilince telefonlar nasıl çalışıyor?

    Size şaşırtıcı gelebilir ama, telefon evimizdeki en basit cihazdır. O kadar basittir ki, ana yapısı yüzyıldır değişmemiştir. Eğer 1920'li yıllardan kalma bir antika telefon bulabilirseniz, fişini duvardaki deliğe takın, gayet iyi çalışır.
    Telefon sistemi o kadar basittir ki, evimizin bir ucuna bir aparat, diğer ucuna bir başka aparat koyup, bunları birbirlerine araya dokuz voltluk bir pil ve bir rezistör koyarak bağlarsınız, kendi interkom sisteminizi yaratmış olursunuz. Bu telefonlarla kendi aralarında rahatça görüşme yapılabilir.
    Telefonlarımızı duvardaki duylara ve oradan da santrallere bağlayan, genellikle biri kırmızı, diğeri yeşil iki kablo vardır. Yeşil kablo konuşma için ortak hat olup, kırmızı kablo vasıtası ile santralden telefonumuza 6 ile 12 volt arası, 30 miliamper seviyesinde bir akım gelir.
    Eğer basit bir granüllü ahizeye sahipseniz, sesinizin dalgaları, bu granülleri az veya çok sıkıştırarak, santralden kırmızı kablo ile verilen, yaklaşık bu 9 voltluk akımın karşı tarafa değişik kuvvetlerle gitmesini sağlar. Karşı tarafta kulaklıkta da, bu defa tam tersi olur ve bu değişik akımlar titreşim yolu ile sese çevrilir.
    Telefon konuşmasını ileten bu çok zayıf akımı çok uzaklara taşıyabilmek için bir frekans limitlemesi yapılmıştır. Yani frekans olarak 400 saykılın altında ve 3400 saykılın üstündeki sesleri sistem kabul etmez, yok farz eder. Bu nedenledir ki, bazılarının sesleri telefonda daha farklı gelir.
    Telefonun çalışabilmesi için gerekli 6-12 volt akımın telefon santralınden gelen bakır telle sağlandığını belirtmiştik. Bu nedenle evinizde cereyan kesilse bile, telefona gerekli akım santralden sağlandığı için, çalışmaya devam edecektir.
    Peki telefon santralının cereyanı kesilirse ne olur? Bu duruma karşı santrallerde çok büyük bir batarya sistemi bulunmaktadır. Ayrıca bir de yedek elektrik jeneratörü vardır ki, cereyanın kesilme durumunda bütün telefon şebekelerini beslerler ve telefonların çalışmasını sağlarlar.

  • Melike Toros
    Melike Toros

    Telefon tuşlarında niçin çıkıntılar var?

    Günümüzde hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen cep telefonlarının '5' tuşu üzerindeki çıkıntıya hiç dikkat ettiniz mi? Bu çıkntı en ortadaki tuşu el yoprdamı ile bularak, tuşlamayı bakmadan yapabilmeyi sağlar.
    Büyük bir ihtimalle bilgisayarınızdaki klavyede 'F' ve 'J' ya da 'A' ve 'K' tuşlarında da böyle birer çıkntı lduğunu fark etmemişsinizdir. Bu çıkıntılar klavyeye bakmadan yazanlarda her iki elin klavyenin ortasını bulmasında yardımcı olur.
    Yine gözden kaçan bir ayrıntı ise tuşların diziliş şeklidir. Telefondaki tuşlarda en üst sırada 1, 2 ve 3 rakamları yer alırken bilgisayarımızda ve hesap makinemizde tam tersi şekilde 7, 8 ve 9 rakamları dizilmiştir. Bu diziliş şeklinde hesap makinelerini ve bilgisayarları yapanlar, en süratli hesaplamayı esas almışlardır. Tarihi çok daha eski olan telefonun baçlangcında ise, hızlı tuşlama pek önemli kabul edilmemiştir. Ancak ev kadınları arasında yapılan bir araştırmada, telefondaki dizilişin onlara daha kolay geldiği ve daha süratli uygulayabildikleri saptanmıştır.
    Bilmem hiç dikkat ettiniz mi, telefondaki tuşların içinde '1' ve '0'ın üstünde hiç harf yoktur. Ama daha şaşırtıcı bir tespit ise, birçok telefonda mevcut harflerin içinde 'Q' ve 'Z' harflerinin bulunmamasıdır.
    Günümüzde yaygın olarak acil servis (112) , yangın ihbar (110) , polis imdat (155) ve alo trafik (154) gibi acil hizmetlere 1 ile başlayan, üç haneli numaralar verildiği için, eğer 1 tuşunun üzerinde de harfler olsaydı, cep telefonunuzla bir mesaj gönderirken, daha üçüncü harfte bu servislerden birine otomatik olarak bağlanabilir ve bunların santrallerini lüzumsuz işgal edebilirdiniz.
    '0' ise bilindiğ gibi dahili santrallerde operatöre ulaşmada, şehirlerarası numaralarda ve cep telefnlarında ilk çevrilen numaradır. Eğer bu '0' tuşunun üzerinde harf olsaydı, daha o harfe basar basmaz doğrudan santrale bağlanacak ve santrallerin kilitlenmesine sebep olabilecektik.
    Tabii telefonun üzerinde zaten on tane olan rakam tuşlarının ikisine harf koymayınca, geriye kalan sekiz tuşa 24 harf yerleştirebilmiş ve bu durumda İngilizce'de en az kullanılan 'Q' ve 'Z' harfleri tuşların üzerinde yer alamamıştır.
    Şimdiki cep telefonlarında '1' ve '0'ın üzerinde hala harf yok ama teknolijinin gelişmesi sayesinde, bir tuşa dört harf konulabildiğinden 'Q' 7 tuşuna, 'Z' ise 9 tuşunda kendilerine yer bulabilmiş durumdalar

  • Arthas
    Arthas

    Telefon

    Yüzyıllar boyunca insanlar uzak yerlerle haberleşmeyi sağlayacak işaretler gönderme yollarını aradılar. Mesaj iletmek için başvurulan ilk yöntemler, açık havada yakılan ateşler ve parlayan aynalardı. Fransız Claude Chappe 1793'te icat ettiği mesaj iletme makinesine, 'uzaktan yazan' anlamında 'telgraf' adını verdi. Bu aygıtın işleyişi, kule tepesine takılmış hareketli kolların kullanılmasıyla oluşturulan işaretler yardımıyla rakam ve harfleri iletmeye dayanıyordu. Sonraki 40 yıl içinde elektrikli telgraf geliştirildi ve 1876'da Alexander Graham Bell, ilk kez konuşmaları teller aracılığıyla iletmeyi sağlayan telefonu icat etti. Sağırlarla ilgili çalışmaları, Bell'i seslerin havadaki titreşimlerle nasıl oluştuğunu merak etmeye yöneltmiş, 'armonik telgraf' adı verilen bir düzenek üstünde çalışırken, elektrik akımının konuşma sırasında oluşan titreşimleri andıracak biçimde değiştirilebileceğini bulmuştu. Telefonla ilgili çalışmalarının dayandığı ilke de buydu.

  • Mm
    Mm

    alo desin yeter...

  • Aras Selim
    Aras Selim

    Ondan saklanamazsınız kaçamazsınız, basılırsınız... İyi günler ben selim nasıl yardımcı olabilirim derim hep. Telefon işimdir. Ve bu yüzden olduğunu da bildiim şey, sevgilimle bile telefonda konuşmayı sevmemem. Bunu bir taksicinin sivil hayatta araba kullanmasına benzetirim. Dandiktir. 'Bir yere kadar' dedirttirir.