Şiirimi seslendiren değerli hocam Selim Uğur Örs' e,yorum ve icrâsından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum nefesinize ,sesinize sağlık... ?si=Jf5fQ16T0-fwg9eu
Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi başını zamanın göğsüne koy ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü ve düşecektir ince bir rüzgarla hüznün harmaniyesi…
?si=zqP_8IUdlpmttgMX … Sen şimdi Duvarına bir şiirimi asmışsındır Uyuyorsundur Belki düşünüyorsundur Sonuncu kattaki odandan Yıldızlara bakarak. Ve yıldızlar her zaman Eski ve tanıdıktır. Özellikle bir tren penceresinden bakıldığında. İçimiz nedensiz bir hüzünle dolduğunda Sırtüstü uzanıp toprağa Baktığımız yıldızlar. Bir harman yerinde ya da. Düz bir damda. Uzaktan Bütün kürtçe türküler gibi Yanık bir türkü gelirken Sıcaktan bunalırken Evler ve yollar; Ve yaşlı kadınlar Uyuklar gibi büzülüp minderlerine Düşünürlerken eskinin Olağanüstü günlerini Gece sessizce başlıyor ve ırmağın Öte yakasına geçiyor atlılar Çalıların hışırtısını dinliyorum. Sana seslenmek için Yeni şiirler tasarlıyorum.
hiç söylenmemiş sözler söylemeliyim, el değmemiş, duru sözler sevdiğim için
sevdiğim! şehir giysilerini kıskanır ve bu yüzden bürünür geceyi güneş gözlerinden beslenir ve saçlarını kollar görmek için.
sensizken şehrim, boş meydanlarında yürüdüm kalın puntolarla iri laflar ettim öfkemi saldım iri dişli postallar üzerine.
sevdiğim! Vera.. hangi çocuğu okşadın, ellerinle gülden kokular.. dilinde aşk nameleri, söylesene Vera hangi çocuğun adını andın.
sahi Vera en son ne zaman görmüştük Sena’yı? hatırlasana deli kız, sana emanet etmişti o bombaları sevdiğim bak, umut kan pıhtısı rengine döndü
sen Vera, Filistin’den geçerken sakın eteklerini toplama biraz kan bulaşmış halde çık karşıma ve sakın unutma o ilk çocuğumuzdur asırlardır dillerde olan Leyla’dır, Meryem’in suskunluğunda can bulan gözleri vardı Züleyha’nın henüz düşmeden kirli kelimeler diyarına
bilir misin Vera bu kaçıncı çocuk? bu kaçıncı kertik yüreğe atılan? eskisi gibi değil… artık daha da sancılı
sevdiğim özgürlük meydanları, budalalardan geçilmiyorsa bil ki bu şehirde çocuklar ölüyor
asırlardan uzat ellerini Vera.. ellerini bulur ellerim, bir Grozni kuşatmasında, dağları görüyor musun Vera? her bir dağa bir çocuğumuzun adını koymuşlar Berat’ım, Emin’im, Murat’ım hani omuz omuza vermiştik ya bir namaz kıyamında hani beraber açmıştık orucumuzu kimi Marmara’da kimi Yıldız’da
koş Vera koş ülkemin sürgün yerlerine koş ağlama deli kız ben ağlarım seni böyle görmemeli her okul kapısında türkümüzü söyleyen kızlarımız ve annelere de söyle ağlamasınlar ve sakın onlara ölüler demesinler
söylesene Vera çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpece değildir?
öfkemiz taş doğursun Vera taş! yüreğimizi söksün yerinden bak her tarafta sapanlı ebabiller Ebrehe’nin tankları kan kusturur şimdi Firavunu boğan Kızıldeniz’i ağlama duvarının dibinde görürüm ki asa değil Musa’nın elindeki çağın sökülmüş kalbidir
bir şubat gecesi kaybettik esrarımızı Vera kendimizi odalarımızda bulduk postallı korkularımızla söylesene sevdiğim hangi rengini çaldılar gökyüzünden bak zulüm Çin Seddi’ni aştı
sevdiğim içimizdeki Musalardan ne haber vardır? İbrahimler’den, Yusuflar’dan yoksa Musa’yı Kızıldeniz’de yalnız mı bıraktık? ellerimizle mi verdik İbrahim’i Nemrutlara şimdi hangi kuyudan gelmede Yusuf’un sesi? ki unutma Vera Filistin’de yeni doğan çocuklar ilkin annelerinin göğsüne sonra da yerdeki taşlara uzanırlar
neredesin eyy İsmail’in boğazındaki merhamet? içimizdeki bu sızıyı kaldır ya ebabilleri gönder ya bizi de oraya aldır
ve her taraftan bana yönelir seni arayan sesim Vera benim..Vera benim..
bu gece güvercinlerin sesini çizdim delik deşik duvarlardan senin gölgeni tanıdım ben şarkı söyledim ben iki telle şarkı söyledim sevdiğim kadının mavi renkli el yazısı benim yorgun şarkımın sözlerini renklendirdi mehtabın nefesi gri olana kadar şarkı söyledik seninle çizdiğim resimlerde sesini gördüm mehtap bütün gece çevremde çocukluğumu çizdi ahh keşke yağmur yağsa ahh keşke yağmur yağsa toprak kokusu kuşların şarkılarını renklendirecektir..." Mohammad Ebrahim Jafari
Çocukluğumun ok ve yayı ile Kadim bahçelerin yollarında, ıslanmış ağaç kümeleri arasında Bir serçenin göğsünü nişan almıştım ki Sana aşık oldum Serçe omuzuma kondu Ve ben mahir bir avcı oldum Ondan sonra asla bir kuşu avlamaya çıkmadım Ne zaman özlesem şarkı söyledim Kuş gelir, kuş konar, kuşu koklarım Kuşu öperim ve özgür bırakırım Ve bir başka avcıya av olunca Çocukluğumu görürüm Yağmur yemiş ağaç kümeleri arasında Saman çiçek kokusu ve kuşun şarkısıyla Kendine kıvrılır ve ağlar; Ey şarkı seni nasıl seviyorum! MOHAMMAD EBRAHİM JAFARİ
?si=82SSR5h4rfBfBlzo
SEN HİÇ SEVDİN Mİ DELİLER GİBİ
ŞİİR
HAMİYE GÜL
YORUMCU-Dj Hamit Atay
Hocama şiirime katttığı bu güzel anlamdan dolayı müteşekkirim.
Teşekkürler hocam.
Çağan Şengül: Bana Artık Şarkı Yazdırma
Saian - Al sevgilim anne ol bununla
?si=vz-FjkgCBI1Zdtk1
?si=bbT2DgnwvEWYWhrk
Yerimde yok
Zamanım da yok
Yurdum da yok
Ellerimle alevler yakıyorum
Kırık kalbimden
Senin için yaralı bir tını çalıyorum
Filistin'de doğdum
Filistin'de doğdum
Necibe Gül: Geç değil
Yanacaksa bu koca dünya aşktan yansın bana dert değil
Ayrılık var her sevdada olsun sevmeye geç değil
Özcan DENİZ: Dön Desem, seviyorum seni! Gel Desem; Sen nasıl özledim bir bilsen ...
fırtılar içinde
beni yalnız bıraktın...
Ah benim dağ gibi durup, dal gibi kırılan kalbim.
O GÜNDÜR BAYRAMIM...
?si=mweBY9iguTmg5g6n
"gri gri gri...
sabah, sis, yağmur
bulut, bakış, hatıra
ben de bir şarkı yoktu sen okudun
bir ayna yoktu bende sen baktın
bereketli toprakların uykusunda bir köktüm
senin bakışınla yeşerdim yağmurlar yağmadan
gözlerinde bir şimşek çaktı bakışlarım ıslandı
yanakların yağmurdan ıslak, gözlerin güneşli
kurtlar doğuruyor, kuzuları kollayayım
sen gözlerinle beni okşasan
çoban değneğim tesirli bir silah olacak
sen gözlerinle beni okşa
çoban değneğim tesirli bir silah olacak
savaş bitince senin için taze incirler toplayacağım
seninle kalacağım
seninle okuyacağım
ve seni güneşli hayranlığında öpeceğim
eğer bulutlar izin verirse..."
Mohammad Ebrahim Jafari
Şiirimi seslendiren değerli hocam Selim Uğur Örs' e,yorum ve icrâsından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum nefesinize ,sesinize sağlık... ?si=Jf5fQ16T0-fwg9eu
Durma yağmur durma
Gripin
Gününüz dünden güzel olsun.
?si=NQPEgZw342Mlo4w8
Zerrin Özer & basit numaralar
yüzlerce yıl önce beraber dinlemiştik,yine geldim...
Evet bir de gökgürültüsü....
Huzuru dinliyorum sesi nereden geliyor acaba....
Sessizliği dinliyorum sessizce
Yalnızlığım en yakın arkadaşım.
Gönlümde bir şarkı çalar her gece
Bize eşlik eder gamlı gözyaşım.
Sen ey sabrın ve üzüncün dervişi
başını zamanın göğsüne koy
ve dinle yalnızlığın iç çekişlerini
Yalnızlıklar ki suskun bir akşam üstüdür
usulca örtülecektir gecenin sessiz tülünü
ve düşecektir ince bir rüzgarla
hüznün harmaniyesi…
A.Telli
?si=cNS-Nx87Sx0nOMNE
Teoman- Rüzgar gülü
?si=zqP_8IUdlpmttgMX
…
Sen şimdi
Duvarına bir şiirimi asmışsındır
Uyuyorsundur
Belki düşünüyorsundur
Sonuncu kattaki odandan
Yıldızlara bakarak.
Ve yıldızlar her zaman
Eski ve tanıdıktır.
Özellikle bir tren penceresinden bakıldığında.
İçimiz nedensiz bir hüzünle dolduğunda
Sırtüstü uzanıp toprağa
Baktığımız yıldızlar.
Bir harman yerinde ya da.
Düz bir damda.
Uzaktan
Bütün kürtçe türküler gibi
Yanık bir türkü gelirken
Sıcaktan bunalırken
Evler ve yollar;
Ve yaşlı kadınlar
Uyuklar gibi büzülüp minderlerine
Düşünürlerken eskinin
Olağanüstü günlerini
Gece sessizce başlıyor ve ırmağın
Öte yakasına geçiyor atlılar
Çalıların hışırtısını dinliyorum.
Sana seslenmek için
Yeni şiirler tasarlıyorum.
A. Behramoğlu
Eskiler daha doğrusu eskimeyenler iyidir..
herkese güzel bir pazar günü dilerim
?si=YF9Gj0M-qnQFFe57
?si=efAANXjIgXVYtwmE
hiç söylenmemiş sözler söylemeliyim,
el değmemiş, duru sözler sevdiğim için
sevdiğim! şehir giysilerini kıskanır
ve bu yüzden bürünür geceyi
güneş gözlerinden beslenir
ve saçlarını kollar görmek için.
sensizken şehrim,
boş meydanlarında yürüdüm
kalın puntolarla iri laflar ettim
öfkemi saldım iri dişli postallar üzerine.
sevdiğim! Vera.. hangi çocuğu okşadın,
ellerinle gülden kokular..
dilinde aşk nameleri,
söylesene Vera hangi çocuğun adını andın.
sahi Vera en son ne zaman görmüştük Sena’yı?
hatırlasana deli kız, sana emanet etmişti o bombaları
sevdiğim bak, umut kan pıhtısı rengine döndü
sen Vera, Filistin’den geçerken
sakın eteklerini toplama
biraz kan bulaşmış halde çık karşıma
ve sakın unutma
o ilk çocuğumuzdur
asırlardır dillerde olan Leyla’dır,
Meryem’in suskunluğunda can bulan
gözleri vardı Züleyha’nın
henüz düşmeden kirli kelimeler diyarına
bilir misin Vera bu kaçıncı çocuk?
bu kaçıncı kertik yüreğe atılan?
eskisi gibi değil… artık daha da sancılı
sevdiğim özgürlük meydanları,
budalalardan geçilmiyorsa
bil ki bu şehirde çocuklar ölüyor
asırlardan uzat ellerini Vera..
ellerini bulur ellerim,
bir Grozni kuşatmasında,
dağları görüyor musun Vera?
her bir dağa bir çocuğumuzun adını koymuşlar
Berat’ım, Emin’im, Murat’ım
hani omuz omuza vermiştik ya bir namaz kıyamında
hani beraber açmıştık orucumuzu
kimi Marmara’da kimi Yıldız’da
koş Vera koş
ülkemin sürgün yerlerine koş
ağlama deli kız ben ağlarım
seni böyle görmemeli
her okul kapısında türkümüzü söyleyen kızlarımız
ve annelere de söyle ağlamasınlar
ve sakın onlara ölüler demesinler
söylesene Vera
çocuklara sıkılan hangi kurşun kahpece değildir?
öfkemiz taş doğursun Vera taş!
yüreğimizi söksün yerinden
bak her tarafta sapanlı ebabiller
Ebrehe’nin tankları kan kusturur
şimdi Firavunu boğan Kızıldeniz’i
ağlama duvarının dibinde görürüm
ki asa değil Musa’nın elindeki
çağın sökülmüş kalbidir
bir şubat gecesi kaybettik esrarımızı Vera
kendimizi odalarımızda bulduk
postallı korkularımızla
söylesene sevdiğim hangi rengini çaldılar
gökyüzünden
bak zulüm Çin Seddi’ni aştı
sevdiğim içimizdeki Musalardan ne haber vardır?
İbrahimler’den, Yusuflar’dan
yoksa Musa’yı Kızıldeniz’de yalnız mı bıraktık?
ellerimizle mi verdik İbrahim’i Nemrutlara
şimdi hangi kuyudan gelmede Yusuf’un sesi?
ki unutma Vera
Filistin’de yeni doğan çocuklar ilkin annelerinin
göğsüne
sonra da yerdeki taşlara uzanırlar
neredesin eyy İsmail’in boğazındaki merhamet?
içimizdeki bu sızıyı kaldır
ya ebabilleri gönder
ya bizi de oraya aldır
ve her taraftan bana yönelir
seni arayan sesim
Vera benim..Vera benim..
Numan ARIMAN
Özgür Alter: Dem
?si=2r1nwd0o4RuJajWR
bu gece güvercinlerin sesini çizdim
delik deşik duvarlardan senin gölgeni tanıdım
ben şarkı söyledim
ben iki telle şarkı söyledim
sevdiğim kadının mavi renkli el yazısı
benim yorgun şarkımın sözlerini renklendirdi
mehtabın nefesi gri olana kadar şarkı söyledik seninle
çizdiğim resimlerde sesini gördüm
mehtap bütün gece çevremde çocukluğumu çizdi
ahh keşke yağmur yağsa
ahh keşke yağmur yağsa
toprak kokusu kuşların şarkılarını renklendirecektir..."
Mohammad Ebrahim Jafari
?si=LX3DcJE7xc6VQLzi
Çocukluğumun ok ve yayı ile
Kadim bahçelerin yollarında,
ıslanmış ağaç kümeleri arasında
Bir serçenin göğsünü nişan almıştım ki
Sana aşık oldum
Serçe omuzuma kondu
Ve ben mahir bir avcı oldum
Ondan sonra asla bir kuşu avlamaya çıkmadım
Ne zaman özlesem şarkı söyledim
Kuş gelir, kuş konar, kuşu koklarım
Kuşu öperim ve özgür bırakırım
Ve bir başka avcıya av olunca
Çocukluğumu görürüm
Yağmur yemiş ağaç kümeleri arasında
Saman çiçek kokusu ve kuşun şarkısıyla
Kendine kıvrılır ve ağlar;
Ey şarkı seni nasıl seviyorum!
MOHAMMAD EBRAHİM JAFARİ
…
Yüzüm kuyular mührü
Ellerim iki turna uyuduğun sonsuzlukta
Odalar toprak döküyor üstüme.
Ölümü de dünyada yaşıyormuş insan
Gövdem kalbimin darağacı…
Ş.Erbaş
DİPLO- USE ME (BRUTAL HEARTS) FEAT JOHNNY BLUE SKİES&DOVE CAMERON
her akşamın sonunda Edip Akbayram´ dan güzel günler göreceğiz ve üstat Cem Karaca'dan bu son olsun
sevgili ve necip milletime ithaf ediyorum bu arada.