Sorunları köpürten her zaman anlamanın yetersiz kalmasıdır, o da zaten sınavın asli parçası, gayret orda gösterilicek ve davranışına yedirilecek, yoksa sorunlar yumağın da kaybolursun, ilişkiler bunun üzerinden çatallaşır, hele modern evrede gelişen parçalanma, giderek hep parça ayrı telden çalmaya başlar ve kopuşla gelen gerginlik, kanser dahil, her hastalığın kapısını aralar, kendi elinle, yavaştan ölümü hazırlarsın.
İki şeyi bilmek istiyorum. (Belki aynı şeyi iki kere bilmek istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi? Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla, dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir duvarcının, hiçbir ressamın ve bu bu rengi bildiğini sanmam. Adı yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu. Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...
Sakallı Celal'in güzel saptamasında belirttiği gibi "bilgililerin izlgisiz, ilgililerin bilgisiz olmasından" bu söz aklıma geldikçe Cem Yılmaz'ın "beyni yok, fikri var" sözü ve sanırım Cem'in ilham aldığı Uğur Mumcu'ya ithaf edilen "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak"
beklenen akışı aksatan ya da ketleyen durumları sorun olarak algılarız; kişinin durumdan rahatsızlık derecesi, güncel yaşamı ile çevresini etkileyişi, başa çıkma gücü ve değiştirme isteğiyle birlikte ele alınması çözümüne yol gösterici olabilir
asıl sorun cahil olman değil, kendin alîm sanman !
Sorunları köpürten her zaman anlamanın yetersiz kalmasıdır, o da zaten sınavın asli parçası, gayret orda gösterilicek ve davranışına yedirilecek, yoksa sorunlar yumağın da kaybolursun, ilişkiler bunun üzerinden çatallaşır, hele modern evrede gelişen parçalanma, giderek hep parça ayrı telden çalmaya başlar ve kopuşla gelen gerginlik, kanser dahil, her hastalığın kapısını aralar, kendi elinle, yavaştan ölümü hazırlarsın.
İki şeyi bilmek istiyorum. (Belki aynı şeyi iki kere bilmek
istiyordum.) Duvarların rengi neydi? Derimin rengi neydi?
Dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarımla, avuçlarımla,
dilimle dokunuyorum. Duvarların bir rengi olmalı. Ama hiçbir
duvarcının, hiçbir ressamın ve bu bu rengi bildiğini sanmam. Adı
yoktu bu rengin, kimyası yoktu. Belki renksizliğin rengiydi bu.
Çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarların rengi...
Adımdan gayrısını bilmiyorum.
A. TELLİ
Sakallı Celal'in güzel saptamasında belirttiği gibi "bilgililerin izlgisiz, ilgililerin bilgisiz olmasından"
bu söz aklıma geldikçe Cem Yılmaz'ın "beyni yok, fikri var" sözü ve sanırım Cem'in ilham aldığı Uğur Mumcu'ya ithaf edilen "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak"
Günümüzde en büyük sorun; aptalların kendilerinden son derece emin, zekilerin ise sürekli şüphe içinde olmalarıdır.
hiç bir sorun,olduğu zamanın düşünce düzeyi ile çözülemez A.Einstein
Ellerin benimle canım ne davası var?
lu
söyleyelim...:P
kime soralım?
soru hazırlayamamak şu andaki sorunum,
-abi bu sorumluluğu alırken bana mı sordun? :(
grnz: sorumsuz insan sorunsuz insandır...
Son iki saattir MSN....
:))
yayılma özelliği olan bir duruma dönüştü...
İnsan hayatının nesnel birer gerçeği olup yaşadığımız süreçte hiçbirşeyin basit olmadığını yâd etmemizdeki önemli etkenlerdendir.
çünkü evet büyük bir sorun ve ben çok ama çok kötü hissediyorum kendimi........................
beklenen akışı aksatan ya da ketleyen durumları sorun olarak algılarız; kişinin durumdan rahatsızlık derecesi, güncel yaşamı ile çevresini etkileyişi, başa çıkma gücü ve değiştirme isteğiyle birlikte ele alınması çözümüne yol gösterici olabilir