aşka gönül koyan aşık, derya içinde suya küsmüş bir b/alık gibi şaşkın; aşktan, yine aşka varmaktan gayrı, ne yana gidebilir…, sır olmak ve asırlarca suskun kalmanın ötesinde, ne yana…;
meğer ki aşk... sırlanmak için var edilmiş olsun, lapis lazulli bir çift gözle okyanusa dalar şair kalbim, vuslat incisini bulur elbet; sonsuzluğun karnında gebe ötelerin de ötesinde, ve bir hekim baş ucunda doğum sancıları çeken bir anne istiridyenin, ab ı hayat susuzluğundan çatlamış dudaklarından dökülen muhattabına ulaşmaya yetim nefessiz dualarında da olsa...
Önümüzde durur, biz başka tarafa bakarız, adını sır koyarız, anlaşılmadı diye, niyetin kendine niyet etmesi gibi, neliği çerçevesinde, bir döngüyü besleyerek, eylemle aşılacağı zannedilen de, bütün tarih boyunca sonuçsuzca geri döner aynı nedenle, kendine hapsolmuş şekilde, anlaşılmayan gerek duymayıştır, güvenli kendiliğinde. Gerekliliğin talebi değil, niyeti olur, kanılarımız yol keser, günümüzün özeti çerçevesinde, kayıplarımızın sorumlusunu orda görmek, bizi her zaman mutlu eder, biz içinde değilsek, neden sorun olsun. Daima özgür olmanın keyfine doyulmaz.
İnsan hiç kimseye söyleyemediğini kendine söyleyen , hiç kimseye açmadığı sırrını kendine açan bir yaratıktır.Sır aynı zamanda bir korku taşır üzerinde. Sırrını ifşa eder diye kendinden korkandır aynı zamanda insan...
size şunu söylemek istiyorum sır tutmak 1 kişilik bir iştir. O sırrı daha fazla kişi biliyorsa o sır değildir. ÖRNEK:1 kişi 2. kişiye bir sırrını söylediğinde o artık sır değildir
''aklımızla hayat arasında arabuluculuk eden 'uyum perisi'nin bir gün dalgınlığı tutar ve göğüs kafesimizin tehlikeli kapısı aralanıverir. Orada şimdiye kadar hiç rahatsız edilmeden kendi çarpıntısını dinleyen kalp, ansızın uyuşukluğuna dalan başka bir kalbin atışlarını duymaya başlar... hiç hesapta olmayan bir buluşmadır bu. bütün zırhları birden bire delinir ve vücut evi isyankar kabin eline geçer. artık aklın ölçülü rotasından çıkılmış, insicamsız bir seyir başlamıştır. şimdi kalp nereye istiyorsa oraya gidilecek, hangi yamaca vuruyorsa oraya tırmanılacak,düştüğü dipsiz kuyuda can çekinilecek,yalnızca onun iniltisine eşlik edilecektir. çünkü aşk gelmiş,vücut çözülmüş,her bir aza,kalp yangını dediğimiz o dehşet ızdıraptan payına düşeni çeker olmuştur. muzdarip aklın tek yaptığı,tek yapacağı,tıpkı bir zindanın tavanından mahkumun kafasına damlayan sinir bozucu su damlaları gibi şu soruyu tekrar etmektir: 'Kalbim,seni alıp nereye gideyim? '
Bırak düşündüğüm içimde sır kalsın, Bu sırrın başında ve sonunda sen varsın. Saat sevgiyi çoktan geçti inanmıyorsan bak, Şimdi ölüme beş varken sen olsan ne yaparsın.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim Korkuyorum senden Korkuyorum yanınsıra gidenden Pencerelere doğru akşam üzeri El kol oynatışından Söylenmeyen sözlerden Korkuyorum hızlı-yavaş zamandan Korkuyorum senden Sana büyük bir sır söyleyeceğim Kapat kapıları Ölmek daha kolaydır, sevmekten Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam sevgilim...
sırda sır saklıdır ne yöne çekersen o yöne gidersin sakın ola unutmayalım sırrı bilen bir olan başlangıcı olmayan sonu olmayan RAB dir o sırrını isminin yanına ismini nakşektiği RESULÜNE verdi seni bulan beni bulur onun için kimse kendi sırrını dahil taşıyamaz RABBİN RESULÜNÜN sırrının peşine gitmedikçe ben gitmiyorum alllah gidenlerden eylesin
sır bir incidir sana doğuştan verilir kimi arar kendini bulur kimi uğraşmaz kaybolur hayatın köşelerinde her zaman düştüğü anda sırrı onu alır gel beni bul der o an giderse peşinden kurtuluşu olur gitmesse şayet sırrı onu bırakır ve oan her şeyi kaybettiğin andır
Sırların açılmasını istiyorsanız, 'SIR' saklamasını öğreniniz. (Ahmet Hulusi) En büyük ihanet, 'SIR' ları ifşa etmektir.(Ahmet Hulusi) SIR SENİN ESİRİNDİR. ONU AÇIKLADIĞIN VAKİT SEN ONUN ESİRİ OLURSUN.(Hz.Ali)
Kendilerine verilen sırrı saklayabilenlere selam olsun.
Sırların açılmasını istiyorsanız, 'SIR' saklamasını öğreniniz. (Ahmet Hulusi) En büyük ihanet, 'SIR' ları ifşa etmektir.(Ahmet Hulusi) SIR SENİN ESİRİNDİR. ONU AÇIKLADIĞIN VAKİT SEN ONUN ESİRİ OLURSUN.(Hz.Ali)
Kendilerine verilen sırrı saklayabilenlere selam olsun.
Mehdi KILIÇDAROĞLUNA yapılan sanal saldırıyı kınıyor...(ayet:GİZİLİLİKLER ORTAYA ÇIKTIĞINDA...)
İSA MESİH DEDİKİ:
*Örtülü olup da açığa çıkarılamayacak,gizli olup da bilinemeyecek hiçbir şey yoktur...*
TABERİ TEFSİRİ ÂDİYÂT SURESİ AYET 9-11
9-10-11- İnsanlar, kabirdekilerin çıkarılacağı ve kalblerdeki gizliliklerin ortaya döküleceği zaman rablerinin, İşte o gün kendilerinin her şeyinden haberdar olduğunu bilmezler mi?
aşka gönül koyan aşık,
derya içinde suya küsmüş bir b/alık gibi şaşkın;
aşktan, yine aşka varmaktan gayrı,
ne yana gidebilir…,
sır olmak ve asırlarca suskun kalmanın ötesinde,
ne yana…;
Baş başa
bazıları sırra kadem bastı
kaldık baş başa sırra kadimlerle...
Şair:Nil Tuna
meğer ki aşk...
sırlanmak için var edilmiş olsun,
lapis lazulli bir çift gözle
okyanusa dalar şair kalbim,
vuslat incisini bulur elbet;
sonsuzluğun karnında gebe
ötelerin de ötesinde,
ve bir hekim baş ucunda
doğum sancıları çeken
bir anne istiridyenin,
ab ı hayat susuzluğundan çatlamış
dudaklarından dökülen
muhattabına ulaşmaya yetim
nefessiz dualarında da olsa...
Yazan:Nil Tuna
Önümüzde durur, biz başka tarafa bakarız, adını sır koyarız, anlaşılmadı diye, niyetin kendine niyet etmesi gibi, neliği çerçevesinde, bir döngüyü besleyerek, eylemle aşılacağı zannedilen de, bütün tarih boyunca sonuçsuzca geri döner aynı nedenle, kendine hapsolmuş şekilde, anlaşılmayan gerek duymayıştır, güvenli kendiliğinde. Gerekliliğin talebi değil, niyeti olur, kanılarımız yol keser, günümüzün özeti çerçevesinde, kayıplarımızın sorumlusunu orda görmek, bizi her zaman mutlu eder, biz içinde değilsek, neden sorun olsun. Daima özgür olmanın keyfine doyulmaz.
sıramı veriyorum sana
ARTIK ölebilirsin)
İnsan hiç kimseye söyleyemediğini kendine söyleyen , hiç kimseye açmadığı sırrını kendine açan bir yaratıktır.Sır aynı zamanda bir korku taşır üzerinde. Sırrını ifşa eder diye kendinden korkandır aynı zamanda insan...
her insan kendine sır-dır yaratıcısını bulana kadar
bulunca belkide kendini ayet gibi okuyacak...sır-ayet
cümleler kaçtı dağıldı dört bir tarafa,
sadece noktayım
Duyup, bilmesini istemediklerinin dışında kalanların öğrenmesi ile sır, sır olmaktan çıkmıyor.
Bir sır oldu gönlüme sen ve senden kalanlar..
Mahkumiyettir.
Sen sır'ı emanet bil tut,ama kendi sırrını asla kimseyle paylaşma.
Sırrımı vermem serimi vermek kadar kolay değildir.
size şunu söylemek istiyorum sır tutmak 1 kişilik bir iştir. O sırrı daha fazla kişi biliyorsa o sır değildir. ÖRNEK:1 kişi 2. kişiye bir sırrını söylediğinde o artık sır değildir
sır merak yada hayret duygusunun hapisanesidir.beş duyumuzla algılayamadığımız delillendiremediğimiz durumlarda. benzetme ve mecazlarla sır hapisanesinin duvarlarını aşa biliriz.
'Bir insana sırrınızı verdiğinizde, özgürlüğünüzü de verirsiniz...'
''aklımızla hayat arasında arabuluculuk eden 'uyum perisi'nin bir gün dalgınlığı tutar ve göğüs kafesimizin tehlikeli kapısı aralanıverir. Orada şimdiye kadar hiç rahatsız edilmeden kendi çarpıntısını dinleyen kalp, ansızın uyuşukluğuna dalan başka bir kalbin atışlarını duymaya başlar...
hiç hesapta olmayan bir buluşmadır bu. bütün zırhları birden bire delinir ve vücut evi isyankar kabin eline geçer. artık aklın ölçülü rotasından çıkılmış, insicamsız bir seyir başlamıştır. şimdi kalp nereye istiyorsa oraya gidilecek, hangi yamaca vuruyorsa oraya tırmanılacak,düştüğü dipsiz kuyuda can çekinilecek,yalnızca onun iniltisine eşlik edilecektir. çünkü aşk gelmiş,vücut çözülmüş,her bir aza,kalp yangını dediğimiz o dehşet ızdıraptan payına düşeni çeker olmuştur. muzdarip aklın tek yaptığı,tek yapacağı,tıpkı bir zindanın tavanından mahkumun kafasına damlayan sinir bozucu su damlaları gibi şu soruyu tekrar etmektir: 'Kalbim,seni alıp nereye gideyim? '
Bir insana sırrınızı verdiğinizde, özgürlüğünüzü verirsiniz....
kimsenin tutamadığı şey..yani o kadar tembiihlersiniz senden başka kimse bilmesin, söyleme diye ama gelin görün ki ağzından kaçırmayan çok azdır..
SIR
Bırak düşündüğüm içimde sır kalsın,
Bu sırrın başında ve sonunda sen varsın.
Saat sevgiyi çoktan geçti inanmıyorsan bak,
Şimdi ölüme beş varken sen olsan ne yaparsın.
(Nusret Orhan/13.04.2006/İZMİR)
sadece kişinin kendisi bildiğinde o, sırdır.
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Korkuyorum senden
Korkuyorum yanınsıra gidenden
Pencerelere doğru akşam üzeri
El kol oynatışından
Söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı-yavaş zamandan
Korkuyorum senden
Sana büyük bir sır söyleyeceğim
Kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır, sevmekten
Bundandır işte benim yaşamaya
katlanmam
sevgilim...
.
' Kimseye gösterme dağ-ı hasretin cânânımın
Öldüğümde ey kefen eyle bana settârlık...' H.D'dan
.
Sır, herkesin kendi ayan-ı sabitesidir....
Sır, şafak vaktinde bir yerlerdedir....
sırda sır saklıdır ne yöne çekersen o yöne gidersin sakın ola unutmayalım sırrı bilen bir olan başlangıcı olmayan sonu olmayan RAB dir o sırrını isminin yanına ismini nakşektiği RESULÜNE verdi seni bulan beni bulur onun için kimse kendi sırrını dahil taşıyamaz RABBİN RESULÜNÜN sırrının peşine gitmedikçe ben gitmiyorum alllah gidenlerden eylesin
sır bir incidir sana doğuştan verilir kimi arar kendini bulur kimi uğraşmaz kaybolur hayatın köşelerinde her zaman düştüğü anda sırrı onu alır gel beni bul der o an giderse peşinden kurtuluşu olur gitmesse şayet sırrı onu bırakır ve oan her şeyi kaybettiğin andır
Sırların açılmasını istiyorsanız, 'SIR' saklamasını öğreniniz. (Ahmet Hulusi)
En büyük ihanet, 'SIR' ları ifşa etmektir.(Ahmet Hulusi)
SIR SENİN ESİRİNDİR. ONU AÇIKLADIĞIN VAKİT SEN ONUN ESİRİ OLURSUN.(Hz.Ali)
Kendilerine verilen sırrı saklayabilenlere selam olsun.
Sırların açılmasını istiyorsanız, 'SIR' saklamasını öğreniniz. (Ahmet Hulusi)
En büyük ihanet, 'SIR' ları ifşa etmektir.(Ahmet Hulusi)
SIR SENİN ESİRİNDİR. ONU AÇIKLADIĞIN VAKİT SEN ONUN ESİRİ OLURSUN.(Hz.Ali)
Kendilerine verilen sırrı saklayabilenlere selam olsun.
bence sır değince aklıma
herhangibir
arkadaşımızla
paylaştığımız
bize özel gelen
şey
Son dakika...
Mehdi KILIÇDAROĞLUNA yapılan sanal saldırıyı kınıyor...(ayet:GİZİLİLİKLER ORTAYA ÇIKTIĞINDA...)
İSA MESİH DEDİKİ:
*Örtülü olup da açığa çıkarılamayacak,gizli olup da bilinemeyecek hiçbir şey yoktur...*
TABERİ TEFSİRİ
ÂDİYÂT SURESİ
AYET 9-11
9-10-11- İnsanlar, kabirdekilerin çıkarılacağı ve kalblerdeki gizliliklerin ortaya döküleceği zaman rablerinin, İşte o gün kendilerinin her şeyinden haberdar olduğunu bilmezler mi?
Hazret-i ALİ diyor ki:
*RESULULLAH BİZE SIR OLAN BİRŞEY BIRAKMADI...*
:))