'sinek' kelimesinin çıkarttığı 'sin' sesinden türetilip bu ismi aldığı söyleniyor. hani bizim 'vızzz' diye duyduğumuz ses bu.. o zamanların sinekleri başka türlü vızıldıyormuş heralde..
şu an ekranın üstünde. yerini gösterebilmem için cümleyi biraz uzatmam gerek.he işte tam 'BURADA' bir sinek var. tabi bu yazının üstüne bir yazı gelmediyse...
'Dışarıdaki sıcak gün aydınlığını bana hissettiren şeylerden biri de sineklerdi.Bu küçük mahlukların vızıltıları,benim üzerimde bir nevi hafif yaz odası konseri tesirini işlerdi.Gerçi,bu bir mevsim ortasında rasgele işitip de sonradan hatırlanan insan elinin çıkardığı çalgı seslerine benzemiyordu; bu sesler,yaz mevsimine daha zaruri bir ilgiyle bağlıydı.Zira,güzel güneşli günlerden doğmuştu ve bu günlerle beraber doğuyordu; kendilerinde bu günlerin cevherinden birşey vardı; onun için,yalnız hafızamızda o günlerin yadını uyandırmakla kalmıyor,onların dönüp gelişini,onların bizi saran,bize hemen doğrudan doğruya ulaşılabilir huzurlarını ispat ve tasdik ediyordu.' M.Proust
evcil olmadığı kesin... ancak bir arkadaşımız boynuna ip geçirmeyi başarmıştı ve ipin ucunda uçuyordu sineği..evet..o sinek artık onun evcil sineğiydi... ;)
sivri sineği affedemem ben.
Herhangi birinizin yiyrcek kabına bir sinek düşse(sineğin tümü batmış değilse) tümünü iyice batırsın kaba.Çünkü sineğyin bir kanadında zehir. Öbür kanadında şifa vardır.(Tecrid-i-Sarih'e, Diyanet yayınları 1941.No'lu hadis
-sinekte kucuktur ama o bile mide bulandırır..
-buyuk fil bulandırmıyo ama?
helal olsun pegasus....çok güzel bi cevap vermişin sinek konusunda... tebrik ediyorum..
sinek olmakla, sinekleri seyretmeye gitmek arasında çok fark var.
eminim ki o kalabalık orada tatsız bir olay çıkmasın diye görev yapan sivil polislerdir.
;))))))))))
kendi halinde yaşan burnu pislikten kurtulmayan bize zarar veren hayvan:D
ya kardeşim bi anlık duygu yoğunluğu işte... geçer merak etme sonunda tek sinek yine sen kalırsın.. ve konacak bi b... bulursun...
bir tane bile olsa mide bulandırmaya yetiyor işte.
'sinek' kelimesinin çıkarttığı 'sin' sesinden türetilip bu ismi aldığı söyleniyor.
hani bizim 'vızzz' diye duyduğumuz ses bu..
o zamanların sinekleri başka türlü vızıldıyormuş heralde..
bakınız.
4000 sene önceki arap şairleri
şu an ekranın üstünde. yerini gösterebilmem için cümleyi biraz uzatmam gerek.he işte tam 'BURADA' bir sinek var. tabi bu yazının üstüne bir yazı gelmediyse...
terlikle öldürmesi zevkli olan hayvan
'Dışarıdaki sıcak gün aydınlığını bana hissettiren şeylerden biri de sineklerdi.Bu küçük mahlukların vızıltıları,benim üzerimde bir nevi hafif yaz odası konseri tesirini işlerdi.Gerçi,bu bir mevsim ortasında rasgele işitip de sonradan hatırlanan insan elinin çıkardığı çalgı seslerine benzemiyordu; bu sesler,yaz mevsimine daha zaruri bir ilgiyle bağlıydı.Zira,güzel güneşli günlerden doğmuştu ve bu günlerle beraber doğuyordu; kendilerinde bu günlerin cevherinden birşey vardı; onun için,yalnız hafızamızda o günlerin yadını uyandırmakla kalmıyor,onların dönüp gelişini,onların bizi saran,bize hemen doğrudan doğruya ulaşılabilir huzurlarını ispat ve tasdik ediyordu.' M.Proust
sırtüstü de uçabilen tek canlı...
kan emici küçük vampir
evcil olmadığı kesin...
ancak bir arkadaşımız boynuna ip geçirmeyi başarmıştı ve ipin ucunda uçuyordu sineği..evet..o sinek artık onun evcil sineğiydi... ;)
yüksekten uçması gereken hayvan
bknz. bulunmaz hint sineği
sen istediğin kadar sinek saz çal.....
helvanın irmiği az olmuş yarim bana çoktan uymuş..