Simyacı bir kaç defa okuduğum. Kişisel gelişim kitabı olarak nitelendirdiğim herkesin kendi hayatının simyacısı olduğu hayatındaki değersizleri değere çevirebilecek ve hayatını güzelleştirecek gücünün olduğu, fakat dışarıyı, çevresini, dünyayı keşfetmeden önce kendisini keşfetmesi gerektiği, güzel manzaraları izlemenin sırrının düz yollardan değil yokuşlardan geçtiğini fark etmek ve kararından dönmemek, hayallerin birer yıldız olduğu ve karanlık, karamsar gecelerde onların bizlere yol gösterdiği gibi ( Ve tabi burada anlatımı çok uzun sürecek güzel anekdotlar ve hikayeler içeriyor) güzel ve kendimce faydalı tecrübe kazandıran güzel kitap.. Yazara sonsuz teşekkürler..
Kimya olmadan önce, felsefe taşını bulup bütün maddeleri altına çevirmeye çalışan ve ölümsüzlük iksirini arayan kişilerdir.. Tesadüf sonucu ortaya çıkardıkları şeyler vardır..
efenim arkadaşın kitaplığına şöyle bir göz atmış ahiren tiksinti ilen başımızı çevirmişiz idir.çöplükten bozma kitaplığa simyacının da sıkıştırılmasına ziyadesiylen içerlemişim idir.evvelce etkilenen insanın artık neden etkilenmediği de beli olmuş udur.efenim popüler kültürün kölesine simyacıyı sormuşlar; gümüşlen simlen uğraşandır demiş idir.ne günlere kaldık ulen... vah ilen...
ister hayatınız isterse ekin tarlanız olsun, insan sahip olduklarını kaybetmekten korkar, ama kaderinizin ve dünya tarihinin aynı El tarafından yazıldığını anladığınız an bu korku uçup gider..
kitapta altı çizilecek ifadelerden ikisi sadece, okunmalı bence.
yayınlandığı dönemde oldukça popüler olan bu isimdeki kitap, beni bir bakıma hayal kırıklığına uğratmıştı. verilmek istenen mesaj ilginç olmakla birlikte çok basit geldi. bir çocuk kitabı okumuşum etkisi bıraktı.
kimyasal ve elementlerle uğraşan kişidir. yüzyıllar boyunca felsefe taşı'nın peşinden koşturmuşlardır. bir de Paulo Coelho'nun 1988 yılında yazıp şöhret kazandığı kitabıdır. yazarın diğer kitaplarında simyacıdan genellikle bahsedilir.
4 yıl boyunca tüm yaz tatillerinde bıkmadan okuduğum, 5 yıl aradan sonra bu yaz tatilinde yeniden başlamayı düşündüğüm paulo coelho'nun en güzel kitabı. binbir gece masallarından esinlenilerek yazılmış..diyorlar...
Simya, Ortaçağ'da çok popüler olmuş bir uğraşıdır.
Simyacılar, hep elementleri birbirine dönüştürme hayalleri kurmuşlar, demir gibi metalleri altına çevirmek için uğraşmışlardır.
Oysa simya dünya koşullarında imkansızdır. Çünkü elementlerin birbirine dönüşümü, ancak çok yüksek ısılarda gerçekleşir. Gereken bu ısı o kadar yüksektir ki, sadece yıldızlarda bulunur.
Elementler, atomlarının yapısıyla birbirinden ayrılırlar. Bir hidrojen atomunu demirden ayıran fark, hidrojenin proton ve elektron sayısının 1, demirinkinin ise 26 olmasıdır.
İşin önemli olan yönü, elementleri birbirine dönüştürmenin doğal Dünya koşullarında imkansız oluşudur. Çünkü bir elementin bir başka elemente dönüşmesi için, çekirdeğindeki proton sayısının değişmesi gerekir. Oysa protonlar, evrendeki en büyük fiziksel güç olan güçlü nükleer kuvvet tarafından birbirlerine bağlanırlar ve ancak ^^nükleer^^ reaksiyonlarla yerlerinden oynatılabilirler. Fakat doğal dünya şartlarında gerçekleşen reaksiyonların hepsi, elektron alışverişlerine dayanan ve çekirdeği etkilemeyen kimyasal reaksiyonlardır.
'O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır...' (Şura Suresi, 11)
Kesinlikle yasaklanması gereken bir kitap, insanların zihinlerini karıştırıyo o kitabı okuduğumdan beri kendi kişisel menkibemi arıyorum, Kuyudaki kadınla ne zaman karşılaşıcam diye bekliyorum yok arkadaş yok yakalım bu kitabı biz ya... Mektup.............
Simyacı bir kaç defa okuduğum. Kişisel gelişim kitabı olarak nitelendirdiğim herkesin kendi hayatının simyacısı olduğu hayatındaki değersizleri değere çevirebilecek ve hayatını güzelleştirecek gücünün olduğu, fakat dışarıyı, çevresini, dünyayı keşfetmeden önce kendisini keşfetmesi gerektiği, güzel manzaraları izlemenin sırrının düz yollardan değil yokuşlardan geçtiğini fark etmek ve kararından dönmemek, hayallerin birer yıldız olduğu ve karanlık, karamsar gecelerde onların bizlere yol gösterdiği gibi ( Ve tabi burada anlatımı çok uzun sürecek güzel anekdotlar ve hikayeler içeriyor) güzel ve kendimce faydalı tecrübe kazandıran güzel kitap.. Yazara sonsuz teşekkürler..
Kimya olmadan önce, felsefe taşını bulup bütün maddeleri altına çevirmeye çalışan ve ölümsüzlük iksirini arayan kişilerdir.. Tesadüf sonucu ortaya çıkardıkları şeyler vardır..
iyidir
efenim arkadaşın kitaplığına şöyle bir göz atmış ahiren tiksinti ilen başımızı çevirmişiz idir.çöplükten bozma kitaplığa simyacının da sıkıştırılmasına ziyadesiylen içerlemişim idir.evvelce etkilenen insanın artık neden etkilenmediği de beli olmuş udur.efenim popüler kültürün kölesine simyacıyı sormuşlar; gümüşlen simlen uğraşandır demiş idir.ne günlere kaldık ulen...
vah ilen...
zamaninda benii de etkiledi ama simdi bidaha okumak istedim keyif vermedi yarida birakttim
Efenim avamın okuyamayacağı okuduğu takdirde kolaylık ilen idrak edemeyeceği,her bir insan kulunun felsefesini açamayacağı cümleten malumumuz udur.efenim “hayal gücü” dar,aklı fikri zar olan avam içre ahmağın sofinin dünyasından anladıkları da ayrıyetten hayret mevzusu olup mükerreren okutularak imtihan edilmesi lüzumu hissedilmiş idir tefekkür ilen…
Efenim malum şahısların evvelen her türlü malumattan uzak tutulması ahiren de cin ali serisinin okutularak imtihan edilmesi naçizane tavsiyyesi ilen…
Herkes okuyunca 'yahu ben de okuyayım' diyerek aldığım ve bir çırpıda okuduğum kitap, iyidir hoştur...
en karanlık an şafağın söktüğü andır..
ister hayatınız isterse ekin tarlanız olsun, insan sahip olduklarını kaybetmekten korkar, ama kaderinizin ve dünya tarihinin aynı El tarafından yazıldığını anladığınız an bu korku uçup gider..
kitapta altı çizilecek ifadelerden ikisi sadece, okunmalı bence.
pek etkili değil insana değişik fikirler vermiyor. açmadı yani.felsefe seviyorsanız.(sofinin dünyası) mükemmel.....
şekilcilik.sırra giden yol aranıyor.ama sır görünende degil görünmeyende!
Ne gereksiz bir kitaptı o öyle...? !
Tümüyle beyinsel mastürbasyon; 'kişisel menkıbe' safsatasının az-buçuk 'entel' hanım kızlarımızın hayalindeki yansımalarının emzirilip doyurulmuş hali...
olmak isterdim
yayınlandığı dönemde oldukça popüler olan bu isimdeki kitap, beni bir bakıma hayal kırıklığına uğratmıştı. verilmek istenen mesaj ilginç olmakla birlikte çok basit geldi. bir çocuk kitabı okumuşum etkisi bıraktı.
kimyasal ve elementlerle uğraşan kişidir. yüzyıllar boyunca felsefe taşı'nın peşinden koşturmuşlardır. bir de Paulo Coelho'nun 1988 yılında yazıp şöhret kazandığı kitabıdır. yazarın diğer kitaplarında simyacıdan genellikle bahsedilir.
kimine göre hiç peşinde koşturan bir aptal kimine göre idealleri ve inandıkları ugrunda ömrünü harcayan bir kahraman.
hayel dünyasında bir kimyacı idi. teferruatı aklımda kalmadı. acaba dediğim oldu.
sonuna kadar kitabı gerçekmiş gibi okudum; ama penaltılarda hayal gerçeği eledi okumanı tavsiye ederim.
çok dogru ve etkileyici bir kitapp
çok sevmişitm bu kitabı....
yüzünün altında saklı olan ışık kendine çekti beni..tanrım bunun anlamını söyle bana...
masalla roman arası bişi yani bence insana pek bi katkısı yoktu ama güzeldi dili anlatımı
Simyacı bence 2 saatte okunan başlangıcı mantıklı ve sonu mantık dışı olmaya başlayan Paulo Coelho'nun kitabı
herman hesse'nin sidharta'sını ve ian dallas'ın gariplerin kitabını bilmeyenler için iyi bir kitap sayılabilir.
4 yıl boyunca tüm yaz tatillerinde bıkmadan okuduğum, 5 yıl aradan sonra bu yaz tatilinde yeniden başlamayı düşündüğüm paulo coelho'nun en güzel kitabı. binbir gece masallarından esinlenilerek yazılmış..diyorlar...
Simya, Ortaçağ'da çok popüler olmuş bir uğraşıdır.
Simyacılar, hep elementleri birbirine dönüştürme hayalleri kurmuşlar, demir gibi metalleri altına çevirmek için uğraşmışlardır.
Oysa simya dünya koşullarında imkansızdır. Çünkü elementlerin birbirine dönüşümü, ancak çok yüksek ısılarda gerçekleşir. Gereken bu ısı o kadar yüksektir ki, sadece yıldızlarda bulunur.
Elementler, atomlarının yapısıyla birbirinden ayrılırlar. Bir hidrojen atomunu demirden ayıran fark, hidrojenin proton ve elektron sayısının 1, demirinkinin ise 26 olmasıdır.
İşin önemli olan yönü, elementleri birbirine dönüştürmenin doğal Dünya koşullarında imkansız oluşudur. Çünkü bir elementin bir başka elemente dönüşmesi için, çekirdeğindeki proton sayısının değişmesi gerekir. Oysa protonlar, evrendeki en büyük fiziksel güç olan güçlü nükleer kuvvet tarafından birbirlerine bağlanırlar ve ancak ^^nükleer^^ reaksiyonlarla yerlerinden oynatılabilirler. Fakat doğal dünya şartlarında gerçekleşen reaksiyonların hepsi, elektron alışverişlerine dayanan ve çekirdeği etkilemeyen kimyasal reaksiyonlardır.
'O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır...' (Şura Suresi, 11)
Bakırköy hastanesinde heykeli olan
'düşünen adam' ın
altından yapılmış hali...
Aklımda kalan güzel bir cümle var Simyacı'dan:
Birşey bir kez olmuşsa bir daha olacağı anlamına gelmez.Ama iki kere olmuşsa devamı gelecektir.
çok sevdiğim ve çok kıymetli bir radyocunun nick i dir
Ben yandım bari başkası yanmasın...
Kesinlikle yasaklanması gereken bir kitap, insanların zihinlerini karıştırıyo o kitabı okuduğumdan beri kendi kişisel menkibemi arıyorum, Kuyudaki kadınla ne zaman karşılaşıcam diye bekliyorum yok arkadaş yok yakalım bu kitabı biz ya...
Mektup.............
Paulo Coelho..
Her cümlesine, her tanımına, her kelime oyununa hasta olduğum ilk ve tek yazar.
(Bakmayınız: Kitabı tanımlıyordum değil mi şimdi ben?)