Kültür Sanat Edebiyat Şiir

serbest kürsü sizce ne demek, serbest kürsü size neyi çağrıştırıyor?

serbest kürsü terimi Seu Kuyt tarafından tarihinde eklendi

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    -- Kapitalist Toplumlarda, dostluk, yarenlik, ahbap çavuşluk, yoldaş ve kardeşlik
    ilişkileri olmaz-olamaz? Bu tür ilişkiler ilkel komünal ve Feodal toplumlar da olur.
    -- Kapitalist Toplumlar da, genelde Siyasi ve ticari ilişkiler ön plandadır. Devletin
    hiyerarşik sistemin alt yapısı ve eğitim sistemi Kapitalistlerin istediği doğrultuda
    şekillenir. Bu gidişata karşı çıkanlar, fitne-fesat nifakçı, terörist ve şer odakları diye
    damgalanır. Hatta zaman-zaman aba altından sopa gösterilir. Yetmedi bir de bir
    suç yamasıyla hapse konulur.....VESSELAM.

  • Muammer Orak
    Muammer Orak

    a kateter ve b kateder noktalarının birleşimi hipotez. Hipotezin bir üst aşaması ise doktirin. Sentez ve anti sentezin birleşimi argüman. Argümanın bir üst aşaması ise tez...
    Yani, içeriksiz bir iç nihilizmi hiççiliği çağrıştırmıyormu?

  • Muammer Orak
    Muammer Orak

    Duyuru: Antoloji, term eklemelerde kategori kısmında neden felsefe yok?

  • Muammer Orak
    Muammer Orak

    Bir şey-e inanma ile, tanımlama ile, anlatma ile veya açıklama ile o' şeyin kendi içindeki öznesi ile, mefhumu ile, vasfı ile, işlevi ile, funksiyonu ile o' şeyin kendisinin aynısı orjinali değildir.

    Evrensel bazda bir hususun gerçek olarak ele alınması, metodun, yöntemin, vâkanın, tarifin, tasvirin, tasavvurun, durumun herkes tarafından kabul edilmesimidir?

    İş yoruma, şerhe, menfiyete, görüş ayrılığına düşünce herkesin gerçekleri biri biriyle örtüşmeye bilir ve bu bağlamda görüş ayrılıklarından kaynaklanan perspektifler meydana gelir.
    Gerçeklerin bir biriyle örtüşmemesi görüş açıları bakımından diplomasi ve siyaseti öne çıkarır, çünkü hem kolektif bakış açısına göre hemde ferdi bakış açısına göre gerçeği yorumlama veya algılama bireysel bazda ve kolektif bazda her ferdin görüş açıları bakımından bir biriyle örtüşmeye bilir. Öyle ise, bahsi mevzuda bulunulduğu gibi pekî bu durum neyi meydana getirir?
    Aslında bireysel bakımdan insanın kendisine yönelik siyaseti maskesidir, politikası ise edinmiş olduğu kimliğin içerisinde maksat ve gayelerine yönelik arayıpda bulamadıklarıdır, kendi kimliğinden yoksun arayıpda bulma çabası ise onun adıda demagojiden başkası değildir...

    Genel itibariyle, politikanın kendisi sunni idiolojik problemler üretip çözümü kendinde görüp çözüm üretiyormuş gibi maskeleniyorsa, Nihilizmin hiçciliğin problemi olan hiçlikten var olma inkarını doğurur.
    Bu olgu ise, din üzerinden politika yapma değilde, genelde "dinin politikadaki yeri" nedir tartışmasını beraberinde getirir.
    Sekuler nitelikteki siyasal akımlar idiolojik açıdan kendilerini geliştiremezler. Nitekim pragmatiği ekseriyette edinmiş olunan referansı kutsileştirme gibidir, referansın kendisinin kutsileştirilme çabasından ötürü gidemez. Velhasıl kutsiyeti sağlayan inanç sistemi olan dindedir.

    Politika ve siyasetin çerçevesi sunni gündem üretip idiolojik çekişmeler oluşturup kutuplaştırma çabası olmamalıdır, toplumun ve bireyin kısa vâdeli, orta vâdeli ve uzun vâdeli oluşa gelen problemlerine gerçekci yasal çerçeveler dahilinde çözümler üretme olmalıdır.

    "Peygamber futbol oynamışsa, futbolun kurallarını ne hakem nede futbol federasyonu tayin etmiştir."

    "Var olduğumuz bir tek dünyada, herkesin ayrı ayrı kendi dünyalarında bulunan perspektifler ve gerçekler aynı mı?"

  • Muammer Orak
    Muammer Orak

    Ağaçı kesen baltanın sapı ağaçtanya, kurşunu kendi dizine sıkmak gibisi varya.
    Dergahta "ayin" term-i hiristiyan-i metodoloji mi islam-i metodoloji mi?

  • Us Atölyesi
    Us Atölyesi

    "..a s l ı n d a aynı dergahta a y i n yapabilirizbelki...gerekirse b o l a l k o l l e arınırgelirim...."

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ******KURAN EVRENSEL VE KUTSAL BİR KİTAPTIR******
    ---Kuran, bütün Evrenin tercüm-i ezeliyesidir. Hz. Muhammed Yüce Yaratanın
    Yer yüzünde ki tek ve son rehberidir...
    ---Kuran, bütün Tarikat ve asitane dergâhlarını reddeder. İslamiyet te ilk ayrışmayı
    Mezhepler başlatmıştır. Tarikatlar DİNİ siyasallaştırp kendi nefsi amellerine alet
    etmişlerdir. İslam Dini son ve evrensel bir Dindir. Bütün Kâinatı kapsar. Sevgi, barış
    ihlas ve hayır hasenat öğütler. Özellikle Haşhaşi Tarikatları İslamiyet gölgesi altında
    DİNİ bir siyasi malzeme ve zaman-zaman zülfikâr kılıç olarak kullanmaktadırlar.
    15 Temmuz 2016 da olduğu gibi??
    ---Cümle Tarikatlar, hiç bir zaman Kuran ve Din konusunda hemfikir olamamışlardır.
    Her biri, bir diğerinin kuyusunu kazmışlardır. Bu Tarikatlar kervanın Maddeyi çekiştirp
    ve en çok maddeci onlar olmuşlardır. Cümle Tarikatların Mali durumları araştırılsa
    bunların Materyalistlerden daha çok materyalist oldukları görülecektir.
    ---Tarikatlar Akvamı, her zaman ve her yerde kaos ve kargaşadan beslenir. Bunlar
    pusulu havayı çok severler. Devlet'in kurum ve kuruluşların orta direklerini kemirirler.
    Şıkıştıkları zaman arkaya bakmadan tabanı yağlarlar. Bunların en büyük hamileri
    Amerika'dır. Emir ve nasihatlarını oradan alılar. Orta Doğuda ki Dinci terör örgütleri
    Bizde ki Tarikatlarla iç-içedir. Bu Tarikat dergâhları her türlü bilimsel faaliyete karşıdırlar.
    Müspet Fen-bilimin, Tarikat sempatizanlarının uyanmasını ve gerçeği görmesini sağla-
    yacağından çok tedirgin olurlar. O yüzden bilim ve teknolojinin hep gavur icadı olduğunu
    kürsülerden fetva verirler. Muasır-çağdaş medeniyeti baş düşmanları olarak görürler.
    ---Avrupa Devletleri, Mustafa Kemallere yenilince çok paniklediler. Ülkemizde ki bütün
    şer amellerini gerçekleştirmek için, 1955 yılında harekete geçip yurdumuzda Tarikatları
    yuvalandırıp köklendirdiler. Menderes Hükümeti de bu illegal oluşuma göz yummuştur.
    Hatta Genel seçimlerde siyasi bir malzeme olarak ta kullanmıştır....VESSELAM.
    --------OZAN ÇAKIOĞLU------

  • Abdulkadir Başodacı
    Abdulkadir Başodacı

    Kur'an diyorsunuz, doğru efendim
    Bizde okuruz, alırken besmele çekmediğimi belirtmek isterim
    Sizin için sakıncası yoksa tabi
    Hatta Kur'an okuduğum tek kitaptır

    Çünkü diğer kitapların, kimlerinin kafasının içinde nasıl şekillendiğini
    Ve nasıl yazıldığını bildiğini zanneden biriyim
    Bir kişi, hayatını yaşarken yalan söylüyor ve yanlış yaşıyorsa
    Ki doğru yaşayan yazar sayısı çok az
    O kişinin yazdığı kitaba, kimse beni inandıramaz

    Şimdi gelelim, Kur'an konusuna
    Efendim, din ticaretini Kur'an ile yaparlar
    Kur'an ticaretini içinde yazılı olan ayeti inkar ederek

    Allah; benim ayetlerimi az bir pahaya satmayın ''buyuruyor''
    Ama Müslüman olduğunu iddia eden memlekette Kur'an 100 lira
    Fazla konuşmayın, eğer devam ederseniz
    Yaşamakta olduğunuz hayatın yalan olup olmadığıyla alakalı soru işaretlerini getirmeye devam edeceğim

    Samimi olamadığınız her konudan uzaklaşın
    Sağlıkla ..

  • Abdulkadir Başodacı
    Abdulkadir Başodacı

    Konuşun efendiler!
    Halt ettik!
    Yiyin bir birinizi, hayvanların bir birini yediği gibi!

    Bildiğiniz sizde kalmasın, ne de olsa ahirette, herkes bir başkasından sorumlu olacak
    Ne de olsa, o gün, herkes bir başkalarının günahını üstlenecek

    Antoloji, fan sayfası değildir
    Şairlikle bağlı olmamakla birlikte, direkt olarak ilgilidir

    Sizler, konuşarak veya yazarak insanların düşüncelerini değiştirebileceğinize inanan insanlarsınız
    Eğer, bu gerçekten böyle olsaydı
    Önce Allah, sonra Muhammed, insanlara söz geçirirdi

    Sen olmadan da yaşanır dünya
    Sulamadığın halde ağaç büyür
    Bakmadığın halde verir meyve
    İstemediğin halde yaşatıyorsa seni
    Seviyorsa seni, sevmediğin halde
    Kendini bir şey zannetme

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ***** RUBAİYAT *****
    .
    Eline kalem alan, Arza yazdılar beni
    Ağyar infaz eyledi, dostlar yüzdüler beni
    Ahiret Namazı mı, kıldırmadan Sofüler
    Kefensiz-kefaretsiz, Kabre koydular beni...
    ------OZAN ÇAKIROĞLU-------

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    **Aziz Milletimizin, milli mücadele sürecinde en büyük adımı olan büyük ve kutlu
    Taarruz'un yıl dönümünde, başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, Vatanımız
    uğruna canlarını feda eden Aziz Şehitlerimizi rahmet ve şükranla anar, Yüce Türk
    Ulusunun büyük zafer bayramını en içten duygularımla kutlarım...
    -------OZAN ÇAKIROĞLU--------

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    ?si=_Wrlm_71QA7mUALJ

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Mücadele Arkadaşları, insanlık onuru ile ulusal onur'un simgesi idiler.

    30 AĞUSTOS ZAFERİ'nin özünde bu onur yatar.

    Bize de, Ulusumuza bu onuru yaşatan o büyük insanları saygı, sevgi ve teşekkürlerle anarak selamlamak düşer.

    BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN !

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Dördüncü Baskı

    Asırlardır İslam'ın yolunda şaşmadan yürüyen toplumumuzun, Kur'an-ı Kerim varken, üçüncü kişilerin işgüzar rehberliğine(!) HİÇ ama HİÇ ihtiyacı yoktur. Hele copy-past'lara(kopyala yapıştır) ASLA!

    Zaten gerçek Müslüman'ların bu tür göz boyamalara rağbet etmeyeceği de asırlardır kanıtlanmıştır.

    Bu nedenle, kişilerin Dinimizle oynamaktan, O'nu kullanmaktan ve O'nu kullanarak kendilerine hava verme/çıkar sağlama boş hevesinden vazgeçmelerini tavsiye ediyorum.

    Unutmayalım ki, tereciye tere satılmaz.

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Siyaset, Askeriye, Din...
    Bu üç şeyin kati suretle konuşulmaması gerektiğini buyuruyor arkadaş...

    Din: İnanç/moral dünyası...
    Askeriye: Yurdun ve Ulus'un güvenliği...
    Siyaset: Hayatın ta kendisi...

    Kısacası, toplumsal ve bireysel olarak hayatımızı etkileyen, yönlendiren, biçimlendiren ve bu nedenlerle karar aşamalarında buluşmamız gereken 3 önemli unsur...Ve biz halk olarak bunları hem de kat'i surette konuşmamalıyız, öyle mi?

    Pardon ama neyin hesap kitabıdır bu?
    Suskun/susturulmuş Türkiye ön yoklamaları mı?

  • Ahde Vefa
    Ahde Vefa

    İnsanları tanışırken değil, tartışırken tanırsın. Çünkü öfke, sallanan kişiliği ortaya çıkarır.

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    26 AĞUSTOS 1922 BÜYÜK TAARRUZ
    Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan 26 Ağustos 1922 günü Başkomutan Mustafa Kemal Paşa komutasında Kocatepe'de saat 05.00’de top atışlarıyla Büyük Taarruz başladı.

    Büyük Taarruzun başlangıcının 102. yıl dönümünde büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve Ulusal Bağımsızlık Savaşımız'ın kahramanlarını saygı ve sevgiyle anıyor ve selamlıyorum.

  • Abdulkadir Başodacı
    Abdulkadir Başodacı

    Bazen değil, çoğu zaman az gelir
    Her vakit, gerçekler herkese söylenmelidir
    Bir gün ağanın, çobanlık yaptığını görürsem
    Ağa için de, aynı şeyleri söylerim

    Şimdi öncelikle şair olduğunu iddia eden birinin, atıldığı siyasetin ne anlama geldiğini öğrenelim
    Size kolajlar halinde siyasetin yalandan ibaret olduğunu anlatırdım ama
    Bununla uğraşmayacağım
    İnsanların, akıldan ve izandan yoksun olduklarını düşünmediğim için
    Siyasetin sadece ''yalandan'' ibaret olduğunu söylemekle geçiştiriyorum

    Şair olduğunu iddia eden kişi, doğruluğu benimsediği için şiir yazma ihtiyacı hisseder
    Siyasete atılmak, doğru söylemeyi iş edinmiş biri için, büyük bir hata
    2. bir hata ise, siyasette dinin konuşulmasını istemesi
    Hatadan öte rezillik bu

    Necip Bey, banka müdürü iken, doğruları ve yanlışları daha iyi ayırıyordu bir birinden bence

  • Vezir Pehlevan
    Vezir Pehlevan


    ***Abdulkadir Bey, Necip Fazıl ve şürekası aktüel olarak güncelleniyorsa
    Türk Ulusal Edebiyatımıza ve çağdaş-muasır medeniyete gölge çekilmek
    isteniyordur??? Ancak bunlar konjonktürel olaylardır. Saman yanar, amma
    ve lakin alevinin izi ve kokusu kalmaz...Hayırlı çalışmalar.
    -----OZAN ÇAKIROĞLU------

  • Abdulkadir Başodacı
    Abdulkadir Başodacı

    Antoloji kürsüsünde paralel yapılanma olmuş
    Aklı başında insanların yerine, aklı iki karış havada olan insanlar tayin edilmiş
    Münferit fikirlerin bir araya getirdiği insanlık topluluğu
    Yerini tarikatçı ve cemaatçilere bırakmış

    İsviçre'de yaşayan bir amcamız, bir röportajında şöyle diyordu
    ''ben orada İslam'ı tebliğ ediyorum''

    Aziz Paul'da tebliğ yapıyordu
    Tebliğ peygamberlik görevidir
    Aziz Paul ise, İncil'i değiştiren kişidir
    Bu kişi Avrupa'ya Mersin'den yola çıkmıştır
    Hem İncil'i değiştirmiş, hem peygamber olduğunu iddia etmiştir

    İslam'a inanmak için insanlar bir kişiye muhtaçtır
    Onunda adı Muhammed Mustafa'dır
    Muhammed-ül Emin
    Gayrısı boştur, lakırdıdır hoş da değildir

  • Abdulkadir Başodacı
    Abdulkadir Başodacı

    Necip Fazıl şair değildir,
    çünkü siyasete atılmıştır
    Siyasetçi de değildir,
    çünkü dini öne atmıştır
    Din adamı da değildir,
    en sonunda kafası da karışmıştır
    Necip bey benim gözümde halâ banka müdürüdür

  • Abdulkadir Başodacı
    Abdulkadir Başodacı

    Ben şairim
    Madde, evren, canlıların anatomisi, doğanın işleyişi ve deprem
    Hepsine, çizgi çekerim
    Ve büyük harflerle, yaşamı
    Yaşamak için en önemli unsur olan sevgiyi
    Sevdikten sonra, karşıtlığın çıkma olasılığına karşı
    Saygıyı benimserim

    ..

    Siyaset, Askeriye, Din

    Barış ve kardeşlik için
    Yani bir birini dost eylemiş
    Bir birinden çekincesi olmayan bir toplum için
    Bu üç şeyin kati suretle konuşulmaması gerekir

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    "İslam, şeriat demek değildir!" 6
    (Baş tarafı: 5'de)

    Sonuç:
    Bu gerçekler ışığında ilahiyatçılar olarak bizler, bütün halkımızı, aziz dinimiz İslam’ı yaşarken aynı zamanda büyük Atatürk’ün ve şehitlerimizin emaneti olan; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti devletimize sahip çıkmaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, laiklik dinin doğru ve özgürce yaşanabilmesi için de yaşamsal önem taşımaktadır. Devletin dini ancak adalettir anlayışıyla her türlü dinsel ve mezhepsel ayrıma karşı ulusal birlik ve bütünlüğümüzü korumalı ve güçlendirmeliyiz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz."

    İmzacılar:
    Cemil Kılıç (İlahiyatçı Yazar)
    Şahin Filiz (İlahiyatçı Prof. Dr.)
    Mustafa Öztürk (İlahiyatçı Prof. Dr.)
    İsrafil Balcı (İlahiyatçı Prof. Dr.)
    Hatice Doğan (İlahiyatçı Dr.)
    Hakkı Yılmaz (İlahiyatçı Yazar)
    Hıdır Temel (Din Bilimleri Dr.)
    İdris Şahin (İlahiyatçı)
    Yaşar Koçer (İlahiyatçı)
    Fikret Eroğlu (İlahiyatçı)
    Halis Dinçer (İlahiyatçı)
    Emine Yücel (İlahiyatçı)
    Mehmet Göl (İlahiyatçı)
    Mustafa Sağer (İlahiyatçı)

    SON

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    "İslam slam, şeriat demek değildir!" 5
    (Baş tarafı: 4'de)

    İslam dini, inanç, ibadet ve ahlak esasları olarak şeriattan kesinlikle ayrıdır. Şeriat uygulanamaz olsa da İslam dini, iman esaslarıyla, uygulama olarak da namaz, oruç, hac, zekât ve benzeri ibadetleriyle, ahlakî açıdan ise helal haram anlayışıyla yüzyıllardır yaşanan ve bundan sonra da daima yaşanacak olan son ilahi dindir. İslam azizdir ve şeriatla kısıtlanamayacak denli değerlidir.

    Büyük İslam bilgini Ebu Hanife’nin de dediği gibi din, Hz. Âdem’den beri gelen tevhid inancıdır ve asla değişmez. Ama şeriat değişir. Nitekim tarih boyu her ümmet için ayrı bir şeriat söz konusu olmuştur. Osmanlı’nın Mecellesi’nde de belirtildiği üzere; 'ezmanın tegayyürü ile ahkamın tebeddülü inkar olunamaz.' Ancak bu durum elbette ki din için söz konusu değildir. Din, sabittir ve tersi düşünülemez.

    DEVAMI: 6'da

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    "İ, şeriat demek değildir!" 4
    (Baş tarafı: 3'de)

    Birey kimliği, kadın erkek eşitliği, iktisadî ilişkiler, suç ve ceza kavramı, aile hukuku, siyasi sistem ve bilimsel çalışmalar açısından şeriat hukuku, dönemin Arap toplumunda değişim ve dönüşüme öncülük eden ilk uygulamaları içermiş olabilir.

    Ancak, günümüzde uygulanabilirliği söz konusu olmayan kurallar yığını olarak, sadece akademide hukuk tarihi dersleri için bir anlama sahip olabilir.

    Başka bir deyişle, şeriat kurallarının güncel yaşamda insan onuruna yakışır bir karşılığı yoktur.

    Çok eşliği, kölelik kurumunu, çocuk yaşta evliliği, haremlik selamlık uygulamasını, haklar bakımından kadınların ikincilliğini, mürtedin idamını ve tekfirciliği içermesi, iktisadî tezler bağlamında da günümüzün girift ekonomik ilişkilerini karşılayamayacak denli basit oluşu, siyasal sistem açısından ise otoriter ve totaliter bir rejimi öngörmesi, şeriatı kabul edilebilir olmaktan uzaklaştırmakta ve olanaksız kılmaktadır.

    DEVAMI: 5'de

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    İslam, şeriat demek değildir!" 3
    (Baş tarafı: 2'de)


    İslam şeriatı denilen kavram İslam’ın kendisi demek değildir. Zira şeriat kurallarının çok azının kaynağı Kur’an ayetleridir. O ayetlerin de çoğu dönemsel olup esbab-ı nüzul çerçevesinde anlaşılması ve yorumlanması gereken hükümleri içermektedir. İslam tarihinde bütünsel ve tek yapı halinde bir şeriat anlayışından söz edilemez.

    Gerek fıkhî gerekse ona zemin oluşturan itikadi meselelere ilişkin onlarca şeriat yorumu ve uygulaması söz konusudur. Bu yorum ve uygulamalar, sahabilerin farklı görüşlerinden, sıhhati tartışmalı kimi hadislerden, İslam bilginlerinin kimi aklî çıkarımlarından neşet eden ve pek çok bakımdan birbiriyle çelişen ictihadî hükümleri yansıtmaktadır.

    Hangi şeriat ekolü söz konusu olursa olsun içerdiği kurallar açısından hiçbirinin günümüz toplumsal yaşamına ve insan gereksinimlerine, temel hak ve özgürlüklerine dahası çağdaş hukuksal sorunlara yanıt verebilecek bir yapıda olmadığı açıktır. Böyleyken insanlığın ve Müslümanların geçirdiği hukukî evrimi dikkate almayan şeriat taleplerine itibar etmek mümkün değildir.

    DEVAMI: 4'de

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    "İslam, şeriat demek değildir!" 2
    (Baş tarafı: 1'de)
    Bildirinin tamamı şöyleydi:
    "Cumhuriyetimizin 100. yılını geride bıraktığımız bu günlerde toplumumuz kısır ve tehlikeli bir tartışmanın içine çekilmek istenmektedir. Bu tartışma adeta dine rağmen din, İslam’a rağmen İslam denilebilecek düzeyde bir cahilliği içeren şeriat tartışmasıdır. Arap dilinde pek çok anlama sahip olan şeriat sözcüğü terminolojik açıdan dilimizdeki hukuk sözcüğünün karşılığıdır.

    Gerek dinsel inanışları referans alan gerekse laik ve seküler dünya görüşüne dayanan yasalar Arap dilinde şeriat sözcüğü ile ifade edilir. Bu nedenle şeriatı din ve İslam’la özdeş bir kavram olarak yansıtmaya çalışmak gerçeğe aykırıdır.

    DEVAMI: 3'de

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    İslam, şeriat demek değildir!" 1

    Son günlerde sosyal medyada yeniden tartışma konusu olan şeriat, bana 14 ilahiyatçının Haziran ayında bu konuyla ilgili yayımladıkları ortak bildiriyi anımsattı.

    İlahiyatçılar Cemil Kılıç, Prof. Dr. Şahin Filiz, Prof. Dr. Mustafa Öztürk, Prof. Dr. İsrafil Balcı, Dr. Hatice Doğan, Hakkı Yılmaz, Dr. Hıdır Temel, İdris Şahin Yaşar Koçer, Fikret Eroğlu, Halis Dinçer, Emine Yücel, Mehmet Göl ve Mustafa Sağer'in imzasını taşıyan bildirgede, İslam dininin, inanç, ibadet ve ahlak esasları olarak şeriattan kesinlikle ayrıldığı belirtilmişti.

    DEVAMI: 2'de

  • Korhan Ufuk
    Korhan Ufuk

    Birgün evde kimse yokmuş. Kapı zili çalmış. Papağan; “Kim o?” demiş. Kapıdaki “Elektrikçi!” demiş.

    Ancak içerden ses ve hareket gelmeyince zil tekrar çalmış. Papağan tekrar sormuş; “Kim o?” Adam tekrar cevap vermiş,"Elektrikçi!"

    Soru cevap dakikalarca böyle sürmüş.
    "Zrrr!"
    "Kim o?"
    "Elektrikçi!"
    "Zrrr!"
    "Kim o?"
    "Elektrikçi!"

    Sonunda elektrikçinin kalbi buna dayanamamış ve oracıkta yığılıp kalmış.

    Bir süre sonra ev sahibi kadın gelmiş. Yerdeki adamı görünce korkuyla bağırmış, "Aman tanrım, kim o?!"

    İçeriden papağanın sesi gelmiş, “Elektrikçiii !”

  • Ponçik Kabadayı
    Ponçik Kabadayı

    Oğuz Aksaç'la aynı çağa denk gelmek onurdur

  • Dengi Naz
    Dengi Naz

    -Alttan Ders-

    ...
    Hani bilirsiniz, Alltan dersleri varsa mezun olamaz ya öğrenciler...
    Bu minval, hayatımızda tekerrüre düşen her imtihan,
    "Yahu hep mi beni bulur bu" dediğimiz her konu kendimizle ilgilidir. Yani her tecrübede şunu diyebilmelidir insan; "Bundan ne çıkardım?"
    Muhakkak ki, biz us'lanmadıkca, imtihandan noksanlarımızın dersini cıkarmadıkca, İlahi denge o alttaki dersi her imtihanda sorar...Aynıyla vâkidir.

    İlahi dengeyi bilmekle kavramak için yaş yetmez, bir de şuurlu baş lazımdır.