Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm..! Ne gökyüzüne benziyordu ne okyanus derinliğine.. Herkesleşmişti..! Tanımadığım tablolar daha mana kazanmıştı.. Yazık olmuş önemli kelimeyi ayıran bir virgül de değil artık tırnak içi sevdası
Aziz Aziz dendiği zaman menfeze doğru süzülür ruhum Yollar çiçeklenir, Avatar olurum Bir anlatsam yandığımı, bir duyursam çığlıklarımı ,,Eski tapınakların, köhne barınaklarında asırlardır yalnızım" Damarlarımda kanım kalmadı Seziyorum, gidiyorum Aziz Ama gitmeden dökeyim çığlıklarımı İçimse paramparça Ben bu kadar zulme layık mıydım?
Anlamadım ki neydin bana.. Üç adımlık gelişlerimle başlayıp, soluksuz kaldığım gidişlerinden arta kalan panik ataklarda büyüdüm ben. Ben diye başlayan tüm cümlelerin sonu hep senin özneliğindeydi. Kimin kızısın diye sormuşlar gibi onun aşkıyım dediğimi, Tanımadığın yüzlerce kişinin seni tanıyor olmasını nasıl anlatabilirim ki...
Güzel olan ne varsa Biriktirip sana getireyim, Anlatayım istedim. "Durma uç o zaman." Kanat çırp sonsuzluğa, Benden çok uzaklara. Ama sen yine de "beni al", Kırık kanatlarımı iyileştir. "Bana uçmayı öğret." Bir kez daha, Eskisi gibi. Geri gel, Geri gel.
Seninle tanışmadan önce de sevmiştim seni. Başka bir zamanın gülüşüydün sen, ama hep aynı kalbin çağrısı… Bir zamanın çayır suyuydun belki, toprağın ezberinde kalmış bir ayak izi.
Aşk; Zamandan bağımsız bir buluşmadır.
— aşk’ın aşk hâline meftun bir kadın, Huri Çalışkan
Başıma gelmeyenlerin en başında adın Yalnızlığıma ekleyipte, çoğalamamak Bir başıma düşünmek, düşlemek seni Ne acı , geç rastlamak sana Ve ne acı ki yarınım da olamaman Selda Erşahin
hangi kente eserse essin rüzgâr, kızıl ufukların eşiğinden sana seslenirim… çünkü senin soluğuna dokunmazsam acıkırım ben...
bir bilsem o kalbin hangi nota ile tamamlanır…
sen geldiğinde,
kuşlar inzivaya çekilirdi.
bilirlerdi ki,
onlardan çok seviyordum seni.
seni özledim,
sobadan yeni çıkmış ekmeğin içine
annemin koyduğu tereyağ kokusu gibi…
seni seviyorum anne…
hala sabun kokan saçlarının
beyazlığında saklı çocukluğum.
Adamsız Özgür Dünya
Dün bir fotoğrafta gözlerini gördüm..!
Ne gökyüzüne benziyordu ne okyanus derinliğine..
Herkesleşmişti..!
Tanımadığım tablolar daha mana kazanmıştı..
Yazık olmuş önemli kelimeyi ayıran bir virgül de değil artık
tırnak içi sevdası
and blue
Bir şarkının içinden,
Sen geçtiğin zamanlar,
Ağlamaklı oluyorum,
Sesine sarılamadığım da,
Noksan, öksüz
Aziz
Aziz dendiği zaman menfeze doğru süzülür ruhum
Yollar çiçeklenir, Avatar olurum
Bir anlatsam yandığımı, bir duyursam çığlıklarımı
,,Eski tapınakların, köhne barınaklarında asırlardır yalnızım"
Damarlarımda kanım kalmadı
Seziyorum, gidiyorum Aziz
Ama gitmeden dökeyim çığlıklarımı
İçimse paramparça
Ben bu kadar zulme layık mıydım?
Sen mesela,
unutulmamakla meşgulsün…
Anlamadım ki neydin bana..
Üç adımlık gelişlerimle başlayıp, soluksuz kaldığım gidişlerinden arta kalan panik ataklarda büyüdüm ben.
Ben diye başlayan tüm cümlelerin sonu hep senin özneliğindeydi.
Kimin kızısın diye sormuşlar gibi onun aşkıyım dediğimi,
Tanımadığın yüzlerce kişinin seni tanıyor olmasını nasıl anlatabilirim ki...
.
Kimselere anlatamadım,
Kendime bile.
Ola ki ağzımdan kaçırır,
Bir daha tutamam seni...
N. Hikmet
aşkın gövdesi görünmez
Ama sen geçerken,
rüzgârı okşar içimi.
Ve ben susarım...
çünki en güzel mektuplar,
susularak yazılır.
` Huri Çalışkan
çayın yanına samimiyet, dostluğun gölge izine de sen bastın,
şükranla, bilge ruh...
“Gel
Her şey
Herkese anlatılmıyor.”
Der.Ahmet Güntan da.
Sevgimle,Kadın :))
biliyordum dünyayı sadece ziyaret eden ruhtan ibaretti, âmâ ruhunu bedenine öyle güzel giymişti ki âdeta tutuldum...
Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı
Beni herkes görebilir… Ancak sadece biri tanıyacak.
Çünkü tanımak,
ilahi bir tanıklığın,
zamansız bir buluşmanın iç sesidir.
– k.i. (kalbimin içinden)
?si=vpnTQaL8MbuDxhSY
Kalbimde bir yer var,
soğuk bir sandalye gibi — hep sana ayrılmış.
Ama…
ama sen yoksun.
“Ve işte o an, içimde bir sandalye daha kırılıyor.”
( protezli sandalye, şiirinden...''
Durma Uç O zaman
Güzel olan ne varsa
Biriktirip sana getireyim,
Anlatayım istedim.
"Durma uç o zaman."
Kanat çırp sonsuzluğa,
Benden çok uzaklara.
Ama sen yine de "beni al",
Kırık kanatlarımı iyileştir.
"Bana uçmayı öğret."
Bir kez daha,
Eskisi gibi.
Geri gel,
Geri gel.
Ve...
"Beni, seni bize götür."
Ne olur...
15.02.2020
Huri Çalışkan
sen mesela, unutulmamakla meşgulsün.....
Ritmin atışları,
gözlerimin dalışları
ve yağmur damlaları tentede...
Bir sen eksiksin bu sessizlikte.
bil ki hep sevgiyle, Huri
Seninle koklamadığım bir çiçek,
dans etmediğim bir gökyüzü,
ve...
yollar var yeryüzünde.!
Bana öyle bir "gel" demelisin ki;
yollar kulağıma fısıldamasın: "gitme..."
Huri Çalışkan
Sesini duymadım bu gece...
Ama adını içimde o kadar çok andım ki,
kalbim dua sandı seni.
Huri Çalışkan
Seninle tanışmadan önce de sevmiştim seni.
Başka bir zamanın gülüşüydün sen,
ama hep aynı kalbin çağrısı…
Bir zamanın çayır suyuydun belki,
toprağın ezberinde kalmış bir ayak izi.
Aşk;
Zamandan bağımsız bir buluşmadır.
— aşk’ın aşk hâline meftun bir kadın, Huri Çalışkan
Başıma gelmeyenlerin en başında adın
Yalnızlığıma ekleyipte, çoğalamamak
Bir başıma düşünmek, düşlemek seni
Ne acı , geç rastlamak sana
Ve ne acı ki yarınım da olamaman
Selda Erşahin
Kıskanma sevgilim…
Dudaklarımın ağzından doğan güneşi…
Güneş herkese doğar ancak sadece birini ısıtır.
Sen benim en sıcak sabahım,
İçimi ısıtan tek ışık,
Dünyamın hiç batmayan güneşisin.
Gökyüzü herkese açıktır ama benim gökyüzüm sensin.
Huri Çalışkan
Sesinin gökyüzüne değdiği yerde biledim şiirlerimi yokluğuna.
Huri,
soğuk fırtınalı rüzgar kokunu getirdi, öyle sıcaktı ki.!
Huri Ç.
Ahhh sevgilim saçların dağınık memleketim gibi.!
Seni anlatmak;
bir gül yaprağının sabah çiyiyle dans etmesi,
sonsuz bir masumiyetin incelikle varlık bulması.
Bir hayal denizin sonsuzluğunda
Canıma can buldum sanmıştım..
Bulduğum canın canımı alacağını
Bilemedim.....