Havva kızlarından olamadım oldum olası... İmrendim seyrettim hep... Mülayim, yumuşacık, kelebek kanatlı o kadıncağızları... Kanaatkar ve itaatkar... Bir o kadar da ikiyüzlü ve riyakar.!! Ama onlar hep en mutluydular.
Ben Lilith'in kızlarındanım. Biraz asi, biraz huysuz... Duygu dehlizlerinde kaybolmuş... Ruhunu uçurtma yapmış göklere savurmuş. Prangalarıyla barışmayan... Canı yansa da uzlaşmayan, uyuşmayan... Dik ve başına buyruk.. Bir o kadar da aşka mağlup... Aşksız eksik, yarım ve buruk...K.K.
Bugün yine yağmur var Ankara da Hava soğuk ve sisli Birden kapanıverdi sanki gökyüzü Güneş bulutların arkasına saklandı Hadi beni bulun burdayım işte der gibi Çoğu kişi sevmez bu havaları Ne kadar kasvetli karartıcı Ruhum sıkılıyor sığamıyorum hiç bir yere Takıldım kaldım eve der durur Ama yağmuru daha çok seviyorum ben Hele toprağa ilk düşüşü Ardından yavaş yavaş bütün yeryüzü ıslanır Camlara vuran tıkır tıkır sesi Sanki hadi bak ben geldim Aç pencereni izle beni Bereket getirdim huzur getirdim Temizlik getirdim yeryüzüne dercesine Yağar, yağar Ardından git gide şiddetlenir Sanki biz insanoğlunu bize anlatır Önce naif sakin ve kibar Sonra gökyüzündeki çakan şimşekler Sanki bizim sinirimiz Dur durak bilmeyen Bir anda şiddetlenen hızıyla Suyu önüne gelen herşeyi götürüyor Esiyor gürlüyor Belki biraz korkutuyor Ama yine eski haline dönüyor Yavaş sakin naif Sanki hiç esmedi Sanki hiç gülemedim Yağdı yağdı ve gitti Bulutların hepsi kenara çekildi Güneş tatlı yüzünü yine gösterdi Yağmur Biz insanoğlunu bize anlattı sanki...
karlı bir kış günü gürül gürül yanan bir sobanın karşısında,sıcacık; demli bir çay içer gibi tat almak yaşamdan, ve sevmek birisini,sevebildiğince... kimseye aldırmadan,kural falan tanımadan SOLUK ALIR GİBİ....
Bazen daha fazladır her şey Bi eşikten atlar insan Yüzüne bakmak istemez yaşamın O kadar azalmıştır anlam O zaman hemen git radyoyu aç bi şarkı tut Ya da bi kitap oku mutlaka iyi geliyor Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün Ayrılıktan kaçılmıyor Hem çok zor hemde çok kısa bir macera ömür Ömür imtihanla geçiyor Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir Bi şiirden, bi sözden, bi melodiden, bi filmden Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor Ferhat Göçer - Gidemem
Efkarlıyım başım duman Sitemım var ey koca çınar Zor günümde nicesini andım Muhabbet yetmezmiş bilmedim Dün bugün dedım gönlüm avuttum Yarın yetmezmiş bilmedim Dert bir yandan Sevda bir yandan Derman yetmezmiş bilmedim Sitem ne çare Şu dünyanın haline kandım Ben yalnızmışım bilmedim Gönül için için yanar da Sabır yetmezmiş bilmedim Sitem ne çare Efkarlıyım başım duman Sitemım var ey koca çınar
Omzumda başın eksik Yatagında kokun Tenimde tenin eksik Gelde bir dokun Gecelerden uykum eksik Yüzde tebessüm Elimde elin eksik Yaslı hep gözüm
Omzumda basın eksik Yatağında kokun Tenimde tenin eksik gelde bir dokun Gecelerden uykum eksik.. Yüzde tebessüm Elimde elin eksik, Yaşlı hep gözüm,
Ne olur dön geri sevindirme elleri Bozdur mühürlü kara büyüleri Sensiz olmaz sensizlik anlatılmaz Hep eksik diyorum o bile az....
Omzumda başın eksik Yatağında kokun Tenimde tenin eksik Gelde bir dokun Gecelerden uykum eksik Yüzde tebessüm... Elimde elin eksik Yaşlı hep gözüm,
Ne olur dön geri sevindirme elleri Bozdur mühürlü kara büyüleri Sensiz olmaz Sensizlik anlatılmaz Hep eksik diyorum ya o bile az
Ne olur dön geri sevindirme elleri Bozdur mühürlü kara büyüleri Sensiz olmaz sensizlik anlatılmaz Hep eksik diyorum ya o bile az Hani eksik diyorum ya o bile az
gittin sen bana gitmek için gelmiştin geride yavaş yavaş eriyen bir kurşun bıraktın bıraktığın şekilden çok daha başkasına bürünen ve bir daha asla eskisi gbi olamayacak bir kurşun gerçekten birdaha hiçbirşey eskisi gibi olmadı
kısa bir hüzünden sonra geldim geri döndüm sana seviştin mi, değiştin mi beni,yeni bir umutla
kimbilir kimler aklını çeldi gördüğüne sevinmedin mi beni kimbilir kimler aklını çeldi görüdüğüne sevinmedin sen beni üç günlük ayrılıkta neler neden değişti
unutulmuş muydum alışıyor muydun yavaş yavaş yokluğuma beklenmiyor muydum kalbini mi yordum bunca iş güç arasında
bir gün beni nasıl paslı bir makasla nasıl derinden budayıp gittiğini farkettim yeni bir filiz veremeyecek kadar derindi kesip attıkların sensizlikle oluşmuş hastalığıma senin bile çare olamayacağını benim için artık çok gecikildiğini anladım...
söyle bari son söz olsun kızmam bundan sonra sana dostuz artık geçmiş olsun anlat saklama ne varsa...
kimbilir kimler aklını çeldi gördüğüne sevinmedin mi beni kimbilir kimler aklını çeldi görüdüğüne sevinmedin sen beni üç günlük ayrılıkta neler neden değişti
unutulmuş muydum alışıyor muydun yavaş yavaş yokluğuma beklenmiyor muydum kalbini mi yordum bunca iş güç arasında
sarı çiçek sarardıyı dağları suna boylum ağlama kırmızı gül bezediyi bağları derdi güzel ağlama ikimizin gün görecek çağları suna boylum ağlama çekerim ayrılık seni bir zaman kendi güzel ağlama
ben deli değilim yarin sevdası ben ölürüm ağlama...
diyosada her ne kadar türküde, ha gelde sen şimdi dur durabilirsen ağlamadan...:(
Acım, beni bir gün boğabilir Kalırsa bir çığlık benden kardeşler Koruyun saklayın onu ne olur. Her insanın kendince bir tarihi vardır Bir seyir defteri, ağaca atılan çentik belki Hani bir gün dönülür de bir şeyler anımsanır. Kimsesizim, dalsızım, duraksızım şimdi Yaşamla aramda çözülmedik ne kaldı? Bütün köprüler atılmış, yollar yokluğa çıkmıştır. Yaralarımı sağaltacak söz nerde? Bazı kitapların altı çizili yerlerinde mi? Şimdi her çizgiye bir kan yolu yürümüştür. Tanımlara sığmayan sözlerim varsa da Bir gün, kendini deşen hançerden öte Bir şey olmadığım nasılsa anlaşılır. Şaire ölmek yaraşır, filiz sürerken şiirleri Tufanların alıp götürdüğü bu toprakta bitek Birkaç sözcük mutlak kalacaktır. Acım, beni bir gün, beni bir gün boğabilir Kalırsa bir çığlık benden kardeşler Koruyun saklayın onu ne olur... Ahmet ERHAN
Saçlarını taramışsın sarı renge boyamışsın Haberin varmıydı benden beni bana koymamışsın Keşke seni görmeseydim gönül verip sevmeseydim Lal olaydı ağzım dilim keşke seni demeseydim Lal olaydı ağzım dilim keşke çirkin demeseydim
Ah o saçlar taranırmı sarı renge boyanırmı Gidipde yar ele vardın gönlüm buna dayanırmı Gidipde yar ele vardın bu can buna dayanırmı Keşke seni görmeseydim gönül verip sevmeseydim Lal olaydı ağzım dilim keşke seni demeseydim Lal olaydı ağzım dilim keşke çirkin demeseydim
Hiç sevmedim kimseyi senin kadar Yüregim yanmadi hiç bu kadar Çok yalnızım Seninle bir yarım bir yarım Yok, söylemeden olmaz Ben sana aşığım, ben sana aşığım Eger elindeyse ne olur çal kapımı Eger yüregindeysem ne olur sil göz yasımı
Sen bilmezsin alirim haberini, Yollara küsmüşsün hissettinmi gittigimi? Buralar cehennem oldu inan bana.. Yanip kavrulsamda seninle güzel Ankara Günesimiz bu ask yakar yüregimizi Perde olmus gözlerimize göremeyiz hiç birseyi..
Benim karahaberim senindir. Eger Leyla'n ölmüs derseler gelme sakin istanbul'a. Bulamazsin ki beni buralarda. Bir bulut ol git Ankara'ya. Yag istedigin kadar topragima. Ben bizim bahçede olacagim. Tam siyah kordonlu saatin yaninda. O zaman bensiz dünyaya istedigin kadar bagirabilirsin. Sensiz bu dünyayi sevmiyorum, sevmiyorum, sevmiyorum diye.. Ama simdi ne olursun gel.. Leyla'n hayatta ve istanbul da. Nefes almakta zor gelecek miydi bir gün bana?
Tek hayalim hissettigim su son nefeslerimi seninle alip vermek şu son nefeslerimi.. Ben Sana Asigim..
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var. Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Sana uzak kentlerden birinde Zamanın bir yerinde Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri Seni seviyordum ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan Kulağının arkasına düşüşü ve burnun Herkesten başkaydı işte Güldüğün zaman yukarıya bakardın Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı Ne güzeldiler Sen bilmiyordun ben seni seviyordum Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu Geri dönüyordu çoğalarak Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi Herşeyi erteleyişim oluyordun Kalp ağrısı oluyordun Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk Cesurduk Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu Ve kırmızıydı bütün karanfiller Ben seni seviyordum sen bilmiyordun Sevinçlerim oluyordun ara sıra Sen hiç bilmiyordun Sonra herhangi biri oldun Bütün sevinçlerim bittikten sonra Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları Derken birgün uzaktan gördüm seni Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak İşte yine aynı Kalbimi acıttın her zamanki gibi Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun Şimdi bunları anlatsa sana birileri Kimbilir Yada boşver Bilme en iyisi
İnsanı söyleten yazdıran hüzün müdür?
Hep acıdan mıdır şarkılar, şiirler?
Havva kızlarından olamadım oldum olası...
İmrendim seyrettim hep...
Mülayim, yumuşacık, kelebek kanatlı o kadıncağızları...
Kanaatkar ve itaatkar...
Bir o kadar da ikiyüzlü ve riyakar.!!
Ama onlar hep en mutluydular.
Ben Lilith'in kızlarındanım.
Biraz asi, biraz huysuz...
Duygu dehlizlerinde kaybolmuş...
Ruhunu uçurtma yapmış göklere savurmuş.
Prangalarıyla barışmayan...
Canı yansa da uzlaşmayan, uyuşmayan...
Dik ve başına buyruk..
Bir o kadar da aşka mağlup...
Aşksız eksik, yarım ve buruk...K.K.
süzülün uçuşun benide benide alın götürün
bir okyanus ortasına yada bir sel yanına
kanat kanat yelken olup götürün beni kuşlar
bir dalganın içine yada kör bir kuyuya
sevda çok uzaklarda yıldızlarında ötesinde
bilmem nasıl yakalarım kuşlar
ya umutlar biterse? ? ? ?
gidemem gidemem gidemem o kadar uzaklara gidemem
tek çarem sonsuzluğa atın beni kuşlar...
Ha maşallah günün şiirini okuyorum bir süredir ne şiirler be...önüne gelen şair her yazılan şiir.Olmuyor...
'Bak yağıyor yağmur
Her damlada gözlerin
Bak esiyor rüzgar
Rüzgar dediğim de sensin '
ucu yanık mektup aldım kara yasa bürünürüm
türlü hayallere daldım seni bilmem ben ölürüm yar
garip gönlüm sana mihman hasretine dayanamam
ellerin olduğun zaman seni bilmem ben ölürüm yar...
felek bizi vurdu taşa budamı gelecek başa
kavlimiz giderse boşa seni bilmem ben ölürüm
garip gönlüm sana mihman hasretine dayanamam
'gelinlik' giydiğin zaman seni bilmem ben ölürüm yar...
Şarkılar değil de
Hep kulaklar bitiyor,
Onarmak zordur.
Bir yürek üşümüş
Kapamış kapılarını,
Onarmak zordur.
Bir şey yitirilmiş
Hiç eskimeyecektir,
Onarmak zordur.
İnsanIn içine düşen korku
Özgürlüğünden olmuştur,
Onarmak zordur.
Ölümü düşünmek yenilmek,
Sevmek ölümü yenmektir,
Onarmak zordur.
Özdemir Asaf
çoktan geçti senin devri-devranın
has bahçesi viran eldesin gönül
som-altından tahtın revanın
akibet kuru bir saldasın gönül
tükendi gençliğin geri vermezler
azar yaraların sarıvermezler
dağları delsende yar-i vermezler
ferhat-ı kandıran dildesin gönül
yaptığın saraylar kalmış virane
bacası tütmeyen garip bir hane
bir sevda peşinde deli-divane
mecnun-un düştüğü çöldesin gönül...
nilüfer sarıtaş'dan dinlemekteyim şuan..
ama nuray'ım da pek güzel söyler bu türküyü, hazır (onun 3.gurbetine) benim memleketime gelmişken gidip bir yol dinleye-bilsem ya...:(
Bir gün görmeynen yar mı sevilir
Unutursun
Sus, sessiz ol çocuk.
Şarkı henüz bitmedi.
Kalbine, hakim ol çocuk,
Umut daha tükenmedi.
Yürü, yolları çocuk,
Yollar henüz, bitmedi.
İnan, sakin ol çocuk,
Tanrı seni terk etmedi.
Bir masal biter,
Sessizlik başlar.
Kalbini okşar,
Uyutursun, uyutursun.
Gözlerin dolar,
Avuçların terler.
Bir yalan söyler,
Avutursun, avunursun.
Yerle bir olmuş bu,
Yıkık dökük şehre.
Bir şarkı söyler,
Susturursun, susturursun.
Acıya acıya, acıta acıta,
Kendini acıya, dolaya dolaya.
Bir kalbi, kanata kanata,
Unutursun, unutursun..
Gökyüzünde batarken güneş,
Yeryüzünde sessizliğin.
Ateşe aşık yanarken sen,
Unutursun, unutursun..
Bir masalda ölürken kahraman,
Bir şehir düşerken içinde.
İzlerken gözyaşlarınla,
Unutursun, unutursun..
Bir yalan devrilirken önünde,
Maskesi düşerken mucizelerin.
Korkmadan koşarak katilinin üstüne,
Unutursun, unutursun..
Düştüğün o çukurun dibinde,
Silkinerek tozdan, topraktan.
Sanki, hiç olmamış gibi..
Unutursun, unutursun..
Bir masal biter,
Sessizlik başlar.
Kalbini okşar,
Uyutursun, uyutursun..
Gözlerin dolar,
Avuçların terler.
Bir yalan söyler,
Avutursun, avunursun..
Yerle bir olmuş bu,
Yıkık dökük şehre.
Bir şarkı söyler,
Susturursun, susturursun..
Acıya acıya, acıta acıta,
Kendini acıya, dolaya dolaya.
Bir kalbi, kanata kanata,
Unutursun, unutursun..
Unutursun, unutursun...
Unutursun, unutursun...
Sanki hiç olmamış gibi..
Unutursun, unutursun...
Sanki hiç olmamış gibi....
Cem Adrian
Bugün yine yağmur var Ankara da
Hava soğuk ve sisli
Birden kapanıverdi sanki gökyüzü
Güneş bulutların arkasına saklandı
Hadi beni bulun burdayım işte der gibi
Çoğu kişi sevmez bu havaları
Ne kadar kasvetli karartıcı
Ruhum sıkılıyor sığamıyorum hiç bir yere
Takıldım kaldım eve der durur
Ama yağmuru daha çok seviyorum ben
Hele toprağa ilk düşüşü
Ardından yavaş yavaş bütün yeryüzü ıslanır
Camlara vuran tıkır tıkır sesi
Sanki hadi bak ben geldim
Aç pencereni izle beni
Bereket getirdim huzur getirdim
Temizlik getirdim yeryüzüne dercesine
Yağar, yağar
Ardından git gide şiddetlenir
Sanki biz insanoğlunu bize anlatır
Önce naif sakin ve kibar
Sonra gökyüzündeki çakan şimşekler
Sanki bizim sinirimiz
Dur durak bilmeyen
Bir anda şiddetlenen hızıyla
Suyu önüne gelen herşeyi götürüyor
Esiyor gürlüyor
Belki biraz korkutuyor
Ama yine eski haline dönüyor
Yavaş sakin naif
Sanki hiç esmedi
Sanki hiç gülemedim
Yağdı yağdı ve gitti
Bulutların hepsi kenara çekildi
Güneş tatlı yüzünü yine gösterdi
Yağmur
Biz insanoğlunu bize anlattı sanki...
Kayıp Şehrin Sultanı
karlı bir kış günü
gürül gürül yanan bir sobanın karşısında,sıcacık;
demli bir çay içer gibi tat almak yaşamdan,
ve sevmek birisini,sevebildiğince...
kimseye aldırmadan,kural falan tanımadan
SOLUK ALIR GİBİ....
takvimlerden haberin yok mu, geçiyor yıllar
bana küsmüş, yüzüme gülmez zalim aynalar
kimimiz 'yorgun' kimimiz vurgun, kimi isyankar
acı gerçek bu ömrümüz bi su
geçiyor yıllar...
vakit geç olmuş, dönülmez yolmuş
yürek bin pişman
bundan böyle bana meyler dost, geceler düşman...
hani nerde beklenenler? ? ?
medet umdum senelerce
anılar hep dolu dizgin bana hayır yok gecelerden...
kimimiz yorgun, kimimiz vurgun, kimi isyankar
acı gerçek bu ömrümüz bi su
geçiyor yıllar.....
Bazen daha fazladır her şey
Bi eşikten atlar insan
Yüzüne bakmak istemez yaşamın
O kadar azalmıştır anlam
O zaman hemen git radyoyu aç bi şarkı tut
Ya da bi kitap oku mutlaka iyi geliyor
Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar
Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor
Ama fazla da üzülme hayat bitiyor bir gün
Ayrılıktan kaçılmıyor
Hem çok zor hemde çok kısa bir macera ömür
Ömür imtihanla geçiyor
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir
Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir
Bi şiirden, bi sözden, bi melodiden, bi filmden
Geçirip güzelleştirmeden can dayanmıyor
Yıldızların o ışıklı fırçası azıcık değmeden
Bu şahane hüzün tablosu tamamlanmıyor
Ferhat Göçer - Gidemem
kirpiklerini hançer gibi kaldır,
öyle düşmem tam kalbime saldır!
.......
................
'oysa kiraz mevsimi önüm yaz ardım bahar
her sabah ayazında kirpiklerim buz tutar
oysa daha düşmedi dallarıma kar
..............
......
'ben nereye demir atsam ah yasaklı sulardayım
ne çıkarki batsam yana yatsam
yelkenimde saklı kalsa rüzgar...'
Efkarlıyım başım duman
Sitemım var ey koca çınar
Zor günümde nicesini andım
Muhabbet yetmezmiş bilmedim
Dün bugün dedım gönlüm avuttum
Yarın yetmezmiş bilmedim
Dert bir yandan
Sevda bir yandan
Derman yetmezmiş bilmedim
Sitem ne çare
Şu dünyanın haline kandım
Ben yalnızmışım bilmedim
Gönül için için yanar da
Sabır yetmezmiş bilmedim
Sitem ne çare
Efkarlıyım başım duman
Sitemım var ey koca çınar
Omzumda başın eksik
Yatagında kokun
Tenimde tenin eksik
Gelde bir dokun
Gecelerden uykum eksik
Yüzde tebessüm
Elimde elin eksik
Yaslı hep gözüm
Omzumda basın eksik
Yatağında kokun
Tenimde tenin eksik gelde bir dokun
Gecelerden uykum eksik..
Yüzde tebessüm
Elimde elin eksik,
Yaşlı hep gözüm,
Ne olur dön geri sevindirme elleri
Bozdur mühürlü kara büyüleri
Sensiz olmaz sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum o bile az....
Omzumda başın eksik
Yatağında kokun
Tenimde tenin eksik
Gelde bir dokun
Gecelerden uykum eksik
Yüzde tebessüm...
Elimde elin eksik
Yaşlı hep gözüm,
Ne olur dön geri sevindirme elleri
Bozdur mühürlü kara büyüleri
Sensiz olmaz
Sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya o bile az
Ne olur dön geri sevindirme elleri
Bozdur mühürlü kara büyüleri
Sensiz olmaz sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya o bile az
Hani eksik diyorum ya o bile az
Bir bulut olsam yüklenip yağsam
Dökülsem damla damla toprağıma
Bir deli nehir bir asi rüzgar
Olup kavuşsam üzüm bağlarına
Bir çiğ tanesi bülbülün çilesi
Annemin sesiyle güne uyansam
Radyoda yanık içli bir keman
Ağlasa nihavend acemaşiran
Bir turna olsam yollara vursam
Uçabilsem kendi semalarıma
Bir seher vakti sılaya varsam
Selam versem ah sıradağlarıma
Komşunun kızı çoban yıldızı
Yaz bahçeleri yeşil mor kırmızı
Ah şişede la'l Hem de ay hilal
Bir daha da görmedim öyle yazı
gittin sen bana gitmek için gelmiştin
geride yavaş yavaş eriyen
bir kurşun bıraktın
bıraktığın şekilden
çok daha başkasına bürünen
ve bir daha asla
eskisi gbi olamayacak bir kurşun
gerçekten
birdaha hiçbirşey eskisi gibi olmadı
kısa bir hüzünden sonra
geldim geri döndüm sana
seviştin mi, değiştin mi
beni,yeni bir umutla
kimbilir kimler aklını çeldi
gördüğüne sevinmedin mi beni
kimbilir kimler aklını çeldi
görüdüğüne sevinmedin sen beni
üç günlük ayrılıkta neler neden değişti
unutulmuş muydum
alışıyor muydun
yavaş yavaş yokluğuma
beklenmiyor muydum
kalbini mi yordum
bunca iş güç arasında
bir gün beni nasıl paslı bir makasla
nasıl derinden
budayıp gittiğini farkettim
yeni bir filiz veremeyecek kadar derindi
kesip attıkların
sensizlikle oluşmuş hastalığıma
senin bile çare olamayacağını
benim için
artık çok gecikildiğini anladım...
söyle bari son söz olsun
kızmam bundan sonra sana
dostuz artık geçmiş olsun
anlat saklama ne varsa...
kimbilir kimler aklını çeldi
gördüğüne sevinmedin mi beni
kimbilir kimler aklını çeldi
görüdüğüne sevinmedin sen beni
üç günlük ayrılıkta neler neden değişti
unutulmuş muydum
alışıyor muydun
yavaş yavaş yokluğuma
beklenmiyor muydum
kalbini mi yordum
bunca iş güç arasında
sarı çiçek sarardıyı dağları suna boylum ağlama
kırmızı gül bezediyi bağları derdi güzel ağlama
ikimizin gün görecek çağları suna boylum ağlama
çekerim ayrılık seni bir zaman kendi güzel ağlama
ben deli değilim yarin sevdası ben ölürüm ağlama...
diyosada her ne kadar türküde, ha gelde sen şimdi dur durabilirsen ağlamadan...:(
Efem (Eğilmez Başın Gibi)
Eğilmez başın gibi
Gökler bulutlu efem
Dağlar yoldaşın gibi
Sana ne mutlu efem
Oyna yansın cepkenin
Yansın güneşten tenin
Gün senin şenlik senin
Bayramın kutlu efem
Sabah yıldızı gibi
İçime doğdun efem
Bir yaz güneşi gibi
Bağrımı yaktın efem
Oyna yansın cepkenin
Yansın güneşten tenin
Gün senin şenlik senin
Bayramın kutlu efem
Ömer Bedrettin Uşaklı
Türküdür.
Acım, beni bir gün boğabilir
Kalırsa bir çığlık benden kardeşler
Koruyun saklayın onu ne olur.
Her insanın kendince bir tarihi vardır
Bir seyir defteri, ağaca atılan çentik belki
Hani bir gün dönülür de bir şeyler anımsanır.
Kimsesizim, dalsızım, duraksızım şimdi
Yaşamla aramda çözülmedik ne kaldı?
Bütün köprüler atılmış, yollar yokluğa çıkmıştır.
Yaralarımı sağaltacak söz nerde?
Bazı kitapların altı çizili yerlerinde mi?
Şimdi her çizgiye bir kan yolu yürümüştür.
Tanımlara sığmayan sözlerim varsa da
Bir gün, kendini deşen hançerden öte
Bir şey olmadığım nasılsa anlaşılır.
Şaire ölmek yaraşır, filiz sürerken şiirleri
Tufanların alıp götürdüğü bu toprakta bitek
Birkaç sözcük mutlak kalacaktır.
Acım, beni bir gün, beni bir gün boğabilir
Kalırsa bir çığlık benden kardeşler
Koruyun saklayın onu ne olur...
Ahmet ERHAN
Saçlarını taramışsın sarı renge boyamışsın
Haberin varmıydı benden beni bana koymamışsın
Keşke seni görmeseydim gönül verip sevmeseydim
Lal olaydı ağzım dilim keşke seni demeseydim
Lal olaydı ağzım dilim keşke çirkin demeseydim
Ah o saçlar taranırmı sarı renge boyanırmı
Gidipde yar ele vardın gönlüm buna dayanırmı
Gidipde yar ele vardın bu can buna dayanırmı
Keşke seni görmeseydim gönül verip sevmeseydim
Lal olaydı ağzım dilim keşke seni demeseydim
Lal olaydı ağzım dilim keşke çirkin demeseydim
Hiç sevmedim kimseyi senin kadar
Yüregim yanmadi hiç bu kadar
Çok yalnızım
Seninle bir yarım bir yarım
Yok, söylemeden olmaz
Ben sana aşığım, ben sana aşığım
Eger elindeyse ne olur çal kapımı
Eger yüregindeysem ne olur sil göz yasımı
Sen bilmezsin alirim haberini,
Yollara küsmüşsün hissettinmi gittigimi?
Buralar cehennem oldu inan bana..
Yanip kavrulsamda seninle güzel Ankara
Günesimiz bu ask yakar yüregimizi
Perde olmus gözlerimize göremeyiz hiç birseyi..
Benim karahaberim senindir.
Eger Leyla'n ölmüs derseler gelme sakin istanbul'a.
Bulamazsin ki beni buralarda.
Bir bulut ol git Ankara'ya.
Yag istedigin kadar topragima.
Ben bizim bahçede olacagim.
Tam siyah kordonlu saatin yaninda.
O zaman bensiz dünyaya istedigin kadar bagirabilirsin.
Sensiz bu dünyayi sevmiyorum, sevmiyorum, sevmiyorum diye..
Ama simdi ne olursun gel..
Leyla'n hayatta ve istanbul da.
Nefes almakta zor gelecek miydi bir gün bana?
Tek hayalim hissettigim su son nefeslerimi seninle alip vermek şu son nefeslerimi..
Ben Sana Asigim..
Karasevda
Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
Ateşlerde yandığının resmidir.
Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
Ne bilsin alemde ne mevsimidir.
Dünya bir yana, o hayal bir yana;
Bir meşaledir pervaneyim ona.
Altında bir ömür döne dolana
Ağladığım yer penceresi midir?
Bir köşeye mahzun çekilen için,
Yemekten içmekten kesilen için,
Sensiz uykuyu haram bilen için,
Ayrılık ölümün diğer ismidir.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cımbızlı Şiir
Ne atom bombası,
Ne Londra Konferansı;
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
Orhan Veli Kanık
CEVİZ AĞACI
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Nâzım HİKMET
Sana uzak kentlerden birinde
Zamanın bir yerinde
Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan
Kulağının arkasına düşüşü ve burnun
Herkesten başkaydı işte
Güldüğün zaman yukarıya bakardın
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı
Ne güzeldiler
Sen bilmiyordun ben seni seviyordum
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi
Herşeyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk
Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
Ve kırmızıydı bütün karanfiller
Ben seni seviyordum sen bilmiyordun
Sevinçlerim oluyordun ara sıra
Sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun
Bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları
Derken birgün uzaktan gördüm seni
Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
İşte yine aynı
Kalbimi acıttın her zamanki gibi
Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri
Kimbilir
Yada boşver
Bilme en iyisi
bknz.mutlu olmak için çok şeye sahip olmaya gerek yoktur