Bir ışıltılı, şatafatlı saraydan yıkık dökük bir kulubeye sığınmış sıkışmış gibiyim... Öylesine korkuyor, çekiniyor, öylesine utanıyorum... Sevgili, Düşünceli ve hüzünlüyüm. Başım önde... Zayıfım... Güçsüzüm... Sadece susuyorum... Eğer bir büyüklük eder gelirsen kapıma ve rahatlatırsan beni birkaç yumuşak cümle ile açarsan beni, bu senin büyüklüğün... Yoksa halim ayan... Dilsizim... Ruhum perişan... Sevgili...
Aşk, masmavi bir denizde süzülen bembeyaz bir kuğudur. Nazenin bi bakıştır, cilvedir, nazdır... Tatlı bir gülüştür... Dudakların şerbeti güzel bir şiirdir... Mevsiminde, dalında bir tomurcuk güldür... Ormanın içinde bir berrak göldür... Aşk, bir sabah beklenendir... Herkese nasip olmaz, Aşk...
Yazdıkları, çizdikleri ve söyledikleriyle bu dünyaya ait değilim sanki... Ben söyleyince iğreti duruyor sözcükler... Ben yazınca göze batıyor cümlelerim... Ben gelince problem, ben gidince daha büyük problem...
Ne yapacağımı bilemez halde "Inception" filminde araftaki adam gibiyim...
Geleceğe olan ümidimle, gözlerim ufka çakılı... Matah bir şey değil intihar ve kıymayacağım canıma... Olsun... İçim yangın yeri ve tam bir adanmışlıkla bekliyorum... Gün batmak üzere Ve Bana nefes üfleyecek bir deniz gözlü maralın ayak seslerini duyar gibiyim...
Bir ışıltılı, şatafatlı saraydan yıkık dökük bir kulubeye sığınmış sıkışmış gibiyim...
Öylesine korkuyor, çekiniyor, öylesine utanıyorum...
Sevgili,
Düşünceli ve hüzünlüyüm. Başım önde... Zayıfım... Güçsüzüm... Sadece susuyorum...
Eğer bir büyüklük eder gelirsen kapıma ve rahatlatırsan beni birkaç yumuşak cümle ile açarsan beni, bu senin büyüklüğün...
Yoksa halim ayan...
Dilsizim...
Ruhum perişan...
Sevgili...
yanlış insanlarla olmaktansa yalnız insan olmayı yeğlerim
Aşk, masmavi bir denizde süzülen bembeyaz bir kuğudur. Nazenin bi bakıştır, cilvedir, nazdır... Tatlı bir gülüştür... Dudakların şerbeti güzel bir şiirdir... Mevsiminde, dalında bir tomurcuk güldür... Ormanın içinde bir berrak göldür...
Aşk, bir sabah beklenendir...
Herkese nasip olmaz, Aşk...
Ey gönül,
Arsız olma
Bu kadar gamsız olma
Biraz yan, biraz piş, biraz yetiş...
Baksana Yunus Emre’ye
Aşkın dergahına eğri odun götürmemiş...
Yazdıkları, çizdikleri ve söyledikleriyle bu dünyaya ait değilim sanki...
Ben söyleyince iğreti duruyor sözcükler...
Ben yazınca göze batıyor cümlelerim...
Ben gelince problem, ben gidince daha büyük problem...
Ne yapacağımı bilemez halde "Inception" filminde araftaki adam gibiyim...
Geleceğe olan ümidimle, gözlerim ufka çakılı... Matah bir şey değil intihar ve kıymayacağım canıma... Olsun... İçim yangın yeri ve tam bir adanmışlıkla bekliyorum...
Gün batmak üzere
Ve
Bana nefes üfleyecek bir deniz gözlü maralın ayak seslerini duyar gibiyim...
Kopan modülleriyle uzay boşluğuna sürüklenen mekik gibiyim… Gittikçe azalan, sessizleşen, uzak ve yalnız…
Göğe sığmıyorum ki, yerde nefes alayım.
bir karınca gibi ruhum, gördüğü her çerçöpte yön değiştiriyor.
öyle ki yersiz yönsüzüm...