kalp görmezse gerçekleri ya da göz görmezse görmesi gerkenleri işte o zaman dünyadaki ölümün gerçekleşir. bedenen ölüm de vaadin ne zaman dolarsa gerçekleşir.
'kim bilir nerede kaç yaşında, bir namazlık saltanatın olacak, taht misali o musalla taşında'...diyordu ya şair... tek namazlık saltanatla aralanan hakikat kapısı... ölüm bir bilet...ötelere geçiş için bir kapı.... 'Her canlı ölümü tadacaktır' hakikatinde tadılan hakikat... inanmayan varsa ona da söyleyebiliriz, sen de tadacaksın....! ! !
hakknda yazılanlar yaşam hakkında yazılanlardan daha fazla sanırım..bilmediğimiz bi dünya hakkında kafa yorup duruyoruz..ölümü düşünmek kötü değıl de ya yaşamı kaçırıyorsak? insanlar en güzel bayramlarını nasıl kutlayacaklarını öğrenemediler daha....
Geri döndüren gördün mü geçmişi? Boşa soldurdun o nazlı gençliği..! Bir avuç toprak için yiyor kendini..Zaman kendine benzetmez herkesi..Hesapsız açar baharlar pembeyi.Açmadığın dalda sözün geçer mi? Sitem etme haberi yok dağların.Gözlerini ellerinle bağladın.Faydası yok geç kalınmış figanın.Dünyada ölümden başkası yalan..
ÖLÜM..Bir bitiş değil başlangıctır.. ARTIK DEMİR ALMA GÜNÜ GELMİŞSE ZAMANDAN MEÇHULE GİDEN BİR GEMİ KALKAR BU LİMANDAN HİÇ YOLCUSU YOKMUŞ GİBİ SESSİZCE ALIR YOL SALLANMAZ O KALKIŞTE NE BİR MENDİL NE DE KOL ...... DÜNYADA SEVİLMİŞ VE SEVEN NAFİLE BEKLER BİLMEZ Kİ GİDEN SEVGİLİLER DÖNMEYECEKLER BİR ÇOK GİDENİN HER BİRİ MEMNUN Kİ YERİNDEN BİR ÇOK SENELER GEÇTİ DÖNEN YOK SEFERİNDEN Yahya Kemal BEYATLI..
ne olursan ol ataist satanist.....gerçek olanbir şey var....her şeyin sonu var....insan şu hayatlardan geçer...bir ruhların yaratıldıgı berzah alemi..ikincisi anne karnındaki hayat..üçüncüsü dünya hayatı....dört kabir hayatı..ve sonsuz olan ahiret hayatı....şimdi herşey birbirini takip eder..ilk önce ruh verilir...anne karnına konulur....sonra bedenle birlikte dünya hayatı...sonra bedensiz ruhunla birlikte kabir hayatı...ölüm yok olmak degil başka bir hayata geçişin bir basamagıdır.kimine göre kabir cennet gibi kimine göre azap yeridir..yaratan bizlere dünyada sayısız nimetler ihsan etmiştir...çünkü rahman ismi tüm canlıları rızıklandıran demektir...ama ahirette rahim isminden sadece ona kulluk görevini yerine getirenler yararlanacaktır...bize sayısız nimet veren rabbimize şükür etmek gerekir....ölüm dünyada hangi yolda isen seni orada yakalar...kişi sevdigiyle beraberdir...rabbim tüm ümmeti muhammede hayırlı ölümler nasip etsin....imanlı ölmeyi nasip etsin....dünya hayatı oyun ve eglenceden ibarettir.....kulaga okunan ezan ve kamet gibi kısadır..bize zaman uzun gelsede aslında zaman su gibidir....hz.ömer r.a. bir kişiye para verip bana her gün ölümü hatırlat demiştir...cennetle müjdelenen halifemizin nasıl kendini dizginledigi belli degilmidir..o zaman ölüm gelmeden kendimizi hesaba çekip dünya hayatımızı bir gözden geçirelim....
Bazen saçma sapan şeyleri dert ettiğimiz, yeri gelip komplekse girdiğimiz anları, Platonik aşk yaşayıp kendimizi alkole verdiğimiz günleri, 1 mayısı bayramını savaş gibi kutladığımız ülkemizi, 1 dakikalık saygı duruşu denmesine rağman en fazla 35 saniye süren törenleri, zamanında anne-babalarımızında yapmış olmasına rağmen bize yapmayın diye üstüne basa basa nasihat ettiği ama bizim yinede yaptığımız hataları, Sonra yediğimiz dayakları, 'bugünde derse girmeyelim canım nolcak' diyerek okuldan kaçmalarımızı, 'tühh bu dersten bu yıl yine çakcam' dediğimiz ders kaygılarını, trafikte deli eden dolmuş sürücüleri, mahallede kovalayan o koca köpeği, en yakın arkadaşımızın sevgilisinden ayrılıpta omzumuza yaslanıp hüngür hüngür ağlamasını, bazen abartıp salyalarını omzumuza sürmesini, içimizden 'iğğğhh..' desekte bunu görmezden gelişlerimizi, az sonra, biraz sonra, hemen sonra diye diye gecenin 3üne kadar hem deli olup hem beklediğimiz magazin programlarını, 'valla bak bu son paket sigarayı bırakcam artık' dememize ragmen hala içilen o sigaraları, kimi zaman evde başınızın etini yiyen,kimi zaman TV karşısında kumanda savaşı yapacağınız eşinizi, 'üstünü kirletirsen döverim bak' diyen annemiz ve bu soruna çözüm bulan ayşe teyzemizi, arabayı kaçırıp arkadaşlarla gezdiğiniz ama eve gelince papaz olacağınız bi babanızı, 'hayırr..ben daha çok seviyorum' diye şakalaştığınız bi sevgilinizi, martılara simit atmak için bindiğiniz vapur sevdanızı, sabahları gazetede ki yazılarını komedi niyetine okuduğumuz bir Haydar Dümen'imizi, ne kadar salakça gelsede denizde oynadığımız deve güreşlerini, bakmakla yükümlü olduğunuz bir ailenizi, sokağa tüküren meşhur insanlarımızı, kendimizi ve şişenin dibini bulduğumuz o güzel şarkıları, 'loto bi tutsun var yaa...' diye kurulmaya başlayan hayallerimizi, ağaçtan kedi kurtaran itfaiyelerimiz ve bunu gündemin en önemli konusu gibi sunan medyalarımızı, yere düşen arkadaşımızın komik durumuna gülmemek için kendimizi sıkmamızı, arkadaşımızın durumu anlayıp' hayırdır? kızarıp bozarmışsın' demesiyle kahkahayı basmamızı..........
Bi düşünsenize bunların hiç biri yok.. İşte bunlardan herhangi birisi yoksa günlük yaşamınızda; hayat size 'önüm, arkam, sağım, solum sobeee..' demiştir ve ölümü tatmışsınızdır.
Bir de sürekli dolmuşla geçerken, Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde ki tabelada 'Her canlı ölümü tadacaktır.' yazısını gördükçe ne kadar da hayatımızın içinde olduğunu bir kez daha anladığım bir şeydir.Ve bende garip bir duygu yaratır.Bunun üzerine, Murat KEKİLLİ'den ölüm gibi ömrümdesin dinlemen gerekiyormuş gibi bir his oluşur bende :)) Çok derin ve güzel bir söz anlayana..
ölüm tüm biyolojik varlıklar için sadece bir son. Bunlar arasında kendini insan olarak adlandıranlar için sonrasında yaşamın olduğu sanıman bir kandırmacadır.
kalp görmezse gerçekleri ya da göz görmezse görmesi gerkenleri
işte o zaman dünyadaki ölümün gerçekleşir.
bedenen ölüm de vaadin ne zaman dolarsa gerçekleşir.
uyanış! !
'kim bilir nerede kaç yaşında, bir namazlık saltanatın olacak, taht misali o musalla taşında'...diyordu ya şair... tek namazlık saltanatla aralanan hakikat kapısı... ölüm bir bilet...ötelere geçiş için bir kapı....
'Her canlı ölümü tadacaktır' hakikatinde tadılan hakikat... inanmayan varsa ona da söyleyebiliriz, sen de tadacaksın....! ! !
belki de bir kurtuluştur..ölenler belki bu durumdan memnun,hayatta
olanlar için üzülüp endişe ediyorlardır...
ölüm
zaman zaman
düşündüğüm....
Varlığımın sahteliğinin ispatı....
Ahh yok olmak ne acı....
Ve sırf yok olmamak için
Tanrı'ya inanmak
Belki de benim yaptığım....
Ruhum, sen sonsuzluğa oynuyorsun, korkma;
Bu alçak bedenden de kurtulursun sonunda (!)
insana acziyyetini ve çaresizliğini anlatan tek andır..
bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, vefat
Kimsenin değiştiremiyeceği bir gercek
ölüm: hayatın kaybedilmesidir
çok sevdiğim bir onur şan şarkısında geçen bir kelime;
-yüzyüze gelmeden ölmekte mi var? -
hakknda yazılanlar yaşam hakkında yazılanlardan daha fazla sanırım..bilmediğimiz bi dünya hakkında kafa yorup duruyoruz..ölümü düşünmek kötü değıl de ya yaşamı kaçırıyorsak? insanlar en güzel bayramlarını nasıl kutlayacaklarını öğrenemediler daha....
zıtlıkları içeren bir durum... hem son hem de 1 başlangıç....ebediyet...
Dar bir kapıdan geçip, bekleme odasına alınmak...
Ve beklerken, zaman yine su gibi akarmı bilmem...
Ve gözlerime bakışın düşeli beri
Üç asırlık uykulara kapandı
Kirpik dağlarım...
Üzülme!
İhaneti yoktur huzmelerimin
Karalarına doğan güneşine
Ve eşine rastlamadığım böylesi,
Bir Cehenneme
Cenneti estiresim geliyor!
Konuşun siz...
Suretime çarptı mı
Dört celladi harf,
Susturuyor işte beni!
'Ö'rselenmiş yaşanmışlığıma
'L'âl ettim ben dilimi
'Ü'lfetim olmadı
'M'uhalin olmadığım dünyalara!
Ölüm.....imgeleme gücünü aşan, geleceğine şüphe olmayan olay...
Geri döndüren gördün mü geçmişi? Boşa soldurdun o nazlı gençliği..! Bir avuç toprak için yiyor kendini..Zaman kendine benzetmez herkesi..Hesapsız açar baharlar pembeyi.Açmadığın dalda sözün geçer mi? Sitem etme haberi yok dağların.Gözlerini ellerinle bağladın.Faydası yok geç kalınmış figanın.Dünyada ölümden başkası yalan..
Öleceğiz; müjdeler olsun, müjdeler olsun,
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun!
(Necip Fazıl KISAKÜREK)
ÖLÜM..Bir bitiş değil başlangıctır..
ARTIK DEMİR ALMA GÜNÜ GELMİŞSE ZAMANDAN
MEÇHULE GİDEN BİR GEMİ KALKAR BU LİMANDAN
HİÇ YOLCUSU YOKMUŞ GİBİ SESSİZCE ALIR YOL
SALLANMAZ O KALKIŞTE NE BİR MENDİL NE DE KOL
......
DÜNYADA SEVİLMİŞ VE SEVEN NAFİLE BEKLER
BİLMEZ Kİ GİDEN SEVGİLİLER DÖNMEYECEKLER
BİR ÇOK GİDENİN HER BİRİ MEMNUN Kİ YERİNDEN
BİR ÇOK SENELER GEÇTİ DÖNEN YOK SEFERİNDEN
Yahya Kemal BEYATLI..
ne olursan ol ataist satanist.....gerçek olanbir şey var....her şeyin sonu var....insan şu hayatlardan geçer...bir ruhların yaratıldıgı berzah alemi..ikincisi anne karnındaki hayat..üçüncüsü dünya hayatı....dört kabir hayatı..ve sonsuz olan ahiret hayatı....şimdi herşey birbirini takip eder..ilk önce ruh verilir...anne karnına konulur....sonra bedenle birlikte dünya hayatı...sonra bedensiz ruhunla birlikte kabir hayatı...ölüm yok olmak degil başka bir hayata geçişin bir basamagıdır.kimine göre kabir cennet gibi kimine göre azap yeridir..yaratan bizlere dünyada sayısız nimetler ihsan etmiştir...çünkü rahman ismi tüm canlıları rızıklandıran demektir...ama ahirette rahim isminden sadece ona kulluk görevini yerine getirenler yararlanacaktır...bize sayısız nimet veren rabbimize şükür etmek gerekir....ölüm dünyada hangi yolda isen seni orada yakalar...kişi sevdigiyle beraberdir...rabbim tüm ümmeti muhammede hayırlı ölümler nasip etsin....imanlı ölmeyi nasip etsin....dünya hayatı oyun ve eglenceden ibarettir.....kulaga okunan ezan ve kamet gibi kısadır..bize zaman uzun gelsede aslında zaman su gibidir....hz.ömer r.a. bir kişiye para verip bana her gün ölümü hatırlat demiştir...cennetle müjdelenen halifemizin nasıl kendini dizginledigi belli degilmidir..o zaman ölüm gelmeden kendimizi hesaba çekip dünya hayatımızı bir gözden geçirelim....
insanin sirasini beklemesi =)
ölüm..soğuk..acımasız..ayrımsız...ve çat kapı gelir.. o bir terk ediş ve terk ediliştir..............
Ölüm = sonsuzluk..
ölüm bir yok oluş değil yeniden doğuştur!
Bir düşünsenize..!
Bazen saçma sapan şeyleri dert ettiğimiz, yeri gelip komplekse girdiğimiz anları,
Platonik aşk yaşayıp kendimizi alkole verdiğimiz günleri,
1 mayısı bayramını savaş gibi kutladığımız ülkemizi,
1 dakikalık saygı duruşu denmesine rağman en fazla 35 saniye süren törenleri,
zamanında anne-babalarımızında yapmış olmasına rağmen bize yapmayın diye üstüne basa basa nasihat ettiği ama bizim yinede yaptığımız hataları,
Sonra yediğimiz dayakları,
'bugünde derse girmeyelim canım nolcak' diyerek okuldan kaçmalarımızı,
'tühh bu dersten bu yıl yine çakcam' dediğimiz ders kaygılarını,
trafikte deli eden dolmuş sürücüleri,
mahallede kovalayan o koca köpeği,
en yakın arkadaşımızın sevgilisinden ayrılıpta omzumuza yaslanıp hüngür hüngür ağlamasını,
bazen abartıp salyalarını omzumuza sürmesini,
içimizden 'iğğğhh..' desekte bunu görmezden gelişlerimizi,
az sonra, biraz sonra, hemen sonra diye diye gecenin 3üne kadar hem deli olup hem beklediğimiz magazin programlarını,
'valla bak bu son paket sigarayı bırakcam artık' dememize ragmen hala içilen o sigaraları,
kimi zaman evde başınızın etini yiyen,kimi zaman TV karşısında kumanda savaşı yapacağınız eşinizi,
'üstünü kirletirsen döverim bak' diyen annemiz ve bu soruna çözüm bulan ayşe teyzemizi,
arabayı kaçırıp arkadaşlarla gezdiğiniz ama eve gelince papaz olacağınız bi babanızı,
'hayırr..ben daha çok seviyorum' diye şakalaştığınız bi sevgilinizi,
martılara simit atmak için bindiğiniz vapur sevdanızı,
sabahları gazetede ki yazılarını komedi niyetine okuduğumuz bir Haydar Dümen'imizi,
ne kadar salakça gelsede denizde oynadığımız deve güreşlerini,
bakmakla yükümlü olduğunuz bir ailenizi,
sokağa tüküren meşhur insanlarımızı,
kendimizi ve şişenin dibini bulduğumuz o güzel şarkıları,
'loto bi tutsun var yaa...' diye kurulmaya başlayan hayallerimizi,
ağaçtan kedi kurtaran itfaiyelerimiz ve bunu gündemin en önemli konusu gibi sunan medyalarımızı,
yere düşen arkadaşımızın komik durumuna gülmemek için kendimizi sıkmamızı,
arkadaşımızın durumu anlayıp' hayırdır? kızarıp bozarmışsın' demesiyle kahkahayı basmamızı..........
Bi düşünsenize bunların hiç biri yok.. İşte bunlardan herhangi birisi yoksa günlük yaşamınızda; hayat size 'önüm, arkam, sağım, solum sobeee..' demiştir ve ölümü tatmışsınızdır.
Bir de sürekli dolmuşla geçerken, Zincirlikuyu Mezarlığı'nın girişinde ki tabelada 'Her canlı ölümü tadacaktır.' yazısını gördükçe ne kadar da hayatımızın içinde olduğunu bir kez daha anladığım bir şeydir.Ve bende garip bir duygu yaratır.Bunun üzerine, Murat KEKİLLİ'den ölüm gibi ömrümdesin dinlemen gerekiyormuş gibi bir his oluşur bende :)) Çok derin ve güzel bir söz anlayana..
soğuk ve ozlemi çagrıstıyor bende..
ölüm tüm biyolojik varlıklar için sadece bir son. Bunlar arasında kendini insan olarak adlandıranlar için sonrasında yaşamın olduğu sanıman bir kandırmacadır.
her an ölmekteyiz
ölüm bir olay değil bir olgudur.Aslında her an ölmekteyiz.
Şebiaruz.vuslat
ölümden korkan ahmaktır.
topraktan geldik,topraha dönçez.