ölüm... zor ve yakıcı şu an benim için ölümü tanımlamak çünkü bir kez yaşanacak olanı tecrübeler olmadan anlatmak kalbe düşer genelde o yüzden ölüm kalbimdeki en karmaşık duygu ve fiili görüntü bazen günler azap döngüsüdür şuura bazense sonsuzluk hulyası işte tam bu dalga srtında tanımım şöyle olabilir.
ölüm ölüm dünyevi duygularla çok acı az talı ahiri duygular için az acı çok tatlı
Ölüm yenıden dogmaktır nasılkı dogmadan one anne karnında 9 ay 10 gun kalıyorsak ölmeden oncede dunyada belırlı bır sure buyuyup olurken aslında yenıden dogmus oluyoruz
İlk sevdiğim ve kaybettiğim adam geldi bir an gözlerimin önüne ‘Sarı Papatyam’ derdi bana Ona her gidişimde kapıyı açar gülümserdi gözlerime ‘Hoş geldin; sarıpapatyam, prensesim’ derdi… Şimdi bile her gidişimde o heyecanla gidiyorum. Kapıyı onun açmasını ve bana gülümsemesini ve de her zaman hayal kırıklığına uğruyorum… Yine yok ve bana yine bir başkası açıyor kapıyı. Her seferinde; aynı umutla, aynı heyecanla gidiyorsun. Ama o yok… Acı bir zaman sonra özleme dönüştürüyor, yokluğunu hissettikçe kanıyorsun. Kanasan da özlemekten başka çaren yok. Giden gitmiştir ve bu yolun dönüşü yoktur hiçbir zaman herkesin gideceği yol… Ölüm o kadar acı ki, hayat kadar…
Hani sen düşünürdün “Cenazeme kaç kişi gelir? ”diye, Beni gömmeye, Hani derler ya, son vazifeye
Öğlenlerin akşama benzediği, Sendromlu pazarlardan biri Yağmur çiseliyor, hava kasvetli, Ben, tabiat, asfalt… Her şey gri.
Altımda elleri, gidiyoruz. Bazı gecelerime benziyor bu gidiş ki bağırdığım, sesimi duyuramadığım, zorlayıp kendimi uyanamadığım.
Kiminde hüzünden, kiminde saygıdan, Kimine gerçeği hatırlattığından Tek ses yok! Bir basılan toprağın çıtırtısı, Şırıltısı damlaların, bir de tok sesler topuktan
Geldik durduk bir çukurun önüne Dualar, mırıltılar yuvarlanıyor dillerde Nazikçe yatırıldım bir kenara Fazla sürmedi bu merasim İki ucumda dört el… Naftalinlenmiş halılar gibiyim yaza doğru kaldırılan
Islak toprağa saplanan bir kürek sesi “Kırç! ” İlkten kıyamadı galiba yüzüme atmaya.
Üstüm ağırlaşıyor, Ben hiç olmadığım kadar sakin, kabullenmiş Gökyüzü yok! Bir hakkım olsun isterdim, Yalnız siyaha serzeniş.
Herkes gitti. Akşam oluyor bu demde Bir tek ben kaldım ebedi hanemde.
ölüm, ıslak ve yapışkan yüzünü gösterdiğinde felek, en usta örümcekleri bile kıskandıran ağları tamamlmış olacak. ruhunu hapseden bedenin haksız esaretin bedelini alıkoyma ve gasp suçlarından nemli toprağın içinde o kesif koyuluğa tezat kefenin kaypak yakınlığıyla ve epey mahçup öte yandan müteşekkir tüm o çürükçül bakteri ve böceklere.... bir başlangıç daha olmamasına!
ölüm bence azrail alehisselamın gelip ölüm vaktinde ruhun bedenden alındığı andır. bu şet kötü de olabilir,yide olabilir iyi ise cennet,kötü ise cehenneme gönderilir. ama sonuc olarak herkezin basına gelebilir
Ölüm.. İlk terennüm edişte soğuk gibi gelse de insana,inancı çerçevesinde şekillenen bir duygu-durum oluşturan 'gerçek'! Ölüm bir yok oluş değil,gerçek hayata geçiş tüneline giriş kapısıdır..
bence ölüm iyi bişeydir özellikle tipsiz kılıksız, dayak yemiş maymun kılıklı anırarak konuşan eşşek ruhlu tipler ölmelidir... ehe...(nasıl fikrim güzel değilmi.... lütfen lütfen reca ederim..)
Geri sayım sen doğduğunda başladı. Eğer 9 canlı bile olsaydın en fazla 8 kez kaçabilirdin ölümden. Bilki 7 düvele sultan dahi olsan yerin 6 mekan olacak sana. En fazla 5 metre kumaş getirebileceksin 4 açsanda gözlerini şu 3 günlük fani dünyada 2 kat olup Azrail'e yalvarsanda nafile.. .Ecel geldiğinde 1 gün öleceksin...!
bu dunyada herseyi inkar edebilirsiniz OLUMU asla BU DUNYADA GERCEK OLAN TEK SEY
doğaya iade demektir
en güzel ölüm tasvirini eşkiye filminin sonunda şener şen yapmıştı
korkma topraktan geldin
toprağa gideceksin
üzerinde çiçekler yeşerecek
sen o çiçekte can bulacaksın
o çiçeğe bir arı konacak
o arı belki ben olacağım
ölümün en güzel anlatan bu isede
ölümü düşünmek dirayetsizlik dir
ölüm...
zor ve yakıcı şu an benim için ölümü tanımlamak çünkü
bir kez yaşanacak olanı tecrübeler olmadan anlatmak kalbe düşer genelde
o yüzden ölüm kalbimdeki en karmaşık duygu ve fiili görüntü
bazen günler azap döngüsüdür şuura
bazense sonsuzluk hulyası
işte tam bu dalga srtında tanımım şöyle olabilir.
ölüm ölüm dünyevi duygularla çok acı az talı
ahiri duygular için az acı çok tatlı
şimdilik bu tanmım
ölüm, yokluğun yok oluşu, varlığın başlangıç noktasıdır..ölüm, hiçlik değil, yokluk değil, sevdiklerimize kavuşma kapısıdır..
Ölüm yenıden dogmaktır nasılkı dogmadan one anne karnında 9 ay 10 gun kalıyorsak ölmeden oncede dunyada belırlı bır sure buyuyup olurken aslında yenıden dogmus oluyoruz
Ölüm o kadar acı ki, hayat kadar…
İlk sevdiğim ve kaybettiğim adam geldi bir an gözlerimin önüne ‘Sarı Papatyam’ derdi bana
Ona her gidişimde kapıyı açar gülümserdi gözlerime
‘Hoş geldin; sarıpapatyam, prensesim’ derdi…
Şimdi bile her gidişimde o heyecanla gidiyorum. Kapıyı onun açmasını ve
bana gülümsemesini ve de her zaman hayal kırıklığına uğruyorum…
Yine yok ve bana yine bir başkası açıyor kapıyı. Her seferinde;
aynı umutla, aynı heyecanla gidiyorsun.
Ama o yok…
Acı bir zaman sonra özleme dönüştürüyor, yokluğunu hissettikçe kanıyorsun.
Kanasan da özlemekten başka çaren yok.
Giden gitmiştir ve bu yolun dönüşü yoktur hiçbir zaman
herkesin gideceği yol…
Ölüm o kadar acı ki, hayat kadar…
' İlk sevdiğim ve ilk kaybettiğim adama ‘Dedem-e’
_ByTheMK_
Merve Kasap
ölüm ölüme ilaçtır...
ÖLÜM BİR SON DEĞİL
ÖLÜMSÜZLÜĞÜN BAŞLANGIÇIDIR
fiziken toprağa, manen de yüreklere karışmak
ölümmm....insanlık tarihini en eski ve en yenii kaygısı....
sınav sonuçlarının açıklanması gibi bişey...
ÖLÜM! ÖLÜM! ÖLÜM! SiSLER ARASINA GELiNLiK GiYiNMiŞ GiDiYORUM GÜLÜM :)
Son Şiir
Hani sen düşünürdün
“Cenazeme kaç kişi gelir? ”diye,
Beni gömmeye,
Hani derler ya, son vazifeye
Öğlenlerin akşama benzediği,
Sendromlu pazarlardan biri
Yağmur çiseliyor, hava kasvetli,
Ben, tabiat, asfalt…
Her şey gri.
Altımda elleri, gidiyoruz.
Bazı gecelerime benziyor bu gidiş
ki bağırdığım, sesimi duyuramadığım,
zorlayıp kendimi uyanamadığım.
Kiminde hüzünden, kiminde saygıdan,
Kimine gerçeği hatırlattığından
Tek ses yok!
Bir basılan toprağın çıtırtısı,
Şırıltısı damlaların, bir de tok sesler topuktan
Geldik durduk bir çukurun önüne
Dualar, mırıltılar yuvarlanıyor dillerde
Nazikçe yatırıldım bir kenara
Fazla sürmedi bu merasim
İki ucumda dört el…
Naftalinlenmiş halılar gibiyim
yaza doğru kaldırılan
Islak toprağa saplanan bir kürek sesi
“Kırç! ”
İlkten kıyamadı galiba
yüzüme atmaya.
Üstüm ağırlaşıyor,
Ben hiç olmadığım kadar sakin, kabullenmiş
Gökyüzü yok!
Bir hakkım olsun isterdim,
Yalnız siyaha serzeniş.
Herkes gitti.
Akşam oluyor bu demde
Bir tek ben kaldım ebedi hanemde.
F.M.F
28.04.2008
Pazar 03:09
hayatımızın olmassa olmazlarındandır.
en büyük hakikat.. ötesi yok ki...!
ölüm, ıslak ve yapışkan
yüzünü gösterdiğinde
felek, en usta örümcekleri
bile kıskandıran ağları tamamlmış olacak.
ruhunu hapseden bedenin
haksız esaretin bedelini
alıkoyma ve gasp suçlarından
nemli toprağın içinde
o kesif koyuluğa tezat
kefenin kaypak yakınlığıyla
ve epey mahçup
öte yandan müteşekkir
tüm o çürükçül
bakteri ve böceklere....
bir başlangıç daha olmamasına!
ölüm bence azrail alehisselamın gelip ölüm vaktinde ruhun bedenden alındığı andır. bu şet kötü de olabilir,yide olabilir iyi ise cennet,kötü ise cehenneme gönderilir. ama sonuc olarak herkezin basına gelebilir
hissedilen nin dışında ki, gereçek hayatın başlaması
hissedilen nin dışında ki, gereçek hayatın başlaması
her canli bir gün tadacaktir
___Ö L Ü M. B E N D İ
___________bu
__________gece
__________ölü/me
__________sarılıp
_________uyudum
________alabildiğine
________huzur sonsuz
________bir mutluluk
_________duydum
________bir kendimi
_______koydum yeni
______kazılmış toprağa
____bir de tükenen ömrümü
_____tüm yaşanmamışlığıyla
________çam kokusuna
____________top______oyuk
____________rak______oyuk
____________koku_____oydum_zamansızlığı_perde perde soydum_
____________suna_____ne rütbeydim ne soydum ölümdüm doyasıya
____________oydum____kalmadı ölüm bendi ölüm ben'di ben o'ydum
Onur Bilge
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=42021&siir=601770&order=oto
Otomatik sıralamaya göre 21. Sayfadaki 412. şiir…
yeni bi söz söylemek için ölmekmi gerekir?
Ölüm..
İlk terennüm edişte soğuk gibi gelse de insana,inancı çerçevesinde şekillenen bir duygu-durum oluşturan 'gerçek'!
Ölüm bir yok oluş değil,gerçek hayata geçiş tüneline giriş kapısıdır..
Ölüm
En güzel sevgliden ayrılış zamanı
Ölüm
Gerçek sevgiliye varış anı
bence ölüm iyi bişeydir
özellikle tipsiz kılıksız, dayak yemiş maymun kılıklı anırarak konuşan eşşek ruhlu tipler ölmelidir... ehe...(nasıl fikrim güzel değilmi.... lütfen lütfen reca ederim..)
yaşamaya başladığımız an ama korkmamak elde değil bir gün ölüceğimizin kimsenin aklından çıkmaması gereken tek gerçek
(Ölüm)
an gelir biter muhabbet
,çalgılar susar
,yurekte heves
,canda fer kalmaz
an gelir nefes biter
deryalar diner
ateş dondurur
gulmek suskunluk
aglamak cıglık
sense yokluk
an be gülüm an gelir
gayrısı yansın
gerisi ölum
sen varsan
usanasın ayrılık
Erdal Gürsoy
Geri sayım sen doğduğunda başladı.
Eğer 9 canlı bile olsaydın en fazla 8 kez kaçabilirdin ölümden.
Bilki 7 düvele sultan dahi olsan yerin 6 mekan olacak sana.
En fazla 5 metre kumaş getirebileceksin 4 açsanda gözlerini
şu 3 günlük fani dünyada 2 kat olup Azrail'e yalvarsanda nafile..
.Ecel geldiğinde 1 gün öleceksin...!
İşte o zaman herşey 0 dan başlayacak çünkü;
ÖlüM bİr yOk OluŞ dEğİL yEnİdEn DoĞuŞtUr
ÖLÜM anlaşılmazı çok zor hatta imkansız. BİR DOĞA OLAYI ben ce
BUNU BÖYLE KABUL ETMEK İNSANI RAHATLADIYOR.
HAYAT KULLANMA TARİHİMİZ BİDENE KADAR DEVAM ETMEK ZORUN DA
BU SÜRECE ETRAFIMIZA ZARAR VERMEMEK EN BÜYÜK ERDEMLİKDİR..
ŞANSLIYIZ DOĞDA HER ÇANLININ BAŞINA GELİYOR YANLIZ DEİLİZ YANİİ
gercek yaşam..