Biyografisi hakkında tez hazırladığı sylvia plath'in yaşam öyküsünden etkilenerek zaten bunalımlı olan ruh haline artı değer kazandırıp bilmem kaçıncı kattan beton zemine atlayarak yaşamına son vermiş şairimiz...Şiirleri iç dünyasını ve ruh halini fazlasıyla yansıtır...psikolojik durumu elverişli olmayanlara tavsiye etmem. efekt etkisi yaratabilir.
etkilenir insan insandan o da etkilendi okuduklarından,içli dışlı olduklarından hayatın hiç bir yerinden dönüldüğünde kârda değilsindir,keşke yakınlarından birileri sylvia'dan daha yüksek sesle söyleseydi ona bunları. belki şu an hala satırlarını okuyor olurduk.
okudukça sivynin kokusunu hissediyorum iliklerimde, hep üstüne sinmiş gizlememişsinde; kim bilir kaç kez seviştin o ölüm meleğiyle...hayatın neresinden döndünüz bi bulabilsem...
tükenirdi monolog kaçarken içine düştüğüm kara toplum big bang sonrası büyük yalnızlık bilinmeyeni saçlarında titreyen iblisler karartırken güneşi üstüste gömülürken saydam yaşamlar bir yankı duyulurdu hiç´likten bütün yalnızlıklarınızın ilenci korusun çoğulluklarınızı cinnet koyun erdemin adını maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın hepiniz mezarısınız kendinizin...
1958 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde bitirip, yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı.
Sylvia Plath üzerine incelemeler yaptı. Plath'ın bireyin yalnızlığına ve varoluş sorununa bakışı genç şairi etkiledi. Nilgün Marmara, şiirlerinde çoğunlukla, 1. tekil kişinin düşle gerçek arasında gidip gelen, kırılgan izleklerini kullandı.
Çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Küçük İskender, Lale Müldür, Orhan Alkaya, Cezmi Ersöz, Ece Ayhan, Gülseli İnal ve Serdar Aydın gibi şairleri derinden etkiledi.
Sylvia Plath sevgisi, Marmara'yı ölümde de sevdiği şairin yazgısıyla birleştirdi. 13 Ekim 1987'de henüz 29 yaşındayken 'yaşama karşı ölüm' dedi ve intihar etti.
GÖKKUŞAĞINDAN DARAĞACI
Şimdi'nin bedeni yok, Yontuyor geçmiş bilgisiyle gelecek belki olur diye taşı, taşını kokluyor yontu dağılıyor...
Şimdi'si yitik bundan boyuyor boyuyor evine aldığı ağacın üzerine tüneyip duvarını, tavanını, geçmişi ve geleceği ve her yanını; dal kırılıyor...
Şimdi'si yitik diziyor diziyor notalarını, göğe ışık üzerine boncuklarını, ucuza getiriyor varlığını sonsuzun sessizliğiyle sonlunun gürültüsü arasında, O bitirince kıyısında gezindiği yol çöküyor...
Şimdi'si yitik bundan yazıyor yazıyor enine boyuna içini ve dışını ve yeri ve göğü ve suyu, bindiği kadırga o inince batıyor
Hiç kullanılmamış bir zamanın gözkapaklarını açıyorum, Doldursun içe ve dışta ne var. Suyun danteli kuduz kargaların bilge kümelenişinde ekleniyor birbirine ve tuhaf bir vakte.
Sır imgesi yine birlikte, benzemeyenle, Dolduruyor için dışını, var ya. Ve son damla Diana kayrasıyla, Önce kim’in olana döndürülüyor.
'Bir sabah bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan böyle, nereye baktığı bilinmeyen gözlerinizle her karşılatığımda katlanacak bir acıyla.'
Su ılık burada. Yine göç kendiliğindendi, Yine gözlerim açık. Bu gizli alanda ne görürüm, böylesine mavi ve saf, tek başına? Ah! Bir oluk geceden acuna yönelmiş, Bir ağaç, yeşil çığlığını aya vuran yapraklarıyla. Ben, buhar resitalini ya da buzulun çağrısını düşlerim. Göz gözü görmesin, irisler donsun ya da! Ses boğulsun, Boyum bu boy kalsın! Yüreğim bu çifte olurlukta, Ilığın en karşıtı, deli düşmanı, Kutup tanının kendisi olmaya ant içerek, Dilerse kardan, buzdan bir igloo olsun, dilerse eritsin bu vücudu kendi iç şafağında, yunsun gök taşında!
Su, şimdi aydınlık ve hafiftir, Yüzeyi çok karanlıkla solmuş olsa da.
sylvia plath hayranı sonuda benzeşiyor:ikiside intihar etmiş...ancak aptallar ve ahmaklar intiharı düşünmezmiş zaten...sebebini sadece ece ayhanınbildiği bir intihar...bütün arka bahçelerini gezdim dediği dünyadan ince bir dokunuşla başka bir bahçeye adım atmış...oradada araftamıdır acaba?
''...çocukluğun kendini saf bir biçimde
akışa bırakması ne güzeldi
yiten bu işte
çok kullanılmış bir zamanın gözlerini kapattım''
Nilgün Marmara
"Bir yaşamın bir düşe eklenmesiyle, bir düşün yaşamdan çıkarılmasının hiçbir ayrımı yok "*
Nilgün Marmara
Uçurumlar var diyorum,
İnsanla insan arasında,
Kendiyle kendi arasında.
Biyografisi hakkında tez hazırladığı sylvia plath'in yaşam öyküsünden etkilenerek zaten bunalımlı olan ruh haline artı değer kazandırıp bilmem kaçıncı kattan beton zemine atlayarak yaşamına son vermiş şairimiz...Şiirleri iç dünyasını ve ruh halini fazlasıyla yansıtır...psikolojik durumu elverişli olmayanlara tavsiye etmem. efekt etkisi yaratabilir.
etkilenir insan insandan
o da etkilendi okuduklarından,içli dışlı olduklarından
hayatın hiç bir yerinden dönüldüğünde kârda değilsindir,keşke yakınlarından birileri sylvia'dan daha yüksek sesle söyleseydi ona bunları.
belki şu an hala satırlarını okuyor olurduk.
okudukça sivynin kokusunu hissediyorum iliklerimde, hep üstüne sinmiş gizlememişsinde; kim bilir kaç kez seviştin o ölüm meleğiyle...hayatın neresinden döndünüz bi bulabilsem...
'düşü ne biliyorum' hayatın neresinden dönülse kardır deyişini...
MEZAR
tükenirdi monolog
kaçarken içine düştüğüm kara toplum
big bang sonrası büyük yalnızlık bilinmeyeni
saçlarında titreyen iblisler karartırken güneşi
üstüste gömülürken
saydam yaşamlar
bir yankı duyulurdu hiç´likten
bütün yalnızlıklarınızın ilenci
korusun çoğulluklarınızı
cinnet koyun erdemin adını
maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın
hepiniz mezarısınız kendinizin...
N.Marmara
'yaşama karşı ölüm' desem birgün! ..
vazgeçmiş bırakmış....
1958 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaokul ve liseyi Kadıköy Maarif Koleji'nde bitirip, yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde tamamladı.
Sylvia Plath üzerine incelemeler yaptı. Plath'ın bireyin yalnızlığına ve varoluş sorununa bakışı genç şairi etkiledi. Nilgün Marmara, şiirlerinde çoğunlukla, 1. tekil kişinin düşle gerçek arasında gidip gelen, kırılgan izleklerini kullandı.
Çeşitli dergilerde şiirleri yayımlandı. Küçük İskender, Lale Müldür, Orhan Alkaya, Cezmi Ersöz, Ece Ayhan, Gülseli İnal ve Serdar Aydın gibi şairleri derinden etkiledi.
Sylvia Plath sevgisi, Marmara'yı ölümde de sevdiği şairin yazgısıyla birleştirdi. 13 Ekim 1987'de henüz 29 yaşındayken 'yaşama karşı ölüm' dedi ve intihar etti.
GÖKKUŞAĞINDAN DARAĞACI
Şimdi'nin bedeni yok,
Yontuyor geçmiş bilgisiyle
gelecek belki olur diye taşı,
taşını kokluyor
yontu dağılıyor...
Şimdi'si yitik
bundan boyuyor
boyuyor evine aldığı
ağacın üzerine tüneyip
duvarını, tavanını, geçmişi
ve geleceği ve her yanını;
dal kırılıyor...
Şimdi'si yitik
diziyor diziyor notalarını,
göğe ışık üzerine boncuklarını,
ucuza getiriyor varlığını
sonsuzun sessizliğiyle
sonlunun gürültüsü arasında,
O bitirince kıyısında gezindiği
yol çöküyor...
Şimdi'si yitik
bundan yazıyor
yazıyor enine boyuna
içini ve dışını ve yeri
ve göğü ve suyu,
bindiği kadırga
o inince batıyor
Ağustos 87
Nilgün MARMARA
bknz kırmızı kahverengi defter
nilgün! nilgün! nilgün! kuş koysunlar yoluna
uyanıyorum küstah sözcüklerle:
Ey, iki adımlık yerküre
senin bütün arka bahçelerini
gördüm ben! daha ne..
söylenecek fazla birşey yok.. gene hatırıma geldin Nilgün.. hayata.iktiri çekti derler sana.. çektirenden kimse bahsetmez...(
'Hayatın neresinden dönülse kardır.'diyerek yaşam yolunda u dönüşü yapmış şair.
çok severim şiirlerini çook..
Kim'in
Hiç kullanılmamış bir zamanın gözkapaklarını açıyorum,
Doldursun içe ve dışta ne var.
Suyun danteli kuduz kargaların bilge kümelenişinde
ekleniyor birbirine ve tuhaf bir vakte.
Sır imgesi yine birlikte, benzemeyenle,
Dolduruyor için dışını, var ya.
Ve son damla Diana kayrasıyla,
Önce kim’in olana döndürülüyor.
Çok kullanılmış bir zamanın gözlerini kapattım.
'Bir sabah bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyanıyorum, bundan böyle, nereye baktığı bilinmeyen gözlerinizle her karşılatığımda katlanacak bir acıyla.'
YÜREK: KUTUPTA TAN VAKTİ
Su ılık burada.
Yine göç kendiliğindendi,
Yine gözlerim açık.
Bu gizli alanda ne görürüm, böylesine
mavi ve saf, tek başına?
Ah! Bir oluk geceden acuna yönelmiş,
Bir ağaç, yeşil çığlığını aya vuran
yapraklarıyla.
Ben, buhar resitalini ya da buzulun
çağrısını düşlerim.
Göz gözü görmesin, irisler donsun ya da!
Ses boğulsun,
Boyum bu boy kalsın!
Yüreğim bu çifte olurlukta,
Ilığın en karşıtı, deli düşmanı,
Kutup tanının kendisi olmaya ant içerek,
Dilerse kardan, buzdan bir igloo olsun,
dilerse eritsin bu vücudu kendi iç şafağında,
yunsun gök taşında!
Su, şimdi aydınlık ve hafiftir,
Yüzeyi çok karanlıkla solmuş olsa da.
Nilgün Marmara
www.nilgunmarmara.com
artık eşlenmeyecek açıklıklar ve dul pencereler
kızıl bir göl üzerinde dondu yıldızlar.......
dünyanın arka bahçesinde.. ismi bile şiirsel değil mi? marmara:acılar denizi.. gitmeseydin be nilgün...
sylvia plath hayranı sonuda benzeşiyor:ikiside intihar etmiş...ancak aptallar ve ahmaklar intiharı düşünmezmiş zaten...sebebini sadece ece ayhanınbildiği bir intihar...bütün arka bahçelerini gezdim dediği dünyadan ince bir dokunuşla başka bir bahçeye adım atmış...oradada araftamıdır acaba?