Cevap: açılır kara kaplı kitap: zindan.. Kayış kapar kolumuzu kırılan kemik kan. Hani şimdi bizim soframıza haftada bir et gelir. Ve çocuklarımız işten eve sapsarı iskelet gelir.. Hani şimdi biz.. İnanın: güzel günler göreceğiz çocuklar güneşli günler göre- -ceğiz. Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, ışıklı maviliklere süre- -ceğiz.....
“Pirayem, Kızıl saçlı bacım benim,Seni arkadan bıçakladım. Bir damlası benim damarlarımdaki bütün kana bedel kanınla boyandı ellerim. Yeryüzündeki hiçbir insan hiçbir insana benim sana yaptigim kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmen gel. Sana ” Gel ” diyecek kadar yüzsüz ve alcaksam ne halt edeyim öyleyim işte. Fakat gel. Oğlumuz Memet’in başı için gel ve ben kalan ömrümde ona layık bir baba olmak fırsatını kazanabileyim. Senin yüzüne nasıl bakabilecegimi bilemiyorum. Seninle karşılastığım anda ayaklarının dibine yıkılacağım belki. Belki de sadece bayrağını kendi eliyle düşmana teslim etmiş bir hainin cesaretiyle yüzüne bakmaya calışacağım. Belki de tek kelime söylemeden gözlerimi iskarpinlerine dikip oturacağım. Fakat gel. Hayatım yalnız kendime ait olsaydı gebermeyi çoktan tercih ederdim.
13,15 yıl arası hep ona mektuplar yazan çamaşırlarını yıkayan ve ziyaretlerini hiç aksatmayan Piraye hanımı aldatan zat !! Düşünün bir kez olsun ''Piraye'' olun bunca yokluk ve fedakarlık yaparak büyüttüğünüz aşk nazımın bir mektubu ile bomboş odaların kapılarını açıyor size ne büyük bir hayal kırıklığı ve boşa giden emek...Bence yüzyılın kadınıdır Piraye hanım şiirle,edebiyatla uğraşmasına gerek yok !!Kadın bir adamın vatanıdır ve nazım bence sırf bu yüzden, vatan hainidir kim ne derse desin.
En güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk: henüz büyümedi . En güzel günlerimiz : henüz yaşamadıklarımız dır. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz : henüz söylememiş olduğum sözdür.
Önce aşık sonra yurtsever daha sonra da komünist bir büyük şair. Edebiyatımızın benim için en büyük şairi. Büyük bir şair olarak öldü... Muhteşem bir şiir oldu!
Fakat emin ol ki sevgili zavalli bir cingenenin killi siyah bir orumcege benzeyen eli gecirecekse eger ipi bogazima mavi gozlerimde korkuyu gormek icin bosuna bakacaklar nazima
Nazım hikmet demek, daha önce okuma yazma bilmediğim çocukluğum demek. Kalem ve kağıdı ilk görüşüm ve gülüşüm demek. Çok geç öğrendiğim oyuncaklarım , elim ayağım ve kanadım demek. Ben hiç tanışmamıştım senden önce , Nazım banaydı bütün hikmetleri üzerinde olsun. Ruhu şad olsun Toprağı şiir koksun
Nazım Hikmet'e ait Rubailer'inin Listede olmaması üzücü.
ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
ona sorarsanız, Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman
bana sorarsanız, On senesi ömrümün
bir kurşun kallemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
bir haftada yaza yaza tükeniverdi
ona sorarsanız, bütün bi hayat
bana sorarsanız,
ADAM SENDE Bİ HAFTA...
,, Piraye'ye ''
ne güzel şey hatırlamak seni
ölüm ve zafer haberleri içinden
hapiste
ve yaşım kırkı geçmiş iken
ne güzel şey hatırlamak seni
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti
parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti
.....
bulutlar adam öldürmesin
yıl 62 Mart 28
Prag-Berlin treninde pencerenin yanındayım
akşam oluyor
dumanlı ıslak ovaya akşamın yorgun bir kuş gibi inişini severmişim meğer
......
Hani hiç dinmeyen akarsular varya herkese her canlıya yaşam götüren işte öyle bir derya misali Nazım Hikmet
" Durup dururken
hiç bitmeyecekmiş gibi bağlanıyorum
başladığım güne ..
ve
her seferinde
s e n çıkıyorsun ,
suyun yüzüne.. "
" N.Hikmet _
#İyi ki doğdun
- anısına saygıyla -
"en güzel günlerimin üç melun adamı var
biri sensin,biri o,biri ötekisi
kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi
sana gelince..
ne ben sezar'ım,ne de sen brütüs'sün
ben ben sana kızarım,
ne de zatın zahmet edip bana küssün
artık seninle biz,
düşman bile değiliz"
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan..
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.....
'Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü,
Hay-kır
Haykıralım!'
....
Bir vapur geçer Varna önünden
Uyy Karadeniz'in gumus telleri
Bir vapur geçer Bogaz'a doğru
Nazım usulcacik okşar vapuru
Yanar elleri...
“Pirayem, Kızıl saçlı bacım benim,Seni arkadan bıçakladım. Bir damlası benim damarlarımdaki bütün kana bedel kanınla boyandı ellerim. Yeryüzündeki hiçbir insan hiçbir insana benim sana yaptigim kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmen gel. Sana ” Gel ” diyecek kadar yüzsüz ve alcaksam ne halt edeyim öyleyim işte. Fakat gel. Oğlumuz Memet’in başı için gel ve ben kalan ömrümde ona layık bir baba olmak fırsatını kazanabileyim. Senin yüzüne nasıl bakabilecegimi bilemiyorum. Seninle karşılastığım anda ayaklarının dibine yıkılacağım belki. Belki de sadece bayrağını kendi eliyle düşmana teslim etmiş bir hainin cesaretiyle yüzüne bakmaya calışacağım. Belki de tek kelime söylemeden gözlerimi iskarpinlerine dikip oturacağım. Fakat gel. Hayatım yalnız kendime ait olsaydı gebermeyi çoktan tercih ederdim.
13,15 yıl arası hep ona mektuplar yazan çamaşırlarını yıkayan ve ziyaretlerini hiç aksatmayan Piraye hanımı aldatan zat !! Düşünün bir kez olsun ''Piraye'' olun bunca yokluk ve fedakarlık yaparak büyüttüğünüz aşk nazımın bir mektubu ile bomboş odaların kapılarını açıyor size ne büyük bir hayal kırıklığı ve boşa giden emek...Bence yüzyılın kadınıdır Piraye hanım şiirle,edebiyatla uğraşmasına gerek yok !!Kadın bir adamın vatanıdır ve nazım bence sırf bu yüzden, vatan hainidir kim ne derse desin.
"Hatunumun gözleri eladır da
içinde hâreler var yeşil yeşil
altın varak üstüne yeşil yeşil meneviş.
Kardeşlerim, bu ne biçim iş,
şu dokuz yıldır eli elime değmeden,
ben burda ihtiyarladım,
o orda.
Kaim, beyaz boynu kırışan kızım,
imkânsızdır ihtiyarlamamız bizim,
etin gevşemesine bir başka tâbir gerek,
zira ki ihtiyarlamak
kendinden
başka
hiç kimseyi
sevmemek
demek."
'Çocukların avuçlarında günlerimiz sıra bekler,
günlerimiz tohumlardır avuçlarında çocukların,
çocukların avuçlarında yeşerecekler.'
Genco Erkal - Nereden Gelip Nereye Gidiyoruz
Men bır ceviz agacıman Gülhane parkında, ne sen menım farkındasın nede polis farkımda.
Özleyeceksin!
Kızıyordu,
Kıskanıyordu,
Küsüyordu,
Çok soru soruyordu;
Ama beni seviyordu diyeceksin!
En güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk: henüz büyümedi .
En güzel günlerimiz : henüz yaşamadıklarımız dır.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür.
Hava kurşun gibi ağır
bağır bağır bağırıyorum
Memleket
kaldır başını ve dimdik dur!
bu senin değil,ülkemin ayıbı.
hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk.
Önce aşık sonra yurtsever daha sonra da komünist bir büyük şair.
Edebiyatımızın benim için en büyük şairi.
Büyük bir şair olarak öldü...
Muhteşem bir şiir oldu!
Ağa Camii şiirini okuyunca ağladım.....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Fakat emin ol ki sevgili zavalli bir cingenenin killi siyah bir orumcege benzeyen eli gecirecekse eger ipi bogazima
mavi gozlerimde korkuyu gormek icin bosuna bakacaklar nazima
yazın uc sutun ustune kapkara haykiran puntolarla
nazim hikmet vatan hainligine devam ediyor hala
Her ne kadar ilk şiirlerini benimsemesem de sonraki şiirleriyle çok haklı olarak zirveye çıkmıştır ve hala zirveyi korumaktadır.
Vatan hainliği bu yüzdendir.
Nazım hikmet demek, daha önce okuma yazma bilmediğim çocukluğum demek. Kalem ve kağıdı ilk görüşüm ve gülüşüm demek. Çok geç öğrendiğim oyuncaklarım , elim ayağım ve kanadım demek. Ben hiç tanışmamıştım senden önce , Nazım banaydı bütün hikmetleri üzerinde olsun. Ruhu şad olsun Toprağı şiir koksun
Başüstünde bir gemici korosu
bir türkü söylüyor;
yıldızlar gibi
rüzgâr gibi,
su gibi bir türkü..