Genellikle zor anlarda kadığımız zamanlarda mucize olsun isteriz. İnsanın ihtiyaçları, hayalleri, arzuları sınırsızdır denilir. Beklediyimiz bir mucize gerçekleşse bile bununla yetinmeyip yeni mucizlerin olmasını dileriz. Ayrıca insan, her şeyi suiistimal ettiği için muhtemelen gerçekleşen mucizede de sulandıracak bir yan bulacaktır
Mucize: Peygamberlere peygamber olduklarını kanıtlayan Allah'ın izni ve kudreti ile gerçekleşen olağanüstü olaylardır. Mucize göstermek sadece peygamberlere özgüdür.
acizlik kökünden gelir. muzice , öyle bir olay, şey, olgu, varlık v.s. dır kii. İnsan bunu açıklamakta , bilmekte, yorumlamakta, kavramakta, daha önemlisi sırrına mail olmakta aciz kalır.
Bir kac gün önce seyahat ederken radyolardan biri arka arkaya Harun Kolçak şarkıları çalınca ilk gençliğimin mucizesi bu adam için içime bir sıkıntı düştü ve Harun Kolçak öldü mü yoksa diye sordum. Herkes aynı ağızdan bana bağırıp bu kötü sorumdan dolayı azarladı. Olmemesine sevinip bağıra bağıra şarkılarına eşlik ettim. Sonra bu akşam mucizenin öldüğünü okudum ruhsuz bir sayfada. Oysa anılar ölmezdi. O bizim utangaç hallerimiz, duygulu hallerimiz, aşık hallerimiz, hüzünlü hallerimizdi. Çok üzgünüm. Üzüntüm onun kalbi ve müziği kadar büyük..
Tıpkı uzun şehir yolculuklarının yapıldığı filmlerdeki gibi otobuse binmiş, kafanızı cama dayamışsınızdır. Genelde kafanızın şoförün her hareketiyle cama vurup sizi bir kac beyin kanaması eşiğine getirmesi gerekir ama olmaz. Siz bir film yıldızı gibi kafanızı cama dayayıp, dışarıyı izleyebilirsiniz ve kafanız cama çarpmamıştır. İşte bu da mucizedir :)
Bir çay bahçesinde oturmuş kitap okuyorken aniden O'nu göreceğiniz hissiyle apar topar hesabı öder yola çıkarsınız. Tam o anda O'nun da sizin oturduğunuz bahçeye doğru geldiğini görürsünüz.Etrafı kalabalıktır, yanınızdan, tam omzunuzun kenarından geçip gider, sizi görmez. Tuhaf bir neşe ile yola devam edersiniz. Başka bir akşam dışarı çıkarken O'nunla karşılaşacağınız hissi gelip yakalar yine. En sevdiğiniz elbiseleri giyer, yol boyu acaba nerede karşılaşırım diye düşünürken bir an aklınızdan çıkıverir -insanlık hali- ve işte o anda tam karşınızda belirir. Yanında arkadaşları vardır. Tuhaf bir esriklik hali sarar. Nasıl olmuşsa olmuş ve evren umulmadık hallerdeki atağını yapmış ve lakin yine gol olmamıştır. Olsundur. Aynı akşam orayı terk eder başka bir yerde yemek yemeye karar verirsiniz. Hava sıcak. Sokak masaları. Birden bir oyun gelir aklınıza. 10'a kadar sayacağım ve kafamı kaldırdığımda karşımda o olacak. Bir iki..., şöyle etrafa bakayım Aha yine mesajı almış mutlu bir evren...işte orda karşı kaldırımda.. Yine gördünüz. Daha on bile olmadan. üç bile olmadan. iki buçuk bile değil. Mucize gibi ama değil. Çünkü karşı kaldırımdan geçer. Etrafı insan dolu. gelir geçer. Geçmeyen zamana inat. Sizi görmez. Der ki bir filmde esasoğlan. Eğer bir insan hayatınızda üç kere karşınıza çıkarsa o sizin kaderinizdir. Biri de zaten beni filmlere inanmakla suçlamıştı. Valla da inanmışım. Bütün filmlere inanırım ben zaten. Yaşama sebebim film olsun, ben ona inanayım. Güzel filmler yapsınlar, güzel filmlere inanayım. Neyse Devam edeyim.. Aynı akşamın devamının en tuhaf yerindeyiz. O dostlarıyla gezmeye gitmiştir. Siz de sahile. Yemek sonrası biraz suya bakmak, biraz kitap okumak, bir kaç bardak çay, bütün mucizeleri gerçek kılacaktır. Unutmak en büyük mucizedir mesela. unutmak bu öyküyü tamamlayacaktır. Yeterince hayal kırıklığına uğradıysak - bir akşam da iki defa- kalkılıp eve gidilmelidir. Çaylar içilmiş, rüzgarla hasbıhal edilmiş, kalbi kırık balıklar gibi bir iki üç diyince unutmaya hazırlanılmıştır. Aniden bir hadi gidiyoruz deriz. Kime? Sahilde kusup bıraktığın inanılmış bütün mucizelere. Hadi gidiyoruz. Hesap ödenir. Yola çıkılır. Yol dediysek kaldırımın kenarısı yani. Sahilde oturduğun o çay tost yapan yerin yanı. Gözler çivilenip kalır. İşte üç. Gözünü sevdiğim üç Tam üçüncü kez karşıdan geliyordur. Üstünü değiştirmiş. Hızlı hızlı bir yere gidiyor. Demin ki arkadaşlarının yanına mı? Yanında da bir kız var. - çirkin- banane. Nere gidiyor ki şimdi bunlar? Umrumda değil. Nasıl da tam karşıma çıktı. Mühim olan bu. Tam o anda görür sizi. Kocaman bir tebessüm. İyi akşamlar.. Koccaman güldü işte. Ben nasıl güldüm kimbilir? Hiç bir zaman bilemicem. Kıza bile iyi akşamlar dedim sevinçten. İşte budur mucize olan. Bir akşamda her kafanı kaldırışta onu görmek değil. Ne zaman görmek istesen karşına çıkması değil. Karşılaştığında ki o gülümseme var ya. Mucize odur işte. Bin yılın tebessümü, yeni keşfedilmiş cüce gezegen. pırıl pırıl bir obsidiyen. İşte budur mucize. Her bakışınızda sizi muhteşem bir gülüşe terkeden.
mucize denen şeye bir kere inanır oldum..teğet geçti..artık mucizelere inanmıyorum...mucize artık ne benim haneme ne benimyurduma uğramaz..o yüzdendir ki bende mucize sözcüğünün herhangi bir karşılığı yok...
Sistemde herşey olması gerektiği şekilde gerçekleşir.Bizlerin dar görüşünden dolayı gerçekleşmesi pek akla yatmayan yada alışılmamış şeylere mucize deriz.
mucize alışıla gelmiş olayların aksine olagan üstü bir oluşumdur. Aslına bakarsak çevremizde sayamayacağımız kadar mucize var ama ne varki bizler bunlara alışığız. örnekmi ektiğimiz tohum arının yaptığı bal balın verdiği şifa uzun söze ne gerek var asıl mucize olmayan gökten elmas yağmasıdır. şu an sizin bu yazdıklarımı okuyup anlamanız bile bir mucize :))))))))))
Genellikle zor anlarda kadığımız zamanlarda mucize olsun isteriz.
İnsanın ihtiyaçları, hayalleri, arzuları sınırsızdır denilir.
Beklediyimiz bir mucize gerçekleşse bile bununla yetinmeyip yeni mucizlerin olmasını dileriz.
Ayrıca insan, her şeyi suiistimal ettiği için muhtemelen gerçekleşen
mucizede de sulandıracak bir yan bulacaktır
Kişisel ve toplumsal saat her zaman yavaş işler, gerçek mucize taşların yerine oturmasıdır.
Mucize: Peygamberlere peygamber olduklarını kanıtlayan Allah'ın izni ve kudreti ile gerçekleşen olağanüstü olaylardır. Mucize göstermek sadece peygamberlere özgüdür.
acizlik kökünden gelir.
muzice , öyle bir olay, şey, olgu, varlık v.s. dır kii.
İnsan bunu açıklamakta , bilmekte, yorumlamakta, kavramakta,
daha önemlisi sırrına mail olmakta aciz kalır.
Mucize diye birşey yoktur, imkansızı gerçekleştirmek vardır.
Bir kac gün önce seyahat ederken radyolardan biri arka arkaya Harun Kolçak şarkıları çalınca ilk gençliğimin mucizesi bu adam için içime bir sıkıntı düştü ve Harun Kolçak öldü mü yoksa diye sordum. Herkes aynı ağızdan bana bağırıp bu kötü sorumdan dolayı azarladı. Olmemesine sevinip bağıra bağıra şarkılarına eşlik ettim. Sonra bu akşam mucizenin öldüğünü okudum ruhsuz bir sayfada. Oysa anılar ölmezdi. O bizim utangaç hallerimiz, duygulu hallerimiz, aşık hallerimiz, hüzünlü hallerimizdi. Çok üzgünüm. Üzüntüm onun kalbi ve müziği kadar büyük..
Tıpkı uzun şehir yolculuklarının yapıldığı filmlerdeki gibi otobuse binmiş, kafanızı cama dayamışsınızdır. Genelde kafanızın şoförün her hareketiyle cama vurup sizi bir kac beyin kanaması eşiğine getirmesi gerekir ama olmaz. Siz bir film yıldızı gibi kafanızı cama dayayıp, dışarıyı izleyebilirsiniz ve kafanız cama çarpmamıştır. İşte bu da mucizedir :)
Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor..
Lidar..
Bir çay bahçesinde oturmuş kitap okuyorken aniden O'nu göreceğiniz hissiyle apar topar hesabı öder yola çıkarsınız. Tam o anda O'nun da sizin oturduğunuz bahçeye doğru geldiğini görürsünüz.Etrafı kalabalıktır, yanınızdan, tam omzunuzun kenarından geçip gider, sizi görmez. Tuhaf bir neşe ile yola devam edersiniz.
Başka bir akşam dışarı çıkarken O'nunla karşılaşacağınız hissi gelip yakalar yine. En sevdiğiniz elbiseleri giyer, yol boyu acaba nerede karşılaşırım diye düşünürken bir an aklınızdan çıkıverir -insanlık hali- ve işte o anda tam karşınızda belirir. Yanında arkadaşları vardır. Tuhaf bir esriklik hali sarar. Nasıl olmuşsa olmuş ve evren umulmadık hallerdeki atağını yapmış ve lakin yine gol olmamıştır. Olsundur. Aynı akşam orayı terk eder başka bir yerde yemek yemeye karar verirsiniz. Hava sıcak. Sokak masaları. Birden bir oyun gelir aklınıza. 10'a kadar sayacağım ve kafamı kaldırdığımda karşımda o olacak. Bir iki..., şöyle etrafa bakayım Aha yine mesajı almış mutlu bir evren...işte orda karşı kaldırımda.. Yine gördünüz. Daha on bile olmadan. üç bile olmadan. iki buçuk bile değil. Mucize gibi ama değil. Çünkü karşı kaldırımdan geçer. Etrafı insan dolu. gelir geçer. Geçmeyen zamana inat. Sizi görmez.
Der ki bir filmde esasoğlan. Eğer bir insan hayatınızda üç kere karşınıza çıkarsa o sizin kaderinizdir. Biri de zaten beni filmlere inanmakla suçlamıştı. Valla da inanmışım. Bütün filmlere inanırım ben zaten. Yaşama sebebim film olsun, ben ona inanayım. Güzel filmler yapsınlar, güzel filmlere inanayım. Neyse Devam edeyim..
Aynı akşamın devamının en tuhaf yerindeyiz. O dostlarıyla gezmeye gitmiştir. Siz de sahile. Yemek sonrası biraz suya bakmak, biraz kitap okumak, bir kaç bardak çay, bütün mucizeleri gerçek kılacaktır. Unutmak en büyük mucizedir mesela. unutmak bu öyküyü tamamlayacaktır. Yeterince hayal kırıklığına uğradıysak - bir akşam da iki defa- kalkılıp eve gidilmelidir. Çaylar içilmiş, rüzgarla hasbıhal edilmiş, kalbi kırık balıklar gibi bir iki üç diyince unutmaya hazırlanılmıştır. Aniden bir hadi gidiyoruz deriz. Kime? Sahilde kusup bıraktığın inanılmış bütün mucizelere. Hadi gidiyoruz. Hesap ödenir. Yola çıkılır. Yol dediysek kaldırımın kenarısı yani. Sahilde oturduğun o çay tost yapan yerin yanı. Gözler çivilenip kalır. İşte üç. Gözünü sevdiğim üç Tam üçüncü kez karşıdan geliyordur. Üstünü değiştirmiş. Hızlı hızlı bir yere gidiyor. Demin ki arkadaşlarının yanına mı? Yanında da bir kız var. - çirkin- banane. Nere gidiyor ki şimdi bunlar? Umrumda değil. Nasıl da tam karşıma çıktı. Mühim olan bu. Tam o anda görür sizi. Kocaman bir tebessüm. İyi akşamlar.. Koccaman güldü işte. Ben nasıl güldüm kimbilir? Hiç bir zaman bilemicem. Kıza bile iyi akşamlar dedim sevinçten. İşte budur mucize olan. Bir akşamda her kafanı kaldırışta onu görmek değil. Ne zaman görmek istesen karşına çıkması değil. Karşılaştığında ki o gülümseme var ya. Mucize odur işte. Bin yılın tebessümü, yeni keşfedilmiş cüce gezegen. pırıl pırıl bir obsidiyen.
İşte budur mucize.
Her bakışınızda sizi muhteşem bir gülüşe terkeden.
Yüreğini yakan felaketler varsa,
Yangınını söndürecek mucizeler de vardır elbet...
mucize denen şeye bir kere inanır oldum..teğet geçti..artık mucizelere inanmıyorum...mucize artık ne benim haneme ne benimyurduma uğramaz..o yüzdendir ki bende mucize sözcüğünün herhangi bir karşılığı yok...
O'nun sesi..
hayatın ta kendisi. her gün bir farklı bizi kucaklaması...
İnsanoğlunun kendini keşfi....
Fenerbahçe'nin Türkiye kupasını alması.....
KURAN'I KERİM........
Sistemde herşey olması gerektiği şekilde gerçekleşir.Bizlerin dar görüşünden dolayı gerçekleşmesi pek akla yatmayan yada alışılmamış şeylere mucize deriz.
Okadar ihtiyacım var ki mucizeye, her işim ters bu sıralar.
Yoktan var olmak... Düşünürsek ne büyük bir mucize olduğunu görebiliriz...
mucize alışıla gelmiş olayların aksine olagan üstü bir oluşumdur. Aslına bakarsak çevremizde sayamayacağımız kadar mucize var ama ne varki bizler bunlara alışığız. örnekmi ektiğimiz tohum arının yaptığı bal balın verdiği şifa uzun söze ne gerek var asıl mucize olmayan gökten elmas yağmasıdır. şu an sizin bu yazdıklarımı okuyup anlamanız bile bir mucize :))))))))))
Olurmu ki....:(
'yanlış aşklar yaşadık
yanlış köprülerde
yanlış gemiler yakıp
aldırmadan
iki damla su çaldık
zamanın pençesinden
aldırmadan, aldırmadan..
mucize gerek bize
gidecek bir başka düş!
bir düş ki
korkmamış zamanın karşısında!
ve bir çağ gerek bize!
ve bir çağ bundan özgür!
öyle çok şey var ki bak
sana dair..
mucize gerek bize..
sonra kuşlar gitti,
anladım dünya yorgun.
sen yorgun, tortusu kalmış
eski bir korkunun
görmedik, duymadık
demedik bunlar kötü.
biz var mıydık?
aşk var mıydı?
mucize gerek bize..'
Farkedildiğim an.................
her canlının var oluşu başlı başına bir mucize...
Evet,Hz.İsa’nın suyun üzerinde yürümesi de bir mucizedir.
Araya bir örnek daha sıkıştıralım:Hz.Musa’nın asasıyla denizi ikiye bölmesi…
hmmm demekki hz isa dönemindede lazlar varmış
lazarus bunun en büyük delili :))
herkesin öldüğü uçak kazasından sağ çıkmak.........
Hz.İsa’nın,Lazarus’u diriltmesi…Bir mucizedir.
Zaten artık mucize diye bir şey yoktur,olamaz da.Çünkü mucizeleri sadece peygamberler gerçekleştirir ve son peygamber,Hz.Muhammed’dir.
dogurmak..
Her gelen yöneticinin yemesiyle bitmeyen,
Ve artık ülke düşmanlarını bile hayrete düşüren, Türkiye' nin sahip olduğu zenginlik...! ! !