Sene 1992. Devletimiz kanalıyla gittiğim Mısır'da Kurban Bayramı sabahı.. Toplumsal alışkanlığımızdan olsa gerek, bayramlar heyecanlandırır beni. Erkenden kalktık, yollara düştük.Yakınımızda olan Amr İbni As Camiine yöneldik. Aman Allah'ım müthiş bir kalabalık. Caminin bulunduğu koca meydan dolduğu gibi caddeler sokaklar hınca hınç insan. Bembeyaz kıyafetleriyle kadın erkek herkesin elinde bir seccade . Bir kenarda diz çöküp bayram namazını beklemeye başladı. Biz Türkler de sadece erkekler gider bayram namazına. Mısır'da çoluk, çocuk, kadın erkek herkes büyük bir katılım ile bayram namazını eda ediyor.
Namaz vakti geldi ve hep birlikte Kurban bayramı namazı kılındı. Yüz binlerce insan hep bir ağızdan muhteşem bir şekilde teşrik tekbirlerini getirdi. Ömrümde böyle manevi bir güzellik yaşamadım. Namaz sonrası herkes herkesle bayramlaşmaya başladı. Kucaklaşmalar, sarılmalar. İlahi bilenler ilahi söylüyor. Bir kısmı darbuka, defler eşliğinde şarkılar, türküler söylüyor. Herkes kendi bildiğince eğleniyor. Düşündüm de bayram bu olsa gerek. Bizdeki dini bayramlar soğuk ve ciddi geldi bana. Bir takım mollaların müziği, çalgıyı, eğlenmeyi haram gören anlayışları bayramlarımızı tatsızlaştırmış. Bu dinle direk muhatap olan Araplarda böyle kaygı ve endişe yok. Bayramı bayram gibi kutluyor. Aferin onlara... Gözüme çarpan bir başka konu kurban kesimi yok denecek kadar az. Halkın çoğunluğu Şafi mezhebine bağlı olduğu için kurban kesmek sünnet. Biz de ise vacip. Neredeyse farz hükmünde bir vacip. Durumu müsait olan da olmayan da kesiyor. Biraz gösteri, biraz geleneksel olarak "gördüğümden geri kalmayayım, kimse beni ayıplamasın" duygusu sanki.
Bir Arap arkadaşa Kevser suresini hatırlatarak "Neden çoğunuz kurban kesmiyorsunuz dediğimde surede geçen"Rabbin için kurban kes" ayetinin muhatabının Hz. Peygamber olduğunu söyledi. Dolayısı ile Kurbanı yardım amacıyla zenginlerin dilerse kesebileceklerini belirtti. Allah'a yakınlaşma anlamını taşıyan kurban ibadetinin bayrama, birlik-beraberliğe, sevince, barışa dönüştürülmesi Mısır toplumu için pek akıllıca geldi bana. Darısı bizim toplumun başına diyeyim. İnşallah. Ahmet Yavaş
Tarihin gelgitlerinin ortasında ve dışarıdan bakıldığında çok tanrıcılık gibi görünen sözde putataparlık görüntüsü altında mısır,gizli teolojisinin kadim temellerini ve ruhban sınıfın örgütleniş biçimini her zaman korumuştur.
Tıpkı kumların altında yarı yarıya gömülü kalmış ancak hiç el değmemiş olan gize piramidinin,akıp giden yüzyıllara direndiği gibi.
Erich von Daniken'in Tanrıların Arabaları'ndaki iddiasına göre piramitler uzaylılar tarafından inşa edilmiş. İnsan beyninin % 5'ini kullandığımızı varsayarsak...hayal gücümüzün ötesine geçmemiz daha kolay olurdu...:=))
Közlenmişini ayrı sevdiğim (genelde dişlerimi ve ağzımın kenarını siyaha bulayan) , ama haşlanmışından vazgeçemediğim, püsküll bela türünden; sarı taneli, her eve lazım, yağı, unu bulunan faydalı bir tarım ürünüdür.
Sene 1992. Devletimiz kanalıyla gittiğim Mısır'da Kurban Bayramı sabahı.. Toplumsal alışkanlığımızdan olsa gerek, bayramlar heyecanlandırır beni. Erkenden kalktık, yollara düştük.Yakınımızda olan Amr İbni As Camiine yöneldik. Aman Allah'ım müthiş bir kalabalık. Caminin bulunduğu koca meydan dolduğu gibi caddeler sokaklar hınca hınç insan. Bembeyaz kıyafetleriyle kadın erkek herkesin elinde bir seccade . Bir kenarda diz çöküp bayram namazını beklemeye başladı. Biz Türkler de sadece erkekler gider bayram namazına. Mısır'da çoluk, çocuk, kadın erkek herkes büyük bir katılım ile bayram namazını eda ediyor.
Namaz vakti geldi ve hep birlikte Kurban bayramı namazı kılındı.
Yüz binlerce insan hep bir ağızdan muhteşem bir şekilde teşrik tekbirlerini getirdi. Ömrümde böyle manevi bir güzellik yaşamadım.
Namaz sonrası herkes herkesle bayramlaşmaya başladı. Kucaklaşmalar, sarılmalar. İlahi bilenler ilahi söylüyor. Bir kısmı darbuka, defler eşliğinde şarkılar, türküler söylüyor. Herkes kendi bildiğince eğleniyor.
Düşündüm de bayram bu olsa gerek. Bizdeki dini bayramlar soğuk ve ciddi geldi bana. Bir takım mollaların müziği, çalgıyı, eğlenmeyi haram gören anlayışları bayramlarımızı tatsızlaştırmış. Bu dinle direk muhatap olan Araplarda böyle kaygı ve endişe yok. Bayramı bayram gibi kutluyor. Aferin onlara...
Gözüme çarpan bir başka konu kurban kesimi yok denecek kadar az. Halkın çoğunluğu Şafi mezhebine bağlı olduğu için kurban kesmek sünnet. Biz de ise vacip. Neredeyse farz hükmünde bir vacip. Durumu müsait olan da olmayan da kesiyor. Biraz gösteri, biraz geleneksel olarak "gördüğümden geri kalmayayım, kimse beni ayıplamasın" duygusu sanki.
Bir Arap arkadaşa Kevser suresini hatırlatarak "Neden çoğunuz kurban kesmiyorsunuz dediğimde surede geçen"Rabbin için kurban kes" ayetinin muhatabının Hz. Peygamber olduğunu söyledi. Dolayısı ile Kurbanı yardım amacıyla zenginlerin dilerse kesebileceklerini belirtti.
Allah'a yakınlaşma anlamını taşıyan kurban ibadetinin bayrama, birlik-beraberliğe, sevince, barışa dönüştürülmesi Mısır toplumu için pek akıllıca geldi bana.
Darısı bizim toplumun başına diyeyim.
İnşallah.
Ahmet Yavaş
Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda Esma ya söylenecek bir çift sözüm var...
Bugün en zengin olmasa da, kuşkusuz en önemli Arap ülkesidir..
Dünyanın en ünlü bir kaç ülkesinden biri..
Tarihin gelgitlerinin ortasında ve dışarıdan bakıldığında çok tanrıcılık gibi görünen sözde putataparlık görüntüsü altında mısır,gizli teolojisinin kadim temellerini ve ruhban sınıfın örgütleniş biçimini her zaman korumuştur.
Tıpkı kumların altında yarı yarıya gömülü kalmış ancak hiç el değmemiş olan gize piramidinin,akıp giden yüzyıllara direndiği gibi.
tavukların en sevdiği ülke :)
Bir de dünya gözüyle ölmeden gidip görmeyi istediğim ülkelerin en ilk sırasında yer alır. Ya da sadece piramitleri görmem bile yeterli...
Suda haşlanmışı var korda közlenmişi. Bazı yerlerde darı denir kendilerine...
koliva
bilemezdi ki; sultanı panayırlarda köle diye satılan,kuyulara emanet bırakılmış bir insan güzeli..
sırlar ülkesini çağrıştırıyooorrrr
Çarşıdan aldım bir tane
eve geldim bin tane
bilmecesini mısır için uyarladım.Hayırlı olsun.
Zea mays
corn flakes...
gold flakes...ballı olanı...
bağımlılık yapıyor...
Yaşasın.... POP CORN....
Erich von Daniken'in Tanrıların Arabaları'ndaki iddiasına göre piramitler uzaylılar tarafından inşa edilmiş.
İnsan beyninin % 5'ini kullandığımızı varsayarsak...hayal gücümüzün ötesine geçmemiz daha kolay olurdu...:=))
Gluten sensitive enteropatide bir ömür boyu yenebilecek tahıl dışı en güzel gıda.
Közlenmişini ayrı sevdiğim (genelde dişlerimi ve ağzımın kenarını siyaha bulayan) , ama haşlanmışından vazgeçemediğim, püsküll bela türünden; sarı taneli, her eve lazım, yağı, unu bulunan faydalı bir tarım ürünüdür.