“Birilerinin kalbine iyi gelmeyi öğrenin. Yük olma işini,herkes yapıyor zaten.” ~ Cahit Zarifoğlu
Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de o olmak zorunda değil. Öğretilenlerle yaşamayı bırak,öğrenmeye bak.Sığınılan bahaneler,sığınılan konfor alanı insanı çürütür.
“Kalp, başka bir organdan emir almayan amir organdır.Ondan sonra beyin gelir. Beyin de amir bir organdır. Ancak onun amirliği birincil değil ikincildir: O,kalbin emirlerine uyar ve bütün organlara emreder.Çünkü onun kendisi kalbe hizmet eder.” ~ Farabi
İnsanlık ayarlarına geri dön ve hatırla : En son ne zaman kalbinle düşündün.!?
“Ağlarım,ağlatamam; hissederim,söyleyemem Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım.! Oku, şayet sana bir hisli yürek lazımsa Oku, zira onu yazdım,iki söz yazdımsa.” ~ Mehmet Âkif Ersoy
“Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak dünyada inanmam hani görsem de gözümle imânı olan kimse gebermez bu ölümle ey dipdiri meyyit ‘iki el bir baş içindir.’ davransana eller de senindir baş da senindir his yok,hateket yok,acı yok leş mi kesildin ? hayret veriyorsun bana ,sen böyle değildin kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz ? kendin mi senin,yoksa ümidin mi yüreksiz.?” ~ Mehmet Âkif Ersoy
“Alışkanlığın getirdiği sevgi başka,sevgiyle gelen alışkanlık bambaşka. Yanlış alışkanlıklar ‘bağımlılığı’,doğru alışkanlıklar ‘bağlılığı’içerir. Kendini unutanlar / unutturanlar, hatırlatırlar kendimizi / kendimize .”
“Kelimelerin gücü yürekten gelince anlamlıydı. Konuşmak zaten her yerde vardı,sağır edecek kadar kulakları.Bulanık,gürültülü zihnin gevezeliği değil, duru,samimi gönlün muhabbeti yeğdir.” ~ nilüfer & aksu ~
“Bize verilenlerle değil de seçtiklerimizle kendimizi tanımladığımız an,evrendeki mevcudiyetimizin idrakine varmış ve kim olduğumuz sorusunun cevabına yaklaşmış oluyoruz. Tam da bu yüzden kendimi ve kimliğimi bana ‘verilenlerle’değil,ismimle değil, başarılarımla değil,mesleğimle değil, ırkımla değil;özgür irade ve kişisel gayretimle ‘seçtiklerimle ‘ tanımlıyorum. Kendim için kendime kendi koyduğum ad ile.” ~ Zeynep Merdan / Kendilik Cesareti
Sinan Yağmur (Mor Yelekli Adam) 1965'te Kapadokya ikliminde bir hazan mevsiminde doğdu. Rüyalar içinde bir rüyanın işareti ile Aşkın yurdu Pir Mevlânâ'nın ocağına yürüdü takvimler 1985 yılını gösterirken. Tennuredeki ateşe dokundu, parmaklan yüreğinin sesine direnemeyip Tennure ve Ateş'i üfledi satır satır ilk kitabı olarak. Aşkın şehidi Şems'in sesini duydu. Dondu. Durdu. Çözüldü katre katre. Güneşte gözleri kamaşanlara gölgelere sığınmamalarını yazdı. Aşkı sokaklardan sayfalara çekmek için Aşkın Gözyaşlarını topladı harf harf beyaz kâğıtlarda. Alevleri ıslatan sayfalar şimdi sizlerin yüreğinde şebnem şebnem aksın diye Güneş'e seslendi:
“Irmaklar kurusaydı deniz olmazdı. Eğer aşk muteber olmasaydı seni senden daha iyi bilen, Âdem ve Havva'yı yaratmazdı."
Mavi gibi sonsuz bir kalem Sinan Yağmur. Mevlânâ ve Şems'i yüreklere iz bırakacak şekilde anlatan en iyi yazarlarımızdan. Saygılarımla
-------İşte benim de demek istediğim tam olarak buydu. Meselenin ve ya bir olgunun Sebep sonuç ilişkisini bir başkası değil de, neden kendiniz sübuta erdirmiyorsunuz. Ya da neden eylemsiz bir devinim sergiliyorsunuz. -------Ben hiç bir zaman insan ilişkilerine Eril ya da Dişil açıdan yaklaşmadım. Materyalist Felsefi açıdan irdeleyip, araştırır ve Sosyal Realiteye uygun davranış sergilerim. Ehhh biz de Beşeriz, zaman-zaman sektelediğimiz mutlaka olmuştur. Haa Zat-ı Alinizin bütün o, gölgelasyonlu deyimlerinizin muhteviyatını çok iyi anlamaktayım. ------Ayrıca Şahsınızın farklı bir özelliği de Metafizik Felsefeyi, Materyalist Felsefeyle harmanlayıp, sosyal hayata usta bir şekil de kombine etmeniz. Ben şimdi buradan hareketle Destani bir şiir çıkarabilirim. HÜRMETLERİMLE.
Bu sözü doğru bulduğum için paylaştım ki.İçimde karşılığı olmayan,içimde işte bu demediğim, içimden gelmeyen hiçbir şeyi paylaşmam. İkili ilişkilerde su götürmez bir gerçektir. Herhangi bir yerde,herhangi bir zaman diliminde biriyle tanışabiliriz.Ancak bunun sürdürebilirliği karakterle ilgilidir. Aslında yorumlarımız örtüşüyor, farklı bakış açısıyla söze döksekte. Artı parantez açıp tırnak içine aldığımızda “sorumluluk sahibi bir insan dürüsttür,dürüst insan güvenilirdir.Güvenilir ve ahlâk sahibi bir insan karakter sahibidir.” Bir kavramın oluşabilmesi için parçalara ihtiyacı vardır. İçeriğinin dolu,sağlam ve anlamın yerini bulabilmesi için. Çekirdek ‘aile’misali .) en basit örneği verirsek. Aslında yorumlarımız örtüşüyor,farklı bakış açısıyla yorumlasak da.
Teşekkür ederim,kalben.Bir şeylere iyi yönde vesile oluyorsak, birbirimizi düşündürebiliyorsak,farklı pencereler açıyorsak.Kendi adıma geliştirici, güzel bir dayanışmadır.
Ancak bu ikili ilişkilerde su götürmez bir gerçektir. Bir yerde herhangi bir zaman diliminde tanışırsın,ancak bunun sürdürebilirliği karakterle ilintilidir. Buna da doğru bir gözlem, doğru bir bilgi ışığı altında doğru karara ulaşabiliriz. Anlatmak istediklerimiz bir yerde örtüşüyor aslında,farklı bir bakış açısıyla yorumlasakta..
Bir parantez açarak tırnak içinde “sorumluluk sahibi bir insan dürüsttür,dürüst insan güvenilirdir.Bunların oluşabilmesi içinde ahlâk da olmazsa olmazıdır elbette. Totelde karakteri oluşturan en önemli vasıflardır. Bir kavramın oluşabilmesi için parçalara ihtiyacı vardır. İçinin dolu ve anlamlı olabilmesi için. Çekirdek aile misali .))
Teşekkür ederim,kalben.Birbirimize vesile olabiliyorsak,iyi yönde besleyebiliyorsak,düşündürebiliyorsak,güzel bir dayanışma kendi adıma..
-------Merhum İngiliz Romancı Jane Austen'in değimine kesinlikle katılmıyorum. Örneğin, Uluslar arası Diplomasi de Karakter değil, doğru tarz, doğru bilgi ve doğru analiz kabul görür. -------Aşağıda ki karakter analiz yazınızda da Robert Greene'nin adını düşmüş- sünüz. O, analizi siz daha geniş ve daha etkili bir şekil de anlatabilirdiniz. . -------Vicdandan Yoksun bir Akıl-a itibar edilmez. Salt akıl menfaat içerir. Cümlesi Zat-ı Alinize aittir. Ben sizin bu deyiminizi müstenet yaparak Akıl ve Vicdan'ı hem nesirle hem de Şiirle güncelledim...VESSELAM.
“Karakter,bir insanın özüdür.Kontrol edemeyeceği bir şeydir. Derinlerden gelen bir şeydir. Bu da insanların davranış kalıplarına sahip olmalarına neden olur. Ve zatıf karakterli insanlar yerine güçlü karakterli insanlarla ilişki kurmak istersiniz. Güçlü karakter ise; uyum sağlayabilen,akışkan olan,hatalı olduğunu kabul edebilen, deneyimlerinden ders çıkarabilen, eleştiri alabilen ve diğer insanlarla birlikte çalışabilen kişilerdir.İnsanların çekici dış görünüşlerine, komik sözlerine,zekâlarına,karizmalarına odaklanmak yerine,o derin içsel kaliteye odaklanın.Budur karakter.Çünkü gerçekte oldukları kişi bu.Karakter hayatta başınıza gelecekleri yaratır.” ~ Robert Greene
“Bazen emin olduğumuz şey olmaz ya, şaşırırız, kızarız,küseriz hatta.Vardı ya,adım gibi eminim vardı deriz.Ama yoktur.Bazen öyle uyanıyorum bazı sabahlar.Vardı diyorum,buradaydın.” ~ Seyyidhan Kömürcü
“Gelişmemiş sevgi şu ilkeyi benimser: Sevildiğim için seviyorum. Olgun sevgi ise şu ilkeyi izler : Sevdiğim için seviliyorum. Olgunlaşmamış sevgi şunu der : Seni,sana ihtiyacım olduğu için seviyorum. Olgun sevgi ise : Seni sevdiğim için,sana ihtiyacım var der. ~ Erich Fromm
“İçinde emek barınmayan hiçbir şeye inanılmaz.! Sevgi de çapa ister,çaba ister.Tıpkı çiçekler gibi. Bir insan,bir çiçek de yaşam bulur.Bir çiçek,bir insan da ölümü.” ~ nilüfer aksu
“…hangi yaşanmamış sevginin elemi var yüreğinde ? hangi yaşanmamış hayâlin hüznü var sesinde? ey ! Aşk uykulara keder vermeyecek o yürek nerede? hiç edilmişliğin elbisesi yaraşır mı üstüne ? neredesin ? ey ! Sevgi …ve hiç kimse bilmeyecek kaybolup yitip giden inancın ne olduğunu u y a n a n a değin…” ~ nilüfer aksu / bir çocuğun masum düşleri bir gün kaybolup gider mi ?
“Güzellik en çok geçeğe yakışıyor
gerçeğin can yakan hâli bile güzel
gerçekler acı ama zalim değil.”
~
Zeynep Merdan
Anlaşılmak gibi bir derdimiz vardı. Ne zaman ki kendimizi anlatamadığımızı fark ettik, işte o vakit susmalar dostumuz oldu...
Mevlana
“Birilerinin kalbine iyi gelmeyi öğrenin. Yük olma
işini,herkes yapıyor zaten.”
~
Cahit Zarifoğlu
Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de o olmak zorunda değil. Öğretilenlerle yaşamayı bırak,öğrenmeye bak.Sığınılan bahaneler,sığınılan konfor alanı insanı çürütür.
“Eğitimi asla zekâyla karıştırmayın.Doktora yapabilir ve yine de aptal olabilirsiniz.”
~
Richard Feynman
“Kalp, başka bir organdan emir almayan amir organdır.Ondan sonra beyin gelir. Beyin de amir bir organdır. Ancak onun amirliği birincil değil ikincildir: O,kalbin emirlerine uyar ve bütün organlara emreder.Çünkü onun kendisi kalbe hizmet eder.”
~
Farabi
İnsanlık ayarlarına geri dön ve hatırla :
En son ne zaman kalbinle düşündün.!?
Merhaba,Sevgili Melek
Zarif düşüncelerine, kalbi teşekkürlerimi bıraktım.Sevgiyle…
~
“Bir gülüş bir gülüşe eklenince
çiçekler açar gamzelerde
bilirsin bilirim mavi bir’iz…”
~
nil & su
Teşekkür ederim sevgili Tuba...
İyi pazarlar...
Sayfaya ve Nilüfer Hanım'a selamlar...
Nedir'e en çok yakışan isimlerden biri olmuş...
Sen de eksik olma sevgili Nilüfer.
Sayfaya güneş doğmuş:)
Hoşgeldin sevgili Melek.
Yaşamımızın kalitesini belirleyen yegane unsur, sevdiklerimizle kurduğumuz bağlardır.
Saygılarımla
Güzel mi güzel bu mavinin g/izi,
Kara k<3lpli defterleri okur ruhumun g/özü...
“Güzele güzellik katan, güzelliğin sarsılmaz gücü ile yürümek; o yol ne güzel. O yolda el ele yürümeyi bilmek daha da güzel.!”
~
nilüfer & aksu
“Ağlarım,ağlatamam; hissederim,söyleyemem
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım.!
Oku, şayet sana bir hisli yürek lazımsa
Oku, zira onu yazdım,iki söz yazdımsa.”
~
Mehmet Âkif Ersoy
“Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak
alçak bir ölüm varsa eminim budur ancak
dünyada inanmam hani görsem de gözümle
imânı olan kimse gebermez bu ölümle
ey dipdiri meyyit ‘iki el bir baş içindir.’
davransana eller de senindir baş da senindir
his yok,hateket yok,acı yok
leş mi kesildin ?
hayret veriyorsun bana ,sen böyle değildin
kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz ?
kendin mi senin,yoksa ümidin mi yüreksiz.?”
~
Mehmet Âkif Ersoy
“Alışkanlığın getirdiği sevgi başka,sevgiyle gelen alışkanlık bambaşka. Yanlış alışkanlıklar ‘bağımlılığı’,doğru alışkanlıklar ‘bağlılığı’içerir.
Kendini unutanlar / unutturanlar, hatırlatırlar kendimizi / kendimize .”
~
nilüfer & aksu / Sevince mi alışıyorduk ? Alışınca mı seviyorduk ?
“Kelimelerin gücü yürekten gelince anlamlıydı.
Konuşmak zaten her yerde vardı,sağır edecek kadar kulakları.Bulanık,gürültülü zihnin gevezeliği değil, duru,samimi gönlün muhabbeti yeğdir.”
~
nilüfer & aksu
~
“Hiç kimse bir başkasının kurduğu cümle değildir. Kuramadığın cümleye kendinle başla.
Sevgiyle.”
~
nilüfer&aksu
“Bize verilenlerle değil de seçtiklerimizle kendimizi tanımladığımız an,evrendeki mevcudiyetimizin idrakine varmış ve kim olduğumuz sorusunun cevabına yaklaşmış oluyoruz. Tam da bu yüzden kendimi ve kimliğimi bana ‘verilenlerle’değil,ismimle değil,
başarılarımla değil,mesleğimle değil, ırkımla değil;özgür irade ve kişisel gayretimle ‘seçtiklerimle ‘ tanımlıyorum. Kendim için kendime kendi koyduğum ad ile.”
~
Zeynep Merdan / Kendilik Cesareti
“Bi’an geliyor
işte o
her şeyi unutuyorum
aklım ve yüreğim
sarmaş dolaş
içimdeki çocuk
g ü l ü m s ü y o r …”
~
nilüfer & aksu
Kıymetli bir paylaşım bırakmışsın,Sevgili Tuba eksik olmayasın,kalbi teşekkürlerimi bıraktım…
Sevgiyle…
Sinan Yağmur (Mor Yelekli Adam) 1965'te Kapadokya ikliminde bir hazan mevsiminde doğdu. Rüyalar içinde bir rüyanın işareti ile Aşkın yurdu Pir Mevlânâ'nın ocağına yürüdü takvimler 1985 yılını gösterirken. Tennuredeki ateşe dokundu, parmaklan yüreğinin sesine direnemeyip Tennure ve Ateş'i üfledi satır satır ilk kitabı olarak. Aşkın şehidi Şems'in sesini duydu. Dondu. Durdu. Çözüldü katre katre. Güneşte gözleri kamaşanlara gölgelere sığınmamalarını yazdı. Aşkı sokaklardan sayfalara çekmek için Aşkın Gözyaşlarını topladı harf harf beyaz kâğıtlarda. Alevleri ıslatan sayfalar şimdi sizlerin yüreğinde şebnem şebnem aksın diye Güneş'e seslendi:
“Irmaklar kurusaydı deniz olmazdı. Eğer aşk muteber olmasaydı seni senden daha iyi bilen, Âdem ve Havva'yı yaratmazdı."
Mavi gibi sonsuz bir kalem Sinan Yağmur. Mevlânâ ve Şems'i yüreklere iz bırakacak şekilde anlatan en iyi yazarlarımızdan.
Saygılarımla
-------İşte benim de demek istediğim tam olarak buydu. Meselenin ve ya
bir olgunun Sebep sonuç ilişkisini bir başkası değil de, neden kendiniz
sübuta erdirmiyorsunuz. Ya da neden eylemsiz bir devinim sergiliyorsunuz.
-------Ben hiç bir zaman insan ilişkilerine Eril ya da Dişil açıdan yaklaşmadım.
Materyalist Felsefi açıdan irdeleyip, araştırır ve Sosyal Realiteye uygun
davranış sergilerim. Ehhh biz de Beşeriz, zaman-zaman sektelediğimiz
mutlaka olmuştur. Haa Zat-ı Alinizin bütün o, gölgelasyonlu deyimlerinizin
muhteviyatını çok iyi anlamaktayım.
------Ayrıca Şahsınızın farklı bir özelliği de Metafizik Felsefeyi, Materyalist
Felsefeyle harmanlayıp, sosyal hayata usta bir şekil de kombine etmeniz.
Ben şimdi buradan hareketle Destani bir şiir çıkarabilirim. HÜRMETLERİMLE.
Bu sözü doğru bulduğum için paylaştım ki.İçimde karşılığı olmayan,içimde işte bu demediğim, içimden gelmeyen hiçbir şeyi paylaşmam. İkili ilişkilerde su götürmez bir gerçektir. Herhangi bir yerde,herhangi bir zaman diliminde biriyle tanışabiliriz.Ancak bunun sürdürebilirliği karakterle ilgilidir.
Aslında yorumlarımız örtüşüyor, farklı bakış açısıyla söze döksekte.
Artı parantez açıp tırnak içine aldığımızda “sorumluluk sahibi bir insan dürüsttür,dürüst insan güvenilirdir.Güvenilir ve ahlâk sahibi bir insan karakter sahibidir.” Bir kavramın oluşabilmesi için parçalara ihtiyacı vardır. İçeriğinin dolu,sağlam ve anlamın yerini bulabilmesi için. Çekirdek ‘aile’misali .) en basit örneği verirsek.
Aslında yorumlarımız örtüşüyor,farklı bakış açısıyla yorumlasak da.
Teşekkür ederim,kalben.Bir şeylere iyi yönde vesile oluyorsak, birbirimizi düşündürebiliyorsak,farklı pencereler açıyorsak.Kendi adıma geliştirici, güzel bir dayanışmadır.
Saygılarımla…
Ancak bu ikili ilişkilerde su götürmez bir gerçektir. Bir yerde herhangi bir zaman diliminde tanışırsın,ancak bunun sürdürebilirliği karakterle ilintilidir. Buna da doğru bir gözlem, doğru bir bilgi ışığı altında doğru karara ulaşabiliriz. Anlatmak istediklerimiz bir yerde örtüşüyor aslında,farklı bir bakış açısıyla yorumlasakta..
Bir parantez açarak tırnak içinde “sorumluluk sahibi bir insan dürüsttür,dürüst insan güvenilirdir.Bunların oluşabilmesi içinde ahlâk da olmazsa olmazıdır elbette. Totelde karakteri oluşturan en önemli vasıflardır. Bir kavramın oluşabilmesi için parçalara ihtiyacı vardır. İçinin dolu ve anlamlı olabilmesi için. Çekirdek aile misali .))
Teşekkür ederim,kalben.Birbirimize vesile olabiliyorsak,iyi yönde besleyebiliyorsak,düşündürebiliyorsak,güzel bir dayanışma kendi adıma..
Saygı,selâm ile..
-------Merhum İngiliz Romancı Jane Austen'in değimine kesinlikle katılmıyorum.
Örneğin, Uluslar arası Diplomasi de Karakter değil, doğru tarz, doğru bilgi ve
doğru analiz kabul görür.
-------Aşağıda ki karakter analiz yazınızda da Robert Greene'nin adını düşmüş-
sünüz. O, analizi siz daha geniş ve daha etkili bir şekil de anlatabilirdiniz.
.
-------Vicdandan Yoksun bir Akıl-a itibar edilmez. Salt akıl menfaat içerir.
Cümlesi Zat-ı Alinize aittir. Ben sizin bu deyiminizi müstenet yaparak Akıl ve
Vicdan'ı hem nesirle hem de Şiirle güncelledim...VESSELAM.
“Yakınlığı belirleyen şey
Yer ya da imkân değildir.Sadece Karakterdir.”
~
Jane Austen
“Karakter,bir insanın özüdür.Kontrol edemeyeceği bir şeydir. Derinlerden gelen bir şeydir. Bu da insanların davranış kalıplarına sahip olmalarına neden olur. Ve zatıf karakterli insanlar yerine güçlü karakterli insanlarla ilişki kurmak istersiniz. Güçlü karakter ise; uyum sağlayabilen,akışkan olan,hatalı olduğunu kabul edebilen, deneyimlerinden ders çıkarabilen, eleştiri alabilen ve diğer insanlarla birlikte çalışabilen kişilerdir.İnsanların çekici dış görünüşlerine, komik sözlerine,zekâlarına,karizmalarına odaklanmak yerine,o derin içsel kaliteye odaklanın.Budur karakter.Çünkü gerçekte oldukları kişi bu.Karakter hayatta başınıza gelecekleri yaratır.”
~
Robert Greene
“Vaktinden önce gider mi ? İnsan
gidiyorlar işte
duvarda hırkaları
cebinde fotoğrafları
sevdiği türküleri
evdeki yerini
her şeyi dağıtıp gidiyorlar
hem de
‘Gidiyorum ‘ bile diyemeden.”
~
Yusuf Hayaloğlu
“Bazen emin olduğumuz şey olmaz ya, şaşırırız,
kızarız,küseriz hatta.Vardı ya,adım gibi eminim vardı deriz.Ama yoktur.Bazen öyle uyanıyorum bazı sabahlar.Vardı diyorum,buradaydın.”
~
Seyyidhan Kömürcü
“Gelişmemiş sevgi şu ilkeyi benimser: Sevildiğim için seviyorum.
Olgun sevgi ise şu ilkeyi izler :
Sevdiğim için seviliyorum.
Olgunlaşmamış sevgi şunu der :
Seni,sana ihtiyacım olduğu için seviyorum.
Olgun sevgi ise :
Seni sevdiğim için,sana ihtiyacım var der.
~
Erich Fromm
“İçinde emek barınmayan hiçbir şeye inanılmaz.! Sevgi de çapa ister,çaba ister.Tıpkı çiçekler gibi. Bir insan,bir çiçek de yaşam bulur.Bir çiçek,bir insan da ölümü.”
~
nilüfer aksu
“…hangi yaşanmamış sevginin
elemi var yüreğinde ?
hangi yaşanmamış hayâlin
hüznü var sesinde?
ey ! Aşk
uykulara keder vermeyecek
o yürek nerede?
hiç edilmişliğin elbisesi
yaraşır mı üstüne ?
neredesin ?
ey ! Sevgi
…ve hiç kimse bilmeyecek
kaybolup yitip giden inancın
ne olduğunu
u y a n a n a değin…”
~
nilüfer aksu / bir çocuğun masum düşleri bir gün kaybolup gider mi ?
“tozu dumana katıp
dörtnala koşan coşku yok
gözlerin feri sönmüş sevinçler yok.!
~
çatlamıyor toprakta tohum
içine kapanmış küstüm çiçekleri
~
günler terzinin ağzındaki
iğne sessizliği
yok gecelerin hükmü.!
~
yolun kenarına bırakılan
emanet kimin ?
adı yok !
yolda koyan kim !?”
~
nilüfer aksu / flu