“birbirimizin yaşamlarına değeriz bir sözle bir bakışla bir dokunuşla… ~ bir el bir eli tutar tutulan el yola dönüşür… ~ ya gideceği yere kadar eşlik eder ya da s’onsuzluk olur… ~ nilüfer&aksu /Dokunmak
“Her başlangıç bir sona gebeyse, bir yol da bulunur,bir son bulunduysa.İnanç mucizeler doğurur:’Çocuklar gülsün!’ Diye.Annesinin sevgi dolu kalbinden doğan çocuklar vardır. Güzelliklerle,iyiliklerle bezeli insanlar.Bütün kötülüklere inat,bütün çirkinliklere inat.Elbet de yollarımız bir gün kesişir.” ~ nil&su /İnancımızHepBakiUmudumuzHepDiri
Yitirmeden bütün ümitlerimi... Kırmadan dallarımı rüzgar... Tamamen küsmeden... İntihar etmeden martılar... Kitabın ortasından yırt gel ! Maziyi ve müstakbeli unuttur bana... Şimdi, şu an Bana sen lazımsın anlasana....
Cemal Süreya : Hayat kısa, kuşlar uçuyor. ~ Furûh Ferruhzad : Kuş ölür, sen uçuşu hatırla. ~ İlhan Berk : Kuşlarını alıp gidiyor gök. ~ Ahmet Haşim : Kuşlar mıdır, onlar ki her akşam alemlerimizden sefer eyler. ~ Edip Cansever : Gökyüzü karışıksa kuşların işi. ~ Can Yücel : Bu dünya, yorulduysa kuşlar konsun diyedir. ~ Nilgün Marmara : Öyle güzelsin ki, kuş koysunlar yoluna. ~ Ah Muhsin Ünlü : Samimi olmak en güzel keramettir. Bırakın uçmak kuşlara münhasır olsun. ~ İbrahim Tenekeci : Bir yastık arıyorum kuş seslerinden, mühim değil sonrası. ~ Ülkü Tamer : Bana çiçek gönderme, bir kuş ağacı gönder. ~ Metin Altıok : Koyup zarfın içine ,üstünü acıyla pulladım. Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım.
“Aziz naâşını bırak,düşündüğün son şiirin müsveddesini,üstünde başında ne varsa hepsini,kitapları,dergileri,gazeteleri gerekirse resimleri.Başkalarının ‘bozuk’ dediği dengeni ve rakının son dublesini. Sen,sen ol inandığın doğruları bırakma.” ~ Süreyya Berfe
“Ey ! Kendinden bi’haber insan neyin yokluğundan dem vuruyorsun ? Söylesene,neyi bekliyorsun hâlâ ? Beklediğin hiçbir şey gelmeyecek sen: ‘kendine, gelene kadar.!’ ~ nilüfer&aksu
“- Zekâca kimseden aşağı değildi. Tertemiz, billur gibi bir ruhu vardı. Asil heyecanları olan bir insandı. Ama hiçbir şey yapmadı.
-Niçin? Ne yüzünden?
-Ne yüzünden mi?..Oblomovluk!”
Düşünmekten kendini alıkoyamayan, ancak uygulamaya gelince bahaneler uydurup sıyrılan İlya İlyiç Oblomov’un varoluş trajedisini okurken kurtarıcının hep “aşk” olabileceğini düşündüm. Oblomov’un Olgayla tanıştığı bölüm bu yüzden çok heyecanlandırdı beni. Fakat Oblomov’un hali birini sevmesine izin vermiyordu. Sevmeye bile üşeniyordu. Bağlılık, sorumluluk, fedakarlık; bunlar onun lügatında yoktu. Bu nedenle Oblomov Olga hikayesi “Aşk hayat bulacaksa şefkatle yetinmez, onun için bir şey yapmak gerekir” sözüyle noktalandı. Ölü toprağını aşk da atamadı İlya İlyiç’in üzerinden.
“Sözleri, davranışları birbiriyle örtüşen,tutarlı, net insanları sevdiğim doğrudur. Sevgide vefa ve dostluk aramam. Bilirim ki; vefanın içindedir sevgi de, dostluk da…”
“Her şey ayrı yazılır, yan yana değil. Yan yana ayrı yazılır, her şey gibi.Her şey nasıl da değişir,hiçbir şey değişmezken.Ve bazen hiçbir şey olmaz, her şey olurken.Mutlak bilmeni isterim, sevgili dost.!” ~ nilüfer&aksu
“Bütün insanlar çıkarlarına saygı duyulduğu zaman ikna edilirler ve bu çıkarlar kurulu düzenin sürdürülmesini sağlar. Şiir sanatı, sadece ya doğuştan yetenekli ya da coşup kendinden geçebilen kişilerin işidir; birinciler kolayca biçim değiştirebilir. İkincilerse kendilerinin dışına çıkabilirler.” ~ Aristoteles
“…baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.” ~ Can Yücel
“Eğer bir insanda azıcık insanlık varsa yalan söylemez,dedikodu yapmaz. Dedikoduyla bir insanı vurmak, küçültmek; insanlıktan çıkmış, çürümüş, elinden hiçbir şey gelmeyen, elinden hiçbir şey gelmediğini kabul edecek kadar düşkünleşmiş bir insanın kârıdır. Bu duruma gelmiş bir insanı karşına almak, onun durumuna düşmek olur.” ~ Yaşar Kemal
“birbirimizin yaşamlarına değeriz
bir sözle
bir bakışla
bir dokunuşla…
~
bir el bir eli tutar
tutulan el yola dönüşür…
~
ya gideceği yere kadar eşlik eder
ya da s’onsuzluk olur…
~
nilüfer&aksu /Dokunmak
“İnsan kendini ancak tam anlamıyla içine sindirdiği bir şeye teslim eder.”
~
John Berger
“Elma kokan bir Türkçeyle konuştuğun içindi
Saçında uykusu kaçmış çiçekler ıslattığın içindi
Çocuklar okuldan dönüyormuş gibi sesin içindi
İşte bütün ama bütün bunlar için
Sana teşekkür derim.”
~
İlhan Berk
Ki,severim İlhan Berk’i
Sevgiyle….))
Ateş böcekleri girecek denli
Alçacıktı penceremiz,
Hiç basamak yoktu sevinçlere..
Bin uykuyla dolu ve uykusuzduk
Biz hep böyle güzeldik ve çocuktuk...
İLHAN BERK
“Beni sorgulayan,beni okumasını da bilir.”
~
Lacan
“Her başlangıç bir sona gebeyse, bir yol da bulunur,bir son bulunduysa.İnanç mucizeler doğurur:’Çocuklar gülsün!’ Diye.Annesinin sevgi dolu kalbinden doğan çocuklar vardır. Güzelliklerle,iyiliklerle bezeli insanlar.Bütün kötülüklere inat,bütün çirkinliklere inat.Elbet de yollarımız bir gün kesişir.”
~
nil&su /İnancımızHepBakiUmudumuzHepDiri
“Kanarım seve seve
haksızlık etmem suya,ekmeğe.”
~
Metin Altıok
Regâip; rağbet’ten gelir. Ve iyiye,güzele,
doğruya,sevgi ve merhamete rağbet etmek ve yönelmek demektir.
RegâipKandilimizKutluOlsun
“Yaşamımıza kılavuzluk eden özlü sözler, ezelden ebediyete dek yaşar. Gönül heybenden eksik etme.İnsanlığa hizmettir,iyi belle.”
~
nilüfer&aksu / DeğeriniDiğerleriDeğilDeğerlerinBelirler.
Yitirmeden bütün ümitlerimi...
Kırmadan dallarımı rüzgar...
Tamamen küsmeden...
İntihar etmeden martılar...
Kitabın ortasından yırt gel !
Maziyi ve müstakbeli unuttur bana...
Şimdi, şu an
Bana sen lazımsın anlasana....
Cemal Süreya : Hayat kısa, kuşlar uçuyor.
~
Furûh Ferruhzad : Kuş ölür, sen uçuşu hatırla.
~
İlhan Berk : Kuşlarını alıp gidiyor gök.
~
Ahmet Haşim : Kuşlar mıdır, onlar ki her akşam
alemlerimizden sefer eyler.
~
Edip Cansever : Gökyüzü karışıksa kuşların işi.
~
Can Yücel : Bu dünya, yorulduysa kuşlar konsun diyedir.
~
Nilgün Marmara : Öyle güzelsin ki, kuş koysunlar yoluna.
~
Ah Muhsin Ünlü : Samimi olmak en güzel keramettir. Bırakın uçmak kuşlara münhasır olsun.
~
İbrahim Tenekeci : Bir yastık arıyorum kuş seslerinden, mühim değil sonrası.
~
Ülkü Tamer : Bana çiçek gönderme, bir kuş ağacı gönder.
~
Metin Altıok : Koyup zarfın içine ,üstünü acıyla pulladım. Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım.
“Aziz naâşını bırak,düşündüğün son şiirin müsveddesini,üstünde başında ne varsa hepsini,kitapları,dergileri,gazeteleri gerekirse resimleri.Başkalarının ‘bozuk’ dediği dengeni ve rakının son dublesini.
Sen,sen ol inandığın doğruları bırakma.”
~
Süreyya Berfe
“Nasıl biri diye sorarlarsa
Beni, baharı ve şiiri sever de.”
~
Süreyya Berfe
Işıklarda uyu….
Resmin çizdim hasret kokan duvarlarıma…
“Onun sığ dediği yerde boğulmamak için, uzaklara açıldı. Derinlerde nefeslene nefeslene kulaç attıkça tuzla sağaltı görünmeyeni.”
~
nilüfer&aksu
“Bilgiye,idrake,hakikate
direnme, inatlaşma hâli cehaleti ifade eder.”
~
İbrahim Kalın
“Ey ! Kendinden bi’haber insan
neyin yokluğundan dem vuruyorsun ?
Söylesene,neyi bekliyorsun hâlâ ?
Beklediğin hiçbir şey gelmeyecek
sen: ‘kendine, gelene kadar.!’
~
nilüfer&aksu
Yeni bir zaman, yeni bir heyecan…
Bir sıçrayış
Yeni bir evre, yeni bir seviye…
Berrak ırmaklar gibi
Sıcacık,
Uzaklarda, yan yana,
Kol kola, omuz omuza…
Hayatın tüm katmanlarında
Gecesiyle gündüzüyle
Kilitlenmişliklerle
İyiye güzele
Ve yaşayarak sonbaharı
Özlemleriyle ilkbaharın
ulvî sevdaların
Yolcuyuz
Gidiciyiz
Geçiciyiz
Kalınır seninle…
Açlık
Yokluk
Dert, çile
Aşılır seninle…
Dört nala koşan atlar gibi
Seviş benimle…
“- Zekâca kimseden aşağı değildi. Tertemiz, billur gibi bir ruhu vardı. Asil heyecanları olan bir insandı. Ama hiçbir şey yapmadı.
-Niçin? Ne yüzünden?
-Ne yüzünden mi?..Oblomovluk!”
Düşünmekten kendini alıkoyamayan, ancak uygulamaya gelince bahaneler uydurup sıyrılan İlya İlyiç Oblomov’un varoluş trajedisini okurken kurtarıcının hep “aşk” olabileceğini düşündüm. Oblomov’un Olgayla tanıştığı bölüm bu yüzden çok heyecanlandırdı beni. Fakat Oblomov’un hali birini sevmesine izin vermiyordu. Sevmeye bile üşeniyordu. Bağlılık, sorumluluk, fedakarlık; bunlar onun lügatında yoktu. Bu nedenle Oblomov Olga hikayesi “Aşk hayat bulacaksa şefkatle yetinmez, onun için bir şey yapmak gerekir” sözüyle noktalandı. Ölü toprağını aşk da atamadı İlya İlyiç’in üzerinden.
-Alıntı
“Sözleri, davranışları birbiriyle örtüşen,tutarlı, net insanları sevdiğim doğrudur. Sevgide vefa ve dostluk aramam. Bilirim ki; vefanın içindedir sevgi de, dostluk da…”
“Öfkenize,kininize,sevgisizliğinize,hasetliğinize esir olursunuz.Anlamadığınız için değil,ısrarla anlamak istemediğiniz ve ayırdına varamadığınız her şeyin.Kalp başka, yürek başka, gönül bambaşkadır.! Anlam,kavranılmayı ister.!”
~
nilüfer&aksu
“Geldim.Durdum.Baktım. Sevgiyle yaratılan her şeyi temaşa eyleyerek gördüm,sevgiyle.”
~
nilüfer&aksu
~
Sevmek, sevilmek…
Aramızdaki fark,
Sen daha uzun yaşamak istiyordun, bense hayatta kalmak…
“Her şey ayrı yazılır, yan yana değil. Yan yana ayrı yazılır, her şey gibi.Her şey nasıl da değişir,hiçbir şey değişmezken.Ve bazen hiçbir şey olmaz, her şey olurken.Mutlak bilmeni isterim, sevgili dost.!”
~
nilüfer&aksu
“Bütün insanlar çıkarlarına saygı duyulduğu zaman ikna edilirler ve bu çıkarlar kurulu düzenin sürdürülmesini sağlar. Şiir sanatı, sadece ya doğuştan yetenekli ya da coşup kendinden geçebilen kişilerin işidir; birinciler kolayca biçim değiştirebilir. İkincilerse kendilerinin dışına çıkabilirler.”
~
Aristoteles
“…baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.”
~
Can Yücel
Sevgi emekmiş,
Emek ise, vazgeçmeyecek kadar,
Ama,
özgür bırakacak kadar sevmekmiş
CAN YÜCEL
“ Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin, başkasının kötülüğüne de olabilir.
Kendi iyiliğine de baş kaldır.”
~
Yaşar Kemal
“İnsanlarla oynamamalı
bir yerleri var, bir ince yerleri
işte oraya değmemeli.”
~
Yaşar Kemal
“Eğer bir insanda azıcık insanlık varsa yalan söylemez,dedikodu yapmaz. Dedikoduyla bir insanı vurmak, küçültmek; insanlıktan çıkmış, çürümüş, elinden hiçbir şey gelmeyen, elinden hiçbir şey gelmediğini kabul edecek kadar düşkünleşmiş bir insanın kârıdır. Bu duruma gelmiş bir insanı karşına almak, onun durumuna düşmek olur.”
~
Yaşar Kemal