Biraz mavi bıraksaydın avuçlarıma Bu yangından arta kalanım ben Yağmur yüklü bulut renginde Dağıla dağıla / Savrula savrula Kaybolanım ben…
Bir yanım şifa öbür yanım dert Ölü dudağında tebessümüm ben Hiçbir takvim ölçemez yaşımı Zümrüd-ü Anka aldı kimliğimi Kaf Dağı’nda Kendime bile yabancıyım ben…
Her aşk, bir baş götürürse eğer Bu aşkta başını verenim ben… Ölümse kefaretim Sessiz ve sedasız ve kimsesiz Borcunu ödeyenim ben…
Senin uzağında Senin karanlığında Senin muammanda Son fırsatında Varım ben…
Biraz mavi bırak avuçlarıma Geçiyorken uğrayan değil Sende kalanım ben… İRFAN ÖZCAN
ANTOLOJİNİN DEĞERLİ ÜYELERİNİN "" GÜNÜN ŞİİRİ "" OLARAK SEÇTİKLERİ ŞİİR... TEBRİKLER ŞAİRİM.
Mavi, sırtüstü yattığınızda, kucaklamaya hazır gökyüzüdür. Mavi, tüm bedeninizi sarmaya hazır sizi bekleyen denizdir. Mavi uzaktadır, yanınızda olduğunu bilirsiniz. Siz, yanınızda deniz, üzerinizde gökyüzü yoksa,bu rengi anlatmayın. Mavi görmeden anlaşılmıyor. Boşuna denemeyin...
Kızıl bir güneşin önünde,mavi bir yelkendir hayat..Alır götürür seni bilinmeyen derinliklere.Hayat mavidir,mavi ise umut..Sende yüreğini hep mavi tut..
mavi özgürlüktü hayaldir düsünmektir mavi benim rengim insanın neye ihtiyacı olduğunu anlatan tek renktir ben maviyim maviye asığım... ben özürüm özgürlüğe asığım ihtiyacım olan herseye mavi ile ulasıyorum çünkü biliyorum mavi hayallerin rengi...
Üstünde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu Anlam olmak için yeterince çıplaktın Şiirin nasıl bir şey olması gerektiğini Hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım: Ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin Cihangir'i hatırlatıyordu, hayal içinde fakir Üsküdar'dan o rüyaya baktım: maviydin Bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini! Usul usul inandım güzelliğin hatırına yağan Yağmurun üstümüzde hakkı vardır, inandım Uzak bir mavi kızın gözlerindeki bulut Burada içimize yağacaktır, inandım, mavi Bir yağmurluğun da olsa şiirden ıslanırdın! Gövdene de böyle inandım, duruydu, şiirin Nasıl bir şey olması gerektiğini hatırlatıyordu: Öyle çıplaktın ki içinde şiirden başka Hiçbir şey yoktu, gövden neyi hatırlatıyorsa Ona inanıyorum, beni hatırılamasa da, biliyorum Bazı uzaklıkların hiç mektup beklemediğini...
ünlü Polonyalı yönetmen Kieslowsky üçlemesinin (mavi, beyaz, kırmızı) ilk filmidir.. kocasının evliyken kendisini aldattığını, kocası öldükten sonra öğrenen kadının cafeteryaya gidip çay içtiği sahne görülmeye değerdir..kadın küp şekeri hafifçe çaya değdirir. yönetmen burada kamerayı zoom yaparak şekere odaklar seyirciyi..şekerin çayı yavaş yavaş emişini görürsünüz.. bu sahne bile seyirciyi ihya etmeye yeter sebeptir kanımca...
mavi hasret sevgiliye duyulan okyanus derinliğinde sonsuz bir hasret ve yeşili se tanımlamak istiyorum izninizle sonsuz bir sevgi ağaçların her tonunda dağlardaki her bir çalıda toprakla bütünleşen bir kara sevda ve işte sevdanın en yoğunu hasretin en zoru birleştiğinde sonsuz bir kara sevda turkuaz
Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt - maviye bak. Bir bugün mü, başında bunca bela.
Hatırla bulut değildi, umut hiç değil üstümüze abanan - isli duman. Biz ki milattan önce, milattan sonra acı kara yıllar devşirdik sabırla beyaza dönsün diye devran. Kimi zaman bir çığlıkla çıktık çığ altından bir çığlıkla yıktık surları kimi zaman. Biz ki nice tuzaklardan sunaklardan korlardan korsanlardan kurtulan kurban.
Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt - maviye bak.
Sesin gökyüzüne akan ulu bir çavlan susma, zamanın durağı yok. yok tarihin molası. Bırak sesin gökyüzüne aksın, yıkasın yıldızları. Kapama şarkını, şarkını kapama durma öyle kendine uzak.
Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt - maviye bak.
Değer kıyımlarına en soylu yanıt şarkıyla güneşe köprü kurmak
huzur ve tek başınalığı sembolize eder bir noktada. güçlü bir duruş ve varoluşun yankılı imgesidir. yabancıdır aynı zamanda, insan olmayan, alışılmadık ancak bir o kadarda gizleyen kendi varlığını kendi içinde. yanılsamadır bazen uzakdan görüldüğünde göz alıcı olan ama yakına gidildiğinde parlaklığının içinde boşluk olan. boşlukda somut soyut hiçlik değildir o zaman yanılsamanın zincirinde farkedemezsiniz bir an. duvarları sembolize eder bazen, duvarlar ki insaları tutsak eden, birbirinden ayıran ve bazen acımasızca çevrelerini ören. ama duvarların kimi hapsettiğini düşündürür hemen sonra; içindekini mi yoksa geri kalan her yeri mi..
Huzurun rengi
..sesi bulut getiriyordu
kendini esirgemiş gökyüzünden...
BİRAZ MAVİ BIRAKSAYDIN AVUÇLARIMA
Biraz mavi bıraksaydın avuçlarıma
Bu yangından arta kalanım ben
Yağmur yüklü bulut renginde
Dağıla dağıla / Savrula savrula
Kaybolanım ben…
Bir yanım şifa öbür yanım dert
Ölü dudağında tebessümüm ben
Hiçbir takvim ölçemez yaşımı
Zümrüd-ü Anka aldı kimliğimi
Kaf Dağı’nda
Kendime bile yabancıyım ben…
Her aşk, bir baş götürürse eğer
Bu aşkta başını verenim ben…
Ölümse kefaretim
Sessiz ve sedasız ve kimsesiz
Borcunu ödeyenim ben…
Senin uzağında
Senin karanlığında
Senin muammanda
Son fırsatında
Varım ben…
Biraz mavi bırak avuçlarıma
Geçiyorken uğrayan değil
Sende kalanım ben…
İRFAN ÖZCAN
ANTOLOJİNİN DEĞERLİ ÜYELERİNİN "" GÜNÜN ŞİİRİ "" OLARAK SEÇTİKLERİ ŞİİR...
TEBRİKLER ŞAİRİM.
Mavi bir masaldı ömrüm...
Biraz huzur,
Biraz neşe,
Biraz özlem...
En çok da isyan.
İsyanım da mavi, özlediklerim de...
Mavidir ruhum
Biraz da asi.
Mavi huydur bende.
iki gündür dikkatimi çekiyor denizde gökyüzüde sanki daha bi mavi gibime geliyor.
Mavi bazan kaybolmak istedigimde ardina saklandimdi gece ansizin telefonun ucundaki nefesimdi hasretim ozledigim de yanimda olacagina inandigmdi ama simdi akvaryumdan firlayan balik gibiyim nefes alamayan yoklugunda
....
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçamizde!
..........
kendimi bildim bileli en sevdiğim renktir mavi ve mavinin her tonu.....
Ben maviyi seviyorum..
Mavi, sırtüstü yattığınızda, kucaklamaya hazır gökyüzüdür.
Mavi, tüm bedeninizi sarmaya hazır sizi bekleyen denizdir.
Mavi uzaktadır, yanınızda olduğunu bilirsiniz.
Siz, yanınızda deniz, üzerinizde gökyüzü yoksa,bu rengi anlatmayın.
Mavi görmeden anlaşılmıyor.
Boşuna denemeyin...
Alıntı
bu yuzden düş mavi işte..
mavi teslimiyetin rengi mavi diyince aklıma ufuklar ulaşılamıyan gelir.ve rüyamda bana mavi diye bir şiir yazılmıştı.
Her şey bir tutam mavi uğrunaydı;
Biraz gökyüzünden, biraz denizden, biraz da kalbimizden.
Bir tutam mavi içindi her şey...
kızılca kıyametten, tüm esmerliğine inat hayatın, içinden sıyrılmış saf ve umuda yelken açan renk............
umudun sevginin hayatın rengi....
Beni dinlendiren renk
mavi benim............
benim yaşam rengim..............
sevgim, aşkım, dostluğum, mevsimim, kaderim, kederim, yaşamım herşey mavi....
Mavi dinlendirici özelliğine sahiptir...
Lacivert özgürlük rengidir...
Guatr tedavisinde kullanılır....
Kızıl bir güneşin önünde,mavi bir yelkendir hayat..Alır götürür seni bilinmeyen derinliklere.Hayat mavidir,mavi ise umut..Sende yüreğini hep mavi tut..
.
seni özlüyorum
mavi olsun adın
aşkdan koyu
düşlerden açık..
Ve kaç büyük aşk gömülür gözlerde,
Mavi olmalı aşk; gökyüzü gibi,
Bazen ağlamalı sağanak şekilde,
Mavi denince arkasına hemen okyanusu söylesım geliyor. Çünkü ben 'maviokyanus' um :)
mavi özgürlüktü hayaldir düsünmektir mavi benim rengim insanın neye ihtiyacı olduğunu anlatan tek renktir ben maviyim maviye asığım... ben özürüm özgürlüğe asığım ihtiyacım olan herseye mavi ile ulasıyorum çünkü biliyorum mavi hayallerin rengi...
Üstünde yağmurdan başka hiçbir şey yoktu
Anlam olmak için yeterince çıplaktın
Şiirin nasıl bir şey olması gerektiğini
Hatırlatıyordu gözlerin, sana böyle inandım:
Ben inanmak için şiir yazıyorum, gözlerin
Cihangir'i hatırlatıyordu, hayal içinde fakir
Üsküdar'dan o rüyaya baktım: maviydin
Bir özletip bir geri çekiyordun denizlerini!
Usul usul inandım güzelliğin hatırına yağan
Yağmurun üstümüzde hakkı vardır, inandım
Uzak bir mavi kızın gözlerindeki bulut
Burada içimize yağacaktır, inandım, mavi
Bir yağmurluğun da olsa şiirden ıslanırdın!
Gövdene de böyle inandım, duruydu, şiirin
Nasıl bir şey olması gerektiğini hatırlatıyordu:
Öyle çıplaktın ki içinde şiirden başka
Hiçbir şey yoktu, gövden neyi hatırlatıyorsa
Ona inanıyorum, beni hatırılamasa da, biliyorum
Bazı uzaklıkların hiç mektup beklemediğini...
Bazı şiirler de bekleyemiyor yağmurun dinmesini!
____ Haydar Ergülen
ünlü Polonyalı yönetmen Kieslowsky üçlemesinin (mavi, beyaz, kırmızı) ilk filmidir..
kocasının evliyken kendisini aldattığını, kocası öldükten sonra öğrenen kadının cafeteryaya gidip çay içtiği sahne görülmeye değerdir..kadın küp şekeri hafifçe çaya değdirir. yönetmen burada kamerayı zoom yaparak şekere odaklar seyirciyi..şekerin çayı yavaş yavaş emişini görürsünüz..
bu sahne bile seyirciyi ihya etmeye yeter sebeptir kanımca...
mavi hasret sevgiliye duyulan okyanus derinliğinde sonsuz bir hasret ve yeşili se tanımlamak istiyorum izninizle sonsuz bir sevgi ağaçların her tonunda dağlardaki her bir çalıda toprakla bütünleşen bir kara sevda ve işte sevdanın en yoğunu hasretin en zoru birleştiğinde sonsuz bir kara sevda turkuaz
arkadaşın yeşili daha çok seviyorum..
şubat
Kararsa bile hersey
Sanirim hala bir parca mavi sakliyorum icimde
Usanmadan ve dahi utanmadan
umut....! ! !
Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt -
maviye bak.
Bir bugün mü, başında bunca bela.
Hatırla
bulut değildi, umut hiç değil
üstümüze abanan - isli duman.
Biz ki milattan önce, milattan sonra
acı kara yıllar devşirdik sabırla
beyaza dönsün diye devran.
Kimi zaman bir çığlıkla çıktık çığ altından
bir çığlıkla yıktık surları kimi zaman.
Biz ki nice tuzaklardan sunaklardan
korlardan korsanlardan kurtulan
kurban.
Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt -
maviye bak.
Sesin gökyüzüne akan ulu bir çavlan
susma, zamanın durağı yok.
yok tarihin molası.
Bırak sesin gökyüzüne aksın, yıkasın yıldızları.
Kapama şarkını, şarkını kapama
durma öyle kendine uzak.
Yanlış susuyorsun - gözlerin ağıt -
maviye bak.
Değer kıyımlarına en soylu yanıt
şarkıyla
güneşe köprü kurmak
huzur ve tek başınalığı sembolize eder bir noktada. güçlü bir duruş ve varoluşun yankılı imgesidir. yabancıdır aynı zamanda, insan olmayan, alışılmadık ancak bir o kadarda gizleyen kendi varlığını kendi içinde. yanılsamadır bazen uzakdan görüldüğünde göz alıcı olan ama yakına gidildiğinde parlaklığının içinde boşluk olan. boşlukda somut soyut hiçlik değildir o zaman yanılsamanın zincirinde farkedemezsiniz bir an. duvarları sembolize eder bazen, duvarlar ki insaları tutsak eden, birbirinden ayıran ve bazen acımasızca çevrelerini ören. ama duvarların kimi hapsettiğini düşündürür hemen sonra; içindekini mi yoksa geri kalan her yeri mi..