Ölüm onları apansız yakalamadı Ülkemizin uçsuz bucaksız sıradağlarında ve ovalarında Kentlerin yoksul mahallerinde ve uğuldayan meydanlarında Kuşatmalar altında ve barikatlar arkasından Sömürüye zulme boyun eğmemenin onuruyla Ölümün üstüne yürüdü onlar Tereddüt etmediler yok; ‘Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik’ diyerek Türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü Özgür ve eşit bir gelecek için Canımızdan bir parça koparırcasına En iyilerimizi verdik toprağa Onlar, yaratılan devrimci değerlerin, Onurun, erdemin, inancın simgeleri olarak Yüreklerimizi dolduruyor, bilincimizi aydınlatıyor Bizi kopmaz bağlarla bağlıyor devrime. Oy dere Kızıldere Böyle akışın nere? Onlar biter mi sandın Sana can vere vere Dere bizim evimiz Suyu alın terimiz Söyle nedendir dere Vurulur gençlerimiz? Dere böyle durulmaz Gence kurşun sıkılmaz Sanma faşist olandan Birgün hesap sorulmaz
1972'nin Mart ayı Mahir Çayan ve arkadaşları için Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmesini önlemek amacıyla yapılacak eylemlerin planlandığı ve hayata geçirildiği bir dönemdi. İdamların yasal süreç sonucunda önlenemeyeceği kesinleşmişti ve son olarak daha önceden varlığı tespit edilmiş NATO dinleme üssünde görevli üç İngiliz görevlinin kaçırılmasına karar verilmişti.
26 Mart 1972'de yanlarına İngiliz görevlileri de alarak jandarmalar tarafından abluka altında tutulan Ordu/Fatsa'dan ayrıldılar. İngilizlerin evine gelen hizmetlinin durumu anlayıp jandarmalara haber vermesi üzerine yapılan geniş çaplı aramalar sonucunda Niksar'daki ilk bağlantılarının izlerini bulan jandarmalar tüm bölgeyi abluka altına aldılar. İzler sonucu Kızıldere'ye kadar ulaşan jandarmalar köy muhtarının evine bilgi almak için gittiklerinde, muhtar daha önceden hazırladığı ihbar mektubunu vererek arananların kendi evinde olduğunu bildirdi. Evin ve köyün sarılması sonucu sıkışan Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna teslim olmayı reddedip, istekleri yerine getirilmez ise rehineleri öldürerek sonuna kadar mücadele edeceklerini bildirdiler.
Roketatarlarla yapılan saldırı sonrasında Ertuğrul Kürkçü dışında kalanlar, rehineler de dahil olmak üzere öldürüldü. Tarihe Kızıldere katliamı olarak geçen saldırı devrimci gençlik hareketinin önde giden kadrolarının yok edilmesi ile sonuçlanmıştı.
dere böyle durulmaz
gence kurşun sıkılmaz
sanma faşist olandan
bir gün hesap sorulmaz oy...
kızıldere adın ahire kalsın
vahşetin faşizmin ulaştığı nokta sağ kurtulanların bile kafasına kurşun sıkıldığı acımasızlık boyutu!
Ölüme gülerek de gidilebileceğinin..... Faşizme direkt olarak gösterildiği yer....
30 MART 1972 yi unutmadaık....
UNUTMAYACAĞIZ! ! ! !
Turkiye devrim tarihinede direnmenin ve teslim olmama geleneginin başladığı nokta! ! !
oy dere kızıl dere
böyle akışın nere
onlar biter mi sandın
sana can vere vere
dere bizim evimiz
suyu alın terimiz
söyle nedendir dere
vurulur gençlerimiz
dere böyle durulmaz
gence kurşun sıkılmaz
sanma faşist olandan
bir gün hesap sorulmaz...
tokatın niksar ilçesine değil almus ilçesine bağlanmıştır
adı ataköy olarak değişmiştir
benim köyümdür
doğduğum yerdir
ONLAR YARATILAN DEVRİMCİ DEĞERLERİN ONURUN ERDEMİN İNANCIN SİMGELERİ OLARAK YÜREKLERİMİZİ DOLSURUYOR BİLİNCİMİZİ AYDINLATIYOR BİZİ KOPMAZ BAĞLAR LA BAĞLIYOR DEVRİME......
KIZILDERE DİRENİŞİN,ONURUN,BAŞEĞMEMENİN,ADI! ! ! ! ! ! ! !
TIPKI F TİPLERİNDEKİ FEDA GİBİ! ! !
Kizildere
Ölüm onları apansız yakalamadı Ülkemizin uçsuz bucaksız sıradağlarında ve ovalarında Kentlerin yoksul mahallerinde ve uğuldayan meydanlarında Kuşatmalar altında ve barikatlar arkasından Sömürüye zulme boyun eğmemenin onuruyla Ölümün üstüne yürüdü onlar Tereddüt etmediler yok; ‘Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik’ diyerek Türkülerle, marşlarla karşıladılar ölümü Özgür ve eşit bir gelecek için Canımızdan bir parça koparırcasına En iyilerimizi verdik toprağa Onlar, yaratılan devrimci değerlerin, Onurun, erdemin, inancın simgeleri olarak Yüreklerimizi dolduruyor, bilincimizi aydınlatıyor Bizi kopmaz bağlarla bağlıyor devrime.
Oy dere Kızıldere
Böyle akışın nere?
Onlar biter mi sandın
Sana can vere vere
Dere bizim evimiz
Suyu alın terimiz
Söyle nedendir dere
Vurulur gençlerimiz?
Dere böyle durulmaz
Gence kurşun sıkılmaz
Sanma faşist olandan
Birgün hesap sorulmaz
Tokat'ın Niksar ilçesine bağlı bir köydür.
1972'nin Mart ayı Mahir Çayan ve arkadaşları için Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmesini önlemek amacıyla yapılacak eylemlerin planlandığı ve hayata geçirildiği bir dönemdi. İdamların yasal süreç sonucunda önlenemeyeceği kesinleşmişti ve son olarak daha önceden varlığı tespit edilmiş NATO dinleme üssünde görevli üç İngiliz görevlinin kaçırılmasına karar verilmişti.
26 Mart 1972'de yanlarına İngiliz görevlileri de alarak jandarmalar tarafından abluka altında tutulan Ordu/Fatsa'dan ayrıldılar. İngilizlerin evine gelen hizmetlinin durumu anlayıp jandarmalara haber vermesi üzerine yapılan geniş çaplı aramalar sonucunda Niksar'daki ilk bağlantılarının izlerini bulan jandarmalar tüm bölgeyi abluka altına aldılar. İzler sonucu Kızıldere'ye kadar ulaşan jandarmalar köy muhtarının evine bilgi almak için gittiklerinde, muhtar daha önceden hazırladığı ihbar mektubunu vererek arananların kendi evinde olduğunu bildirdi.
Evin ve köyün sarılması sonucu sıkışan
Mahir Çayan,
Ertuğrul Kürkçü,
Sinan Kazım Özüdoğru,
Hüdai Arıkan,
Ertan Saruhan,
Saffet Alp,
Sabahattin Kurt,
Nihat Yılmaz,
Ahmet Atasoy,
Cihan Alptekin
ve Ömer Ayna teslim olmayı reddedip, istekleri yerine getirilmez ise rehineleri öldürerek sonuna kadar mücadele edeceklerini bildirdiler.
Roketatarlarla yapılan saldırı sonrasında Ertuğrul Kürkçü dışında kalanlar, rehineler de dahil olmak üzere öldürüldü.
Tarihe Kızıldere katliamı olarak geçen saldırı devrimci gençlik hareketinin önde giden kadrolarının yok edilmesi ile sonuçlanmıştı.
.