Osmanlıdaki adı Hilal-i Ahmer olan bu günün Kızılay'ı, son yıllarda atılım yaparak,eski eleştirilerden ders almışa benzer. Şimdilerde daha iyi yönetilen bir kurum.
Kızılay 11 Haziran 1868 tarihinde 'Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti' adıyla kurulmuştur. Kızılay savaş,deprem, sel, yangın gibi felaketlere uğrayanlara yardım eder ve yiyecek içecek verir.
Kızılay demek uzanan el demektir dostlar Dostlar kızılay 17 ağustos sonrasında boşaltılmış bi kurum du ancak şuanki Gn bşk Tekin Küçükalinin göreve gelişi sonrasında zordaki insana el uzatabilecek konuma gelmiş durumda.İlkokulda bize öğretilen kurum özelliğini buldu dostlar artık kızılay.Bunu en iyi biz biliyoruz. Afetlerde beraber görev yapıyoruz.ve onlarla paylaşıyoruz artık.
arkadaşın biri yazmış şu anda orda olmak istedeğim yer diye benim de öyle. orda salına salına kimseye aldırmadan yürümeyi özledim. sıkışık trafiğinde karşıdan karşıya geçmeyi özledim. gimanın(gerçi adı değişti) mavinin önünde arkadaşlarımı söylene söylene beklemeyi özledim. şimdi ankarada kızılayda olmak vardı.
Felakete uğrayanlara din, dil, soy ayrımı yapmadan yardım eden hayır kurumu, (Hilal-i Ahmer) adını aldı. Hilal ay, ahmer kırmızı demektir. Cumhuriyet döneminde derneğin adı bu anlamı açıklayıcı biçimde değiştirildi. Türkiye Kızılay Derneği oldu. İlkokula giderken zarf dağıtılır içine para konulur ve kızılaya gönderildi şimdi yapılıyormu bilmiyorum.
bir zamanlar doğal afetlerde yardıma koşan kan ihtiyacı olunduğnda ilk akla gelen kurumdu ama kan alınca bir takım hastalılara yakalandı alanalar afetlerde en sonnn kızılay geldi...
ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak için ünitelerce kan bağışı yaptığımız kurum. ama ihtiyaç sahiplerine gitsin die verdiğimiz kanlar onlra verilmiyo,satılıyo! ben ne anladım bağış yaptığımdan.
Türkiye’nin en köklü kurumlarından birisidir Kızılay…138 yıldan beri bu ülkenin muhtaç insanlarına hizmet veriyor. 11 Haziran 1868 tarihinde ‘Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ adıyla kurulan Kızılay, 1877’de ‘Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti’, 1923’te ‘Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti’,1935’te ‘Türkiye Kızılay Cemiyeti’ ve 1947’de ‘Türkiye Kızılay Derneği’ adını almıştır. Kuruluşa ‘Kızılay’ adını büyük önder Atatürk vermiştir. İlk Başkanı Dr. Makro Paşa’dan bugüne kadar onlarca başkan bu güzide kurumda görev yapmıştır. Zaman zaman büyük felâketler altında ezilmiş, kimi zaman da vazifesini alnının akıyla yerine getirmiştir.
Kızılay sosyal bir yardım kuruluşudur; savaş, deprem, sel baskını, yangın, salgın hastalık gibi felakete uğrayanlara yardım eder. Depremden, selden, yangından zarar görenlerin yardımına koşar. Felakete uğrayanların barınmaları için çadır, battaniye, yiyecek, giyecek dağıtır. Yaralananların iyileşmeleri için geçici hastaneler kurar. Savaşta yaralanan askerlerin iyileşmeleri için çaba gösterir. Onlara her tür yardımda bulunur. Kızılay’ın sembolü, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı ‘ay’dır. Yalnız Kızılay bayrağında ‘ay’ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur.
Kızılay zor zamanların kurumudur. Onun için her zaman teyakkuzdadır. Her an olumsuz bir olay yaşanacakmışçasına hazırlıklıdır, öyle de olmalıdır. Ülke olarak zor ve tehlikeli bir coğrafyadayız. Doğal afetler ve savaşlar bu coğrafyanın adeta kaderi olmuştur. Bu millet çok sıkıntılar çekmiştir. Bu sıkıntılar sırasında Kızılay her zaman onların yanında ve yakınında olmuştur. Vatandaş bu kurumun sıcaklığını yanı başında hissetmiştir.
Kızılay’ın amacı; savaşta felakete uğrayanları koruyan 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taraf bulunduğu uluslararası anlaşmaların kendisine yüklediği hizmetleri görmek, bunların yerine getirilmesine yardımcı olmak, barışta yurt içinde ve yurt dışında vukua gelen her türlü afet ve felâketlere karşı Tüzük dâhilinde üzerine düşen hizmetleri yerine getirmek, insaniyetçi hukuk ilkelerine bağlı kalmak, sağlık ve sosyal dayanışmayı desteklemek, sosyal refahın geliştirilmesine yardımcı olmak, Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu ve bu federasyona dâhil ulusal kuruluşlarla amaç ve işbirliği yapmaktır.
Türkiye’den daha yaşlı olan bu kurum, bu kutsal vazifeyi büyük bir titizlikle ve eksiksiz olarak devam ettirmektedir. Savaş alanlarında yaralanan ya da hastalanan askerlere hiçbir ayırım gözetmeden yardım etme arzusundan doğan Kızılay, taraf olduğumuz bütün savaşlarda bu doğrultuda çok başarılı hizmetler vermiştir. Cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri ve yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hastabakıcılar aracılığıyla savaş alanlarında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun, düşman olsun savaş esirlerine gereken insani yardımları yapmış, savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş, ülkemizde, sağlık ve sosyal yardım alanlarında birçok hizmete öncülük etmiş ve uluslararası insani yardım faaliyetlerine de katılmıştır. Bu çalışmaları bütün kesimler tarafından takdir edilen Kızılay’a gönüllü yardım kuruluşları ve vatandaşlar maddi ve manevi destekte bulunmuştur.
Bazılarının zannettiği gibi Kızılay sadece kan toplayan bir kurum değildir. Kan toplamanın yanında ihtiyaç sahiplerine gıda ve çadır yardımı da yapmaktadır. Kızılay deyince nedense aklımıza deprem gelmektedir. Çünkü Kızılay depremde zarar görenlerin, evlerini ve yakınlarını kaybedenlerin en samimi dostudur. Türkiye 27 Ağustos 1998 Depremi’nde çok büyük acılar yaşamış, bu zor günlerde yanında Kızılay’ın sıcak dost elini bulmuştur. Fakat o zamanlar Kızılay böyle büyük bir depreme hazırlıksız yakalandığı için çok aciz kalmış, eleştiri oklarına muhatap olmuştur. Fakat böyle büyük bir felâkette hangi kurum olsa aciz kalırdı. Depremin büyüklüğüyle birlikte o zamanlar Kızılay’ın idaresinde de ciddi yanlışlıklar göze batmaktaydı. Bugünkü Başkan Tekin Küçükali bu meseleleri çözmüş, her zaman hazır ve nazır bir Kızılay teşkilatı oluşturmuştur.
Türk Kızılay’ı sadece ülkemiz sınırları içerisindeki felaketlere müdahale etmiyor, bunun yanında Türkiye’nin darda kalmış dost ve müttefiklerine de elinden gelen yardımı yapıyor. Bunlar arasında Pakistan, Filistin, Bosna-Hersek Belarus, Bangladeş, Arnavutluk, Azerbaycan, Afganistan, Sudan, ABD, Endonezya, Srilanka, Lübnan…vb. gibi ülkeleri sayabiliriz. Bu yardımlar Türkiye’yle ilgili ülkeler arasında dostluk köprülerinin kurulmasına zemin hazırlamaktadır. İnsanı açıdan bakılınca bundan büyük kazanç yoktur.
Son yıllarda Türk Kızılayı büyük bir atılım içerisine girmiştir. Kızılay’ımız artık doğal afetlere karşı geçmişe göre daha hazırlıklıdır. Eski hatalardan dersler alınmıştır. Eleştiriler ehliyetli idareciler tarafından dikkate alınmış, bir dost tavsiyesi olarak görülmüş ve bunlardan faydalanılmıştır. Zaten akıllı yöneticiler eleştiriden gocunmaz, bunları ganimet bilir.
Son dönemde Kızılay Kurumu yurt dışında pek çok ülkede takdire şayan çalışmalar yapmakta, Müslüman Türk milletini dünya genelinde yüzünün akıyla temsil etmektedir. Bu güzel hizmetleri başarıyla organize eden hemşehrim Sürmeneli Tekin Küçükali’yi iflasın eşiğindeki bir kurumu alıp zirveye taşıdığı için yürekten kutluyorum. 138. yaş gününde Kızılay haftasını kutluyor, bu güzide kuruma uzun ömürler diliyorum.
https://twitter.com/odatv/status/1641096448711196672?s=20
karanfil-konur-sakarya.. bir üçlemedir kızılay..
gündüz karanfilde arkadaşlarınla buluşursun.. dostun önünde.. konur'da dolaşırsın.. akşam soluğu sakarya'da alırsın.. kimine sıkıcı ama kızılay bu.. kabul edene cennet..
depremzedelerde ve doğal afetlerde insanlara yardım eden bir kurum
yardım kuruluşu
Osmanlıdaki adı Hilal-i Ahmer olan bu günün Kızılay'ı,
son yıllarda atılım yaparak,eski eleştirilerden ders almışa benzer.
Şimdilerde daha iyi yönetilen bir kurum.
Kızılay 11 Haziran 1868 tarihinde 'Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti' adıyla kurulmuştur. Kızılay savaş,deprem, sel, yangın gibi felaketlere uğrayanlara yardım eder ve yiyecek içecek verir.
Yakın geçmişte kokuşmuşluğu, çürümüşlüğü gün yüzüne çıkan,
ancak daha sonra toparlanarak olması gerekene yakın bir duruma gelen kurum.
cafeler sinemalar tavla daha ne olsun.insanın kalbinde kocaman sevgili
felakete uğramış insanlara yardım sağlayan kurum
kızılay belkide yardım dernekleri arasında en önde gelen bi kurumdur bence...
kızılay bizim için yani dünya için çok iyi ve güzel bişey.kan veririm,yardımlarda bulunurum
Kızılay demek uzanan el demektir dostlar
Dostlar kızılay 17 ağustos sonrasında boşaltılmış bi kurum du ancak şuanki Gn bşk Tekin Küçükalinin göreve gelişi sonrasında zordaki insana el uzatabilecek konuma gelmiş durumda.İlkokulda bize öğretilen kurum özelliğini buldu dostlar artık kızılay.Bunu en iyi biz biliyoruz. Afetlerde beraber görev yapıyoruz.ve onlarla paylaşıyoruz artık.
kızılay bir yardım derneğidir.insanara yardım eder.afetlerde aç, susuz kalan insanlara yiyicek dağıtır
arkadaşın biri yazmış şu anda orda olmak istedeğim yer diye
benim de öyle.
orda salına salına kimseye aldırmadan yürümeyi özledim. sıkışık trafiğinde karşıdan karşıya geçmeyi özledim.
gimanın(gerçi adı değişti) mavinin önünde arkadaşlarımı söylene söylene beklemeyi özledim. şimdi ankarada kızılayda olmak vardı.
tam da bu saatte hiçbir şeye aldırmadan kendimi atmak istediğim yer...
çay,simit,kitapçılar,çocukluğum,
www.runescape.com
Ankara'da bir meydan ismi. YKM'si ve Gima'sı meşhurdur. Az yukarı çıkınca Yüksel, az aşağı inince Sakarya.
hilali ahmer
ee ankara kızılay
Felakete uğrayanlara din, dil, soy ayrımı yapmadan yardım eden hayır kurumu, (Hilal-i Ahmer) adını aldı. Hilal ay, ahmer kırmızı demektir. Cumhuriyet döneminde derneğin adı bu anlamı açıklayıcı biçimde değiştirildi. Türkiye Kızılay Derneği oldu.
İlkokula giderken zarf dağıtılır içine para konulur ve kızılaya gönderildi şimdi yapılıyormu bilmiyorum.
bir zamanlar doğal afetlerde yardıma koşan kan ihtiyacı olunduğnda ilk akla gelen kurumdu ama kan alınca bir takım hastalılara yakalandı alanalar
afetlerde en sonnn kızılay geldi...
ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak için ünitelerce kan bağışı yaptığımız kurum. ama ihtiyaç sahiplerine gitsin die verdiğimiz kanlar onlra verilmiyo,satılıyo!
ben ne anladım bağış yaptığımdan.
KIZILAY’IN YÜKSELİŞİ
M.NİHAT MALKOÇ
Türkiye’nin en köklü kurumlarından birisidir Kızılay…138 yıldan beri bu ülkenin muhtaç insanlarına hizmet veriyor. 11 Haziran 1868 tarihinde ‘Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ adıyla kurulan Kızılay, 1877’de ‘Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti’, 1923’te ‘Türkiye Hilaliahmer Cemiyeti’,1935’te ‘Türkiye Kızılay Cemiyeti’ ve 1947’de ‘Türkiye Kızılay Derneği’ adını almıştır. Kuruluşa ‘Kızılay’ adını büyük önder Atatürk vermiştir. İlk Başkanı Dr. Makro Paşa’dan bugüne kadar onlarca başkan bu güzide kurumda görev yapmıştır. Zaman zaman büyük felâketler altında ezilmiş, kimi zaman da vazifesini alnının akıyla yerine getirmiştir.
Kızılay sosyal bir yardım kuruluşudur; savaş, deprem, sel baskını, yangın, salgın hastalık gibi felakete uğrayanlara yardım eder. Depremden, selden, yangından zarar görenlerin yardımına koşar. Felakete uğrayanların barınmaları için çadır, battaniye, yiyecek, giyecek dağıtır. Yaralananların iyileşmeleri için geçici hastaneler kurar. Savaşta yaralanan askerlerin iyileşmeleri için çaba gösterir. Onlara her tür yardımda bulunur. Kızılay’ın sembolü, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı ‘ay’dır. Yalnız Kızılay bayrağında ‘ay’ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur.
Kızılay zor zamanların kurumudur. Onun için her zaman teyakkuzdadır. Her an olumsuz bir olay yaşanacakmışçasına hazırlıklıdır, öyle de olmalıdır. Ülke olarak zor ve tehlikeli bir coğrafyadayız. Doğal afetler ve savaşlar bu coğrafyanın adeta kaderi olmuştur. Bu millet çok sıkıntılar çekmiştir. Bu sıkıntılar sırasında Kızılay her zaman onların yanında ve yakınında olmuştur. Vatandaş bu kurumun sıcaklığını yanı başında hissetmiştir.
Kızılay’ın amacı; savaşta felakete uğrayanları koruyan 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin taraf bulunduğu uluslararası anlaşmaların kendisine yüklediği hizmetleri görmek, bunların yerine getirilmesine yardımcı olmak, barışta yurt içinde ve yurt dışında vukua gelen her türlü afet ve felâketlere karşı Tüzük dâhilinde üzerine düşen hizmetleri yerine getirmek, insaniyetçi hukuk ilkelerine bağlı kalmak, sağlık ve sosyal dayanışmayı desteklemek, sosyal refahın geliştirilmesine yardımcı olmak,
Uluslararası Kızılhaç Komitesi, Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu ve bu federasyona dâhil ulusal kuruluşlarla amaç ve işbirliği yapmaktır.
Türkiye’den daha yaşlı olan bu kurum, bu kutsal vazifeyi büyük bir titizlikle ve eksiksiz olarak devam ettirmektedir. Savaş alanlarında yaralanan ya da hastalanan askerlere hiçbir ayırım gözetmeden yardım etme arzusundan doğan Kızılay, taraf olduğumuz bütün savaşlarda bu doğrultuda çok başarılı hizmetler vermiştir. Cephe gerisinde kurduğu seyyar ve sabit hastaneler, hasta taşıma servisleri, donattığı hastane gemileri ve yetiştirdiği hemşireler ve gönüllü hastabakıcılar aracılığıyla savaş alanlarında yaralanan ya da hastalanan on binlerce Mehmetçik’in dost ve düşman askerinin bakım ve tedavisine yardımcı olmuş, Türk olsun, düşman olsun savaş esirlerine gereken insani yardımları yapmış, savaştan etkilenen sivil halkın bakımı ve korunması için çaba göstermiş, ülkemizde, sağlık ve sosyal yardım alanlarında birçok hizmete öncülük etmiş ve uluslararası insani yardım faaliyetlerine de katılmıştır. Bu çalışmaları bütün kesimler tarafından takdir edilen Kızılay’a gönüllü yardım kuruluşları ve vatandaşlar maddi ve manevi destekte bulunmuştur.
Bazılarının zannettiği gibi Kızılay sadece kan toplayan bir kurum değildir. Kan toplamanın yanında ihtiyaç sahiplerine gıda ve çadır yardımı da yapmaktadır. Kızılay deyince nedense aklımıza deprem gelmektedir. Çünkü Kızılay depremde zarar görenlerin, evlerini ve yakınlarını kaybedenlerin en samimi dostudur. Türkiye 27 Ağustos 1998 Depremi’nde çok büyük acılar yaşamış, bu zor günlerde yanında Kızılay’ın sıcak dost elini bulmuştur. Fakat o zamanlar Kızılay böyle büyük bir depreme hazırlıksız yakalandığı için çok aciz kalmış, eleştiri oklarına muhatap olmuştur. Fakat böyle büyük bir felâkette hangi kurum olsa aciz kalırdı. Depremin büyüklüğüyle birlikte o zamanlar Kızılay’ın idaresinde de ciddi yanlışlıklar göze batmaktaydı. Bugünkü Başkan Tekin Küçükali bu meseleleri çözmüş, her zaman hazır ve nazır bir Kızılay teşkilatı oluşturmuştur.
Türk Kızılay’ı sadece ülkemiz sınırları içerisindeki felaketlere müdahale etmiyor, bunun yanında Türkiye’nin darda kalmış dost ve müttefiklerine de elinden gelen yardımı yapıyor. Bunlar arasında Pakistan, Filistin, Bosna-Hersek Belarus, Bangladeş, Arnavutluk, Azerbaycan, Afganistan, Sudan, ABD, Endonezya, Srilanka, Lübnan…vb. gibi ülkeleri sayabiliriz. Bu yardımlar Türkiye’yle ilgili ülkeler arasında dostluk köprülerinin kurulmasına zemin hazırlamaktadır. İnsanı açıdan bakılınca bundan büyük kazanç yoktur.
Son yıllarda Türk Kızılayı büyük bir atılım içerisine girmiştir. Kızılay’ımız artık doğal afetlere karşı geçmişe göre daha hazırlıklıdır. Eski hatalardan dersler alınmıştır. Eleştiriler ehliyetli idareciler tarafından dikkate alınmış, bir dost tavsiyesi olarak görülmüş ve bunlardan faydalanılmıştır. Zaten akıllı yöneticiler eleştiriden gocunmaz, bunları ganimet bilir.
Son dönemde Kızılay Kurumu yurt dışında pek çok ülkede takdire şayan çalışmalar yapmakta, Müslüman Türk milletini dünya genelinde yüzünün akıyla temsil etmektedir. Bu güzel hizmetleri başarıyla organize eden hemşehrim Sürmeneli Tekin Küçükali’yi iflasın eşiğindeki bir kurumu alıp zirveye taşıdığı için yürekten kutluyorum. 138. yaş gününde Kızılay haftasını kutluyor, bu güzide kuruma uzun ömürler diliyorum.
insanlara en zor anlarında ihtiyacı olan yardımları uluştıran ve acil durumlarda kan sağlayan
hilal-i ahmer...