Annem kapıya gelen Ayşe hanımla sohbette, - Aaaa Ayşe hanım girsene içeri, - Yok abla hemen gidecem bi hal hatır sorayım dediydimde. . . ben gidip dolaşıp geliyorum, çarşı, pazar, manav, fırın v.s. bir iki saat geçmiştir eve dönerim, manzara aynı ennem ve Ayşe teyze hala sohbettedir. : Annem - Ayşe hanım içeri girseydin, böyle ayaküstü yorulacan - Yok abla hemen gidecem . . .
-ay kız abla! tuzun var mı bitmiş de benim... +bekle getireyim cancağızım... kapıda kalma kız gir içeri... -yok, ocakta yemeğim var. geçmiyim sağol. + eh peki, ne pişirceksen bana da bir tas getir. eee, çorbada tuzumuz var ne de ola dimi? hahahahhh -:S hııı, tabi... (istemesen şaşardım!)
Adamın biri komşusunun kapısını çalar! -Tık,tık! -Kim o! -Benim! -Sen kimsin! -Ben benim de sen kimsin! -Ben ev sahibiyim kardeşim, ya sen kimsin? -Ben kendimi bildim bileli sizin komşunuzum! -Peki ne istiyorsun? -Kül! -Külü ne yapacan? -'Komşu komşunun külüne muhtaçtır! ' demiş ya atlarımız, ben de atalarımızın kulağını çınlatayım dedim! Malum, o tarafta sıkılmışlardır, külsüz dumansız! -Git bacadan iste, ben de yok! :)))
bunu çok iyi anlatabilirim. şimdi kapı kolu her an bırakılcakmış gibi gevşek bi şekilde tutulur, karşındaki insanın gözlerinin içine bakarak tatlı tatlı sohbet edilir hatta sahiden gidecekmiş gibi arada bi hadi canım görüşürüz filan denir arkasından aaa bak aklıma ne geldi diyerek yeniden bişeyler anlatılmaya başlanır. bu böle sürer gider. bi bakarsın arkadaşının koltuğunda oturarak geçirdiğin süre, arkadaşının kapı sının kolunu tutarak geçirdiğin süreden çok kısa olur. ne yalan söliyim sohbetlerin en tatlısı da budur :)
Beni gülümseten terimlerden.
Çocukluğuma dair:
.
Annem kapıya gelen Ayşe hanımla sohbette,
- Aaaa Ayşe hanım girsene içeri,
- Yok abla hemen gidecem bi hal hatır sorayım dediydimde.
.
.
ben gidip dolaşıp geliyorum, çarşı, pazar, manav, fırın v.s.
bir iki saat geçmiştir eve dönerim, manzara aynı ennem ve Ayşe teyze hala sohbettedir.
:
Annem
- Ayşe hanım içeri girseydin, böyle ayaküstü yorulacan
- Yok abla hemen gidecem
.
.
.
Hanımların vazgeçilmezi.
Komşunun kapısını tıklatıp, içeri girmeden yok ayaküstü bir konuşup gidecem diyip, bir iki saat kapı önünde laflama sanatı.
-ay kız abla! tuzun var mı bitmiş de benim...
+bekle getireyim cancağızım... kapıda kalma kız gir içeri...
-yok, ocakta yemeğim var. geçmiyim sağol.
+ eh peki, ne pişirceksen bana da bir tas getir. eee, çorbada tuzumuz var ne de ola dimi? hahahahhh
-:S hııı, tabi... (istemesen şaşardım!)
Adamın biri komşusunun kapısını çalar!
-Tık,tık!
-Kim o!
-Benim!
-Sen kimsin!
-Ben benim de sen kimsin!
-Ben ev sahibiyim kardeşim, ya sen kimsin?
-Ben kendimi bildim bileli sizin komşunuzum!
-Peki ne istiyorsun?
-Kül!
-Külü ne yapacan?
-'Komşu komşunun külüne muhtaçtır! ' demiş ya atlarımız, ben de atalarımızın kulağını çınlatayım dedim! Malum, o tarafta sıkılmışlardır, külsüz dumansız!
-Git bacadan iste, ben de yok! :)))
bunu çok iyi anlatabilirim. şimdi kapı kolu her an bırakılcakmış gibi gevşek bi şekilde tutulur, karşındaki insanın gözlerinin içine bakarak tatlı tatlı sohbet edilir hatta sahiden gidecekmiş gibi arada bi hadi canım görüşürüz filan denir arkasından aaa bak aklıma ne geldi diyerek yeniden bişeyler anlatılmaya başlanır. bu böle sürer gider. bi bakarsın arkadaşının koltuğunda oturarak geçirdiğin süre, arkadaşının kapı sının kolunu tutarak geçirdiğin süreden çok kısa olur.
ne yalan söliyim sohbetlerin en tatlısı da budur :)