Ben bu işi çözdüm. Kadınların her isteğine, hangi pozisyonda olursanız olun hangi ekonomik şartlar altında yaşarsanız yaşayın 'HE' dediniz mi anlaşma sağlanmış oluyor.
Ha, evet dediğiniz ama yapmak zorunda mısınız? İşte işin en güzel kısım burası. Siz aslında 'evet' derken kadının o anda bizim anlayamadığımız bir mekanizmasını doyurmuş oluyorsunuz. Yani aslında o talep o anlık birşey.
Daha sonra iş eyleme gelince yapılmasa da olur. Çünkü kadın o noktaya geldiğinde olayın olamayacağını zaten kavrıyor. (Dikkat: o noktaya gelindiğinde bile kavrama kadına bırakılmalı, sizden çözüm ortalığı sunulmamalı)
zor valla..! ! ! tamam, biliyoruz ki, sizlerde akşama kadar çok yoruluyorsunuz.. bunu inkar mı ediyoruz.. ASLA..! ! birde bayan kimliğiniz var ki, saygıyada sevgiyede layıksınız.. bunuda biliriz.! . iş dönüşü bizler günün yorgunluğunu atmak için, eş dost sohbetinde olsun der, bir kahve içeriz arkadaşlarla..... isteriz ki eve gidip ayak altında dolaşmıyalım.! evde, bize ayrılacak zaman, çocuklara ayrılsın, hem özlem giderilsin, hem ilgilenilsin, sevindirilsinler ki yavrucaklar, annelerini daha çok sevsinler.. fedakarlığa bak))) bayanların doğasında var.. tertipli düzenli olmak.. ev işi yapmaya gündüz zamanları yoktur. içlerinde ukde kalmasın. bu duygularını tatmin etsinler diye. kendilerine yardım etmeyizde. koltuğun kenarına ilişir gazetemize bakarız..(üff ne sıkıcıdır bilseniz) hatta onlara öylesine değer veririz, varlıklarıyla öylesine mutluyuz ki, ceylan gibi salınışlarını görmek için, suyumuzu bile kendimiz almaz, yürürken, boyuna kurban olduğum, ceylan gibi yürüyor, diye bahtiyar oluruz.. biliriz ki ikram eden sevap alır.. sırf bunun için, sofra tam hazırlanıp, buyrun bey denmedikçe, mutfağa bile girmeyiz.. maksat, daha çok sevap kazansınlar deyii (acaba kim sevap işlemekten imtina edebilirki.. aman yarabbi ne büyük fedakarlıklar yapıyoruz) ! ! eee kalıyor bulaşık, çamaşır işi... elbette ki biz yapalım, siz dinlenin demek istiyoruzdaa. fırsatmı veriliyor ki.. ne yani yıkadığımı bağenmiyormusun.. ütü yaparken ne hatamı gördün deyi serzenişler olmasa...! ! bütün bunca ince düşünme, bunca fedakarlığa rağmen, birde koltuğa oturur oturmaz açmazlarmı ağızlarını.. haşatım çıktı.. dışarda iş, evde aş derdi, ayağım altıma gelmedi.. deyi...
eee de gelde sabret.. iki tokat hak ediyorlarda, bize yakışmaz ki.. kadına el kalkarmı.! ! ! ! ! ! . lanet sana kör şeytan deyip, her hangi bir kabalık yapmamak adına çıkıp gidiyoruz.. eee deli gibi sokakları arşınlıyacak halimiz yok herhalde.. her meyhanede, bizim gibi ince düşünen dostlar olduğuna göre, sohbetin zamanı deyip dalıyoruz içeri... sonra.. mekan sahibi, heyyy dostlar, hoş geldiniz de neden boş oturyorsunuz, burası tekkemi, biz neyle para kazanacağız deyi, bir salata, bir balık,birde 70 lik koyuyor masaya.. akşama kadar haşatın çıksın.. birde gel gecenin bir saatine kadar kendini zehirle.. neymiş efendim.. eşimi çok seviyormuşum.. fedakarlık yapmam gerekiyormuş.. baride yaranabilsek...! !))) dedimya kadınları anlamak coookkk zor..çok.! ! ! !)))
bir seyi anlamak icin onu tanimak gerekir,tanimaksa cok yonludur,biyolojik,ruhsal,toplumsal,ve tarihsel olarak kadini tamik gerekiyor, ana tanricadan,fahiseye gelisin oykusunu bilmek lazim,doguran,ureten bir organizmaya sahip olan kadin,nasil olduda bu gun,hediye olabiliyor,reklam afisi olabiliyor,ve kadinin kendisininde bilincine varamadigi bu gercek onu surekli rihatsiz edecektir! mutsuz olusu kendini tanimamasidir,neden boyle bir beklenti? neden erkekten beklerki kendisini anlamasini? ilada bir cevap vereceksem elbete onu kendinden asagi gormeyecek,onun dogasinda var olan adalet,esitlik,emekci yani,barisci yani,bunlari bil ve onunla yasa mutlu olmanin bence recetesi budur,kole olan kadin asla erkekle mutlu olamaz! erkegi mutlu edecek kadin ozgurkadindir.
kadınları anlamak kadınların ne istediğini anlamakla mümkün olabilir. onlar durmadan bişeyler ister, durmadan... her istedikleri olmazsa onları anlayamadığımızı söylerler. ve bunu söylediklerinde sizin soracağınız en güzel soru, şu olmalıdır. - beni hiç anlamıyorsun - ne istiyorsun? (tecrübe :)
'Herkes sanatı anlamak istiyor. Neden kuşların ötüşünü anlamak istemiyorlar? İnsanlar anlamaya çalışmadan geceyi, çiçekleri sevebiliyorlar. Ama sıra resme gelince ille de anlamaları gerekiyor. Resimleri açıklamaya çalışanlar yanlış yoldalar. Resimlerimden birine bakan bir seyirciden nasıl olur da benim yaşadığım şeyleri yaşamasını bekleyebilirsiniz? ” demiş yine picasso... :))))
Öperseniz beyefendi değilsinizdir, Öpmezseniz adam değilsiniz.
İltifat edersiniz yalan der. Etmezseniz bırakır gider.
Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz. Karsı çıkarsanız anlayışsız.
Çok yanına giderseniz sıkıldım der. Az giderseniz küser gider.
İyi giyinirseniz çapkınsın der. Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız huyun kötü der. Kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar. Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var der.
Arkadaşınızla buluşursunuz adi ihmal olur. O buluşur 'Bizim kızlar' olur.
Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur. Burnunuzdan gelir. Uzaktan bile yetişirler canınıza okurlar.Siz ses bile çıkaramazsınız.Çünkü ses çıkarsanız suçlu olursunuz hemen.
Başka bir adam ona baktığında adi hayranlık olur. Kıskanmana gerek yok denir.Erkek baksa sen hiç uslanmayacaksın denir.
Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister. Dinlediğiniz anda 'Neden konuşmuyorsun? ' der.
Kısacası...
Sade ama çok karışık.
Zayıf gibi ama çok güçlü.
Akil karıştıran ama hayranlık uyandıran.
İnsanı çıldırtan ama mükemmel!
Güzelse nadiren tamamen sizinle ilgilenir.
Güzelse ve sizinle ilgiliyse ya aşık olmuş gözü hiçbir şey görmüyordur.
Yada onu o kadar etkilemişsininki sizden başkasına yer yoktur gönlünde.
Siz hangi kadını tercih edersiniz?
Evet erkekler düşünün bakalım…Kadın gibi kadını yanınızda, her şeye rağmen tutabiliyor musunuz…
İyi gününüzde ve kötü gününüzde yanınızda mı?
Cevabınız evetse siz mükemmel bir insansınız…Ve unutmayın ki; kadınlar kendilerini sadece seven erkeklerle değil, aynı zamanda onlara hükmeden erkeklerle hayatlarını geçirmek isterler…Seveceksin ve hükmetmesini de bileceksin… Zor kadın,zor bulunur... Bunu unutmayın :) :) :)
' Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor? ... Sigmund Freud' Freud bile çözememişken kadınları, bize düşen oluruna bırakmak sanırım.
nâmümkün.. kadınları anlayınca insanın başka bir şeyi anlayası kalmaz zaten.. başka hangi bilgi kadını anlama bilgisi kadar bir erkeğe heyecan verir ki? erkek insana dair ne öğrendiyse kadına dair olanları öğrenmeye çalışırken öğrenmiştir desem abartmış mı olurum.. galiba evet.. veya hayır.. bilmiyorum..
Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) seçebilecekleri bir erkek mağazası açılmıştır. Mağaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkça, erkeklerin nitelikleri de yükselmektedir. Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir: Herhangi bir katın kapısından içeri giren kadın, o kattan alış-veriş etmek zorundadır ve eğer bir üst kata çıkmak isterse, tekrar aşağı katlara inemez. Birgün bir grup kız arkadaş, kendilerine erkek seçmek için mağazaya gider. Ve....
1.Katın kapısında şunlar yazılıdır: 'Bu kattaki erkeklerin çalışacak bir işleri var ve çocukları da severler'. Kızlar yazılanları okur ve şöyle derler: 'Eh, hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım'.
2.Katın kapısında yazılanlar: 'Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var, çocukları severler ve son derece yakışıklıdırlar.' Kızlar: 'Hmmm, hiç fena değil ama acaba bir üst katta ne var? '
3.Kat: 'Buradaki erkeklerin çok iyi birer işleri var, çocukları severler, son derece yakışıklıdırlar ve ev işlerine de yardım ederler'. Kızlar: 'Aman Tanrım, çok etkileyici ama yukarıda başka katlar da var.'
4.Kat: 'Buradaki erkeklerin işleri çok iyi, çocukları çok severler, gayet yakışıklı olup, ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler'. Kızlar çığlık atmaya başlarlar: 'İnanılmaz, bir üst katta bizi neyin beklediğini bir düşünün! ' Ve bir kat daha çıkarlar...
5.Katın kapısında şunlar yazmaktadır: 'Bu kat boştur ve sadece, kadınları memnun etmenin mümkün olmadığını kanıtlamak için konulmuştur. Çıkış soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız…
zorda kalmadığınız sürece soru sormamak.. asla ve asla, sorgulamamak.. iltifatlarda dozu ayarlamak. ilgi // ilgisizlik arasında dengeyi korumak. sanal da olsa, bir rakibi olduğunu hissettirmek..
en önemlisi de, ana kartlarınızı açmamak, keşfedilmeyi beklemek... ;)
-erkekler icin gereksiz enerji kaybi olan hareket.. -bilmemek ayip degil ogrenmemek ayip sozunun uygun olmadigi sayili durumdan biri.. -'bu konuya harcanılan enerji ve zaman dünya barisina harcasansaydı daha mi hayirli olurdu sanki? ' diye anlamaya çalışılan mevzu...
Anlamak için hiçbir şey bulamamış birinin yöneldiği bir tür karmaşadır, nasıl olsa içinden çıkıp yeni bir nesneyi çözümlemeye gerek kalmayacağı kalmayacağı kadar saplandığı bir bataktır, aslolan kadını anlamadan yaşamaktır.
zor anasını satim
anlamak için değil sevilmek için varlardır.. :)
Ben bu işi çözdüm. Kadınların her isteğine, hangi pozisyonda olursanız olun hangi ekonomik şartlar altında yaşarsanız yaşayın 'HE' dediniz mi anlaşma sağlanmış oluyor.
Ha, evet dediğiniz ama yapmak zorunda mısınız? İşte işin en güzel kısım burası. Siz aslında 'evet' derken kadının o anda bizim anlayamadığımız bir mekanizmasını doyurmuş oluyorsunuz. Yani aslında o talep o anlık birşey.
Daha sonra iş eyleme gelince yapılmasa da olur. Çünkü kadın o noktaya geldiğinde olayın olamayacağını zaten kavrıyor. (Dikkat: o noktaya gelindiğinde bile kavrama kadına bırakılmalı, sizden çözüm ortalığı sunulmamalı)
Eş olarakmı anlamak istersinsiniz...
Anne olarak mı...? ?
Yoksa...Abla olarak mı..? ? ...(..en son seçeneği bir türlü anlamış değilim..)
zor valla..! ! ! tamam, biliyoruz ki, sizlerde akşama kadar çok yoruluyorsunuz.. bunu inkar mı ediyoruz.. ASLA..! !
birde bayan kimliğiniz var ki, saygıyada sevgiyede layıksınız.. bunuda biliriz.! .
iş dönüşü bizler günün yorgunluğunu atmak için, eş dost sohbetinde olsun der, bir kahve içeriz arkadaşlarla..... isteriz ki eve gidip ayak altında dolaşmıyalım.!
evde, bize ayrılacak zaman, çocuklara ayrılsın, hem özlem giderilsin, hem ilgilenilsin, sevindirilsinler ki yavrucaklar, annelerini daha çok sevsinler.. fedakarlığa bak)))
bayanların doğasında var.. tertipli düzenli olmak.. ev işi yapmaya gündüz zamanları yoktur. içlerinde ukde kalmasın. bu duygularını tatmin etsinler diye. kendilerine yardım etmeyizde. koltuğun kenarına ilişir gazetemize bakarız..(üff ne sıkıcıdır bilseniz)
hatta onlara öylesine değer veririz, varlıklarıyla öylesine mutluyuz ki, ceylan gibi salınışlarını görmek için, suyumuzu bile kendimiz almaz, yürürken, boyuna kurban olduğum, ceylan gibi yürüyor, diye bahtiyar oluruz..
biliriz ki ikram eden sevap alır.. sırf bunun için, sofra tam hazırlanıp, buyrun bey denmedikçe, mutfağa bile girmeyiz.. maksat, daha çok sevap kazansınlar deyii (acaba kim sevap işlemekten imtina edebilirki.. aman yarabbi ne büyük fedakarlıklar yapıyoruz) ! !
eee kalıyor bulaşık, çamaşır işi... elbette ki biz yapalım, siz dinlenin demek istiyoruzdaa. fırsatmı veriliyor ki.. ne yani yıkadığımı bağenmiyormusun.. ütü yaparken ne hatamı gördün deyi serzenişler olmasa...! !
bütün bunca ince düşünme, bunca fedakarlığa rağmen, birde koltuğa oturur oturmaz açmazlarmı ağızlarını.. haşatım çıktı.. dışarda iş, evde aş derdi, ayağım altıma gelmedi.. deyi...
eee de gelde sabret.. iki tokat hak ediyorlarda, bize yakışmaz ki.. kadına el kalkarmı.! ! ! ! ! ! .
lanet sana kör şeytan deyip, her hangi bir kabalık yapmamak adına çıkıp gidiyoruz.. eee deli gibi sokakları arşınlıyacak halimiz yok herhalde.. her meyhanede, bizim gibi ince düşünen dostlar olduğuna göre, sohbetin zamanı deyip dalıyoruz içeri...
sonra.. mekan sahibi, heyyy dostlar, hoş geldiniz de neden boş oturyorsunuz, burası tekkemi, biz neyle para kazanacağız deyi, bir salata, bir balık,birde 70 lik koyuyor masaya..
akşama kadar haşatın çıksın.. birde gel gecenin bir saatine kadar kendini zehirle.. neymiş efendim.. eşimi çok seviyormuşum.. fedakarlık yapmam gerekiyormuş.. baride yaranabilsek...! !)))
dedimya kadınları anlamak coookkk zor..çok.! ! ! !)))
kadınlar ne ister?
bilinmiyor..... farklı farklı..... :) ama imkansız değiller.....
İmkansız kelimesinin başka bir ifade şekli.
hiç de zor değildir... sadece erkeklerin abartması...
kadınları değilde,insanları anlamak diye bir baslık atsak belkide daha uygun olurdu..
bir seyi anlamak icin onu tanimak gerekir,tanimaksa cok yonludur,biyolojik,ruhsal,toplumsal,ve tarihsel olarak kadini tamik gerekiyor,
ana tanricadan,fahiseye gelisin oykusunu bilmek lazim,doguran,ureten bir organizmaya sahip olan kadin,nasil olduda bu gun,hediye olabiliyor,reklam afisi olabiliyor,ve kadinin kendisininde bilincine varamadigi bu gercek onu surekli rihatsiz edecektir!
mutsuz olusu kendini tanimamasidir,neden boyle bir beklenti? neden erkekten beklerki kendisini anlamasini?
ilada bir cevap vereceksem elbete onu kendinden asagi gormeyecek,onun dogasinda var olan adalet,esitlik,emekci yani,barisci yani,bunlari bil ve onunla yasa mutlu olmanin bence recetesi budur,kole olan kadin asla erkekle mutlu olamaz!
erkegi mutlu edecek kadin ozgurkadindir.
Telefona bir kere çağrı yapılmışsa
-gelirken ekmek al
demek istiyorlardır..
sadece anlaşılmak istediklerinde... :))
erkekler kadınları anlamasına öyle iyi anlarlar da, anlamak işlerine gelmez.
Erkeklerse hiççççççççççççç anlayamaz...
Kadınları anlamaya çabalayan erkekleri, bir kez girildi mi, bir daha çıkılması mümkün olmayan bir labirentte çaresizce dolaşanlara benzetiyorum...
kadınları anlamak kadınların ne istediğini anlamakla mümkün olabilir. onlar durmadan bişeyler ister, durmadan... her istedikleri olmazsa onları anlayamadığımızı söylerler. ve bunu söylediklerinde sizin soracağınız en güzel soru, şu olmalıdır.
- beni hiç anlamıyorsun
- ne istiyorsun? (tecrübe :)
'Herkes sanatı anlamak istiyor. Neden kuşların ötüşünü anlamak istemiyorlar? İnsanlar anlamaya çalışmadan geceyi, çiçekleri sevebiliyorlar. Ama sıra resme gelince ille de anlamaları gerekiyor. Resimleri açıklamaya çalışanlar yanlış yoldalar. Resimlerimden birine bakan bir seyirciden nasıl olur da benim yaşadığım şeyleri yaşamasını bekleyebilirsiniz? ”
demiş yine picasso... :))))
Kadınları anlamak mümkün değil :)
Öperseniz beyefendi değilsinizdir, Öpmezseniz adam değilsiniz.
İltifat edersiniz yalan der. Etmezseniz bırakır gider.
Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz. Karsı çıkarsanız anlayışsız.
Çok yanına giderseniz sıkıldım der. Az giderseniz küser gider.
İyi giyinirseniz çapkınsın der. Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız huyun kötü der. Kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar. Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var der.
Arkadaşınızla buluşursunuz adi ihmal olur. O buluşur 'Bizim kızlar' olur.
Siz başka kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur. Burnunuzdan gelir. Uzaktan bile yetişirler canınıza okurlar.Siz ses bile çıkaramazsınız.Çünkü ses çıkarsanız suçlu olursunuz hemen.
Başka bir adam ona baktığında adi hayranlık olur. Kıskanmana gerek yok denir.Erkek baksa sen hiç uslanmayacaksın denir.
Konuştuğunuz anda dinlemenizi ister. Dinlediğiniz anda 'Neden konuşmuyorsun? ' der.
Kısacası...
Sade ama çok karışık.
Zayıf gibi ama çok güçlü.
Akil karıştıran ama hayranlık uyandıran.
İnsanı çıldırtan ama mükemmel!
Güzelse nadiren tamamen sizinle ilgilenir.
Güzelse ve sizinle ilgiliyse ya aşık olmuş gözü hiçbir şey görmüyordur.
Yada onu o kadar etkilemişsininki sizden başkasına yer yoktur gönlünde.
Siz hangi kadını tercih edersiniz?
Evet erkekler düşünün bakalım…Kadın gibi kadını yanınızda, her şeye rağmen tutabiliyor musunuz…
İyi gününüzde ve kötü gününüzde yanınızda mı?
Cevabınız evetse siz mükemmel bir insansınız…Ve unutmayın ki; kadınlar kendilerini sadece seven erkeklerle değil, aynı zamanda onlara hükmeden erkeklerle hayatlarını geçirmek isterler…Seveceksin ve hükmetmesini de bileceksin…
Zor kadın,zor bulunur...
Bunu unutmayın :) :) :)
gerçek manada onları anlamalıyız,hak vermeliyiz,fazla üstlerine gitmemeliyiz yoksa sonra onlar bizi anlar mı? :))))
anlayan varsa beri gelsin...
' Kadın psikolojisini otuz yıldır incelememe rağmen büyük soruya cevap bulamadım. Gerçekte kadınlar ne istiyor? ...
Sigmund Freud'
Freud bile çözememişken kadınları, bize düşen oluruna bırakmak sanırım.
nâmümkün..
kadınları anlayınca
insanın başka bir şeyi anlayası kalmaz zaten..
başka hangi bilgi kadını anlama bilgisi kadar bir erkeğe heyecan verir ki?
erkek
insana dair ne öğrendiyse
kadına dair olanları öğrenmeye çalışırken öğrenmiştir
desem
abartmış mı olurum..
galiba evet..
veya hayır..
bilmiyorum..
kasmanın alemi yok.....doğru reçete, 'anlıyormuş gibi yapmak' ;)
Kadınların gidip kendilerine erkek (koca) seçebilecekleri bir erkek mağazası açılmıştır.
Mağaza 5 katlıdır ve her kat çıkıldıkça, erkeklerin nitelikleri de yükselmektedir.
Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir:
Herhangi bir katın kapısından içeri giren kadın, o kattan alış-veriş etmek zorundadır ve
eğer bir üst kata çıkmak isterse, tekrar aşağı katlara inemez.
Birgün bir grup kız arkadaş, kendilerine erkek seçmek için mağazaya gider. Ve....
1.Katın kapısında şunlar yazılıdır: 'Bu kattaki erkeklerin çalışacak
bir işleri var ve çocukları da severler'. Kızlar yazılanları okur ve şöyle derler:
'Eh, hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata bakalım'.
2.Katın kapısında yazılanlar: 'Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var,
çocukları severler ve son derece yakışıklıdırlar.' Kızlar:
'Hmmm, hiç fena değil ama acaba bir üst katta ne var? '
3.Kat: 'Buradaki erkeklerin çok iyi birer işleri var, çocukları severler,
son derece yakışıklıdırlar ve ev işlerine de yardım ederler'.
Kızlar: 'Aman Tanrım, çok etkileyici ama yukarıda başka katlar da var.'
4.Kat: 'Buradaki erkeklerin işleri çok iyi, çocukları çok severler,
gayet yakışıklı olup, ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler'.
Kızlar çığlık atmaya başlarlar: 'İnanılmaz, bir üst katta bizi neyin beklediğini bir düşünün! '
Ve bir kat daha çıkarlar...
5.Katın kapısında şunlar yazmaktadır: 'Bu kat boştur ve sadece,
kadınları memnun etmenin mümkün olmadığını kanıtlamak için konulmuştur.
Çıkış soldadır; umarız inerken merdivenlerden yuvarlanırsınız…
kısmen, sonuç aldığım yöntemler;
zorda kalmadığınız sürece soru sormamak..
asla ve asla, sorgulamamak..
iltifatlarda dozu ayarlamak.
ilgi // ilgisizlik arasında dengeyi korumak.
sanal da olsa, bir rakibi olduğunu hissettirmek..
en önemlisi de,
ana kartlarınızı açmamak, keşfedilmeyi beklemek... ;)
hamam böceklerini anlamaya benzer... ikiside önlerinde bir engel yokken durup yön değiştirirler...
Bende bugüne kadar anlamadım ya! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ...
-erkekler icin gereksiz enerji kaybi olan hareket..
-bilmemek ayip degil ogrenmemek ayip sozunun uygun olmadigi sayili durumdan biri..
-'bu konuya harcanılan enerji ve zaman dünya barisina harcasansaydı daha mi hayirli olurdu sanki? ' diye anlamaya çalışılan mevzu...
zor olsa gerek
Anlamak için hiçbir şey bulamamış birinin yöneldiği bir tür karmaşadır, nasıl olsa içinden çıkıp yeni bir nesneyi çözümlemeye gerek kalmayacağı kalmayacağı kadar saplandığı bir bataktır, aslolan kadını anlamadan yaşamaktır.