ey istanbul görmedim seni henüz yürümedim sokaklarında koklayamadım denizini yağmurun tenimi ıslatmadı toprağına el sürmedim henüz ey istanbul! bekle beni beklediğin gibi zaferi!
Çeşit çeşit balığı yok edilmiş,martıları çöp tenekelerinden beslenir hale getirilmiş geçmişini arayan ama bulamayan kavgamızın kenti İstanbul bu hoyratlığa layık değildi.
Dan dini dan dan geliyor vatman(tramvay kaptanı! ! !) çekilin yoldan lı yıllardan çok sonra,hüzün ve ızdırabın yaşandığı kaybolan yılların yorgunu bir metropol İstanbul.
Dünyanın en eski şehirlerinden biridir; 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.
1946 senesinde,İstanbul'la gelen Amerikan zırhlısı Missuri için,yollar yıkanmış,genelevler boyanmış,camilere İngilizce ve Türkçe (Hoşgeldin) yazıları yazılmış büyük törenler yapılmıştır.
Yunanlarda istanbulu alan kişi konstantindir; daha sonra istnbula konstantinin şehri anlamına gelen kostantinapolis adı verilmiştir.Polis şehir anlamındaydı ayrıca pul da şehir anlamına gelmektedir (yanlış hatırlamıyorsam) daha sonra konstantinapolis, konstanpul'a donüşmüş Osmanlıda da ses düşmesi ve harf değişmelerinden istanbul kelimesi oluşmuştur.
Bazen bu şehri görüp de aşık olmayav var mıdır diye düşünmeden edemiyorum.Aslında bana hep bizi hatırlatmıştır İstanbul.İki kıtanın koynunda gel-gitler arasında bir şehir. Ne Anadolu ne de Avrupa. İki kültür arasına sıkışmış aslında hem her ikisi hem de hiçbiri.Bütün farklılıkları kucaklayabilen bir şehir.Bir yanı dingin, huzur dolu; diğer yanı alabildiğine hızlı.Bazen huzur veriyor bazen bir keşmekeşin içinde boğuyor ama herşeye rağmen güzel ve asil.Sanki ne olursa olsun asalet benim ruhumda dercesine mağrur.Her sokağının,her caddesinin, denizinin kokusunu içime hapsetmeye çalıştığım şehir İstanbul...
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul! Görmedim, gezmediğim sevmediğim hiç bir yer!
İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar! Yahya Kemal Beyatlı..
Ben İstanbul'da dağıldım zerre zerre..
İstanbul'dur bu otuz yıl kana kana yaşadığım! Sezai Karakoç..
Ey doğup yaşadığım her yerde taşını/ Öpüp başıma koymak istediğim şehir! Ziya Osman Saba..
Yarin kademi bastığı yer olmasa anda! Bir dahi haram idi bana buy-i Stanbul.. Eşref
Kız bir kule kurmuş suların üstünde bağdaş.. Edip Ayel
Sen uzaklarda ki İstanbul hastası/Bense İstanbul'da seni yaşadım...
İstanbul rüzgar rüzgar sevdiğim! Ümit Yaşar Oğuzcan
Şimdi İstanbul'dan uzakta/İstanbul'u yaşamak ne hoş! Cahit Külebi
Her gün yeniden açan bir güldür İstanbul! İhsan Sezal
Hani bu İstanbul yalnızlığı yok mu/ Deli eden, sarhoş eden, kahreden.. Ruşen Hakkı
İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç! Nedim
Alıp başını gitse insanlar/İstanbul bana kalsa..Ercüment Uçarı
Başka söze ne hacet şairler söylemiş İstanbul'u... İçinde yaşayan ve İstanbul'un ruhunu anlamayanlara yazık!
İstanbul asırlar öncesinden Fethi müjdelendiği mübarek ve kıymetli bir şehir!
/Letüftahannel kostantiniyyeti veleniğmel emiru emiruha / ve leniğmel ceyşü zalikel ceyş! (İstanbul elbette fetholunacaktır! O'nu feth eden komutan ne güzel komutan! O'nu feth eden asker ne güzel askerdir!)
istanbul benim.... 7 tepeli koca şehir.... taşım toprağım altın... içimde bir çok cevheri barındıran... galata kulesinde simit ekmek yediğim... vapurlarıyla martılarıyla hayallerime eşlik eden.. istanbul benim... ben istanbul.....
Muhteşem şehir
Seni çok seviyorum aziz İstanbul.
ey istanbul
görmedim seni henüz
yürümedim sokaklarında
koklayamadım denizini
yağmurun tenimi ıslatmadı
toprağına el sürmedim
henüz
ey istanbul!
bekle beni
beklediğin gibi zaferi!
Fatih'in emaneti olan bu şehre sahip çıkabildik mi?
Dünya şehri. İstanbul.
Özledim.
Geceydi
Sahilde bir gazino
Gazinoda Müzeyyen Senar
Sularda yakamoz
Bir sandalda sen ve ben
Ne güzeldi.Ne güzeldi.
Çeşit çeşit balığı yok edilmiş,martıları çöp tenekelerinden beslenir hale getirilmiş geçmişini arayan ama bulamayan kavgamızın kenti İstanbul bu hoyratlığa layık değildi.
Dan dini dan dan geliyor vatman(tramvay kaptanı! ! !) çekilin yoldan lı yıllardan çok sonra,hüzün ve ızdırabın yaşandığı kaybolan yılların yorgunu bir metropol İstanbul.
BEN
onun için şiir yazılmadan şair olunamayan bir cennet.... her şaire ilham sanatçıya ilham kaynağı olmuş bir şehir.
Dünyanın en eski şehirlerinden biridir; 330 - 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 - 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.
2010 yılında 'Avrupa Kültür Başkenti' olacak şehir.
Türkiye'nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli şehri.
İstanbul
Bir yanda sessiz dua,bir yanda şuh kahkaha,
Bir yanda pula kulluk,diğer yanda Allah`a.
Sanmam koca dünyada eşin bulunsun daha.
EY İSTANBUL İSTANBUL SENİN İKİ YÜZÜN VAR,
BİR YÜZÜN GÜLÜYORKEN DİĞERİNDE HÜZÜN VAR.
ibadet sessiz sessiz, rezalet gümbürtülü,
Çirkinliğin meydanda, güzelliğin örtülü,
Sararken ufukları gurubun kızıl tülü.
GECELERİN KİM BİLİR NE GÜNAHLARA GEBE?
TAKSİM DEKİ GÜNAHA EYYÜP TE BÜYÜK TÖVBE.
Örf, anane, gelenek, yerle bir ahalide,
Padişah mezarında ürperir Laleli de,
Hayal tacirlerine rağbet Bab-ı âli de.
BU GİDİŞ HAYRA DEĞİL, KALBİNE TAZE KAN BUL,
KARANLIĞA YÜZ ÇEVİR, GÜNEŞE DÖN İstanbul...
Ne yazık ki; satılır olmuş insan maddeye,
Koyun kasapta satılık, kadın düşmüş caddeye,
Nasıl gelmez İstanbul hırstan çatlar raddeye.
HER HALİ EDASIYLA, İSTANBUL UM BİR HOŞTUR,
KADİR DE TAM MÜSLÜMAN, NOEL DE TAM SARHOŞTUR.
Ve işte ekonomin nasıl gelmiş bu hale,
Bir yanda tefeciler, bir yanda Tahtakale,
Pembe gözlükler ile bakamam istikbale.
SÖZ SENETMİŞ ESKİDEN,ŞİMDİ SENET HİKAYE,
DOLANDIRMA, ALDATMA OLMUŞ TİCARİ GAYE.
İşyerinde yabancı kelimeye itibar,
Kafeterya, bonmarşe, butik, şarkuteri, bar,
Beyoğlu`nda Türkçe yok, diğer bütün diller var.
RÜZGAR BATIDAN ESMİŞ,FATİH İN RUHU KAYIP.
EY İSTANBUL! ... İSTANBUL, SANA YETER BU AYIP.
Ey zaman, zalim zaman, geç saniye, saniye,
Teknikte ilerlerken, manâda çöküş niye?
Çağırırken imana, Fatih, Süleymaniye.
ÇEVİR YÜZÜNÜ ÇEVİR, PİSTEN, KİRDEN,ÇAMURDAN.
KIBLEYE DÖN İstanbul, FEYZ AL İLAHİ NURDAN.
Karaköy de günahlar, sarılır kalın sise,
Çan çalarken Taksim`in göbeğinde kilise,
Ayasofya susuyor, bu ne garip iş ise?
İSYANIN YERİ YOKTUR, EYYÜP SABRA ÇAĞIRIR.
MEŞHUR ZİNCİRLİKUYU 'GEL' DER, KABRE ÇAĞIRIR.
Ahmet Mahir Pekşen
Istanbul nice savaşlara nice aşklara şahit olmuş hep kıskanılmış benim olması gerek diyenlerin ama eline geçemeyenlerin hayali olmuş.
1946 senesinde,İstanbul'la gelen Amerikan zırhlısı Missuri için,yollar yıkanmış,genelevler boyanmış,camilere İngilizce ve Türkçe (Hoşgeldin) yazıları yazılmış büyük törenler yapılmıştır.
İstanbul dünya arenasında onunla övündüğümüz şehir
F.S.Mehmeti peygaremizin(sav) övgüsüne mazhar etmiştir
medeniyet elbisesi giymiş vahşi bir adama benzersin.... seni düşündüğüm zaman riya kelimesi aklıma geliyor...
Kavgamızın şehri istanbul bekleme artık bizi.
Karmaşa,gürültü,asabi insanlar denizinde kaybolan balıklarıyla,Yine de bizlere inat güzelsin be.
Bir zamanlar,taşı toprağı altın denilen kent, artık açlarını zor doyurur oldu.
Yunanlarda istanbulu alan kişi konstantindir; daha sonra istnbula konstantinin şehri anlamına gelen kostantinapolis adı verilmiştir.Polis şehir anlamındaydı ayrıca pul da şehir anlamına gelmektedir (yanlış hatırlamıyorsam) daha sonra konstantinapolis, konstanpul'a donüşmüş Osmanlıda da ses düşmesi ve harf değişmelerinden istanbul kelimesi oluşmuştur.
7 tepeli sultan
insanı bağımlı yapan şehir.
agresif, saldırgan, açgözlü, antisosyal, moron.
ama veli'nin dediği gibi
akşam olmuş
güneş batmış
içmeyipte ne halt edeceksin.
Sana bir tepeden baktım aziz İstanbul tanıyamadım ne hale getirmişler seni öyle tanıyamadım.Münir Nurettin selçuk
Bazen bu şehri görüp de aşık olmayav var mıdır diye düşünmeden edemiyorum.Aslında bana hep bizi hatırlatmıştır İstanbul.İki kıtanın koynunda gel-gitler arasında bir şehir. Ne Anadolu ne de Avrupa. İki kültür arasına sıkışmış aslında hem her ikisi hem de hiçbiri.Bütün farklılıkları kucaklayabilen bir şehir.Bir yanı dingin, huzur dolu; diğer yanı alabildiğine hızlı.Bazen huzur veriyor bazen bir keşmekeşin içinde boğuyor ama herşeye rağmen güzel ve asil.Sanki ne olursa olsun asalet benim ruhumda dercesine mağrur.Her sokağının,her caddesinin, denizinin kokusunu içime hapsetmeye çalıştığım şehir İstanbul...
ISTANBUL: Ist(an) (bul) , İsmi saadeti an da bul....
İSTANBUL===Fetih, Adalet, Aşk.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim, gezmediğim sevmediğim hiç bir yer!
İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar!
Yahya Kemal Beyatlı..
Ben İstanbul'da dağıldım zerre zerre..
İstanbul'dur bu otuz yıl kana kana yaşadığım! Sezai Karakoç..
Ey doğup yaşadığım her yerde taşını/ Öpüp başıma koymak istediğim şehir!
Ziya Osman Saba..
Yarin kademi bastığı yer olmasa anda!
Bir dahi haram idi bana buy-i Stanbul.. Eşref
Kız bir kule kurmuş suların üstünde bağdaş.. Edip Ayel
Sen uzaklarda ki İstanbul hastası/Bense İstanbul'da seni yaşadım...
İstanbul rüzgar rüzgar sevdiğim! Ümit Yaşar Oğuzcan
Şimdi İstanbul'dan uzakta/İstanbul'u yaşamak ne hoş! Cahit Külebi
Her gün yeniden açan bir güldür İstanbul! İhsan Sezal
Hani bu İstanbul yalnızlığı yok mu/
Deli eden, sarhoş eden, kahreden.. Ruşen Hakkı
İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç! Nedim
Alıp başını gitse insanlar/İstanbul bana kalsa..Ercüment Uçarı
Başka söze ne hacet şairler söylemiş İstanbul'u...
İçinde yaşayan ve İstanbul'un ruhunu anlamayanlara yazık!
İstanbul asırlar öncesinden Fethi müjdelendiği mübarek ve kıymetli bir şehir!
/Letüftahannel kostantiniyyeti veleniğmel emiru emiruha /
ve leniğmel ceyşü zalikel ceyş!
(İstanbul elbette fetholunacaktır!
O'nu feth eden komutan ne güzel komutan!
O'nu feth eden asker ne güzel askerdir!)
Hz. Muhammed Mustafa (SAV) /
istanbul benim....
7 tepeli koca şehir....
taşım toprağım altın...
içimde bir çok cevheri barındıran...
galata kulesinde simit ekmek yediğim...
vapurlarıyla martılarıyla hayallerime eşlik eden..
istanbul benim...
ben istanbul.....