Kültür Sanat Edebiyat Şiir

islamiyet sizce ne demek, islamiyet size neyi çağrıştırıyor?

islamiyet terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Setr-i avret: Erkeklerin göbekle diz kapağı dâhil olmak üzere ikisinin arasının; kadınların da yüz, eller ve ayaklar dışında bütün vücudunun namaz kılınan süre boyunca örtülü olması gereklidir.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Namaz… Dinin direği, kalbin nuru, müminin miracı… İslâm’ın beş şartından biri… Mümini Allah’ın mânevî huzuruna yükselten, ruhen arındırıp yücelten, bir taraftan şükretmeye bir taraftan da sabra alıştıran bir ibadet… Rabbimizin her an yanımızda olduğunu bize günde beş kere hatırlatan kutlu görev… Terkedilmesi için hiçbir mazeretin kabul edilmediği kulluk borcu… Kur’an-ı Kerîm’de yüzden fazla âyette anılan, hatırlatılan, Rabbimiz tarafından emredilen vazifemiz… Her gün beş defa gökkubbede yankılanan ezan sesiyle davet edildiğimiz, yeryüzündeki bütün müminlerin aynı yöne yönelmesini sağlayan büyük buluşma…

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Bilindiği gibi şeytan, Hz. Âdem’e secde etme emrini yerine getirmediği için isyankâr olmuş ve bu sebeple ilâhî huzurdan kovulmuştur. Hiçbir zaman Allah’ı inkâr etmemiş, tanrılık iddiasında da bulunmamıştır. Bu yönüyle bakıldığında satanistler, şeytana bile haksızlık etmektedirler.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Satanizm, dinin ve dinî olan her şeyin karşısında, şeytanın ve onun temsil ettiği kötülüklerin yanında yer alma hareketidir. Satanistler, şeytanın kötü bir varlık, Allah’a karşı gelen bir isyankâr olduğunu bile bile şeytana taparlar. Aslında satanistler bir inanç olarak “şeytana tapma” anlayışını benimsemekten ziyade, başkaldırma, isyan ve meydan okuma gibi özelliklerinden dolayı şeytanı kendilerine bir sembol olarak seçmişlerdir. Zira satanizmin özünde dine, bütün kutsal ve ahlâkî değerlere karşı bir tavır alış, bir meydan okuyuş vardır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Kur’an-ı Kerîm’de İblis adıyla da anılan şeytan, insanları birbirine düşürmeye ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışır. İnsanlar tarafından görülmez ama onların kalplerine vesvese sokarak kötülüğünü gösterir. Bununla birlikte gücü sınırlı, hile ve tuzakları zayıftır. Bütün mahareti insanları tahrik etmek ve kendi yoluna çağırmaktan ibarettir. Ona uyup uymamak ise kişinin kendi iradesindedir.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Şeytan, varlığı Kur’an’da haber verilen, insanları doğru yoldan saptırmaya çalışan bir varlıktır. Ateşten yaratılmıştır. İnsanı kötülük işlemeye teşvik eder, iyiliklerden alıkoymaya çalışır. Kötülüğün simgesidir. Bu yönüyle “şeytan” kelimesi hem gerçek bir varlığı ifade eder hem de mecazi olarak kötü davranışlar sergileyen, kötülüğe teşvik eden insanlar için kullanılır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Peygamberimiz(s.a.s.) fala ve kehânete itibar edenlerin vahyi inkâr etmiş sayılacaklarını, namazlarının kırk gün kabul edilmeyeceğini, cennete giremeyeceklerini bildirmiştir (bk. Müslim, Selam, 125; İbn Mace, Tahâret, 122). Çünkü Allah’tan başkası gaybı bilemez. Peygamberler bile ancak Allah’ın kendilerine bildirdiklerini bilebilirler.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Falcılar ve kâhinler, insanların geleceği öğrenme, başlarına gelecekleri bilme merakını kullanırlar. Bu merakı besleyerek insanları aldatırlar. İnsanların paralarını, zamanlarını ve duygularını istismar ederler. Böylece haksız kazanç ve güç sağlarlar.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. İnsanlardan farklı özelliklere sahiptirler. Yemezler, içmezler, yorulmazlar, uyumazlar. Allah’a hiç isyan etmezler, hep itaat ederler. Asla günah işlemezler, görevleri ne ise onu yaparlar. Onların genci, ihtiyarı; erkeği, kadını yoktur. Melekler güzel kokuları ve güzel sözleri severler. Müminlerle birlikte olmaktan hoşlanırlar. Zor zamanlarda müminlere destek verirler, yardım ederler. Son derece güçlü ve kuvvetlidirler. Çok hızlı hareket edebilirler. Onların kanatları vardır. Ancak insanlar melekleri göremedikleri için kanatlarının nasıl olduğunu bilemezler.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Rezzâk - (Rızıklandıran): O, sayısız canlının azıklarını yaratıp verendir.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Mütekebbir - büyüklüğünde tektir. (Haşmetli): O, azametinde, yüceliğinde ve

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Musavvir - veren, yarattıklarını güzel güzel şekillendirendir. (Şekillendiren): O, her şeye şekil ve özellik

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Mukit - (Azıklandıran): O, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, her şeyi bilip her şeye gücü yeten ve herkesi koruyandır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Muhsî - her şeyi bilendir. (Sayan): O, en ince teferruatıyla sayacak kadar

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Mecîd - (Şerefli): O, benzersiz bir şeref sahibidir ve her türlü şerefi kullarına bahşedendir.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Mâcid - (Şanı yüce): O, şanın ve şerefin kaynağı olan sonsuz üstünlük ve kerem sahibidir.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmekle uzun bir yolculuk başlar; başlangıcı nurlu, sonu nurlu bir yolculuk… Çünkü Allah göklerin ve yerin nurudur. O’nun nuru kulun ve mahlûkatın bakışlarınca idrak edilemez. Kul, ancak O’nun isim ve sıfatlarının tezahür ve tecellilerini hayranlıkla seyre dalar. Yüce Rabbimiz bu seyirde yolun işaretlerini ebedî vahyi Kur’an-ı Hakîm ile kullarına bildirmiştir. Allah’ın, kelâmında bize öğrettiği niteliklerini iki grupta özetleyebiliriz: zâtî sıfatlar, sübûtî sıfatlar.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Allah’ın varlığına ve birliğine gerçek anlamda inanan bir insanın, dar fikirli ve bağnaz olmaması beklenir. Çünkü mümin, evrendeki her şeyin tek sahibinin Allah olduğunu bilir ve kâinatta hiçbir şey kendisine yabancı gelmez. Bu sebeple de sevgisi ve yakınlığı herhangi bir ırk, renk veya grupla sınırlı olmaz, herkesi kuşatır. Mümin bilir ki kudret ve kuvvet yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka hiç kimsenin zarar veya fayda vermeye gücü yetmez. Bu inanç, kişiyi Allah’tan başka her şeyden bağımsız yapar.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Allah’a inanan kimse akıl, ruh, kalp, beden gibi bütün yönleriyle tutarlı ve sağlam bir kişilik geliştirir. Böylece hem kendi iç dünyasında hem de toplumla ve yaratılmışlarla ilişkilerinde mutlu ve başarılı olabilir. Huzur ve güvende olmak, sevilmek, sayılmak ve itibar görmek gibi temel gereksinimlerini karşılar. Zorluklar ve sıkıntılar karşısında teselli bulur. Her şey onun için imanın aydınlığında anlamlı hâle gelir.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    İnsanın güven içinde olma isteği, inanmak ve bağlanmak şeklinde kendini gösterir. Örneğin bebek annesine güven duyar ve onun kendisini koruyacağına inanıp dört elle annesine bağlanır. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan insan da O’na olan imanı sayesinde bu dünyada güvenli, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    İnsanın hayatını sürdürebilmek için hava, su, yiyecek, barınma gibi temel ihtiyaçları vardır. Bu temel ihtiyaçlardan biri de inanmaktır. Çünkü insan güven içinde olmak ister. Allah’a ve O’nun birliğine inanmayan kişiler huzursuz, sorunlu, mutsuz bir hayatı yaşamak zorunda kalırlar. Kendilerini hiçbir zaman güvende hissedemezler. Bağlanmanın ve ibadet etmenin zevkini yaşayamazlar. İmanın huzur iklimini soluyamazlar. Korku, kaygı, karmaşa, endişe, tedirginlik, belirsizlik, çaresizlik gibi olumsuzluklar onları çepeçevre kuşatır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    İnsanlık tarihi boyunca bütün peygamberler, insanları Allah’ın birliğine iman etmeye çağırmışlardır. Ayrıca Allah’ın tek, eşsiz, ortaksız ve benzersiz olduğunu anlatmışlardır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    İnsanların tamamı için Allah’ın varlığına inanmak hem kolay hem de doğaldır. Çünkü Allah’ın varlığını kabul etmek ve O’na inanmak, bütün insanların yaratılışında olan bir yöneliştir. Kâinatta var olan düzen ise Allah’ın birliğinin en açık işaretidir; varlıklar arasında görülen düzen “yaratıcı”nın bir ve tek olmasını zorunlu kılar.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Yokluğu asla düşünülemeyecek olan, var olmak için başka bir varlığın var etmesine ya da desteğine ihtiyacı olmayan yaratıcının sadece kendisine özgü adı “Allah”tır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Hiçbir yapı, yapansız olmaz. Var olan her şeyin bir var edeni vardır. Bu, üzerinde tartışılması bile anlamsız apaçık bir hakikattir. Bir insan, kendi benliğinde ve kâinatta gözlemleyebileceği pek çok delille yaratanın varlığını farkeder, anlar ve kabul eder. Kişinin hem iç dünyasında kendi vicdanıyla, hem de dış dünyada sayısız işaretlerle yaratıcının varlığını farketmemesi imkânsızdır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Örf ve adetlerde yansımasını bulan toplumsal beklentilerin kimisi gerçekten insanların hayrına, kimisi de zararınadır. Ahlâk, bireyin her eyleminde olduğu gibi bu toplumsal alışkanlıkların ve beklentilerin de sorgulanmasını, aklın, vicdanın ve dinin mihengine vurulmasını bekler. Zira ancak böylelikle yanlış, kötü ya da çirkin olduğu halde kuşaklar boyunca sorgulanmadığından devam edegelen uygulamalardan ve beklentilerden kurtulmak mümkün olur.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    İnsan, tabiatı gereği diğer insanlarla bir arada yaşarken çeşitli kurallara uyar. Bu kurallar hukuk, ahlâk ve din çerçevelerinde oluşur. Hukuk, insanların bir devletin uyruğu olmakla uymayı kabul ettikleri yasalar zeminini ifade eder. Ahlâk, yasalar zemininde de karşılıkları bulunan, ancak insanın içinde daha köklü bir yere sahip olan iyi, doğru ve güzele dair değerlerin meydana getirdiği zemindir. Din, hem hukuk hem de ahlâk zeminlerini kuşatan daha geniş ve daha sağlam bir zemin teşkil eder. Örf ve âdetler ise, her üç zeminde birtakım arka planları bulunan, farklı toplumlarda benzerlerine rastlanmakla beraber daha çok belirli bir toplumda geçerli olan, yazılı olmayan kurallardır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    İnsan dışında diğer bütün canlılar, kendilerine doğuştan sunulan bir ortamda yaşarlar. İnsan ise kendisine sunulan bu tabii ortam üzerinde tasarrufta bulunur, eylem ve etkinlikleriyle onu değiştirir. İnsanın bütün bu eylem ve etkinlikleri sonucunda ortaya çıkan ürünler toplamının adı kültürdür.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Bir toplumun, üyesi olan bireyden birtakım durumlarda göstermesini beklediği tutum ve davranışlar vardır. Bu toplumsal beklentiler, bireyin diğer bireylerle, ailesiyle, akrabalarıyla, komşularıyla vb. arasındaki ilişkileri, davranışları, tutumları düzenleyici işlev görür. Örf ve âdet (gelenek ve görenek) terimleriyle ifade edilen toplum beklentileri, birçok sosyal içerikli ilişkiyi düzenlemekte, yönetmekte ve denetlemektedir. Çeşitli kökenlerden kaynaklanmış ve kuşaktan kuşağa aktarılmış olan gelenek ve görenekler bir anlamda toplumun yapa yapa alıştığı, artık sorgulamadığı birtakım toplumsal huylar ve alışkanlıklardır.

  • Cahit Kalkan
    Cahit Kalkan

    Geçeceğimiz yollardan bizden önce geçmiş birinin (modelin) davranışlarını izleriz. Onun davranışlarının basit, açık seçik, ilgi çekici ve işe yarar olması dikkatimizi arttırır. Tercihlerimiz, beklentilerimiz, duygusal durumumuz ve algılama kapasitemiz sayesinde modelin davranışlarını algılarız. Algıladığımız davranışları zihnimizde tutarız. Bunun için davranışları, kimi sözlerden ya da görsel sembollerden yararlanarak hafızamızın raflarında istifleriz. Yeri geldiğinde bu davranışları raflarından indirip kendi hayatımızda uygularız. Zamanla etle tırnak gibi ayrılmaz bir şekilde hayatımızda yer eden bu davranışlar, artık bizi biz yapan davranışlara dönüşürler.