adı üstünde savaş bunun geçerli bir sebebi olamaz,nasıl öldürülür bir insan ya hangi hakla kimsenin vıcdanı bunu kabullenemez bıraz oraya ınmeyı denerse tabıı
Körfez savaşı sonrasının diplomasisi bir 'bilardo oyunu' gibi oynanıyor. ABD. bilardo sopası ile Irak'ı vuruyor; Irak topu Kürt topuna vuruyor, Kürt topu da Kıbrıs topuna......Türkiye, Kürt-Ermeni-Rum-Avrupa-Amerika kıskacında büyük bir yalnızlığa itiliyor. (Cumhuriyet, 16 Mart 1991, Bilardo...) Bir yanda Türk-İslam sentezi, öte yanda Kürt-İslam sentezi... Günümüzün modası budur.... 1925 yılında Şeyh Sait liderliğindeki ayaklanma,... dinsel görünümlü siyasal amaçlarla sahnelenmemiş miydi? ... Kürtçüler İslamcılara, İslamcılar Kürtçülere yeniden yaklaşıyorlar. (Cumhuriyet, 15 Mart 1991, Kürt-İslam Sentezi...)
'Din de antiemperyalist amaçlar uğruna kullanılmalıdır...'
Peki de, ya emperyalizm? .. Amerikan emperyalizmi yok mu? .. Hani, Amerikan emperyalizmi Ortadoğu'da halkları birbirine düşman ediyordu? ABD, Kürtleri bu çatışmanın dışında mı tutmaya karar verdi? ... Kürt sorunu, ülke topraklarından parçalar kopararak değil, din ve mezhep ayrımlarını silahlı çatışmalarla kö-rükleyerek değil, ABD ve CIA destekli Kürtçülük'le değil, Edirne'den Ardahan'a, Ağrı'dan İzmir'e, Diyarbakır'dan Antalya'ya kadar her yerde 'insan haklarına saygıyla' çözümlenir. (Cumhuriyet, 1 Nisan 1991, Şovenizm ve Militarizm...)
Kürtleri yok saymakla, bu konuda yasak üstüne yasak koymakla sorunların çözülmediği ve çözülmeyeceği anlaşıldı. Kürt sorununun ABD desteği ile çözülmeyeceği, ABD destekli Kürt şovenizminin bölgede yeni yeni sorunlar doğuracağı da anlaşılacaktır. (Cumhuriyet, 10 Mart 1991, Kürt Şovenizmi...) ABD, ayaklanmaları için Kürtlere yeşil ışık yaktı..... Saddam, Kürtlere karşı askeri harekata girişince de, Kürt ayaklanmacılar yalnız bırakıldı....
'Ulusal kurtuluş savaşları, emperyalist devletlere, bu devletlerin istihbarat örgütlerine ve bu devletlerin siyasetlerine güvenilerek yürümez'. (Cumhuriyet, 5 Nisan 1991, Bush Oyunu...)
Uğur MUMCU (Ortadoğu'da Amerikan Bilardosu) 1 Ocak/16 Mayıs 1991 yazıları...
bağrı yanık anaları,kundakta yaşama başlayamadan gözlerini açamayan yavruları,namusunu ayaklar altına alınan kardeşlerimi,imkanı olsa dünyayı kasıp kavuracak olan ama elleri kolları bağlı olan yiğitleri... ve biz uygar,mutlu,huzurlu,yediği önünde yemediği arkasında,insanlığını unutmuş insanları...
dünyada güçlünün herşeyi özgürce yapabileceğini ve insan haklarının sadece avrupalılar ve amerikalılar için geçerli olduğunu gösteren savaş....(işkenceye adı karışan ingiliz askerler bu suçu avrupa dışında işledikleri için yargılanmayacak)
haçlı ordusunun müslüman kıyımı devlet televizyonumuz TRT de hemde tecavüz olaylarının ortaya çıktığı bir dönemde Er Ryan'ı kurtarmak isimli amerikan cesaret ve zafer filmi var aman sakın kaçırmayın
insanlığın ve insan olmanın ne kadar alçalabileceğinin tüm insanlara izlettirildiği dramatik bir film...çekilebilecek en mükemmel drama..çünkü izlediğimiz her karedeki ölümler gerçek,dökülen her kan hakiki,her acı rol değil..senaryo mükemmel ancak yapım çok kötü; bakıyorum da hiçbir seyirci ağlamıyor..
ABDnin,emperyalist-kapitalist düzenin kendi çıkarları için binlercemizi katletmeye,işkencelerden geçirmeye,tecavüzlere maruz bırakmaya,anasız-babasız koymaya çekinmediğinin bir göstergesi daha...ZAFER DİRENEN IRAK HALKININ OLACAK! ! ! ! !
50 yıldan bu yana dünya piyasalarında referans döviz birimi olarak ABD Dolar'ıdır ($) . Bu herkesin bildiği bir gerçek. Bu amerikan doları sadece bir yerde başlıyor, Federal Reserve, USA. ki burasını özel sektör (yahudi bankacılardan oluşan bir konsorsyum) tarafından temsil ediyor. Evet. Öyleyse Fransa, Almanya veya herhagi bir Ülke 50 milyon Dolar'lık bir şey satın almak istediğinde bu parayı elde etmek için bir bedel vermek zorunda (çalışmalı) Öte yandan ABD aynı şeyi satın almak istediginde, sadece matbaayı bir mesayi çalıştırıp o parayı çıkartır. ABD bunu son 50 yılda her ihtiyacı olduğu zaman yaptı, hazinesinde 'altın' karşılığı olmadan sık sık matbaayı çalıştırıp dünyayı ABD para birimiyle boğdu!
Bunun sonucunda, ABD ekonomisini şu anda 2500 milyar dolar civarinda bütçe açığı (budgetary deficit) ile karşı karşıya ve bu açık gittikçe ve hızla büymektedir. Bu Bush'un ekonomistlerinın yaptığı hesapla, gelecek 3 yılda bu açık 3500 milyar dolara yaklaşacak. Bu GDP'nin (Gross Domestic Product- Gayri Safi Milli Hasıla'nın) %50'si olacakmış. ABD para birimi dünyanın dövizi kaldığı sürece bu bir sorun olmaz. Onlar istedikleri zaman para basıp borçlarını kapatabilirler. Dünyanın diğer ülkelerine göre Amerika veresiye yaşıyor.
Sorun şimdi başlıyor: Irak OPEC (petrol ihracatçilar ülkeler birliği) üyesi olup kendi petrollerini Euro (€) referans alınarak satmayı kararlaştıran İLK ÜLKE.6 kasım 2000 yılından itibaren, (cesur bir karardı, o zaman Euro-Dolar paritesi 0,8 idi ki o zamanlar Irak çok zarar etti, şimdi büyük karlar elde ediyor zira Dolar Euro'nun gerisine düştü.)
Bu Saddam'ın en büyük hatasıydı ve Amerika tarafindan asla affedilemez bir hata. OPEC'e üye diğer iki ülke (İran ve Suriye) dahi Euro ya geçme hazırlığında ve bunu diğer üyeler de takip etmek niyetinde. Venezüela dahi (dünya petrol rezervlerinin %7 sini barındırıyor) para rezervlerini Euro-Dolar karışımı şeklinde değistirdi. Rusların Merkez bankası da rezervlerinin yarısını değiştirdi Euro'ya. Çin de aynı şeyi yaptı. Bunun sonucunda dünya piyasalarında anormal bir dolar fazlalığı ve Euro talebi oluştu. Bunları, herkezin bildiği Dolar'ın Euro karşısında değer kaybetmesinin başlıca nedenleri sayabiliriz. Bu amerikan ekonomisi için resmen bir çöküs demek. Euro dünyanın dövizi olacaksa dolar müthiş bir değer kaybına uğraycak. ABD keyfince (karşılığı olmadan) Dolar basamayacak, bütün dünya ülkeleri dolarlardan kurtulmaya bakacak yerine Euro'yu koyabilmek üzere, OPEC'ten petrol satılalabilmek için, tüm büyük yatırımcılar ABD pazarından çekilip Avrupa pazarına yönelecekler. Aslında ABD'nin Asya ülkeleriyle yaptıığı politik anlaşmalarla Dolar suni şekilde değerini korumaya çalışıyor. Şöyle ki ABD pazarının hemen hemen tüm ihtiyaçlarını bu ülkeler tarafından karşılanıyor. Amerika bu ülkelere üretmeleri için borç veriyor. Onlar ürünlerini ABD satıp borçlarını ödüyor. Bu şekilde bir kısır döngü oluşup para akışıyla böylece gücünü koruyor. Asya Dolar'dan vazgeçip Euro'ya geçerse ABD ekonomisi çöker. Zira onların da petrole ihtiyaçları var. OPEC'ten petrol alabilmek için onlarda Euro'ya geçme eğiliminde. Sonuçta Bush bir 'kara liste' hazırlayıp, buna Euro ile petrol satmak isteyen ve rezervlerini Euro'ya çeviren tüm ülkeleri dahil etti. Amerika zamanla bu ülkelerde (Irak, İran, Siria, Venezuela, v.b.) huzursuzluk yaratıp, oradaki yönetimi kendi çıkarları doğrultusunda değiştirene kadar mücadele edecek. Aslında Savaşın nedeni de budur. Ortada çok büyük bir 'pasta' var (dünya ekonomisi) Amerika kazanmak zorunda, yoksa dünyada süpergücünü EU'ya kaptırabilir. Fransa ve Almanya'nın aslında karşı gelmelerinin nedeni de bu. Bildiğiniz gibi ABD'nin yanında yer alan Inglitere Euro'ya geçmedi. Saddam bahane.Savaş kısa olmayacak gibi. Bu sadece baslangıç...
Saddam Hüseyin ile Amerika Birlesik Devletleri’nin (ABD) suikastle koltugundan indirilen iki baskanı John F. Kennedy ve Abraham Lincoln arasında bir benzerliği hiç düşündünüz mü?
Bu benzerligi anlayabilmek için cebinizdeki Amerikan bankınotuna bir göz atmanız gerekiyor.
Cebimde Amerikan bankınotu yok demeyin, mutlaka vardir. Hani rahmetli Özal “Türk Parasini Koruma Yasasini” dinazorluk olarak gösterip ülkeyi yesil dolarlara bogmustu ya.
Ön yüzündeki FEDERAL RESERVE NOTE yazisini gördünüz mü?
O halde şimdi John F. Kennedy ile baslayalim hikayemize. John F. Kennedy, vatansever ve zeki bir baskandi. Eger ABD su an teknolojide süper güç konumunda ise bunu John F. Kennedy’nin kısa süren baskanlıgı döneminde baslattıgı bazı projelere borçludur. Bu vatansever ve zeki insan, 4 Haziran 1963 tarihli bir emirle Amerikan banknotlarında gördügünüz FEDERAL RESERVE NOTE yazısını sildirmek istemistir.
Bunun ne anlama geldigini birazdan daha iyi anlayacağız! ..
Federal Reserve Bank, çogu kisinin zannettiginin aksine Türkiye’deki Merkez Bankası’nın karsılıgı bir banka degildir. Hatta çogu Amerikan vatandasının zannettigi gibi Amerika Birlesik Devletleri’nin bir kurumu da degildir. Federal Reserve Bank (FRB) , aralarında kan bagı ve sirket bagı olan, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek birkaç ailenin ve sirketin sahip oldugu özel bir bankadır. Bank of England’ın sahibi Rothschilds ailesi FRB’nin gerçek sahibidir dersek çok yanlıs olmaz. Rothschild ailesinin Amerika’daki temsilcileri olan Morgan gibi Amerika’nın bilinen dev firmaları FRB’nin yönetimini elinde tutmaktadır. Bunlara ilave olarak Chase Manhattan’ın sahibi Rockfeller ailesi gibi birkaç zengin aile, Texaco gibi petrol sirketleri de FRB’in sahipleri arasında. Sistemin çalısmasına gelince:
ABD’nin piyasaya sürecegi para FRB’nin matbaalarında basılıyor. FRB, bu bankınotları ABD’ye borç olarak veriyor. Yanlıs okumadınız. ABD, FRB’den aldıgı kagıtlar karsılıgında FRB’ye faiz ödüyor. Piyasaya sürülen bankınotların karsılıgının olup olmadıgına bakılmıyor. Nasıl olsa kimse karsılıgını sormuyor, karsılıgını soran çıkarsa defteri dürülüyor, tıpkı Fransa’nın 1969’da basına geldigi gibi..
Iste vatansever Kennedy, bu “borç para vererek devletten faiz toplama gücünü” FRB’nin elinden almak istemistir. John F. Kennedy’nin 4 Haziran 1963 tarihli ve 11110 sayılı emri ile Amerikan hükümetine kendi parasını kendi basması yolu açılmıstı. Amerikan Hazinesi, kasasında tuttugu gümüs karsılıgında basacagı bankınotları piyasaya sürebilecekti. ABD, artık FRB’ye faiz ödemek zorunda kalmayacaktı.
Kennedy’nin bu emri aynı zamanda FRB’nin iflası anlamına geliyordu. Kagıt basıp yüklü miktarda faiz geliri almak gibi tatlı bir ticaret sona ermek üzereydi.
22 Kasım 1963 tarihinde Kennedy suikaste ugradı ve öldü. Kenndy öldürüldükten 5 ay sonra Amerika yine eskiden oldugu gibi FRB’den aldıgı kagıtları (dolarları) piyasaya sürüp, FRB’ye faiz ödemeye devam etti. Ne büyük tesadüftür ki Abraham Lincoln de ulusal para politikasını düzenleyen bir yasa çıkarttıktan sonra suikaste ugramıstı. Doların dünyadaki hakimiyeti, sokaktaki Amerikan vatandasından çok, Federal Reserve Bank için önemli. Piyasaya sürülen her dolar, FRB’nin kasasına girecek faiz gelirinin artması demek. Doların hakimiyetinin sona ermesi ise FRB’nin kolaydan kazandıgı faizlerin buharlasması anlamına geliyor. Madalyonun nasıl iki yüzü varsa, doların da bir görünen bir de uluslararası “böyle bir karanlık yüzü” var.
Dünyadaki resmi rezervlerin %60’ı Amerikan doları cinsinden kasalarda tutuluyor. Euro henüz piyasaya çıkmadan önce Alman Mark’ı sadece %13 gibi düsük bir paya sahipti. Yen ise %5 düzeyindeydi. Avrupa Birligi (AB) 1999 senesinden itibaren Euro kullanacagını ilan ettigi zaman bu para biriminin pek tutmayacagı yönündeki görüsler agırlık kazanıyordu. Federal Rezerv Bank için tehlike çanları henüz çalmıyordu, hatta tam tersine dolarin hakimiyeti daha da köklesebilirdi.
Gelin görün ki Saddam gibi bazı Amerikan düsmanları doları tahtından indirip Euro’yu birinci sınıf para koltuguna oturtmaya kalkıstı. Hem de bu durum düsünüldügünden daha hızlı gelismeye basladı. Iran ve Venezuella gibi petrol zengini diger ülkeler de “petrolü dolarla satmam, euro ile satarım” diyen Saddam’ı kendilerine örnek alınca doların “rengi” aniden degisti; yesilligini kaybedip morarmaya basladı. İki Amerikan başkanı, kagıt basıp faiz toplayanların dümenine çomak sokunca suikaste ugradı. Saddam da aynı dümene çomak sokunca bazılarının aklına “Irak halkına demokrasi getirmek” geldi. Yasasın demokrasi!
'Irak savaşı' bence yanlış ve geçersiz bir tanımlamadır.Bir savaşı en az 2 ülke yapar.'Irak ve ABD' savaşı denilebilir belki.Ama bir ülke 10,000 lerce km. uzaktan başka bir ülkeye savaşmak için geliyorsa buna savaş değil, İŞGAL denir.
İşgal ve yağmanın yanında binlerce Iraklı kadın ABD askerlerinin tecavüzüne uğradı. Sadece kayıtlı 4 bin tecavüz vakası var.9 yaşındaki kız çocukları bilinmeyen yerlere götürülüyor, direnişçilerin kadın akrabaları kayboluyor.
Irak'ın maddi ve manevi zenginliklerini yağmalayan Amerikan askerleri, adına 'şok ve dehşet' dedikleri saldırılarını bu kez Iraklı kadınlara yöneltti. Operasyon ve güvenlik araması adı altında tutuklanan Iraklı kadınların birçoğu Amerikan askerlerinin cinsel taciz ve şiddetine maruz kalıyor. Amerikalı bir Müslüman, Arabia televizyonuna gönderdiği resimlerle bu gerçeği tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
Dr. Susan Blocks, Irak'ın işgal edildiği günlerde yayımladığı makalesinde, Irak'ın tarihi, kültürel, ekonomik ve sosyal olarak yağmalanıp saldırıya uğramasından sonra şimdi de Iraklı kadınların namuslarının ayaklar altında çiğnendiğini dile getirdi.
4000 Iraklı kadının daha işgalin ilk günlerinde tecavüze uğradığını dile getiren Blocks,40 ile 50 yaşlarındaki köylü kadınların nasıl Amerikalı askerlerin cinsel fantazilerinin malzemesi olarak kullanıldığını bütün dehşetiyle dile getirdi. Yazıda, sapıkça partilerin düzenlendiğini söyleyen Blocks, kadınların evlerinden sürüklenerek çıkarıldığını ve işgalci askerlerin postallarının dibine birer külçe halinde bırakıldığını belirtiyor.
9 yaşındaki kızın trajedisi
Dr. Susan Blocks, makalesinde özetle şu önemli açıklamalarda bulundu:
Irak'taki As Sabah gazetesi, Bağdat'ın 180 kilometre güneyindeki Suwaria'da 14 ve 15 yaşlarında iki genç kızın Amerikan askerlerinin defalarca tecavüzüne uğradığını yazdı.9 Haziran'da meydana gelen bu olayı örtbas eden Amerikalı yetkilier, bütün suçlamaları geri çevirdi. Bir başka insanlık dışı olay ise Sanarai'de yaşandı. İki ay önce tecavüze uğramış ve psikolojik tedavi gören 9 yaşındaki bir kız,18 Temmuz 2003 tarihinde, Amerikan askerleri tarafından bir kez daha ailesinin gözleri önünde zorla alıkonuldu ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Tecavüz ve cinsel şiddetin kol gezdiği Irak'ta, cinsel sömürüye maruz kalan kadınların tıbbi müşahede altında tutulduğu belirtiliyor. Depresyona giren kadınlara yakınları da yardım edemiyor. Bunun en büyük nedeni ise bundan utanç duymaları. Akrabaları bu yüzden onları kendi yıkım ve psikolojileriyle başbaşa bırakmak zorunda kalıyorlar.
Sadece kaydedilen 4 bin tecavüz olayı var
Irak'ta kız kaçırma ve tecavüz olayları bir salgın hastalık gibi giderek yayılıyor.17 yaşındaki Beyda Cafer Sadık adlı Iraklı bir kız, okula gitmek üzere çıktığı evine bir daha dönmedi. Her gün böyle onlarca olayla karşılaştıklarını söyleyen aileler, çaresiz bir bekleyiş içinde. Saddam yanlıları veya direnişçiler olarak tutuklanan Iraklı erkeklerin tüm kadın akrabalarının da işgalci askerler tarafından alıkonulduğu biliniyor. Şu ana kadar kaydedilen resmi cinsel şiddet uygulamaları, ABD askerlerinin yaş sınırı tanımadığını ortaya koyuyor. Kayıtlardaki cinsel sömürüye maruz kalan en genç mağdure 9, en yaşlısı ise 64 yaşında. Kaydedilen 4 bin tecavüz vakası bulunuyor.
ABD ASKERİ KUR'AN'I YERE ATINCA HALK AYAKLANDI
Irak'taki Amerikan işgal güçleri, dün Müslümanların manevi değerlerine yönelik çirkin bir davranışta bulundu. Bir ABD askeri, Iraklı bir kadının çantasındaki Kuran-ı Kerim'i yere fırlattı. Irak'ta Petrol Bakanlığı'nda çalışan Zeynep Asım, ABD askerlerinin, Bağdat'ta hükümete ait bir tesisin önünde örtülü bir bayanın çantasını askeri köpekle aramak istediğini, Emel Kerim adındaki kadının da çantasında Kuran olduğunu ve köpeğin kendisinden uzak tutulmasını istediğini söyledi. Zeynep, bir ABD askerinin çantadan Kuran-ı Kerim'i alarak yere fırlattığını ifade etti. Emel Kerim'in de bunun üzerine kalabalığa dönerek, 'Amerikan askerinin mukaddes kitabımıza hakaret etmesine müsaade edecek misiniz? ' diye sorması üzerine gösteriler başladı. ABD askerleri havaya ateş açtılar. Diğer görgü şahidi Muhammed Cesim, Saddam Hüseyin dönemini arar hale geldiklerini söyledi.
Irak İstilası, bozgunu ya da aklınıza ne geliyorsa eninde sonunda büyük güç farklılığına rağmen Iraklıların çoğu karşı koydular bu yüzden Irak Savaşı demek yanlış olmaz.
Bu şavaşı haklı görenler bazı noktaları iyi bilmeleri lazım. Saddamı en başta destekleyen ve iktidara getiren ABD'dir. Silahların temininden tutun, orduların eğitimine kadar Saddam'a her türlü yardımı da bulunan ABD'deydi. Saddamı kim yarattı ki sonra ondan kurtuldu?
Saddam'ın ayıpları ortaya dökülüyor, yok şu kadar insan öldürdü yok bunu yaptı, yok şunu yaptı...26 yıldır ABD susup şimdi mi uyandı da Irak'ı Saddam'dan kurtardı?
Kimyasal Silahlar var diye açılan savaşta bir tane bile Kimyasal Silah bulunamazken, CIA tarafından yerleri belirlenen bölgeler ele geçirilmesine rağmen bir tane bile bulunamadı.. Ülke işgal altında olup, ABD Bağdat'a ilerlerken bile kullanılmayan bu silahlar peki neden vardı? Artık bulunsa bile ne işe yarar ki ya da bulunsa bile 'acaba kim koydu? ' sorusu kalmaz mı artık geriye?
Kimyasal bombaları kullandılar bir daha kullanabilirler diyen ABD yüzyılın en vahşi kimyasal silahlarını (mesela Portakal Gazı) kullanmış ve atom bombasını kullanmaktan çekinmemiş ve hala elinde ülkeleri yeryüzünden silecek silahlara sahip olabilen bu gücü nasıl olurda Saddam'ı daha tehlikeli yapabilir?
11 yıl amborga görmüş,91 de hastenleri, ilaç fabrikaları, ve nice halkın ihtiyaç duyduğu fabrikaları bombalanmış Irak'ta Saddam nasıl olurda daha fazla insan öldürmüş olabilir. Her katliamın altından CIA çıkarken ve hala elektriksizlikten, susuzluktan, hayati malezemelerin eksikliğinden onca insan ölmekteyken hala Saddam'ı daha katil?
Bir diktatörden ne bekleyebilirsiniz ki Saddam melek olsun ama başka bir ülke demokrasi, reform, barış adı altında bir ülkeyi sadece bir insan için alt üst ediyorsa kim daha beter?
ABD'in buraya yazmakla bitmeyecek kadar çıkarı olduğu bu savaşta barış kelimesi listesine bile girmezken nasıl olurda çoğunluk hala ABD'nin yaptığını doğru bulur?
ABD askerleri gözü önünde kaç gün yağmalanan Irak'a özgürlük adına getirilen ilk reform yeni TV kanalıyken daha ne kadar hak vereceğiz bu işe?
Yok Amerika aya çıkmış yok Amerika Interneti bulmuş sorarım size bunları neden bulmuş en başta... insanlık için değil yine savaş için yine bozgunculuk için... ilk atom bombasını yapan (Robert J. Oppenheimer) ABD ne kadar ileri düzeyde... bir eşeğe altın semer taksam ABD olur ancak...
Afganistanı alt üst etmiş, sonra Irak'a girmiş, şimdi aynı şekilde Suriye'yi tehdit ediyor... Kızılderillerin katlimı, kölecilik, ırkçılık, bozgunculuk daha ne kadar saymak gerekir... uyuyoruz... uyku tatlı ve uyanmak istemiyoruz
Ne kadar küfür etsek az be!
adı üstünde savaş bunun geçerli bir sebebi olamaz,nasıl öldürülür bir insan ya hangi hakla kimsenin vıcdanı bunu kabullenemez bıraz oraya ınmeyı denerse tabıı
Öncelikle Irak savaşı değil Irak işgali olduğunu belirtelim...
Söyleyecek fazla söz yapacak çok fazla şey yok....
Bir iki damla gözyaşı dahi dökemeyen bizlere de o zalimlar kadar yazıklar olsun....
http://www.robert-fisk.com/iraqwarvictims_page1.htm
haklı ile haksızın değil güçlü ile güçsüzün savaşıydı...
acıyorum ama kızıyorum da
kurtuluş savaşı vermiş bir milletin torunları olarak bu duruma düşmektense ölmeyi yeğlerdim
Körfez savaşı sonrasının diplomasisi bir 'bilardo oyunu' gibi oynanıyor. ABD. bilardo sopası ile Irak'ı vuruyor; Irak topu Kürt topuna vuruyor, Kürt topu da Kıbrıs topuna......Türkiye, Kürt-Ermeni-Rum-Avrupa-Amerika kıskacında büyük bir yalnızlığa itiliyor. (Cumhuriyet, 16 Mart 1991, Bilardo...) Bir yanda Türk-İslam sentezi, öte yanda Kürt-İslam sentezi... Günümüzün modası budur.... 1925 yılında Şeyh Sait liderliğindeki ayaklanma,... dinsel görünümlü siyasal amaçlarla sahnelenmemiş miydi? ... Kürtçüler İslamcılara, İslamcılar Kürtçülere yeniden yaklaşıyorlar. (Cumhuriyet, 15 Mart 1991, Kürt-İslam Sentezi...)
'Din de antiemperyalist amaçlar uğruna kullanılmalıdır...'
Peki de, ya emperyalizm? .. Amerikan emperyalizmi yok mu? .. Hani, Amerikan emperyalizmi Ortadoğu'da halkları birbirine düşman ediyordu? ABD, Kürtleri bu çatışmanın dışında mı tutmaya karar verdi? ... Kürt sorunu, ülke topraklarından parçalar kopararak değil, din ve mezhep ayrımlarını silahlı çatışmalarla kö-rükleyerek değil, ABD ve CIA destekli Kürtçülük'le değil, Edirne'den Ardahan'a, Ağrı'dan İzmir'e, Diyarbakır'dan Antalya'ya kadar her yerde 'insan haklarına saygıyla' çözümlenir. (Cumhuriyet, 1 Nisan 1991, Şovenizm ve Militarizm...)
Kürtleri yok saymakla, bu konuda yasak üstüne yasak koymakla sorunların çözülmediği ve çözülmeyeceği anlaşıldı. Kürt sorununun ABD desteği ile çözülmeyeceği, ABD destekli Kürt şovenizminin bölgede yeni yeni sorunlar doğuracağı da anlaşılacaktır. (Cumhuriyet, 10 Mart 1991, Kürt Şovenizmi...) ABD, ayaklanmaları için Kürtlere yeşil ışık yaktı..... Saddam, Kürtlere karşı askeri harekata girişince de, Kürt ayaklanmacılar yalnız bırakıldı....
'Ulusal kurtuluş savaşları, emperyalist devletlere, bu devletlerin istihbarat örgütlerine ve bu devletlerin siyasetlerine güvenilerek yürümez'. (Cumhuriyet, 5 Nisan 1991, Bush Oyunu...)
Uğur MUMCU
(Ortadoğu'da Amerikan Bilardosu) 1 Ocak/16 Mayıs 1991 yazıları...
Batı, Saddam olmasa da bir başka Saddam yaratıp bugün sağlamaya çalıştığı egemenliğini yine kurardı. (Uğur MUMCU - 20 Ocak 1993)
bağrı yanık anaları,kundakta yaşama başlayamadan gözlerini açamayan yavruları,namusunu ayaklar altına alınan kardeşlerimi,imkanı olsa dünyayı kasıp kavuracak olan ama elleri kolları bağlı olan yiğitleri...
ve biz uygar,mutlu,huzurlu,yediği önünde yemediği arkasında,insanlığını unutmuş insanları...
www.zalimler.tr.cx
Site'nin içeriği biraz ağır! Bir gün yolum düşmeli oralara.....Hesap sormaya, Irak içerikli! !
dünyada güçlünün herşeyi özgürce yapabileceğini ve insan haklarının sadece avrupalılar ve amerikalılar için geçerli olduğunu gösteren savaş....(işkenceye adı karışan ingiliz askerler bu suçu avrupa dışında işledikleri için yargılanmayacak)
amerikanın ne kadar aciz duruma düştüğünün en basit kanıtı...
şimdi saldırılarda bulunan ıraklılar savaşın başında neredeydi merak ediyorum ve ne yazık ki onları hiç ciddiye alamıyorum.
İyice berbat bir hal aldı. Tepki gösteremiyoruz malesef.
haçlı ordusunun müslüman kıyımı
devlet televizyonumuz TRT de hemde tecavüz olaylarının ortaya çıktığı bir dönemde Er Ryan'ı kurtarmak isimli amerikan cesaret ve zafer filmi var aman sakın kaçırmayın
Gitti Saddam, geldi Amerika...
insanlığın ve insan olmanın ne kadar alçalabileceğinin tüm insanlara izlettirildiği dramatik bir film...çekilebilecek en mükemmel drama..çünkü izlediğimiz her karedeki ölümler gerçek,dökülen her kan hakiki,her acı rol değil..senaryo mükemmel ancak yapım çok kötü; bakıyorum da hiçbir seyirci ağlamıyor..
insanlığın yüzkarası savaş.. daha ne kadar alçalınabilir bilmiyorum..
ABDnin,emperyalist-kapitalist düzenin kendi çıkarları için binlercemizi katletmeye,işkencelerden geçirmeye,tecavüzlere maruz bırakmaya,anasız-babasız koymaya çekinmediğinin bir göstergesi daha...ZAFER DİRENEN IRAK HALKININ OLACAK! ! ! ! !
Büyük Britanya ve ABD'nin ortadoğu ve tüm dünyadaki petrol savaşları için mükemmel bir kaynak...
http://www.geocities.com/begunay/z23.htm
3. Dünya Savaşı - Paraların Savaşı ($ x €)
50 yıldan bu yana dünya piyasalarında referans döviz birimi olarak ABD Dolar'ıdır ($) . Bu herkesin bildiği bir gerçek. Bu amerikan doları sadece bir yerde başlıyor, Federal Reserve, USA. ki burasını özel sektör (yahudi bankacılardan oluşan bir konsorsyum) tarafından temsil ediyor. Evet. Öyleyse Fransa, Almanya veya herhagi bir Ülke 50 milyon Dolar'lık bir şey satın almak istediğinde bu parayı elde etmek için bir bedel vermek zorunda (çalışmalı) Öte yandan ABD aynı şeyi satın almak istediginde, sadece matbaayı bir mesayi çalıştırıp o parayı çıkartır. ABD bunu son 50 yılda her ihtiyacı olduğu zaman yaptı, hazinesinde 'altın' karşılığı olmadan sık sık matbaayı çalıştırıp dünyayı ABD para birimiyle boğdu!
Bunun sonucunda, ABD ekonomisini şu anda 2500 milyar dolar civarinda bütçe açığı (budgetary deficit) ile karşı karşıya ve bu açık gittikçe ve hızla büymektedir. Bu Bush'un ekonomistlerinın yaptığı hesapla, gelecek 3 yılda bu açık 3500 milyar dolara yaklaşacak. Bu GDP'nin (Gross Domestic Product- Gayri Safi Milli Hasıla'nın) %50'si olacakmış. ABD para birimi dünyanın dövizi kaldığı sürece bu bir sorun olmaz. Onlar istedikleri zaman para basıp borçlarını kapatabilirler. Dünyanın diğer ülkelerine göre Amerika veresiye yaşıyor.
Sorun şimdi başlıyor: Irak OPEC (petrol ihracatçilar ülkeler birliği) üyesi olup kendi petrollerini Euro (€) referans alınarak satmayı kararlaştıran İLK ÜLKE.6 kasım 2000 yılından itibaren, (cesur bir karardı, o zaman Euro-Dolar paritesi 0,8 idi ki o zamanlar Irak çok zarar etti, şimdi büyük karlar elde ediyor zira Dolar Euro'nun gerisine düştü.)
Bu Saddam'ın en büyük hatasıydı ve Amerika tarafindan asla affedilemez bir hata. OPEC'e üye diğer iki ülke (İran ve Suriye) dahi Euro ya geçme hazırlığında ve bunu diğer üyeler de takip etmek niyetinde. Venezüela dahi (dünya petrol rezervlerinin %7 sini barındırıyor) para rezervlerini Euro-Dolar karışımı şeklinde değistirdi. Rusların Merkez bankası da rezervlerinin yarısını değiştirdi Euro'ya. Çin de aynı şeyi yaptı. Bunun sonucunda dünya piyasalarında anormal bir dolar fazlalığı ve Euro talebi oluştu. Bunları, herkezin bildiği Dolar'ın Euro karşısında değer kaybetmesinin başlıca nedenleri sayabiliriz. Bu amerikan ekonomisi için resmen bir çöküs demek. Euro dünyanın dövizi olacaksa dolar müthiş bir değer kaybına uğraycak. ABD keyfince (karşılığı olmadan) Dolar basamayacak, bütün dünya ülkeleri dolarlardan kurtulmaya bakacak yerine Euro'yu koyabilmek üzere, OPEC'ten petrol satılalabilmek için, tüm büyük yatırımcılar ABD pazarından çekilip Avrupa pazarına yönelecekler. Aslında ABD'nin Asya ülkeleriyle yaptıığı politik anlaşmalarla Dolar suni şekilde değerini korumaya çalışıyor. Şöyle ki ABD pazarının hemen
hemen tüm ihtiyaçlarını bu ülkeler tarafından karşılanıyor. Amerika bu ülkelere üretmeleri için borç veriyor. Onlar ürünlerini ABD satıp borçlarını ödüyor. Bu şekilde bir kısır döngü oluşup para akışıyla böylece gücünü koruyor. Asya Dolar'dan vazgeçip Euro'ya geçerse ABD ekonomisi çöker. Zira onların da petrole ihtiyaçları var. OPEC'ten petrol alabilmek için onlarda Euro'ya geçme eğiliminde. Sonuçta Bush bir 'kara liste' hazırlayıp, buna Euro ile petrol satmak isteyen ve rezervlerini Euro'ya çeviren tüm ülkeleri dahil etti. Amerika zamanla bu ülkelerde (Irak, İran, Siria, Venezuela, v.b.) huzursuzluk yaratıp, oradaki yönetimi kendi çıkarları doğrultusunda değiştirene kadar mücadele edecek. Aslında Savaşın nedeni de budur. Ortada çok büyük bir 'pasta' var (dünya ekonomisi) Amerika kazanmak zorunda, yoksa dünyada süpergücünü EU'ya kaptırabilir. Fransa ve Almanya'nın aslında karşı gelmelerinin nedeni de bu. Bildiğiniz gibi ABD'nin yanında yer alan Inglitere Euro'ya geçmedi. Saddam bahane.Savaş kısa olmayacak gibi. Bu sadece baslangıç...
Kaynak: Mufit A
ırak'ın başındaki bir amerikan yanlısı aptalın yüzünden yaşanan sefalet
Saddam Hüseyin ile Amerika Birlesik Devletleri’nin (ABD) suikastle koltugundan indirilen iki baskanı John F. Kennedy ve Abraham Lincoln arasında bir benzerliği hiç düşündünüz mü?
Bu benzerligi anlayabilmek için cebinizdeki Amerikan bankınotuna bir göz atmanız gerekiyor.
Cebimde Amerikan bankınotu yok demeyin, mutlaka vardir. Hani rahmetli Özal “Türk Parasini Koruma Yasasini” dinazorluk olarak gösterip ülkeyi yesil dolarlara bogmustu ya.
Ön yüzündeki FEDERAL RESERVE NOTE yazisini gördünüz mü?
O halde şimdi John F. Kennedy ile baslayalim hikayemize. John F. Kennedy, vatansever ve zeki bir baskandi. Eger ABD su an teknolojide süper güç konumunda ise bunu John F. Kennedy’nin kısa süren baskanlıgı döneminde baslattıgı bazı projelere borçludur. Bu vatansever ve zeki insan, 4 Haziran 1963 tarihli bir emirle Amerikan banknotlarında gördügünüz FEDERAL RESERVE NOTE yazısını sildirmek istemistir.
Bunun ne anlama geldigini birazdan daha iyi anlayacağız! ..
Federal Reserve Bank, çogu kisinin zannettiginin aksine Türkiye’deki Merkez Bankası’nın karsılıgı bir banka degildir. Hatta çogu Amerikan vatandasının zannettigi gibi Amerika Birlesik Devletleri’nin bir kurumu da degildir. Federal Reserve Bank (FRB) , aralarında kan bagı ve sirket bagı olan, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek birkaç ailenin ve sirketin sahip oldugu özel bir bankadır. Bank of England’ın sahibi Rothschilds ailesi FRB’nin gerçek sahibidir dersek çok yanlıs olmaz. Rothschild ailesinin Amerika’daki temsilcileri olan Morgan gibi Amerika’nın bilinen dev firmaları FRB’nin yönetimini elinde tutmaktadır. Bunlara ilave olarak Chase Manhattan’ın sahibi Rockfeller ailesi gibi birkaç zengin aile, Texaco gibi petrol sirketleri de FRB’in sahipleri arasında. Sistemin çalısmasına gelince:
ABD’nin piyasaya sürecegi para FRB’nin matbaalarında basılıyor. FRB, bu bankınotları ABD’ye borç olarak veriyor. Yanlıs okumadınız. ABD, FRB’den aldıgı kagıtlar karsılıgında FRB’ye faiz ödüyor. Piyasaya sürülen bankınotların karsılıgının olup olmadıgına bakılmıyor. Nasıl olsa kimse karsılıgını sormuyor, karsılıgını soran çıkarsa defteri dürülüyor, tıpkı Fransa’nın 1969’da basına geldigi gibi..
Iste vatansever Kennedy, bu “borç para vererek devletten faiz toplama gücünü” FRB’nin elinden almak istemistir. John F. Kennedy’nin 4 Haziran 1963 tarihli ve 11110 sayılı emri ile Amerikan hükümetine kendi parasını kendi basması yolu açılmıstı. Amerikan Hazinesi, kasasında tuttugu gümüs karsılıgında basacagı bankınotları piyasaya sürebilecekti. ABD, artık FRB’ye faiz ödemek zorunda kalmayacaktı.
Kennedy’nin bu emri aynı zamanda FRB’nin iflası anlamına geliyordu. Kagıt basıp yüklü miktarda faiz geliri almak gibi tatlı bir ticaret sona ermek üzereydi.
22 Kasım 1963 tarihinde Kennedy suikaste ugradı ve öldü. Kenndy öldürüldükten 5 ay sonra Amerika yine eskiden oldugu gibi FRB’den aldıgı kagıtları (dolarları) piyasaya sürüp, FRB’ye faiz ödemeye devam etti. Ne büyük tesadüftür ki Abraham Lincoln de ulusal para politikasını düzenleyen bir yasa çıkarttıktan sonra suikaste ugramıstı. Doların dünyadaki hakimiyeti, sokaktaki Amerikan vatandasından çok, Federal Reserve Bank için önemli. Piyasaya sürülen her dolar, FRB’nin kasasına girecek faiz gelirinin artması demek. Doların hakimiyetinin sona ermesi ise FRB’nin kolaydan kazandıgı faizlerin buharlasması anlamına geliyor. Madalyonun nasıl iki yüzü varsa, doların da bir görünen bir de uluslararası “böyle bir karanlık yüzü” var.
Dünyadaki resmi rezervlerin %60’ı Amerikan doları cinsinden kasalarda tutuluyor. Euro henüz piyasaya çıkmadan önce Alman Mark’ı sadece %13 gibi düsük bir paya sahipti. Yen ise %5 düzeyindeydi. Avrupa Birligi (AB) 1999 senesinden itibaren Euro kullanacagını ilan ettigi zaman bu para biriminin pek tutmayacagı yönündeki görüsler agırlık kazanıyordu. Federal Rezerv Bank için tehlike çanları henüz çalmıyordu, hatta tam tersine dolarin hakimiyeti daha da köklesebilirdi.
Gelin görün ki Saddam gibi bazı Amerikan düsmanları doları tahtından indirip Euro’yu birinci sınıf para koltuguna oturtmaya kalkıstı. Hem de bu durum düsünüldügünden daha hızlı gelismeye basladı. Iran ve Venezuella gibi petrol zengini diger ülkeler de “petrolü dolarla satmam, euro ile satarım” diyen Saddam’ı kendilerine örnek alınca doların “rengi” aniden degisti; yesilligini kaybedip morarmaya basladı. İki Amerikan başkanı, kagıt basıp faiz toplayanların dümenine çomak sokunca suikaste ugradı. Saddam da aynı dümene çomak sokunca bazılarının aklına “Irak halkına demokrasi getirmek” geldi. Yasasın demokrasi!
Dünya tarihinde petrol savaşları olarak anılacak tümce
'Irak savaşı' bence yanlış ve geçersiz bir tanımlamadır.Bir savaşı en az 2 ülke yapar.'Irak ve ABD' savaşı denilebilir belki.Ama bir ülke 10,000 lerce km. uzaktan başka bir ülkeye savaşmak için geliyorsa buna savaş değil, İŞGAL denir.
iraklilara ozgurluk vermek ve her istedigimiz dakka onlari bombalamak.
yani savas oil for blood! :)
yeni safaktan:
Irak'ta tecavüz dehşeti
İşgal ve yağmanın yanında binlerce Iraklı kadın ABD askerlerinin tecavüzüne uğradı. Sadece kayıtlı 4 bin tecavüz vakası var.9 yaşındaki kız çocukları bilinmeyen yerlere götürülüyor, direnişçilerin kadın akrabaları kayboluyor.
Irak'ın maddi ve manevi zenginliklerini yağmalayan Amerikan askerleri, adına 'şok ve dehşet' dedikleri saldırılarını bu kez Iraklı kadınlara yöneltti. Operasyon ve güvenlik araması adı altında tutuklanan Iraklı kadınların birçoğu Amerikan askerlerinin cinsel taciz ve şiddetine maruz kalıyor. Amerikalı bir Müslüman, Arabia televizyonuna gönderdiği resimlerle bu gerçeği tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi.
Dr. Susan Blocks, Irak'ın işgal edildiği günlerde yayımladığı makalesinde, Irak'ın tarihi, kültürel, ekonomik ve sosyal olarak yağmalanıp saldırıya uğramasından sonra şimdi de Iraklı kadınların namuslarının ayaklar altında çiğnendiğini dile getirdi.
4000 Iraklı kadının daha işgalin ilk günlerinde tecavüze uğradığını dile getiren Blocks,40 ile 50 yaşlarındaki köylü kadınların nasıl Amerikalı askerlerin cinsel fantazilerinin malzemesi olarak kullanıldığını bütün dehşetiyle dile getirdi. Yazıda, sapıkça partilerin düzenlendiğini söyleyen Blocks, kadınların evlerinden sürüklenerek çıkarıldığını ve işgalci askerlerin postallarının dibine birer külçe halinde bırakıldığını belirtiyor.
9 yaşındaki kızın trajedisi
Dr. Susan Blocks, makalesinde özetle şu önemli açıklamalarda bulundu:
Irak'taki As Sabah gazetesi, Bağdat'ın 180 kilometre güneyindeki Suwaria'da 14 ve 15 yaşlarında iki genç kızın Amerikan askerlerinin defalarca tecavüzüne uğradığını yazdı.9 Haziran'da meydana gelen bu olayı örtbas eden Amerikalı yetkilier, bütün suçlamaları geri çevirdi. Bir başka insanlık dışı olay ise Sanarai'de yaşandı. İki ay önce tecavüze uğramış ve psikolojik tedavi gören 9 yaşındaki bir kız,18 Temmuz 2003 tarihinde, Amerikan askerleri tarafından bir kez daha ailesinin gözleri önünde zorla alıkonuldu ve bilinmeyen bir yere götürüldü. Tecavüz ve cinsel şiddetin kol gezdiği Irak'ta, cinsel sömürüye maruz kalan kadınların tıbbi müşahede altında tutulduğu belirtiliyor. Depresyona giren kadınlara yakınları da yardım edemiyor. Bunun en büyük nedeni ise bundan utanç duymaları. Akrabaları bu yüzden onları kendi yıkım ve psikolojileriyle başbaşa bırakmak zorunda kalıyorlar.
Sadece kaydedilen 4 bin tecavüz olayı var
Irak'ta kız kaçırma ve tecavüz olayları bir salgın hastalık gibi giderek yayılıyor.17 yaşındaki Beyda Cafer Sadık adlı Iraklı bir kız, okula gitmek üzere çıktığı evine bir daha dönmedi. Her gün böyle onlarca olayla karşılaştıklarını söyleyen aileler, çaresiz bir bekleyiş içinde. Saddam yanlıları veya direnişçiler olarak tutuklanan Iraklı erkeklerin tüm kadın akrabalarının da işgalci askerler tarafından alıkonulduğu biliniyor. Şu ana kadar kaydedilen resmi cinsel şiddet uygulamaları, ABD askerlerinin yaş sınırı tanımadığını ortaya koyuyor. Kayıtlardaki cinsel sömürüye maruz kalan en genç mağdure 9, en yaşlısı ise 64 yaşında. Kaydedilen 4 bin tecavüz vakası bulunuyor.
ABD ASKERİ KUR'AN'I YERE ATINCA HALK AYAKLANDI
Irak'taki Amerikan işgal güçleri, dün Müslümanların manevi değerlerine yönelik çirkin bir davranışta bulundu. Bir ABD askeri, Iraklı bir kadının çantasındaki Kuran-ı Kerim'i yere fırlattı. Irak'ta Petrol Bakanlığı'nda çalışan Zeynep Asım, ABD askerlerinin, Bağdat'ta hükümete ait bir tesisin önünde örtülü bir bayanın çantasını askeri köpekle aramak istediğini, Emel Kerim adındaki kadının da çantasında Kuran olduğunu ve köpeğin kendisinden uzak tutulmasını istediğini söyledi. Zeynep, bir ABD askerinin çantadan Kuran-ı Kerim'i alarak yere fırlattığını ifade etti. Emel Kerim'in de bunun üzerine kalabalığa dönerek, 'Amerikan askerinin mukaddes kitabımıza hakaret etmesine müsaade edecek misiniz? ' diye sorması üzerine gösteriler başladı. ABD askerleri havaya ateş açtılar. Diğer görgü şahidi Muhammed Cesim, Saddam Hüseyin dönemini arar hale geldiklerini söyledi.
Bosna, Çeçenistan, Somali, Afganistan, Irak ve niceleri UYANIN tokatı, UYANIN! ! !
www.savaskarsitlari.org
Irak İstilası, bozgunu ya da aklınıza ne geliyorsa eninde sonunda büyük güç farklılığına rağmen Iraklıların çoğu karşı koydular bu yüzden Irak Savaşı demek yanlış olmaz.
Bu şavaşı haklı görenler bazı noktaları iyi bilmeleri lazım. Saddamı en başta destekleyen ve iktidara getiren ABD'dir. Silahların temininden tutun, orduların eğitimine kadar Saddam'a her türlü yardımı da bulunan ABD'deydi. Saddamı kim yarattı ki sonra ondan kurtuldu?
Saddam'ın ayıpları ortaya dökülüyor, yok şu kadar insan öldürdü yok bunu yaptı, yok şunu yaptı...26 yıldır ABD susup şimdi mi uyandı da Irak'ı Saddam'dan kurtardı?
Kimyasal Silahlar var diye açılan savaşta bir tane bile Kimyasal Silah bulunamazken, CIA tarafından yerleri belirlenen bölgeler ele geçirilmesine rağmen bir tane bile bulunamadı.. Ülke işgal altında olup, ABD Bağdat'a ilerlerken bile kullanılmayan bu silahlar peki neden vardı? Artık bulunsa bile ne işe yarar ki ya da bulunsa bile 'acaba kim koydu? ' sorusu kalmaz mı artık geriye?
Kimyasal bombaları kullandılar bir daha kullanabilirler diyen ABD yüzyılın en vahşi kimyasal silahlarını (mesela Portakal Gazı) kullanmış ve atom bombasını kullanmaktan çekinmemiş ve hala elinde ülkeleri yeryüzünden silecek silahlara sahip olabilen bu gücü nasıl olurda Saddam'ı daha tehlikeli yapabilir?
11 yıl amborga görmüş,91 de hastenleri, ilaç fabrikaları, ve nice halkın ihtiyaç duyduğu fabrikaları bombalanmış Irak'ta Saddam nasıl olurda daha fazla insan öldürmüş olabilir. Her katliamın altından CIA çıkarken ve hala elektriksizlikten, susuzluktan, hayati malezemelerin eksikliğinden onca insan ölmekteyken hala Saddam'ı daha katil?
Bir diktatörden ne bekleyebilirsiniz ki Saddam melek olsun ama başka bir ülke demokrasi, reform, barış adı altında bir ülkeyi sadece bir insan için alt üst ediyorsa kim daha beter?
ABD'in buraya yazmakla bitmeyecek kadar çıkarı olduğu bu savaşta barış kelimesi listesine bile girmezken nasıl olurda çoğunluk hala ABD'nin yaptığını doğru bulur?
ABD askerleri gözü önünde kaç gün yağmalanan Irak'a özgürlük adına getirilen ilk reform yeni TV kanalıyken daha ne kadar hak vereceğiz bu işe?
Yok Amerika aya çıkmış yok Amerika Interneti bulmuş sorarım size bunları neden bulmuş en başta... insanlık için değil yine savaş için yine bozgunculuk için... ilk atom bombasını yapan (Robert J. Oppenheimer) ABD ne kadar ileri düzeyde... bir eşeğe altın semer taksam ABD olur ancak...
Afganistanı alt üst etmiş, sonra Irak'a girmiş, şimdi aynı şekilde Suriye'yi tehdit ediyor... Kızılderillerin katlimı, kölecilik, ırkçılık, bozgunculuk daha ne kadar saymak gerekir... uyuyoruz... uyku tatlı ve uyanmak istemiyoruz