kahve mont, siyah bere.. iki el iki cepte. çokça yağmur, az kar, daha çok da karşıdan esen sert rüzgarlar.. adımlarım geri geri gidiyor sanki. eminönü, gülhane, sultanahmet.. derin nefeslerle içime içime çekiyorum istanbul’un kış havasını.. akılda yorulmadığım ama artık bıkkınlık veren düşünceler..
'Her güzel daha güzele yaver Allah güzeldir; güzeli sever...'
sizi gördüm bugün herbiriniz ne kadar güzeldiniz herkesin birbirine söyleyecek bir sözü selamı vardı evet tek tek izledim sizi bugün oradaki herkes yıllarını devirmiş olanlar bile herbiriniz genç ve güzeldiniz yarısı demir parmaklıkların arkasında diğer yarısı parmaklıkların dışında tek yürek gibiydiniz yarısı içerde yarısı dışarda siz hey metristekiler her cuma mapus damlarını bayram yerine çevirenler ne güzeldiniz gözlerinize baktım yüreğinizi gördüm saf gönüllü ve candınız duruşlarınıza baktım konuşmalarınıza katıksızdınız bu güzellik pirinizden birinizden mi 'ölün' dese öleceğiniz mirinizden mi içerde erk sahibi er yiğitler dışarda gül fidanı nazlı gelinler o neşve ve pür imanlı halinizle hayat sizdiniz alemi kurtaracak rahmete damar kanal sizdiniz kutlu sabahın fecrinde ha doğdu ha doğacak gün bir kıpırtı bir ışıltı beklemedeydiniz sizi gördüm bugün nurlu ve sevdalıydınız 'Umulur ki, 15. İslam asrının yenileyicisi, İslam'da estetik planı başa alsın... Zira güzellik, hesab ve kitap sordurmadan yakalayıcı ve fethedicidir! Anlamak lazım! Anlaşılıyorsa, tatbik ve ürün halinde tezahürler lazım! ' diyen, dünyanın en güzel adamı ve siz ne güzeldiniz...
yine...yeniden...
Ve kar taneleri gibi yaşıyoruz şu sıra,
birbirine değmeden
ayrı ayrı eriyerek...
Aslında bu ayazlarda daha çok
ayrı ayrı donarak...
kahve mont, siyah bere.. iki el iki cepte.
çokça yağmur, az kar, daha çok da karşıdan esen sert rüzgarlar.. adımlarım geri geri gidiyor sanki.
eminönü, gülhane, sultanahmet.. derin nefeslerle içime içime çekiyorum istanbul’un kış havasını..
akılda yorulmadığım ama artık bıkkınlık veren düşünceler..
yine ağı ağır...
üstünü örter yine karaların
ve beyaza boyar gibi, okşayarak.
Bembeyaz olur mu unutulmuşluğum da...kar gibi...
'Andrey Rublyov' (1969)
Andrei Tarkovsky
'Jungfrukällan' (1960)
Ingmar Bergman
Mi minör 4. Prelüd (1838) ağır ve temkinli (Largo) tempoda, 2/2'lik ölçüdedir... Noktürn'e benzeyen hüzünlü ezgisi kromatik olarak gelişir...
Ve Siz Ne Güzeldiniz
'Her güzel daha güzele yaver
Allah güzeldir; güzeli sever...'
sizi gördüm bugün
herbiriniz ne kadar güzeldiniz
herkesin birbirine söyleyecek bir sözü
selamı vardı
evet tek tek izledim sizi bugün
oradaki herkes yıllarını devirmiş olanlar bile
herbiriniz genç ve güzeldiniz
yarısı demir parmaklıkların arkasında
diğer yarısı parmaklıkların dışında
tek yürek gibiydiniz
yarısı içerde yarısı dışarda siz hey metristekiler
her cuma mapus damlarını
bayram yerine çevirenler
ne güzeldiniz
gözlerinize baktım yüreğinizi gördüm
saf gönüllü ve candınız
duruşlarınıza baktım konuşmalarınıza
katıksızdınız
bu güzellik pirinizden birinizden mi
'ölün' dese öleceğiniz mirinizden mi
içerde erk sahibi er yiğitler
dışarda gül fidanı nazlı gelinler
o neşve ve pür imanlı halinizle hayat sizdiniz
alemi kurtaracak rahmete damar kanal sizdiniz
kutlu sabahın fecrinde ha doğdu ha doğacak
gün bir kıpırtı bir ışıltı beklemedeydiniz
sizi gördüm bugün nurlu ve sevdalıydınız
'Umulur ki, 15. İslam asrının yenileyicisi,
İslam'da estetik planı başa alsın... Zira güzellik,
hesab ve kitap sordurmadan yakalayıcı ve
fethedicidir! Anlamak lazım! Anlaşılıyorsa,
tatbik ve ürün halinde tezahürler lazım! '
diyen, dünyanın en güzel adamı
ve siz ne güzeldiniz...
incecikten bile bir kar yagmaz
yagmaz yagmaz yagmaz
ben kar yagsin isterim millet kizar
kizar kizar kizar
allahim neydi gunahim
gunahim neydi allahim
ben kari seviyorum.
incesazda çok güzel söylemiş doğrusu.iyiki paylaşmış paylaşan.önceden dinlemiştim ama bu enfes.sağolsun uzak dost