ilim bir kenzi mahfi(gizli hazine) 'dir. bir büyük dağdır. Allah yere göğe sığmaz mümin bir insanın gönlüne sığar ya,o dağ diye hitap ettiğim ilimdir. bu ilimde allah'ın olduğu yerde insanın gönlündedir. o da en büyük hazinedir. hazine kolay bulunmaz. dağları delmek gerekir. dağları delen ise rabbine kavuşmuş olur. o zmn allah kulunun gözünden bakan, kulağından duyan, dilinden konuşan olur. işte kalp gözü, kalp kulağı ve kalp kelamı budur. ilim kısa ve öz bilmektir. ama insan bilemez bilen de allah'tır. kulunun aklından bilen o dur.. başka bir sorunuz varsa bilmek paylaşmak isterim.adrsim belli...
ilim her şeyi her yerde söylemek degildir... ilim yüce ALLAH``ın sevdiklerini sevmek sevmediklerini sevmemektir.... ilim her şeyi merak edip öğrenmeye çalışmak da degildir...İLİM yapılanlara sabretmektir, sabrın sonuda selamettir..İLİM, ALLAH cc. rızası için çalışmaktır
Müsbet İlim dedikleri ve insanoğlunun üzerinde çalışdıkca daha da ileri mesafe aldığı ve de sanki sonu yokmuş gibi de her ne hayal etse yaptığı, düşünse bulduğu..şey ki bence eğer sonuna varırsa karşısına çıkacağı şey: Allah! ..
ALLAHU tealanın, kelamı,olan KURAN'ı KERİMİN tevsirini manasını kullarına neden bahsettiğini neyin yanlış ve neyin doğru olduğunu, yaratılanın yaratandan ollduğunu bu sayede oluşan bütün evrenin sade ve manası muhteşem olan izahatının yapıldığı dini anlam taşıyan bilgi toluluğudur..anlam
haaaaaaaa paaaardooonn.... ilim miydi..... bizde yok ki.... valla.... taze bitti...... komşu yunanda vardır kesin....bi de onlara bi bakıverseniz... oldu... güle güle.......
İlim ilim bilmektir. İlim bilim bilmektir. Sen 30 yılını verip Kuran ezberlersen Senden Kuran demogogu olur, başkada bir bok olmaz. Al kendini sat Osmanlıya, o dönemlerde alim olan Kuran ezberleyen, sahabe adı ezberleyen, sahabe görmüş olanların adını ezberleyen, islami kolları ve çıkış sebeplerini bilen, Kuran'daki emirlere bin tane farklı yorum getirebilendir..
Oysa bir konu hakkında bin tane fikrin varsa o konu hakkında hiçbirşey bilmiyorsun demektir.
Allahü Teala, yalan sözü ve onunla amel etmeyi ve bilmezliği terktemeyen kimsenin içmemesine ve yememesine muhtaç değildir.
TANIM: Hadis-i Şerif KAYNAK: Buhari
AÇIKLAMA: Allahü Teala bize farz kıldığı ibadetlerde kendisi için hiç bir şey dilemiyor. Bizim yapacağımız her ibadet bizin için geçerlidir, sevgi müstesna. Allah(c.c.) için severseniz aslında bunu bir tek Allah Rızası için yapmış oluyorsunuz.
Oysa üzerimize farz olan (namaz kılmak, zekat vermek v.s.) ibadetler Müslüman’ın kendisi içindir. Ancak bu ibadetlerin, Müslüman’a bir şey kazandırmak için yapılan bütün ibadetlerin, yalansız ve riyasız olması şarttır.
İnsanoğlu incelendiğinde; Allah’ın rızasını bırakmış, kulun rızası peşinde koşar görülüyoruz; Allah(c.c.) için namazı terketmiş, desinler diye namaz kılınıyor; Allah(c.c.) için orucu terketmiş, yalan ve riya üzerine oruç tutuluyor. Gönülde ise hiç bir şey yok.
Bilmezliği terketmemişten maksat; ana babasından ya da çevresinden öğrendiği ile amel eden (taklid-i iman) ve bunu terketmeyen demektir.
Oysa İslam Dini, araştırmayı, öğrenmeyi, ilim yapmayı Mü’min üzerine farz kılmıştır. Bakınız Müslüman taklid-i iman ile ibadetleri yerine getirebilir; ama Mü’min ilim yapmak zorundadır.
Bir kişi gönlüne indirerek bunu yapmak istiyor ise; araştırmayı, öğrenmeyi, sormayı, kısaca ilim yapmayı istemesi lazım. İstemezse “Bilmez” durumunda kalır. Bilmezlik; öğrenmemek, araştırmamaktır.
Kısaca taklid-i iman ile ibadet yapanın ibadetine Allah’ın ihtiyacı yoktur. Hakikat ilmine göre, Marifettulah’a göre bu böyledir. Biz burada şeriata göre konuşmuyoruz, Marifettulah’a göre konuşuyoruz.
Araştıracağız, öğreneceğiz ve öğrendiğimiz ile amel edeceğiz, gönüle indireceksiniz, bu size yarar sağlar. Onun dışındakilere Allah’ın ihtiyacı yok, bu açıdan ne yaparsak yapalım kendimiz için yapmış oluruz.
1000 yıllık kayıp tarihi -> müslümanlığın, günümüzün bilim, sanat, teknoloji ve medeniyetine katkılarını ve bu etkileşimli zamanda müslümanların vasiyetini keşfetmeniz dileğiyle.
Bir saat ilim istemek, bir gece ibadet etmekten daha hayrlıdır. Ve bir gün ilim istemek, üç ay nafile oruç tutmaktan daha iyidir.
(Hadis-i Şerif) Kaynak: İbn Abbas
Öncelikle, bu hadiste ibadeti bırakın demiyor, daha hayırlıdır diyor. Aradaki nüansı çarptırmak çok yanlış yorumlara neden olabilir...
İlim ikiye ayrılır:
1- Halk İlimi: İnsanlığa faydalı olabilecek her türlü faaliyete denir. (Örneğin; öğretmenlik, doktorluk, mühendislik, v.s…)
2- Hakk İlimi: a) İlm-i Kiffaye. b) İlm-i Ayn ya da İlm-i Nafi (İlm-i Hal) .
a) İlm-i Kiffaye: Hadis İlmi, Fıkıh İlmi, Siyer İlmi: Öğrenilmesi farz olmayan ancak öğrenildiği takdirde Müslüman’ı alim yoluna soktuğu için tavsiye edilen ilimdir. b) İlm-i Ayn, İlm-i Nafi, İlm-i Hal: İslam’ın gerektirdiği ibadetlerle ilgili ilimdir ki her Müslüman’ın öğrenmesi farzdır.
Hadis’lerde ilim tavsiye edilirken bazılarına İlm-i Ayn, bazılarına da İlm-i Kiffaye tavsiye edilmiştir.
Yani kısaca alim, İslam’ın temel taşlarıyla A’dan Z’ye herşeyi ile ilim yapmış, öğrenmiş ama herşeyden önemlisi de öğrendiği ilimi uygulamış olan kişiye denir.
İlim Çin’de de olsa isteyiniz. Çünkü ilmi istemek her Müslüman’a farzdır. Melekler ilim isteyene, onun isteklerinden memnun oldukları cihetle, kanatlarını gererler.
Kaynak: Enes bin Malik ______________________________
Bu ve bundan sonraki ilim üzerine olan Hadis’lerle yer vermeye çalışacağım;
Allah’ın İlmi, Hz. Adem’e Allah(c.c.) tarafından bizzat bildiriliyor ve ondan sonra gelen Hakk Peygamberler bu ilmi taşıyor. Ta ki Peygamber Efendimiz’e gelene kadar... Bu Hakk Peygamberler bu ilmi kavimlerine bildiriyorlar ama çoğu zaman kavimler yani topluluklar nefsine yenik düşerek bu ilmi öldürmeye ya da ortadan kaldırmaya veya en kötüsü bozmaya çalışıyorlar. Ama Hakk tarafından Peygamberler vasıtasıyle gelen gerçek ilim eksiksiz ve bid’atsız olarak Peygamberimiz’e kadar geliyor.
Peygamberimiz hepinizin malumları olduğu üzere ümmidir (okuma ve yazması yoktur) . İlk gelen Ayet-i Kerime vechile (İkre bismi Rabbike) okuması istenmiştir. Şunu anlıyoruz ki İslam ilime oldukça önem veren bir dindir ve cehaletle uzun yıllar şavaşmıştır.
İslam, aynı zamanda bir nakil dinidir. Bu zamana gelene kadar birtakım İslam Alimlerinden nakledilmiştir. İslam Alimleri Sahabe’den ve Ashab’dan, onlar Peygamberimiz’den, Peygamber Efendimiz Cebrail A.S.’dan, Cebrail A.S. da Hakk Teala’dan bu dini nakletmişir.
Hakk Teala -> Cebrail A.S. -> Hz. Muhammed (S.A.V.) -> Ashab-ı Kiram, Sahabe -> İslam Alimleri -> Avam-ı Nas
Bu dinin bir özelliği de; insan aklının, insan şuurunun eremeyeceği bir kanaldan gelmiş olmasıdır. Her ne kadar yıllardır “Öğrendiğimiz her bilgiyi akıl süzgecinden geçirin” deniliyorsa da; İslam’ın akıl süzgecine konulması mümkün değildir. Bid’atsız olarak İslam, aklın alamayacağı geniş bir ilime, geniş bir bilgiye sahiptir. Akıl süzgecinden geçirin denilen, gerçek İslam içerisinden bid’atları elememiz içindir.
Demek ki İslam cehaletle, cahillikle, bilgisizlikle, ilimsizlikle mücadele etmiş bir dindir. Peygamberimiz, zamanında dini eğitime, okuma yazmaya çok önem vermiştir. Pek çok savaşta; ama bilhassa Bedir Savaşında,10 Müslüman’a okuma yazma öğreten her esir serbest bırakılmıştır. O, İslamiyet’e karşı savaşan İslam düşmanı bile olsa, okuma yazma öğrettiği için serbest bırakmıştır.
Bu ne zamana kadar sürmüştür? … Ashab’dan ve Sahabi’den sonra sayıları gittikçe artan İslam Alimleri, ilimlerini aktaracak öğrenciler yetiştirmeye çalışırken, maalesef bağnazca düşünen bir takım toplumlar ya da insanlar tarafından hunharca öldürülmüş, ilimleri katledilmiş, öğrencileri yok edilmiş, medreseleri dağıtılmış; dolayısıyla İslam Alimleri üzerinde kara bir bulut uzun yıllar kendini göstermiştir. Böylece Müslüman’lar sahibi oldukları bilgilerinm çoğunu yitirmişlerdir. Ne yazık ki neticede bugün ayıklamak zorunda olduğunuz bid’atlarla, o dönemden bu döneme kadar gelinmiştir.
Ancak bir müddet sonra alimlerimizin çalışmaları batının alimlerini desteklendiğini görülünce, tekrar alimlerimiz baştacı edilmeye başlanmıtır. Aslında o büyük alimlerimiz sayıca bugün çok olsaydı ya da onların ilimlerini çoğunu gerçek halleriyle bugün temin edilebilseydik; belki bugün ateist dediğimiz, inançsız (dinsiz) dediğimiz ya da teşevvüş (inanç olarak boşlukta) durumunda olan insanların bulunması çok fazla sayıda olmazdı. İslam tarihi yine en parlak dönemini yaşardı bile diyebiliriz.
Bir Hadis-i Şerif'te bahseldiği gibi; eğer toplum olarak kişiler kötüye giderse, Hakk Teala alimleri ilimleri ile birlikte kabzediyor. Yine de O’nun bağışlayıcı, affedici yönünün tecellisi ile, İslam Alimlerimin az da olsa bazı kitapları, net olarak, bozulmadan hala mevcuttur. Bugüne kadar onlardan parlayan ışıklarla insanlar İslam’ı gereğince yerine getirmeye çalışmaktadırlar.
'ilim ilim ilmektir,ilim kendin bilmektir' demiş sevgili YUNUS.
ilim bir kenzi mahfi(gizli hazine) 'dir. bir büyük dağdır. Allah yere göğe sığmaz mümin bir insanın gönlüne sığar ya,o dağ diye hitap ettiğim ilimdir. bu ilimde allah'ın olduğu yerde insanın gönlündedir. o da en büyük hazinedir. hazine kolay bulunmaz. dağları delmek gerekir. dağları delen ise rabbine kavuşmuş olur. o zmn allah kulunun gözünden bakan, kulağından duyan, dilinden konuşan olur. işte kalp gözü, kalp kulağı ve kalp kelamı budur. ilim kısa ve öz bilmektir. ama insan bilemez bilen de allah'tır. kulunun aklından bilen o dur.. başka bir sorunuz varsa bilmek paylaşmak isterim.adrsim belli...
Milim milim öğrenilmesi gereken hayat diyebilmekteyim...
ilim her şeyi her yerde söylemek degildir... ilim yüce ALLAH``ın sevdiklerini sevmek sevmediklerini sevmemektir.... ilim her şeyi merak edip öğrenmeye çalışmak da degildir...İLİM yapılanlara sabretmektir, sabrın sonuda selamettir..İLİM, ALLAH cc. rızası için çalışmaktır
ilim karşılığı olarak kullanılmakta olduğunu belirtmektir saygılarımla
İlim bilimin tüm unsurlarını kapsayan şeydir
cehli izole ediyor,yok ediyor da...henüz ahmaklığa ilaç olabilen bir ilim bilinmiyor...
Müsbet İlim dedikleri ve insanoğlunun üzerinde çalışdıkca daha da ileri mesafe aldığı ve de sanki sonu yokmuş gibi de her ne hayal etse yaptığı, düşünse bulduğu..şey ki bence eğer sonuna varırsa karşısına çıkacağı şey: Allah! ..
ALLAHU tealanın, kelamı,olan KURAN'ı KERİMİN tevsirini manasını kullarına neden bahsettiğini neyin yanlış ve neyin doğru olduğunu, yaratılanın yaratandan ollduğunu bu sayede oluşan bütün evrenin sade ve manası muhteşem olan izahatının yapıldığı dini anlam taşıyan bilgi toluluğudur..anlam
İlim ilim bilmektir ilim ne yazdığını bilmektir. ilim her güzel sözü asıl sahibine atfetmektir.
Hayatta en hakii mürşit ilimdir
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
' İlim yoluna giden, Cennet yoluna girer..'
Hadis-i şerif..
haaaaaaaa paaaardooonn....
ilim miydi.....
bizde yok ki....
valla....
taze bitti......
komşu yunanda vardır kesin....bi de onlara bi bakıverseniz...
oldu...
güle güle.......
ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
sen kendini bilmezsen
bu nece yaşamaxtır....
acı bir soğan düşünün efendim..katmer katmer...soyarken göz yaşartır..acı verir..ama asıl lezzet merkezdedir..
işte ilimde acı bir soğan hükmündedir...sabreden merkeze varan ballar balına erebilir... ;)
İlim ilim bilmektir.
İlim bilim bilmektir.
Sen 30 yılını verip Kuran ezberlersen
Senden Kuran demogogu olur, başkada bir bok olmaz.
Al kendini sat Osmanlıya, o dönemlerde alim olan Kuran ezberleyen, sahabe adı ezberleyen, sahabe görmüş olanların adını ezberleyen, islami kolları ve çıkış sebeplerini bilen, Kuran'daki emirlere bin tane farklı yorum getirebilendir..
Oysa bir konu hakkında bin tane fikrin varsa o konu hakkında hiçbirşey bilmiyorsun demektir.
Ki ilim bu mudur?
İlmi olmayan beden, suyu olmayan şehre benzer
ilim ilim bilmektir
ilim kendin bilmektir
sen kendini bilmez isen
ya nice okumaktır
ilmeyeyim
ilçem bucağım kasabam vs vs
Eskiden medrese kapılarının üzerinde şöyle yazılıymış
'' İlim amel etmek içindir ''
Dolaştım meclisleri ilim eyledim talep
İlim geride kaldı,illa edep illa edep
La edri
Allahü Teala, yalan sözü ve onunla amel etmeyi ve bilmezliği terktemeyen kimsenin içmemesine ve yememesine muhtaç değildir.
TANIM: Hadis-i Şerif
KAYNAK: Buhari
AÇIKLAMA:
Allahü Teala bize farz kıldığı ibadetlerde kendisi için hiç bir şey dilemiyor. Bizim yapacağımız her ibadet bizin için geçerlidir, sevgi müstesna. Allah(c.c.) için severseniz aslında bunu bir tek Allah Rızası için yapmış oluyorsunuz.
Oysa üzerimize farz olan (namaz kılmak, zekat vermek v.s.) ibadetler Müslüman’ın kendisi içindir. Ancak bu ibadetlerin, Müslüman’a bir şey kazandırmak için yapılan bütün ibadetlerin, yalansız ve riyasız olması şarttır.
İnsanoğlu incelendiğinde; Allah’ın rızasını bırakmış, kulun rızası peşinde koşar görülüyoruz; Allah(c.c.) için namazı terketmiş, desinler diye namaz kılınıyor; Allah(c.c.) için orucu terketmiş, yalan ve riya üzerine oruç tutuluyor. Gönülde ise hiç bir şey yok.
Bilmezliği terketmemişten maksat; ana babasından ya da çevresinden öğrendiği ile amel eden (taklid-i iman) ve bunu terketmeyen demektir.
Oysa İslam Dini, araştırmayı, öğrenmeyi, ilim yapmayı Mü’min üzerine farz kılmıştır. Bakınız Müslüman taklid-i iman ile ibadetleri yerine getirebilir; ama Mü’min ilim yapmak zorundadır.
Bir kişi gönlüne indirerek bunu yapmak istiyor ise; araştırmayı, öğrenmeyi, sormayı, kısaca ilim yapmayı istemesi lazım. İstemezse “Bilmez” durumunda kalır. Bilmezlik; öğrenmemek, araştırmamaktır.
Kısaca taklid-i iman ile ibadet yapanın ibadetine Allah’ın ihtiyacı yoktur. Hakikat ilmine göre, Marifettulah’a göre bu böyledir. Biz burada şeriata göre konuşmuyoruz, Marifettulah’a göre konuşuyoruz.
Araştıracağız, öğreneceğiz ve öğrendiğimiz ile amel edeceğiz, gönüle indireceksiniz, bu size yarar sağlar. Onun dışındakilere Allah’ın ihtiyacı yok, bu açıdan ne yaparsak yapalım kendimiz için yapmış oluruz.
İlim İlim bilmektir
İlim kendi bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır
Maddi ve manevi her ilimden gaye, Yaradanı daha iyi anlayabilmektir. Buna yaklaştırmayan ilim boş bir emektir.
bilimle karıştırılmamalı..bilim kitaptır....ilimse hayat...
ilim bilmek kendin bilmektir...
İlim öğrenmek kadın erkeğe farzdır.
www.muslimheritage.com
(İngilizce Sayfa, Türkçesi yapılmaya çalışılıyor)
1000 yıllık kayıp tarihi -> müslümanlığın, günümüzün bilim, sanat, teknoloji ve medeniyetine katkılarını ve bu etkileşimli zamanda müslümanların vasiyetini keşfetmeniz dileğiyle.
Bir saat ilim istemek, bir gece ibadet etmekten daha hayrlıdır. Ve bir gün ilim istemek, üç ay nafile oruç tutmaktan daha iyidir.
(Hadis-i Şerif) Kaynak: İbn Abbas
Öncelikle, bu hadiste ibadeti bırakın demiyor, daha hayırlıdır diyor. Aradaki nüansı çarptırmak çok yanlış yorumlara neden olabilir...
İlim ikiye ayrılır:
1- Halk İlimi: İnsanlığa faydalı olabilecek her türlü faaliyete denir. (Örneğin; öğretmenlik, doktorluk, mühendislik, v.s…)
2- Hakk İlimi: a) İlm-i Kiffaye.
b) İlm-i Ayn ya da İlm-i Nafi (İlm-i Hal) .
a) İlm-i Kiffaye: Hadis İlmi, Fıkıh İlmi, Siyer İlmi: Öğrenilmesi farz olmayan ancak öğrenildiği takdirde Müslüman’ı alim yoluna soktuğu için tavsiye edilen ilimdir.
b) İlm-i Ayn, İlm-i Nafi, İlm-i Hal: İslam’ın gerektirdiği ibadetlerle ilgili ilimdir ki her Müslüman’ın öğrenmesi farzdır.
Hadis’lerde ilim tavsiye edilirken bazılarına İlm-i Ayn, bazılarına da İlm-i Kiffaye tavsiye edilmiştir.
Yani kısaca alim, İslam’ın temel taşlarıyla A’dan Z’ye herşeyi ile ilim yapmış, öğrenmiş ama herşeyden önemlisi de öğrendiği ilimi uygulamış olan kişiye denir.
İlim Çin’de de olsa isteyiniz. Çünkü ilmi istemek her Müslüman’a farzdır. Melekler ilim isteyene, onun isteklerinden memnun oldukları cihetle, kanatlarını gererler.
Kaynak: Enes bin Malik
______________________________
Bu ve bundan sonraki ilim üzerine olan Hadis’lerle yer vermeye çalışacağım;
Allah’ın İlmi, Hz. Adem’e Allah(c.c.) tarafından bizzat bildiriliyor ve ondan sonra gelen Hakk Peygamberler bu ilmi taşıyor. Ta ki Peygamber Efendimiz’e gelene kadar... Bu Hakk Peygamberler bu ilmi kavimlerine bildiriyorlar ama çoğu zaman kavimler yani topluluklar nefsine yenik düşerek bu ilmi öldürmeye ya da ortadan kaldırmaya veya en kötüsü bozmaya çalışıyorlar. Ama Hakk tarafından Peygamberler vasıtasıyle gelen gerçek ilim eksiksiz ve bid’atsız olarak Peygamberimiz’e kadar geliyor.
Peygamberimiz hepinizin malumları olduğu üzere ümmidir (okuma ve yazması yoktur) . İlk gelen Ayet-i Kerime vechile (İkre bismi Rabbike) okuması istenmiştir. Şunu anlıyoruz ki İslam ilime oldukça önem veren bir dindir ve cehaletle uzun yıllar şavaşmıştır.
İslam, aynı zamanda bir nakil dinidir. Bu zamana gelene kadar birtakım İslam Alimlerinden nakledilmiştir. İslam Alimleri Sahabe’den ve Ashab’dan, onlar Peygamberimiz’den, Peygamber Efendimiz Cebrail A.S.’dan, Cebrail A.S. da Hakk Teala’dan bu dini nakletmişir.
Hakk Teala -> Cebrail A.S. -> Hz. Muhammed (S.A.V.) -> Ashab-ı Kiram, Sahabe -> İslam Alimleri -> Avam-ı Nas
Bu dinin bir özelliği de; insan aklının, insan şuurunun eremeyeceği bir kanaldan gelmiş olmasıdır. Her ne kadar yıllardır “Öğrendiğimiz her bilgiyi akıl süzgecinden geçirin” deniliyorsa da; İslam’ın akıl süzgecine konulması mümkün değildir. Bid’atsız olarak İslam, aklın alamayacağı geniş bir ilime, geniş bir bilgiye sahiptir. Akıl süzgecinden geçirin denilen, gerçek İslam içerisinden bid’atları elememiz içindir.
Demek ki İslam cehaletle, cahillikle, bilgisizlikle, ilimsizlikle mücadele etmiş bir dindir. Peygamberimiz, zamanında dini eğitime, okuma yazmaya çok önem vermiştir. Pek çok savaşta; ama bilhassa Bedir Savaşında,10 Müslüman’a okuma yazma öğreten her esir serbest bırakılmıştır. O, İslamiyet’e karşı savaşan İslam düşmanı bile olsa, okuma yazma öğrettiği için serbest bırakmıştır.
Bu ne zamana kadar sürmüştür? … Ashab’dan ve Sahabi’den sonra sayıları gittikçe artan İslam Alimleri, ilimlerini aktaracak öğrenciler yetiştirmeye çalışırken, maalesef bağnazca düşünen bir takım toplumlar ya da insanlar tarafından hunharca öldürülmüş, ilimleri katledilmiş, öğrencileri yok edilmiş, medreseleri dağıtılmış; dolayısıyla İslam Alimleri üzerinde kara bir bulut uzun yıllar kendini göstermiştir. Böylece Müslüman’lar sahibi oldukları bilgilerinm çoğunu yitirmişlerdir. Ne yazık ki neticede bugün ayıklamak zorunda olduğunuz bid’atlarla, o dönemden bu döneme kadar gelinmiştir.
Ancak bir müddet sonra alimlerimizin çalışmaları batının alimlerini desteklendiğini görülünce, tekrar alimlerimiz baştacı edilmeye başlanmıtır. Aslında o büyük alimlerimiz sayıca bugün çok olsaydı ya da onların ilimlerini çoğunu gerçek halleriyle bugün temin edilebilseydik; belki bugün ateist dediğimiz, inançsız (dinsiz) dediğimiz ya da teşevvüş (inanç olarak boşlukta) durumunda olan insanların bulunması çok fazla sayıda olmazdı. İslam tarihi yine en parlak dönemini yaşardı bile diyebiliriz.
Bir Hadis-i Şerif'te bahseldiği gibi; eğer toplum olarak kişiler kötüye giderse, Hakk Teala alimleri ilimleri ile birlikte kabzediyor. Yine de O’nun bağışlayıcı, affedici yönünün tecellisi ile, İslam Alimlerimin az da olsa bazı kitapları, net olarak, bozulmadan hala mevcuttur. Bugüne kadar onlardan parlayan ışıklarla insanlar İslam’ı gereğince yerine getirmeye çalışmaktadırlar.
ilim, Çin'de de olsa gidiniz..
Hazreti Muhammed.. (umarım yanlış hatırlamıyorum)