Değerli arkadaşlarım. Bugüne kadar içerisinde bulunduğum antoloji.com'a ve sizlere veda ediyorum. Çok güzel insanlar çok değerli insanlar tanıdım. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Hoşça kalın.
Var olabilmek, ruhuma bir amaç yüklemek istiyorum. Neden sorularına cevap bulabilmek istiyorum. İçim bu şekilde dolup taşarken geldiği gibi yazıyorum işte.
Eğer “seni özlüyorum” dersen ve karşındakinde bunu hissetmezsen enerji kaybedersin.
Kocaman sarıldığında ve karşındaki seni aynı tutmadığında enerji kaybedersin.
Lezzetli bir şeyler pişirdin ve sevgiyle sundun ve karşındaki görmez ve takdir etmezse enerji kaybedersin.
Sevgini sunduğunda ve karşındaki anlamadığında enerji kaybedersin.
Eğer yardım etmeyi seviyorsan ve kendin almıyorsan enerji kaybedersin.
Masumiyeti hatırlatan kendine, kendin olma iznini her zaman ama her zaman vermelisin ama ışığın sana yansımıyorsa içindeki sessiz sese kulak verir misin?"
Tiryakiliğinin göçünde mevsimler kirpik eteklerinde üryan Sana benzemeyen deniz fersah fersah çöl, sensiz soldu gönlüm hislerinden papatya ve gül Tebessümlerine iliştirmek üzere avuç içlerimde gözyaşlarımla yetiştiriyorum hicran çiçeklerini Ey merhametime emanet, gönlüme mabet Aşk kana kana susamaktır çoraklaşana dek Hasret gözlerinin kahvesinde nefessiz kalmak Duya duya yutkunmaktır hüznü kederi Ey narçiçeğim Görmemezlikten gelsen de sevgimi Hissetmemek adına öldürsen de kendinde ki beni Gel gör ki vazgeçemiyorum sevmekten seni...
Hatıra gelgitlerinde kelimelerinin dipsiz kuyuları sarar ürkekliğimi Sekarat düşlerinde gözlerin son nefesimde şehadet Siyaha bürünür gün sensiz Boncuk boncuk matemin yığılır kirpiklerime Çelimsiz bir mehtap yakar güz mevsimini Deniz ki gözlerimde iki damla Ey yüreğimin arzını susarak inleten Seni y’anmaktan başka bir şey gelmiyor ellerimden…
Bu kez gece gündüz fark etmeksizin mehtap oldu ay'a yeryüzü Meddücezirler duraksadı Toprak sevdalandı balığa Asuman vuruldu bir kuşun kanadına Akşamlar beklenmedi hüznün alasına Arındırıldı gözlerden pınarlar Yasemin kokulu yanaklar göz yaşı dualarına çıktı Kördüğüm çiçekleri açtı karanlığın bağrında Ağladı kardelenler yağmayan karlar adına Keyfi sigaralar yakıldı Zindanlar mühürlendi Özgürlük sevdalandı tutsaklığa ....
''Dön serzenişlerimin göz kanamalarında açtı narçiçekleri''... Manzarası değişmiyor şiirlerimin, acıtan mısraların kan uykusunda bilendi bıçak Dudak kıvrımlarımın kuşları telaşlı, hüznün yakamozunda gözyaşı sağanak sağanak Sonu olmayan bir ç’ağrıdır bu yüreğimden yüreğine yapılan, sözsüz bir ağıttır bu bakış kıran Ey gönlümün ilkbaharı, ayazı Dokunsan tenime bitecek bu avaz Buse kondursan bu azap sonlanacak Bitmiyor sensiz soluklarımın kıyımları, tükenmek yetmiyor Ey ruhumun papatya ateşi Geçmedi ve geçmeyecekte sen sızılarımın ağıtları…
Yıldız ışığı altında izliyorum seni Yüreğimin kırık fay hattında hendekten dağlar Hüznün damlıyor kirpiklerimden İçimde buğu tutmuş ar’aflı cümleler tarifesi Söylesene kaç ömür seni sevmeye yeterliydi Kaç asır yaşam gerekliydi sindirmeye hasretini Ey göçebeliğime sebep..! Genzimi yaran hasret Sevdadan yana ağla yüreğimi ve Usul usul masal tadında yalnızlığıma iliştir yüreğini…
Sen yağmurlu günlere yakışırsın Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler Islanan yapraklar gibi yüzün ışır Işırsa beni unutma Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün Her şeye rağmen ellerin üşür Üşürse beni unutma Yeni dostlar yeni rüzgarlar gelir geçer Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuturlar Kahredersin başın önüne düşer Düşerse beni unutma
Zaten benimde şiirde en çok beğendiğom Olduğu gibi içinde ne geçiyorsa yazmaktır. Şiir duyguların çoşkulu şekilde dile gelmesidir Başkası ne yazmiş bende öyle yazayım dersek o şiir olmaz.taklit olur.kendine sit,kendine özgü olacak,kişiliğini,karakterini yansıtacak Aşık Veysel'in,Yunus Emre'nin şiirlerinin tanınmasının nedeni onları yansıtmasıdır.
Yaşayamayacağın bir dünyayı hayal etmektense, yaşayabileceğin bir dünyayı inşa et.
Alman Atasözü
Dersi veren yenilgidir, zafer değil...
- Japon Atasözü
Saatin ziliyle birlikte yataktan kalkışım sabah sporu olarak bence yeterli... Her şeyin fazlası zarar.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar...
- Malezya Atasözü
Tuzlu suda beş dakika yatınca içindeki tüm acıyı dışarı atan patlıcanı kıskanıyorum.
Değerli arkadaşlarım.
Bugüne kadar içerisinde bulunduğum antoloji.com'a ve sizlere veda ediyorum.
Çok güzel insanlar çok değerli insanlar tanıdım.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Hoşça kalın.
Laf olsun torba dolsun diye hiç bir şeyi yazmadım.
Tek bir cümlem olsa dilimde,
Bir aforizma vardır içinde.
Yaz yazabildiğin kadar
İçinden geldiği kadar
Nefesin yettiği kadar
Sen yaz yeterki yüreğim
Yazdıkça azalıyor
Zihnimde büyüyen dağlar....
yazmıyorum işte, zorunda mıyım??????¿
İlim aşağıdakileri yükseltir, cahillik yüksektekileri alçaltır.
Duvarda asılı diplomalar insan olmak için yeterli değildir...
Boynu bükük hayallerin gergefinde çaput bağlıyorum kayan yıldızlara
Islandıkça göğsüm gözlerimden
Gök gürültülüsü hıçkırıklarımı ısıtıyorum nefesinden
Barındırmıyor hiç bir şehir sensizliğimi
Her yaslandığım kapıda gözlerin hezimeti uğurluyor yüreğimi
Sığındıkça derdim dermanım yüreğin sınırlarına
Yakılmış bedenlerin külü gibi savruluyorum
Oysaki sen kalbimin atışı
Gülümün kokusu
Gökyüzündeki maviliğimdin
Şimdi ise gamzelerimden biriken gözyaşı
Damarlarıma zerk edilen firak hüznümsün...
ders çalışma bir yastan sonra bitmeli :)) 100 yasinda hala ders mi calisilir
İnsanların başına ne geldiği değil,
O durumda ne yaptıkları önemli...
Var olabilmek, ruhuma bir amaç yüklemek istiyorum. Neden sorularına cevap bulabilmek istiyorum. İçim bu şekilde dolup taşarken geldiği gibi yazıyorum işte.
Gözyaşlarım sel oldu,
Yüreğim yangın yeri.
Sevgilim gitti benden,
Kaldım sensiz öksüz peri.
Düşlerim yıkıldı birden,
Umudum soldu gitti.
Kalbim paramparça oldu,
Sensizlikle doldu içim.
Aşkımızın sonu geldi,
Ne zaman, nasıl oldu?
Bir anlık hata belki,
Şimdi acılarla dolu.
Gözlerimde yaşlar kurudu,
Kalbimdeki aşk söndü.
Sensizlik beni sarıp sardı,
Acılarla örüldü dünya.
Gelme artık geriye,
Yoksa kalbim kırılır.
Aşkımızın izleri silinmez,
İçimde hep sen kalır.
Eğer “seni özlüyorum” dersen ve karşındakinde bunu hissetmezsen enerji kaybedersin.
Kocaman sarıldığında ve karşındaki seni aynı tutmadığında enerji kaybedersin.
Lezzetli bir şeyler pişirdin ve sevgiyle sundun ve karşındaki görmez ve takdir etmezse enerji kaybedersin.
Sevgini sunduğunda ve karşındaki anlamadığında enerji kaybedersin.
Eğer yardım etmeyi seviyorsan ve kendin almıyorsan enerji kaybedersin.
Masumiyeti hatırlatan kendine, kendin olma iznini her zaman ama her zaman vermelisin ama ışığın sana yansımıyorsa içindeki sessiz sese kulak verir misin?"
enden sonra kabzedildi kanatlarım
Azatlık düşlerim yaralı ve yamalı
Lugatım lâl rüyalarına tutsak
Heybemde azık olarak gülüşün
Yolum adımlarının vardığı mekan
Cümlelerim genzimde ilmik ilmik
Kırağı düşmüş kirpiklerim ensarlığına üryan
Göz kanlarımla yıkanmış sevdana sevdam
Ruhum bedenimde sensiz zindan
Ey gül...!
Sensiz çöl olmuş kendimde kaybolmuşum
Muhtaçlığımın ismi sen
İliştir artık dikenlerini kalbimin güllerine
Sensizlik hiçlik
Sensizlik zifiri...
Tiryakiliğinin göçünde mevsimler kirpik eteklerinde üryan
Sana benzemeyen deniz fersah fersah çöl, sensiz soldu gönlüm hislerinden papatya ve gül
Tebessümlerine iliştirmek üzere avuç içlerimde gözyaşlarımla yetiştiriyorum hicran çiçeklerini
Ey merhametime emanet, gönlüme mabet
Aşk kana kana susamaktır çoraklaşana dek
Hasret gözlerinin kahvesinde nefessiz kalmak
Duya duya yutkunmaktır hüznü kederi
Ey narçiçeğim
Görmemezlikten gelsen de sevgimi
Hissetmemek adına öldürsen de kendinde ki beni
Gel gör ki vazgeçemiyorum sevmekten seni...
Hatıra gelgitlerinde kelimelerinin dipsiz kuyuları sarar ürkekliğimi
Sekarat düşlerinde gözlerin son nefesimde şehadet
Siyaha bürünür gün sensiz
Boncuk boncuk matemin yığılır kirpiklerime
Çelimsiz bir mehtap yakar güz mevsimini
Deniz ki gözlerimde iki damla
Ey yüreğimin arzını susarak inleten
Seni y’anmaktan başka bir şey gelmiyor ellerimden…
Kalp safları hüznü aşk sağanağında iplik iplik sarıyor yüreğim kederini
Mevsim saçlarından bir tutam hazan
Sevdadan yana eksik bırakılmış iki cümle kemiriyor dudaklarımın hasretini
Kâğıt vurgunundan bıkkın kırık kalem hüznünde damla damla yüzüm eriyor yüzüne
Sükût orucundan sonra Meryem baharı taştı sürmelerinden
Kan ağlaya ağlaya yosun bağladı hasretin tutuklu kelimelerim
Niyet ettim üç ömür sevdan ateşinden küllenmeye
Çocuksu gülüşlerim hatırına kal bu bahar gitme…
Bu kez gece gündüz fark etmeksizin mehtap oldu ay'a yeryüzü
Meddücezirler duraksadı
Toprak sevdalandı balığa
Asuman vuruldu bir kuşun kanadına
Akşamlar beklenmedi hüznün alasına
Arındırıldı gözlerden pınarlar
Yasemin kokulu yanaklar göz yaşı dualarına çıktı
Kördüğüm çiçekleri açtı karanlığın bağrında
Ağladı kardelenler yağmayan karlar adına
Keyfi sigaralar yakıldı
Zindanlar mühürlendi
Özgürlük sevdalandı tutsaklığa ....
Kırık dökük yüzümün eleminde siman serapları ırgatlığını yapar hüznümün
İç çektikçe hasretini nasırlanır avuç içlerim
Konunca gülüşün dudaklarıma saçlarım şekillenir
Yırtık gömleğim yamalanır dokunuşlarınla
Bilmem anlatsam seni sana ağlar mısın gözlerimden bana
Tarif etsem aciz bırakan yüreğimin yarasını sarar mısın yüreğinin şifasından...
''Dön serzenişlerimin göz kanamalarında açtı narçiçekleri''...
Manzarası değişmiyor şiirlerimin, acıtan mısraların kan uykusunda bilendi bıçak
Dudak kıvrımlarımın kuşları telaşlı, hüznün yakamozunda gözyaşı sağanak sağanak
Sonu olmayan bir ç’ağrıdır bu yüreğimden yüreğine yapılan, sözsüz bir ağıttır bu bakış kıran
Ey gönlümün ilkbaharı, ayazı
Dokunsan tenime bitecek bu avaz
Buse kondursan bu azap sonlanacak
Bitmiyor sensiz soluklarımın kıyımları, tükenmek yetmiyor
Ey ruhumun papatya ateşi
Geçmedi ve geçmeyecekte sen sızılarımın ağıtları…
Yıldız ışığı altında izliyorum seni
Yüreğimin kırık fay hattında hendekten dağlar
Hüznün damlıyor kirpiklerimden
İçimde buğu tutmuş ar’aflı cümleler tarifesi
Söylesene kaç ömür seni sevmeye yeterliydi
Kaç asır yaşam gerekliydi sindirmeye hasretini
Ey göçebeliğime sebep..!
Genzimi yaran hasret
Sevdadan yana ağla yüreğimi ve
Usul usul masal tadında yalnızlığıma iliştir yüreğini…
Sen yağmurlu günlere yakışırsın
Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
Işırsa beni unutma
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma
Yeni dostlar yeni rüzgarlar gelir geçer
Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuturlar
Kahredersin başın önüne düşer
Düşerse beni unutma
G.A.
Resululah'ın: O zaman sayınız çok ama bir hükmünüz olmayacak"dediği zamanları yaşıyoruz.
Zaten benimde şiirde en çok beğendiğom
Olduğu gibi içinde ne geçiyorsa yazmaktır.
Şiir duyguların çoşkulu şekilde dile gelmesidir
Başkası ne yazmiş bende öyle yazayım dersek o şiir olmaz.taklit olur.kendine sit,kendine özgü olacak,kişiliğini,karakterini yansıtacak
Aşık Veysel'in,Yunus Emre'nin şiirlerinin tanınmasının nedeni onları yansıtmasıdır.
yaşam bir yük ve taşıyamıyorsun bazen.siyrilasin geliyor tüm yüklerden.
“Olur ya, belki ben
Bu yüzyıldan değilimdir.
Gelecek olandan belki,
Veya geçmişte kalandan.
İnsan hep içinde yaşadığı
Zamandan olamaz,
Dün, ağır bir yüktür üstümüzde.
Öyle bir gelecek düşlüyorum ki,
Dünün yükünü taşımasın...”
Sappho