soluk alıp veriyor musunuz? nabzınız atıyor mu? bu bulgular varsa korkmayın! hayattasınız...ama tam manasıyla yaşadığınızı söyleyemem...çünkü yaşamak hayatın ortasına dalmaktır...ben varım demektir...yaşam bulgularınız var ama YOKSUNUZ! ! ! bu acıklı bi durum... HAYAT:PAYLAŞMAKTIR....
Hayat,kime ne zaman merhamet edeceği, hangi çocuğunun ne zaman başını okşayacağı belli olmayan bir anneydi. Ne zaman ne kadar süt vereceğini bilemediğimiz koca memeli bir anne... Gözünü bile kırpmadan sütüne zehir katacak kadar hain ve memesinden kan çıkarma pahasına süt verecek kadar şefkatli... İri memelerinin üstünde yatırdığı yavrusuna huzur verdiği gibi, aynı memelerle boğabilirdi de onu. Hangi yavrusu ona güvenebilir ya da ona güvenmeden nefes alabilir ki? Emdiği bu memeden zehirlenmeyi göze almayan çocukları, açlıktan ölmeyi peşin kabul edenlerdir. Bu aşüfte annenin kör çocukları, onun bir tarafını görmezler: Ya güven veren kısmını yada hain kısmını. En acılı çocukları onlardır: Saf güvene kananlarla, hiç güvenmeme tabutuna girenler..
Hayat bazen kırçiçekleri kadar sade Bazen coşkun akan çağlayanlar gibisin. Durgun bir deniz gibi sakin bazen Bazen esen sert rüzgarlar kadar acımasızsın Ama yinede hayat...VAZGEÇİLMEZSİN...
ortalama 70 yıl süren, kalabalık bir sürüde yer kapma mücadelesi içinde sürüye ayak uydurma çabalarıyla geçen bi s..me yaramayan esasen bukowskinin dediği gibi 40 yaşından sonra yaşamanın büyük bir aptallık olduğu dünya düzeninin içinde geçen zaman birimidir hayat...
anlam veremedim veremiyorum insanlar yapıyor hep rol.. benim gibi iyiler sayıyor yerinde kötüler alıyor hep yol.. iyi niyetimi kendime verdim hep değişemez artık çok zor durumuma baktım kendime dikkat dostları tanımak çok zor. yalancının mumu yandı söndü kullar göremedi hep kördü.. yaşama sevincimi kaybettim ve tutkum kalmadı söndü.. çevreme kendime baktım inanamadım müşkül hayrete düştüm kaldım yine tek başıma bomboş dünya ahiret hayata küstümm
O kör hırpani kuyuların tel örgüsü kıyılarında O en ilkel duygunun sancısı Dokusu baharın, Kanın basınçla kalbe pompalayan öyküsü. Oysa bankamatik kabinlerinde uyumayı bekleyen Jelibon üzerindeki rujun bayat kokusu İsimsiz çocuklar kadar dışındaydık hayatın..
bide mor ve ötesinin 3. albümleri gül kendinede bulunan 4. şarkısı. (uğraş didin farklı şeyler yapmak için 3 kişi yada 5 kişi anlar ve zaman ve zaman farklı yüzlerle bazen yanında bazen arkanda...) diya başlar.(dünya yıkılsa anlamazlar) cümlesiyle ve nakaratla sona erer
hayat sizi iplemiyor.. bende öyle..
hayat yaşamasını bilmektir önemli olan geçmesi değildir önemli olan geçen sürede ayakta kalabilmektir
hayat susmaktir.
ey hayat..
sen şaki sularda bir dolunaysın
aslında yokum ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın...
soluk alıp veriyor musunuz? nabzınız atıyor mu?
bu bulgular varsa korkmayın! hayattasınız...ama tam manasıyla yaşadığınızı söyleyemem...çünkü yaşamak hayatın ortasına dalmaktır...ben varım demektir...yaşam bulgularınız var ama YOKSUNUZ! ! ! bu acıklı bi durum...
HAYAT:PAYLAŞMAKTIR....
Yıllar önceydi,
hayat anlaşılması zor bir oyundu
günler kısa, yıllar ise uzundu…
ya şimdi
bir çırpıda bitti hayat gönlüm artık yoruldu
yalan aşklar içinde bir girdap da boğuldu
geçte olsa anladım hayat boş bir masalmış
meğer günler uzun yıllar ise kısaymış
artık dönüş yok harcadım hayatımı
yalancı aşkın için savurdum zamanımı……..
hayat; sen düşünürken başından geçen şeydir :))
1989-...
iki tarih arasına sıkışmış bir kısa çizgi...
alışkanlıklarımız bile sıradan....
Hayat,kime ne zaman merhamet edeceği, hangi çocuğunun ne zaman başını okşayacağı belli olmayan bir anneydi. Ne zaman ne kadar süt vereceğini bilemediğimiz koca memeli bir anne... Gözünü bile kırpmadan sütüne zehir katacak kadar hain ve memesinden kan çıkarma pahasına süt verecek kadar şefkatli... İri memelerinin üstünde yatırdığı yavrusuna huzur verdiği gibi, aynı memelerle boğabilirdi de onu. Hangi yavrusu ona güvenebilir ya da ona güvenmeden nefes alabilir ki? Emdiği bu memeden zehirlenmeyi göze almayan çocukları, açlıktan ölmeyi peşin kabul edenlerdir. Bu aşüfte annenin kör çocukları, onun bir tarafını görmezler: Ya güven veren kısmını yada hain kısmını. En acılı çocukları onlardır: Saf güvene kananlarla, hiç güvenmeme tabutuna girenler..
hayat çok güzel ama anlayabilene yaşakmak lazım
HAYAT
Hayat bazen kırçiçekleri kadar sade
Bazen coşkun akan çağlayanlar gibisin.
Durgun bir deniz gibi sakin bazen
Bazen esen sert rüzgarlar kadar acımasızsın
Ama yinede hayat...VAZGEÇİLMEZSİN...
artık hiçbirşeyden tad alamıyorum.belki biri beni içimden çekip çıkarmış olabilir.belki dew kendim isteyerek başkalarının wucudunu giyinmişimdir.
Alışmaya çalışıyorum...Bir söz vardı: Tembel değilim, yorgun doğdum, dinlenmek için yaşıyorum.
hayat; sevinçlerin,elemlerin,kederin bir yumak oluşturduğu ve mutluluğunda bu yumak içerisinde gizli olduğu bir süreçtir...
ortalama 70 yıl süren, kalabalık bir sürüde yer kapma mücadelesi içinde sürüye ayak uydurma çabalarıyla geçen bi s..me yaramayan esasen bukowskinin dediği gibi 40 yaşından sonra yaşamanın büyük bir aptallık olduğu dünya düzeninin içinde geçen zaman birimidir hayat...
anlam veremedim veremiyorum insanlar yapıyor hep rol.. benim gibi iyiler sayıyor yerinde kötüler alıyor hep yol.. iyi niyetimi kendime verdim hep değişemez artık çok zor durumuma baktım kendime dikkat dostları tanımak çok zor. yalancının mumu yandı söndü kullar göremedi hep kördü.. yaşama sevincimi kaybettim ve tutkum kalmadı söndü.. çevreme kendime baktım inanamadım müşkül hayrete düştüm kaldım yine tek başıma bomboş dünya ahiret hayata küstümm
Güvenme bu kadar aşkıma
Hiç öyle sağlamda değilsin
Titrerim kendi üstüme
Benden değerli değilsin
Değilsin...
Bir bakmışın ben yokmuşum
Üzülmeye doymuşum
İsyanımı yola koyup
HAYATINDAN kaybolmuşum.........
Mutlu olmayı bilmektir hayat... 3 günlük dünya değil.. bir ömür! ! ! Öyle yaşa ki bugün İYİ ne yaptın dediklerinde herzaman bir cevabın olabilsin...
iki ezan arası...
HAYATduygu sallıgıkabul edmıyecek kadarhızlı duygusalsız kupkuru
aslında hayat duygusallıgı kabul etmeyecek kadar
hızlı..
hatta aglamak icin dahi
Acilarla olgunlasmayi vaad ediyorsa yasanmali..
Hayat yaşamdır.Yaşam ise bir tahtaravalli. Bir bakarsın bulutların arasındasın :) ,bir bakarsın toprağa bulanmışsın:(
bu oyunda bütün replikler yalaaaaaaaaaaan!
Hayatın fıtratı size uygun olan tercihi vermektir...
Yakalamaya calismicaksin kardes :)) yakalanmamaya calis yeter...!
O kör hırpani kuyuların tel örgüsü kıyılarında
O en ilkel duygunun sancısı
Dokusu baharın,
Kanın basınçla kalbe pompalayan öyküsü.
Oysa bankamatik kabinlerinde uyumayı bekleyen
Jelibon üzerindeki rujun bayat kokusu
İsimsiz çocuklar kadar dışındaydık hayatın..
GıCıK..
bide mor ve ötesinin 3. albümleri gül kendinede bulunan 4. şarkısı.
(uğraş didin farklı şeyler yapmak için 3 kişi yada 5 kişi anlar ve zaman ve zaman farklı yüzlerle bazen yanında bazen arkanda...) diya başlar.(dünya yıkılsa anlamazlar) cümlesiyle ve nakaratla sona erer
durmadan kendini tekrarlayan bizim için oynayan boş anlamsız bir film veya şaka...