IV düş…, göğsümün kafesinin, klostrofobik yüreği, içerdesin…; bir başına ve yalnız, sıkışıyor kapakçıkların havasız, ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun ve canımı acıtıyorsun zaman zaman; kızıl gölün hep mi dalgalı senin…,
üstelik dengesizsin, her daim yeni hastalıklar seçiyorsun blumia kalbim, ah benim bir deri, bir kemiğim…; kustur kendini, ve korundaki kuşları kızıl nehrinde, kanınla yıka…,
hevesi kursağında kalmış sevdan mı var, penguenler nasıl saklıyorsa bağrında, dört aylık açlığa tahammülle, yavrularına mama…, elbet sen de bilirsin saklamasını vuslat açlığını, hem insansın ya,
ah aşk bir heves midir…; ve madem, rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim, ol şimdi pinokyo…, ve işte gıcırdıyor tahta kalp/ yalancının çatısında…,
ey aşk…; kalbinde sakladığın pinokyonun, uzayan burnu, verdiğin sözlere kızarıyor, ağlıyor tahta bir kalp yalandan sevicilik masallarına, ve bir çocuk gün/ah/sızlığı sığıyor su sızmaz aramıza, talan, dolan ve takladan, var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura, ve sayfamızı arala..., anla;
ki bilirsin, masal bu ya…; rapunzelin saçlarını kestiler mülevvesler, ah evet bir donquichetteyi sevdiyse gönül, suç deli dumrulun muydu ey korkut dede, yüreğimin yel değirmenleri, rüzgâr çalmakta, esintisiz bir gökten…;
ve ah seni seviyorum masalı, sevgili ve güzel kardeşim, aziz dostum; ah o gün bende, ben de demeseydim, bezm/i elest/de; sana yemin olsun ki, yitirmezdim aklımı hüdanın yollarında hiç..., belki ben de,
ah deli savaşçı; kaybetti/n\k/ şimdi, ki; hafızasız bir yürek belle beni de, ve rapunzel, hadi kes artık o uzun saçlarını, karıştırıp masalı tam da şimdi…, yanlış kahramanı sevdin zira, mavi gözlü dev, tutunup saçlarına, çıkamaz ki pencerene..., devden akrobat olmaz ki, masal anlatma bize, . ... .
İnsan hafızası canını acıtan hatıraları çok derinlere iteler.. tarihlerin, şehirlerin, mekanların bir anlamı olmasın ister çoğu zaman... gel gör ki akıllı telefon denen illet insanın unutmak istediği tarihleri tek tek gözüne sokar, 'bir yıl önce hatırlamak isteyeceğiniz fotoğraflarınız var' gibi... o zaman, akıllı telefonu icat edene ağız dolusu küfürler edesiniz gelir..
içinde yaşadığımız bu her an olan ve yıkılan dengenin,varlığımızdaki izleridir.müdrikemiz gelip geçen olan ve yıkılan dengeleri ve bu dengelerin akışını kesik kesik idrak eder ve bu idrakleri saklar.hafıza adeta mekan ile oluşun insan zihinin de biribirine kavuşmasıdır...
Ara sıra kayba uğramak suretiyle,canlılar aleminin en gelişmiş Megabyte'a sahip olan yaratılmışına sorunlar yaşatabilen teknoloji,biyoloji,sosyoloji,psikoloji ve daha bi çok loji'sine denir.... =0P
Zihni açan, hafızayı kuvvetlendiren ve unutkanlığı gideren şeyler:
Kereviz, kuru üzüm, çörek otu yemek, koyun sütü içmek, başı gül yağı ile yağlamak, badem yemek, misk ve karanfil kullanmak, kimyon unu koklamak, öd buharını teneffüs etmek, (o da neyse artık ilk defa duydum) bal yemek.
Hadis-i şerifte de, 'Hafızayı kuvvetlendirmek için bal yiyin' buyurulmuştur.
haydi! bana eskilerden bahset biraz.. konuyu sen seç bak elimde bir kalem var konu bu olabilir mesela bana ilk defa kalemi tuttuğum günü anlat olmadımı? şu nedir peki? bir mendil galiba. kalemden vazgeçtim ilk defa ne zaman ağladım? bana ilk kim uzattı mendilini onu anlat. bak! kalpte bir burukluk belki bu hatırlamanda sana yardımcı olur... anlat.. haydi! ..
silsem, silsem seni en baştan yer bıraksan azcık bana yakamı da... yada anlaşalım sıkışmaya razı ol yenilere yer açalım hep 'çok iyi' birşey istiyorsun kaydetmek için ben ufak şeylere de razıyım oysa...
Yaşantıları öğrenilen konuları bunların geçmişiyle ilişkisini anlakta (zihinde) saklama gücü ve anımsama yetisidir.Bellek insan için çok öenmli bir yetidir.Bellek olmasaydı hiçbir konuda bilgi birikimine sahip olamazdık.
IV
düş…,
göğsümün kafesinin,
klostrofobik yüreği,
içerdesin…; bir başına ve yalnız,
sıkışıyor kapakçıkların havasız,
ya çok hızlı ya da çok yavaş atıyorsun
ve canımı acıtıyorsun zaman zaman;
kızıl gölün hep mi dalgalı senin…,
üstelik dengesizsin,
her daim yeni hastalıklar seçiyorsun
blumia kalbim,
ah benim bir deri, bir kemiğim…;
kustur kendini,
ve korundaki kuşları kızıl nehrinde,
kanınla yıka…,
hevesi kursağında kalmış sevdan mı var,
penguenler nasıl saklıyorsa bağrında,
dört aylık açlığa tahammülle,
yavrularına mama…,
elbet sen de bilirsin saklamasını
vuslat açlığını,
hem insansın ya,
ah aşk bir heves midir…;
ve madem,
rengi en kırmızıya çalan kuşu sevdinse sen kalbim,
ol şimdi pinokyo…,
ve işte gıcırdıyor tahta kalp/
yalancının çatısında…,
ey aşk…;
kalbinde sakladığın pinokyonun,
uzayan burnu,
verdiğin sözlere kızarıyor,
ağlıyor tahta bir kalp
yalandan sevicilik masallarına,
ve
bir çocuk gün/ah/sızlığı sığıyor
su sızmaz aramıza,
talan, dolan ve takladan,
var git ve bir daha hiçlikle dahi gelme huzura,
ve sayfamızı arala...,
anla;
ki bilirsin,
masal bu ya…;
rapunzelin saçlarını kestiler mülevvesler,
ah evet bir donquichetteyi sevdiyse gönül,
suç deli dumrulun muydu ey korkut dede,
yüreğimin yel değirmenleri,
rüzgâr çalmakta,
esintisiz bir gökten…;
ve ah seni seviyorum masalı,
sevgili ve güzel kardeşim,
aziz dostum;
ah o gün bende,
ben de demeseydim,
bezm/i elest/de;
sana yemin olsun ki,
yitirmezdim aklımı hüdanın yollarında hiç...,
belki ben de,
ah deli savaşçı;
kaybetti/n\k/ şimdi, ki;
hafızasız bir yürek belle beni de,
ve rapunzel,
hadi kes artık o uzun saçlarını,
karıştırıp masalı tam da şimdi…,
yanlış kahramanı sevdin zira,
mavi gözlü dev,
tutunup saçlarına,
çıkamaz ki pencerene...,
devden akrobat olmaz ki,
masal anlatma bize,
.
...
.
"sewişmek...b e d e n i n h a f ı z a s ı..."
İnsan hafızası canını acıtan hatıraları çok derinlere iteler.. tarihlerin, şehirlerin, mekanların bir anlamı olmasın ister çoğu zaman... gel gör ki akıllı telefon denen illet insanın unutmak istediği tarihleri tek tek gözüne sokar, 'bir yıl önce hatırlamak isteyeceğiniz fotoğraflarınız var' gibi... o zaman, akıllı telefonu icat edene ağız dolusu küfürler edesiniz gelir..
Güçlü bir hafıza, biraz nimet, biraz da nikmettir ortasını bulursanız gül gibi geçinip gidersiniz...
Bilginin saklanılmasına ilişkin olan hafıza Arapça'dır. Bu kelimeyle türeyen diğer kelimeler ise 'muhafaza', 'hâfız'...gibi gibi...
içinde yaşadığımız bu her an olan ve yıkılan dengenin,varlığımızdaki izleridir.müdrikemiz gelip geçen olan ve yıkılan dengeleri ve bu dengelerin akışını kesik kesik idrak eder ve bu idrakleri saklar.hafıza adeta mekan ile oluşun insan zihinin de biribirine kavuşmasıdır...
Uçucudur. en soluk mürekkep hafızadan iyidir...
Hafızası zayıf bir toplumuz.Kafamız sadece film fırıldağa çalışıyor.bu toplumdan Stephen Hawking çıkmaz. Dr.Martinez
aptalın toplam zekası
Hafızam KUVVETLİDİR diyorsanız,deneyin ve yüzdesini görün....
linke basmadan önce okuyun
Birinci parti (12 ad) fotoğrafa dikkatle bakın...
Sonra ikinci parti (12 adet) fotoğrafa bakın...
Son aşamada bu iki parti fotoğraflara ait veya hiç gösterilmeyen
48 tane fotoğraf gösterilecek ve bunlardan;
1. Birinci partiye ait
2. İkinci partiye ait
3. Hiç görmedim
ikonlarını işaretlemeniz istenecek...
Ve sonrası: hangi yüzdeye girdiğiniz...
http://www.bbc.co.uk/science/humanbody/sleep/tmt/
*adreste soru işareti yok kapatılacak :))
Türk Milletinde en zayıf olan şey neden herşeyi bu kadar kolay unutuyoruz.Yarabi
Ara sıra kayba uğramak suretiyle,canlılar aleminin en gelişmiş Megabyte'a sahip olan yaratılmışına sorunlar yaşatabilen teknoloji,biyoloji,sosyoloji,psikoloji ve daha bi çok loji'sine denir.... =0P
Bazı şeyler bilinçaltında yaşar.......bazen bilmediğimiz şeyleri......bildiğimizi anlarız....küçük ayrıntılar 5 yaşına bile götürür insanı..........
Bellek.
Zihni açan, hafızayı kuvvetlendiren ve unutkanlığı gideren şeyler:
Kereviz, kuru üzüm, çörek otu yemek, koyun sütü içmek, başı gül yağı ile yağlamak, badem yemek, misk ve karanfil kullanmak, kimyon unu koklamak, öd buharını teneffüs etmek, (o da neyse artık ilk defa duydum) bal yemek.
Hadis-i şerifte de, 'Hafızayı kuvvetlendirmek için bal yiyin' buyurulmuştur.
haydi!
bana eskilerden bahset biraz..
konuyu sen seç
bak
elimde bir kalem var
konu bu olabilir mesela
bana ilk defa kalemi tuttuğum günü anlat
olmadımı?
şu nedir peki?
bir mendil galiba.
kalemden vazgeçtim
ilk defa ne zaman ağladım?
bana ilk kim uzattı mendilini
onu anlat. bak! kalpte bir burukluk
belki bu hatırlamanda sana yardımcı olur...
anlat..
haydi! ..
arada formatlayabilsek fena olmazdı.. :))
yanıltıcıdır, gerçekle karıstırılması ise en buyuk hatadır.
mutfak...malzemeler gelir, gider... ama kaç odalı, kaç çalışanı var? bilinmez...
ne kadar ilğinç ya bu hafıza olayı, anlamadıgım ender şeylerden birisi.....
ne zaman pot kırdım yine ben ya.((
sölerdim ama koz vermek istemiyom:P
psikologlarda süründüren..
ne olduda geldin bu hale :)
karalama kağıdı.
silsem, silsem seni en baştan
yer bıraksan azcık bana
yakamı da...
yada anlaşalım
sıkışmaya razı ol
yenilere yer açalım
hep 'çok iyi' birşey istiyorsun kaydetmek için
ben ufak şeylere de razıyım oysa...
Tarih ve isimler disinda hafizama alamayacagim sey yok sanki..
Yaşantıları öğrenilen konuları bunların geçmişiyle ilişkisini anlakta (zihinde) saklama gücü ve anımsama yetisidir.Bellek insan için çok öenmli bir yetidir.Bellek olmasaydı hiçbir konuda bilgi birikimine sahip olamazdık.
bazen kaybetmeyi dilediğimiz şey..