merhaba arkadaşlar....Ya Güzeli neye göre seçiyoruz bu kelimede bi çok kavram var...örneğin kalbine göre mi güzel huyuna göre mi güzel fiziğine göre mi güzel karakterine göre mi güzel....çapraşık bi durum..mesela elbisem mi güzel yaptığım yemeklerim mi? ? ? ? ben mi güzelim annem mi? ? ? :) demek istediğim güzel kelimesi bi çok nitelik barındırır içinde..mesela bence hayat güzel..yaşamayı bilen insanlar güzel..ağlamakta güzel gülmekte sevmekte sevilmekte..terk edilmekte..kavga etmekte..güzel görenin kalbindedir....mesela bence bütün insanlar güzell..zaten hayatı olumlu düşünmeye başladığınız anda size herşey güzel gelecektir..bide bazı insanlar iç güzellik mi dış güzellik mi önemli diye sorarlar bana? ? ? bence bu tartışılır..mesela güzelliği yoksa başarısı olsun,mantıklı kültürlü ne istediğini bilen insan zaten güzeldir benim için..ama bunlar olmasın dış görünüş olsun yine fark etmez o da fiziğiyle anılır..yani biri aklıyla bi diğeri zekasıyla..birbirini dengeler yani....
Güzelliğini ifade etmek adına bu şehre eriha demişler...
ay gibi güzel....
yeşilliğinden ve mis kokulu çiçeklerinden erihayı tanırsınız.....
muz bahçeleri göze çarpar....adım başı muz ağaçları....
bir de oraların yöresel çorbasını yaptıkları bir ot yetiştiriliyor....otun adını...adını...affedin not etmemişim... :)
turistik bir dinlenme tesisinde durursanız lut gölünden çıkartılmış kum ve tuzlarla yapılan güzellik iksirlerine rastlarsınız :)
kremler losyonlar vs...
benim fikrimi sorarsanız..naçizane...lut gölünde -ki ölü deniz diyoruz -adı üzerinde ölü.. içinde hiçbir canlı yetişmiyor o lanetlenmiş sularda...o ölü yerden çıkan balçık çamur ve tuz mu insanın tazeliğine sebep olacak?
Kolay bulunsun diye cevabı, kendi güzelliğinden halka güzellik vermişti Hak. Görelim ve gördükçe Güzel'e yakınlaşalım diye güzelliği yaratmıştı; ve güzelliğin hamuruna kendi nurundan nur katmıştı.
Güzel olan,iyi,doğru ve yararlı olandı. Kitab-ı Aşk/İ.Pala
Bu arada her kim önemli olan iç güzellik, dış güzellik pek önemli değil derse bence yalan söylemiş olur. Çünkü ben bir bayanın ilk anda içinin nasıl olduğunu bilemem. Beni onun dış güzelliği etkiler. Her iki güzellik olursa çok GÜZEL olur.
Lanet olsun! .. Olmuyor, bir türlü veremiyorum kendimi... Yazmayı denedim, kelimeler kaçtı; iki tek attım, rakı bitti. Çay demledim... Tek başıma tango yaptım. Bir Gün Tek Başına’yı okudum, okumaya daldım. Şiir okudum... Türkü söyledim... Kovamadım seni! ...
YOK BE GÜZEL, HATA ETTİM! .. TUTUP ŞAP DİYE ÖPMELİYDİM O KÜÇÜCÜK AĞZINDAN, AVUÇLARIMA ALIP YUVARLACIK YÜZÜNÜ... YA İTELEYİP TERSLERDİN YA DA.................
Aklıma Murathan’ın öyküsü geliyor. Boyacıköy’de Kanlı Bir Aşk Cinayeti” Film yapacaktım güya. Senaryosunu nereye koydum ki? .. “Adam durakta otobüs bekler. Gelin arabası gelir, duru durağın karşısındaki lokantanın önünde. Gelin, damat, üç de adam inerler arabadan, girerler lokantaya. Adam geline bakar, bir süre sonra da gelinin gözleri kilitlenir adama. Yemek biter. Gelin, damat ve adamlar kalkarlar. Adam duraktan çıkıp, gelinin yanına gelir. Elini tutar; “Seni seviyorum.” der. Gözleri açıktır, ama ıslak. Sonun başlangıcı gibidir gözleri. Tekrar eder; “Seni seviyorum... N’olur gitme...” Gelin adama bakar, sonun başlangıcını görmüştür o da... Gülümser yine de... Yine de iki damla yaş süzülür gözlerinden yanaklarına, kimseler görmez.Adama döner. daha bir sıkar, elini sıkan adamın elini. “Çok geç! ” der, “Çok geç kaldın. ben de seni seviyorum ama geç kaldın.” Bu diyalog kimine göre uzun, kimine göreyse kısacık sürer. Adam elini redingotunun cebine sokar. Bir silah çıkarır. Bir gül uzatır gibi doğrultur geline. “Seni seviyorum.” der, “Seni çok seviyorum. N’olur gitme...” Gelin gülümser. Sonun da sonu gelmiştir. “Geç kaldın.” der, “Çok geç kaldın...” Adam tetiği çeker... Bu benim özetim. Öykünün aslı çok daha uzun. Benim senaryom daha farklı. İstersen anlatırım.
YOK BE GÜZEL, HATA ETTİM! .. TUTUTP ELİNİ, BAĞRIMA SOKMALIYDIM... YA KAÇARDIN YA DA........
Üşüyorum güzel... Alnımda ter boncuk boncuk ama ben üşüyorum güzel... Ne diyordu Yunus “Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca.” Ben diyorum işte, Yunus ne karışır? ..
Uyku bastırıyor... Kaset yine bitti... Çay da bitti... Bir sigara daha yaktım yanan boğazıma inat. Telefonum hala açık. Ama o da bana inat çalmıyor. Çalsın be güzel! .. Dalgalar çarpıyor cümlelerime. Duyuyor musun dalga seslerini güzel? ..
Yalnızım güzel... Çok yalnızım... Üşüyorum güzel... Gel güzel... Kaçma güzel... Kırma be güzel, kırdırma... Nen varsa al da gel güzel... Yükle sırtıma, korkma taşırım ben. Gel güzel... Gecikme güzel, geciktirme... (zafer akkaş'tan)
anlatılmak istenen beğeninin derecesini yeterli derecede veremediği düşüncesiyle olsa gerek, kullanımı giderek azalan bir kelime. süper, mükemmel, çılgın, manyak gibi kelimeler daha revaçta
'ben güzele güzel derim/güzellikler zaten benim'...Ozan Telli ağabeyimin bu dizelerini bestelemiştim teee seneler önce...yani karacaoğlan'a güzel bi cevap vermişti üstad...güzel,niye illa senin olsun kiiii... :))
Can Yücel'in kızının adı
Güzellik kurtaracak dünyayı
Kişiden kişye değişen insan güzelliği,en güzeller doğa ve çocuktur
merhaba arkadaşlar....Ya Güzeli neye göre seçiyoruz bu kelimede bi çok kavram var...örneğin kalbine göre mi güzel huyuna göre mi güzel fiziğine göre mi güzel karakterine göre mi güzel....çapraşık bi durum..mesela elbisem mi güzel yaptığım yemeklerim mi? ? ? ? ben mi güzelim annem mi? ? ? :) demek istediğim güzel kelimesi bi çok nitelik barındırır içinde..mesela bence hayat güzel..yaşamayı bilen insanlar güzel..ağlamakta güzel gülmekte sevmekte sevilmekte..terk edilmekte..kavga etmekte..güzel görenin kalbindedir....mesela bence bütün insanlar güzell..zaten hayatı olumlu düşünmeye başladığınız anda size herşey güzel gelecektir..bide bazı insanlar iç güzellik mi dış güzellik mi önemli diye sorarlar bana? ? ? bence bu tartışılır..mesela güzelliği yoksa başarısı olsun,mantıklı kültürlü ne istediğini bilen insan zaten güzeldir benim için..ama bunlar olmasın dış görünüş olsun yine fark etmez o da fiziğiyle anılır..yani biri aklıyla bi diğeri zekasıyla..birbirini dengeler yani....
güzel=BEN :))))))
göreceli bir kavram...güzelligin beş para etmez bu bendeki aşk olmasa...aşık veysel....
Eriha....
Güzelliğini ifade etmek adına bu şehre eriha demişler...
ay gibi güzel....
yeşilliğinden ve mis kokulu çiçeklerinden erihayı tanırsınız.....
muz bahçeleri göze çarpar....adım başı muz ağaçları....
bir de oraların yöresel çorbasını yaptıkları bir ot yetiştiriliyor....otun adını...adını...affedin not etmemişim... :)
turistik bir dinlenme tesisinde durursanız lut gölünden çıkartılmış kum ve tuzlarla yapılan güzellik iksirlerine rastlarsınız :)
kremler losyonlar vs...
benim fikrimi sorarsanız..naçizane...lut gölünde -ki ölü deniz diyoruz -adı üzerinde ölü.. içinde hiçbir canlı yetişmiyor o lanetlenmiş sularda...o ölü yerden çıkan balçık çamur ve tuz mu insanın tazeliğine sebep olacak?
mantığım kabul etmiyor.... :)
Kaç binyıl önce sormuştu Platon; 'Güzel nedir'
Güzel kimdi gerçekten ve neydi güzellik?
Kolay bulunsun diye cevabı, kendi güzelliğinden halka güzellik vermişti Hak. Görelim ve gördükçe Güzel'e yakınlaşalım diye güzelliği yaratmıştı; ve güzelliğin hamuruna kendi nurundan nur katmıştı.
Güzel olan,iyi,doğru ve yararlı olandı. Kitab-ı Aşk/İ.Pala
Bu eski bir sözdür,söylenir ezel
Dilber akçe ister,dinlemez gazel
Zengince bir âşık bulsa bir güzel
Züğürdü feryada salması vardır...
güzel kadın demek ben ist narin kurtaran
Söylemeyi Unuttum Bide Devrime Karşı Olanların Vay Aklına :)
Yüzüne bakılamayacak kadar güzel olsa bile benim olmadıkça asla 10 üzerinden 10 alamaz.
9da kalır.
Bu da bana ait olan megalomanya.
güzel bakan güzel görür...
güzel gören güzel düşünür...
güzel düşünen güzel konuşur...
sevilmesiyle var olan, kendi varligi olmaya...
En güzel şiirsin sen
Daha önce kimseye yazılmayan
Hecelerin en güzelidir ismin
Seni her anışımda
Dudaklarımda yaşam bulan
Mısralarda seni anlatmak
İşte odur en zor olan
Sen değil misin aklımdaki kelimelere sığmayan
Ama yine de gönül kimi severse güzel odur.
Bu arada her kim önemli olan iç güzellik, dış güzellik pek önemli değil derse bence yalan söylemiş olur. Çünkü ben bir bayanın ilk anda içinin nasıl olduğunu bilemem. Beni onun dış güzelliği etkiler. Her iki güzellik olursa çok GÜZEL olur.
Güzelliğin beş para etmez şu bendeki aşk olmasa. (Aşık Veysel)
EY SEVGİLİ SEN ELDE DEĞİL BENDE GÜZELSİN
güzel'e....
Lanet olsun! .. Olmuyor, bir türlü veremiyorum kendimi... Yazmayı denedim, kelimeler kaçtı; iki tek attım, rakı bitti. Çay demledim... Tek başıma tango yaptım. Bir Gün Tek Başına’yı okudum, okumaya daldım. Şiir okudum... Türkü söyledim... Kovamadım seni! ...
YOK BE GÜZEL, HATA ETTİM! .. TUTUP ŞAP DİYE ÖPMELİYDİM O KÜÇÜCÜK AĞZINDAN, AVUÇLARIMA ALIP YUVARLACIK YÜZÜNÜ... YA İTELEYİP TERSLERDİN YA DA.................
Aklıma Murathan’ın öyküsü geliyor. Boyacıköy’de Kanlı Bir Aşk Cinayeti” Film yapacaktım güya. Senaryosunu nereye koydum ki? ..
“Adam durakta otobüs bekler. Gelin arabası gelir, duru durağın karşısındaki lokantanın önünde. Gelin, damat, üç de adam inerler arabadan, girerler lokantaya. Adam geline bakar, bir süre sonra da gelinin gözleri kilitlenir adama. Yemek biter. Gelin, damat ve adamlar kalkarlar. Adam duraktan çıkıp, gelinin yanına gelir. Elini tutar; “Seni seviyorum.” der. Gözleri açıktır, ama ıslak. Sonun başlangıcı gibidir gözleri. Tekrar eder; “Seni seviyorum... N’olur gitme...” Gelin adama bakar, sonun başlangıcını görmüştür o da... Gülümser yine de... Yine de iki damla yaş süzülür gözlerinden yanaklarına, kimseler görmez.Adama döner. daha bir sıkar, elini sıkan adamın elini. “Çok geç! ” der, “Çok geç kaldın. ben de seni seviyorum ama geç kaldın.” Bu diyalog kimine göre uzun, kimine göreyse kısacık sürer. Adam elini redingotunun cebine sokar. Bir silah çıkarır. Bir gül uzatır gibi doğrultur geline. “Seni seviyorum.” der, “Seni çok seviyorum. N’olur gitme...” Gelin gülümser. Sonun da sonu gelmiştir. “Geç kaldın.” der, “Çok geç kaldın...” Adam tetiği çeker...
Bu benim özetim. Öykünün aslı çok daha uzun. Benim senaryom daha farklı. İstersen anlatırım.
YOK BE GÜZEL, HATA ETTİM! .. TUTUTP ELİNİ, BAĞRIMA SOKMALIYDIM... YA KAÇARDIN YA DA........
Üşüyorum güzel... Alnımda ter boncuk boncuk ama ben üşüyorum güzel... Ne diyordu Yunus “Ben güzele güzel demem, güzel benim olmayınca.” Ben diyorum işte, Yunus ne karışır? ..
Uyku bastırıyor... Kaset yine bitti... Çay da bitti... Bir sigara daha yaktım yanan boğazıma inat. Telefonum hala açık. Ama o da bana inat çalmıyor. Çalsın be güzel! .. Dalgalar çarpıyor cümlelerime. Duyuyor musun dalga seslerini güzel? ..
Yalnızım güzel... Çok yalnızım... Üşüyorum güzel... Gel güzel... Kaçma güzel... Kırma be güzel, kırdırma... Nen varsa al da gel güzel... Yükle sırtıma, korkma taşırım ben. Gel güzel... Gecikme güzel, geciktirme...
(zafer akkaş'tan)
goze rahatsizlik vermeyen bir goruntu
bakinca bir miktar haz alinan her bir sey ahenkli estetik
onun haricinde dokunulunca tadilinca koklaninca duyulunca ve zihinsel olarak hazmedilince haz alinan hosa giden her sey
anlatılmak istenen beğeninin derecesini yeterli derecede veremediği düşüncesiyle olsa gerek, kullanımı giderek azalan bir kelime. süper, mükemmel, çılgın, manyak gibi kelimeler daha revaçta
güzellik hem dıştan hemde içten olmalı ancak öyle anlam kazanır
ben benim olmasa da güzele güzel derim yunus değilim ben :))
nasıl baktığınıza bağlı
BEN GÜZELE GÜZEL DERİM GÜZEL BENİM OLMASADA...
'ben güzele güzel derim/güzellikler zaten benim'...Ozan Telli ağabeyimin bu dizelerini bestelemiştim teee seneler önce...yani karacaoğlan'a güzel bi cevap vermişti üstad...güzel,niye illa senin olsun kiiii... :))
güzel ben demek ben demek güzel demek ben sadece böle tanım yapabiliyorum.
bir diğerine göre daha baskın olan
sonu olmayan
Göze ve gönüle hitab eden her şey
22 temmuz seçimleri güzel olacak.... :))