Görmede çoktan ikamet eden hem dünyanın gösterisinde hem de varoluşumuzda işlev kazandıran bir anlamı vardır, özne deneyiminin niteliksel özelliğinin bize verilebilmesi için dünyanın bir gösteri , kişiye has bedenin de tarafsız bir zihin tarafından bilinen bir mekanizma olması gerekirdi.
Merleau PONTY, Fransız Filozof, 1961
Yaratır Allah gökleri ve yeri gerçek ile, cezalansın herkes diye, kendi yaptıklarıyla, çünkü haksızlık yapılmaz hiç kimseye. - KURAN, KENDİ.
İnsanız elbet... Gömülürüz de aczimizin muhitine idrak edemeyiz...Göremeyiz büyük resmi...Yaralarımıza dokunmuş her kim varsa sevk-i ilahiylediler...Acımız engel olur bu gerçeği anlamaya...bilemeyiz.. Alışkanlıklarımızın esaretinde farklı olanı arayıp dursaktaaa bulduğumuzda -öteki -diye yaftalamakta da üstümüze yoktur... Geçmek gerek bunları çarçabuk hem de.. Zaman renkli bir sabun köpüğü değil mi ki ellerimizde :)
Biz olur mu olmaz mı diye papatyaların neslini tüketmedik.. Ama sevimli bir kediyi ha gördük, ha göreceğiz diye diye gözümüzü telef ettik.. hiiihh :)))
evvel görürdüm vechinde bir hal bir nur-ı muşa'şaa bir nur-ı cevval insan değildi san ruh-ı seyyal herbir nazarda bir türlü ikbal her söyleyişte bir tatlı minval bulmuşdu alem zatımda icmal bilmem ne oldu. bilmem ki ahval
eylerse şeytan bir ferdi idlal şekden şekke etmez mi isal
her bir nazarda sevda görürdüm her yerde Hakkı peyda görürdüm nakş-ı cihanı ziba görürdüm meczub değil ben tuba görürdüm maşuk yüzünde mevla görürdüm ah pek tatlı rüya görürdüm bilmem ne oldu bilmem ki ahval.
münzevi: almaz bu hali, idrak-i insan hem abd-i ahkar hem uzv-ı sultan vahdette kesret, müşkil tezat bu
şeyh: kesretde vahdet, hak böyle ya Hu!
aşkıyla fıtrat yeksan mıı bilmem farkıyla hayret bir an mı bilmem bugün devvar bî-can mı bilmem behmûd mu, taş mı, hayvan mı bilmem hassas mı, his mi, vicdan mı bilmem mahluk mu, yoksa sübhan mı bilmem bilmem kimim ben, ey müzlim-i esrar
Görülebilecek maddeleri vücut gözü sağlam olanlar görür, ancak görme özürlüler hariç. Önemli olan vücut gözünün görmesi değil, aynı zaman da kalb gözününde görmsidir.
'görmeyi öğreniyorum. bilmiyorum neden, her şey içimde daha derinlere işliyor, her zamankinden daha derinlere. bir iç dünyam varmış da bilmezmişim. her şey şimdi oraya gidiyor. orda neler olup bittiğini bilmiyorum.'
iki kalp arasında ki en kısa yolda bir birimize sarılıp yürüyorduk sen kalbimin en sol tarafında merdivenleri tırmanıyordun kim bilecekti ki aşklar nankör bir daha kimseyi sevmeyeceksin
kendini gel de benim gözümden 'gör' ...
serdar bunu söylemek için ne çaba vermiş :) saygı göstermeli.. ya ben! çevrimdışı muhterem sözüm sana :) şimdi: okuyup sırıtıyorsun tıpkı yazarken sırıttığım gibi :))
ya! ne desem az. ne gerek söze.. zaten sen biliyorsun :)
'Dünya görüşü olduğunuz yerde sayıyorsunuz demektir; bir felsefeye, gerçekle ilgili belli açıklamalara inanırsınız. Aynı kalırsınız, değişmezsiniz. Dünya görüşü sizi biraz bilgilendirir, daha bilgili olursunuz. Görmek ise sizi dönüştürür. Ancak dönüştüğünüzde, yaşamın başka yüksekliklerini ve derinliklerini deneyimlediğinizde, görebilirsiniz.'..........................................................................(*)
O yadsinamaz, inkar edilemez cünkü apacik ortada olandir. Biz uyku denilen bilecek bir vaziyette oldugumuzdan yada körlügümüzden apacik ortada olan bu hakikati farkedip yasayamiyoruz.
'Dünyada kör olan ahirettede kördür, üstelik iyice yolunu sasirmistir.' (isra 72)
'O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir. Hem O her seyi bilendir! ' (Hadid 3
Hazreti Muhammed bunu 'Eshedu' ile anlatmak istemis. Eshedu'nun manasi GÖREREK sehadet ederim demektir. Öyleyse 'Eshedu'yu sadece sözle söylememeli, fiilini de tamamlamali.
Imanin bu sartina 'Kelime-i Sehadet' getirmek diyorlar. Sahadetin sadece kelimesinde yani sözünde kalmamali, bizzat sehadet etmeli, yani Allah'i görmeli.
Bu görme fiili tabiki bas gözüyle degil bilic gözüyle, basiret ile olur. Yoksa O´nu algilamak muhaldir, algilanmaz! Su basit sebeble ki, kendisi bi ZATi algilayandir.
elleri arkadan kelepçeli celladına gülümseyen bir adam gördüm bir hırsızı iş başında gördüm sakin ve hünerliydi elleri görüş gününde bir genç kız tedirgindi kalbi çubuklarla yemek yiyen adamı gördüm yetenek değil alışkanlıktı onunkisi gün gördüm günler gördüm seni gördüm şad oldum
Bazen beklediklerimiz, hayallerimiz avuçlarımıza konar: Görmeyiz, göremeyiz...Bazen yaşam boyu arar dururuz... Orada, tam karşımızda durur...Konuşmayız,konuşamayız... İçimizde tutmak isteriz! .. İçimizde olması sevdanın, içimizi ısıtacak mı? ... Avuçlarımıza konana sahip çıkmak adına...İşte bazen, yaşamlar böyle tükeniyor, bilinmeze giden bir yolcu gibi...Geride ıslak bir mendil ve bir kaç dize...
-köremeyirum köremeyirum! - furayim ha o kafaya iki odun köremeyisun çünkü ışıkları söndürdum e tengri yarebbi! haku sefili koçi motore si. mişa dozdi...
Görmede çoktan ikamet eden hem dünyanın gösterisinde hem de varoluşumuzda işlev kazandıran bir anlamı vardır, özne deneyiminin niteliksel özelliğinin bize verilebilmesi için dünyanın bir gösteri , kişiye has bedenin de tarafsız bir zihin tarafından bilinen bir mekanizma olması gerekirdi.
Merleau PONTY, Fransız Filozof, 1961
Yaratır Allah gökleri ve yeri gerçek ile, cezalansın herkes diye, kendi yaptıklarıyla, çünkü haksızlık yapılmaz hiç kimseye. - KURAN, KENDİ.
Başkasında en çok görmek istediğimiz şey aslında kendimizde en çok sakladığımız şey olabilir mi, yani sadece sordum.
"Görmeden Önce Ölmeniz Gereken 101 Yer:: 1) Araf Dağı 2) Sırat Köprüsü 3) Şol Cennetin Irmakları ..."
Gözlerini kapat da gör. James Jojce
İnsanız elbet...
Gömülürüz de aczimizin muhitine idrak edemeyiz...Göremeyiz büyük resmi...Yaralarımıza dokunmuş her kim varsa sevk-i ilahiylediler...Acımız engel olur bu gerçeği anlamaya...bilemeyiz..
Alışkanlıklarımızın esaretinde farklı olanı arayıp dursaktaaa bulduğumuzda -öteki -diye yaftalamakta da üstümüze yoktur...
Geçmek gerek bunları çarçabuk hem de..
Zaman renkli bir sabun köpüğü değil mi ki ellerimizde :)
Biz olur mu olmaz mı diye papatyaların neslini tüketmedik..
Ama sevimli bir kediyi ha gördük, ha göreceğiz diye diye gözümüzü telef ettik.. hiiihh :)))
Ne kadar çok akıl, zeka, emek, genede yetmez, hep bir eksik kalır.
bakmak ayrı görmek ayrı. her bakan görseydi bakanlar çalmazdı dedim ve gittim..
Ve görememek..
evvel görürdüm vechinde bir hal
bir nur-ı muşa'şaa bir nur-ı cevval
insan değildi san ruh-ı seyyal
herbir nazarda bir türlü ikbal
her söyleyişte bir tatlı minval
bulmuşdu alem zatımda icmal
bilmem ne oldu. bilmem ki ahval
eylerse şeytan bir ferdi idlal
şekden şekke etmez mi isal
her bir nazarda sevda görürdüm
her yerde Hakkı peyda görürdüm
nakş-ı cihanı ziba görürdüm
meczub değil ben tuba görürdüm
maşuk yüzünde mevla görürdüm
ah pek tatlı rüya görürdüm
bilmem ne oldu bilmem ki ahval.
münzevi:
almaz bu hali, idrak-i insan
hem abd-i ahkar hem uzv-ı sultan
vahdette kesret, müşkil tezat bu
şeyh:
kesretde vahdet, hak böyle ya Hu!
aşkıyla fıtrat yeksan mıı bilmem
farkıyla hayret bir an mı bilmem
bugün devvar bî-can mı bilmem
behmûd mu, taş mı, hayvan mı bilmem
hassas mı, his mi, vicdan mı bilmem
mahluk mu, yoksa sübhan mı bilmem
bilmem kimim ben, ey müzlim-i esrar
...
muvafakat ediyorum
Görülebilecek maddeleri vücut gözü sağlam olanlar görür, ancak görme özürlüler hariç.
Önemli olan vücut gözünün görmesi değil, aynı zaman da kalb gözününde görmsidir.
evet,bakmanın bir adım önünde olmak..herkes bakar ama herkes göremez.
'görmeyi öğreniyorum. bilmiyorum neden, her şey içimde daha derinlere işliyor, her zamankinden daha derinlere. bir iç dünyam varmış da bilmezmişim. her şey şimdi oraya gidiyor. orda neler olup bittiğini bilmiyorum.'
Sonunda görebilmek..iyiyi farkedebilmek için önce kötüyü görmenin faydası oluyormuş..öyle derler :)
Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür, gerçekçi tünelle birlikte ışığı hemde gelecek treni görür.
-J.HARRİS-
Anlatamam Görmen Lazım
Ayrılık ölüm değil
Hükmünü sürer hayat
Yaşamak yaşamaktır
Ama zor çok zor
Nefes almak
Bilmeyen anlayamaz
Sokağın sessizini
Gecenin sensizini
Dön diye cana sarmak
Anlatamam görmen lazım
Bana geri dönmen lazım
Yeniden gülmem için
Beni baştan sevmen lazım
Bir gece daha bitti
Yediyi vurdu saat
Güneşin yüzü güleç
Hep vaat ömür hep vaat
Anlatamam görmen lazım
Bana geri dönmen lazım
Birdaha sevmem için
Beni baştan sevmen lazım
Uğur Murathan
iki kalp arasında ki en kısa yolda
bir birimize sarılıp yürüyorduk
sen kalbimin en sol tarafında
merdivenleri tırmanıyordun
kim bilecekti ki aşklar nankör
bir daha kimseyi sevmeyeceksin
kendini gel de benim gözümden 'gör'
...
serdar bunu söylemek için ne çaba vermiş :) saygı göstermeli..
ya ben!
çevrimdışı muhterem sözüm sana :)
şimdi:
okuyup sırıtıyorsun tıpkı yazarken sırıttığım gibi :))
ya! ne desem az. ne gerek söze.. zaten sen biliyorsun :)
bu alemde görmek bile nisbidir...misal kaşınan yeri parmak gözden iyi görür...! ! !
görmediğimiz zaman kıymetini anlarız :)
'Dünya görüşü olduğunuz yerde sayıyorsunuz demektir; bir felsefeye, gerçekle ilgili belli açıklamalara inanırsınız. Aynı kalırsınız, değişmezsiniz. Dünya görüşü sizi biraz bilgilendirir, daha bilgili olursunuz.
Görmek ise sizi dönüştürür. Ancak dönüştüğünüzde, yaşamın başka yüksekliklerini ve derinliklerini deneyimlediğinizde, görebilirsiniz.'..........................................................................(*)
O yadsinamaz, inkar edilemez cünkü apacik ortada olandir. Biz uyku denilen bilecek bir vaziyette oldugumuzdan yada körlügümüzden apacik ortada olan bu hakikati farkedip yasayamiyoruz.
'Dünyada kör olan ahirettede kördür, üstelik iyice yolunu sasirmistir.' (isra 72)
'O, ilk ve sondur; görünen ve görünmeyendir. Hem O her seyi bilendir! ' (Hadid 3
Hazreti Muhammed bunu 'Eshedu' ile anlatmak istemis. Eshedu'nun manasi GÖREREK sehadet ederim demektir.
Öyleyse 'Eshedu'yu sadece sözle söylememeli, fiilini de tamamlamali.
Imanin bu sartina 'Kelime-i Sehadet' getirmek diyorlar. Sahadetin sadece kelimesinde yani sözünde kalmamali, bizzat sehadet etmeli, yani Allah'i görmeli.
Bu görme fiili tabiki bas gözüyle degil bilic gözüyle, basiret ile olur. Yoksa O´nu algilamak muhaldir, algilanmaz! Su basit sebeble ki, kendisi bi ZATi algilayandir.
seni gördüm. bu gözler asla unutmaz gördüğünü.
elleri arkadan kelepçeli
celladına gülümseyen bir adam gördüm
bir hırsızı iş başında gördüm
sakin ve hünerliydi elleri
görüş gününde bir genç kız
tedirgindi kalbi
çubuklarla yemek yiyen adamı gördüm
yetenek değil alışkanlıktı onunkisi
gün gördüm
günler gördüm
seni gördüm
şad oldum
Bazen beklediklerimiz, hayallerimiz avuçlarımıza konar: Görmeyiz, göremeyiz...Bazen yaşam boyu arar dururuz... Orada, tam karşımızda durur...Konuşmayız,konuşamayız... İçimizde tutmak isteriz! .. İçimizde olması sevdanın, içimizi ısıtacak mı? ... Avuçlarımıza konana sahip çıkmak adına...İşte bazen, yaşamlar böyle tükeniyor, bilinmeze giden bir yolcu gibi...Geride ıslak bir mendil ve bir kaç dize...
İlk gördüğüm de :))
Mümkün mü? bilmiyorum...
görmemişin bir oğlu olmuş tutupta ç... kesmiş..
-köremeyirum köremeyirum!
- furayim ha o kafaya iki odun
köremeyisun çünkü ışıkları söndürdum
e tengri yarebbi! haku sefili koçi motore si. mişa dozdi...
bakışlarından iniverirse yüreğine..süzülürse ruhuna...işte tam orada bulacaksın görmek dediğinin tam tezahürünü....
çok beklemek
kendince uğraşılar