Lisedeydim. Annem bir gün beni ders çalışırken gördü, gözleri yaşardı. "Kıyamam ben anneme" dedim ve onu bir daha ağlatmamak için ders çalışmayı bıraktım.
Şimdi ne mi yapıyorum? Limon satıyorum pazarda... Koş vatandaş kooşş! Batan geminin malları bunlar! Hade limona geeel!
GENÇLERE Söyle onlara, söyle aşağıya-çekenlere, güneşe-vuranlara, kendini-lekeleyenlere, ahenk-susturanlara, “Gün olmasına hazır değilsen bile Sürmez gece sonsuza dek.” Haklı olacaksın. Çünkü budur asıl zor hedef. Şarkının sonu için değil, Kazanılan mücadeleler, Anda yaşa.
Gwendolyn BROOKS
[Gwendolyn Elizabeth Brooks (1917-2000) / Toplumundaki sıradan insanların kişisel mücadeleleriyle ilgili çalışmalar yapan yazar, öğretmen ve Pulitzer Şiir Ödülü'nü kazanan (1950) ilk Afrika kökenli Amerikalı şair]
Psikanaliz yapıtlarıyla dünyayı kendisine hayran bırakan; Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler, Budala, Yeraltından Notlar gibi edebiyatın en iddialı yapıtlarının yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 19. yüzyıl klasiklerinin en sevilen kalemlerinden biridir.
Rus medya kuruluşu Russia Beyond, dünya edebiyatına şaheserler kazandıran Rus yazarın yanından ayırmadığı 5 kitabını sıraladı.
İşte o 5 kitap: 1. Kandid / VOLTAIRE 2. Sefiller / Victor HUGO 3. Don Kişot / CERVANTES 4. L'Uscoque / George SAND 5. Maça Kızı / Aleksandr PUŞKİN
Müziğimizin, eli maşalılığını hünerlice(!) kullanarak kendisini "diva" ilan ettiren babaanne kalibresindeki "dönüşümlü" bülü bülü'sü, bir erkek oyuncunun bir filmde izlediği öpüşüne tav olmuş ve "Öpmüyor, adeta VANTUZLUYOR!" demiş. Derken de ağzından sular akmış.
(Kaynak: Dünya Güzellerim Masada / YouTube)
Soruyorum; Şimdi buna diva mı denir yoksa DEVE mi?
37 bin Kadın barış için dans etti! Hindistan'ın Gujarat eyaletinin Dwarka kentinde yaklaşık 37 bin kadın, Hindu inanışına göre barış mesajı veren "Maha Raas" ritüeli için toplandı.
Altın sarısı kumların üzerinde dans ettiler, Senkronize şekilde daire çizdiler. Ritüele katılan Hindu kadınlar etkinliğin, genç nesillerin kültür ve geleneklerini öğrenmeleri icin segikediklerini belirttiler.
Hindu inanışına göre Dwarka kenti Hindu tanrısı Krişna'nın Krallığı'nın bulunduğu yer... Ve Maha Raas ritüeli 5 bin yıllık bir geçmişe dayanıyor. (haberglobal.com.tr, 27 12 2023)
YAŞAM'a DAİR "Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin; korkarak yaşıyorsan, yalnızca yaşam'ı seyredersin." [Friedrich Wilhelm NIETZSCHE / (1844-1900) / Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci]
Doğum gününü unutup, hediyesini de atladığım günden bu yana, eşim her yemek öncesi ve sonrası (aç karnına ve tok karnına) karşıma geçip "Gözleri aşka gülen taze ODUN dalısın" şarkısını söylüyor gözlerimin içine bakarak...
Ben o mısrayı, "Gözleri aşka gülen taze SÖĞÜT dalısın" diye bilirdim ama eşimden iyi bilecek değilim ya... Hem o ODUN sözcüğünü öyle bir vurgulayarak söylüyor ki, zevkten 7 köşe oluyorum, kalkıp harman dalı çekesim geliyor.
UZUN YAĞMURLARDAN SONRA Sen yağmurlu günlere yakışırsın Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler Islanan yapraklar gibi yüzün ışır Işırsa beni unutma
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra bir gün Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün Her şeye rağmen ellerin üşür Üşürse beni unutma
Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular Kahredersin başın önüne düşer Düşerse beni unutma
Konu: Kitapta, Litvanyadan Şikago'ya gelen Jurgis ve ailesinin hazin öyküsü anlatılır.
Karakterler, işbirliğine dayanan bir refah toplumunda yaşamanın hayalini kurarken; her yerde gelir eşitsizliğiyle, iş güçlerine değmeyen ücretlerle, kanlarının son damlasına kadar kullanılıp ıskartaya çıkarılan binlerce işçiyle karşılaşırlar.
"Amerikan rüyası" yalanının bittiği yerde olduklarını farkettiklerinde artık çok geçtir...
Hakkında: Chicago Mezbahaları, Amerikan iş hayatını, işçilerle işveren ilişkilerini, iç politika dalaverelerini, sosyalizm hareketini, işçilerin ezilişlerini, Amerikanın dejenere olmuş sosyal yapısını bütün çıplaklığı ile yansıtmaktadır.
Halkın bilinçlenmemesi için Amerikan kapitalistlerinin nasıl akla hayale gelmedik oyunlar düzenledikleri bu romanda açık ve seçik olarak görülmektedir.
Bu kitap yayınlandıktan sonra altı ayda gıda kanunu değişmiş, politikacılar birbirine düşmüş, işverenlere korkunç hücumlar yapılmıştır. Ayrıca bu eserle birlikte Amerika'da sosyalist hareket hızlanmıştır.
Sinclair bu konuda şöyle diyecektir: "Ben toplumun kafasına hedef aldım, attığım yumruk midesine geldi." (Tanıtımdan)
Benim Yorumum: Bir arkadaşım önerdi ve okumam için ödünç verdi. Bir akşam yemeğinden sonra okumaya başladım... Sabaha karşı bir ara ağladım. İç çekerek yüzümü yıkadıktan sonra okumaya devam ettim. Daha da bırakamadım. Bitirdiğimde çoktan sabah olmuştu. Öylesine sarsıcı, vurucu, derinlere işleyen bir roman!
DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI'na DAİR "Uluslar, egemenliklerini bırakacakları meclislere dahi gereğinden fazla güvenmemelidirler... Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan çok daha tehlikeli olabilir." (Mustafa Kemal ATATÜRK / Söylev, 1927)
ÇOCUKLUK ve ÇOCUKLAR'a DAİR "Çocukluk, bacak kadar olmayı özlemektir; çocukken özgürce yapabildiğin ama şimdi yapamadığın şeyleri özlemektir... Nedendir niçindir bilinmez, özlemektir işte!" (Derleme)
SAYGI DURUŞU Bir sabaha karşı bir öğle sonrası veya bir gece vurulur düşerim. Sessizce...
Ne bir veda öpüşü, yarime ne de anama son iki kelime, ölümlere giderim.
Gidişim, elbet korkularım olsa da -ki, sonunda bir insanım- yine de gülerek yakınmasız ağlamasız ve seve seve...
Zira bu gidiş, uğruna değil sadece kara gözlü yarimin, veya öpülesi elleri, anamın, bu gidiş, ülkemin çıplak ayaklı çocuklarının da yarınları için erkeği kadınları için...
Lakin sakın arkamdan çıkarmayın beni göklere, ödüllere boğmayın ruhumu, ara sıra adımı anın, yeter ve içinizden gelirse eğer, bir kısacık saygı duruşu...
Güven ANKARA
Hikayesi: Şehit Fidanlarımız'ın sevgili anısına...
Babası, "takdir getir" demiş de, "getirirsen bilgisayarını yenilicem" demiş de.. O da takdir getirmiş de... Getirmiş ama babası "al sana yenilik" diyerek F5’e basıp gitmiş de...
Hem adamcağız zabaktan aĞşama kadar masa başında asgari'ye gazma kürek sallayan bi gariban memur cuk! Zaten tötünden, pardon, burnundan gaz kaçırıp duruyor. Ner'den bulsun yeni bilgisayara parayı?!..Hadi uzatma, yürü, yol al! Hamşo!
"Hamşo" yol alırken fonda Hakkı Bulut dayımın klasiklerinden bir yanık uzun hava...
KÜLTÜR/SANAT/EDEBİYAT DÜNYASI Ayşe Kulin'in emanetleri! Türk Edebiyatı'nın son 40 yılına damgasını vurmuş önemli yazarlarımızdan Ayşe Kulin, tüm edebi eserlerini, TED İstanbul Koleji Vakfı'nda kurulmuş olan "Ayşe Kulin Köşesi"ne sonsuza dek korunmak ve sergilenmek üzere emanet etti. (Ayrıntılar Cumhuriyet gazetesinde)
YAŞAM'a DAİR
"Fazla ciddiye almayın şu hayatı, nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız..." (Necip Fazıl KISAKÜREK)
GÖKYÜZÜ'ne DAİR
"En büyük hatamızdı kocaman gökyüzünü küçük pencerelere sığdırmak; işte o zaman hayallerimizi de küçülttük."
BUZLUK :(((
Lisedeydim. Annem bir gün beni ders
çalışırken gördü, gözleri yaşardı. "Kıyamam ben anneme" dedim ve onu bir daha ağlatmamak için ders çalışmayı bıraktım.
Şimdi ne mi yapıyorum? Limon satıyorum pazarda... Koş vatandaş kooşş! Batan geminin malları bunlar! Hade limona geeel!
Kah kuh koh! :(((
MÜZİK DAĞARCIĞINDAN
?si=ugSIYEXfVH3jLETz
"Seasons in the Sun"
Söz: Rod McKuen
Müzik: Jacques Brel
Yorum: Terry Jacks
GENÇLERE
Söyle onlara,
söyle aşağıya-çekenlere,
güneşe-vuranlara,
kendini-lekeleyenlere,
ahenk-susturanlara,
“Gün olmasına hazır değilsen bile
Sürmez gece sonsuza dek.”
Haklı olacaksın.
Çünkü budur asıl zor hedef.
Şarkının sonu için değil,
Kazanılan mücadeleler,
Anda yaşa.
Gwendolyn BROOKS
[Gwendolyn Elizabeth Brooks (1917-2000) / Toplumundaki sıradan insanların kişisel mücadeleleriyle ilgili çalışmalar yapan yazar, öğretmen ve Pulitzer Şiir Ödülü'nü kazanan (1950) ilk Afrika kökenli Amerikalı şair]
KÜLTÜR/SANAT/EDEBİYAT DÜNYASI
Dostoyevski'nin En Sevdiği 5 Kitap!
Psikanaliz yapıtlarıyla dünyayı kendisine hayran bırakan; Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler, Budala, Yeraltından Notlar gibi edebiyatın en iddialı yapıtlarının yazarı
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 19. yüzyıl klasiklerinin en sevilen kalemlerinden biridir.
Rus medya kuruluşu Russia Beyond,
dünya edebiyatına şaheserler kazandıran
Rus yazarın yanından ayırmadığı
5 kitabını sıraladı.
İşte o 5 kitap:
1. Kandid / VOLTAIRE
2. Sefiller / Victor HUGO
3. Don Kişot / CERVANTES
4. L'Uscoque / George SAND
5. Maça Kızı / Aleksandr PUŞKİN
TEŞHİR PANOSU
Müziğimizin, eli maşalılığını hünerlice(!) kullanarak kendisini "diva" ilan ettiren babaanne kalibresindeki "dönüşümlü" bülü bülü'sü, bir erkek oyuncunun bir filmde izlediği öpüşüne tav olmuş ve "Öpmüyor, adeta VANTUZLUYOR!" demiş. Derken de ağzından sular akmış.
(Kaynak: Dünya Güzellerim Masada / YouTube)
Soruyorum;
Şimdi buna diva mı denir yoksa DEVE mi?
DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI'na DAİR
“Ulusun denetimi olmadıkça halk iradesinden söz edilemez.” (İsmet İNÖNÜ, 1939)
İNSANLIK/ADAMLIK ÜZERİNE
"Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım; çünkü beni sadece onlar incitebilirler." (Can YÜCEL)
?si=VqugYIdTdrBKGEho
37 bin Kadın barış için dans etti!
Hindistan'ın Gujarat eyaletinin Dwarka kentinde yaklaşık 37 bin kadın, Hindu inanışına göre barış mesajı veren "Maha Raas" ritüeli için toplandı.
Altın sarısı kumların üzerinde dans ettiler, Senkronize şekilde daire çizdiler. Ritüele katılan Hindu kadınlar etkinliğin, genç nesillerin kültür ve geleneklerini öğrenmeleri icin segikediklerini belirttiler.
Hindu inanışına göre Dwarka kenti Hindu tanrısı Krişna'nın Krallığı'nın bulunduğu yer... Ve Maha Raas ritüeli 5 bin yıllık bir geçmişe dayanıyor. (haberglobal.com.tr, 27 12 2023)
ÇOCUKLUK ve ÇOCUKLAR'a DAİR
Şimşek çakınca, Allah fotoğraf çekiyor sanıp poz vermeyen cocuk var mıdır acaba yeryüzünde? :)))
DOĞA'ya DAİR
"Gökte ki kuş bulutu, elde ki tek kuştan daha somuttur." (Japon Özdeyişi)
YAŞAM'a DAİR
"Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin; korkarak yaşıyorsan, yalnızca yaşam'ı seyredersin." [Friedrich Wilhelm NIETZSCHE / (1844-1900) / Alman filolog, filozof, kültür eleştirmeni, şair ve besteci]
GÖKYÜZÜ'ne DAİR
"Görmesen bile denizi, gözünü.yukarıya çevir; deniz gibidir gökyüzü..." (Sabahattin ALİ)
BUZLUK :(((
Doğum gününü unutup, hediyesini de atladığım günden bu yana, eşim her yemek öncesi ve sonrası (aç karnına ve tok karnına) karşıma geçip "Gözleri aşka gülen taze ODUN dalısın" şarkısını söylüyor gözlerimin içine bakarak...
Ben o mısrayı, "Gözleri aşka gülen taze SÖĞÜT dalısın" diye bilirdim ama eşimden iyi bilecek değilim ya... Hem o ODUN sözcüğünü öyle bir vurgulayarak söylüyor ki, zevkten 7 köşe oluyorum, kalkıp harman dalı çekesim geliyor.
Ohş, ay luv yu beyBi :(((
UZUN YAĞMURLARDAN SONRA
Sen yağmurlu günlere yakışırsın
Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler
Islanan yapraklar gibi yüzün ışır
Işırsa beni unutma
Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün
Kuşlar döner
uzun yağmurlardan sonra bir gün
Bir yer sızlar yanar içinde büsbütün
Her şeye rağmen ellerin üşür
Üşürse beni unutma
Yeni dostlar yeni rüzgârlar gelir geçer
Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular
Kahredersin başın önüne düşer
Düşerse beni unutma
Gülten AKIN
KÜLTÜR/SANAT/EDEBİYAT DÜNYASI
Şikago Mezbahaları / Upton Sinclair
Sel Yayınları
Konu:
Kitapta, Litvanyadan Şikago'ya gelen Jurgis ve ailesinin hazin öyküsü anlatılır.
Karakterler, işbirliğine dayanan bir refah toplumunda yaşamanın hayalini kurarken; her yerde gelir eşitsizliğiyle, iş güçlerine değmeyen ücretlerle, kanlarının son damlasına kadar kullanılıp ıskartaya çıkarılan binlerce işçiyle karşılaşırlar.
"Amerikan rüyası" yalanının bittiği yerde olduklarını farkettiklerinde artık çok geçtir...
Hakkında:
Chicago Mezbahaları, Amerikan iş hayatını, işçilerle işveren ilişkilerini, iç politika dalaverelerini, sosyalizm hareketini, işçilerin ezilişlerini, Amerikanın dejenere olmuş sosyal yapısını bütün çıplaklığı ile yansıtmaktadır.
Halkın bilinçlenmemesi için Amerikan kapitalistlerinin nasıl akla hayale gelmedik oyunlar düzenledikleri bu romanda açık ve seçik olarak görülmektedir.
Bu kitap yayınlandıktan sonra altı ayda gıda kanunu değişmiş, politikacılar birbirine düşmüş, işverenlere korkunç hücumlar yapılmıştır. Ayrıca bu eserle birlikte Amerika'da sosyalist hareket hızlanmıştır.
Sinclair bu konuda şöyle diyecektir: "Ben toplumun kafasına hedef aldım, attığım yumruk midesine geldi." (Tanıtımdan)
Benim Yorumum:
Bir arkadaşım önerdi ve okumam için ödünç verdi. Bir akşam yemeğinden sonra okumaya başladım... Sabaha karşı bir ara ağladım. İç çekerek yüzümü yıkadıktan sonra okumaya devam ettim. Daha da bırakamadım. Bitirdiğimde çoktan sabah olmuştu. Öylesine sarsıcı, vurucu, derinlere işleyen bir roman!
DEMOKRASİ ve İNSAN HAKLARI'na DAİR
"Uluslar, egemenliklerini bırakacakları meclislere dahi gereğinden fazla güvenmemelidirler... Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan çok daha tehlikeli olabilir." (Mustafa Kemal ATATÜRK / Söylev, 1927)
AŞK'a ve İHANET'e DAİR
"Yarım nefeslik bu hayatta sevgiden, aşktan başka hiçbir şeyin planını yapma!" (Mevlana Celaleddin-i RUMİ)
İNSANLIK/ADAMLIK ÜZERİNE
"Ben yalnızca sevdiklerimden korkarım; çünkü beni sadece onlar incitebilirler." (Can YÜCEL)
KADIN'a DAİR
"En tatlı balı zehirli çiçekler verir." [John KEATS (1795-1821) / İngiliz şair]
ÇOCUKLUK ve ÇOCUKLAR'a DAİR
"Çocukluk, bacak kadar olmayı özlemektir; çocukken özgürce yapabildiğin ama şimdi yapamadığın şeyleri özlemektir... Nedendir niçindir bilinmez, özlemektir işte!" (Derleme)
DOĞA'ya DAİR
"İlkbaharda usul usul yürü, çünkü toprak ana hamiledir..." (Kızılderili Atasözü)
YAŞAM'a DAİR
"Kiminle evleneceğin kararının yaşamda verilen en önemli karar olduğunu öğrendim." (Özdemir ASAF)
GÖKYÜZÜ'ne DAİR
"Gökyüzünün herkes için bir olması o kadar büyük haksızlık ki!.."
[George ORWELL (1903-1950) / İngiliz romancı, gazeteci ve eleştirmen... Dünyaca ünlü "1984" adlı bilim kurgu romanının yazarıdır.]
SAYGI DURUŞU
Bir sabaha karşı
bir öğle sonrası
veya bir gece
vurulur düşerim.
Sessizce...
Ne bir veda öpüşü, yarime
ne de anama son iki kelime,
ölümlere giderim.
Gidişim,
elbet korkularım olsa da
-ki, sonunda bir insanım-
yine de gülerek
yakınmasız ağlamasız
ve seve seve...
Zira bu gidiş,
uğruna değil
sadece kara gözlü yarimin,
veya öpülesi elleri, anamın,
bu gidiş, ülkemin
çıplak ayaklı çocuklarının da
yarınları için
erkeği kadınları için...
Lakin
sakın arkamdan
çıkarmayın beni göklere,
ödüllere boğmayın ruhumu,
ara sıra adımı anın, yeter
ve içinizden gelirse eğer,
bir kısacık saygı duruşu...
Güven ANKARA
Hikayesi:
Şehit Fidanlarımız'ın sevgili anısına...
BUZLUK :(((
Babası, "takdir getir" demiş de, "getirirsen bilgisayarını yenilicem" demiş de.. O da takdir getirmiş de... Getirmiş ama babası "al sana yenilik" diyerek F5’e basıp gitmiş de...
Bunun için zırlayıp duruyor :(((
Zurnaya bak!
F5'e basmayıp da neye basacaktı, kapı tokmağına mı... pardon, kapı ziline mi?!
Hem adamcağız zabaktan aĞşama kadar masa başında asgari'ye gazma kürek
sallayan bi gariban memur cuk! Zaten tötünden, pardon, burnundan gaz kaçırıp duruyor. Ner'den bulsun yeni bilgisayara parayı?!..Hadi uzatma, yürü, yol al! Hamşo!
"Hamşo" yol alırken fonda Hakkı Bulut dayımın klasiklerinden bir yanık uzun hava...
... Bişey anladıysam morartı olayım. Anlayan barNak kaldırsın. Kah kuh koh :(((
MÜZİK DAĞARCIĞINDAN
?si=2nczGyl5ru9xQnlb
"Karahisar Kalesi"
Yöre: Afyonkarahisar
Kaynak Kişi: Hidayet Çalbudak
Derleyen ve Notaya Alan: Ahmet Yamacı
Yorum: Cihan Mürtezaoğlu
ŞİİR DAĞARCIĞINDAN
"......
dokunduğumda
çocukluğumu düşündüren
gençliğim gibi sırrı açıklanmaz
kumaşlar satılmaz çarşılarınızda
ağrılarıma göre tasarlanmadı
giysilerinizin boyu.
bir korkuyu tanırsınız yalnız
yaşlanmak ve bırakılmak.
bende çeşidi var
ama bitişmiyor sizinkilerle
sevgiden doğuyor çoğu.
......"
Sennur SEZER'in "Başkalarının Eskilerini Giyenin Şarkısı" şiirinden)
KÜLTÜR/SANAT/EDEBİYAT DÜNYASI
Ayşe Kulin'in emanetleri!
Türk Edebiyatı'nın son 40 yılına damgasını vurmuş önemli yazarlarımızdan Ayşe Kulin, tüm edebi eserlerini, TED İstanbul Koleji Vakfı'nda
kurulmuş olan "Ayşe Kulin Köşesi"ne sonsuza dek korunmak ve sergilenmek üzere emanet etti. (Ayrıntılar Cumhuriyet gazetesinde)