aram olmasada artık mesleğimden dolayı hep yuzune bakmak zorunda kalacağım umutsuz vaka.. umarım yerin bizi çektiği kuvvet kadar bizde birbirimizi çekeriz:S
bir fizikçi arkadaşım vardı her akşam yatmadan önce kuarklardan atomlardan ve uzay sisteminden bahsederdi.izafiyet teorisi falan..tabii ki einstein hayranıydı...teoriler ortaya atardı.kuantom derdi hep..son merakı ise var olduğu düşünülen ancak laboratuvar ortamında kanıtlanamayan gözle görülmeyen saydam bir sıvı olduğu iddia edilen eterin gizemiydi..fizikçi arkadaşın var derdin var :))
Fen bilimlerinin dallarından birisi ve önemlisidir. Fizik denince akla ilk makinalar gelse de teorik yönü çok önemlidir. Sayısal tabanlı bir derstir.Fizikçiler de teorik, deneysel ve makina fizikçileri olmak üzere üç ana gruba ayrılabilir.
Fen bilimlerinin dallarından birisi ve önemlisidir. Fizik denince akla ilk makinalar gelse de teorik yönü çok önemlidir. Sayısal tabanlı bir derstir.Fizikçiler de teorik, deneysel ve makina fizikçileri olmak üzere üç ana gruba ayrılabilir.
Dağınık saçlı,ütüsüz biraz komik elbiseli.Sürekli bir düşünce ile boğuşmaktan etrafındaki olaylara hiç dikkat etmeyen,önemsemeyen.İnsanların anlayamadığı terimler ile konuşurken,deli zannedilen.Tüm kişilikleriyle çok enterasan,çoğu zararsız kimselerin ilgilendiği bilim dalı.Yaşamı,olayları anlamya çalışmak,ilişkilendirmek,formüller üretmeK,çözümler sunmak.
fen bilgisi dalları arasında fizik kimya ve biyoloji içinde en çok sevdiğim ve en iyi becerdiğim 2 dersten bi tanesiki diğeride 'geometri'.ikiside hayal etmeye dayanıyo diye düşünüyorumki bence fiziği iyi yapabilmemin nedenide bu olsa gerek şekil üzerinde uğraşılıyo genelde...
hayali terim ve kabullerden oluşan bir bilim dalı. tamamen hayal ürünü... en çok nefret edilen ders.. en çok başarısız olunan ders. insan silüeti için kullanılan tabir...
nerde okuyorsun sorusuna 'fizik' cevabını aldıktan sonra küçümser küçümser size bakıp 'ne olcaksın ki fizik okuyup? ' sorusunu yapıştıran insanlara bolca maruz kalınan bölüm... ben fiziği çoook seviyorum onun ilmini almak istiyorum ve herkesin anlayamadığı için sevmediği bir bölümü seçmiş olmaktan da gurur duyuyorum zaten para sevdalısıda değilim mevzun oluncada bir şekilde bir iş yaparım tabi olabilirsem :) ohhh be rahatladım...
Yaşamı bir algılayış biçimi diyebilirim kendi adıma...Fiziği sevmeyenlerin de bir fizikçi bakışaçısını yakalayamadıkları için sevmediğine inanıyorum.Çünkü bugüne kadar fiziği sevmeyen ne kadar insanla karşılaştıysam hiçbirinde 'fizikçi ruhu' yoktu...Fizikçi olduğum için mutluyum ve kimsenin de lafına,tepkisine aldırmıyorum :) Bence bu gururu duyan kimse de aldırmasın.
Fizik okuduğum için ve fizikçi olacağım için oldukça memnunum. İleride görevini hakkıyla yerine getiren iyi bir fizik öğretmeni olmak istiyorum. Kendi mesleğimi yerine getirmek ve bundan mutlu olmak..... Herşeye ve herkese rağmen.....
Size sorarlar ne okuyorsunuz diye; Fizik yanıtını aldıklarında; İlk önce şöyle bir gözleri açılır Sonra size acıyan gözlerle bakmaya başlarlar Peşindende 'ahh yavrum! o bölüm çok Allah yardımcın olsun' derler Ve size acı acı bakmaya devam ederler :)))
Aslında yapısı kimyaca hiçbirdeğişikliğe uğramaksızın maddede beliren olaylaı inceleyen kurallara bağlayan bilimdir. Madde ve maddeler arası ilişkiyi inceleyen bilim dallarının ana köküdürde denilebilir. Hiç bu kadar zevkli ve eğlenceli olduğunu bilmiyordum. Ama şunuda demeden geçemeyeceğim; Müzik ruhun gıdası, fizik Allah'ın belası.... :)))
Bence savasta 3 degil cepheden olusur hava kuvvetleri,kara kuv.,deniz kuv.,hack (sanal alemde savas) kuv.,bilim kuv. ki bilim denince akla genelde fizik gelir. eger 3.dünya savasi baslarsa en büyük cephe fizik cephesi olacaktir...
Fizik evrenimizdeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanan temel bir bilim dalıdır. Fizik doğayı anlama, doğal olayların neden ve sonuçlarını öğrenme ve bunları matematiksel metotlarla ifade etme işidir. Burada amaç doğaya insanlığın yararına olacak şekilde yön verebilmektir. Tüm doğa bilimlerinin kaynağı fiziktir ve tüm mühendislik dalları fizik prensiplerini kullanır. Fizik Eğitiminin Genel Amaçları: 1. Öğrenciye bilimsel düşünme yeteneği kazandırma. 2. Öğrenciye aklını kullanabilme yollarını gösterebilme 3. Bilim ve teknoloji arasında ilişki kurabilme. 4. Bilim ve teknolojinin toplumun ilerlemesindeki önemini kavrayabilme. 5. Yapıcı eleştirici düşünme yeteneği kazandırabilme. 6. Araştırma inceleme gözlem ve deney sonuçlarını söz yazı ve şekille gösterebilme. 7. Bilimsel sonuçlara ulaşmada ve kanunları anlamada gözlem inceleme deney ve araştırma yöntemlerinden yararlanabilme 8. Fiziğe ilgi duyabilme, yeni gelişmeleri izleyebilme, yeni gelişmelerin önemini kavrayabilme. Fizik bu genel amaçlar doğrultusunda öğrencilerin gelişim ve yetenek düzeyleri dikkate alınarak uygun davranış özelliklerini kazanabilmeleri için özel hedefler belirlenir. Fizik Dersi Alan Bir Öğrenci: 1. Fiziği bir insan etkinliği olarak takdir eder ve içinde bulunduğumuz dünyayı anlamamıza yardım eden birkaç yoldan biri olarak anlar. 2. Fizikte kullanılan araştırma metotlarını anlar ve uygular. 3. Fizikteki kavram ve ilkeleri bilir anlar ve uygular. 4. Toplumdaki ve teknolojideki değişmeleri değerlendirirken fizikteki bilgileri kavramları ve metotları kullanabilir. 5. Bilim ve teknolojinin tarihsel gelişimini anlar. Fizik Niçin Öğretilmeli: Fizik niçin öğretilmeli sorusuna cevap olarak fizik eğitiminin özel amaçlarını sıralayabiliriz. Fen bilimleri ona dayalı olarak üretilen teknolojinin toplumların gelişmesine sağladığı katkılar sayılamayacak kadar çoktur. Bu nedenle fizik ve diğer fen bilimi disiplinlerinin önemi gittikçe artmaktadır. Fen bilimleri eğitiminde en büyük gelişme ikinci dünya savaşı yıllarına dayanır. İkinci dünya savaşında Amerika'nın atom bombası kullanması ile fiziğin önemi bir anda artmıştır. Fiziğin gücü anlaşılmış ve buna bağlı olarak fizik eğitimine verilen önem artmış eğitim yeni yaklaşımlar ile cağdaş hale getirilmiştir. Fizik eğitiminin temel amaçlarından biride öğrencileri bilimsel olarak okur yazar hale getirmektir. Bilimsel okur-yazarlık: fen bilimlerinin doğasını bilmek bilginin nasıl elde edildiğini anlamak fen bilimlerindeki bilgilerin bilinen gerçeklere bağlı olduğunu ve yeni kanıtlar toplandıkça değişebildiğini algılamak fen bilimlerindeki temel kavram teori ve hipotezleri bilmek ve bilimsel kanıt ile kişisel görüş arasındaki farkı algılalamak olarak tanımlanmaktadır. Bilimsel okur-yazar bireylerden oluşan bireylerden oluşan toplumlar hem yeniliklere kolayca uyum sağlar hem de kendileri yeniliklere önderlik edebilirler. Günlük hayatımızda karşılaştığımız ve gözlemlediğimiz bir çok durum fizik ile ilgilidir. Bireylerin kendi yaşantılarını etkileyen olayların okulda öğrendikleri bilgilerle bağlantılı olduğunu kavramaları onların bilimsel okur-yazar olmalarına büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Yani fizik dersi konularının hayatta karşılaştığı olaylar ile bağlantılı olduğunu kavrayan öğrenci bilim ve teknolojiye olan ilgisi artacaktır. Eğer bu ilişkiler okulda kurulmaz ise teknolojinin egemen olduğu günümüzde bireyler daha kolay bir yaşantı için gerekli bilgi ve becerileri kazanamazlar. Eğer öğrenciler fizikteki bilgilerin soyut olmadığını aksine kendi yaşantıları ile direkt olarak ilişkili olduğunu algılarsa ona karşı olan tutumları artacağı için bu bilimi hissederek öğrenirler. Hatta bu ilişkilendirme öğremelerini kolaylaştırır. Ortaöğretimde fizik okutulmasının ve ilk öğretimde fen derslerinde fizik konularının yer almasının önemli bir nedenide öğrencilerin büyük kesiminin ya lise yada ilköğretimden sonra eğitimlerine devam etme şansı bulamamaları yada sosyal bilimlerde eğitimlerine devam etmeleridir. Yani bilimsel okur-yazarlığı bütün topluma yaymak fizik kavramları onların teknoloji ve toplumla ilişkilerini herkese kavratmaktır.< Fiziğin liselerde okutulmasının bir başka önemi ise fizik ve mühendislik dallarında lisans eğitimi yapan öğrencilere iyi bir alt yapı sağlamaktadır. Çünkü bu dallarda eğitim gören gençlerin daha kaliteli yetişmesi ülkenin teknolojik gelişimi acısından büyük önem taşımaktadır keza bu gençler teknolojinin üretilmesi ve kullanımını sağlayacaklardır. Dolayısı ile lisede iyi bir temel kazandırılmaları gerekmektedir. Kısacası ortaöğretim bilimselliğin bilinçli bir şekilde kazanılabileceği ilk aşamadır. Fizik bu süreçte kullanılabilecek en önemli süreçlerden biridir çünkü bu disiplinin konusu hayat ile iç içedir ve gelişmesinde birincil kaynak bilimsel yöntemlerin kullanılmasıdır. Günümüz insanı hayatının her safhasını etkileyen teknolojik gelişmeleri algılayıp yorumlaya bilmesi için temel fizik eğitiminden geçmesinin gerekliliği açıkça görülmektedir. Böylece bireyler bilimin değerini anlar ve ona karşı pozitif bir tutum geliştirir teknolojinin toplumsal yaşantı üzerindeki etkisini anlar ve en önemlisi bilim teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi birbirlerini nasıl etkilediklerini anlayabilir. Yeni Fizik Programları ve Fizik Nasıl Öğretilmeli: Fizik eğitiminin önemini anlattık ancak ülkemizde fen bilimleri eğitimindeki temel problem mevcut programlarda verilen klasik bilgilerle yeni gelişmelerin gerek teknolojik gerekse topluma yansımsı olarak bağlantısının çok az olmasıdır. Geleneksel fizik programlarının gerçek dünya ile bağlantısı zayıftır. Ülkemizde ortaöğretim düzeyinde gösterilen fizik dersi 1600-1900 yılları arası fiziği kapsamaktadır. Fiziğin günümüz teknolojisini şekillendirdiği ve atılım yaptığı ikinci dünya savaşı sonrası fiğine hiç değinilmemektedir. Bu nedenle fizik dersi gibi hayatla iç içe somut bir ders öğrenciler tarafından soyut olarak algılanmaktadır. Bu nedenle günümüz fizik eğitiminde öğrenciye konu yanında hayatımız ile bağlantısı da verilmelidir. Yaşantımız ile fiziğin bağlantısının kuvvetlendirilmesi için yeni programlar geliştirilmeli ve bu programlar toplumu etkileyen yeni teknolojik gelişmelere ve çevre sorunlarına açık olmalıdır. Geleneksel programlar daha çok bilgi aktarımını ön plana çıkarmaktadır. Bu geleneksel öğrenme kuramları felsefesine dayanan bir yaklaşımdır. Halbuki gelişen iletişim teknolojisi sayesinde yeni bilgi o kadar hızlı çoğalmaktadır ki bunun hepsinin aktarılması imkansız hale gelmektedir. Çağdaş programların felsefeleri ise bilgi aktarımından ziyade bilgiye ulaşma yollarının öğretilmesini amaçlanmalıdır. Bu yeni yaklaşında önemli olan öğrencilere bilimsel süreç yakalaşımlarını ve fizikteki temel kavramları kazandırmaktır. Öğrenciye temel verilip bu temel yardımı ile yeni bilgilere nasıl ulaşacağı ve bunlar ile hayat arasındaki bağı nasıl kuracağı öğretilmelidir. Öğrenci bu bağı kendisi kuramaya bilir. Yeni programlarda çok miktarda konu işlemek amaçlanmalı bunun yerine temel konuların detaylı bir şekilde işlenmesi hedeflenmelidir. Böylelikle konu ile yaşam arasındaki bağ kurulabilir ve öğrenci araştırmaya yönlendirilebilir. Yeni programlarda her fen programında kullanılması istenen fakat çoğu okulda hiç kullanılmayan labaratuvar etkinliklerinine yer verilmelidir. Fizik öğretimi açısından labaratuvar ve proje çalışmaları büyük önem arz etmektedir. Özellikle proje çalışmaları öğrenciye araştırma yeteneği kazandırması bilim öğrenme ve bilimin yaşantı ile bağlantısını kavraması açısından büyük önem taşımaktadır
Az daha olsa okuyacağım bölümdü; ama tercihlerimi değiştirmemi söylediler..onlara göre turkiye de bilimadamı aç kalırmış, ben de değiştirdim; şimdi o bakalım muhendislik
en sevdiğim vede en başarılı olduğum ders :)) ama ne yazıki bölümüm değil kahretsinn burda bi fizik dehası var ve bu onun hiç bi işine yaramıyo kader utansın keşke tm olmasaydım:((((
-Büyük patlama sonrası çekim etkisi sona erdiğinde bütün uzay cisimleri geriye doğru büyük bir hızla büyük patlamanın olduğu noktada bir araya gelecektir.
-Kuantum mekaniğine göre ulaşılabilecek maksimum hız ışık hızıdır, ışık hızına ulaşıldığında zaman sıfırlanır, zaman yoksa ölümde yoktur.
-Bir kara deliğin çekim etkisi zamanı bile soğuracak kadar büyüktür.
-Dünyadaki bütün sahillerdeki kum taneleri toplansa ve her biri bir gök cismi olarak tayin edilse, dünya bir kum tanesinden daha küçük bir parça ile simgelenebilir.
-Zaman yer, yükseklik ve hıza bağlı olarak deşiklik göstrebilir.1sn her yerde bir sn değildir.
aram olmasada artık mesleğimden dolayı hep yuzune bakmak zorunda kalacağım umutsuz vaka.. umarım yerin bizi çektiği kuvvet kadar bizde birbirimizi çekeriz:S
bir fizikçi arkadaşım vardı her akşam yatmadan önce kuarklardan atomlardan ve uzay sisteminden bahsederdi.izafiyet teorisi falan..tabii ki einstein hayranıydı...teoriler ortaya atardı.kuantom derdi hep..son merakı ise var olduğu düşünülen ancak laboratuvar ortamında kanıtlanamayan gözle görülmeyen saydam bir sıvı olduğu iddia edilen eterin gizemiydi..fizikçi arkadaşın var derdin var :))
Fen bilimlerinin dallarından birisi ve önemlisidir. Fizik denince akla ilk makinalar gelse de teorik yönü çok önemlidir. Sayısal tabanlı bir derstir.Fizikçiler de teorik, deneysel ve makina fizikçileri olmak üzere üç ana gruba ayrılabilir.
Fen bilimlerinin dallarından birisi ve önemlisidir. Fizik denince akla ilk makinalar gelse de teorik yönü çok önemlidir. Sayısal tabanlı bir derstir.Fizikçiler de teorik, deneysel ve makina fizikçileri olmak üzere üç ana gruba ayrılabilir.
Dağınık saçlı,ütüsüz biraz komik elbiseli.Sürekli bir düşünce ile boğuşmaktan etrafındaki olaylara hiç dikkat etmeyen,önemsemeyen.İnsanların anlayamadığı terimler ile konuşurken,deli zannedilen.Tüm kişilikleriyle çok enterasan,çoğu zararsız kimselerin ilgilendiği bilim dalı.Yaşamı,olayları anlamya çalışmak,ilişkilendirmek,formüller üretmeK,çözümler sunmak.
fen bilgisi dalları arasında fizik kimya ve biyoloji içinde en çok sevdiğim ve en iyi becerdiğim 2 dersten bi tanesiki diğeride 'geometri'.ikiside hayal etmeye dayanıyo diye düşünüyorumki bence fiziği iyi yapabilmemin nedenide bu olsa gerek şekil üzerinde uğraşılıyo genelde...
hayali terim ve kabullerden oluşan bir bilim dalı.
tamamen hayal ürünü...
en çok nefret edilen ders..
en çok başarısız olunan ders.
insan silüeti için kullanılan tabir...
lisede en nefret ettiğim dersti:(((
nerde okuyorsun sorusuna 'fizik' cevabını aldıktan sonra küçümser küçümser size bakıp 'ne olcaksın ki fizik okuyup? ' sorusunu yapıştıran insanlara bolca maruz kalınan bölüm...
ben fiziği çoook seviyorum onun ilmini almak istiyorum ve herkesin anlayamadığı için sevmediği bir bölümü seçmiş olmaktan da gurur duyuyorum zaten para sevdalısıda değilim mevzun oluncada bir şekilde bir iş yaparım tabi olabilirsem :) ohhh be rahatladım...
Yaşamı bir algılayış biçimi diyebilirim kendi adıma...Fiziği sevmeyenlerin de bir fizikçi bakışaçısını yakalayamadıkları için sevmediğine inanıyorum.Çünkü bugüne kadar fiziği sevmeyen ne kadar insanla karşılaştıysam hiçbirinde 'fizikçi ruhu' yoktu...Fizikçi olduğum için mutluyum ve kimsenin de lafına,tepkisine aldırmıyorum :) Bence bu gururu duyan kimse de aldırmasın.
Fizik okuduğum için ve fizikçi olacağım için oldukça memnunum. İleride görevini hakkıyla yerine getiren iyi bir fizik öğretmeni olmak istiyorum. Kendi mesleğimi yerine getirmek ve bundan mutlu olmak..... Herşeye ve herkese rağmen.....
Fizikçiler heryerde kendilerini belli ederler.. Neden mi? Zamanla yavaş yavaş sıyırdıkları için :)))))
Size sorarlar ne okuyorsunuz diye; Fizik yanıtını aldıklarında;
İlk önce şöyle bir gözleri açılır
Sonra size acıyan gözlerle bakmaya başlarlar
Peşindende 'ahh yavrum! o bölüm çok Allah yardımcın olsun' derler
Ve size acı acı bakmaya devam ederler :)))
fakültenin en iyi muhabbet eden insanları buradan çıkar, 7 senede ancak bitirdikleri için de bol vaktiniz olur ;)
belkide HAYATIMMMMMM :)))))
Aslında yapısı kimyaca hiçbirdeğişikliğe uğramaksızın maddede beliren olaylaı inceleyen kurallara bağlayan bilimdir.
Madde ve maddeler arası ilişkiyi inceleyen bilim dallarının ana köküdürde denilebilir.
Hiç bu kadar zevkli ve eğlenceli olduğunu bilmiyordum.
Ama şunuda demeden geçemeyeceğim; Müzik ruhun gıdası, fizik Allah'ın belası.... :)))
fizik yasaları üstüne kurulu bir evrende yaşıyoruz.fizik tüm yaşamın yapıtaşı da olarak sayabiliriz.biz daha yokken fizik yasaları vardı...
Bence savasta 3 degil cepheden olusur hava kuvvetleri,kara kuv.,deniz kuv.,hack (sanal alemde savas) kuv.,bilim kuv. ki bilim denince akla genelde fizik gelir. eger 3.dünya savasi baslarsa en büyük cephe fizik cephesi olacaktir...
aşkım'dı bi zamanlar....
bu evrenin zihni...
mantık formu...
doğa yasalarının insan mantığına uyarlanması...
doğanın düşünce tarzını insana öğreten harika bişii..hehe..
Doğa yasalarının, insan beynindeki yansıması, yorumu...
Fizik evrenimizdeki doğal olayların anlaşılmasıyla ilgili deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanan temel bir bilim dalıdır. Fizik doğayı anlama, doğal olayların neden ve sonuçlarını öğrenme ve bunları matematiksel metotlarla ifade etme işidir. Burada amaç doğaya insanlığın yararına olacak şekilde yön verebilmektir. Tüm doğa bilimlerinin kaynağı fiziktir ve tüm mühendislik dalları fizik prensiplerini kullanır. Fizik Eğitiminin Genel Amaçları: 1. Öğrenciye bilimsel düşünme yeteneği kazandırma. 2. Öğrenciye aklını kullanabilme yollarını gösterebilme 3. Bilim ve teknoloji arasında ilişki kurabilme. 4. Bilim ve teknolojinin toplumun ilerlemesindeki önemini kavrayabilme. 5. Yapıcı eleştirici düşünme yeteneği kazandırabilme. 6. Araştırma inceleme gözlem ve deney sonuçlarını söz yazı ve şekille gösterebilme. 7. Bilimsel sonuçlara ulaşmada ve kanunları anlamada gözlem inceleme deney ve araştırma yöntemlerinden yararlanabilme 8. Fiziğe ilgi duyabilme, yeni gelişmeleri izleyebilme, yeni gelişmelerin önemini kavrayabilme. Fizik bu genel amaçlar doğrultusunda öğrencilerin gelişim ve yetenek düzeyleri dikkate alınarak uygun davranış özelliklerini kazanabilmeleri için özel hedefler belirlenir. Fizik Dersi Alan Bir Öğrenci: 1. Fiziği bir insan etkinliği olarak takdir eder ve içinde bulunduğumuz dünyayı anlamamıza yardım eden birkaç yoldan biri olarak anlar. 2. Fizikte kullanılan araştırma metotlarını anlar ve uygular. 3. Fizikteki kavram ve ilkeleri bilir anlar ve uygular. 4. Toplumdaki ve teknolojideki değişmeleri değerlendirirken fizikteki bilgileri kavramları ve metotları kullanabilir. 5. Bilim ve teknolojinin tarihsel gelişimini anlar. Fizik Niçin Öğretilmeli: Fizik niçin öğretilmeli sorusuna cevap olarak fizik eğitiminin özel amaçlarını sıralayabiliriz. Fen bilimleri ona dayalı olarak üretilen teknolojinin toplumların gelişmesine sağladığı katkılar sayılamayacak kadar çoktur. Bu nedenle fizik ve diğer fen bilimi disiplinlerinin önemi gittikçe artmaktadır. Fen bilimleri eğitiminde en büyük gelişme ikinci dünya savaşı yıllarına dayanır. İkinci dünya savaşında Amerika'nın atom bombası kullanması ile fiziğin önemi bir anda artmıştır. Fiziğin gücü anlaşılmış ve buna bağlı olarak fizik eğitimine verilen önem artmış eğitim yeni yaklaşımlar ile cağdaş hale getirilmiştir. Fizik eğitiminin temel amaçlarından biride öğrencileri bilimsel olarak okur yazar hale getirmektir. Bilimsel okur-yazarlık: fen bilimlerinin doğasını bilmek bilginin nasıl elde edildiğini anlamak fen bilimlerindeki bilgilerin bilinen gerçeklere bağlı olduğunu ve yeni kanıtlar toplandıkça değişebildiğini algılamak fen bilimlerindeki temel kavram teori ve hipotezleri bilmek ve bilimsel kanıt ile kişisel görüş arasındaki farkı algılalamak olarak tanımlanmaktadır. Bilimsel okur-yazar bireylerden oluşan bireylerden oluşan toplumlar hem yeniliklere kolayca uyum sağlar hem de kendileri yeniliklere önderlik edebilirler. Günlük hayatımızda karşılaştığımız ve gözlemlediğimiz bir çok durum fizik ile ilgilidir. Bireylerin kendi yaşantılarını etkileyen olayların okulda öğrendikleri bilgilerle bağlantılı olduğunu kavramaları onların bilimsel okur-yazar olmalarına büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Yani fizik dersi konularının hayatta karşılaştığı olaylar ile bağlantılı olduğunu kavrayan öğrenci bilim ve teknolojiye olan ilgisi artacaktır. Eğer bu ilişkiler okulda kurulmaz ise teknolojinin egemen olduğu günümüzde bireyler daha kolay bir yaşantı için gerekli bilgi ve becerileri kazanamazlar. Eğer öğrenciler fizikteki bilgilerin soyut olmadığını aksine kendi yaşantıları ile direkt olarak ilişkili olduğunu algılarsa ona karşı olan tutumları artacağı için bu bilimi hissederek öğrenirler. Hatta bu ilişkilendirme öğremelerini kolaylaştırır. Ortaöğretimde fizik okutulmasının ve ilk öğretimde fen derslerinde fizik konularının yer almasının önemli bir nedenide öğrencilerin büyük kesiminin ya lise yada ilköğretimden sonra eğitimlerine devam etme şansı bulamamaları yada sosyal bilimlerde eğitimlerine devam etmeleridir. Yani bilimsel okur-yazarlığı bütün topluma yaymak fizik kavramları onların teknoloji ve toplumla ilişkilerini herkese kavratmaktır.< Fiziğin liselerde okutulmasının bir başka önemi ise fizik ve mühendislik dallarında lisans eğitimi yapan öğrencilere iyi bir alt yapı sağlamaktadır. Çünkü bu dallarda eğitim gören gençlerin daha kaliteli yetişmesi ülkenin teknolojik gelişimi acısından büyük önem taşımaktadır keza bu gençler teknolojinin üretilmesi ve kullanımını sağlayacaklardır. Dolayısı ile lisede iyi bir temel kazandırılmaları gerekmektedir. Kısacası ortaöğretim bilimselliğin bilinçli bir şekilde kazanılabileceği ilk aşamadır. Fizik bu süreçte kullanılabilecek en önemli süreçlerden biridir çünkü bu disiplinin konusu hayat ile iç içedir ve gelişmesinde birincil kaynak bilimsel yöntemlerin kullanılmasıdır. Günümüz insanı hayatının her safhasını etkileyen teknolojik gelişmeleri algılayıp yorumlaya bilmesi için temel fizik eğitiminden geçmesinin gerekliliği açıkça görülmektedir. Böylece bireyler bilimin değerini anlar ve ona karşı pozitif bir tutum geliştirir teknolojinin toplumsal yaşantı üzerindeki etkisini anlar ve en önemlisi bilim teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi birbirlerini nasıl etkilediklerini anlayabilir. Yeni Fizik Programları ve Fizik Nasıl Öğretilmeli: Fizik eğitiminin önemini anlattık ancak ülkemizde fen bilimleri eğitimindeki temel problem mevcut programlarda verilen klasik bilgilerle yeni gelişmelerin gerek teknolojik gerekse topluma yansımsı olarak bağlantısının çok az olmasıdır. Geleneksel fizik programlarının gerçek dünya ile bağlantısı zayıftır. Ülkemizde ortaöğretim düzeyinde gösterilen fizik dersi 1600-1900 yılları arası fiziği kapsamaktadır. Fiziğin günümüz teknolojisini şekillendirdiği ve atılım yaptığı ikinci dünya savaşı sonrası fiğine hiç değinilmemektedir. Bu nedenle fizik dersi gibi hayatla iç içe somut bir ders öğrenciler tarafından soyut olarak algılanmaktadır. Bu nedenle günümüz fizik eğitiminde öğrenciye konu yanında hayatımız ile bağlantısı da verilmelidir. Yaşantımız ile fiziğin bağlantısının kuvvetlendirilmesi için yeni programlar geliştirilmeli ve bu programlar toplumu etkileyen yeni teknolojik gelişmelere ve çevre sorunlarına açık olmalıdır. Geleneksel programlar daha çok bilgi aktarımını ön plana çıkarmaktadır. Bu geleneksel öğrenme kuramları felsefesine dayanan bir yaklaşımdır. Halbuki gelişen iletişim teknolojisi sayesinde yeni bilgi o kadar hızlı çoğalmaktadır ki bunun hepsinin aktarılması imkansız hale gelmektedir. Çağdaş programların felsefeleri ise bilgi aktarımından ziyade bilgiye ulaşma yollarının öğretilmesini amaçlanmalıdır. Bu yeni yaklaşında önemli olan öğrencilere bilimsel süreç yakalaşımlarını ve fizikteki temel kavramları kazandırmaktır. Öğrenciye temel verilip bu temel yardımı ile yeni bilgilere nasıl ulaşacağı ve bunlar ile hayat arasındaki bağı nasıl kuracağı öğretilmelidir. Öğrenci bu bağı kendisi kuramaya bilir. Yeni programlarda çok miktarda konu işlemek amaçlanmalı bunun yerine temel konuların detaylı bir şekilde işlenmesi hedeflenmelidir. Böylelikle konu ile yaşam arasındaki bağ kurulabilir ve öğrenci araştırmaya yönlendirilebilir. Yeni programlarda her fen programında kullanılması istenen fakat çoğu okulda hiç kullanılmayan labaratuvar etkinliklerinine yer verilmelidir. Fizik öğretimi açısından labaratuvar ve proje çalışmaları büyük önem arz etmektedir. Özellikle proje çalışmaları öğrenciye araştırma yeteneği kazandırması bilim öğrenme ve bilimin yaşantı ile bağlantısını kavraması açısından büyük önem taşımaktadır
Ne olarak fizik okullarda ders olarak okutulan fizik mi yoksa kainattaki yüce rabbimizin ilim sıfatının yansıması olan fizik mi.
Az daha olsa okuyacağım bölümdü; ama tercihlerimi değiştirmemi söylediler..onlara göre turkiye de bilimadamı aç kalırmış, ben de değiştirdim; şimdi o bakalım muhendislik
en sevdiğim vede en başarılı olduğum ders :)) ama ne yazıki bölümüm değil kahretsinn burda bi fizik dehası var ve bu onun hiç bi işine yaramıyo kader utansın keşke tm olmasaydım:((((
.bana o kadar uzak ki..
ve su 100 C derece de kaynar..tabii her zaman değil :))
-Büyük patlama sonrası çekim etkisi sona erdiğinde bütün uzay cisimleri geriye doğru büyük bir hızla büyük patlamanın olduğu noktada bir araya gelecektir.
-Kuantum mekaniğine göre ulaşılabilecek maksimum hız ışık hızıdır, ışık hızına ulaşıldığında zaman sıfırlanır, zaman yoksa ölümde yoktur.
-Bir kara deliğin çekim etkisi zamanı bile soğuracak kadar büyüktür.
-Dünyadaki bütün sahillerdeki kum taneleri toplansa ve her biri bir gök cismi olarak tayin edilse, dünya bir kum tanesinden daha küçük bir parça ile simgelenebilir.
-Zaman yer, yükseklik ve hıza bağlı olarak deşiklik göstrebilir.1sn her yerde bir sn değildir.
Matematik kadar olmasa da iadere edecek bir bilim dalı...eh idare eder işte.
dünyanın ve hayatın en büyük, en önemli kuralını...
^^her etkiye karşı eşit ve zıt yönlü bir tepki vardır.......^^