Firavun eski Mısır'da büyük ev anlamına geliyor.Firavun,vergi koyar,başka ülkelere asker gönderir,uyruklarının mallarına el koymak ve mahkemesiz ölüme mahkum etmek yetkileri arasındadır.saygınlığını güçlendirmek için Tanrılaşmış ve Büyük Tanrı ilan edilmiştir.
Son pişmanlık fayda vermez. Firavun'da Musa'nın rabbine inanıyoryum dedi demesine ama, artık kendisi için tövbe kapısı kapanmış, yolun sonu görünmüştü. O bunu anladı ve inandığını söyledi, ama o iman iş işten geçtikten sonra ki imandı ki Allah, bu imanı kabul etmediğini detaylı bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de bize bildirmiştir
Firavun her dönemde vardı, bugünde var. Bu dönemde de insanlara zulm eden, kendilerini ilah ilan eden sözüm ona insanlar var. Hani ramazanda müslüman kesilen basınımız sık sık der ya felanca futbolun ilahı, filanca müziğin ilahı, işte gençliğin ilahı.
firavun,hz musanın belalısı olan,kendını ilah dıe tanıtan ve bır kahınden onun başına musallat olacak bı çocuk dogacagını duyan bu yuzden de o sene doğan 900 çocuğu katlettiren, kızıldenizde de boğularak ölen canavar bır insandır.
eski mısır medeniyetinde krallara verilen addır...ayrıca Allah ın insanlığa ibret olması için kıyamete kadar secde etmiş vaziyette cesedini çürütmeyeceğini vaadettiği bir asi...tanrılık iddiasında bulunmuş ben-i israile zulmetmiş ayrıca musa peygambere üvey babalık yapmış bir mısır kralı...hanımını ise inananlardan ve hidayete erenlerden biri olarak anılmaktadır...
Hükümdarın adını sarfedene piramit taşlarının taşıtıldığı zamanlarda, Mısır hükümdarları için kullanılan ünvan. Kelime anlamı 'Büyük Ev'dir. İlkinin Menes (Narmer, Aha...) sonuncusunun Kleopatra olduğu söylenir. Akrep olan Menes, güzel olan Kleopatra'dır. Aman karıştırmayın! ..
Bu konuda daha önce açılan bir başlıkta, Firavunun ibret olsun diye geri hiç zarar görmeden geri de kalan vucudu tartışmaıs olmuştu. Başlığın uyumsuzluğundan dolayı tüm terimler silinmişiti. Belki bu başlık altında bahsedilebilir diye açtım başlığı.
Bana göre, her geride kalan mumyalanmış firavun ibrettir. Kur'an'da geçen Firavun kelimesi tekil olarak kullanılmamıştır, o dönemi dikkat çekerki Allah kardeşini öldüren Hz. Adem'in oğluna kargayla kardeşinin ölüsünü nasıl gömmesini gösterdiyse, mumyalamakta istediği kadar bilimsel olsun Allah'ın kudreti içindedir ki evrene tanrıyız diyerek hükmettiklerini zanneden firavunlara dünyanın kalmaması ve ancak ölülerin geri kalması büyük bir ibrettir. Bugün ki liderlere de uyarı niteliğindedir ve tüm insanlığa büyüklenmeyin mesajını anlamındadır. Eğer bunu ayın tutulması gibi doğa üstü olay gibilerinden tekile indirirsek esas ilmi göremeyiz, belki bu bahasedilen firavun müzedeki mumyadır, belki de değildir tartışması uzadıkça uzar ama esas bu olayı bahseden ayetlerin esas mesajı hakkında çok az konuşulmuştur. Malesef insan takım tutarmış gibi taraf tutuyor ve gol atınca seviniyor gol yiyince sinirleniyor. Kısacası önce alınması gereken dersi alalım...
90. Derken İsrailoğulları'nı denizin öte yakasına geçirdik; bunun üzerine Firavun ve ordusu hışımla onların ardına düştü, (denizin dalgaları onları örtüp de Firavun) boğulmak üzereyken: 'Elhak, inandım, ' (1) inandım dedi, 'İsrailoğulları'nın inandığı Tanrı'dan başka tanrı yok! Ve ben de artık kendini yürekten O'na teslim eden kimselerdenim! ' 91. (Ona) : 'Ancak şimdi mi? ' (2) denildi, 'oysa, bu güne kadar (Bize) hep başkaldırmış ve bozguncular arasında yer almıştın! 92. (İmdi,) bugün senin sadece bedenini kurtaracağız (3) ki, senden sonra gelecek olanlar için (uyarıcı) bir işaret olsun; çünkü, gerçek şudur ki, insanların çoğu ayetlerimize karşı umursamazlık gösteriyor! '
Açıklamalar:
(1) Lafzen, 'tâ, boğulayazdığı zaman... dedi'. Hz. Musa ile Firavun'un kıssası, sonrakinin İsrailoğulları'n uygaladığı baskı ve zorbalık ve İsrailoğulları'nın kurtuluşu hakkında ve özellikle (Kur'an'ın yukarıdaki ayetiyle ilgili olarak) İsrailoğulları'nın mucizevi kurtuluşunu, Firavun ve ordusun kötü akibetini ayrıntılı bir biçimde anlat(an) ıyor. Akıldan çıkarılmamalıdır ki, gerek Kitab-ı Mukaddes'de, gerekse sözlü Arap kültüründe yer alan tarihsel olay ve menkıbelere ilişkin Kur'ânî atıfların hemen hepsinde amaç olayı hikaye etmek, dikkati olay örgüsünün kendisine çekmek değil; olay örgüsünün altında yatan özel ahlaki derse dikkat çekmek, onu gün ışığına çıkartmaktır: bu durum, bu ima ve atıfların Kur'an'ın bütününe dağılmış bir bütünün parçaları halinde olmasını da açıklamaktadır.
(2) Yani, 'Ancak, şimdi mi, bunun için vaktin çok geç olduğu, şu an mı tevbe ediyorsunuz? ' (Mesala, bkz Nisa Suresi) 4/18. Ayet: 'Ölüm anına kadar kötülük işleyip duran, ama o an gelip çattığında 'Şimdi tevbe ediyorum' diyenlerin tevbesi kabul edilmeyecektir.'
(3) Lafzen, 'Seni bedensel olarak kurtaracağız': Bununla muhtemelen, eski Mısırların, krallarının ve seçkinlerin cesetlerini mumyalarak gelecek kuşaklara için saklamak yolundaki gelenekleri ima ediliyor. Bazı eski Mısır uzmanları Kur'an'da ve Kıtâb-ı Mukades'se sözü geçen 'zalim Firavun'un II. Ramses (M.Ö.1324-1258 dolayları) olduğunu ileri sürerken, bazıları da onu talijsiz selefi Tut-ankh-amen'le ya da M.Ö.15. yüzyılda yaşamış olan III. Thotmes (yahut Thutmosis) 'le özdeştirmektedirler. Ama bütün bu 'özdeştirmeler' yalnızca zan ve tahmine dayanmakta olup tarihsel olarak belgelenmemiştir. Akılda tutulmalıdır ki, Kur'an'da geçen 'Firavun' (Kur'an'da fir'avn) tabiri bir özel isim olmayıp Eski Mısır'da bütün krallar için kullanılan bir ünvandan ibarettir.
Kaynak: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı (Meal-Tefsir)
Kibirli ve zalim Mısır Kralları
Fravun hiç bir zaman hakkı bulamamış azman kafirdi.ne zulümler yaptığını biliyoruz Musa Aleyhisselema ve kavmine.
Firavun eski Mısır'da büyük ev anlamına geliyor.Firavun,vergi koyar,başka ülkelere asker gönderir,uyruklarının mallarına el koymak ve mahkemesiz ölüme mahkum etmek yetkileri arasındadır.saygınlığını güçlendirmek için Tanrılaşmış ve Büyük Tanrı ilan edilmiştir.
Son pişmanlık fayda vermez.
Firavun'da Musa'nın rabbine inanıyoryum dedi demesine ama,
artık kendisi için tövbe kapısı kapanmış, yolun sonu görünmüştü.
O bunu anladı ve inandığını söyledi, ama o iman iş işten geçtikten sonra ki imandı ki Allah, bu imanı kabul etmediğini detaylı bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de bize bildirmiştir
bok yoluna giden asi insan.
Firavunların çingene olduğunu bilen var mıydı?
Çok ilginç ama öyleymiş. Güvenilir birinden duydum.
Firavun her dönemde vardı, bugünde var. Bu dönemde de insanlara zulm eden, kendilerini ilah ilan eden sözüm ona insanlar var.
Hani ramazanda müslüman kesilen basınımız sık sık der ya felanca futbolun ilahı, filanca müziğin ilahı, işte gençliğin ilahı.
Allah Firavunlara akıl versin.
tüyler ürperten bir olay yani büyük bir ders bizlere....allaha şirk koşanlar hüsrana uğrar birer birer...
antik mısır hükümdarı sırlarını hep merak etmişimdir.
yaşasın arkeoloji! ! ! !
Firavun kıyamete kadar Allah'a şirk koşmanın adı... zannetyeyinki öldü günümüz de de çagdaş firavunlar var yarın da olacaklar...
firavuni düşünceler sararken hayat hücrelerimizi.onun öldüğünü iddia ediyoruz......
Yakın tarihte ve günümüzde de örneklerini gördüğümüz, kibir ve küfürle yoğrulmuş kaakterlerin bir prototipi...
firavun iflah olmaz şaşkolozun tekiydi.Sen kiiim ilahlık kiiim? YÜCE MEVLAM ne büyüksün! ! ! !
Fravun Mısır Kralıdır. Zalimliği çağrıştırıyor
firavun,hz musanın belalısı olan,kendını ilah dıe tanıtan ve bır kahınden onun başına musallat olacak bı çocuk dogacagını duyan bu yuzden de o sene doğan 900 çocuğu katlettiren, kızıldenizde de boğularak ölen canavar bır insandır.
ra eski mısır dilinde güneş tanrısı... firavun ise güneşin oğlu ve yahut güneşin gölgesi manalarına gelen müşrik olma halidir..
eski mısır medeniyetinde krallara verilen addır...ayrıca Allah ın insanlığa ibret olması için kıyamete kadar secde etmiş vaziyette cesedini çürütmeyeceğini vaadettiği bir asi...tanrılık iddiasında bulunmuş ben-i israile zulmetmiş ayrıca musa peygambere üvey babalık yapmış bir mısır kralı...hanımını ise inananlardan ve hidayete erenlerden biri olarak anılmaktadır...
Allah olduğuna kendi de inanmayan ama tükürdüklerini yalayamayan kral bozuntuları.
şimdiki temsilcisi Bush olan dönemin (eski mısır) zalim yöneticileri, o zaman Hz. Musa geldi kurtuldular, biz naparız bilmiyorum.
Hükümdarın adını sarfedene piramit taşlarının taşıtıldığı zamanlarda, Mısır hükümdarları için kullanılan ünvan. Kelime anlamı 'Büyük Ev'dir. İlkinin Menes (Narmer, Aha...) sonuncusunun Kleopatra olduğu söylenir. Akrep olan Menes, güzel olan Kleopatra'dır. Aman karıştırmayın! ..
her firavunun bir Musa'sı var(mı) dır.
kibirin bedende can bulmuş hali..
Bu konuda daha önce açılan bir başlıkta, Firavunun ibret olsun diye geri hiç zarar görmeden geri de kalan vucudu tartışmaıs olmuştu. Başlığın uyumsuzluğundan dolayı tüm terimler silinmişiti. Belki bu başlık altında bahsedilebilir diye açtım başlığı.
Bana göre, her geride kalan mumyalanmış firavun ibrettir. Kur'an'da geçen Firavun kelimesi tekil olarak kullanılmamıştır, o dönemi dikkat çekerki Allah kardeşini öldüren Hz. Adem'in oğluna kargayla kardeşinin ölüsünü nasıl gömmesini gösterdiyse, mumyalamakta istediği kadar bilimsel olsun Allah'ın kudreti içindedir ki evrene tanrıyız diyerek hükmettiklerini zanneden firavunlara dünyanın kalmaması ve ancak ölülerin geri kalması büyük bir ibrettir. Bugün ki liderlere de uyarı niteliğindedir ve tüm insanlığa büyüklenmeyin mesajını anlamındadır. Eğer bunu ayın tutulması gibi doğa üstü olay gibilerinden tekile indirirsek esas ilmi göremeyiz, belki bu bahasedilen firavun müzedeki mumyadır, belki de değildir tartışması uzadıkça uzar ama esas bu olayı bahseden ayetlerin esas mesajı hakkında çok az konuşulmuştur. Malesef insan takım tutarmış gibi taraf tutuyor ve gol atınca seviniyor gol yiyince sinirleniyor. Kısacası önce alınması gereken dersi alalım...
10/Yunus Suresi,90-92 Ayetler:
90. Derken İsrailoğulları'nı denizin öte yakasına geçirdik; bunun üzerine Firavun ve ordusu hışımla onların ardına düştü, (denizin dalgaları onları örtüp de Firavun) boğulmak üzereyken: 'Elhak, inandım, ' (1) inandım dedi, 'İsrailoğulları'nın inandığı Tanrı'dan başka tanrı yok! Ve ben de artık kendini yürekten O'na teslim eden kimselerdenim! '
91. (Ona) : 'Ancak şimdi mi? ' (2) denildi, 'oysa, bu güne kadar (Bize) hep başkaldırmış ve bozguncular arasında yer almıştın!
92. (İmdi,) bugün senin sadece bedenini kurtaracağız (3) ki, senden sonra gelecek olanlar için (uyarıcı) bir işaret olsun; çünkü, gerçek şudur ki, insanların çoğu ayetlerimize karşı umursamazlık gösteriyor! '
Açıklamalar:
(1) Lafzen, 'tâ, boğulayazdığı zaman... dedi'. Hz. Musa ile Firavun'un kıssası, sonrakinin İsrailoğulları'n uygaladığı baskı ve zorbalık ve İsrailoğulları'nın kurtuluşu hakkında ve özellikle (Kur'an'ın yukarıdaki ayetiyle ilgili olarak) İsrailoğulları'nın mucizevi kurtuluşunu, Firavun ve ordusun kötü akibetini ayrıntılı bir biçimde anlat(an) ıyor. Akıldan çıkarılmamalıdır ki, gerek Kitab-ı Mukaddes'de, gerekse sözlü Arap kültüründe yer alan tarihsel olay ve menkıbelere ilişkin Kur'ânî atıfların hemen hepsinde amaç olayı hikaye etmek, dikkati olay örgüsünün kendisine çekmek değil; olay örgüsünün altında yatan özel ahlaki derse dikkat çekmek, onu gün ışığına çıkartmaktır: bu durum, bu ima ve atıfların Kur'an'ın bütününe dağılmış bir bütünün parçaları halinde olmasını da açıklamaktadır.
(2) Yani, 'Ancak, şimdi mi, bunun için vaktin çok geç olduğu, şu an mı tevbe ediyorsunuz? '
(Mesala, bkz Nisa Suresi) 4/18. Ayet: 'Ölüm anına kadar kötülük işleyip duran, ama o an gelip çattığında 'Şimdi tevbe ediyorum' diyenlerin tevbesi kabul edilmeyecektir.'
(3) Lafzen, 'Seni bedensel olarak kurtaracağız': Bununla muhtemelen, eski Mısırların, krallarının ve seçkinlerin cesetlerini mumyalarak gelecek kuşaklara için saklamak yolundaki gelenekleri ima ediliyor. Bazı eski Mısır uzmanları Kur'an'da ve Kıtâb-ı Mukades'se sözü geçen 'zalim Firavun'un II. Ramses (M.Ö.1324-1258 dolayları) olduğunu ileri sürerken, bazıları da onu talijsiz selefi Tut-ankh-amen'le ya da M.Ö.15. yüzyılda yaşamış olan III. Thotmes (yahut Thutmosis) 'le özdeştirmektedirler. Ama bütün bu 'özdeştirmeler' yalnızca zan ve tahmine dayanmakta olup tarihsel olarak belgelenmemiştir. Akılda tutulmalıdır ki, Kur'an'da geçen 'Firavun' (Kur'an'da fir'avn) tabiri bir özel isim olmayıp Eski Mısır'da bütün krallar için kullanılan bir ünvandan ibarettir.
Kaynak: Muhammed Esed - Kur'an Mesajı (Meal-Tefsir)