Felsefenin okul yıllarında üstünkörü işlenmesinden, önemsiz bir şeymiş gibi görülmesinden ve sadece ders olarak algılanmasından her zaman şikayetçiydim.Sanırım bu öğretim yılında felsefe bir tek lise son sınıfta değil,diğer sınıflara da koyulmuş.Umarım felsefe okullarda ve yaşamda hayata geçirilebilir düzeye taşınır.
felsefe...soru sorma sanatı..bilgiyi bilme çabası..ne bileyim bir sürü tanımı var...herkes bir tanım yapıyor..ama bence felsefe hayat biçimi..asl olan öz'e giden yolun içinde olmak.aristo descartes hegel yada diğerleri...başkaları için yapmadı felsefe.yada en azından başkalarının mutluluğu içinde yapmadı..sadece felsefe yapamayanların reklamı ile toplumlara yayıldı bence..insanlar arasında yaşayan bir düşünce olarak da nitelendirebiliriz aslında. şimdilerde ise felsefeyi en çok kullandığımız alan sanırım 'yanlışı makul olarak anlatmak'..yani aklı bile kandırmak için aklı kullanmak..bir kaç asır öncesine kadar filozoflar kişiliklerinde bir neye göre çizelgesi taşırlardı..ama şimdinin felsefe yapıyorum diyenleri sadece ön planda kalabilecek çizelgeler taşıyorlar..son zamanlarda filozof diyebileceğimiz çok az kişisi var zaten..nurettin topçu necip fazıl..cemil meriç belki..türkler olarak asırlardan beri devam ede gelen felsefe antipatisini yenebilse idik..belki 50 yılda 1000 yılı aşan bir kültüre hakaret etmezdik..nitekim bir çoğumuzun önyargı ile baktığı farslar bu güne kadar toplumsal dejenerasyon gecirmeden yaşadığı asırları felsefeye ve kendi düşünce dünyalarında gerçekleştirdikleri düşünsel çabalara borcludur.abartı olabilir belki ama şahit olduğum olaylardandır..iranda bir lise öğrencisi bizde bir üniversite öğrencisi kadar felsefe ile ilgili.neden diye sorduğunuzda insanlara 'makuliyeti gösteren tek şey düşüncedir 'diyor..'en iyi düşünmezseniz siz sadece iyi düşünmekle yetinirseniz en iyi düşünenler bir gün sizin için iyi düşünmek nedir sorusuna cevap vermeye başlarlar'..işte dejenarasyonun başlangıcı budur..çünki 50 yılda türkleri bu şekilde asimile ettiler..asimile edilen aslında düşüncelerimiz ve kalplerimiz..çaldırmadığımız bir çok özelliğimiz var daha..ama avrupa amerika ve bunlarla birlikte yahudiler 400 yıl harcadıkları İslama karşı Alternatif İslam yada en basit anlamıyla 'yanlış anlaşılmış doğru İslam' cabası için mücade ettiler..ve bunu bir çok alanda da başardılar.son yüzyılda baktığınızda ne görüyorsanız işte bütün bunların sebebi bir osmanlının olmamasıdır..
Eski Yunanda, Sokrates bilgiyi saklaması sebebiyle saygıdeğer bir ün yapmıştır….
Bir gün büyük filozof bir tanıdığına rastladı ve adam ona dedi ki,
'Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? '
'Bir dakika bekle' diye cevap verdi Sokrates. 'Bana birşey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor.'
'Üçlü Filtre? '
'Doğru,' diye devam etti Sokrates. 'Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Üçlü filtre testi dememin sebebini birazdan anlayacaksın. Şimdi birinci filtre; 'Gerçek Filtresi' bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin? '
'Hayır,' dedi adam 'aslında bunu sadece duydum ve....'
'Tamam,' dedi Sokrates. 'Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, 'iyilik filtresi'. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi? '
'Hayır, tam tersi...'
'Öyleyse' diye devam etti Sokrates, 'onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. 'işe yararlılık filtresi' bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı? '
'Hayır, pek değil.'
'İyi' diye tamamladı Sokrates. 'Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse bana niye söyleyesin ki? '
Bazılarının yıllarca okusada aslına rucü etmesine engel olamayan.onlar için sadece boşbir çabadır.Hep anlamaya çalışırlar kazara anlasalar inanamazlar sonra tekrar anlamaya çalışırlar. Bu böyle sürüp gider. Bir de hazırcıdırlar adamların bilmem kaç yüzyıl önce düşündükleriyle geyik yaparak vakit geçirirler. Hala felsefi bir akım yaratmaları yine de ümitle beklenmelidir.Biraz felsefeci (olamayan) tanımı oldu ama biraz okuyunca öyle sanırlar kendilerini.
felsefe zor değildir, hiçbir şey bilmediğini bilmen gerekir sadece... -ama 'hiçbir şey bilmediğini bilmek' hiçbir şey bilmemek değildir ki.......:'( zor olanda bu işte:...:...
içine girdikçe kafan karışır...içine girdikçe kaşların çatar...içine girdikçe kafayı sıyırırsın... her şeyi bilmeye gerek yok, ama hiç bir şey bilmemekte olmaz....
Felsefe; Düşünnme yoluyla, var oluş ve var oluşla ilgli sorgulamalar yapmadır,bir şeylere ulaşmadır doğru yada yanlış... Yani ortada bir düşünme ve bulma söz konusu olunca ve bizde insan olunca 'hazır yemek' daha kolay ve daha emin olmuş olur.Hayatı yaratanın, hayatla ilgili herşeyi bildirdiği kitap, yani Kuran-ı Kerim bize en emin kaynaktır. Ve yaratanın en güzel yarattığının ağızından dökülenler...
evet bütün tartısmalara son felsefe aklımızın soru sorma sanatıdır felsefe yapmanın baslıca kosulunun soru sormaya dayandığını soyleyebiliriz ama cocuklarda soru soruyor dolaysıyla onlar filozofmu diceksiniz.. flozoflar sorularını rastgele degil de belirli bir arastırma amacıyla sormaktadır.. felsefedeki sorgulamaların akıl adına yapıldığını burada asıl soru soranın aklımız olduğunu söyleyebiliriz
felsefe sorgulamaktı cesurca herkesin konusmaktan dahi cekindigi konular hakkında kafa yormasıdır tanrını varlıgı askın tanımı biraz beyin gerektirir bide saygı ancak zekiler yapabilir calısarak yapılacak bisey diil buraya yazı yazmaya sadece 8 kisinin cesaret etmesi ne kadar zeki bir nesil yetistigni gosteriyor yazı yazanlara teskur..
Felsefe en genel anlamıyla bir 'neden' araştırmasıdır. şeylerin, olayların, olguların nedenlerini soruşturur. çevremizi anlamak için kendi kendimize de olsa sorduğumuz her soru felsefeye girer. kavramların doğru olarak anlaşılmasını sağlar. çağlardan beri insanların yapmadan duramadığı bir eylemin ana omurgası gibi de görülebilir: 'düşünmek'. Yakın çağda özellikle 16. yüzyıldan sonra daha önceleri felsefenin içinde yer alan bilim ya da bilimler girderek ayrılarak 'nasıl' sorusunun yanıtını aramaya başlamışlardır. Felsefeye bir'insan araştırması' da denilebilir. insanın gözünden insanın, evrenin, dünyanın, nasıl göründüğünü ve insanı nasıl etkilediğini; günlük hayatta çoklukla kullandığımız ama üzerine pek de düşünmediğimiz kavramların(iyilik, doğruluk, vb. aklınıza ne gelirse) içeriklerini tam olarak anlamaya yönelik bir çaba ya da çalışmadır aynı zamanda. saygılarımla...
felsefe soru sormak degildir, soru sormayi kullanan bir disiplindir...felsefe yargiya varmak, cozum bulmak degildir, felsefe yargiya varan ve cozum bulmaya calisan bir disiplindir...felsefe bence bir metoddur.ama manevi bir metod.bence o daha cok bir zihniyet nisanidir.dolayisiyla felsefe mutlak hakikati aramak isidir falan gibi laflara katilmiyorum. sadece felsefe hakikati aramalidir diyorum...ve Necip Fazil'dan okudugum ve asagida bir arkadasimin da alinti yaptigi fikirleri manidar buluyorum...birbirinin uzerine cikmak ama yukselememek neden, bilmiyorum....peki felsefe tam olarak nedir.onu da bilmiyorum ama bunda da mazur sayilabilirim cunku hangi zihin bilir ki ask nedir, nefret nedir...ha bir de cok onemsedigim birisi bir sey demisti felsefe hakkinda, buraya aktariyorum: 'felsefe herkesin icine bitlerini doktugu bir kaptir', bilmem katilir misiniz? ama en azindan galip cogunluk icin galiba pek de tartisma goturmuyor...
Bütün felsefeciler birbirini yalanlamaktan ve fikirklerini çürütmekten başka bie iş yapmazlar. Her felsefi akım diğerini çürütür. O halde hiç bir felsefeci doğru yolu bulabilmiş değildir. Çünkü kendinden sonraki de onun felsefesini yok edecektir. Bu acıdan insan aklıyla her zaman doğru yolu bulamaz
düşünüyorum öleyse varım!
edit:ne şimdi düşünmüosam yokmuyum:P
Yaşamı kabullenme biçimi.Sakin bir gecede gökyüzüne baktığımda, pırıl pırıl gözüken yıldızları.
çoğumuzun yoksunluğu.
Felsefenin okul yıllarında üstünkörü işlenmesinden, önemsiz bir şeymiş gibi görülmesinden ve sadece ders olarak algılanmasından her zaman şikayetçiydim.Sanırım bu öğretim yılında felsefe bir tek lise son sınıfta değil,diğer sınıflara da koyulmuş.Umarım felsefe okullarda ve yaşamda hayata geçirilebilir düzeye taşınır.
felsefe...soru sorma sanatı..bilgiyi bilme çabası..ne bileyim bir sürü tanımı var...herkes bir tanım yapıyor..ama bence felsefe hayat biçimi..asl olan öz'e giden yolun içinde olmak.aristo descartes hegel yada diğerleri...başkaları için yapmadı felsefe.yada en azından başkalarının mutluluğu içinde yapmadı..sadece felsefe yapamayanların reklamı ile toplumlara yayıldı bence..insanlar arasında yaşayan bir düşünce olarak da nitelendirebiliriz aslında. şimdilerde ise felsefeyi en çok kullandığımız alan sanırım 'yanlışı makul olarak anlatmak'..yani aklı bile kandırmak için aklı kullanmak..bir kaç asır öncesine kadar filozoflar kişiliklerinde bir neye göre çizelgesi taşırlardı..ama şimdinin felsefe yapıyorum diyenleri sadece ön planda kalabilecek çizelgeler taşıyorlar..son zamanlarda filozof diyebileceğimiz çok az kişisi var zaten..nurettin topçu necip fazıl..cemil meriç belki..türkler olarak asırlardan beri devam ede gelen felsefe antipatisini yenebilse idik..belki 50 yılda 1000 yılı aşan bir kültüre hakaret etmezdik..nitekim bir çoğumuzun önyargı ile baktığı farslar bu güne kadar toplumsal dejenerasyon gecirmeden yaşadığı asırları felsefeye ve kendi düşünce dünyalarında gerçekleştirdikleri düşünsel çabalara borcludur.abartı olabilir belki ama şahit olduğum olaylardandır..iranda bir lise öğrencisi bizde bir üniversite öğrencisi kadar felsefe ile ilgili.neden diye sorduğunuzda insanlara 'makuliyeti gösteren tek şey düşüncedir 'diyor..'en iyi düşünmezseniz siz sadece iyi düşünmekle yetinirseniz en iyi düşünenler bir gün sizin için iyi düşünmek nedir sorusuna cevap vermeye başlarlar'..işte dejenarasyonun başlangıcı budur..çünki 50 yılda türkleri bu şekilde asimile ettiler..asimile edilen aslında düşüncelerimiz ve kalplerimiz..çaldırmadığımız bir çok özelliğimiz var daha..ama avrupa amerika ve bunlarla birlikte yahudiler 400 yıl harcadıkları İslama karşı Alternatif İslam yada en basit anlamıyla 'yanlış anlaşılmış doğru İslam' cabası için mücade ettiler..ve bunu bir çok alanda da başardılar.son yüzyılda baktığınızda ne görüyorsanız işte bütün bunların sebebi bir osmanlının olmamasıdır..
hayati kavrama arzusu
Eski Yunanda, Sokrates bilgiyi saklaması sebebiyle saygıdeğer bir ün yapmıştır….
Bir gün büyük filozof bir tanıdığına rastladı ve adam ona dedi ki,
'Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun? '
'Bir dakika bekle' diye cevap verdi Sokrates. 'Bana birşey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniyor.'
'Üçlü Filtre? '
'Doğru,' diye devam etti Sokrates. 'Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir. Üçlü filtre testi dememin sebebini birazdan anlayacaksın. Şimdi birinci filtre; 'Gerçek Filtresi' bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin? '
'Hayır,' dedi adam 'aslında bunu sadece duydum ve....'
'Tamam,' dedi Sokrates. 'Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, 'iyilik filtresi'. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi? '
'Hayır, tam tersi...'
'Öyleyse' diye devam etti Sokrates, 'onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. 'işe yararlılık filtresi' bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı? '
'Hayır, pek değil.'
'İyi' diye tamamladı Sokrates. 'Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar değilse bana niye söyleyesin ki? '
Bazılarının yıllarca okusada aslına rucü etmesine engel olamayan.onlar için sadece boşbir çabadır.Hep anlamaya çalışırlar kazara anlasalar inanamazlar sonra tekrar anlamaya çalışırlar. Bu böyle sürüp gider.
Bir de hazırcıdırlar adamların bilmem kaç yüzyıl önce düşündükleriyle geyik yaparak vakit geçirirler. Hala felsefi bir akım yaratmaları yine de ümitle beklenmelidir.Biraz felsefeci (olamayan) tanımı oldu ama biraz okuyunca öyle sanırlar kendilerini.
felsefe zor değildir, hiçbir şey bilmediğini bilmen gerekir sadece...
-ama 'hiçbir şey bilmediğini bilmek' hiçbir şey bilmemek değildir ki.......:'(
zor olanda bu işte:...:...
''felsefe yapmak istiyorsan; felsefe yapmalısın...
felsefe yapmak istemiyorsan; yine felsefe yapmalısın...'''
-Anlayişi farkli
-Kültürü farkli
-Öbürü neydi loo
*fersefe loo ferse
-Fersefesi farli
-Siz nedisiz looo
içine girdikçe kafan karışır...içine girdikçe kaşların çatar...içine girdikçe kafayı sıyırırsın...
her şeyi bilmeye gerek yok, ama hiç bir şey bilmemekte olmaz....
sistematik bir düşünce ama hiç bir yere götürmeyen yolların yolu olarak sistematik olan
benim hayat felsefemdir kendimden başkasını düşünmemek önce ben sonra sen
Felsefe; Düşünnme yoluyla, var oluş ve var oluşla ilgli sorgulamalar yapmadır,bir şeylere ulaşmadır doğru yada yanlış... Yani ortada bir düşünme ve bulma söz konusu olunca ve bizde insan olunca 'hazır yemek' daha kolay ve daha emin olmuş olur.Hayatı yaratanın, hayatla ilgili herşeyi bildirdiği kitap, yani Kuran-ı Kerim bize en emin kaynaktır.
Ve yaratanın en güzel yarattığının ağızından dökülenler...
Vigtor Hugonun felsefeyi tanimlayis sekli iste budur dedirtecek cinsten hani diyor ki, Felsefe,düsüncenin mikrobudur..
her kesimden her insan felsefeyi bilir...ama her insan bildiğini anlatamaz...
'bildiğini bilmekle, bildiğini anlamak farklı şeylerdir...'
descarters
günümüzde kendi kendini tüketmiştir...
beslenecek tek kaynağı da bilimsel çalışmaları ve ürünleri olmuştur...
bilimsiz felsefe artık bi hiçtir...
ve bakıldığında
materyalist felsefe,
varoluşçu felsefe,
marksist felsefe bla..bla..bla...
bilimsel verilerle beslenebilmektedirler..
ve bilimsel devrimlerde de, bu felsefeler kökten değişmek zorunda kalacaklardır....
evet bütün tartısmalara son felsefe aklımızın soru sorma sanatıdır felsefe yapmanın baslıca kosulunun soru sormaya dayandığını soyleyebiliriz ama cocuklarda soru soruyor dolaysıyla onlar filozofmu diceksiniz.. flozoflar sorularını rastgele degil de belirli bir arastırma amacıyla sormaktadır.. felsefedeki sorgulamaların akıl adına yapıldığını burada asıl soru soranın aklımız olduğunu söyleyebiliriz
Soru sorma etkinligi.
felsefe hayatla barışma bilimidir.nasıldan daha önemli olan nedendir.nasılsız durağanlık nedensiz hareketten daha iyidir
felsefe sorgulamaktı cesurca herkesin konusmaktan dahi cekindigi konular hakkında kafa yormasıdır tanrını varlıgı askın tanımı biraz beyin gerektirir bide saygı ancak zekiler yapabilir calısarak yapılacak bisey diil buraya yazı yazmaya sadece 8 kisinin cesaret etmesi ne kadar zeki bir nesil yetistigni gosteriyor yazı yazanlara teskur..
Felsefe en genel anlamıyla bir 'neden' araştırmasıdır. şeylerin, olayların, olguların nedenlerini soruşturur. çevremizi anlamak için kendi kendimize de olsa sorduğumuz her soru felsefeye girer. kavramların doğru olarak anlaşılmasını sağlar. çağlardan beri insanların yapmadan duramadığı bir eylemin ana omurgası gibi de görülebilir: 'düşünmek'. Yakın çağda özellikle 16. yüzyıldan sonra daha önceleri felsefenin içinde yer alan bilim ya da bilimler girderek ayrılarak 'nasıl' sorusunun yanıtını aramaya başlamışlardır. Felsefeye bir'insan araştırması' da denilebilir. insanın gözünden insanın, evrenin, dünyanın, nasıl göründüğünü ve insanı nasıl etkilediğini; günlük hayatta çoklukla kullandığımız ama üzerine pek de düşünmediğimiz kavramların(iyilik, doğruluk, vb. aklınıza ne gelirse) içeriklerini tam olarak anlamaya yönelik bir çaba ya da çalışmadır aynı zamanda. saygılarımla...
'felsefe boyuna aramanın yolu, bulmanın değil..' yanılmıyorsam necip fazıl
felsefe soru sormak degildir, soru sormayi kullanan bir disiplindir...felsefe yargiya varmak, cozum bulmak degildir, felsefe yargiya varan ve cozum bulmaya calisan bir disiplindir...felsefe bence bir metoddur.ama manevi bir metod.bence o daha cok bir zihniyet nisanidir.dolayisiyla felsefe mutlak hakikati aramak isidir falan gibi laflara katilmiyorum. sadece felsefe hakikati aramalidir diyorum...ve Necip Fazil'dan okudugum ve asagida bir arkadasimin da alinti yaptigi fikirleri manidar buluyorum...birbirinin uzerine cikmak ama yukselememek neden, bilmiyorum....peki felsefe tam olarak nedir.onu da bilmiyorum ama bunda da mazur sayilabilirim cunku hangi zihin bilir ki ask nedir, nefret nedir...ha bir de cok onemsedigim birisi bir sey demisti felsefe hakkinda, buraya aktariyorum:
'felsefe herkesin icine bitlerini doktugu bir kaptir', bilmem katilir misiniz? ama en azindan galip cogunluk icin galiba pek de tartisma goturmuyor...
felsefe insanlığın gelişimi için gerekli sormayı sorgulamayı öğrenmeden nasıl gelişebiliriz.imkansız.
bir altımdaki felsefei eleştiren yazıyı tam anlamıyla, ifade şekliyle 'felsefe'ye örnektir...
Bütün felsefeciler birbirini yalanlamaktan ve fikirklerini çürütmekten başka bie iş yapmazlar. Her felsefi akım diğerini çürütür. O halde hiç bir felsefeci doğru yolu bulabilmiş değildir. Çünkü kendinden sonraki de onun felsefesini yok edecektir. Bu acıdan insan aklıyla her zaman doğru yolu bulamaz
nirvana felsefesi