Turkçe'de kavram karmaşası nedeniyle ifade etmenin zor olduğu kelime. Fahişe , bedenini degil, ruhunu satan veya pazarlayan kişidir. Hayal dünyasında her daim zengin,yakisiklilar var. Tatliyla tuzluyu bi arada yemeye bayilir. Babasi geberip gitse de kurtulsadir. Evrensensel herhangi bir deger yargisina sahip degildir. Daha iyisi olarak gordugu birsey icin geri kalan herseyi cope atar. İstisnasiz her erkegin icinde bir fahişeyi parcalara ayirip oldurmek gibi varoluşsal ve ilkel bir his vardir. Bilimin pesine düsmesi gereken sanirim bu his... Oyle^^
Fahişeliği orospulukla metreslikle karıştırmayın orospuluk ve metreslik ilişkileri parayla yapar yani bir seçimdir ama fahişelik öyle değildir fahişe bir kadın ilişkiye girdiği insandan asla bir ücret talep etmez vede almaz borç para alabilir ama gününde öder ödemeye çalışır orospu ve metresten farkı ilişkisini asla kabul etmez ama inkârda etmez isim arar abi gibi baba gibi der kendince kurduğu ilişkiyi toplum yanında isim arar yani bir kadın orospu olur şartlar gereği metres olur bunlar bir kadın seçtiği yaşam biçimi bir kadın asla fahişe olamaz fahişe olunmaz fahişe olunur bu genetiktir
Hepimiz biraz fahişeyizdir belki de. İstemesek de yapmak zorunda olduklarımız, nedensizce bize hep hükmeden kişiler, inanmadan kabullenmelerimiz, bedenimiz varlığımız yetmezmiş gibi düşüncelerimizi, ruhumuzu sattığımız şeyler, kişiler. Olmaz ki diye hayal bile edemezken biz kime fahişe diyebiliriz ki. Yaptığımız her şeyde biz zaten satıyoruz kendimizi. Ama illa nedir denilirse, her meslek gibi o da saygı duyulması gereken bir meslektir. Çoğu mesleğin mecburiyetten yapıldığı bir ülkedeyiz zaten.
''eskiden, seksin tanrı(ça) adına yapılan bir ibadet sayıldığı ve üremeyi, bereketi betimlediği, kadının mutlak önem ve değerini kaybetmediği günlerde kutsal mabed fahişeleri vardı. tanrıça nın rahibeleri yani...''
''Günümüzde dünyanın kimi bölgelerinde tabu ve yasadışı, kimilerinde ise denetime tabi ve yasal. Peki fahişelik nasıl ortaya çıktı ve tarih boyunca nasıl bir dönüşüm yaşadı?
''İnsanlığın, kültürün olduğu her dönemde ve her medeniyette fuhuş izlerine rastlanıyor. Fuhuşun, bilinen ilk izlerine Mezopotamya'da rastlanıyor. Şaşırdık mı? Eh, insanlık tarihine dair iyi ve kötü kabul edilen ne varsa neredeyse tamamına yakını Mezopotamya'dan çıktığı için pek şaşırmadık herhalde. İşin ilginç kısmı, Mezopotamya'nın bilinen ilk büyük uygarlığı Sümerler'de fuhuş, dini bir pratik olarak ortaya çıkıyor. Sümer toplumunda fuhuşun, Göğün Fahişesi şeklinde de adlandırılan Aşk ve Savaş Tanrıçası Inanna (o zamanlar tabii “savaşma seviş” yok, “savaş ve seviş” varmış)'ya adanan ve Cennet Evleri denilen tapınaklarda başladığı öne sürülüyor. Inanna aynı zamanda bereket tanrıçası olduğu için bu tapınakların büyük bölümü Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunuyor. Bunu da tarihin ilk bilinen tarihçisi Herodot'tan öğreniyoruz. Bu tapınaklarda barınan ve tanrıçaya hizmet eden fahişeler aynı zamanda Inanna rahibeleriydi. Inanna'nın hizmetkarlarının ziyaretçileri ise genellikle çiftçilerdi. Çiftçiler rahibelerle belli bir bedel karşılığında, rahibelerin kutsal bedenlerinin sahip olduğu güçle Inanna'yla doğrudan iletişime geçerek onun bereketinden faydalanmak istiyorlardı. Yani para karşılığı rahibelerle sevişiyorlardı.
Fakat bu pratikler zamanla tapınakların doğum, doğum kontrol ve cinsellikle ilgili önemli eğitim merkezleri olmasını sağladı. Rahibeler cinsellikle ilgili uzman hemşire ve seks terapisti işlevi görüyordu. Bunun yanında hasat ve ekim zamanları, tanrıçanın bereketini kutsamak için kralların baş rahibelerle seviştiği ritüeller de düzenleniyordu. Bir anlamda örgütlenmiş cinsellik toplumsal hayatın her yerindeydi ve toplum düzenini sağlamanın faydalı bir aracıydı.
Antik dönemde fahişeliğin izine Gılgamış Destanı gibi edebi eserlerde de rastlamak mümkün. Destanda bahsi geçen harimtular hem tapınaklarda hem de sokaklarda çalışan alt-sınıf fahişelerdi. Ayrıca destanda Gılgamış'ın hasmı Enkidu'yu alt etmesinde de önemli rol oynarlar. Fakat harimtunun Enkidu'yu aşk ve bedeni hakkında eğiterek alt-etmesi, tabiri caizse, gerçekten destansıdır. Bazı tarihçiler, vahşi Enkidu'yu ehlilleştiren harimtuyu medeniyetin bir sembolü şeklinde yorumlar.
Ortadoğu'da durum böyleyken Batı medeniyetinin beşiği Antik Yunan'da da benzer pratiklere rastlanıyordu. Herodot, Fırat ve Dicle arasındaki Cennet Evleri'ni ne kadar garipsediğini not tutmuş olsa da aynı dönemde Yunanistan'daki Afrodit tapınaklarında hieroduli adı verilen kutsal köleler bulunuyordu. Antik Yunan medeniyetinde fahişeliğin ve fuhuşun devlet tarafından örgütlenmesi ise Solon ile başladı. Atina'da fahişelerin artmasıyla şehirde düzenli bir ordu kuracak ekonomik gelir, fuhuş sektörüne -bilindiği kadarıyla- tarihte ilk kez vergi koyan Solon sayesinde sağlandı.''
Ben biraz araştırdım ,fahişelik sadece zamanımıza ait bir kavram değildir.Tarihi varoluşa kadar uzanır.
Fahişe=Orospu Türkçe’nin bugün de en sık kullanılan kelimelerinden olan kelimenin aslı, Farsça “ruspî” sözüdür. Halk dilinde “limon”un “ilimon”, “steam” in “istim”, “Recep”in de “İrecep” olması misâli, başka dillerden aldığımız ve sessiz harflerle başlayan sözlerin başına o kelimeyi rahat telâffuz edebilmek için sesli harf ilâve etme âdetimiz gereğince “ruspî”nin önüne bir “u” koyup “uruspu” yapmışız ve “u” sonraları “o”ya dönmüş, “uruspu” da “orospu” olmuştur.
Bedenini satarak geçimini saglayan.En zor para kazanan emekçiler.Vardır hepsinin derin bir hikayesi.Dinlediğinde şansina şükreder olur insanoğlu.Bu meslegi yapanlardan ziyade bu kelimeyi ruhuna işlemiş olanlardan uzak durmak gerek...
Sayın okuyucular bakınız fahişelik bir cinsiyet belirtmez yorumlarda 'bayan' ve 'kadın' gibi cinsiyet belirten kelimeler kullanılmış , soruyorum sizlere bedenini parayla veya rızasıyla başkasıyla paylaşan "kadına" fahişe derken hiç düşünmüyor musunuz ? O kadınla beraber olan erkeği ? Bu yüzden fahişe kavramı kesinlikle ama kesinlikle cinsiyet belirtmez sizin pencerenizden bakarsak kadınlardan daha çok erkek fahişeler var bu Dünya'da . İşin anlaşılmayan kısmı şudur bir insan ne kadar toplum yapısını zedeleyen bir davranışa sahip olursa olsun biz o insanlara doğruyu gösterip aramıza kazandırmalıyız fakat insalar "fahişe" diyerek ötekileştiriyor lütfen insanları bir sıfat altına toplamaya çalışmayın.
Bu konudaki yorumlarım değer yargılarıyla alakalı olduğunu düşünüyorum.Seksin ayıp karşılandığı toplumlarda onursuzca karşılanır.Misal bizde..Ama bi insanın malını bedenini ve türlü özgürlüklerini zorla gasp etmek kadar onursuz olmasa gerek.Onursuzlar listesi yapılsa kesinlikle ilk sırayı almazlar..Çift tarafın rızası olan durumlar her ne kadar hayat görüşüme uymasada beni alakadar etmez..
Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi ? - Hayır. -Peki ya o ? Sokağın başında bacaklarını gösteren. - Hayır. -Peki ya şu kadın ? Baksana nasıl da şehvetle bakıyor. - Hayır o da değil. -Burada hiç fahişe yok mu baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler. - Fahişe nedir bay Burton. -Tenini parayla satan aşşağılıklardır bay Vencanze. - Hayır bay Burton. Fahişelik bu değildir. -Hah ! Neymiş peki fahişelik. - Fahişelik insanların hayatını bilmeden onları aşağılamak ve yargılamaktır. Sokağın sonunda bir berber var bay Burton. Lütfen aynaya bakınız. Orada var olan en büyük fahişeyi göreceksiniz…
Erkeklerin sefahat aleminin kamusal kurbanlarına orospu denir. Onlar kendilerini erkeklerin keyfine ya da çıkarına teslim etmeye her zaman hazırdırlar; mutlu ve saygıdeğer yaratıklardır onlar, kamuoyunca lekelenseler de şehvetin baştacıdır onlar ve sözümona namusluluk taslayanlardan topluma daha gerekli olan bu kadınlar, toplumun haksız yere onları mahrum bırakmaya cüret ettiği saygınlığı bu topluma hizmet etmek uğruna seve seve feda ederler. Bu sıfattan onur duyan kadınlar, çok yaşayın! Gerçekten kibar kadınlar onlardır, gerçekten filozof olan yalnızca onlardır!
fahişe olmak isteyen kız önce evlenir sonra bir bahaneyle boşanır, yada kocasını öldürür. ortada onu engelleyecek kimse kalmaz, meydan boştur. ekibini kurar, yada kurulu bir ekibe girerek fahişeliğe başlar, sonra da böyle hikayeler uydurulur. yok düştüm bilmem ne kocam sattı yok şu yok bu
Fahişelik, dünyanın varoluşundan itibaren günümüze kadar uzanan en eski meslek denebilir. Fahişeler dünyanın en ağır işini yapmaktadırlar, kendi tercihleri olduğu için mi, içlerine düşürüldükleri durumdan dolayımı bu işi yapmaktadırlar, kendileri bilir. Ama bir çoğuna asgari ücretten yada normal çalışan maaşı ile iş teklifi yapıldığını ama kabul etmediklerini, bu pis işe rağmen iyi parayakazanmayı tercih ettiklerini duymaktayız. (Genelde böyle, bunun aksini düşünen, az paraya temiz bir hayatı seçenlerde az da olsa elbette var.)
Turkçe'de kavram karmaşası nedeniyle ifade etmenin zor olduğu kelime. Fahişe , bedenini degil, ruhunu satan veya pazarlayan kişidir. Hayal dünyasında her daim zengin,yakisiklilar var. Tatliyla tuzluyu bi arada yemeye bayilir. Babasi geberip gitse de kurtulsadir. Evrensensel herhangi bir deger yargisina sahip degildir. Daha iyisi olarak gordugu birsey icin geri kalan herseyi cope atar. İstisnasiz her erkegin icinde bir fahişeyi parcalara ayirip oldurmek gibi varoluşsal ve ilkel bir his vardir. Bilimin pesine düsmesi gereken sanirim bu his... Oyle^^
Fahişeliği orospulukla metreslikle karıştırmayın orospuluk ve metreslik ilişkileri parayla yapar yani bir seçimdir ama fahişelik öyle değildir fahişe bir kadın ilişkiye girdiği insandan asla bir ücret talep etmez vede almaz borç para alabilir ama gününde öder ödemeye çalışır orospu ve metresten farkı ilişkisini asla kabul etmez ama inkârda etmez isim arar abi gibi baba gibi der kendince kurduğu ilişkiyi toplum yanında isim arar yani bir kadın orospu olur şartlar gereği metres olur bunlar bir kadın seçtiği yaşam biçimi bir kadın asla fahişe olamaz fahişe olunmaz fahişe olunur bu genetiktir
bilmiyorum
bilmiyorum
Fahişe: Hayat Kadını
fahiş fiyata mal satana fahişe diyebilirmiyiz
Para!
Hepimiz biraz fahişeyizdir belki de. İstemesek de yapmak zorunda olduklarımız, nedensizce bize hep hükmeden kişiler, inanmadan kabullenmelerimiz, bedenimiz varlığımız yetmezmiş gibi düşüncelerimizi, ruhumuzu sattığımız şeyler, kişiler. Olmaz ki diye hayal bile edemezken biz kime fahişe diyebiliriz ki. Yaptığımız her şeyde biz zaten satıyoruz kendimizi. Ama illa nedir denilirse, her meslek gibi o da saygı duyulması gereken bir meslektir. Çoğu mesleğin mecburiyetten yapıldığı bir ülkedeyiz zaten.
Kimseyi eleştirmek insanların haddine değil!
Bırakın herkes nasıl yaşıyorsa öyle yaşasın...
''eskiden, seksin tanrı(ça) adına yapılan bir ibadet sayıldığı ve üremeyi, bereketi betimlediği, kadının mutlak önem ve değerini kaybetmediği günlerde kutsal mabed fahişeleri vardı. tanrıça nın rahibeleri yani...''
''Günümüzde dünyanın kimi bölgelerinde tabu ve yasadışı, kimilerinde ise denetime tabi ve yasal. Peki fahişelik nasıl ortaya çıktı ve tarih boyunca nasıl bir dönüşüm yaşadı?
''İnsanlığın, kültürün olduğu her dönemde ve her medeniyette fuhuş izlerine rastlanıyor. Fuhuşun, bilinen ilk izlerine Mezopotamya'da rastlanıyor. Şaşırdık mı? Eh, insanlık tarihine dair iyi ve kötü kabul edilen ne varsa neredeyse tamamına yakını Mezopotamya'dan çıktığı için pek şaşırmadık herhalde. İşin ilginç kısmı, Mezopotamya'nın bilinen ilk büyük uygarlığı Sümerler'de fuhuş, dini bir pratik olarak ortaya çıkıyor. Sümer toplumunda fuhuşun, Göğün Fahişesi şeklinde de adlandırılan Aşk ve Savaş Tanrıçası Inanna (o zamanlar tabii “savaşma seviş” yok, “savaş ve seviş” varmış)'ya adanan ve Cennet Evleri denilen tapınaklarda başladığı öne sürülüyor. Inanna aynı zamanda bereket tanrıçası olduğu için bu tapınakların büyük bölümü Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunuyor. Bunu da tarihin ilk bilinen tarihçisi Herodot'tan öğreniyoruz. Bu tapınaklarda barınan ve tanrıçaya hizmet eden fahişeler aynı zamanda Inanna rahibeleriydi. Inanna'nın hizmetkarlarının ziyaretçileri ise genellikle çiftçilerdi. Çiftçiler rahibelerle belli bir bedel karşılığında, rahibelerin kutsal bedenlerinin sahip olduğu güçle Inanna'yla doğrudan iletişime geçerek onun bereketinden faydalanmak istiyorlardı. Yani para karşılığı rahibelerle sevişiyorlardı.
Fakat bu pratikler zamanla tapınakların doğum, doğum kontrol ve cinsellikle ilgili önemli eğitim merkezleri olmasını sağladı. Rahibeler cinsellikle ilgili uzman hemşire ve seks terapisti işlevi görüyordu. Bunun yanında hasat ve ekim zamanları, tanrıçanın bereketini kutsamak için kralların baş rahibelerle seviştiği ritüeller de düzenleniyordu. Bir anlamda örgütlenmiş cinsellik toplumsal hayatın her yerindeydi ve toplum düzenini sağlamanın faydalı bir aracıydı.
Antik dönemde fahişeliğin izine Gılgamış Destanı gibi edebi eserlerde de rastlamak mümkün. Destanda bahsi geçen harimtular hem tapınaklarda hem de sokaklarda çalışan alt-sınıf fahişelerdi. Ayrıca destanda Gılgamış'ın hasmı Enkidu'yu alt etmesinde de önemli rol oynarlar.
Fakat harimtunun Enkidu'yu aşk ve bedeni hakkında eğiterek alt-etmesi, tabiri caizse, gerçekten destansıdır. Bazı tarihçiler, vahşi Enkidu'yu ehlilleştiren harimtuyu medeniyetin bir sembolü şeklinde yorumlar.
Ortadoğu'da durum böyleyken Batı medeniyetinin beşiği Antik Yunan'da da benzer pratiklere rastlanıyordu. Herodot, Fırat ve Dicle arasındaki Cennet Evleri'ni ne kadar garipsediğini not tutmuş olsa da aynı dönemde Yunanistan'daki Afrodit tapınaklarında hieroduli adı verilen kutsal köleler bulunuyordu. Antik Yunan medeniyetinde fahişeliğin ve fuhuşun devlet tarafından örgütlenmesi ise Solon ile başladı. Atina'da fahişelerin artmasıyla şehirde düzenli bir ordu kuracak ekonomik gelir, fuhuş sektörüne -bilindiği kadarıyla- tarihte ilk kez vergi koyan Solon sayesinde sağlandı.''
Ben biraz araştırdım ,fahişelik sadece zamanımıza ait bir kavram değildir.Tarihi varoluşa kadar uzanır.
"F A H İ Ş E incitirim korkusuyla / yıkarken / nasıl da usulca / gezdirirdi ellerini / teninde annen... " (BKNZ:SunayAkın)
Fahişe=Orospu
Türkçe’nin bugün de en sık kullanılan kelimelerinden olan kelimenin aslı, Farsça “ruspî” sözüdür. Halk dilinde “limon”un “ilimon”, “steam” in “istim”, “Recep”in de “İrecep” olması misâli, başka dillerden aldığımız ve sessiz harflerle başlayan sözlerin başına o kelimeyi rahat telâffuz edebilmek için sesli harf ilâve etme âdetimiz gereğince “ruspî”nin önüne bir “u” koyup “uruspu” yapmışız ve “u” sonraları “o”ya dönmüş, “uruspu” da “orospu” olmuştur.
Bedenini satarak geçimini saglayan.En zor para kazanan emekçiler.Vardır hepsinin derin bir hikayesi.Dinlediğinde şansina şükreder olur insanoğlu.Bu meslegi yapanlardan ziyade bu kelimeyi ruhuna işlemiş olanlardan uzak durmak gerek...
Fahişe, kök olarak fuhuş kelimesinden gelir.
Fahişelik bir meslek orospu ise bu mesleği yapan..
orosbu kimseyle balantısı olmayan geçimini kendini satandır faişeise evli ve koçasını aldadan cocuklarını zan altında bırakan kadın fayişedir
Para kazanılan her iş meslek midir?
Sayın okuyucular bakınız fahişelik bir cinsiyet belirtmez yorumlarda 'bayan' ve 'kadın' gibi cinsiyet belirten kelimeler kullanılmış , soruyorum sizlere bedenini parayla veya rızasıyla başkasıyla paylaşan "kadına" fahişe derken hiç düşünmüyor musunuz ? O kadınla beraber olan erkeği ? Bu yüzden fahişe kavramı kesinlikle ama kesinlikle cinsiyet belirtmez sizin pencerenizden bakarsak kadınlardan daha çok erkek fahişeler var bu Dünya'da . İşin anlaşılmayan kısmı şudur bir insan ne kadar toplum yapısını zedeleyen bir davranışa sahip olursa olsun biz o insanlara doğruyu gösterip aramıza kazandırmalıyız fakat insalar "fahişe" diyerek ötekileştiriyor lütfen insanları bir sıfat altına toplamaya çalışmayın.
Bu konudaki yorumlarım değer yargılarıyla alakalı olduğunu düşünüyorum.Seksin ayıp karşılandığı toplumlarda onursuzca karşılanır.Misal bizde..Ama bi insanın malını bedenini ve türlü özgürlüklerini zorla gasp etmek kadar onursuz olmasa gerek.Onursuzlar listesi yapılsa kesinlikle ilk sırayı almazlar..Çift tarafın rızası olan durumlar her ne kadar hayat görüşüme uymasada beni alakadar etmez..
Umutsuzluk girdabına girmiş bir çöp parçası.
Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi ?
- Hayır.
-Peki ya o ? Sokağın başında bacaklarını gösteren.
- Hayır.
-Peki ya şu kadın ? Baksana nasıl da şehvetle bakıyor.
- Hayır o da değil.
-Burada hiç fahişe yok mu baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler.
- Fahişe nedir bay Burton.
-Tenini parayla satan aşşağılıklardır bay Vencanze.
- Hayır bay Burton. Fahişelik bu değildir.
-Hah ! Neymiş peki fahişelik.
- Fahişelik insanların hayatını bilmeden onları aşağılamak ve yargılamaktır.
Sokağın sonunda bir berber var bay Burton.
Lütfen aynaya bakınız. Orada var olan en büyük fahişeyi göreceksiniz…
Zinanın günah sayılmadığı toplumlarda belkide onurlu bir meslektir..
Burada erkek olanından bol oranda mevcut
hayat kadını olarak bilinen ve yaptıkları, toplumun ahlak damarına vurulmuş büyük bir darbe olarak nitelendirilen ayıplanası bayan kişiler..
sadece bedenini satması değil fikrini de yatağını değiştiren bulanık su gibi değiştiren her cinsten zevat ve zerzevata fahişe denir.
Erkeklerin sefahat aleminin kamusal kurbanlarına orospu denir. Onlar kendilerini erkeklerin keyfine ya da çıkarına teslim etmeye her zaman hazırdırlar; mutlu ve saygıdeğer yaratıklardır onlar, kamuoyunca lekelenseler de şehvetin baştacıdır onlar ve sözümona namusluluk taslayanlardan topluma daha gerekli olan bu kadınlar, toplumun haksız yere onları mahrum bırakmaya cüret ettiği saygınlığı bu topluma hizmet etmek uğruna seve seve feda ederler. Bu sıfattan onur duyan kadınlar, çok yaşayın! Gerçekten kibar kadınlar onlardır, gerçekten filozof olan yalnızca onlardır!
Marquis de Sade
bir kere fahişelik komünizm de yok kapitalizm de vardır.
hırsızlar akıllı fahişeler aptaldır
fahişe olmak isteyen kız önce evlenir sonra bir bahaneyle boşanır, yada kocasını öldürür. ortada onu engelleyecek kimse kalmaz, meydan boştur. ekibini kurar, yada kurulu bir ekibe girerek fahişeliğe başlar, sonra da böyle hikayeler uydurulur. yok düştüm bilmem ne kocam sattı yok şu yok bu
nefretini kazandım fahişelerin, lanet ediyor bana bakireler de...ismet özel
Fahişelik, dünyanın varoluşundan itibaren günümüze kadar uzanan en eski meslek denebilir.
Fahişeler dünyanın en ağır işini yapmaktadırlar,
kendi tercihleri olduğu için mi, içlerine düşürüldükleri durumdan dolayımı bu işi yapmaktadırlar, kendileri bilir.
Ama bir çoğuna asgari ücretten yada normal çalışan maaşı ile iş teklifi yapıldığını ama kabul etmediklerini, bu pis işe rağmen iyi parayakazanmayı tercih ettiklerini duymaktayız.
(Genelde böyle, bunun aksini düşünen, az paraya temiz bir hayatı seçenlerde az da olsa elbette var.)