fetullah gülen cemaatine yakınlığıyla biliniyor..demekki ülkemin çıkarlarına uzak amerika avrupa ve sermayenin çıkarlarına aykın bi kimse..biraz daha saydırırsa orhan abisi gibi yağlı bi parça verirler bel ki..
O, bır serının devamı. Spınozanın deyımıyle,lanetlılerın yazgısı bırbırıne benzer. O bu lanetlı serının su zamandakı üyesı.Bu lanetın verdıgı kader mevzusunu yaşıyor. Tüm bunlardan ötürü kendısı bır DAHİ..bayan üstün zeka.Tüm bunlardan ötürü ayrı,olabıldığince sıradışı ve bır o kadar da seridekı dıger elemanlar gıbı rahatsız,hasta. En uç karşıtlıkları bünyesınde barındıran bırı o. Belkı cuk dıye oturacak bu kelıme: Tam bır bukalemun!
son kitabını ben de okudum ve gördüğüm şu; yazar öyle bir tablo çizmiş; ona göre ermeni soykırımı var ve Türklerin bu konuda itiraz edişlerinin iki önemli nedeni var; (ki ikisi birbirinden büyük hakaret!) birincisi: Türklerin tarihlerinden habersiz oluşu ve gençliğin bu konudaki cehaleti: ikincisi ise Türklere göre devletin geçmişteki olaylardan sorumlu olmayışı(onun deyimiyle: 'tarihin bir başka ülke oluşu...) ... sağduyu mu dediniz? O bulmuş tecrübeyle sabit bir şöhret yolu... bu kez o kullanmış aynı yöntemi... umarım türünün son örneklerini görürüz...
Yazar olarak kesinlikle akıcı bir dili olduğunu söyleyebilirim ama son kitabı Baba ve Piç'i okurken çok rahatsız oldum. Yapılan hakaretler ve küçük düşürülmeler beni çok rahatsız etti. Ermeni kızın Asya'ya söylediği onca lafa rağmen karşılık vermemesi malesef beni çok incitti. Bu gibi kitapların ve yazarların sayısı arttıkça bu tip hakaretleri almaya devam edeceğiz anlaşılan. Malesef!
elif safak..... Yazarlığına laf söylemek yanlış.Çünkü farklı bir üslubu var ve romanlarındaki dil anlatımı çok etkileyici.Ayrıca Elif şafak aykırı bir tarza hakim; romanlarında beni çeken yan bu olmuştur çoğu zaman.ancak son romanı BABA VE PİÇ ten sonra kafamdaki o şiirsel,hoş,ayrıkırı kadının yerinde yeller esiyor diyebilirim.Düşünce onundur tamam ama bu kadar abartılamaz.kitaptakiler hakaretinde ötesine geçiyor.Kitabı okurken en çok içimi acıtan soykırımın kabul edilmesi,Türk kızının ermeni kızına göre çok daha bedbaht gösterilmesi yada ayıbımızı bile kabul edemeyecek kadar aciz insanlar oluşumuz değil,KASAP OLUŞUMUZDU...KASAP TÜRKLER! ! ! 600 sene dünyaya hükmetmiş,tarihte birçok milleti bünyesinde barındırmış aynı zamanda siyasi,ekonomik,ticari,hukuki hak tanımış,ermenileri ise millet-i sıdıka olarak adlandırmış bir milletin çocuklarıyız herseyden önce birer Osmanlıyız.Tarih boyunca tüm dünyaya kendini kanıtlamış bir milletin kendi yazarı tarafından KASAP olarak adlandırılması kadar ne acıtabilir ki insanın içini....
hayal dünyasında yaşıo bnce! ! kitabın kurgusu filan fena diil aslında ama işte bi kere gözden düşameye görsün bitiverio! ! ama şimdi hakkını yemeyelim acayip reklam yaptı kadın ya keşke yapmasaydı ama
Türkiyede ki bazı yazar çizer takımı,dünyada naz-sıl tanınacağını iyi biliyorlar.Kim ki türkinin ayagının altındaki sabuna su sepebilme cesaretini gösteriyorsa,onu bütün dünyanınn tanıdığını,iyi bildiklerinden.bu tip yazarlar hep bunu yaparak ödül almanın yulunu tutuyorlar.Ama ne yazıkki onları ilk kutlayan insanın T.ERDOĞAN ve A.GÜLÜN olması daha düşündürücüdür.yusuf-erzincan
okuduğum kadarıyla kendisi gizemli bir dünya bu çıkardığım sonuç kendisinin böyle bir çabası var mı yoksa fıtratı itibariyle mi böyle diye sorduruyor bana...verilecek cevap ne olursa olsun bendeki itibarını sarsmaya yetmeyecek...
Elif Şafak, bana olması gereken bir yazar tipini hatırlatıyor. Gerçekçiliği çağrıştırıyor. Ayrıca kendisini vatan haini ilan eden zihniyet vatan için neler yapmış acaba? Ne demişler; kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş. Onu bu şekilde eleştirenler ya bir şey bilmiyorlar ya da ne yaptıklarını zaten bilmiyorlar. Onlara okumalarını tavsiye ederim. Çok okusunlar, çok çok okusunlar, çok çok çok okusunlar. Belki akıllarını başlarına devşirirler.
'Bir tarihte, bir İtalyan gazetesinde, ‘Zulüm gören yazarlar listesi’ yayınlanmıştı. Kemal Kerinçsiz taifesinin ‘Baba ve Piç’ romanı etrafında kopardığı gürültüden epey önce...
Listede dört Türk yazarın ismi yer alıyordu: Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Murathan Mungan, Elif Şafak.
Oray Eğin de haklı olarak sormuştu:
Bu yazarlar (özellikle Murathan Mungan ve Elif Şafak) ne zaman zulüm görmüşler? Kim bunlara zulmetmiş? ‘PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi’ Başkanı Müge Sökmen’in, aynı zamanda Mungan ve Şafak’ın yayıncısı olması (Metis Yayınları) bir tesadüf mü?
Evet, her fırsatta generallerini, polislerini, devlet adamlarını öven ve onore eden, yazarlarına ise mahkemelerle ve hapis cezalarıyla eziyet eden bir ülkede yaşıyorduk; 301 ve 216 gibi, her bünyeye, her şeraite uygun ceza yasalarımız vardı; farklılıklardan hoşlanmıyorduk; karşıtlıkları ‘tecziye nedeni’ sayıyorduk; Yaşar Kemal gibi ömrü mahkemelerde geçmiş ve hapse girmemesi karşılığında özür dilemesi sağlanmış uluslararası yazarlara sahiptik; Orhan Pamuk’un her cümlesinde ihanet vehmediyorduk; kısacası, sütten çıkma ak kaşık değildik...
İyi de, neredeyse münzevi bir hayat yaşayan Murathan Mungan’la, münzevi kalması kendi hayrına olacak Elif Şafak’a nasıl zulmediyorduk?
Nasıl bir tesadüftü bu böyle?
Neyse ki Elif Şafak çıkıp durumu açıkladı, ‘Benim ismim böyle bir listede olmamalıydı ve zaten böyle bir liste hiç olmamalıydı’ dedi. Ama Murathan Mungan özenli suskunluğunu korudu. Kimden ne görmüştü? Klanı dışında kimseyle görüşmeyen/görüşmemeyi tercih eden Mungan’a kimler nasıl gadretmişti? Müge Sökmen hanımefendiden de herhangi bir açıklama gelmedi. Ya da ben hatırlamıyorum.
Diyeceksiniz ki, ‘Oldu işte, kerinçli-kerinçsiz gayretlerle Elif Şafak’ımız da sonunda zulüm gören yazarlar listesine dahil oluverdi...’
Oldu evet.
Fakat, ‘Zulüm gören yazarlar listesi’ni yayınlayan aynı gazetenin (Corriere della Serra) , aynı Elif Şafak’a ‘Uluslararası Gazetecilik Ödülü’nü vermesi hiç olmadı.
Esasında bir romancı olan Elif Şafak, bazı dergi ve gazetelerde yazmaktadır. Bir gazeteci değildir. İyidir, kötüdür, ayrı... Konumunun ve uluslararası şöhretinin ödülü olarak kendisine yazdırılmaktadır. Hilmi Yavuz gibi tıpkı, Selim İleri gibi, Enis Batur gibi...
Peki, bir gazeteci olmayan Elif Şafak, hangi uluslararası gazetecilik çalışması ya da başarısıyla bu ödüle layık görülmüştür? Bizim bilmediğimiz ne yazmıştır? Hangi gerçeği faş etmiştir?
Bu kadar tesadüf de fazla olmuyor mu? ' 03/11/2006 Star Ahmet KEKEÇ
Merak ediyorum Elif Şafak'ı eleştiren arkadaşlar onun kitablarını okudumu,yoksa ordan burdan duyma laflarlamı hiddetleniyorlar..son zamanlarda moda gerçi Elif Şafak eleştirileri; katılmak lazım tabi..ha bide seneye de nobeli o alır lafı bayatladı artık,ses getirmiyo.. Ben çok beğendim kitabı.Elif Şafak dünyaya at gözlüğü ile bakmayan,başarılı ve yürekli bir yazar..
Arkadaşlar, Açıkça söylüyorum ben Elif Şafak'ın romanını okumadım ama aşağıdakiler romandan alıntı bana mail yolu ile gelmişti bunları buradan paylaşmak istedim, ben yorum yapmak istemiyorum ama bir roman bile olsa roman kahramanları bile söylemiş olsa yazarın kendi fikirlerini yansıtıyordur bence......
63. sayfa: 'Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum. Köklerime ihanet etmeyi öğrenip, soykırımı inkar etmek üzere yetiştirildim.' 65. sayfanın 4. paragrafı: 'sen kalk gel Orta Asya? dan, dal dosdoğru Anadolu? nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni'ye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler! Mal mülklerinden oldular! ' ' 130. sayfanın 7. paragrafında: '... Sıradan Türklerle ne konuşacaksın? Eğitim görmüşleri bile ya milliyetçi ya cahil.Sıradan insanlar tarihi gerçekleri kabul eder mi sence? Sizi KATLİAMDAN geçirip sürdüğümüz, sonra da bütün bunları inkar ettiğimiz için özür dileriz mi diyecekler sanıyorsun? ' 170. sayfanın 1.paragrafı: '... Ayaş'ta sağ kalan olmamış. Çankırı'ya götürülenler de peyderpey öldürülmüşler. Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler.? 171. sayfanın 6. paragrafı: '...bazıları açlıktan ölmüş, bazıları da öldürülmüş.' 172. sayfanın 3. ve 7. paragrafı: 'Türkler yapmış, dedi Armanuş, söylediklerinin ucunun nereye vardığına dikkat etmeden....' '...Türklerdi 1915? te bunları Ermenilere yapanlar.? 185. sayfanın 10. ve 186. sayfanın 1. paragrafı: '... 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden.. Bunlar sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı? Hiç...' 192. sayfanın 1.paragrafı: '.... toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden...? 238. sayfanın 3. paragrafı: '...Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle Ermenilerin evlerine girip, sonra da yağmalıyorlar...'
ya romanda sadece ermenilerle ilgili olarak ermeni bi aileyi konu almışş bu kadınn.. ermeni meslesine yorum bile yapmamışş ayrıca roman yaa.. gerçkleri anlattığını kimse iddia edemezz.. bi de bizim milli duygularımza zaten hiçbişekilde bişey olmazz daa.. onlar çok kuvvetli zatenn :)
alla allaa ben de okudum 'baba ve piç'i ama milli duygularımda hiç bir değişme olmadı...üstüne üstlük 'vay vee ne güzel roman yazmış kadın! ' bile dedim..
ne zayıf milli duygularınız varmış ki, şıpıdanak inceliveriyor :)))
şişşt dalgalı,ciddiyetini takın
'duyduklarınızı değil,okuduklarınızı konuşun.' de ve çekil bakiim..
elif şafak ismini bir kez daha duymak isteyebileceğimi hiç sanmıyorum... gerçi benim yazacaklarımı bin kişi sana söylemiştir ama bir kez de ben söyleyeyim. biz de bu toplumun kültür kısmında yetişmeye çalışan genç ve amatör yazar adayları, oyuncu adaylarıyız, senin ne dilin, ne anlatımın beş para etmez. bunları düzelteceğin yerde kısa yoldan bize nankörlük yaptın. umarım başbakan seni arayınca başın göğe ermiştir. senin yerinde olsam derhal bavulumu toplayıp yurt dışına kaçardım. sana bu topraklar fazla geldimiş bence...
fetullah gülen cemaatine yakınlığıyla biliniyor..demekki ülkemin çıkarlarına uzak amerika avrupa ve sermayenin çıkarlarına aykın bi kimse..biraz daha saydırırsa orhan abisi gibi yağlı bi parça verirler bel ki..
popülarizm peşinde mahremi kendine malzeme ederek hemde...
hala kararsızım:(
kadın,anne,özgürlük,insan.
O, bır serının devamı. Spınozanın deyımıyle,lanetlılerın yazgısı bırbırıne benzer. O bu lanetlı serının su zamandakı üyesı.Bu lanetın verdıgı kader mevzusunu yaşıyor. Tüm bunlardan ötürü kendısı bır DAHİ..bayan üstün zeka.Tüm bunlardan ötürü ayrı,olabıldığince sıradışı ve bır o kadar da seridekı dıger elemanlar gıbı rahatsız,hasta. En uç karşıtlıkları bünyesınde barındıran bırı o. Belkı cuk dıye oturacak bu kelıme: Tam bır bukalemun!
o tam bir tanrıça....
o yeryüzüne sevgisini eken tanrıçaların yeryüzündeki temsilcisi...
zaman da yazıyor.pek bi romantik,feminist ama sıkılıyorum bu yüzden.Alakasız ama beni benzetirler ona
son kitabını ben de okudum ve gördüğüm şu; yazar öyle bir tablo çizmiş; ona göre ermeni soykırımı var ve Türklerin bu konuda itiraz edişlerinin iki önemli nedeni var; (ki ikisi birbirinden büyük hakaret!) birincisi: Türklerin tarihlerinden habersiz oluşu ve gençliğin bu konudaki cehaleti: ikincisi ise Türklere göre devletin geçmişteki olaylardan sorumlu olmayışı(onun deyimiyle: 'tarihin bir başka ülke oluşu...) ... sağduyu mu dediniz? O bulmuş tecrübeyle sabit bir şöhret yolu... bu kez o kullanmış aynı yöntemi... umarım türünün son örneklerini görürüz...
Yazar olarak kesinlikle akıcı bir dili olduğunu söyleyebilirim ama son kitabı Baba ve Piç'i okurken çok rahatsız oldum. Yapılan hakaretler ve küçük düşürülmeler beni çok rahatsız etti. Ermeni kızın Asya'ya söylediği onca lafa rağmen karşılık vermemesi malesef beni çok incitti. Bu gibi kitapların ve yazarların sayısı arttıkça bu tip hakaretleri almaya devam edeceğiz anlaşılan. Malesef!
Taraflı yazılar yazan bir yazar.
elif safak..... Yazarlığına laf söylemek yanlış.Çünkü farklı bir üslubu var ve romanlarındaki dil anlatımı çok etkileyici.Ayrıca Elif şafak aykırı bir tarza hakim; romanlarında beni çeken yan bu olmuştur çoğu zaman.ancak son romanı BABA VE PİÇ ten sonra kafamdaki o şiirsel,hoş,ayrıkırı kadının yerinde yeller esiyor diyebilirim.Düşünce onundur tamam ama bu kadar abartılamaz.kitaptakiler hakaretinde ötesine geçiyor.Kitabı okurken en çok içimi acıtan soykırımın kabul edilmesi,Türk kızının ermeni kızına göre çok daha bedbaht gösterilmesi yada ayıbımızı bile kabul edemeyecek kadar aciz insanlar oluşumuz değil,KASAP OLUŞUMUZDU...KASAP TÜRKLER! ! ! 600 sene dünyaya hükmetmiş,tarihte birçok milleti bünyesinde barındırmış aynı zamanda siyasi,ekonomik,ticari,hukuki hak tanımış,ermenileri ise millet-i sıdıka olarak adlandırmış bir milletin çocuklarıyız herseyden önce birer Osmanlıyız.Tarih boyunca tüm dünyaya kendini kanıtlamış bir milletin kendi yazarı tarafından KASAP olarak adlandırılması kadar ne acıtabilir ki insanın içini....
hayal dünyasında yaşıo bnce! ! kitabın kurgusu filan fena diil aslında ama işte bi kere gözden düşameye görsün bitiverio! ! ama şimdi hakkını yemeyelim acayip reklam yaptı kadın ya keşke yapmasaydı ama
bence
bu kadın roman yazıyor yazmasına da ayrıca hikayeler hoş örgü muhteşem ama sürükleyici değil, kitabın biyerlerinde sizi dışarı atıyor roman
ne bileyim belki de tek ben böyle bi hisse kapıldım
Türkiyede ki bazı yazar çizer takımı,dünyada naz-sıl tanınacağını iyi biliyorlar.Kim ki türkinin ayagının altındaki sabuna su sepebilme cesaretini gösteriyorsa,onu bütün dünyanınn tanıdığını,iyi bildiklerinden.bu tip yazarlar hep bunu yaparak ödül almanın yulunu tutuyorlar.Ama ne yazıkki onları ilk kutlayan insanın T.ERDOĞAN ve A.GÜLÜN olması daha düşündürücüdür.yusuf-erzincan
okuduğum kadarıyla kendisi gizemli bir dünya bu çıkardığım sonuç kendisinin böyle bir çabası var mı yoksa fıtratı itibariyle mi böyle diye sorduruyor bana...verilecek cevap ne olursa olsun bendeki itibarını sarsmaya yetmeyecek...
gizemli bi kadın
Elif Şafak, bana olması gereken bir yazar tipini hatırlatıyor. Gerçekçiliği çağrıştırıyor. Ayrıca kendisini vatan haini ilan eden zihniyet vatan için neler yapmış acaba?
Ne demişler; kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş. Onu bu şekilde eleştirenler ya bir şey bilmiyorlar ya da ne yaptıklarını zaten bilmiyorlar. Onlara okumalarını tavsiye ederim. Çok okusunlar, çok çok okusunlar, çok çok çok okusunlar. Belki akıllarını başlarına devşirirler.
peksevdiğim, çok sevdiklerimden di. ama ne olduysa bir şeyler kopu verdi. o kaybetmedi şüpesiz. ama korkum ya ben de kaybetmemişsem.... bu acı.
'Bir tarihte, bir İtalyan gazetesinde, ‘Zulüm gören yazarlar listesi’ yayınlanmıştı. Kemal Kerinçsiz taifesinin ‘Baba ve Piç’ romanı etrafında kopardığı gürültüden epey önce...
Listede dört Türk yazarın ismi yer alıyordu: Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Murathan Mungan, Elif Şafak.
Oray Eğin de haklı olarak sormuştu:
Bu yazarlar (özellikle Murathan Mungan ve Elif Şafak) ne zaman zulüm görmüşler? Kim bunlara zulmetmiş? ‘PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi’ Başkanı Müge Sökmen’in, aynı zamanda Mungan ve Şafak’ın yayıncısı olması (Metis Yayınları) bir tesadüf mü?
Evet, her fırsatta generallerini, polislerini, devlet adamlarını öven ve onore eden, yazarlarına ise mahkemelerle ve hapis cezalarıyla eziyet eden bir ülkede yaşıyorduk; 301 ve 216 gibi, her bünyeye, her şeraite uygun ceza yasalarımız vardı; farklılıklardan hoşlanmıyorduk; karşıtlıkları ‘tecziye nedeni’ sayıyorduk; Yaşar Kemal gibi ömrü mahkemelerde geçmiş ve hapse girmemesi karşılığında özür dilemesi sağlanmış uluslararası yazarlara sahiptik; Orhan Pamuk’un her cümlesinde ihanet vehmediyorduk; kısacası, sütten çıkma ak kaşık değildik...
İyi de, neredeyse münzevi bir hayat yaşayan Murathan Mungan’la, münzevi kalması kendi hayrına olacak Elif Şafak’a nasıl zulmediyorduk?
Nasıl bir tesadüftü bu böyle?
Neyse ki Elif Şafak çıkıp durumu açıkladı, ‘Benim ismim böyle bir listede olmamalıydı ve zaten böyle bir liste hiç olmamalıydı’ dedi. Ama Murathan Mungan özenli suskunluğunu korudu. Kimden ne görmüştü? Klanı dışında kimseyle görüşmeyen/görüşmemeyi tercih eden Mungan’a kimler nasıl gadretmişti? Müge Sökmen hanımefendiden de herhangi bir açıklama gelmedi. Ya da ben hatırlamıyorum.
Diyeceksiniz ki, ‘Oldu işte, kerinçli-kerinçsiz gayretlerle Elif Şafak’ımız da sonunda zulüm gören yazarlar listesine dahil oluverdi...’
Oldu evet.
Fakat, ‘Zulüm gören yazarlar listesi’ni yayınlayan aynı gazetenin (Corriere della Serra) , aynı Elif Şafak’a ‘Uluslararası Gazetecilik Ödülü’nü vermesi hiç olmadı.
Esasında bir romancı olan Elif Şafak, bazı dergi ve gazetelerde yazmaktadır. Bir gazeteci değildir. İyidir, kötüdür, ayrı... Konumunun ve uluslararası şöhretinin ödülü olarak kendisine yazdırılmaktadır. Hilmi Yavuz gibi tıpkı, Selim İleri gibi, Enis Batur gibi...
Peki, bir gazeteci olmayan Elif Şafak, hangi uluslararası gazetecilik çalışması ya da başarısıyla bu ödüle layık görülmüştür? Bizim bilmediğimiz ne yazmıştır? Hangi gerçeği faş etmiştir?
Bu kadar tesadüf de fazla olmuyor mu? '
03/11/2006 Star Ahmet KEKEÇ
Böyle insanlara bu ülkede prim verildiğini görmek gerçekten üzücü... Bence bir vatan haini.
Merak ediyorum Elif Şafak'ı eleştiren arkadaşlar onun kitablarını okudumu,yoksa ordan burdan duyma laflarlamı hiddetleniyorlar..son zamanlarda moda gerçi Elif Şafak eleştirileri; katılmak lazım tabi..ha bide seneye de nobeli o alır lafı bayatladı artık,ses getirmiyo..
Ben çok beğendim kitabı.Elif Şafak dünyaya at gözlüğü ile bakmayan,başarılı ve yürekli bir yazar..
elifşafak bence türk aydını demektir.inkarve imha ile hiçbir olmadığını kabuleden bir aydındır ELİF ŞAFAK; LAR var olmalıdır
seneye de bir nobel o alır artık..........
Arkadaşlar,
Açıkça söylüyorum ben Elif Şafak'ın romanını okumadım ama aşağıdakiler romandan alıntı bana mail yolu ile gelmişti bunları buradan paylaşmak istedim, ben yorum yapmak istemiyorum ama bir roman bile olsa roman kahramanları bile söylemiş olsa yazarın kendi fikirlerini yansıtıyordur bence......
63. sayfa:
'Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş
soykırımzede bir sülalenin torunuyum. Köklerime ihanet etmeyi
öğrenip, soykırımı inkar etmek üzere yetiştirildim.'
65. sayfanın 4. paragrafı:
'sen kalk gel Orta Asya? dan, dal dosdoğru Anadolu? nun bağrına,
sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca
Ermeni'ye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar!
Sürüldüler! Mal mülklerinden oldular! ' '
130. sayfanın 7. paragrafında:
'... Sıradan Türklerle ne konuşacaksın? Eğitim görmüşleri bile ya
milliyetçi ya cahil.Sıradan insanlar tarihi gerçekleri kabul eder mi
sence?
Sizi KATLİAMDAN geçirip sürdüğümüz, sonra da bütün bunları inkar
ettiğimiz için özür dileriz mi diyecekler sanıyorsun? '
170. sayfanın 1.paragrafı:
'... Ayaş'ta sağ kalan olmamış. Çankırı'ya götürülenler de
peyderpey öldürülmüşler. Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler.?
171. sayfanın 6. paragrafı:
'...bazıları açlıktan ölmüş, bazıları da öldürülmüş.'
172. sayfanın 3. ve 7. paragrafı:
'Türkler yapmış, dedi Armanuş, söylediklerinin ucunun nereye
vardığına dikkat etmeden....' '...Türklerdi 1915? te bunları
Ermenilere yapanlar.?
185. sayfanın 10. ve 186. sayfanın 1. paragrafı:
'... 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden.. Bunlar
sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı?
Hiç...'
192. sayfanın 1.paragrafı:
'.... toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan
muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir
ölüm bile esirgendi bizden...?
238. sayfanın 3. paragrafı:
'...Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle
Ermenilerin evlerine girip, sonra da yağmalıyorlar...'
güzel, naif, huzurlu yüz..seviyorum bu kadını
Yüzü güzel, yazarlığı güzel kişi. Okumayıpta kadına küfredenler keske açıp bir iki sayfa okusa
Yargılamadan önce okunması taraftarında olduğum ve nedense bir sevgi unsuru bırakan zat-ı muhteşem.
ya romanda sadece ermenilerle ilgili olarak ermeni bi aileyi konu almışş bu kadınn.. ermeni meslesine yorum bile yapmamışş ayrıca roman yaa.. gerçkleri anlattığını kimse iddia edemezz.. bi de bizim milli duygularımza zaten hiçbişekilde bişey olmazz daa.. onlar çok kuvvetli zatenn :)
alla allaa ben de okudum 'baba ve piç'i ama milli duygularımda hiç bir değişme olmadı...üstüne üstlük 'vay vee ne güzel roman yazmış kadın! ' bile dedim..
ne zayıf milli duygularınız varmış ki, şıpıdanak inceliveriyor :)))
şişşt dalgalı,ciddiyetini takın
'duyduklarınızı değil,okuduklarınızı konuşun.' de ve çekil bakiim..
elif şafak ismini bir kez daha duymak isteyebileceğimi hiç sanmıyorum... gerçi benim yazacaklarımı bin kişi sana söylemiştir ama bir kez de ben söyleyeyim. biz de bu toplumun kültür kısmında yetişmeye çalışan genç ve amatör yazar adayları, oyuncu adaylarıyız, senin ne dilin, ne anlatımın beş para etmez. bunları düzelteceğin yerde kısa yoldan bize nankörlük yaptın. umarım başbakan seni arayınca başın göğe ermiştir. senin yerinde olsam derhal bavulumu toplayıp yurt dışına kaçardım. sana bu topraklar fazla geldimiş bence...