ilk olarak Baba ve Piç romanıyla tanıştığım müthiş yazar.Yazarın gerçek adı Elif Bilgin'dir ancak soyadı olarak Şafak'ı kullanır.Babasıyla tüm bağlarını kopardığı için asıl soyadını kullanmamaktadır.Ayrıca yazar Şafak soyadını sadece ülkemizde kullanmaktadır.Diğer ülkelerde İngilizce olarak yazarken telaffuzu kolay olsun diye Shafak şeklinde kullanmaktadır.Ayrıca yazarın bütün resimlerindeki saç şekli aynıdır sanırım başka türlü bi fotğrafı yok.Hiç bir fotoğrafında kulakları görünmüyor kulaklarında bi sorun mu var diye merak ediyor insan.
elif şafak kendine değer katmaya devam eden kişiliğini yürekten sergilemeyi bilen kardeşimizdir. kendine verilen aklı ve uzuvları gerçekte kullanmayı başarabilen nadir kişilik, göremediğimiz,farkedemediğimiz bir çok detayı bizlere fark ettirip hem kendisini hem çevresini aydınlatabilen şahsiyettir. en derin sevgi ve saygılarımla. şafak ışıktan. not= Atiyye keskin. bir nükte bir ışık kitaplarından sonra ilgimi çeken kişi ve eserlerden birdir.....
ben, baba ve piç kitabını yeni okuyorum. uçlarda bir yerlerde gidip geldiğini ama okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. sonuçta herkesin fikir özgürlüğü olması gerekiyor. kitapta yazarın herhangi bir tarafı tutmadığını düşündüm başladığımdan beri. bence her görüşe saygı duyulmalı..
Önce yazdığı romanı ele alalım roman kahramanlarının ağzından vermek istediği mesajı ve bakış açısını yansıtıyo aslında..bin yıl önce türkler bu topraklara gelmişlerde.....peki ya sen şunu sordunmu kedine elif hanım bin senedir bu coğrafyada 1915 olaylarına kadar neden çatışma yaşanmıyodu neden tarım ticaret medeni hayatta ufak tefek sorunları bi kenara koyarsak ciddi bir problem yoktu ve neden bu olaylar 1915 ten sonra patlak verdi ve şunu unutma eğer 1000 yıl önce senin ataların bu coğrafyaya orta asyadan kalkıp gelmeselerdi bugün senin böyle bi romanı yazacak ve yayınlayacak bir ülken yoktu.....nobelin yolu milletine sırtını dönmekten geçiyo ama entellektüellliğin aydınlığın yolu özentiden geçmiyo
siyasi görüslerı dusunulduğnda acınası bır durum tabı herkesın kendı ozgur ıradesı zaten ne demısler besle kargayı oysun gozunu fakat eserlerı okumaya deger nıtelıkte
ilk kez geçen hafta okudum baba ve piç...daha önce elif şafak ismini adliye koridorlarında duymuştum. detaylı bakmamıştım o zamanlar ama kitabını okuyunca çizgisini okadar ortadan göstermişki bütün çıplaklığıla iki kültürü ve kimlkleri birbirine sorgulama fırsatı vermiş bu kitabında yani bi tarafa sen haklısın demiyor yada sen haksızsın..neden rahatsız olduklarına bir anlam veremedim...bence muhteşem değinmiş çok rahatlatıcı anlatım sergilemiş....rahatsız oluncak hiç bir şey görmedim..okumanızı tavsiye ederim....akıcı anlaşılır uslup la yazılmış kütüphanenizde bulunması gereken değrde bir yazar...
Gercek niyetini siyasi görüsünü bilmiyorum pek de önemsemiyorum acikcasi ama okunmayi hak eden bir kalem...
...öyle anlar oluyor ki bir sayfada anlamını bilmediginiz bes kelime oluyor ama sözlüge bakma ihtiyacınız olmada anlıyorsunuz....
...okumak isteyenlere Elif Safak'dan;
…Artık revaçtaydıyeni ve avrupai olan ne varsa. Belli ki sönük kalıyordu cevizli şerbetli baklava tepsileri,bonbonları sarıp sarmalayan rengarenk jelatinlerin çığırtkan cazibesiyle kıyaslandığında.Gani ganiydi baklava; bonbonlarsa tadımlık.Yiyip bitirmek içindi baklava; bonbonlarsa seyirlik. Tekbaşına bir keyifdi bonbonlar; baklavaysa konu komşuya ikramlık. Bilinmeyendi bonbonlar; baklavaysa tanıdık. Tepsinin neresinden kesilirse kesilsin, hep aynı kalırdı baklavanın kalıbı ve tadı; oysa bonbonların birbirlerinden farklı oldukları, sarıldıkları kağıtların rengine bakar bakmaz anlaşılırdı. Baklava, bir kez yapışınca insanın üstünde kalan, tadı yavan olandı; bonbona gelince, o her daim peşinden koşulan, bir ürlü tadına varılamayandı. Biri mideye hitap ediyordu öncelikle; öteki ise göze…
'kapalı bir sandığın içinde,gün ışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben.hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten...beni keşfetmeye çelışmanı da keşfettiğini sanmanı da istemem.tanımak zorunda da değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi...başkaları hakkında edinilen bilgiler çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer.tadına varamayacak olduktan sonra kokutmak zorunda değiliz beynimizde...'................................(bitpalas)
Elif Şafak, tıpkı Orhan Pamuk gibi uluslararası küreselcilerin Türkiye'deki Truva At'larından biridir.Avrupa ve amerika yüzlerce yıllık Türk hegemonyası kompleksi ile Türk'leri Avrupa'dan atmak için milletimizi komplekse sokup buradan atmak için içimizden mankurtlar yetiştirerek çöküşü hızlandırmak istiyorlar! Yazık ki, birçok gafil vatandaşımız da entel görünme kaygısı ile bu tipleri anlamasa da büyük yazar muamelesi yapmaktadırlar.Umarım bu güzel vatan dünya durdukça biz Türk'lerin olacaktır.Herkesi gerçek hassasiyete davet ediyorum.Sevgiler...
Elif Şafak mükemmel bir yazar bence. Sadece romanları değil, köşe yazıları da insana yeni açılımlar sağlayabiliyor. Özellikle üslübü çok hoş, ancak dil kaygısı ağır basıyor bazen ve bu da kendini tekrarlıyormuş izlenimi veriyor bazen. Ama yazdıklarını düşününce bunu özellikle yapmış olabileceğini düşünüyorum. Bazı fikirleri çok hoşuma gitmese de bir yazar ve entelektüel olarak çok taktir ediyorum onu.
ben elif şafak'ın zekası, kabiliyeti,veya yurdunu sevme derecesini eleştirmeden, eleştiri hakkımı saklı tutarak şunu soruyorum böyle bir anketi açan ve fikir beyan eden arkadaşlara: Eğer Elif Şafak 'Ermeni Meselesi' üzerinde gezinen bir yazar olmasaydı bu denli popüler olabilir miydi? Kendisinin bu konuyu isteyerek seçip seçmemesini de tartışmadan, bazı güçlerin, güçlü yazar imajı yaratmada özel ölçütleri olup olmadığını sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum. Herkese sevgi ve saygılar...
kitabı elime aldığım anda bir nefes gibi 200 sayfayı keyif ve her sonraki satırı merakla bekleyen bir okur olarak ki kızımın kitabıdır okuduğum gurur duydum bu ülkede böyle bir yazara sahip olduğumz için.tebrikler elif şafak....
Yeni orhan pamuk. Batının bizi görmek ve göstermek istediği açıdan bakan bunuda önemli olmak adına vede 2-3 kuruş uğruna yapan, abd'nin son edebiyat icadı.
elif ŞAFAK iyi bir yazarmı değil mi benim sormam yanlış olur ama yani bu kiraptaki yazılarda ne anlatmak istiyor anlamadım acaba içindeki gerçeklerimi yazdı yoksa birine ait bilgileri mi aktardı veya başka ne birde zaman gazetesinde yazması bu işin ayrı bir boyutu
DAVALIK OLAN ‘BABA VA PİÇ’ KİTABI NE ANLATIYOR? Baba ve Piç, İstanbul-San Francisco arasında sürekli gel-gitler şeklindeki anlatımıyla, bir Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyanların 90 yıla yayılan öykülerini barındırıyor sayfalarında. Kederli bir geçmişi tamamen unutmak mı daha doğru, yoksa geçmiş bilincini beraberinde taşımak mı? ‘Baba ve Piç’ diğer yandan bir kadınlar romanı aslında. Erkeklerin apansız ve açıklamasız ölüverdiği dünyada, geriye hep kadınların kaldığı bir sülaleden dört kuşak kadının hikâyesi.
ELİF ŞAFAK’IN BAŞINA DERT AÇAN CÜMLELER 5237 sayılı TCK'nun 301/1 maddesi gereğince cezalandırılması istenen yazar Elif Şafak’ın ‘Türklüğü alenen aşağılamak’ suçundan 24 Temmuz da Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa EROL tarafından hazırlanan iddianamede, başını derde sokan kitabın satırlardan bazıları şunlar; ‘..Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum’ (Sayfa 63) , ‘Sen kalk gel Ortaasya'dan, dal dosdoğru Anadolu'nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeniye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler. Mal mülklerinden oldular! ’ (Sayfa 65) , ‘Sıradan Türklerle ne konuşacaksın eğitim görmüşleri bile ya Milliyetçi ya cahil’ (Sayfa 130) , ‘Ayaşta sağ kalan olmamış Çankırı'ya götürülenler de peyder pey öldürülmüşler... Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler. Bazıları açlıktan ölmüş bazıları da öldürülmüş’ (Sayfa 170-171) , ‘Türkler de 1915'te bunları Ermenilere yapanlar’ (Sayfa 172) , ‘1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden... bunlar sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı hiç? ’ (185-186) , ‘Toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden’ (Sayfa 192) , ‘Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle Ermenilerin evlerine girip sonra da yağmalıyorlar’ (Sayfa 198) .
KİTAPTAN BİR BÖLÜM ‘Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu toplumsal işkenceden keyif alıyor değildi elbette ama içinden bir ses başkalarının fikirlerini ve yargılarını umursamamayı öğütlemişti ona. Ne de olsa fark etmeyecekti sonuç olarak. Son zamanlarda bazı kelimeleri kişisel sözlüğünden çıkarmaya karar vermişti, 'utanç' pekâlâ bunlardan biri olabilirdi. Bu kürtaja onay verecek bir koca yoktu ortada. Bu çocuğun bir babası yoktu. Neyse ki kocanın olmayışı formalitelerde bir avantaja dönüştü. Görünüşe göre kimsenin yazılı iznini almasına gerek yoktu. Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul'da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı...’
YAZAR ELİF ŞAFAK KİMDİR? 1971 Strasbourg doğumlu. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi ve yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümü'nde, doktorasını ise Siyaset Bilimi alanında tamamladı. 'Bektaşi ve Mevlevi Düşüncesinde Kadınsılık-Döngüsellik' konulu yüksek lisans tezi Sosyal Bilimler Derneği'nce ödüllendirildi. İlk öykü kitabı Kem Gözlere Anadolu 1994 yılında yayımlandı. İlk romanı Pinhan ile 1998 yılı Mevlana Büyük Ödülü'nü aldı. Bunu Şehrin Aynaları ve yazara 2000 yılı Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü'nü kazandıran Mahrem izledi. Bu romanıyla geniş bir okur kesimince tanınan yazar, diğer romanları gibi Metis Edebiyat dizisinde yayımlanan Bit Palas (2002) ve Araf'ı (2004) yazdı. Kadınlık, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat konulu yazılarını Med-Cezir'de (2005) bir araya getirdi. Bir süredir ABD'de yaşayan Elif Şafak Avrupa ve ABD'de çeşitli gazete ve dergilere yazmakta, Michigan Üniversitesi'nin ardından Arizona Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak hala görev yapmakta. Kitapları çeşitli dillere çevrilen Elif Şafak'ın İngilizce kaleme aldığı son romanı Baba ve Piç (2006) , dünyanın önde gelen yayınevlerinden Viking/Penguin tarafından basılması düşünülüyor.
İnanılmaz güzel bir akıl ve onun uzantısı olan gözlem gücü..Kitaplarında yapmış olduğu tasvirlerden büyülendiğim ve çok kıskandığım bir genç yazar..Ben yazamam böyle dedirtecek kadar beni kıskandırıyor..Onun kelime dağarcığının binde birine sahip olmayan aklıevvellerin kendilerine yakışır basit cümlelerle Elif Şafak'ı eleştirme haddini kendilerinde bulmalarını ise tıpkı bir komedi şov,stand up veya herhangibir güldürüymüşcesine kahkahalarla okuyorum...Alkışladığım ve şapka çıkardığım bir yazar..
Elif Şafak son kitabı 'Baba ve piç' ile ülkemizde yazarların hayali kahramanların diyaloglarından dolayı da yargılanabileceğini görmemize neden olan yazar.
herkesime hitabedebilecek kadar bilgili,her doğruya doğru diyebilecek kadar yürekli nadide yazarlarımızdan...tüm kitaplarını okusam da uslubunu çözemeyecek kadar renkli ve yeniliğe açık...şöyleki bir yazarı okursunuz 3.kitabından sonra tanımaya başlar 4.kitabın ortalarında artık kestirir,5.kitapta ne yazabileceğini artık bilirsiniz ya ama elif şafakta bunu yapamıyorum...her kitap birbirinden öyle farklı ve bağımsız ki...sanırım yazanın aklına ve zekasına işaret ediyor :) öylemi...
hem zaman gazetesi gibi sağ görüşlü bir gazetede...................... hem de haftalık dergisi gibi sol görüşlü bir dergide yazması................... ilginç.....
ilk olarak Baba ve Piç romanıyla tanıştığım müthiş yazar.Yazarın gerçek adı Elif Bilgin'dir ancak soyadı olarak Şafak'ı kullanır.Babasıyla tüm bağlarını kopardığı için asıl soyadını kullanmamaktadır.Ayrıca yazar Şafak soyadını sadece ülkemizde kullanmaktadır.Diğer ülkelerde İngilizce olarak yazarken telaffuzu kolay olsun diye Shafak şeklinde kullanmaktadır.Ayrıca yazarın bütün resimlerindeki saç şekli aynıdır sanırım başka türlü bi fotğrafı yok.Hiç bir fotoğrafında kulakları görünmüyor kulaklarında bi sorun mu var diye merak ediyor insan.
elif şafak kendine değer katmaya devam eden kişiliğini yürekten sergilemeyi bilen kardeşimizdir.
kendine verilen aklı ve uzuvları gerçekte kullanmayı başarabilen nadir kişilik, göremediğimiz,farkedemediğimiz bir çok detayı bizlere fark ettirip hem kendisini hem çevresini aydınlatabilen şahsiyettir.
en derin sevgi ve saygılarımla.
şafak ışıktan.
not= Atiyye keskin. bir nükte bir ışık kitaplarından sonra ilgimi çeken kişi ve eserlerden birdir.....
Kaybedilmemesi gereken bir değer,sahip çıkılması gereken,başına vurarak kalemini yanlış kullanılmasını istenen bir yazar,kısacası ender kişilik....
ben, baba ve piç kitabını yeni okuyorum. uçlarda bir yerlerde gidip geldiğini ama okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. sonuçta herkesin fikir özgürlüğü olması gerekiyor. kitapta yazarın herhangi bir tarafı tutmadığını düşündüm başladığımdan beri. bence her görüşe saygı duyulmalı..
Önce yazdığı romanı ele alalım roman kahramanlarının ağzından vermek istediği mesajı ve bakış açısını yansıtıyo aslında..bin yıl önce türkler bu topraklara gelmişlerde.....peki ya sen şunu sordunmu kedine elif hanım bin senedir bu coğrafyada 1915 olaylarına kadar neden çatışma yaşanmıyodu neden tarım ticaret medeni hayatta ufak tefek sorunları bi kenara koyarsak ciddi bir problem yoktu ve neden bu olaylar 1915 ten sonra patlak verdi ve şunu unutma eğer 1000 yıl önce senin ataların bu coğrafyaya orta asyadan kalkıp gelmeselerdi bugün senin böyle bi romanı yazacak ve yayınlayacak bir ülken yoktu.....nobelin yolu milletine sırtını dönmekten geçiyo ama entellektüellliğin aydınlığın yolu özentiden geçmiyo
siyasi görüslerı dusunulduğnda acınası bır durum tabı herkesın kendı ozgur ıradesı zaten ne demısler besle kargayı oysun gozunu fakat eserlerı okumaya deger nıtelıkte
ilk kez geçen hafta okudum baba ve piç...daha önce elif şafak ismini adliye koridorlarında duymuştum. detaylı bakmamıştım o zamanlar ama kitabını okuyunca çizgisini okadar ortadan göstermişki bütün çıplaklığıla iki kültürü ve kimlkleri birbirine sorgulama fırsatı vermiş bu kitabında yani bi tarafa sen haklısın demiyor yada sen haksızsın..neden rahatsız olduklarına bir anlam veremedim...bence muhteşem değinmiş çok rahatlatıcı anlatım sergilemiş....rahatsız oluncak hiç bir şey görmedim..okumanızı tavsiye ederim....akıcı anlaşılır uslup la yazılmış kütüphanenizde bulunması gereken değrde bir yazar...
Siyasi görüşlerini bir kenara bırakıp edebi yönünü ele alırsak iyi bir yazar gerçekten...........................
Gercek niyetini siyasi görüsünü bilmiyorum pek de önemsemiyorum acikcasi ama okunmayi hak eden bir kalem...
...öyle anlar oluyor ki bir sayfada anlamını bilmediginiz bes kelime oluyor ama sözlüge bakma ihtiyacınız olmada anlıyorsunuz....
...okumak isteyenlere Elif Safak'dan;
…Artık revaçtaydıyeni ve avrupai olan ne varsa. Belli ki sönük kalıyordu cevizli şerbetli baklava tepsileri,bonbonları sarıp sarmalayan rengarenk jelatinlerin çığırtkan cazibesiyle kıyaslandığında.Gani ganiydi baklava; bonbonlarsa tadımlık.Yiyip bitirmek içindi baklava; bonbonlarsa seyirlik. Tekbaşına bir keyifdi bonbonlar; baklavaysa konu komşuya ikramlık. Bilinmeyendi bonbonlar; baklavaysa tanıdık. Tepsinin neresinden kesilirse kesilsin, hep aynı kalırdı baklavanın kalıbı ve tadı; oysa bonbonların birbirlerinden farklı oldukları, sarıldıkları kağıtların rengine bakar bakmaz anlaşılırdı. Baklava, bir kez yapışınca insanın üstünde kalan, tadı yavan olandı; bonbona gelince, o her daim peşinden koşulan, bir ürlü tadına varılamayandı.
Biri mideye hitap ediyordu öncelikle; öteki ise göze…
Çok özel bir yetenek, mütiş bir üslup, çok yönlü bakabilen ayrıntıları yakalayıp özel şeyler çıkaran biri
Kimse okumasa da, yazdıklarını her zaman okuyacağım yazar. Hayatımı zenginleştirdiği için teşekkür ederim kendisine.
'kapalı bir sandığın içinde,gün ışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben.hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten...beni keşfetmeye çelışmanı da keşfettiğini sanmanı da istemem.tanımak zorunda da değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi...başkaları hakkında edinilen bilgiler çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer.tadına varamayacak olduktan sonra kokutmak zorunda değiliz beynimizde...'................................(bitpalas)
Elif Şafak, tıpkı Orhan Pamuk gibi uluslararası küreselcilerin Türkiye'deki Truva At'larından biridir.Avrupa ve amerika yüzlerce yıllık Türk hegemonyası kompleksi ile Türk'leri Avrupa'dan atmak için milletimizi komplekse sokup buradan atmak için içimizden mankurtlar yetiştirerek çöküşü hızlandırmak istiyorlar! Yazık ki, birçok gafil vatandaşımız da entel görünme kaygısı ile bu tipleri anlamasa da büyük yazar muamelesi yapmaktadırlar.Umarım bu güzel vatan dünya durdukça biz Türk'lerin olacaktır.Herkesi gerçek hassasiyete davet ediyorum.Sevgiler...
Elif Şafak mükemmel bir yazar bence. Sadece romanları değil, köşe yazıları da insana yeni açılımlar sağlayabiliyor. Özellikle üslübü çok hoş, ancak dil kaygısı ağır basıyor bazen ve bu da kendini tekrarlıyormuş izlenimi veriyor bazen. Ama yazdıklarını düşününce bunu özellikle yapmış olabileceğini düşünüyorum. Bazı fikirleri çok hoşuma gitmese de bir yazar ve entelektüel olarak çok taktir ediyorum onu.
ben elif şafak'ın zekası, kabiliyeti,veya yurdunu sevme derecesini eleştirmeden, eleştiri hakkımı saklı tutarak şunu soruyorum böyle bir anketi açan ve fikir beyan eden arkadaşlara: Eğer Elif Şafak 'Ermeni Meselesi' üzerinde gezinen bir yazar olmasaydı bu denli popüler olabilir miydi?
Kendisinin bu konuyu isteyerek seçip seçmemesini de tartışmadan, bazı güçlerin, güçlü yazar imajı yaratmada özel ölçütleri olup olmadığını sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum.
Herkese sevgi ve saygılar...
kitabı elime aldığım anda bir nefes gibi 200 sayfayı keyif ve her sonraki satırı merakla bekleyen bir okur olarak ki kızımın kitabıdır okuduğum gurur duydum bu ülkede böyle bir yazara sahip olduğumz için.tebrikler elif şafak....
babasız büyümenin öfkesini,devletten çıkarmaya çalışan,müthiş zihinsel potansiyele sahip bir gezgin.
yazar için VATAN,TÜRKİYE, MİLLET ne ifade ediyor. daha doğrusu tarihini ve milletini kaça sattı? elif hanım bende bunları çağrıştırıyor maalesef.
bence super bı anlatımı var sadece baba ve piç deil araf kıtabı bıt palas kıtabı ve pinhan da çok güzel herkese tavsıye ederım
Yeni orhan pamuk. Batının bizi görmek ve göstermek istediği açıdan bakan bunuda önemli olmak adına vede 2-3 kuruş uğruna yapan, abd'nin son edebiyat icadı.
elif ŞAFAK iyi bir yazarmı değil mi benim sormam yanlış olur ama yani bu kiraptaki yazılarda ne anlatmak istiyor anlamadım acaba içindeki gerçeklerimi yazdı yoksa birine ait bilgileri mi aktardı veya başka ne birde zaman gazetesinde yazması bu işin ayrı bir boyutu
DAVALIK OLAN ‘BABA VA PİÇ’ KİTABI NE ANLATIYOR?
Baba ve Piç, İstanbul-San Francisco arasında sürekli gel-gitler şeklindeki anlatımıyla, bir Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyanların 90 yıla yayılan öykülerini barındırıyor sayfalarında. Kederli bir geçmişi tamamen unutmak mı daha doğru, yoksa geçmiş bilincini beraberinde taşımak mı? ‘Baba ve Piç’ diğer yandan bir kadınlar romanı aslında. Erkeklerin apansız ve açıklamasız ölüverdiği dünyada, geriye hep kadınların kaldığı bir sülaleden dört kuşak kadının hikâyesi.
ELİF ŞAFAK’IN BAŞINA DERT AÇAN CÜMLELER
5237 sayılı TCK'nun 301/1 maddesi gereğince cezalandırılması istenen yazar Elif Şafak’ın ‘Türklüğü alenen aşağılamak’ suçundan 24 Temmuz da Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa EROL tarafından hazırlanan iddianamede, başını derde sokan kitabın satırlardan bazıları şunlar; ‘..Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum’ (Sayfa 63) , ‘Sen kalk gel Ortaasya'dan, dal dosdoğru Anadolu'nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeniye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler. Mal mülklerinden oldular! ’ (Sayfa 65) , ‘Sıradan Türklerle ne konuşacaksın eğitim görmüşleri bile ya Milliyetçi ya cahil’ (Sayfa 130) , ‘Ayaşta sağ kalan olmamış Çankırı'ya götürülenler de peyder pey öldürülmüşler... Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler. Bazıları açlıktan ölmüş bazıları da öldürülmüş’ (Sayfa 170-171) , ‘Türkler de 1915'te bunları Ermenilere yapanlar’ (Sayfa 172) , ‘1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden... bunlar sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı hiç? ’ (185-186) , ‘Toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden’ (Sayfa 192) , ‘Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle Ermenilerin evlerine girip sonra da yağmalıyorlar’ (Sayfa 198) .
KİTAPTAN BİR BÖLÜM
‘Odadakilerin meraklı bakışları üzerinde ağırlaştı. Ne var ki Zeliha'nın yüzünde ne sıkıntıdan eser vardı ne mahcubiyetten. Bu toplumsal işkenceden keyif alıyor değildi elbette ama içinden bir ses başkalarının fikirlerini ve yargılarını umursamamayı öğütlemişti ona. Ne de olsa fark etmeyecekti sonuç olarak. Son zamanlarda bazı kelimeleri kişisel sözlüğünden çıkarmaya karar vermişti, 'utanç' pekâlâ bunlardan biri olabilirdi. Bu kürtaja onay verecek bir koca yoktu ortada. Bu çocuğun bir babası yoktu.
Neyse ki kocanın olmayışı formalitelerde bir avantaja dönüştü. Görünüşe göre kimsenin yazılı iznini almasına gerek yoktu. Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul'da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı...’
YAZAR ELİF ŞAFAK KİMDİR?
1971 Strasbourg doğumlu. ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi ve yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümü'nde, doktorasını ise Siyaset Bilimi alanında tamamladı. 'Bektaşi ve Mevlevi Düşüncesinde Kadınsılık-Döngüsellik' konulu yüksek lisans tezi Sosyal Bilimler Derneği'nce ödüllendirildi. İlk öykü kitabı Kem Gözlere Anadolu 1994 yılında yayımlandı. İlk romanı Pinhan ile 1998 yılı Mevlana Büyük Ödülü'nü aldı. Bunu Şehrin Aynaları ve yazara 2000 yılı Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü'nü kazandıran Mahrem izledi. Bu romanıyla geniş bir okur kesimince tanınan yazar, diğer romanları gibi Metis Edebiyat dizisinde yayımlanan Bit Palas (2002) ve Araf'ı (2004) yazdı. Kadınlık, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat konulu yazılarını Med-Cezir'de (2005) bir araya getirdi. Bir süredir ABD'de yaşayan Elif Şafak Avrupa ve ABD'de çeşitli gazete ve dergilere yazmakta, Michigan Üniversitesi'nin ardından Arizona Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak hala görev yapmakta. Kitapları çeşitli dillere çevrilen Elif Şafak'ın İngilizce kaleme aldığı son romanı Baba ve Piç (2006) , dünyanın önde gelen yayınevlerinden Viking/Penguin tarafından basılması düşünülüyor.
Zeka + bilgi birikimi + edebiyat kabiliyeti = Elif Şafak
İnanılmaz güzel bir akıl ve onun uzantısı olan gözlem gücü..Kitaplarında yapmış olduğu tasvirlerden büyülendiğim ve çok kıskandığım bir genç yazar..Ben yazamam böyle dedirtecek kadar beni kıskandırıyor..Onun kelime dağarcığının binde birine sahip olmayan aklıevvellerin kendilerine yakışır basit cümlelerle Elif Şafak'ı eleştirme haddini kendilerinde bulmalarını ise tıpkı bir komedi şov,stand up veya herhangibir güldürüymüşcesine kahkahalarla okuyorum...Alkışladığım ve şapka çıkardığım bir yazar..
arkadaşlaaaar yakında meşhur olacam niye mi bi kitap yazıp türkler soykırım yaptı diyecem (şaka şaka o kadar da...... değiliz çok şükür)
Elif Şafak son kitabı 'Baba ve piç' ile ülkemizde yazarların hayali kahramanların diyaloglarından dolayı da yargılanabileceğini görmemize neden olan yazar.
301den yargılanan diğer yapıtlar gibi bestseller arasına girmiş kitabının yazarı...
Elimde olsa hadi neyse söylemiyim
Orhanın arkadaşı
kitaplarını çok severek okuduğum bir yazar
yemek kitabı yazsa okurum
herkesime hitabedebilecek kadar bilgili,her doğruya doğru diyebilecek kadar yürekli nadide yazarlarımızdan...tüm kitaplarını okusam da uslubunu çözemeyecek kadar renkli ve yeniliğe açık...şöyleki bir yazarı okursunuz 3.kitabından sonra tanımaya başlar 4.kitabın ortalarında artık kestirir,5.kitapta ne yazabileceğini artık bilirsiniz ya ama elif şafakta bunu yapamıyorum...her kitap birbirinden öyle farklı ve bağımsız ki...sanırım yazanın aklına ve zekasına işaret ediyor :) öylemi...
hem zaman gazetesi gibi sağ görüşlü bir gazetede...................... hem de haftalık dergisi gibi sol görüşlü bir dergide yazması................... ilginç.....